Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Kitap tanıtım ve tavsiyelerinizi bu bölümde paylaşabilirsiniz.

deli Çevrimdışı

deli

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
en çok sevdiğimiz ve okurken zevk aldığımız kitapları tanıtmaya ne dersiniz? kendi kütüphanemde bulunan beğendiğim kitaplarımı sizlere tanıtıp paylaşmaktan zevk duyacağım.
 
deli Çevrimdışı

deli

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
1-

yoldaki_i_aretler__n.jpg
yoldaki_i_aretler_arka.jpg



İslami uyanış eylemi nasıl başlayacak? Bu görevi üstlenecek öncü bir cemaat lazımdır.Bu yola baş koymuş cemaat… Dünyanın her köşesindeki cahiliyeyi yok etmek için yola çıkmış bir cemaat… “yoldaki işaretler”i, işte gelmesi umutla beklenen bu öncü cemaat için yazdım.
Seyyid Kutup


SEYYİD KUTUP HAKKINDA

" ... Biz fikir ve sözlerimiz uğruna ölsekte, o fikir ve sözler ruh lu bi¬rer vücud olarak kalacaklardır."
. Seyyid Kutup, 1906 yılında Mısır'ın Asyut kasabasında doğdu; Dini ilk eğitimini ailesinden aldı. Yani; nezih, temiz ve berrak dimağına ilk nakşedilen bilgi, Kelam-ı ilahi oldu. ilkokulu bitirdiği sene Kur'an-ı Ke¬rim'i de baştan sona ezberlemiş bulunuyordu.
İlkokulu bitirince babası Kahire'ye götürdü ve el-Ezher Üniversite¬sinin orta öğretim bölümüne kaydettirdi. Babasının ölümünden sonra ai¬lece Kahire'ye yerleştiler.
Seyyid Kutup, daha lise yıllarında iken kendini edebiyata vermiş ve edebi eserler, makaleler yazmağa başlamıştı. Şair olarak tanınmak iste¬mediğinden yazdığı şiirleri neşretmezdi.
Yüksek tahsilini Kahire Üniversitesinin Darül -Ulüm Fakültesinde yaptı. 1933 yılında bu fakülteden mezun oldu. Aynı yıl Mısır Maarif Ve¬kaleti tarafından bu fakülteye Edebiyat hocası olarak tayin edildi.
1941 yılında sosyoloji doktorası yapmak üzere Maarif Vekaleti tara¬fından Amerika'ya gönderildi. Amerika'ya gitmeden önce Mısır'daki Müs¬lüman Kardeşler Cemiyeti ile münasebetler kurmuş ve Yeni Fikir adlı bir mecmua çıkarmağa başlamıştı. Amerika'ya gittikten sonra da devam ettirdiği Yeni Fikir mecmuasında, başlıca kapitalizme ve servet sahiple¬rine çatıyordu.
Amerika'da geçirdiği iki yılı; günümüzün çeşitli doktrinlerini tetkik etmekle değerlendirmişti. Döndükten sonra bu sahadaki akademik çalış¬malarını da artırdı. Bu akademik çalışmalarında evvela sosyalizm, komünizm ve kapitalizm'i bütün detayları ile inceleyip tahlilden geçirdi. Bu re¬jimlerin hepsinde de beşeriyete zararlı olan ve insanlığı muhtelif şekiller¬de köleleştiren unsurlar bulunduğunu tespit etti.
Bu incelemelerin ardından bütün çalışmalarını Kuran’ı tetkike hasretti. İman ve İslam prensipleri üzerinde uzun müddet ilmi çalışma¬lar yaptı. Ve bütün insanlığın kurtuluşunun Kur'an-ı Kerim'e sarılmakla olacağına inanıyordu. Bu ilmi ve felsefi araştırmaları, kendisine sarsıl¬maz bir iman bahşetmişti.
Bu noktada huzura kavuşmuş olan Seyyid Kutup, artık fikir ve dü¬şünce hayatının en olgun safhasına girmiş bulunuyordu.
1948 yılında "İslamda Sosyal Adalet" adlı kitabı İslam aleminde bü¬yük yankılar uyandırdı.
Fikirlerini eserleri ile yaymağa çalışırken aynı paralelde kurulmuş olan "Müslüman Kardeşler Cemiyeti"yle temaslarını sıklaştırdı.
1952 yılında Mısır'da yapılan askeri ihtilal neticesinde sosyalizm tatbikine başlandı. '1954 yılında "Müslüman Kardeşler Cemiyeti" fesh edildi. Teşkilatın onbinlerce mensubu zindanlara dolduruldu. Seyyid Ku¬tup'da aynı yıl tevkif edilmiş ve onbeş yıl ağır kürek cezasına çarptırıl¬mıştı. Zindanda bulunduğu müddetçe de Hakkı söylemekten fütur etme¬diği için mahpusluğu müddetince büyük işkencelere maruz bırakılmıştır. Eserlerinin bir çoğunu hapishanede yazdığı gibi en büyük eseri Fi Zilal-il Kur'an'ın son yarısını da hapishanede tamamladı.
Nihayet 1965 yılında neşrettiği "Yoldaki İşaretler" adlı eseri sebe¬biyle, erkek ve kadın olmak üzere tam kırk bin insan zindanlara doldu¬ruldu. Bunların bir çoğu mahkeme edilmeden işkence altında can verdi. Seyyid Kutup ile arkadaşları el-Şeyh Abdülfettah İsmail ve Muhammed Yusuf Havvaş ise, kurulan askeri mahkeme kararı ile 29.8.1966 günü idam edildi.
 
