Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Kul Sadi Yüksel Kimdir ?

Mukim Çevrimdışı

Mukim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kısaca mesele şudur; Allah bizim için beğenip seçtiği Müslüman ismini kullanmayanlar şöyle diyor haşa: ya rabbi ben selefiyim bu isim daha iyi tanımlıyor beni.
 
E Çevrimdışı

Ebu Halid

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bir kişinin kendine selefi müslüman demesi olmaz. sözünü caiz olmaz diye anımsamışım özür dilerim kardeşim.

Fakat bir kişi kendisine "selefi" veya "şafii" veya "ehli sünnet" gibi sıfatlar yakıştırması Allahu Teala'nın bize "Müslüman" ismini vermesine engel teşkil etmiyor..
 
Mukim Çevrimdışı

Mukim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bak güzel kardeşim Ebu Halid üstad Mevdudi nasıl anlamış o bahsettiğim ayeti.
132. Buradaki "siz" kelimesi, sadece bu ayetin nazil olduğu dönemde yaşayan veya bu ayetin nüzulünden sonra mümin olanları kasdetmemektedir: Burada "siz" ile insanlık tarihinin başlangıcından beri tevhide, ahirete, peygamberlere ve vahyî kitaplara inanan tüm insanlar kasdedilmektedir. Onlar "Yahudiler" veya "Hıristiyanlar" değillerdi, fakat kendilerini Allah'a teslim etmiş "müslümanlar"dı. Aynı şekilde Hz. Muhammed'e (s.a) (Allah'ın salat ve selamı onun üzerine olsun) uyanlar Muhammedîler değil, bilakis "müslümanlar"dır.

eğer buradan iddia ettiğin şey çıkmaz dersen başka nakiller aktarırım sorun değil yeterki ilmi cevap verelim.
 
Mukim Çevrimdışı

Mukim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bir kişinin kendine selefi müslüman demesi olmaz. sözünü caiz olmaz diye anımsamışım özür dilerim kardeşim.

Fakat bir kişi kendisine "selefi" veya "şafii" veya "ehli sünnet" gibi sıfatlar yakıştırması Allahu Teala'nın bize "Müslüman" ismini vermesine engel teşkil etmiyor..

Kardeşim hiç sorun değil özürlük bir durumda yok anlaman yeterli.

Ben orasını bilmem kardeşim benim bildiğim Ulema kendine ehli sunnet derken takip ettikleri ekolü vurgu yapmak için der. Benim bildiğim kadarıyla o ekole tabi ulema kendine 'sunni' deme ihtiyacı duymamıştır çünkü Allaha ve dinine tam güveniyorlardı. Yani mutezile ve murcie kavramları hep sonradan üçüncü şahıslar tarafından ortaya atıldı. Benim demek istediğim takip ettiğim mezhebi belli et fakat kendini Allah'ın beğenip seçtiği isimden yani Müslüman isminden başka bir isimle adlandırma. Kısaca ben buna değinmek istedim bu inceliği görmemiz gerekir çok önemli çünkü. Sonuçları vahim oluyor ve tefrikaya kadar gidiyor.
 
İZZETLİ Çevrimdışı

İZZETLİ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
sakallı kardeş hassasiyetini anlamakla beraber size katılmıyorum olayların anlaşılması tamamen yanlış olmuştur getirdiğiniz nakil doğrudur yanlız ayetin nuzul sebebini anlamak lazım lütfen bakın bu ayettende çıkıyor birileri müslümanlara isimler tamışlar Allah cc onlara müslüman ismini kendisinin verdiğini söylüyor bu ayet günümünüz durumunu kapsamıyor sizin vakanızla ayetin vakası uyumsuz
 
Mukim Çevrimdışı

Mukim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Eyvallah izzetli kardeş saol aşağıdaki nakil sanırım bu konuya yeterince açıklık getirecektir inşeeAllah.

