Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Kurban ve Adak Nedir?

M Çevrimdışı

mehmethat

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
kurban ile adak tarifeleri ve nasil nezır olunur kıssa tarif edebilirmisin.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Kurban; Yüce Allah'ın rahmetine yaklaşmak için ibadet niyeti ile kesilen özel hayvandır. Kurban bayramı günlerinde (ilk üç günde) böyle Allah rıdası için kesilen kurbana (Udhiyye), bunu kesmeğe de "tazhiye" denilir.

Adak olarak ifade edilen nezir, bir çeşit ibadettir. Zaten nezirin asıl mânâsı da, kişinin Allah rıdası için yapması mubah olan bir şeyi yerine getirmeye söz vermesi, adadığı şeyi yapmayı kendi üzerine vâcib kılmasıdır.
Adaklarını da yerine getirsinler” (Hac, 29)

Adakta bulunmak, İlahi kaderin , olacak işlerin takdirini değiştirmez, bir etkisi yoktur.

Ebu Hurayra (r.anh) Rasulullah (s.a.v.)'den rivayetle bu konuda şöyle buyurmuştur:

"Nezir (adak), ademoğluna, Allah'ın kendisine takdir etmediği hiçbir şeyi yakınlaştırmaz. Ancak nezir, kadere muvafık olur. Nezir sayesinde, cimrinin kendi arzusu ile çıkarmak istemediği, cimriden çıkarılır."
(Buhârî, Kader 6, Eymân 26; Muslim, Eymân 7, (1640); Ebu Dâvud; Eymân 26, (3288); Tirmizi, Nuzûr 10, (1538); Nesâî, Eymân 25, (7,16)
Saîd İbnu'I-Hâris anlatıyor: "İbnu Ömer (radıyallahu anhumâ)'yı şöyle söyler işittim: "Siz nezretmekten (adaktan) yasaklanmadınız mı? Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm) demişti ki:
"Nezir; olacak bir şeyi ne öne alır ne de geriye bıraktırır. Ancak onunla cimriden mal çıkarılmış olur."
(Buhârî, Kader 6, Eyman 26; Muslim, Nezr 3, (1639); Ebu Dâvud, Eymân 26, (3287); Nesâî, Eymân 24, (7, 15,16)

Adağın Şartları

Adağın İslâmî hükümlere göre geçerli olabilmesinin çeşitli şartları vardır:

1- Adanan ibâdetin cinsinden mutlaka bir farz veya vâcibin olması gerekir. Örneğin "üç gün oruç tutacağım.", "Şu kadar namaz kılacağım", "Kurban keseceğim", diye adamak câizdir ve böyle bir adak sahihtir. Fakat "Filan hastayı ziyâret edeceğim", "Aldığım malları sermayesine satacağım", demek adak olmuyor. Dolayısıyla Allah rıdası için adanan ibâdetin cinsinden farz ve vâcib olmayan hattâ İslâm dininde yapılması uygun olmayan, İslâm'ın emretmediği kötü geleneklerden ibaret olan türbelere, yatırlara mum yakmak, bu yatırların uğruna bir şeyler yapmak, yatırlara bazı eşyalar adamak câiz değildir. Hattâ bu gibi adaklar kesinlikle haramdır .

2- Adayanın akıllı, bulûğa ermiş yani ergin olması gerekir. Adağı yapan kimsenin aklından hasta olmaması, çocuk yaşta bulunmaması gerekir. Erginlik çağına ulaşmamış olanlarla delilerin yaptığı adakların yerine getirilmesi zorunlu değildir.

3- Adanan ibâdet o anda veya gelecekte yapılması farz olan bir ibâdet olmamalıdır. Meselâ 'şu işim olursa öğle namazını veya yatsı namazını kılacağım', yahut 'Ramadan'da oruç tutacağım', veya zengin olduğu halde 'Kurban bayramında kurban keseceğim' gibi adaklar sahih değildir. Çünkü bu gibi ibâdetler zaten farz veya vâcib ibâdetler olup yerine getirilmesi gereken ibâdetlerdir. Buna göre bu tür adaklar geçerli değildir.