deli Çevrimdışı

deli

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
3-


insan_n_d_rt_zindan___n.jpg
insan_n_d_rt_zindan__arka.jpg




Yazar Hakkında

ALİ ŞERİATİ

İranlı düşünür ve sosyolog 1933'te Meşhed kenti yakınlarındaki Mezinan'da doğdu. Öğre¬nimini kendi ülkesinde tamamladıktan sonra, doktora öğrenimi için Fransa'ya gitti. O yıllarda konferans ve kitaplarıyla Avrupa'da İslami bir topluluğun oluşum ve gelişimine katkıda bu¬lundu.
Fransa'da bulunduğu yıllarda, Cezayir Kurtuluş Savaşı'na yazı ve konuşmalarıyla destek oldu. Emperyalist güçlerin İslam ülkelerine yönelik sömürü faaliyetlerine karşı çıktı ve düşünceleri¬ni bu konu üzerinde yoğunlaştırdı.
Doktorasını tamamlayıp ülkesine döndüğünde tutuklandı ve bundan sonraki hayatının büyük bir bölümÜ hapis ve sürgünde geçti.
Londra'da sürgünde bulunduğu sırada 1977'de 'SAVAK' ajanlarınca şehit edildi.
Felsefe, sosyoloji ve dinler tarihi başta olmak üzere çeşitli bilim dallarına ait -çoğunluğu ko¬nuşma ve konferanslarından oluşan 300'e ya¬kın eseri bulunmaktadır.
 
deli Çevrimdışı

deli

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
4-


efendimiz__n.jpg
efendimiz_arka.jpg





yazar hakkında

Abdülhamit sim

01-06-1971 siirt-merkez doğumlu
İstanbulda büyüdü ve yetişti
Öğrenimini istanbulda tamamladı
Evli ve iki çocuk babası
Tekstil işiyle uğraşıyor.


Bu kitap yazarın ilk kitabıdır ve, yıllardır acizane ilmiyle verdiği siyer derslerinin derlenip toplanması sonucu ortaya çıkmıştır.
Davasında samimi ve şahısca da hoş bir müslümandır.
Kitabı kendisini davasına adadığı en büyük önderimiz,efendimiz hz.muhammed (a.s) yi insanlara ulaştırmak,tanıtmak,sevdirmek için herhangi bir kar amacı gütmeksizin yazmış,maddi gücü nisbetinde ücretsiz olarak dağıtmıştır.
Kitapta efendimizden önceki mekkenin drumu,resulullahın doğup büyüdüğü ortam,tevhid mücadeleleri ve sahabilerle ilişkilerine yer verilmiş. Resulullahın fiziksel şemali ve karakter yapısına,huylarına kadar ayrıntılı bir inceleme içerisine grilmiştir. Peygamber hanımlarıda bu kitap içerisinde incelenmektedir. Başarılı bir çalışma olması hasebiyle tüm kardeşlere tavsiye ederim.
 
