Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Lâik Rejimin İlâhiyat Fakültelerinde İcazetli Gerçek Din Âlimleri Yetişmez

K Çevrimdışı

kuL

Üye
İslam-TR Üyesi
Lâik Rejimin İlâhiyat Fakültelerinde İcazetli Gerçek Din Âlimleri Yetişmez



Gerçek
İslâmâlimleri İslâm medreselerinde yetişir. Lâik sistemin veya rejimin İlâhiyat Fakültelerinde gerçek din âlimi yetişmez. Bugün ülkemizde iki türlü ilâhiyatçı vardır:

(1) Müslüman oryantalist kimliğinde birtakım akademisyenler, uzmanlar, araştırıcılar. Bunlar din hocası değildir, ulemâ değildir.


(2) Lâik düzenin İlâhiyat Fakültelerinde okumuş olmakla birlikte, Ehl-i Sünnet dairesi içinde kalmış, bazısı gerçek ulemâdan özel dersler almış ve kendilerine şöyle veya böyle İslâm hocası denilebilecek müsbet kimseler.

Öyle bozuk ilâhiyatçılar var ki, İslâm dinine bakışları gayr-i müslim oryantalistler kadar insaflı değildir.
Bu ilâhiyatçılardan biri “İslâm’da tesettür yoktur, tesettür Yahudilikten gelmiştir” diyebiliyor.Sünneti inkâr eden ilâhiyatçılar var.
Hadîsleri inkâr edenleri var.
Fıkhı ve Şeriatı inkâr edenlerini hepimiz biliyoruz.

Kendini müctehid ilan edip “Kur’ân Yahudi ve Hıristiyanları İmâna ve İslâm’a çağırmıyor” iddiasında bulunan ilâhiyatçılar var.
Ashabın büyüklerinden Ebu Hureyre radıyallahu anh hazretlerine saldıran, onu -hâşâ- yalancılıkla suçlayan ilâhiyatçılar var.
Bir ilâhiyatçının içki içtiğini, namaz kılmadığını söylemişlerdi.
Reformcu ilâhiyatçıların sayısı az değil.
Pakistanlı bozuk Fazlurrahman’ın tarihsellik tezini benimseyenler var.

Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü perdesi altında İslâm’ın tek hak din olduğu inancını reddeden, Ehl-i Kitabı Cennete sokan (sanki Cennet babalarının mülküymüş gibi...) ilâhiyatçılar var.Listeyi uzatmayayım, hepsini yazmaya kalksam kitap olur.
Gerçek İslâm âlimi kimdir?

(1) İcazetli üstadlardan âlet ilimlerini ve ‘âli ilimleri bihakkın okumuş, imtihan vermiş ve icazet almış olmalıdır.
(2)İlmiyle ‘âmil bulunmalıdır.
(3)Kur’ân ve Sünnet dairesi içinde bulunmalıdır.
(4) Zühd, takva, vera sahibi olmalıdır.
(5)İlmî vakarını korumalıdır.
(6)Güzel ve yüksek bir ahlâka ve karaktere, İslâmî faziletlere sahip olmalıdır.

(7) İbnüzzaman olmamalıdır.
(8) Elinden geldiği, şartlar elverdiği derecede Peygamberimizin Sünnetine yapışmış bulunmalıdır.
(9) Halka ve gençliğe gerçek İslâm’ı öğretmelidir.
(10) İman, İslâm, Kur’ân, Sünnet, Şeriat nurlarını halka öğretmek; insanları ebedî saadete ulaştırmak için çalışıp çırpınmalıdır. Yani hizmet ehli olmalıdır.
Maalesef İslâm medreseleri kapatıldıktan sonra yeterli miktarda icazetli din âlimi yetiştirilemedi.

Bir ara Bulgaristan’dan gerçek icazetli ulemâ geldi. Meselâ üstad Ahmed Davudoğlu ve benzerleri.

Mısır’da, Şam’da, Pakistan ve Hindistan’da ve sair bilâd-ı islâmiyede okumuş ve icazet almış ulemâmız vardır. Lâkin bunların sayısı yeterli değildir.
Türkiye’deki müftülerin HEPSİNİN icazetli gerçek âlim ve müftü olmaları gerekir. Müftülük lâik rejimin verdiği bir unvan değildir. Müftü olmak için tabakat-i fukahanın müftülük derece ve rütbesinde bulunmak gerekir.

