Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Kişinin Ölüm Döşeğinde Ettiği Tevbe Sahih midir?

İ Çevrimdışı

İbn Muhammed

الله اكبر و العزة الله
İslam-TR Üyesi
Selamun aleykum ve rahmetullah hocam,

Küfür üzere yaşadığı bilinen bir zat ölüm döşeğinde, işlediği küfür fiilinden tevbe ettiğini beyan etse bu tevbe geçerli bir tevbe midir?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Âleykum selam we rahmetullahi we berakatuh kardeşim;

"Günah işleyib de kendisine ölüm gelince "Şimdi tevbe ettim." diyenler ile kâfir olarak ölenlerin tevbesi kabul olmaz. İşte bunlar için can yakıcı bir azab hazırladık." (Nisa 18)

Allaha isyanda ısrar edib sonra ölüm gelib kendisine çattığında, öleceğini hissederek "Şimdi ben tevbe ettim." diyenler ile kâfir olarak ölenlerin tevbeleri Allah katında, kabul edilen tevbelerden değildir.
Kul, ölüm sarhoşluğu halindeyken, canını almak isteyen meleği ve diğer varlıkları görür de "Şimdi ben tevbe ettim." derse böyle tevbeler Allah katında makbul değildir.
Nitekim Abdullah b. Ömer (r.anh), Rasulullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir;
"Şubhesiz ki Allah, kulunun tevbesini, can çekişme haline düşüp boğazına hırıltılar gelmeden evvel kabul eder."
(Tirmizi, K. ed-Davad, bab: 99, Hadis No: 3537; İbn-i Mâce, K. ez-Zuhd, bab: 30, Hadis No: 4253)

Mufessirler "Günah işleyib de kendisine ölüm gelince 'şimdi tevbe ettim' diyenler" ifadesinde zikredilen kişilerden kimlerin kastedildiği hususunda çeşitli görüşler zikretmişlerdir.
a- Rebi' b. Enes'e göre burada işaret edilen kimseler munafıklardır. Zira bundan önceki âyette mu'minlerin, âyetin bu bölümünde munafıkların ve sonunda da kâfirlerin tevbe etme durumları zikredilmiştir.
b- Sufyan es-Sevri'ye göre ise burada işaret edilen kişilerden maksad , müslümanlardır. Zira munafıkların da dahil oldukları kâfirlerin tevbe etme durumları âyetin sonunda zikredilmiştir.
c- Abdullah b. Abbas'a göre ise âyetin bu bölümünde zikredilen kişilerden maksad, müslümanlardır. Ancak âyetin bu bölümü neshedilmiştir. Zira Allah teala bu âyetten sonra "Şubhesiz ki Allah, kendisine ortak koşanları bağışlamaz. Bunun dışında dilediğini bağışlar" (Nisa 116) âyetini indirmiştir. Kâfir olarak ölenlere affedilmeyi haram kılmış, tevhid ehlinin tevbesini ise kendi iradesine bağlamıştır. Onları, af hususunda ümitsizliğe düşürmemiştir.

Taberi bu görüşlerden ikinci görüş olan Sufyan es-Sevri'nin görüşünün tercihe şayan olduğunu, âyet-i kerimenin, can verme sarhoşluğundaki müslümanların tevbelerinin kabul edilemeyeceğini beyan ettiğini söylemiştir. Zira munafıkların da gerçekten kâfir olduklarından âyetin sonunda, tevbeleri kabul edilmediği beyan edilen kâfirlere dahil olduklarını bu nedenle âyetin bu bölümünden maksadın munafıklar olduğu söylendiği takdirde âyette yersiz tekrar olduğu kabul edileceğini zikretmiştir.


Museyyeb b. Hazen, Mucahid, Amr b. Dinar ve Said b. el- Museyeb'e göre Rasulullahın amcası Ebu Talib hakkında şunu nakleder:
"Ebu Talib ölüm hastalığında iken Rasulullah onun yanına gitti. Orada, Kurayş'in ileri gelenlerinden, Ebu Cehil ve Abdullah b. Ebi Umeyye bulunuyordu.
Rasulullah, Ebu Talib'e "Ey amca, La llahe illallah" de. Bununla Allah katında seni savunayım." dedi.
Ebu Cahil ve Abdullah b Umeyye "Ey Ebu Talib, Abdulmuttalib'in dininden dönecek misin?" dediler.
Bunlar Ebu Talib'e devamlı olarak aynı şeyi telkin ediyorlardı.
Nihayet Ebu Talib onlara son söz olarak "Abdulmuttalibin dini üzere olduğunu" söyledi.
Bunun üzerine Rasulullah şöyle buyurdu "Bana yasaklanmadıkça senin için mutlaka af dileyeceğim.
(Buhari, K. el-Menakıb el-Ensar, 40, K. Tefsir el-Kur'an sure: 9, bab: 16, K. Tefsir el-Kur'an sure: 28/1; Ahmed b. Hanbel, Musned, C: 5, Sf: 533, 433; Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'ân, 28/1, hadis no: 3188)

Nitekim bu hususta yine Ebu Talib hakkında nazil olduğu rivayet edilen bir âyet-i kerimede şöyle buyurulmaktadır:
"Elbette sen, sevdiğine hidâyete ulaştıramazsın ve fakat Allah dilediğine hidâyet eder ve O, hidâyete ermiş olanları da en iyi bilendir." (Kasas 56)

(Kurtubî, el-Câmiu li-Ahkâmi'1-Kur'ân, VIII, 173)

Burada dikkat etmemiz gereken, Rasulullah'ın muşrik olan amcasını imana davet ediyor, bu amel câiz olduğu için Allah (c.c.) tarafından bir tenkid gelmiyor. Allah (c.c.)'nin Rasulullah (s.a.v.)'i uyarısı ise, iman etmeden kafirolarak öldüğü halde amcası için avf dilemesinin câiz olmayışınadır.
Nitekim bu hadise üzerine şu ayet nazil olmuştur:
"
Ne Peygamberin ne de mu'minlerin, cehennemlik oldukları belli olduktan sora, akrabaları da olsa, muşrikler için af dilemeleri asla doğru olmaz." (Tevbe 113)



İlgili Konular:

GÜNAHTAN TEVBENİN ŞARTLARI
https://www.islam-tr.org/konu/gunahtan-tevbenin-sartlari-soruya-cevap.7931/

 
Üst Ana Sayfa Alt