deli Çevrimdışı

deli

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
5-


Allah__n.jpg
Allah_arka.jpg




ÖNSÖZ

İnsanı varlığına şahit tutan Allah'a hamd ederim. Kalemi ve kelamı yaratan Allah'ın adıyla başlarım. O'nun Nebi'sine, salatu selam ederim.
Es-Selam' a teslim. olanlara, selam olsun derim. İnsan" Allah" der de titremez mi?
Elbet bu satırların yazarı da titriyor. Korkudan değil, O'nun hakkında konuşmaya ve yazmaya cüret etmekten.
Hiçbir tasavvur, Allah'ı olduğu gibi algılayamaz. Hiçbir akıl, Allah'ı mutlak ve mükemmelliğiyle kavrayamaz. Hiçbir beşeri dil, sahibine Allah'ı gereği gibi anlatma imkanı sunmaz. O'nun azameti karşısında akıllar dumura uğrar, diller lal olur, mantık iflas eder, nutku tutulur, sözün soluğu kesilir, kelimele¬rin nabzı durur.
Peki, bu gerçeği bilmeme rağmen, Allah hakkında bir ki¬tap kaleme almaya beni ikna eden gerekçeler ne?
Üç şey:
ı. Allah'a inananların Allah tasavvurlarının, vahyin inşa ettiği Allah tasavvurundan giderek uzaklaşması.
2. Doğru bir Allah tasavvuruna sahip olmadan, sahih bir kulluk, iman ve teslimiyetin gerçekleşmeyeceği.
3. Allah doğru bilinmeden, tanınmadan, anlaşılmadan, bu ve öbür hayatın anlam ve amacının asla anlaşılamayacağı

İşte bu yüzden" Allah" demek" anlam" demektir. Modern . hayat Allah'tan uzaklaştıkça anlamdan da uzaklaşmaktadır. Anlamsız bir hayat yük, anlamsız bir insan hiç, anlamsız bir dünya canlı cenazelerin meskun olduğu bir mezardır.
Vahyin inşa ettiği hayatın merkezinde Allah vardır. Mer¬kezinde Allah'ın olduğu bir hayatın iki kanadı vardır: Tevhid ve adalet. Tevhid kanadı insan-Halık ilişkisini, adalet kanadı insan-mahluk ilişkisini temsil eder. İnsan ancak bu iki kanat sağlam olursa, sonsuz saadet menziline doğru uçabilir. Bu iki kanada uçarsa, gerçek özgürlüğe kavuşabilir. O özgürlük insa¬nı nefsinin isteklerine boyun eğdiren değil, nefsinin köleliğin¬den kurtarıp Allah' a kul kılan sahici, kalıcı ve değer üretici öz¬gürlüktür. Bu iki kanattan biri veya ikisi kırıksa, o insan teki veya toplumu, yaralı bir kuş gibi çırpınmaktan, hayatı hem kendisine hem başkalarına zindan etmekten kurtulamaz.
Bu kitap, hayatın merkezinde yer alan Allah hakkındaki kimi sorulara, vahiy eksenli cevaplar verme çabasının bir ürü¬nüdür. İşte bu sorulardan bazıları:
E1-Esmaü1hüsna'nın bir kalbi var mı, varsa nedir? Allah ismini oluşturan üç harfin tüm formları hangi ortak manayı veriri Tüm Esma Allah ismine döner, peki Allah isminin dön¬düğü 1afız nedir? İslam ilahiyatının varlık tasavvuru nasıldır? Cahiliyye'de Allah inancı nasıldır?
Varlığı bir kitap gibi okumak mümkün müdür? Aşkın ve Mutlak Varlık kavranabilir mil Bu konuda, imana ne gibi bir görev düşer? Kelime-i Tevhid'in ve Kelime-i Şehadet'in mana, maksat ve mahiyeti nedir? Şirkin mahiyeti nedir?
Vahiy nasıl bir Allah tasavvuru inşa eder? Allah neden zatıy1a değil de, sıfatıyla bilinir? Allah'ı bize bildiren isim ve sıfatlar nelerdir?
E1-Esmaü1hüsna ne demektir? El-Esmaü1hüsna insanı Al¬lah'a nasıl yaklaştırır? Allah adına/Allah adıyla okumak ne demektir? Bütün varlık nasıl Esma'nın tecellisi olur? "Allah'ın ah1akıy1a ahlaklanmak" ne demektir? Allah'ı sevme iddiası nasıl ispat edilir? Allah'a yaklaşmanın esası ve usulü nedir? Allah inancında tenzihçi ve teşbihçi yaklaşımlara nasıl bakılmalı? İsimler ve sıfatlar bahsinde neler söylenebilir? İslam ke¬lamının "Allah'ın Sıfatları" tasnifi nedir?
E1-Esmaü1hüsna rivayetleri ve ünlü E1-Esmaü1hüsna ha¬disi nasıl anlaşılmalıdır? "Allah'ın isimleri konusunda doğru yoldan sapmaktan ne anlamalı?
Allah tasavvurumuzun kodları ne1erdirt Haşyetullah, ev¬liyaullah, ru'yetullah hakkında vahiy merkezli bir bakış nasıl olmalıdır? Subhanal1ah, elhamdülillah, Allahuekber, zikrul¬lah, estağfirullah, inşaallah, maşaal1ah gibi Müslüman hayatının ekseninde yer alan kodların mana ve mahiyeti nedir? Al¬lah'tan istemenin adabı, usulü ve esası nedir?
Ve son olarak, okurdan naçizane talebimiz, eserin sonun¬daki duamıza "amin"leriyle iştirak etmesidir. Bu satırların ya¬tın için kabule karin bir tek "amin", ödüllerin en büyüğü olacaktır.
Allah bes, baki heves ...