Sadece ilâhiyat fakültesi diploması ile müftülük yapılamaz.
İyi niyetli ilâhiyatçılarımızın, mutlaka icazetli hocalardan ders alıp, imtihanı başarı ile verip icazet almaları şarttır. Aksi takdirde dinî hayat çöker.
Bugün ülkemizde öyle sahte müftüler var ki, hayızlı (aybaşılı) bayanların namaz kılabileceklerini, oruç tutabileceklerini iddia edecek kadar ileri gitmektedirler. Bu iddialar Kur’ân’a, Sünnete, icmâ-i ümmete kesinlikle aykırıdır.
İcazetli muttaki hocaların, din âlimlerinin eksikliği ve sayılarının azlığı yüzünden korkunç bir fitne, fesat ve fetret çığırı açılmıştır.
Yeterli din eğitimi almamış, ilmihalini bilmeyen cahil halk, sapıttırıcıların kurbanı oluyor.
İslâm medreselerinin hâlâ kapalı bulunması büyük ve vahim bir insan hakları ihlâlidir.
Varlıklı Müslüman kimseler ve cemaatler an geçirmeden başta Hindistan’daki muteber ve güvenilir medreseler olmak üzere, dünyanın her yerindeki güçlü, ciddî, seviyesi yüksek medreselerde talebe okutmalı, bunlara icazet aldırmalıdır.


Diyanet’ten Cesur Hutbeler İstiyoruz

DİYANET İşleri Başkanlığı ülkeyi, devleti, halkı sarsan büyük krizler konusunda aydınlatıcı, ıslah edici, yol gösterici hizmetler yapmalıdır. İslâm’ın temel farzlarından biri de emr bi’l-mâruf ve nehy ‘ani’l-münkerdir, yani iyiliği desteklemek ve emr etmek, kötülüğü engellemek ve yasaklamak vazifesidir.
Diyanet bu işi elbette bir siyasî parti gibi yapamaz. Lâkin en uygun ve en seviyeli bir şekilde mutlaka yapmalıdır.
Meselâ bir Cuma günü Türkiye’nin bütün camilerinde şu konuda bir hutbe okutulmalıdır:
“Dünya şeffaflık ve temizlik anketinde bu yıl ülkemiz, 10 tam not üzerinden sadece 4 alabilmiştir. Bu rakam da göstermektedir ki, Türkiye temiz ve şeffaf bir ülke değil, maalesef kirlenmiş bir ülkedir. Bizde yoğun bir kokuşma mevcuttur. Bu ise bizim devlet olarak, ülke olarak, halk olarak geleceğimizi karartmaktadır.
İslâm dini temizliği en geniş mânâsıyla emr eden, istikameti (doğruluğu ve dürüstlüğü) farz kılan, emanetlere hıyanet etmeyi yasaklayan bir dindir. Sevgili Peygamberimizin sıfatlarından biri de “Emîn”, yani güvenilir olmasıdır.
Bir Müslüman ülke, bir Müslüman toplum nasıl oluyor da, temizlik, şeffaflık, doğruluk, ahlâk, fazilet ve dürüstlük konusunda böyle kötü bir not alabiliyor?
Bizde niçin rüşvet, haram yeme, dalavere, sahtekârlık, rezillik, saçı bitmedik yetimlerin haklarını yeme, ihalelere fesat karıştırma, nepotizm, uyuşturucu kaçakçılığı, fuhuş ve seks ticareti, kumar, içki, riba, soygun, talan, hortumlama, kara servet edinme bu kadar yaygın ve yoğundur?”
Bu hutbenin özetini daha fazla uzatmayacağım...
Diyanet, camilerde sık sık bu gibi hutbeler okutmalıdır.


Öldürücü krizlerle sarsılan, sosyal ve kültürel zelzelelerle temelleri yerinden oynayan bir ülkede; vergi ödemenin kutsallığı, enerji ve su israfının önlenmesi, diş sağlığı gibi suya sabuna dokunmayan, okul kompozisyonu gibi yavan, ruhsuz, basmakalıp sıradan hutbelerle kendimizi aldatmayalım.
Polonya, Sovyetler Birliği’nin uydusu ve sömürgesi iken, stalinist bir zulüm rejimi altında ezilirken o ülkedeki Katolik kilisesi seviyeli ve cesur muhalefet yapıyor ve kurbanlar veriyordu.
Diyanet, ülkemizdeki büyük ve köklü kötülükleri siyasî açıdan değil dinî ve kültürel açıdan tenkit etmelidir.

