Selamunaleykum
Benim sorum küfür sözde ikrahın geçerli olduğuna dair deliller şöyle iken:..
İbni Abbas (r.a) şöyle dedi:
"Takiyye ancak dil ile olur. Kim haram veya küfür bir söz söylemeye zorlanırsa, kalbi imanla dolu olmak şartıyla dili ile söylesin. Bu ona zarar vermez. Takiyye ancak dilledir." (İbni Cerir, İbni Ebi Hatim)
İbni Abbas (r.a) şöyle dedi:
"Takiyye, kalbin imanla dolu olması şartıyla dille küfür veya haram sözü söylemekten ibarettir. Fakat elle öldürme fiili yapılmasın, küfür veya haram ameli işlenmesin. Bu konuda mazeret yoktur." (İbni Cerir, İbni Münzir, Beyhaki) (Hakim rivayet etti ve sahih dedi)
İbni Ebi Aliye (r.a) şöyle dedi:
"Takiyye ancak dil ile olur. Amel ile olmaz." (İbni Cerir, İbni Ebi Hatim)
Hasan El Basri (r.a):
"Takiyye kıyamete kadar geçerlidir." dedi. (Buhari)
Alimler ikrah ile takiyyeyi aynı anlamda da kullanmışlardır.
...küfür fiilde ikrahın geçerli olduğuna dair alimlerden nakil bulunmayışı ile alakalı...
Şimdi bir grup var yukarıdaki sözleri ve Nahl 106. ayetin sebeb-i nüzulunu(yani Ammar bin Yasire sadece küfür söz söylemede ruhsat verilmesini) delil göstererek takiyye ve ikrahın sadece söz durumunda geçerli olduğunu, küfür fiilin ikrah durumunda dahi işlenmesinin kişiyi kafir yapacağını iddia ediyorlar ve bu konuda kendileri gibi düşünmeyen herkesi tekfir ediyorlar.
Bu taifeye küfür fiilde ikrahın geçerli olup olmadığının alimler nezdinde ihtilaflı olduğunu ve alimlerin çoğunun Nahl 106. Ayetin sebebinin hususi olmasının hükmün umumi olmasına engel olmayacağını belirtip de geçerli bir ikrah durumunda küfür fiil işlenebileceğini söylediklerini belittim. Mesela İmam Şevkani şöyle söylemektedir:
"Hasan el-Basri, Evzai, bir rivayete göre Şafii ve Suhnun ikrahın ancak sözle olacağını, Allah'tan başkasına secde etmek gibi fiili durumlarda ikrah olmayacağını söylemişlerdir. Fakat bu görüş ayetin zahirine muhaliftir. Çünkü ayet umumu ifade etmektedir ve söz ile fiil arasında bir fark gözetmemektedir. İkrah sadece söz iledir, fiillerde ikrah olmaz diyenlerin hiçbir delili yoktur. Ayetin sebebi nuzulünün hususi olması ise hükmün umumi olmasına engel değildir.” (Feth’ul Kadir, 3/197)
Bu kişilere bazı alimler puta tapma gibi fiillere ikrah durumunda cevaz vermişler dediğimde bu tevil edilebilen durumlarda geçerlidir. Yani puta tapma söz konusu olduğunda Allaha tapmayı kasdetmezse kişi ikrahta olsa bile kafir olur diyorlar. Küfür fiil tevil edilince küfür olmaktan çıkıyor mu ve sonuçta yine fiil işleniyor falan dediysem de laf anlamıyorlar.
İmam Kurtubi şöyle diyor:
“Tahkik ehli âlimler şöyle demişlerdir: İkraha maruz kalmış bir kimse,
küfrü gerektiren sözler söyleyecek olursa, bunu tarizli/kinayeli ifadeler-
den başka bir üslupla söylemesi caiz değildir. Çünkü kinayeli ifadeler kul-
lanmak suretiyle yalandan kaçıp kurtulma imkânı vardır. Bu şekilde söy-
lenmeyecek olursa, kişi kâfir olur. Çünkü zorlamanın kinayeli ifadeler üze-
rinde herhangi bir etkisi yoktur.”
“el-Cami‘ li Ahkâmi’l-Kur’an”, 5/137.
Bu taifelerin küfür fiilde ikrahı kabul etmeme sebepleri özet olarak şunlardır:
1- Nahl 106'ncı ayet küfür söz için için inmiştir fiile değinmemektedir.
2- Asrı saadet ve sahabe devrinde ikrah halinde küfür fiil işlendiğine dair bir olay vuku bulmamıştır.
3- Alimlerden nakledilen "takiyye/ikrah ancak söz iledir, fiilde bu geçerli değildir" sözleri.
Benim sizden istirhamım yukarıdaki iddialara ilmî yanıt vermeniz ve ikrah durumunda küfür fiil tevil edilmeden işlenirse kişinin kafir olup olmayacağını açıklamanızdır.
1- İkrah durumunda küfür söz ve fiiller tevil edilmezse kişi kafir olur mu?(Allaha tapmayı kastederek puta tapmak gibi yapılmazsa, mesela eğer küfür fiil tevil edilirse küfrü zorlayan bunu anlayabilir diye ikrah vukuu bulduğunda tevil etmeden ve kalben tasdik etmeden küfür fiil işlenirse kişi kafir olur mu?
2- ikrah durumunda küfür söze ruhsat verildiğine dair delil olduğu gibi ikrah durumunda küfür fiile de ruhsat olduğuna dair alimlerden deliller nakledebilir misiniz?