Mustafa ısıamoğlu
29 Muharrem 1427/28 Şubat 2006
 
deli Çevrimdışı

deli

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
6-

sosyal_hayatta_islami_terbiye__n.jpg
sosyal_hayatta_islami_terbiye_arka.jpg



KİTAP HAKKINDA

"Sosyal Hayatta İslami Terbiye" kitabı, sosyal hayatta üstün ve başarılı terbiyenin nasıl gerçekleştirileceğini, bunun belirgin özelliklerini, uygulama ve örnekleriyle sunmaktadır.
Bireysel gelişimin olduğu kadar toplumsal gelişim ve deği¬şimin de esası terbiyedir. Bunu ise, en mükemmel biçimiyle, İslam'ın inanç, değer ve ruhuyla aynı paralelde yürüyen bir ter¬biye metodu gerçekleştirebilir. Bu ise, İslami terbiye'den başkası değildir.
İslami terbiyenin sosyal hayattaki işlevi şu şekilde özetlene-
bilir:
İslamlın mesajını hayata indirgemek,
İslam ümmetini yeniden oluşturmak,
İslam medeniyetini tekrar kurmak.

Kitabın sayfaları arasında Hasan el-Benna ve Müslüman Kardeşlerden sıkça bahsedilmektedir. Bunun nedeni, söz ko¬nusu kişi ve kurumun, İslami terbiyeyi sosyal hayatta ortaya koymada gösterdiği yüksek başarı ve performanstır. Hiçbir dü¬rüst araştırmacı ve gözlemcinin gözünden kaçmayacağı üzere, Müslüman Kardeşler gerçek İslami terbiyenin örnek bir okulu ol¬muştur. Bu okulun başarıyla gerçekleştirdiği en önemli görev ise, İslamlı en doğru şekilde anlayıp, ona gönül veren, gerek kendi benliğinde gerekse aile yaşantısında onu en güzel biçimde uy¬gulamaya koyan bir neslin meydana gelmesine önayak olması¬dır.

