K
Çevrimdışı
Tamam da Allah benim "Allah'tan istememi" dilememişse ben ne yapabilirim?
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler
İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.
Haber Misyonerler Artık Her Yerde
- Konbuyu başlatan ibnikayyim
- Başlangıç tarihi
Tamam da Allah benim "Allah'tan istememi" dilememişse ben ne yapabilirim?
A
Çevrimdışı
"De ki: "Ey insanlar! İşte size Rabbinizden hak geldi. Artık kim hidayeti kabul ederse kendi canı için kabul etmiş olur. Kim sapıklık ederse kendi zararına sapıklık etmiş olur. Ve ben sizin üzerinize vekil değilim." (Yunus 108)
Çevrimdışı
Bunu denemeden bilemezsin.
Bu saatte insanlar sana yardım etmek için can atıyor. sen işin dalgasındasın.
K
Çevrimdışı
Kuran'dan inciler:
"Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir."
"Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz."
"Biz insanları ve cinleri cehennem için yarattık."
K
Çevrimdışı
Öyle diyorsunuz ama denemek için bile Allah'ın dilemesini beklemek gerekiyor.
Çevrimdışı
Sen küfürde azgınlaşmışsan, Allah (c.c.) kalbini muhurlemiş olabilir ve işte o zaman dilemeyi nasib etmez. Fakat kişi eğer samimi ise, kalbinin muhurlenib muhurlenmediğini bilecek değildir, bu sebeble her zaman dilekte bulunmaya çalışmalıdır, dileyemeiyorsa o zaman haline feryat etsin!
"Önceki sahiplerinden sonra yeryüzüne vâris olanlara hâlâ şu gerçek belli olmadı mı ki: Eğer biz dileseydik onları da günahlarından dolayı musibetlere uğratırdık! Biz onların kalplerini mühürleriz de onlar (gerçekleri) işitmezler. İşte o ülkeler ki, sana onların haberlerinden bir kısmını anlatıyoruz Andolsun ki, peygamberleri onlara apaçık deliller (mucizeler) getirmişlerdi. Fakat önceden yalanladıkları gerçeklere iman edecek değillerdi. İşte o kâfirlerin kalblerini Allah böyle mühürler." (Âraf 100 - 101)
"Andolsun ki, biz insanlar için bu Kur'ân'da her türlü meselden örnekler getirdik. Yemin ederim ki, sen onlara başka bir âyet de getirsen o kâfirler yine: "Siz yalancılardan (uydurduğunuz sözü Allah'a nisbet edenlerden) başkası değilsiniz." diyeceklerdir. İşte bilmeyenlerin kalblerini Allah böyle mühürler." (Rum 58 - 59)
A
Çevrimdışı
SENİN GİBİ SAPIKLIDA DİRETENİ SAPTIRIR AZICIK İMANA GELMEK İSTEYENİ HİDAYETE ERDİRİR SENİN GİBİ KAFİRLERİN OLACAĞINI BİLDİĞİ İÇİN ALLAH CEHENNEMİ YARATTI
Çevrimdışı
Sen ALLAH swt nin ( haşa ) olmadığını iddia ediyordun.
Ama bu soruların kader konusuna girer. Kader ayrı bir konu. Ve şeytanın vesveselerinin en yoğun olduğu konu.
Konu kader ise ordan devam edelim.
Peki sana bir soru.
Birisi ile bir anlaşma yaptığında uymadığında bir mahkemeye gidersen mahkeme adil olarak nasıl karar verir?
Çevrimdışı
"Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz" (İnsan 30)
Allah (c.c.), işlerin olmasında, nihai yaratma makamıdır. Bu durum, büyücünün büyü yapmasına rağmen, onun etkisi/zararı ancak Allahın dilemesi ile mumkundur velev ki büyünün etkisi bir muslumanın aleyhine olsun. Allahın bu dilemesi, büyü yapılmasından razı olduğunu göstermemektedir. Yine bir misal verecek olursak, çiftçi buğdayı eker (yapar), buğdayın yetişib çıkması kararını (yaratma) Allah verecektir.