İbni Kesir Tefsirinde Hacc suresi 78. ayetinin tefsirinden bir kısım;
İmâm Abdullah îbn Mübârek'in îbn Güreye kanalıyla... İbn Abbâs'tan rivayetine göre; «Daha önce size müslüman adını veren O'dur.» âyetinde, Allah Teâlâ kasdedilmektedir. Yani size bu adı veren Allah'tır. Mücâhid, Ata, Dahhâk, Süddî, Katâde ve Mukâtil ibn Hayyân da böyle söylemiştir. Abdurrahmân İbn Zeyd İbn Eşlem ise burada Hz. İbrahim'in kasdedildiğini söylemiştir. Onun bu tercîhindeki delili; «Rabbımız ikimizi de sana teslim olanlar kıl, soyumuzdan da sana teslîm olanlar yetiştir...» (Bakara, 128) âyetidir. İbn Cerîr der ki: Abdurrahmân İbn Zeyd İbn Eslem'in bu tercihi doğru değildir. Zîrâ bilinir ki Hz. İbrahim bu ümmete Kur'an'da müslümanlar adını koymamıştır. Allah Teâlâ : «Daha önce size müslüman adını veren O'dur.» buyurmaktadır. Mücâhid der ki: Daha önce geçmiş kitablarda, Zikir'de ve (bunda yani Kur'ânda Allah Teâlâ sizi müslümanlar olarak isimlendirmiştir. Başkaları da böyle söyler. Ben de derim ki: Bu; doğru olan görüştür. Zîrâ Allah Teâlâ : «O, sizi seçmiş ve dinde sizin için bir zorluk kılmamıştır.» buyurmaktadır. Daha sonra Allah , Teâlâ onları Allah Rasûlü (s.a.) getirmiş olduklarına teşvik buyurur ki; o, babaları İbrahim Halil'in dinidir. Daha sonra Allah Teâlâ bu ümmetin sânını yüceltmesi, geçmiş zamanlarda peygamberlerin kitablarında râhibler ve papazlara okunan güzel övgü ile anması şeklindeki nimetini zikreder. Ve buyurur ki: «Bu Kur'an'dan önce ve bu Kur'ân'da size müslüman adını veren O'dur.» Bu âyetin tefsiri sırasında Nesaî der ki: Bize Hişâm İbn Ammâr... Haris el-Eş'arî'den, o da Allah Rasûlü (s.a.)nden rivayet ediyor ki, şöyle buyurmuştur: Kim câhiliyet davası güderse; o, cehennemde diz çökenlerdendir. Bir adam: Ey Allah'ın elçisi, oruç tutup namaz kılsa bile mi? dedi de : Evet, oruç tutup namaz kılsa dahi. Sizler; sizi müslümanlar, mü'minler, Allah'ın kulları olarak Allah'ın isimlendirmiş olduğu Allah'ın daveti ile çağırın, buyurdu.
 
İZZETLİ Çevrimdışı

İZZETLİ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
kardeşim nakillerin doğru bende baktım tefsirlere ama uyguladığın vaka yanlış ayet burada ki durumu kapsamıyor ki o zaman tek bir taife var adı da müslüman diğerleri de başka isimler takmışlar Allah cc da bu ismi kendisinin verdiğini ve diğer peygabberlerin ümmetlerine aynı ismi verdiğini söylüyor bizim vakamız ise ben müslümanım diyen onlarca görüş içerisinde birilerinin çıkıpta ben bu anlayışların içerisinde bu görüşe tabiyim demesi
 
Mukim Çevrimdışı

Mukim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Peki aktardığım o hadistende bu anlamı çıkartıyormusun?

Ve burda mesele, daha öncede dediğim gibi, bir görüşü veya mezhebi benimsemek değil bir müslümanın kendisini bir isimle adlandırması (isterse güzel olsun). Mesela kafirler Seyyid Kutubu takip edenlere Kutbi diyorlar. şimdi biri kalkıp kendine 'ben Kutbi müslümanım' derse 'hadi ordan sapık' demezmisiniz? ayrıca ben mesela selefiyim diyenleri nurcuyum diyenlerden fazla duyuyorum. Müslümanlar bırakmalı artık şu adlandırmaları.
 
İZZETLİ Çevrimdışı

İZZETLİ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
kim müslüman ben müslümanım diyen herkes müslümansa tamam. hem birde selefiler kendi içerisinde biz selefiyiz demezler ki biz müslümanız derler bu selefinin çıkıs sebebi sanırım geçmişte yeni yeni fikirler çıktıkca birileri hep ilk neslin yolunda sebat etmiş ve diğer görüş sahipleri de bunlara selefi demişler yani eskilere tabi olanlar . buradan da selefilik adını almış bakın tek bir görüş kalır ki olması gerken de odur kuran sünnet kaynaklı ve geriye de sadece müslüman kalır sakallı kardeşim kuran delillerle ve örneklerle doludur ama olayları benziyor diye bunlara vurmak olmaz bu zulum olur şimdi ben diyorum ki ben selefiyim bunu derken neyi kast ediyorum kuran sünnet ve selefi salihin yolu ozaman ki müslümanlarda kuran sünnet ve diğer peygabberlerin yolunu takip ediyordu benim neznim de bir kişi ilk neslin baktığı gibi olaylara bakamazsa mutlaka yanlışlara sapar örnek onlardır yani örnek derken herşeyiyle anlayışıyla yaşayışıyla veseire sen şimdi diyorsun ha nurcu ha selefi sonuçta ikisi de aynı. değil kardeşim eğer sende görüyorum ki aynısın kuran sünnet ve sahabenin anladığını dini anlamanın gerektiğini düşünüyorsun işte bu müslümanın yoludur adı müslümandır ama diğerleri de kendine müslüman dediği içinve yanlış yolda oldukları için ( kendisine selefi demeyen ve kuranı sünneti ve selefi salihin yolunu takip eden herkes kardeşimdir )ben selefin yolunu seçtim
 