YAZAR HAKKINDA

1926 Mısır doğumlu.
Aklı ikna eden, kalbi sarsan etkili bir hatip ..
Geçmişleri taklit etmeyen, kendi yazdıklarını tekrarlamayan asıl bir yazar .Sağlam birikim sahibi ve orta yolu benimsemiş bir fakih ... Nakli ve aklı pek çok İslami ilimlerde yetkin bir alim .. doğuda ve batıda şiirleri gençler tarafından ezberlenmiş şair. Selefilikle yenilikçiliği bir arada barındıran ve İslam’ın değişkenleri ile sabitleri arasında dengeyi koruyan bir düşünür ..
1953 yılında Ezher Üniversitesi Usuluddin Fakültesi'ni birincilikle, 1960 yılında yüksek lisans eğitimini, 1973 yılında doktora eğitimini birincilikle tamamladı.. Eserlerinin sayısı sekseni geçmiştir. Bazıları onlarca baskı yapmış, dünya dillerine çevrilmiştir. Makale, hutbe, Konferans ve derslerinin sayısı bilinmiyor. Mezun olduğu tarihten itibaren çeşitli zamanlarda, Evkaf Bakanlığı'na bağlı Din işleri'nde murakıp; Ezher Üniversitesi İslam Kültürü Bölümü müdürü; Katar Üniversitesi Eğitim Fakültesi İslam Araştırmaları Bölümü kurucu başkanı; Şeriat ve İslami Araştırmalar Fakültesi kurucu dekanı; Sünnet ve Siyer Araştırmaları Merkezi kurucu müdürü 'Olarak görev yaptı. Ayrıca birçok yerel ve uluslararası kurum ve kuruluşlarda çeşitli unvanlarla görev aldı. Hala bu görevlerinden bazılarını sürdürmektedir.
Gençliğinin ilk yıllarından itibaren İslam Daveti çalışmalarına katıldı. Defalarca tutuklandı. Akademik, kültürel ve idari görev ve çalışmalarının yanında Ön¬celikle 0, bir davetçi oldu ve davet çalışmalarını diğer bütün faaliyetlerinin ekseni yaptı.
Eserlerinden bazıları şunlardır:
1.İslam’da Helal ve Haram
2.Zekat Fıkhı
3. ihtilaflar Karşısında İslami Tavır
4.Sosyal Hayatta İslami Terbiye
5.Çağdaş Fetvalar
6.İslam Hukukunda içtihad
7.Oruç Fıkhı
8.islam Toplumunda Gayri Müslimler
 
deli Çevrimdışı

deli

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
7-

peygamberler_ve_tevhid_m_cadeleleri__n.jpg
peygamberler_ve_tevhid_m_cadeleleri_arka.jpg



Kitap Hakkında

Kur'an-ı Kerim'de adları geçen peygamberlerin tevhit mücadele¬sini anlatan bu kitap, ayetler esas alınarak hazırlanmıştır. imkan nispetinde hadis-i şeriflerden yararlanılmıştır. Çok zaruri hallerde -pek az olmakla- birlikte kaynak gösterilerek müfessirlerin görüşlerine de yer verilmiştir.
Bu kitap, peygamberlerin hayat ve mücadelelerini, mücadele usul¬lerini merak edenler için hazırlanmıştır. Şu kadar var ki Peygamber Efendimizin farklı şartlarda ve farklı usuller takip ederek verdiği en son ve en mükemmel tevhit mücadelesi, Mekke ve Medine devri mücade¬leleri olarak iki ayrı başlık altında etraflıca değerlendirilmiştir. Zira -bilindiği gibi- Hz. Peygamber Mekke döneminde müşriklere karşı sabır mücadelesi vermiştir. Medine devrinde ise, devlet gücüyle tevhit müca¬delesini sürdürmüştür. Onun Mekke devri mücadelesi, komutan niteliği olmayan peygamberlerin mücadelesine bir hatime; Medine devri müca¬delesi de kumandan peygamberlerin mücadelesine bir güzel sonuç niteli¬ğindedir
 
deli Çevrimdışı

deli

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
9-


ak_ll__deliler_kitab___n.jpg
ak_ll__deliler_kitab__arka.jpg


Allaha olan aşkları nedeniyle yaşadıkları toplumlarda deli olarak adladırılan mübarek insanlar hakkında yaşam kesitleri sunulmakta.
 