Allah'ın, insanın öz yaratılışına yerleştirdiği seçme ve dileme yeteneğini ifade etmekte yoksa yan bir anlam ifade etmemektedir. Çünkü insana bu yeteneğin verildiği, Kur'an'm bir çok ayetinde kesin ve net ifadelerle vurgulanmıştır. Öyle ki, bunu İslam öğretisinin sağlam ilkelerinden biri olarak nitelendirebiliriz. Üstelik, bu irade ve yeteneğin de insanda mevcut olmasını dileyen bizzat yüce Allah'tır . Dolayısıyla, insanların hidayeti ya da sapıklığı seçmeleri bu kapsama girer. Yani, Allah'ın izniyle (anladığımız kadarıyla) arada bir çelişki yoktur. Ayet-i kerimenin Peygamberimizi (s.a.v.), gördüğü olumsuz tepkilerden dolayı teselli etmesi, buun yanında kafirleri, temel nitelikleriymiş gibi zalimler biçiminde vasfetmesi, onların kötü niyetlerinden ve zulümlerinden dolayı hidayetten yüz çevirip Allah'ın azabını hakettiklerine ilişkin güçlü bir ipucudur. Bu da "Dilediğini kendi rahmetine sokar" cümleinin "iyi niyetli, gerçekten hidayete ermek isteyen kimseleri..." şeklinde yorumlanması gerektiğine ilişkin bir mesaj niteliğindedir.
*****
“Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.” (İnsan, 30, Tekvir, 29) ayeti, kulun, kendi seçimiyle işlediği fiilin faili olmadığına, kulun bu tür fiillere güç yetirmediğine, kulun irade sahibi olmayışına delalet etmez. Bilakis, Allah dilemedikçe, insanın dileyemeyeceğine delalet eder.
Bu ayet, iki grubun yaklaşımını çürütmektedir:
Cehmiyeci Cebriye.... Kaderiyeci Mutezile...
Çünkü yüce Allah:
“Sizden doğru yolda gitmek isteyenler için...” buyuruyor. Bu ayet gösteriyor ki, kulun dilemesi, Allah’ın dilemesine bağlıdır. Önceki ayet Cebriyeye cevap niteliğindeyken, bu ikinci ayet, Kaderiyeye cevab niteliğindedir. Çünkü bu Kaderiyeciler diyorlar ki:
Kul, Allah’ın dilemediğini diler....
Nitekim, Allah, kulun dilemediğini diler, demişlerdir.
Eğer bunlar, temel düşüncelerine dayalı olarak: Burada geçen dilemekten maksat, emretmektir ve anlamı da, Allah’ın emrettiğini yapmayı dileyemezler, Allah emretmedikçe, şeklindedir, deseler, onlara şu cevap verilir:
Ayetin akışı, böyle bir anlamın kast edilmediğini gösteriyor. Bilakis, ayetin akışından şöyle bir anlam anlaşılıyor:
Size emredilen bir fiili işlemeyi, Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz...
Çünkü yüce Allah emirden, yasaktan, vaadden ve tehditten söz ettikten sonra şöyle buyuruyor:
“Şubhesiz ki bu bir öğüttür. Artık dileyen rabbine bir yol tutar. Sizler ancak rabbinizin dilemesi sayesinde dileyebilirsiniz.”(İnsan, 29-30)
“Dileyemezsiniz...” ifadesi, onlar açısından gelecekteki dilemeyi olumsuzlamaktadır. “Allah dilemedikçe...” ifadesi, bunu, gelecekte rabbin dilemesiyle ilintilendirmeye yöneliktir. Çünkü “en” edatı, muzari fiile gelecek anlamını kazandırır. Buna göre ayetin anlamı şu şekilde belirginleşmektedir:
Bundan sonra dilemedikçe...
Emir ise bundan önce gelir. Bu tıpkı insanın:
Allah dilemedikçe şu işi yapmayacağım, demesine benzer.