Mukim Çevrimdışı

Mukim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
İzzetli kardeş bende Kur'an ve sahih sünnete uyuyorum fakat bana sorulduğunda ben kendime herhangi bir isim vermiyorum, ben müslümanın diyorum o kadar (tabi tatmin etmiyor bu cevap onları). Ben daima ben Kur'an ve sahih sünnete göre yaşadığım ve fıkıhtada belli bir mezhep takip edip etmediğimi bildirim. Mesela görüşlerimden dolayı beni herzaman vahhabilere/selefiler benzetirler vahhabilerde/selefilerde bana sapık gözüyle bakar vs. Demek istediğim şey şudur sen eğer belli bir metoda göre hareket ediyorsan bunu güzel güzel açıklarsın adlandırmaya girmeden. Adlandırdığın anda fırkalaşmış olursun bu ise yasak. Sahabe, Tabiin ve tebe-i tabiin dönemindede bir çok gruplaşma vardı. Doğru yolda olanların adı müslümandı diğerlerin ise harici, mürcie vs idi.

Ha benim vahhabilerle veya selefilerle herhangi bir sorunum yoktur. diyanetçiler veya nurcular veya suleymancılar onların hakkında konuşursa vehhabi ve selefi kardeşlerimi herzaman savunurum.
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Meseleyi okudugumda iki tarafinda ayni seyler dedigini görüyorum.

Sakalli kardes selefi kelimesini dikte etme meselesi türkiyede ilk olarak Ebu Said Hoca kesimi tarafindan insanlara dikte ettirildi. Hos selef"i anlayis yerine mezhepsel ve tagutla icice bir anlayis benimsetildi.

Akabinde insanlar selef adi altinda ehli sünnetin degerli alimlerinin eserlerine ulasip okudular ve tevhidi has anlamda kavramalar oldu. Buna vesile olanda selef kelimesi idi.

Kurani kerime baktigimizda müslüman kelimesiyle birlikte baska kelimeler de gecmekde mesala hanif kelimesi kuranda 10 küsür yerde gecer.

Buradaki insanlarin gayesi benim adim müslüman mi selefi mi demek degildir, Allah korusun bu görüs olursa sakat olur.

Söyle bir örnek verim, sen de ben de insaniz... Ama ben diyorum ki ben Vanliyim, sen diyorsun ben Istanbulluyum, disaridan biri cikip yahu birakin vanliyi istanbulluyu insan olun diyor.

Simdi adama yahu adam biz hayvanmi dedik de sen cikip bize insan ol diyorsun.

Selefi salihin anlayisi ise adi üzerinde bir anlayistir, Kurani, Rasulullah savi ve sahabeleri takip edenler anlasilir.

Buradaki kardeslerin reelde selefi kelimesini kullandiklarini sanmiyorum, ilk oturup hasbihal ettikden sonra ilmi anlasilmaya gecilince kisi hangi anlayisi, hangi ekolu, hangi kitaplari takip ettigini vs kisaca bu kelime ile vasfeder. Yoksa kimse müslüman kelimesi üzerine herhangibi kelime katmaz.

Kardeslerin anlatmak istedikleri mesele bu.

Onlarda senin gibi musluman adini kullanmayi uygun görürler, heleki ülkede suan selefi adi altinda, tekfircisi, particisi,siasi, telefisi varken selefi adindan uzak durmak gerek. Bizim adimiz müslüman, anlayisimiz Allah Rasulu savin veda hutbesinde belirttigi gibi kuran ve sünnet yoludur.

Is söze gelince, nurcusuda ben selefiyim der, sapik m.islamoglusu da ben selefiyim der ama icin icerigindeki kardeslerinde anlatmak istedigi anlayisin hangisi gercekden Allah Rasulu savin veda hutbesinde gösterdigi kavrama uyar ona bakmak gerek.
 
