Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Kur'an'da Bahsi Geçen Özel Konular Geneli Kapsar mı?

M Çevrimdışı

mslmn

Üyeliği İptal Edildi
Banned
merhaba...ben Kur'an'da geçen bazı özel konuların genel yani tüm müslümanları ilgilendiren hükümleri içerip içermediğini soracam. mesela tebbet suresi sadece peygamberin amcası ebu leheb için mi geçerlidir? yani biz hep sureyi okurken sadece ebu lehebe mi lanet edecez yoksa onun gibi olan tüm kafirlere mi? ya da Kur'an'da peygamber hitaben söylenen ayetlerin muhattabı sadece peygamber midir? yoksa peygambere söylenen şey bizler için de geçerli midir? bilen arkadaşlar Allah rızası için yazarsa iyi olur. bunların cevaplarını bilmem lazım..çünkü ben de buradan başkalarına aktaracam inşaAllah...
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
mslmn;182938' Alıntı:
merhaba...ben Kur'an'da geçen bazı özel konuların genel yani tüm müslümanları ilgilendiren hükümleri içerip içermediğini soracam. mesela tebbet suresi sadece peygamberin amcası ebu leheb için mi geçerlidir? yani biz hep sureyi okurken sadece ebu lehebe mi lanet edecez yoksa onun gibi olan tüm kafirlere mi? ya da Kur'an'da peygamber hitaben söylenen ayetlerin muhattabı sadece peygamber midir? yoksa peygambere söylenen şey bizler için de geçerli midir? bilen arkadaşlar Allah rızası için yazarsa iyi olur. bunların cevaplarını bilmem lazım..çünkü ben de buradan başkalarına aktaracam inşaAllah...

Selamun aleykum kardeşim ;

Hanefî'lere göre Peygamber (a.s.)'e îbrahîmî salavat getirmek sünnettir. (ed'Durru'l-Muhtâr, 1,478) Bunun gibi Mâlik'ilere göre son teşehhudden sonra Peygamber (a.s.)'e salavat getirmek de sünnettir. (eş-Şerhu's-Sağir, 1,319) Bunun gibi, yani ister ilk teşehhud olsun ister son teşehhud, her teşehhud kendi başına bir sünnettir.
Şafiî ve Hanbeli'lere göre Son teşehhudde Peygamber (a.s.)'e salavat getirmek vacibdir. (Muğni'l-Muhtac, 1, 173 vd. el-Muğnî: I, 541)
Peygamberin (s.a.v.) âline salavat getirmek ise Şâfiî'lere göre sünnet, Hanbelîlere göre vâcibdir.
Hanbelilere göre, vâcib olmasının dayandığı delil, daha önce geçmiş bulunan Kâ'b b. Ucre'nin rivayetidir:
"Peygamber (a.s.) bizim yanımıza geldi. Biz dedik ki: "Yâ Rasulallah! Allah bize, sana nasıl selâm getireceğimizi bildirdi. Sen de bize sana nasıl salavat getireceğimizi öğret."
Peygamber (a.s.) şöyle buyurdu: "Ey Allahım! Peygamberimiz Muhammed'e ve onun ailesine salat et, onların şerefte kadrini yücelt; İbrahim ve ailesine salat ettiğin gibi. Ve yine Muhammed (a.s.) Efendimizi ve ailesini mubârak kıl, onların feyiz ve bereketlerini daima arttır; İbrahim ve ailesini mubârak kıldığın gibi. Şubhe yok ki sen Hamîdsin, Mecidsin." (Buharı ve Muslim rivayet etmişlerdir.)

Esrem'in Faddale b. Ubeyd'den rivayet ettiğine göre: " Peygamber (a.s.) namazında dua edip Rabbini temcid etmeyen (övmeyen) ve Peygamber (a.s.)'e salavat getirmeyen birini duydu ve: "Bu adam acele etti." buyurduktan sonra onu huzuruna çağırtıp şöyle buyurdu: "Sizden biri namaz kılınca önce Rabbini övmekle başlasın, sonra Peygamber'ine salavat getirsin, sonra da dilediği gibi duada bulunsun."
Bu hadisteki emir vucubu gerektirir. Peygamber (a.s.)'e salavat getirmenin şekli Kâb'ın rivayet ettiği hadiste zikredilen şekildedir.

Şâfiî'ler, Peygamber (a.s.)'e salavat getirmenin vacib olduğuna Kur'an'ın emrini delil getirmektedirler. Bu emirde: "Ey iman edenler! Peygamber'e salavat getirip selâm verin." (Ahzab, 56) ayeti ile daha önce geçen hadis, bu manada Dârakutne'de ve îbni Hıbban'ın Sahihi ile Hâkim'in Mustedrak'indc zikredilen ve Muslim'in şartına bağlı olarak sahih olduğu söylenen hadis ile Ahmed, Muslim Nesaî ve Tirmizi'nin rivayet ettiği ve Tirmizi'nin sahih dediği hadise dayanmaktadır. Peygamber (a.s.)'e ve aline salavat getirmenin asgarî ölçüsü "Allahumme salli alâ Muhammedin ve âlihî" ifadesidir. "Mecid"e kadarki ilâveler ise sünnettir.