deli Çevrimdışı

deli

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
10-


akaid__n.jpg
akaid_arka.jpg



KİTAP HAKKINDA

Bilindiği gibi, AKAİD, İslam dininin temelidir. Mutluluğa giriş, kurtuluşa ermek için zaruri şart, diliyle şahadet kelimesini söy¬lemek, kalbiyle de söylediklerini doğrulamaktır. Fakir-zengin, genç-ihtiyar, alim-ümmi, sağlıklı-hasta, bütün akıl sahipleri için, dünyada İslam dairesine girmenin, ahirette cehennem azabın¬dan kurtuluşun ilk ve vazgeçilmez şartı bu mübarek hakikati dil ile söylemek, kalp ile ikrar etmek demektir. Bu ilk temel hakikat üzerine, bu hakikatten çıkan iman konusunun ayrıntıları da iman edilmesi gerekli hakikatlerin silsilesini oluşturur ve bir bütün ha¬linde AKAİD i meydana getirir.
İslam bizi iman etmeye, güzel amellerde bulunmaya ve güzel ahlaka çağırıyor. Güzel ameller -ameli Saliha- güzel ahlak, haki¬katçi düşünce, mutlu bir yaşayış ancak Salih bir imana dayanır. Çünkü böyle bir imana dayanmayan eylemin, ahlakın, düşünce veya düzenin kıymeti ve faydası bulunmaz.
Zamanımızda dikkatli bir araştırma, ülkemizi ve İslam alemini etkisi altına alan moda düşünce tarzlarının, ahlak sistemlerinin, ekonomi ve sosyal sistemlerinin vb. dayandığı temellerin gayri insani, gayri ahlakı oldukları gibi, İslam imanı ve bakış tarzı ile de kavga halinde olduğunu ortaya çıkarır.
Ülkenin bir buçuk asırdan beri yaşadığı kimlik bunalımı, me¬deniyetler kavgası, medeniyetimizin kendi kültür kökleri ile ko¬pan, unutulan bağları tesis etmek son derece hayati hale getiri¬yor. Bu yüzden itikadda mezhebimiz İmam Maturidi hazretlerinin öğrencisi Ömer Nesefi'nin İslam imanını özet halinde veren bu kitabı okunmaya değer kitaplar arasında görmekteyiz.
Ayrıca eser, Teftazani'nin açıklamalarıyla zenginleştirilmiş, çoğu problemlere AKAİD ilmi açısından cevaplar verilmiştir. AKA¬İD alanında, İslam kültürünün diğer alanlarında öz klasiklerimizin Türk kültürüne kazandırılma çalışmalarında ilklerden olmuş ve benzeri yayınların müjdecisi olmuştur.
 
deli Çevrimdışı

deli

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
13-




kuran__nas_l_okuyal_m__n.jpg
kuran__nas_l_okuyal_m_arka.jpg



Yazar Hakkında

MUHAMMED KUTUB. Şehid Seyyid Kutub'un küçük kardeşidir. 1919 yılında Mısır Aysut'ta doğ¬du. Lise tahsilinden sonra, bir yandan psikoloji eği¬timi görürken, öte yandan İslamı: araştırma ve ince¬lemelerde bulundu. Eserlerinde, özellikle «ilim" kı¬lığı altında Müslümanlar arasında yerleştirilmek istenen ateizmle ve onun uzantılan durumundaki belli başlı çağdaş fikir akımlanyla hesaplaşarak; müslümanların böyle cahili düşüncelere karşı uya¬nık bulunmalarını sağlamaya çalıştı .. Nasır döneminde yedi yıl hapis yatıp, çağdaş firavun Sedat'ın politik amaçlı, affıyla serbest bırakıl¬dı. Daha sonra ise yeniden yargılanmaya başlan¬dı.
Halen Mekke'de Ümmü'l-Kura Üniversitesi'nde İslamiyet ve Mukayeseli Dinler Profesörü olan Mu¬hammed Kutub, akademik çalışma yapan öğrenci¬lerin araştırmalarını yönetmekle meşgul.
 
deli Çevrimdışı

deli

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
14-




kuran_ahlak_nda_fedakarl___n__nemi__n.jpg
kuran_ahlak_nda_fedakarl___n__nemi_aeka.jpg


kitap hakkında

Bu kitapta fedakarlık kavramını, tüm bu yönleriyle ele alarak, fedakarlığın müminlerin yaşamlarının her anına hakim olması gereken en önemli ahlak özelliklerinden biri olduğunu, Allah'ın rızasını kazanabilmek için Kuran'da bildirilen bu ahlak anlayışının tam olarak yaşanması gerektiğini görebilirsiniz. Müslümanların çok güçlü bir fedakarlık anlayışı içerisinde hayırlarda yarışmalarının ve bu özellikleriyle birbirlerine örnek olmalarının hem dünyada hem de ahirette çok büyük hayırlara vesile olabileceği açıktır.
Dünya hayatının geçici menfaatlerini Allah'ın rızasına tercih ederek fedakarlıktan kaçınanlar ise, er ya da geç, dünyada ve ahirette büyük bir kayba uğrayacaklardır.Bu kitapta bu konunun önemini hatırlatarak ve vicdan sahibi tüm Müslümanları Rabbimiz'in "De ki: "Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah'ındır." (Enam Suresi, 162) ayetiyle bildirdiği gibi fedakarane bir yaşam sürmeye davet edildiğimiz görülmektedir.
 