G Çevrimdışı

gulyabanii

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
2-radyo bir aractır amac olursa ana maslahatından kopar..gülyabanii kardeşimiz hic dinlemedigim bir radyo olarak bahsettigi ve direk haram radyo olarak tanımladıgı ki hic dinlemedigi bir radyo kanalı hakkında nasıl haram hükme verir buda cok ilginç..dedimya kendi fikiryle uyuşmama meselesi.aslında mesele sudur.kardeşlerim burda böyle eleştireceginize o radyonun yetkililerini arayıp ve ya o radyoyu ziyaret ederek yapılanların şerii ölcüde dellilieriye yanlış oldugunu vur gulayıp düzeltmelerini veya niye böyle bir şey yapıyorsunuz digerek onlarında fikirlerini almak gerekir..

rabbim yardımcımız olsun inş..


Muvahhid Kişi, dinlemediğim bir radyo derken şu anda dinlemediğim bir radyo anlamında söyledim, zaten radyo dinlemeyi uzun zamandır bıraktım tek dinlediğim radyo kanalı 97.4 feza fm orada da sadece 24 saat meal var, birde diyorsunuz kendi fikirleriyle uyuşmama meselesi ne alakası var siz buna helal diyormusunuz ? hayır değil, haram arkadaşım haram kabullenin artık bunu babamın oğlu da yapsa haram bu, onlar sanki bilmiyorlarmı bunu, bırakın efendim bu lafları taassub ehli olmayın kim yaparsa yapsın milleti gunaha tesvik ediyor bu kadar basit..


"Kim şarkı ve müzik dinlemeyi adet edinmişse mutlaka o kişinin farkında olmadan, kalbine nifak girmiştir. Şayet o münafıklığın mahiyet ve özünü bilecek olsa, onu kendi kalbinde görecektir. Çünkü hangi kulun kalbinde şarkı ve Kur'an sevgisi bir araya gelecek olsa, mutlaka biri diğerini oradan boğup çıkarır. Nitekim, biz ve birçok kimse, müzik icra eden, şarkı söyleyen ve dinleyen kimselere Kur'an'ın ağır geldiğini, ondan sıkıldıklarını, biraz uzatacak olsa Kur'an okuyana kızıp bağırdıklarını, kalplerinin okunan ayetlerden hiçbir tesir olmadığını çok görmüşüzdür.
Aynı kimseler Şeytanın Kur'an'ını dinledikleri zaman ise, nasıl da sesleri açılır, pür dikkat kesilirler. Kalpleri sükun bulup yatışır, ağlar, coşarlar, paralara, elbiselere, uykusuzluklara aldırmaz, gecenin daha da uzamasını isterler! Eğer bu nifak değilse, mutlaka onun kardeşi ve esasıdır.

Nitekim şairin biri şöyle demiştir:

Kur'an okunur, başlarını eğerler.
Korkularından değil fakat gaflet ve zihni meşgul bir halde eğmedir.
Şarkıya gelince sinek gibi hoşlanırlar.
Vallahi Allah için oynamazlar!
Def, ney ve bir şarkıcının nağmesi...
Hiç ibadetin eğlenceyle olduğunu gördün mü?
Emir ve nehyi ihtiva ettiğini gördükleri için kitap onlara ağır gelir.
Kaçınmaksızın, şarkının eğlenceye alet olmasını görmeleri onlara daha hafif gelir.
Muhammed'in dinine bunlardan daha zararlı, daha cür'etkar ve sarsıcı hangi fırka vardır?
Yasak fiilleri korkutup sakındırmak suretiyle ifade ettiği için ,onu şimşek ve gök gürültüsü gibi dinlerler.
Onu nefsin şehvetleri önündeki en büyük engel olarak görüp, nefislerine hayıflanırlar.
Şarkı ve müzik dinleme ise nefsin isteklerine uygun gelir. Onun için ona büyük değer verirler.
Cahil ve gaflet içinde olan bir kimse nazarında bile hevasına yardımcı olan ile onları engelleyen bir değildir.
Şarkı dinlemek, cismin şarabı değilse de, herhalde aklın şarabıdır.Ona benzeyen bir şeydir.
Çakırkeyf olan kimseyi bir içerken, bir de oynarken seyret.
Onun eğlenen kalbini paçaladıktan sonra, bir de elbiselerini parçalayışına bak,
Sonra da hangi şarabın Allah katında haram kılınmaya daha layık olduğuna hüküm ver."

İbn-i Kayyım el-Cevziyye / Medaricu's_Salikin
 
Mukim Çevrimdışı

Mukim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kurani kerime baktigimizda müslüman kelimesiyle birlikte baska kelimeler de gecmekde mesala hanif kelimesi kuranda 10 küsür yerde gecer.