Selef uleması ve fıkıhçılar:
Yarın, inşallah namaz kılacağım veya, yarın inşallah borcumu ödeyeceğim, diye yemin eden birisi, ertesi gün bu dediğini yapmazsa, yeminini bozmuş sayılmayacağı hususunda görüş birliği içindedirler. Eğer dileme kelimesi emir anlamında olsaydı, bu adam yeminini bozmuş olacaktı. Çünkü Allah böyle emretmiş olacaktı. Kaderiyecilere karşı kullanılan bir kanıttır bu. Onların buna verecekleri bir cevapları da yoktur. Bu yüzden onlardan bazıları, öteden beri var olan bu icmaya karşı çıkarak, böyle yemin eden kimse, dediğini yapmazsa, yeminin bozmuş sayılır, demişlerdir.
“Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.” (Tekvir, 29) ayeti ise, Allah’ın kudretini ve kulların Ona muhtaç olduklarını açıklama bağlamında Allah’ı övme, methetme amacına yöneliktir. Eğer, Allah size emretmedikçe, yapamazsınız, anlamında olsaydı, o zaman bütün emirler bu konumda olurdu. Bu ise, rabbin övülmeyi gerektiren özellikleri arasına girmez. Eğer, onların, ancak Allah’ın emretmesi durumunda bir şeyler yaptıkları anlamında olsaydı, bu, Allah’a değil, onlara yönelik bir övgü olurdu.
(Şeyhu'l İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l Fetava, c 7)
Allah (c.c.), işlerin olmasında, nihai yaratma makamıdır. Bu durum, büyücünün büyü yapmasına rağmen, onun etkisi/zararı ancak Allahın dilemesi ile mumkundur velev ki büyünün etkisi bir muslumanın aleyhine olsun. Allahın bu dilemesi, büyü yapılmasından razı olduğunu göstermemektedir. Yine bir misal verecek olursak, çiftçi buğdayı eker (yapar), buğdayın yetişib çıkması kararını (yaratma) Allah verecektir.
Allah'ın, insanın öz yaratılışına yerleştirdiği seçme ve dileme yeteneğini ifade etmekte yoksa yan bir anlam ifade etmemektedir. Çünkü insana bu yeteneğin verildiği, Kur'an'm bir çok ayetinde kesin ve net ifadelerle vurgulanmıştır. Öyle ki, bunu İslam öğretisinin sağlam ilkelerinden biri olarak nitelendirebiliriz. Üstelik, bu irade ve yeteneğin de insanda mevcut olmasını dileyen bizzat yüce Allah'tır . Dolayısıyla, insanların hidayeti ya da sapıklığı seçmeleri bu kapsama girer. Yani, Allah'ın izniyle (anladığımız kadarıyla) arada bir çelişki yoktur. Ayet-i kerimenin Peygamberimizi (s.a.v.), gördüğü olumsuz tepkilerden dolayı teselli etmesi, buun yanında kafirleri, temel nitelikleriymiş gibi zalimler biçiminde vasfetmesi, onların kötü niyetlerinden ve zulümlerinden dolayı hidayetten yüz çevirip Allah'ın azabını hakettiklerine ilişkin güçlü bir ipucudur. Bu da "Dilediğini kendi rahmetine sokar" cümleinin "iyi niyetli, gerçekten hidayete ermek isteyen kimseleri..." şeklinde yorumlanması gerektiğine ilişkin bir mesaj niteliğindedir.
*****
“Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.” (İnsan, 30, Tekvir, 29) ayeti, kulun, kendi seçimiyle işlediği fiilin faili olmadığına, kulun bu tür fiillere güç yetirmediğine, kulun irade sahibi olmayışına delalet etmez. Bilakis, Allah dilemedikçe, insanın dileyemeyeceğine delalet eder.
Bu ayet, iki grubun yaklaşımını çürütmektedir:
Cehmiyeci Cebriye.... Kaderiyeci Mutezile...
Çünkü yüce Allah:
“Sizden doğru yolda gitmek isteyenler için...” buyuruyor. Bu ayet gösteriyor ki, kulun dilemesi, Allah’ın dilemesine bağlıdır. Önceki ayet Cebriyeye cevap niteliğindeyken, bu ikinci ayet, Kaderiyeye cevab niteliğindedir. Çünkü bu Kaderiyeciler diyorlar ki:
Kul, Allah’ın dilemediğini diler....
Nitekim, Allah, kulun dilemediğini diler, demişlerdir.