Peygamber'in âline salavat getirmenin sünnet olması, Ebu Zur'a'nın rivayet ettiği hadise dayanmaktadır:
"Peygamber'e salavat getirmek bir emirdir. Bu emri terk edenlerin namazlarını yeniden kılmaları gerekir." (Neylu'l-Evtâr, II, 284)
Bu hadiste Peygamber'in âline salavat getirmeyi zikretmemiştir.

Hanefî ve Malikîl'erin Peygamber'e salavat getirmenin mutlak olarak sünnet olduğu görüşlerinin dayandığı delil şudur:
Hadislerdeki mezkur emirler bize salavatın keyfiyetini öğretiyor. Bu durum salavatın vacib olmasını gerektirmez. Şevkânî bu konuda şöyle demiştir:
Salavat getirmenin vacib olduğuna hükmedenlerin dayandıkları deliller bana göre sabit değildir. Sabit olduğunu farz etsek bile, namazını kötü bir şekilde kılan bedeviye, Peygamber'in bunu öğretmeyi terk etmesi, özellikle: "Bunları yaptığın zaman namazın tamdır." sözü, salavat getirmenin mendub olduğuna delâlet eden bir karinedir. (Neylu'l-Evtâr, II, 288)
Peygamber'in teşehhudu öğrettikten sonra îbni Mes'ud'a:

"Bunu söylediğin zaman yahut bunu bitirdiğin zaman namazını bitirmiş olursun. Eğer kalkmak istersen kalk, oturmak istersen" (Bu hadisi Ahmed, Ebu Dâvud, Tirmizî ve Dârakutni rivayet etmişlerdir.) buyurmuştur. (Vehbe Zuhayli, İslam Fıkhı Ans. C. II, S. 41 - 42)


Ayrıca şunu bilmemiz lazım ki namazda okunan sure ve ayetler Rabbimizin emri ve Rasulullah (s.a.v.)'in sünnet pratiğinin bir gereği olarak kıraat ederiz. Evet manalarını ve nuzul-vurud sebeblerini vs. de bilirsek namazın edasını kemale erdirib, musalliyi huşuyu yakalamasında en büyük etkenlerden olur.
Namazda okunan ayetler ve okunan sünnetle belirlenmiş dualar orijin haliyle okunur ve manaları üzerinde tefekkür edilirken hem ilk sebebleri (Ebu Leheb gibi) hemde bizim zamanımızdaki ebu Leheb'leşenleri düşünüp tavır alabiliriz. Fakat kıraatında kesinlikle değişiklik yapamayız.
Namaz kılan musallinin kıraatında değişiklik yapabileceği kunutlardaki beddua ve dualardadır. Çünkü bu müslümanın o zamanki gündemindeki meseleleriyle, sorunlarıyla ilgilidir ve bunlara karşı Rabbine iltica ederek kafirler ve zalimlerin helak olması, muslumanların ve mucâhidlerin muzafferiyeti ve başlarındaki belaların kalkması için güncel dualarda bulunabilir. Bu yüzden Kıraati zamanidir.

Alimlerimiz tebbet suresinde olduğu gibi namazda tahiyatta okuduğumuz Rabbenağfirli duasında da namaz kılan kişinin anne veya babasının kafir olması sebebiyle duanın okunuşunda (kıraatinde) değişiklik yapılmasına cevaz vermemiş, bunun Rasulullah (s.a.v.)'in namazdaki bir sünneti olarak okunması gerektiğini bildirmişlerdir. Rasulullah (s.a.v.)'in anne ve babasının kafir olduğu (ateşte) hakkındaki sahih hadis-i şerifler yine Rasulullahın ağzından gelmesine rağmen bunu, ummetinin namazında sünnet olarak uygulanmasını istemiştir.
Allaha emanet olunuz. selamun aleykum


Rabbenâ Duâsı

رَبَّنَا آتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَ فِي اْلآخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ
Meali :
Yâ Rabbî! Dünyâda ve âhıretde bize iyilikler ver ve bizi nârın (ateşin) azâbından koru. Ey merhametlilerin en merhametlisi senin rahmetinle...

Rabbenâğfirli Duâsı

رَبَّنَا اغْفِرْ لِى وَ لِوَالِدَىَّ وَ لِلْمُؤمِنِينَ يَوْمَ يَقُومُ اْلحِسَابِ
بِرَحِمَتِكَ يَا اَرْحَمَرَ الرَّاحِمِينَ
Meali :
Ey bizim Rabbimiz! Beni, anamı ve babamı ve bütün mûminleri hesab gününde (herkesin sorguya çekileceği günde) bağışla
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt