Çevrimdışı
Bismillahirrahmanirrahim
Selamun Aleykum,
Kardeşlerim, özür dilerim. Kısa kısa'lara bu seferlik ara vermek zorunda kaldım. Ama hak verirsiniz ki, bunu kısa kısa göndersem kopukluk olacaktı. Yine de 1 kere olsun okuyup ondan sonra çöp kutusuna atın bari...
Rabbim, öncelikli gayesi "Kendisine kul olmak gayreti" olan kullarından eylesin bizleri... Tek gayesi yemek içmek, gezip tozmak, kazanıp harcamak olan "esfele safilin" den olmaktan Alemlerin Rabbine sığınırım...
Vesselam,
Hakan UZUN
MANİFESTO
1. İslâm'ın doğru ve yanlışlarını referans almayan her sistem, ideoloji, düşünce, akım, idare şekli, hayat tarzı “cahiliye” hükmündedir.
Maide 50 : “Onlar hâlâ cahiliye devrinin hükmünü mü istiyorlar? Kesin olarak inanacak bir toplum için, kimin hükmü Allah’ınkinden daha güzeldir?”
Casiye 18 : “Sonra da seni din konusunda bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy; bilmeyenlerin isteklerine uyma.”
2. Takiyye direkt olarak cana kast olmaksızın ruhsat olamaz.
Nahl 106 : “Kalbi imanla dolu olduğu hâlde zorlanan kimse hariç, inandıktan sonra Allah’ı inkâr eden ve böylece göğsünü küfre açanlara Allah’tan gazap iner ve onlar için büyük bir azap vardır.”
3. Batıl bir iş batıl bir işle yok edilmeye çalışılamaz.
İsra 81 : “De ki: “Hak geldi, batıl yok oldu. Şüphesiz batıl, yok olmaya mahkûmdur.””
4. Müslüman, Allah'ın emirlerine uyar ve buna davet eder. Başkasının emirlerine asla boyun eğmez. Buna davet etmez.
Enfal 24 : “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Resûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.”
Yusuf 108 : “De ki: “İşte bu benim yolumdur. Ben ve bana uyanlar bilerek Allah’a davet ederiz. Allah’ın şanı yücedir. Ben, Allah’a ortak koşanlardan değilim.””
Ahzab 1 : “Ey Peygamber! Allah’a karşı gelmekten sakın. Kâfirlere ve münafıklara boyun eğme. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.”
5. Eğer bir konuda muhtelif görüşler var ise bunların Allah'a ve Rasulüne arz edilmesi ve çıkan sonuca riayet edilmesi müslümanların üzerine farzdır.
Nisa 59 : “Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygamber’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre (idarecilere) de. Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde, Allah’a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resûlüne arz edin. Bu, daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir.”
6. Müslümanlar eğer Allah veya Rasulünden gelen bir delil varsa başka bir görüşle amel edemezler.
Ahzab 36 : “Allah ve Resûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü’min erkek ve hiçbir mü’min kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah’a ve Resûlüne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır.”
7. Bir insanın namaz kılması o insanın mutlak manada Allah'ın müslüman olarak isimlendirdiği kişilerden olduğu anlamına gelmez.
Nisa 142 : “Münafıklar, Allah’ı aldatmaya çalışırlar. Allah da onların bu çabalarını başlarına geçirir. Onlar, namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar ve Allah’ı pek az anarlar.”
8. Müslümanlar, yalnız Allah'a güvenirler.
Ankebut 59 : “Onlar ki, sıkıntılar karşısında sabrederler ve sadece Rabb'lerine güvenirler.”
9. Müslüman, batıl olan herşeyden yüz çevirir.
Rum 30 : “O halde sen batıl olan her şeyden uzaklaşarak yüzünü ve özünü, hak din olan İslâm’a çevir. Allah’ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata sımsıkı tutun. Allah’ın yaratmasında hiçbir değiştirme yoktur. İşte bu dosdoğru dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler.”
10. Müslüman, mücadelesini Allah'ın kelamı ile yapar, insanların kelamı ile değil.
Furkan 52 : “Öyle ise kâfirlere itaat etme, onlara karşı bu Kur’an’la büyük bir mücadele ver.”
11. Müslüman, her zaman eğilip bükülmeden dosdoğru olur, dosdoğru yaşar, dosdoğru ölür.
Hud 112 : “Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz O, yaptıklarınızı hakkıyla görür.”
12. Müslüman, Allah'ın kelamını söylerken de eğip bükmeden dosdoğru söyler.
Hicr 94 : “Ey Muhammed! Şimdi sen, sana emrolunanı açıkça söyle ve Allah’a ortak koşanlara aldırış etme.”
Maide 67 : “Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan, O’nun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah, seni insanlardan korur. Şüphesiz Allah, kâfirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir.”
13. Müslüman, günahlardan kaçınmak için gayret eder.
Necm 32 : “Onlar, ufak tefek kusurları dışında, büyük günahlardan ve çirkin işlerden uzak duran kimselerdir. Şüphesiz Rabbin, bağışlaması çok geniş olandır. Sizi, topraktan yarattığında da ve analarınızın karnında ceninler iken de, en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü O, Allah’a karşı gelmekten sakınanları en iyi bilendir.”