--
Benim sorum küfür sözde ikrahın geçerli olduğuna dair deliller şöyle iken:..
İbni Abbas (r.a) şöyle dedi:
"Takiyye ancak dil ile olur. Kim haram veya küfür bir söz söylemeye zorlanırsa, kalbi imanla dolu olmak şartıyla dili ile söylesin. Bu ona zarar vermez. Takiyye ancak dilledir." (İbni Cerir, İbni Ebi Hatim)
İbni Abbas (r.a) şöyle dedi:
"Takiyye, kalbin imanla dolu olması şartıyla dille küfür veya haram sözü söylemekten ibarettir. Fakat elle öldürme fiili yapılmasın, küfür veya haram ameli işlenmesin. Bu konuda mazeret yoktur." (İbni Cerir, İbni Münzir, Beyhaki) (Hakim rivayet etti ve sahih dedi)
İbni Ebi Aliye (r.a) şöyle dedi:
"Takiyye ancak dil ile olur. Amel ile olmaz." (İbni Cerir, İbni Ebi Hatim)
Hasan El Basri (r.a):
"Takiyye kıyamete kadar geçerlidir." dedi. (Buhari)
Alimler ikrah ile takiyyeyi aynı anlamda da kullanmışlardır.
...küfür fiilde ikrahın geçerli olduğuna dair alimlerden nakil bulunmayışı ile alakalı...
Şimdi bir grup var yukarıdaki sözleri ve Nahl 106. ayetin sebeb-i nüzulunu(yani Ammar bin Yasire sadece küfür söz söylemede ruhsat verilmesini) delil göstererek takiyye ve ikrahın sadece söz durumunda geçerli olduğunu, küfür fiilin ikrah durumunda dahi işlenmesinin kişiyi kafir yapacağını iddia ediyorlar ve bu konuda kendileri gibi düşünmeyen herkesi tekfir ediyorlar.
Bu taifeye küfür fiilde ikrahın geçerli olup olmadığının alimler nezdinde ihtilaflı olduğunu ve alimlerin çoğunun Nahl 106. Ayetin sebebinin hususi olmasının hükmün umumi olmasına engel olmayacağını belirtip de geçerli bir ikrah durumunda küfür fiil işlenebileceğini söylediklerini belittim. Mesela İmam Şevkani şöyle söylemektedir:
"Hasan el-Basri, Evzai, bir rivayete göre Şafii ve Suhnun ikrahın ancak sözle olacağını, Allah'tan başkasına secde etmek gibi fiili durumlarda ikrah olmayacağını söylemişlerdir. Fakat bu görüş ayetin zahirine muhaliftir. Çünkü ayet umumu ifade etmektedir ve söz ile fiil arasında bir fark gözetmemektedir. İkrah sadece söz iledir, fiillerde ikrah olmaz diyenlerin hiçbir delili yoktur. Ayetin sebebi nuzulünün hususi olması ise hükmün umumi olmasına engel değildir.” (Feth’ul Kadir, 3/197)
Bu kişilere bazı alimler puta tapma gibi fiillere ikrah durumunda cevaz vermişler dediğimde bu tevil edilebilen durumlarda geçerlidir. Yani puta tapma söz konusu olduğunda Allaha tapmayı kasdetmezse kişi ikrahta olsa bile kafir olur diyorlar. Küfür fiil tevil edilince küfür olmaktan çıkıyor mu ve sonuçta yine fiil işleniyor falan dediysem de laf anlamıyorlar.
İmam Kurtubi şöyle diyor:
“Tahkik ehli âlimler şöyle demişlerdir: İkraha maruz kalmış bir kimse,
küfrü gerektiren sözler söyleyecek olursa, bunu tarizli/kinayeli ifadeler-
den başka bir üslupla söylemesi caiz değildir. Çünkü kinayeli ifadeler kul-
lanmak suretiyle yalandan kaçıp kurtulma imkânı vardır. Bu şekilde söy-
lenmeyecek olursa, kişi kâfir olur. Çünkü zorlamanın kinayeli ifadeler üze-
rinde herhangi bir etkisi yoktur.”
“el-Cami‘ li Ahkâmi’l-Kur’an”, 5/137.
Bu taifelerin küfür fiilde ikrahı kabul etmeme sebepleri özet olarak şunlardır:
1- Nahl 106'ncı ayet küfür söz için için inmiştir fiile değinmemektedir.
2- Asrı saadet ve sahabe devrinde ikrah halinde küfür fiil işlendiğine dair bir olay vuku bulmamıştır.
3- Alimlerden nakledilen "takiyye/ikrah ancak söz iledir, fiilde bu geçerli değildir" sözleri.
Benim sizden istirhamım yukarıdaki iddialara ilmî yanıt vermeniz ve ikrah durumunda küfür fiil tevil edilmeden işlenirse kişinin kafir olup olmayacağını açıklamanızdır.
1- İkrah durumunda küfür söz ve fiiller tevil edilmezse kişi kafir olur mu?(Allaha tapmayı kastederek puta tapmak gibi yapılmazsa, mesela eğer küfür fiil tevil edilirse küfrü zorlayan bunu anlayabilir diye ikrah vukuu bulduğunda tevil etmeden ve kalben tasdik etmeden küfür fiil işlenirse kişi kafir olur mu?
2- ikrah durumunda küfür söze ruhsat verildiğine dair delil olduğu gibi ikrah durumunda küfür fiile de ruhsat olduğuna dair alimlerden deliller nakledebilir misiniz?
--