Buradaki insanlarin gayesi benim adim müslüman mi selefi mi demek degildir, Allah korusun bu görüs olursa sakat olur.

Söyle bir örnek verim, sen de ben de insaniz... Ama ben diyorum ki ben Vanliyim, sen diyorsun ben Istanbulluyum, disaridan biri cikip yahu birakin vanliyi istanbulluyu insan olun diyor.

Simdi adama yahu adam biz hayvanmi dedik de sen cikip bize insan ol diyorsun.

Selefi salihin anlayisi ise adi üzerinde bir anlayistir, Kurani, Rasulullah savi ve sahabeleri takip edenler anlasilir.

Buradaki kardeslerin reelde selefi kelimesini kullandiklarini sanmiyorum, ilk oturup hasbihal ettikden sonra ilmi anlasilmaya gecilince kisi hangi anlayisi, hangi ekolu, hangi kitaplari takip ettigini vs kisaca bu kelime ile vasfeder. Yoksa kimse müslüman kelimesi üzerine herhangibi kelime katmaz.

Kardeslerin anlatmak istedikleri mesele bu.

Ahi bu durum dediğin gibi değil. Selefiyim diyen kişi selefilik dışında kalan herşeye batıl olarak bakmakta öyle değil mi? Çünkü müslüman olarak biz sahabeye ve selef-i salihinin icmasına uymak zorundayız. Şimdi bunu başka sıfatlara kıyas etmek yanlıştır.

İstanbullu ve Vanlı örneğini vermişsin. Bir İstanbullu, İstanbulda doğup büydüğü için İstanbullu adını doğal olarak alır. Bu bir kişinin dünyalık sıfatı ve bu gerçeği asla değiştiremez. Mesela daha zor bir örnek olarak Sahabeyi'de verebilirsin. Sahabe'de ikiye ayrılıyordu bir taraf 'Ensar' ve diğer taraf 'Muhacirin' olarak adlandırılıyoru. Ancak bu adlarda bir nevi sıfattır. Çünkü Ebu Eyyub El-Ensari r.a. adından bu çok net anlaşılıyor. Ve ayrıca bu adları almalarının sebebi bir vecibe gereğidir. Medinede Mekkeden gelenlere kucak açanlara Ensar ve o hicreti yapanlarada Muhacir adı verildi. Ve her iki tarafında dini yaşam tarzı aynıydı ve her iki tarafta kendileri gibi diğer tarafında hak üzerinde olduğunu biliyordu ve aralarında hiç bir fark yoktu (esas) dini konularda.

Ve aynı şekilde Hanefi, Şafii veya Maliki olan bir şahısta o adı fıkıhta takip ettiği mezhebi belirtmek için alır. Ayrıca kendi mezhebi dışında kalanı batıl olarak görmez. Kur'an'da Hanif kelimesi geçmektedir ve bu kelime İmanın ve İslamın bir şartıdır müstakil olarak bir müslüman onu kullanmaz. Ssen hiç İslam tarihi boyunca kendini Hanif diye adlandıran birini gördün mü? Buna gerek yok zaten çünkü 'müslüman' olan Hanif'tir.

Fakat Selefi ismi bu yukarıda belirtilen adlar gibi değildr. Kendini Selefi olarak tanımlayan Selefi olmayanları batıl olarak görmekte. Çünkü tek doğru yol onların yolu olmuş oluyor ve bu gerçektende çoğu Selefinin Selefi olmayanlara karşı bakış açışıdır. Selefilik bir dini yaşam tarzı. Sadece fıkıhta değil inançta ve yaşamdada bir 'dini yoldur'. Dolayısıyla bu farkı gözetip konuşmak lazım. Selefilik gerçektende tefrikaya bir nevi yol açıyor selefilik dışında kalanları batıl olarak gördüğü için. Ve bu adlandırmadaki Allahu Alem önemli bir kriter. Hem biz insanları selefiliğe değil Kur'an ve sahih sünnete davet etmeliyiz. Çünkü her müslümanım diyen kişi bu iki konuda hemfikirdir. Dinin dellilleri Kur'an ve sahih sünnet. Elbette sahabe ve selefi salihin icmasıda önemli ve müslüman olan adam bunu zaten inkar etmez. Fakat yinede öncelik olarak Kur'an ve sahih sünnete vurgu yapılması lazım. Selefiler bundan ziyade ibnu Teymiyye ekolune vurgu yapmaktadır.
 