En'am 120 : “Günahın açığını da bırakın, gizlisini de. Çünkü günah kazananlar yaptıkları karşılığında cezalandırılacaklardır.”
14. Müslüman, hak dini tek din görür. Diğer dinlerle ilişkisini buna göre düzenler.
Tevbe 33 : “O, Allah’a ortak koşanlar hoşlanmasalar bile dinini, bütün dinlere üstün kılmak için, peygamberini hidayetle ve hak dinle gönderendir.”
15. Müslümanın dünyadaki gayesi, Allah için yaşamak, herşeyi O'nun için yapmaktır.
En'am 162-163 : “Ey Muhammed! De ki: “Şüphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, yaşamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir. O’nun hiçbir ortağı yoktur. İşte ben bununla emrolundum. Ben müslümanların ilkiyim.” ”
16. Müslüman, kimsenin heva ve hevesinden uydurduğu sistemlere uymaz.
Şurâ 15 : “(Ey Muhammed!) Bundan dolayı sen çağrıya devam et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların hevâ ve heveslerine uyma ve şöyle de: “Ben, Allah’ın indirdiği her kitaba inandım ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz sizedir. Bizimle sizin aranızda tartışılacak bir şey yoktur. Allah, hepimizi bir araya toplayacaktır. Dönüş de ancak O’nadır.” ”
17. Müslüman, ne Yahudi ne de Hristiyanların sistemlerine özenmez.
Bakara 120 : “Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar. De ki: “Allah’ın yolu asıl doğru yoldur.” Sana gelen ilimden sonra, eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah’tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır.”
18. Müslüman, hiç kimsenin hevasına göre yaşamaz.
Meryem 59 : “Onlardan sonra, namazı zayi eden, şehvet ve dünyevî tutkularının peşine düşen bir nesil geldi. Onlar bu tutumlarından ötürü büyük bir azaba çarptırılacaklardır.”
Kehf 28 : “Sabah akşam Rablerine, O’nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte ol. Dünya hayatının zînetini arzu edip de gözlerini onlardan ayırma. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, boş arzularına uymuş ve işi hep aşırılık olmuş kimselere boyun eğme.”
...
...
..
Daha ilave yapılabilir. Sadece sizlerin de ekleyecekleri olabilir hatta olmalı diyerek burada kestim...
Selamun Aleykum,
Kardeşlerim, özür dilerim. Kısa kısa'lara bu seferlik ara vermek zorunda kaldım. Ama hak verirsiniz ki, bunu kısa kısa göndersem kopukluk olacaktı. Yine de 1 kere olsun okuyup ondan sonra çöp kutusuna atın bari...
Rabbim, öncelikli gayesi "Kendisine kul olmak gayreti" olan kullarından eylesin bizleri... Tek gayesi yemek içmek, gezip tozmak, kazanıp harcamak olan "esfele safilin" den olmaktan Alemlerin Rabbine sığınırım...
Vesselam,
Hakan UZUN
MANİFESTO
1. İslâm'ın doğru ve yanlışlarını referans almayan her sistem, ideoloji, düşünce, akım, idare şekli, hayat tarzı “cahiliye” hükmündedir.
Maide 50 : “Onlar hâlâ cahiliye devrinin hükmünü mü istiyorlar? Kesin olarak inanacak bir toplum için, kimin hükmü Allah’ınkinden daha güzeldir?”
Casiye 18 : “Sonra da seni din konusunda bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy; bilmeyenlerin isteklerine uyma.”
2. Takiyye direkt olarak cana kast olmaksızın ruhsat olamaz.
Nahl 106 : “Kalbi imanla dolu olduğu hâlde zorlanan kimse hariç, inandıktan sonra Allah’ı inkâr eden ve böylece göğsünü küfre açanlara Allah’tan gazap iner ve onlar için büyük bir azap vardır.”
3. Batıl bir iş batıl bir işle yok edilmeye çalışılamaz.
İsra 81 : “De ki: “Hak geldi, batıl yok oldu. Şüphesiz batıl, yok olmaya mahkûmdur.””
4. Müslüman, Allah'ın emirlerine uyar ve buna davet eder. Başkasının emirlerine asla boyun eğmez. Buna davet etmez.
Enfal 24 : “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Resûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.”
Yusuf 108 : “De ki: “İşte bu benim yolumdur. Ben ve bana uyanlar bilerek Allah’a davet ederiz. Allah’ın şanı yücedir. Ben, Allah’a ortak koşanlardan değilim.””
Ahzab 1 : “Ey Peygamber! Allah’a karşı gelmekten sakın. Kâfirlere ve münafıklara boyun eğme. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.”
5. Eğer bir konuda muhtelif görüşler var ise bunların Allah'a ve Rasulüne arz edilmesi ve çıkan sonuca riayet edilmesi müslümanların üzerine farzdır.
Nisa 59 : “Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygamber’e itaat edin ve sizden olan ulu’l-emre (idarecilere) de. Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde, Allah’a ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resûlüne arz edin. Bu, daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir.”