deli Çevrimdışı

deli

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
15-




_ile__n.jpg
_ile_arka.jpg



üstad necip fazılın kendisince sahip çıktığı tüm şiirlerinin yazıldığı muhteşem eseri
 
deli Çevrimdışı

deli

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
16-

KİTAP HAKKINDA

Sarsanız, "Dünyanın en çok okunup ezberlenen kitabı hangisidir?" diye, hiç tereddüt etmeden "Kur'an'dır." derim. Yine "En çok okunup ezberlendiği halde en az anlaşılan ki¬tap hangisidir?" diye sarsanız, cevabım yine aynı olacaktır:
"Kur'an."
Kur'an'ın bireysel ve toplumsal manada hayata hakim kılınmasının ilk ve değişmez şartı, onu doğru bir biçimde anlamaktır. Kur'an'ın anlaşılmasına yardımcı olmak için geçmişte birçok çalışma yapılmış, hiçbir medeniyet ve din¬de benzeri olmayacak kadar muazzam bir birikim oluşturul¬muştur. Genelde "tefsir" adını verdiğimiz bu çalışmalar, Kur'an'ın kendisi gibi zaman ve zeminler üstü olmadığı için çoğunlukla kendi yazıldıkları çağın şartlarından yola çıka¬rak söz konusu çağın insanına hitap eden zaman ve zeminle mukayyet yorumlardır. Elbette bunlar arasında çağlar üstü mesajın yorumunu ona yakışır bir biçimde çağlar üstü bir ba¬kış açısıyla yapanlar olmamış değildir. Zaten o tür çalışma¬lar da her çağın insanı tarafından hüsnükabul görmüş, alınıp okunmuş ve kuşaktan kuşağa bir ilim mirası olarak yaş atıl¬mıştır.
Günümüzde de Kur'an'a verilen hizmetler geçmişte olduğu gibi fedakâr insanların mesaileri sayesinde sürmekte¬dir.
Gördüğüm kadarıyla tefsirler sanıldığından çok daha az okunuyor. Hem herkesin okuması da beklenemez. Okumanın yerini seyretmenin aldığı çağımızda kocaman ciltli ki¬tapları, hayatında ciddi bir okuma seferberliği başlatmamış insanların daha görür görmez korkmaları, biraz da anlaşıla¬bilir birşey. Okumak, "zaman"dan da öte "ortam" isteyen bir iştir.
Kur'an'ı anlayıp yaşamak kastıyla okuyan insanları¬nsa ekseriyetle neyi, nasıl okuyacakları, okurken nelere dikkat edecekleri konusunda ciddi birtakım eksikliklerle karşı karşıyadırlar. Belki bir dereceye kadar usulü bilmeyen¬lere okumanın usulünü öğretmek mümkün; ancak bu bilin¬meyen şey düşünmek, tefekkür etmek, tedebbür etmekse, bu nasıl öğretilebilir?
Düşünme, en sağlıklı bir biçimde yine düşünülerek öğ¬renilir; bir de salim bir Kur'ani tefekkürün mahsulü olan ör¬nekler okunarak.
Elinizde tuttuğunuz risale klasik anlamda bir tefsir ol¬manın tüm özelliklerini taşımıyor olabilir. Ne ki bu çalışma Kur'an kıssaları üzerine yapılmış özgün çalışmaların mü¬tevazi bir örneği sayılabilir. Bu eser Kahire'de verdiğimiz tef¬sir derslerinin kitaplaşmış halidir.
Gerçekte bu risalenin yazılış amacı pratik kaygılardan hareketle Müslümanların içinde bulundukları sorunların çözümünde Kur'an'ın inkâr edilemez katkısına dikkat çek¬mek, saadet ve kurtuluşun kaynağı olan Kitab-ı Kerimimiz¬den çok yönlü istifadeyi artırmaktır.
"Allah alim'dir." ve "O, her şeyin özünü bilendir."
M. İslamoğlu Şubat 1992, Kahire


aday___risalesi__n.jpg






aday___risalesi_arka.jpg
 
Üst Ana Sayfa Alt