B Çevrimdışı

benim

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Kul sadiyüksel ayrıca mevlana celaleddini rumiyi öven kitapları vardır,bu kitaplarına reddiyede yazmadığı gibi uyarıda bulunanlarıda SİZ ONU ANLAYAMASSINIZ,gibi tavırlar takınan HAK VE BATILI KARIŞTIRAN BİRİDİR...
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Ahi bu durum dediğin gibi değil. Selefiyim diyen kişi selefilik dışında kalan herşeye batıl olarak bakmakta öyle değil mi? Çünkü müslüman olarak biz sahabeye ve selef-i salihinin icmasına uymak zorundayız. Şimdi bunu başka sıfatlara kıyas etmek yanlıştır.

İstanbullu ve Vanlı örneğini vermişsin. Bir İstanbullu, İstanbulda doğup büydüğü için İstanbullu adını doğal olarak alır. Bu bir kişinin dünyalık sıfatı ve bu gerçeği asla değiştiremez. Mesela daha zor bir örnek olarak Sahabeyi'de verebilirsin. Sahabe'de ikiye ayrılıyordu bir taraf 'Ensar' ve diğer taraf 'Muhacirin' olarak adlandırılıyoru. Ancak bu adlarda bir nevi sıfattır. Çünkü Ebu Eyyub El-Ensari r.a. adından bu çok net anlaşılıyor. Ve ayrıca bu adları almalarının sebebi bir vecibe gereğidir. Medinede Mekkeden gelenlere kucak açanlara Ensar ve o hicreti yapanlarada Muhacir adı verildi. Ve her iki tarafında dini yaşam tarzı aynıydı ve her iki tarafta kendileri gibi diğer tarafında hak üzerinde olduğunu biliyordu ve aralarında hiç bir fark yoktu (esas) dini konularda.

Ve aynı şekilde Hanefi, Şafii veya Maliki olan bir şahısta o adı fıkıhta takip ettiği mezhebi belirtmek için alır. Ayrıca kendi mezhebi dışında kalanı batıl olarak görmez. Kur'an'da Hanif kelimesi geçmektedir ve bu kelime İmanın ve İslamın bir şartıdır müstakil olarak bir müslüman onu kullanmaz. Ssen hiç İslam tarihi boyunca kendini Hanif diye adlandıran birini gördün mü? Buna gerek yok zaten çünkü 'müslüman' olan Hanif'tir.

Fakat Selefi ismi bu yukarıda belirtilen adlar gibi değildr. Kendini Selefi olarak tanımlayan Selefi olmayanları batıl olarak görmekte. Çünkü tek doğru yol onların yolu olmuş oluyor ve bu gerçektende çoğu Selefinin Selefi olmayanlara karşı bakış açışıdır. Selefilik bir dini yaşam tarzı. Sadece fıkıhta değil inançta ve yaşamdada bir 'dini yoldur'. Dolayısıyla bu farkı gözetip konuşmak lazım. Selefilik gerçektende tefrikaya bir nevi yol açıyor selefilik dışında kalanları batıl olarak gördüğü için. Ve bu adlandırmadaki Allahu Alem önemli bir kriter. Hem biz insanları selefiliğe değil Kur'an ve sahih sünnete davet etmeliyiz. Çünkü her müslümanım diyen kişi bu iki konuda hemfikirdir. Dinin dellilleri Kur'an ve sahih sünnet. Elbette sahabe ve selefi salihin icmasıda önemli ve müslüman olan adam bunu zaten inkar etmez. Fakat yinede öncelik olarak Kur'an ve sahih sünnete vurgu yapılması lazım. Selefiler bundan ziyade ibnu Teymiyye ekolune vurgu yapmaktadır.


Ahi türkiyede 20 sene önceki selefi anlayis ile simdiki selefi anlayisi farklidir, ebu halid kardes sana link vermis, istersen gurabaya git konus o zaman daha iyi anlarsin, selefi salihin derken zaten seninde demis oldugun 4 mezhep imamini barindirmakta, yani senin aksettirdigin gibi kavram disi degiller aksine ic ice gecmistir.

Bunu daha iyi anlayabilmek icin ilk selefi tabiri tr de kiminle cikdi, kiminle devam etti suan kimlerle devam ediyor kavramda ciddi sekilde degisiklikler var, senin kullanmis oldugun ilk dönem seleficiligine ebu said kesiminin dikte ettigi kesimin icine giriyor halbuki son 10 senede ciddi sekilde ebu said kesiminin dikte ettigi kavramdan olmasi gereken delillere uymak kavramina girmistir.

Sadece ibn teymiyye ekolune vurgu yapanlar bu konuda daha yenidir, zaten ibn teymiyyeyi ciddi sekilde arastirsalar onunda nerelerden beslendigine bakilirsa sorun olmadigi anlasilir.