6. Müslümanlar eğer Allah veya Rasulünden gelen bir delil varsa başka bir görüşle amel edemezler.
Ahzab 36 : “Allah ve Resûlü bir iş hakkında hüküm verdikleri zaman, hiçbir mü’min erkek ve hiçbir mü’min kadın için kendi işleri konusunda tercih kullanma hakları yoktur. Kim Allah’a ve Resûlüne karşı gelirse, şüphesiz ki o apaçık bir şekilde sapmıştır.”
7. Bir insanın namaz kılması o insanın mutlak manada Allah'ın müslüman olarak isimlendirdiği kişilerden olduğu anlamına gelmez.
Nisa 142 : “Münafıklar, Allah’ı aldatmaya çalışırlar. Allah da onların bu çabalarını başlarına geçirir. Onlar, namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar ve Allah’ı pek az anarlar.”
8. Müslümanlar, yalnız Allah'a güvenirler.
Ankebut 59 : “Onlar ki, sıkıntılar karşısında sabrederler ve sadece Rabb'lerine güvenirler.”
9. Müslüman, batıl olan herşeyden yüz çevirir.
Rum 30 : “O halde sen batıl olan her şeyden uzaklaşarak yüzünü ve özünü, hak din olan İslâm’a çevir. Allah’ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata sımsıkı tutun. Allah’ın yaratmasında hiçbir değiştirme yoktur. İşte bu dosdoğru dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler.”
10. Müslüman, mücadelesini Allah'ın kelamı ile yapar, insanların kelamı ile değil.
Furkan 52 : “Öyle ise kâfirlere itaat etme, onlara karşı bu Kur’an’la büyük bir mücadele ver.”
11. Müslüman, her zaman eğilip bükülmeden dosdoğru olur, dosdoğru yaşar, dosdoğru ölür.
Hud 112 : “Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz O, yaptıklarınızı hakkıyla görür.”
12. Müslüman, Allah'ın kelamını söylerken de eğip bükmeden dosdoğru söyler.
Hicr 94 : “Ey Muhammed! Şimdi sen, sana emrolunanı açıkça söyle ve Allah’a ortak koşanlara aldırış etme.”
Maide 67 : “Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan, O’nun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah, seni insanlardan korur. Şüphesiz Allah, kâfirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir.”
13. Müslüman, günahlardan kaçınmak için gayret eder.
Necm 32 : “Onlar, ufak tefek kusurları dışında, büyük günahlardan ve çirkin işlerden uzak duran kimselerdir. Şüphesiz Rabbin, bağışlaması çok geniş olandır. Sizi, topraktan yarattığında da ve analarınızın karnında ceninler iken de, en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü O, Allah’a karşı gelmekten sakınanları en iyi bilendir.”
En'am 120 : “Günahın açığını da bırakın, gizlisini de. Çünkü günah kazananlar yaptıkları karşılığında cezalandırılacaklardır.”
14. Müslüman, hak dini tek din görür. Diğer dinlerle ilişkisini buna göre düzenler.
Tevbe 33 : “O, Allah’a ortak koşanlar hoşlanmasalar bile dinini, bütün dinlere üstün kılmak için, peygamberini hidayetle ve hak dinle gönderendir.”
15. Müslümanın dünyadaki gayesi, Allah için yaşamak, herşeyi O'nun için yapmaktır.
En'am 162-163 : “Ey Muhammed! De ki: “Şüphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, yaşamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir. O’nun hiçbir ortağı yoktur. İşte ben bununla emrolundum. Ben müslümanların ilkiyim.” ”
16. Müslüman, kimsenin heva ve hevesinden uydurduğu sistemlere uymaz.
Şurâ 15 : “(Ey Muhammed!) Bundan dolayı sen çağrıya devam et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların hevâ ve heveslerine uyma ve şöyle de: “Ben, Allah’ın indirdiği her kitaba inandım ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz sizedir. Bizimle sizin aranızda tartışılacak bir şey yoktur. Allah, hepimizi bir araya toplayacaktır. Dönüş de ancak O’nadır.” ”
17. Müslüman, ne Yahudi ne de Hristiyanların sistemlerine özenmez.
Bakara 120 : “Sen dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ve ne de Hıristiyanlar asla senden razı olmazlar. De ki: “Allah’ın yolu asıl doğru yoldur.” Sana gelen ilimden sonra, eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki, Allah’tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır.”
18. Müslüman, hiç kimsenin hevasına göre yaşamaz.
Meryem 59 : “Onlardan sonra, namazı zayi eden, şehvet ve dünyevî tutkularının peşine düşen bir nesil geldi. Onlar bu tutumlarından ötürü büyük bir azaba çarptırılacaklardır.”
Kehf 28 : “Sabah akşam Rablerine, O’nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte ol. Dünya hayatının zînetini arzu edip de gözlerini onlardan ayırma. Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, boş arzularına uymuş ve işi hep aşırılık olmuş kimselere boyun eğme.”
...
...
..
Daha ilave yapılabilir. Sadece sizlerin de ekleyecekleri olabilir hatta olmalı diyerek burada kestim...