4- Adanan ibâdet ayrıca bir farz veya vâcib bir ibâdete sebeb ve zemin türünden olmamalıdır. Örneğin abdest almayı veya tilâvet secdesi yapmayı adamak da sahih bir adak değildir. Zira bu gibi ibâdetler farz olan ibâdetlere vesiledir, onun için adanmaz.

5- Adanan şey Allah'ın radı olmayacağı, günah özelliği taşıyan türden de olmamalıdır. Meselâ "Şu işim olursa kendimi Allah rıdası için kurban edeceğim" diye bir adak yapmak geçerli olmadığı gibi haramdır. Fakat aslında İslâm'ın emrettiği bir ibâdet iken yine İslâm'ın başka bir sebebden dolayı yasakladığı bir ibâdet türü ise geçerli olur. Meselâ bir kimsenin Ramadan Bayramı'nın birinci gününde veya Kurban Bayramı'nın ilk üç gününde oruç tutmayı adaması sahih bir adaktır. Ancak bu günlerde oruç tutmak haram olduğu için, başka bir zamanda bu adağını kaza eder.

6- Adanan şeyin yerine getirilmesi mümkün olmalıdır. Meselâ geçen falan günde yahut falanın geleceği günde oruç tutmak gibi. Geçen bir gün geri gelmeyeceği gibi, falan kimsenin gece veya gündüz zeval vaktinden sonra gelmesi halinde artık oruç tutulamayacağı bellidir. Çünkü oruç gündüz tutulduğu gibi fecirden başlanması gerekir. Dolayısıyla böyle bir adak olmaz.

7- Adanan şey bir malın sadaka olarak verilmesi ise, adanan mal adağı yapanın malından ve servetinden fazla olmamalıdır. Çünkü adağı yapan kimse ancak mal varlığı kadar bir tasaddukta bulunabilecektir. Ayrıca başkasının malını tasadduk etmeyi adamak da câiz değildir.


Adağın Kısımları

Nezir'in şarta bağlı olan ve olmayan şeklinde ikiye ayrıldığı gibi bu türler de ayrıca kendi aralarında çeşitli kısımlara ayrılmaktadırlar.


1- Şarta bağlı olan adaklar (Mekruh)

Bunlara ıstılâhî olarak "Muallak Adaklar" denir. Muallak adaklar ikiye ayrılır:
A- Bazı hususların gerçekleşmesine ve yapılmasına bağlanan adaklar. Meselâ 'Hastalığım geçer ve iyileşirsem şu kadar oruç tutacağım' veya 'Şu kadar kurban keseceğim' şeklinde yapılan adak gibi. Bu hastalığı geçerse bu ibâdeti derhal yerine getirmek gerekir. Böyle bir adağı daha sonra yapmak her ne kadar câiz ise de hemen yerine getirilmesi daha sevabdır.

B- Bazı iyi ve güzel hususların gerçekleşmemesi ve yapılmaması için adanan adaklar. Örneğin, 'Falan kimse ile konuşursam şu ibâdeti yapmak üzerime vâcib olsun' şeklindeki adaklar gibi. Burada koşulan şart falan kimse ile konuşmamadır. Bu şarta rağmen o kimse ile konuşulursa adağı yerine getirmek yahut bunun yerine yemin keffâreti ödemek gerekir.

Genel olarak belli bir şarta bağlanan adaklar belirtilen şartın gerçekleşmesinden önce yapılmazlar. Örneğin 'Falan işim olursa şu kadar oruç tutacağım' diye adak yapılıp o işi gerçekleşmeden adadığı orucu tutarsa adağını yerine getirmiş olmaz. Adı geçen işi gerçekleşince yeniden o orucu tutması gerekir.