10 sene önce de diyordum yine diyorum, motomot XXX sahsini takip etmek ve o ne dediyse dogru ne yanlis dediyse yanlis demek Allah muhafaza tevbe 31.

Halbuki selefi salihin yolunda bizler kisilere degil, kisilerin kuran ve sünnette isabet eden görüslerine tabiyiz aksisi asla mümkün degildir ki bu sapik hizipcilik olur adina ister selefi de ister hanefi de ister hanbeli de bu degismez.

Ayni seyleri diyoruz.
 
İZZETLİ Çevrimdışı

İZZETLİ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Kul sadiyüksel ayrıca mevlana celaleddini rumiyi öven kitapları vardır,bu kitaplarına reddiyede yazmadığı gibi uyarıda bulunanlarıda SİZ ONU ANLAYAMASSINIZ,gibi tavırlar takınan HAK VE BATILI KARIŞTIRAN BİRİDİR...


arkadaşım ben seni de bu kişiyi de tanımıyorum bir şeyler yazmışsın belki iyi niyet belki kötü niyet ama kesin hüküm de vermişsin ve delil de koymamışsın yazacaklarım sizden inşallah uzaktır ama ben bir gerçeğe değinmek istiyorum yorumlarda iki türlü yanlışlık yapılıyor 1. kişiler hiç bilmedikleri kişiler hakkında sadece duyduklarıyla konuşuyorlar 2.kendisiyle aynı görüşleri paylaşan insanları bile sırf başka türlü yazmış diye yanlış anlendiririyorlar ( bu genelde idrak eksikliğiyle alakalı ) bunlara dikkat etmemiz gerekiyor ve şunu hiç mi unutmamak gerekli BİRİLERİNİN İŞİ SADECE KAFA KARIŞTIRMAK BUNLAR BU İŞ İÇİN MEMUR OLMUŞLAR O KÖTÜ BU KAFİR ..... DEĞİP MÜSLÜMAN RUMUZLARLA İNSANLARIN KAFALARINI KARIŞTIRIP DOĞRU KİŞİLERİ DE LEKELEMEYE ÇALIŞIYORLAR BU OYUNLARA GELMEMEK LAZIM
 
B Çevrimdışı

burukanlar65

Üye
İslam-TR Üyesi
Kul Sadi Yüksel hocayı takriben 96 dan bu yana tanırım ve onuda beni tanır....Çok seneler önce birçok meselede olduğu gibi Maide/44.ayetin hükmü hakkında da sıkıntıları vardı...Zira ilim ehli kardeşlerimizin büyük gayretleri sonucu bu zat tevhid eksenli düşünmeye ve konuşmaya başladı....Bir müddet sonra Kul Sadi Yüksel'e tevhid dersi veren bu cemaat bir iç çatışma yaşadı....Bu çatışma İstanbul Maltepe de cemaatin sabah namazlarını icra ettikleri bir yere baskınla başladı daha sonra İstanbul kurtuluşta bir doktor kardeşimize silahlı saldırı haline dönüşünce işe emniyet el koydu....

Sabah namazı baskını birçok kişide inanılmaz darbe izleri bırakmasına rağmen her iki tarafında bu bir alacak verecek meselesi deyip olayı emniyetin gözünde adi suç kapsamına almasına yol açtı...Taki silahlı saldırıya kadar....Silahlı saldırıdan sonra emniyet bu işi örgütsel yapılanma kapsamına aldı ve birçok kişi tutuklandı....İşte bu esnada cemaatin asıl lideri ve en yakınları ülkeyi terk ettiler ve halen geri dönmüş değillerdir...

Kardeşlerden birini Metris ceza evinde ziyaret etmeye gittiğimde sicilinde aynen şöyle yazıyordu....Mevcut devleti yıkıp yerine islami esaslara dayalı bir devlet kurmak üzere örgüt kurmak...Bu kardeşler uzun zaman İstanbul Beşiktaş'taki dgm de yargılandılar...Bizde kardeşlerimizi yanlız bırakmama adına tüm duruşmalara gittik....Bu olay hürriyet gazetesinin o dönem ki baskısında yayınalndı....

Bunları niçin anlattım...İşte bu cemaatin ikiye bölünmesi Kul Sadi Yükselin işine yaradı...Bunu kinayeli anlamda söylemiyorum..Gerçek bu...Bu cemaatin dergi,kitap yazan tüm liderleri mecburen Allah’ın bir arzından diğer bir arzına hicret etmek /Nisa/97 zorunda kalınca geriye ilim noktasında henüz tamamlanamamış fertler kaldı....

Bu fertlerden biride benim....