Eğer bunlar, temel düşüncelerine dayalı olarak: Burada geçen dilemekten maksat, emretmektir ve anlamı da, Allah’ın emrettiğini yapmayı dileyemezler, Allah emretmedikçe, şeklindedir, deseler, onlara şu cevap verilir:
Ayetin akışı, böyle bir anlamın kast edilmediğini gösteriyor. Bilakis, ayetin akışından şöyle bir anlam anlaşılıyor:
Size emredilen bir fiili işlemeyi, Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz...
Çünkü yüce Allah emirden, yasaktan, vaadden ve tehditten söz ettikten sonra şöyle buyuruyor:
“Şubhesiz ki bu bir öğüttür. Artık dileyen rabbine bir yol tutar. Sizler ancak rabbinizin dilemesi sayesinde dileyebilirsiniz.”(İnsan, 29-30)
“Dileyemezsiniz...” ifadesi, onlar açısından gelecekteki dilemeyi olumsuzlamaktadır. “Allah dilemedikçe...” ifadesi, bunu, gelecekte rabbin dilemesiyle ilintilendirmeye yöneliktir. Çünkü “en” edatı, muzari fiile gelecek anlamını kazandırır. Buna göre ayetin anlamı şu şekilde belirginleşmektedir:
Bundan sonra dilemedikçe...
Emir ise bundan önce gelir. Bu tıpkı insanın:
Allah dilemedikçe şu işi yapmayacağım, demesine benzer.
Selef uleması ve fıkıhçılar:
Yarın, inşallah namaz kılacağım veya, yarın inşallah borcumu ödeyeceğim, diye yemin eden birisi, ertesi gün bu dediğini yapmazsa, yeminini bozmuş sayılmayacağı hususunda görüş birliği içindedirler. Eğer dileme kelimesi emir anlamında olsaydı, bu adam yeminini bozmuş olacaktı. Çünkü Allah böyle emretmiş olacaktı. Kaderiyecilere karşı kullanılan bir kanıttır bu. Onların buna verecekleri bir cevapları da yoktur. Bu yüzden onlardan bazıları, öteden beri var olan bu icmaya karşı çıkarak, böyle yemin eden kimse, dediğini yapmazsa, yeminin bozmuş sayılır, demişlerdir.
“Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.” (Tekvir, 29) ayeti ise, Allah’ın kudretini ve kulların Ona muhtaç olduklarını açıklama bağlamında Allah’ı övme, methetme amacına yöneliktir. Eğer, Allah size emretmedikçe, yapamazsınız, anlamında olsaydı, o zaman bütün emirler bu konumda olurdu. Bu ise, rabbin övülmeyi gerektiren özellikleri arasına girmez. Eğer, onların, ancak Allah’ın emretmesi durumunda bir şeyler yaptıkları anlamında olsaydı, bu, Allah’a değil, onlara yönelik bir övgü olurdu.
(Şeyhu'l İslam İbn Teymiyye, Mecmuu'l Fetava, c 7)
Çevrimdışı
Tamam da biz bunu inkar etmiyoruz.. Bu ayete inanmakla kendi amellerimizle cennete gitmek arasında nasıl bir çelişki var anlayamadım.
K
Çevrimdışı
Siz "sapıklıkta direteni saptırır, imana gelmek isteyeni hidayete erdirir" diyorsunuz. Allah'ınız ise: "Dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir" diyor. "Cehennemi insanlar için yarattık" demiyor. "İnsanları ve cinleri cehennem için yarattık" diyor. Niçin cehennem için yaratıyor? Çünkü cehennemin yakacak ihtiyacı varmış galiba. Kuran'da Allah cehenneme "doldun mu?" diye soruyor. Cehennem de "daha var mı?" diye soruyor. Buradan anlaşılıyor ki, insanlar ve cinler cehennemin yakıt ihtiyacını gidermek için yaratılmış.
K
Çevrimdışı
Soruyu anlamadım. Biraz daha anlaşılır bir biçimde sor.
K
Çevrimdışı
Allah dilediğini saptırdığına ve dilediğini hidayete erdirdiğine göre, amellerinin (yaptıklarının) sana ait olduğunu söyleyebilir misin? Bana rüyandaki kişinin sen olduğunu, rüyanı yönlendirdiğini, rüyanda kendi seçiminle (iradenle) hareket ettiğini iddia edebilir misin?