Müslüman bir ülkede böyle tenkitler yapılmazsa, karanlıklardan kurtulup aydınlık ufuklara çıkamayız.
İslâm ahlâkında şecaat denilen bir haslet vardır. Müslümanlar cesur olmalıdır, gerçekleri hikmetli bir şekilde haykırmalıdır.

MEHMET ŞEVKET EYGİ
28.10.08

 
Birtat Çevrimdışı

Birtat

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
alo fetva; gelen sorulara;
ılıman, sözde huzur bozmayacak
cevaplar
vermeye başladığından beri,
çok kişilerde "gerçekleri" "pas" geçme hâl aldılar diye düşünüyorum
 
hayalet Çevrimdışı

hayalet

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kardesim Turkiyenin hastaliklari dunyada oldugu gibi cok insaAllah duzelir ......
Tek caresi var ........... Hayat Iman ve Cihad
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Laik ülkede elbette din adamları yetişir ancak genelde kendi dinlerini (demokrasi dinini) anlatacak alimleri yetiştirirler.

Malesef her akedemisyen Muhammed Kutub olmuyor.. Anlamadığım şey o kadar saat ders alıyor insan hiç mi kitab ve hikmetten nasibini almaz. Genelde kelam ilmiyle yoğurulan dersler hadis derslerinden çok uzakta kalıyor.

Yakın zaman da bir camiide cuma hutbesin de 29 ekim günü münasebitiyle hazırlanan diyanetin hutbesinde demokrasi imamı insanlara cumhuriyeti övüp günümüzde en güzel yönetim biçiminin cumhuriyet olduğu fikrini insanlara aşılıyordu.

Anlamakda zorlanıyorum bu insan büyük ihtimal imam hatip kökenli onun üstüne en az 4 sene ilahiyat oku o kadar sene de islam dininin yönetim şeklinin anayasının kitab ve hikmet olduğunu gör üstüne cumhuriyet de..

Rabbim bu insanları cumhuriyeti kuranlarla beraber haşr etsin. Bu kadar insanın kafasını bulandırdığı için Rabbime havale ediyorum.
 
ensarullah Çevrimdışı

ensarullah

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
ahi imam hatiplerde din öğretmiyorlarki.ben ihl ye gittim ama tağutu öğrendiğimde ihl sondaydım.Allah bizleri affetsiz eğer ihl de okurken bu din için gayretiniz yoksa pek bişey öğrenemessiniz.
 
I Çevrimdışı

ilimdenizi

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
kardeşim sen en azından ihl sonda öğrenmişin,bide hiç ama hiç öğrenemeyenler var.
 
T Çevrimdışı

tilmiz

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Anladığım kadarıyla piyasada çok sınırlı sayıda ilim erbabı var. Doğru mu?
 
zamane genci Çevrimdışı

zamane genci

Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeşler ben açıktan ilhiyat okusam caiz midir acaba belki imam hatibe hoca olurum bir faydam dokunur diyorum ama korkuyorum da




ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ I,TÜRK DİLİ II dersleri var
 
B Çevrimdışı

bilinmeyen0754

Üye
İslam-TR Üyesi
Ya bu yazi direk bana yazilmis gibi sanki :) ilahiyat 1.sinif ogrencisiyim.ve dedikleriniz cok dogru.turk din musikisi diye dersim var ve adam adeta kizli erkekli koroda sarki soylemenin caiz oldugunu soyledi.kimsenin gıkı cikmadi. Hadis hocam cem etmenin sunnet olduğunu ve gerektigiki zaman uygulanabilecegini soyleyince herkes biz hanrfiyiz hanefilikte cem olmaz diye ayaga kalktılar.ilahiyattaki cogu ogrenci belli bi kalipta yetismis.ya tarikatlardan ogrendikleriyle yada nur cemaatinin ogrettig bidatlerle geliyorlar.acayip yalniz hissediyorum kendimj acikcasi.O yuzfen bu siteden cikmiyorim genelde.keske sizin gibi dusunen insanlarla karsilasabilsem.bende 4 4 luk degilim ancak sizin sitenizle ve okumaya çalıştığım kitaplarla bir seviyeye ulasmaya calisiyorim.dua edinde bi muhammed kutub olamam ama onun izinden giden bir insan olabileyim..
 
Üst Ana Sayfa Alt