Daha sonra tüm yoğunluğumuzu Kul Sadi Yüksel üzerine verdik...Yıllarca her Çarşamba günü istinasız bir şekilde Kul Sadi Yükselin komutasında eski cemaatin inşa ettiği büyük binada dersler yaptık halen yapmaya devam ediliyor..Bundan takriben iki yıl önceye kadar önce bende bu derslerde hep vardım....


Şimdi sayın Furkan Yüksel yani Kul Sadi hocanın yiyeni öncelikle uslubun çok bozuk eğer sen onun yiyeniysen benim onu belkide senden daha tanıyan biri olduğumu anlamışsındır...

Şimdi bu zat hakkında bilende konuşmuş bilmeyende konuşmuş...Bu zat bu cemaati nerden alıp nereye getirdi analizini ancak 13 sene sonra yapabildim...Çünkü insan içinde bulunduğu cemaatlere karşı bazen basiretsiz kalabiliyor ve birçok şeyi kendisince tevil edip kendi kendisini kandırabiliyor buda şeytanın bir hilesidir...

Cemaateki çözülmeleri gördükçe derslerde Kul Sadiyle zıtlaşmaya başladım...Bardağı taşıran son damla Mevlana Celalettini Rumi meselesi oldu...Bunu takriben 50-60 kişinin hazırda bulunduğu bir ortamda yaptık..

Hulki Cevizoğlu gibi laik demokrat biri bile Mesneviyi kendi programında analiz ederken adeta ordaki pornografi hikayelerden dolayı şaşkınlığını gizleyememişken uzun tartışmamızdan sonra şu cümleyi Kullandı Mevlana müvvahid bir müslümandır dedi.....

Bende hoca o zaman siz vahdeti-vucüt anlayışınada bizim gibi bakmıyorsunuz dedim bunun üzerine konuyla alakası olmayan bazı ayetler okudu bende hoca dur dedim İhlas suresini okudum ve Allah’ın emir ettiği şekilde o zatın meclisini terk etmek için ayağıya kalktım ve dedim ki hoca meğer siz akidenizi mahv etmişsinizde bizim haberimiz yokmuş..ve bir dahada onun bulunduğu meclislere gitmedim gitmemde....

Şimdi bazı arkadaşlar Radyoda ki müziklerden falan dem vuruyorlar da zatı bu tür şeylerle eleştiriyorlar,tabiki bunlarda eleştiri konusu yapabilinir zira bu zatın hastalığı çok daha derindedir....

Cemaat şuanda adeta kanı çekilmiş ılımlı islamcı moduna ayarlanmış hareketsiz itikatsiz bir hal almıştır..Ben bir müslüman olarak bu zata bu cemaati bu hale getirdiği için hakkımı helal etmiyorum....Yirmi yıllık din kardeşlerinden biri belki bu seçimlerde oy kullanacak bunun vebalini kim nasıl taşıyacak onu bilemiyorum...Bu cümlem yanlış anlaşılmasın bu zat gidin oy kullanın dediğini söylemiyorum ,böyle bir ifadesi yok duymadım da zira insanları getirdiği nokta burası....

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın misalı insanlar artık kendi burunları dibindeki yoksullara,ihtiyaç sahiplerine yardım etmez olmuş fakat her ne hikmetse bilmem dünyanın hangi köşesinde bilmem hangi halklara senede bir topladıkları zekatların bilmem ne kadarını gönderdik diye makbuz gösteriyorlardı derslerde.....

Ya kardeşler burnumuzun dibindeki ihtiyaç sahibi kardeşlerimiz yoksulluktan nerdeyse kırılacaklar bizim öncelikli olarak bunlara yardım etmemiz gerekmiyor mu ? çıkışlarımıza verilen cevap gitsinler çalışsınlar dı,kardeşler; Bunlar zaten çalışıyorlar fakat vasıfsız olduklarından dolayı aldıkları askari ücret nafakalarına yetmiyor,o zamanda verdikleri cevaplar aynen şu hanımlarıda kızlarıda çalışsın olmuştur.....

Beni fazla detaylar çokta ilgilendirmiyor zira vehdeti-vucüt ve Mevlana konuları imanı bozan meselelerdir...Buraya yazsam gördüklerimi ve yaşadıklarımı sayfalar yetmez en iyisi burada satırlarımı bitirmek...

Özetle;Bu zat hem itakaden hemde cemaat yapılanması olarak tam bir fiyaskodur...Eski cemaatten eser kalmamış...Aktivliğini tamamen yitirmiş ruhsuz bir hale gelmiştir....veselam
 
Üst Ana Sayfa Alt