K
Çevrimdışı
Kuran'da mucize diye bildirilen bazı şeyler Kuran'dan önce de bilinen şeylerdir. Muhammed bu bilgileri okuyup Kuran'a yazmış olabilir. Mesela bugün biz de geçmişte bulunan bazı bilgileri bir kitapta toplayıp ileride birilerine "bu kitap Tanrı'dan geldi" diyebiliriz.
A
Çevrimdışı
bir başka ayettede diyorki ben insanı ve cinni bana kulluk etsinler diye yarattım asıl amaç bu ama allah ezeli ilmiyle insan ve cini kafirlik yapacağını bildiği için ceza olarak cehennemide yaratıyor ve insanların çoğunun kafir olacağını bildiği içinde cehenneme soruyor doldunmu o daha yokmu diyor
A
Çevrimdışı
sence okuma yazma bilmeyen birisi 1400 sene önce haber verilmiş bugün gerçekleşen bir çok geleceğe yönelik ayet var bunları bilebilirmi mesala bir ayette diyorki allah size binek hayvanını yarattı o zamanki binek hayvanı at deve ileride daha nicelerinide yaratacak diyor evet bu ayetin mucizesi ortada araba, uçak tramvy vs okuma yazma bilmeyen biri bunu nasıl söylesin sen kuranı hiç okudunmu o ayetleri okuma yazmayan biri nasıl uydursun sonra peygamber sav kavmi tarafında el emin diye sıfatlandırılmış bir tek kez dahi yalan söylediğne rastlanmamış nasıl olurda böyle üstün vasıflı bir şahsiyet ben uydurdu der sana emin ol bir kitap dolusu allahı ve peygamberi isbatlarım ama değmez çünkü sen öğrenmek ve inanmak maksadıyla değil kafa karıştırmak maksadıyla yazıyorsun son olarak allahın şu buyruğla sözümü bitireyim
Yoksa onu (Muhammed kendisi) uydurdu mu diyorlar? De ki: “Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi siz de onun benzeri bir sûre getirin ve Allah’tan başka, çağırabileceğiniz kim varsa onları da yardıma çağırın.
E
Çevrimdışı
Ebu & Dücane
Guest
bence senin beynini şeytan işgal etmiş.ama sen şeytanı görebiliyormusun.ama bak biz görebiliyoruz elhamdülillah.sana tavsiyemiz şeytanı tanı ve öğren.sinsiliğini,saptırıcılığını,inancı nasıl kendi lehine çevirdiğini.kanındaki ve vücudundaki atomları patlat,istilaya son ver.onun beynindeki işgaline karşı savaş.Allahtan da yardım dile.Bu sitedekilerin senin gibi birisi için zamanın heba edip "inanca yardım" kampanyası başlatmalarına da şükret.
Çevrimdışı
sadece bir ayetin ucundan tutmuşsun papaan gibi onu tekrarlayıp duruyorsun aynı ayetin evvelinde iyilik yapanlar iyi amel işleyenler allaha itaat edenler doğru yola iletilir şeklinde ayetleri sana yazmıştım... o ayetlerin içinde bu kısmını neden algılıyorsun.. o kısmında bizim bilemediğim daha derin ilim sahiplerinin anlayabileceği ayetler olamazmı ?
Çevrimdışı
Benzer konular
-
-
Soru Bir Kadın, Kocasını Artık Sevmediği Gerekçesiyle Boşanmak İsteyebilir mi?- Başlatan Ahmet Emec
- Cevaplar: 2
-
Facebook'a Video Ekleyenler, Artık Video Üzerinden Kazanç Sağlayabilecekler- Başlatan Melhame-i kübra
- Cevaplar: 1
-
-
-
-
Artık Allah Yolunda Savaş!sen Ancak Kendinden Mesulsun.”- Başlatan Ömer2
- Cevaplar: 0
-
Haber Mit, Müslüman Kılıklı Misyonerler Için Uyardı- Başlatan farkındayız
- Cevaplar: 0