Aslında mekruh olan, hadiste cimrilerin adağı olan bu adak / nezir şartlı olan adaktır. Yâni şu işim eğer olursa diye Allah (cc.)'a belli bir şarta bağlı olarak adanan adaktır.
Şartlı olan nezirde, adakta ne adanmışsa o yerine getirilmiştir. Mesela kişi şu işim eğer olursa 2 koyun keseceğim diye adakta bulunan kişi, daha sonra ikisinin yerine 1 tane büyükbaş kesmeye dönemez. Fakat Hanefi mezhebinin bu konuda usulu farklı olduğundan adağını değiştirmesine cevaz vermektedir. (İbn Âbidîn, Reddu’l-muhtâr, IX, 457, 463-464) Fakat ehl-i sunnet ulemanın cumhuru kişinin adadığı vâcibdir, onu daha değerli olanla değiştirmiş olsa bile bu sünnettir. Sünnet vâcibin yerine geçmez anlayışındadır. Yani 3 Koç adayan bir kimse bunun yerine 1 sığır veya 1 deve kesemez. Ne adamışsa onu yerine getirmelidir. Eğer adağını bulup yerine getirememe durumu var ise, bu sefer adağın değerine yakın diğerlerini yerine getirip getirememesi ise yine ihtilaflıdır. (Karrafi)


Yine bu tür nezirde adakta bulunan ve bakmakla yükümlü olan ehli bu adaktan yiyemez.

Aynı şekilde bu tür bir adak belirli bir zaman, yer ve kişilere yahut belli bir şekle bağlanırsa mutlaka bu belirlenen şekilde yapılması şart değildir. Meselâ 'Falan işim olursa falan gün veya falan ay oruç tutacağım, şu parayı falan adama vereceğim', yahut şu kadar namazı falan camide kılacağım' dese belirtilen işi gerçekleşince belirttiği gün veya ayda oruç tutması şart değildir. Zikrettiği kişiye belirlediği parayı vermesi yahut söylediği camide namaz kılması şartı aranmamaktadır. Orucunu istediği bir zamanda tutması, sadakasını istediği kimseye vermesi, namazını istediği herhangi bir camide kılması mümkündür.

2- Şarta bağlı olmayan adaklar (Mustehab)

Bunlara da "Mutlak Adaklar" adı verilmektedir. Bu tür adaklar da ikiye ayrılmaktadır.

A- Belirli olan yani muayyen adaklar:
Şarta bağlı olmadan yapılan adaklardır. Meselâ 'önümüzdeki perşembe günü oruç tutmayı adamak' gibi.

Belirli olmayan adaklar. Bunlara da 'Gayr-i Muayyen Adaklar' denir. Bu tür adaklar da hiçbir şart ve zamana bağlı olmayan adak türleridir. Meselâ "Şu kadar gün oruç tutacağım" diyerek hiçbir şart ve zamana bağlamadan bir müddet oruç tutmayı adamak gibi.

Şartsız olarak hayır, infak için yapılan adak mustehab. Mesela şu işimi halledince , şuraya varınca, ya da iyileşince inşeAllah bir koç keseceğim şeklinde yapılan adaktır. Bu tür mustehab adaklarda kişi önce küçükbaş adamışken daha sonra büyükbaş kesemez. Ne adakta bulunmuşsa onu kesmelidir.
Mustehab nezirde adakta bulunan ve bakmakla yükümlü olan ehli de bu adaktan yiyebilir.

Bütün bu hükümlere göre Mutlak yani bir şarta bağlı olmadan adanan oruçların kesin olarak yerine getirilmeleri gerekir. Belirli bir zamanda yapılması adanan adak başka bir günde kaza edilmelidir. Aynı şekilde bu tür mutlak adaklarda belirli bir yer ve kişi ile belirli bir miktar da önemli değildir. Mühim olan bu adakların yerine getirilmesidir. Belirlenen yer, kişi ve miktarlar değiştirilebilir.


Adak Kurbanı:

Adanılan şey bazen kurban olabilir. Bu durumda şu iki hususa dikkat edilmelidir:

1- Kurban davar, sığır ve deve gibi dört ayaklı hayvanlardan olur. Tavuk, kaz ve hindi gibi iki ayaklı hayvanlardan kurban olmaz.


2- Kurbanın etinden onu adayan kimse ile usûl ve furu yiyemezler. Kurbanın eti fakirlere tasadduk edilir. Şayet yerlerse yedikleri miktarın değerini fakirlere vermeleri gerekir. (Ahmed Ağırakça)
 
Üst Ana Sayfa Alt