Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

MÜ'MİNLERİN SAFI BELLİDİR

Ü Çevrimdışı

*Ümmü Hani*

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Bismihi Teala

Amellerinden dolayı insanların imtihana tabi tutulduğu şu hikmet diyarında, elbette ki ALLAH’a (cc) inanan ve İslam’ı din edinip yaşamını ona göre tanzim edenler olmakla birlikte, İslam’ı din olarak benimsemeyenler de olacaktır. Aksi takdirde imtihanın bir anlamı kalmayacaktı. Çünkü imtihan bir ayıraçtır, inananlar ile inanmayanları, Salihler ile fasıkları, muttakiler ile bağiyleri, iyiler ile kötüleri ve nihayet doğru yolda olanlar ile yanlış yolda olanları birbirlerinden ayıran ve safları belirleyen önemli ve bir o kadar da çetin bir süreçtir.

Bu süreç, ilk insan ve ilk peygamber Hz. Adem (as) ile başlamış, bununla birlikte tevhid mücadelesi hayat sahnesinde yerini almıştır. Böylelikle, tevhid mücadelesi veren Mü’minler ile küfür ehli arasında günümüze kadar durmadan devam eden bir savaş var olagelmiştir.

Bu savaş, iki cephe meydana getirmiştir ve iki ayrı saf oluşturmuştur. Bir safta tevhid mücadelesini veren iman ehli, diğer safta ise küfür ehli yer almıştır.

Günümüzde bu savaş öylesine geniş alana yayılmış, öylesine çeşitlenmiş ve öylesine karmaşık bir hal almıştır ki, mücadele sahnesindeki havayı kirletmiş ve safları birbirine katıp karıştırmıştır.

Öyle ki; Müslüman olduğunu söylediği halde, bu kirli havada iman ehli ile küfür ehlinin saflarını birbirinden ayıramayan, çoğu kere hak ile batılı birbirine karıştıran, hak adına batıl tarafını tutan, batıl diye hakka cephe alan, İslam adına küfrün ortaya çıkardığı dine sarılan, böylelikle tevhid mücadelesini fitne bilen, cihadı terör, İslam’ın hakimiyeti için mücadele veren Müslümanları da terörist kabul eden insan kitleleri oluşmuştur. Bunların bir kısmı ilim yoksunluğundan, iman ve ihlas zayıflığından olsa da, diğer bir kısmı taassup, dünyevi çıkar ve menfaatten kaynaklanmaktadır maalesef.

Ancak sağlam bir akideye sahip olan, ihlaslı ve muttaki Müslümanlar açısından her şey gayet nettir. İslam bellidir, küfür de bellidir. Müslümanların safı da bellidir, İslam düşmanlarının safı da. İslam’a hizmet edenlerin safı da bellidir, İslam aleyhinde çalışanların safı da ve küfre hizmet edenlerin safı da.

Kişi sevdiği ile beraberdir ve dert edinip önemsediği şeylerin ardından gider. Dolayısıyla Mü’min hakkın, küfür ehli de batılın ardından gitmekte ve bunlar için mücadele vermektedirler. (Nisa 76. ayete bakın)

Dinimizce zulme karşı sessiz kalmak kınanmıştır. Özellikle de İslam’a ve Müslümanlara yönelik yapılanlara karşı sessiz ve tepkisiz kalmak men edilmiştir. İslam’a ve Müslümanlara karşı savaş açanlarla dostluk kurmak ise (niyet ne olursa olsun) şiddetle reddedilmiştir. (Al-i İmran 28. , Maide 55-56 ayetlerine bakın)

Mü’min, Mü’minin kardeşidir. Dolayısıyla İslam-Küfür mücadelesinde düşmanlarına karşı ona sırt çeviremez, onu yardımsız ve kendi haline bırakamaz. (Hucurat 10. ayete bakın)

Mü’min, Mü’mini mücadelesinde kendi haline ve desteksiz bırakamadığı gibi, ona rağmen onun düşmanlarıyla barış yapamaz ve onlarla her ne niyet ve amaçla olursa olsun aynı safta yer alıp Mü’minlere cephe alamaz. (Mücadele 22. ayetine ve Rasulullah’ın (sav) Medine’ye hicretinin ardından hazırlattığı vesikaya bakın)

Küfre hizmet haramdır. Dolayısıyla her ne adına olursa olsun, Mü’minin ortaya koyduğu icraatlar küfre hizmet etmemelidir, buna imkan verilmemeli ve zemin hazırlanmamalıdır. İslam davasına ve Müslümanlara zarar veren, küfür ve şer güçlerine ise fayda veren ve işlerine gelen icraatlar, netice itibariyle küfre hizmettir.

Bütün bunlara rağmen günümüzde İslam’a hizmet adı altında bir takım kimseler, gerek sözlü olarak söyledikleriyle, gerek fiili olarak yaptıklarıyla ve gerekse olaylara karşı sergiledikleri tavırlarıyla sürekli İslami kesimi hedef almakta, buna karşılık İslam’a ve Müslümanlara her türlü düşmanlığı yapan ve sürekli Müslümanların kanını akıtanlara karşı sessiz kalmakta, hatta onlarla iyi geçinmeye çalışmakta, barış ve diyalog ortamını oluşturmaktadırlar.


Günümüzde süper güç diye lanse edilen şer güçleri eliyle; İslam’ı cihattan, Müslümanları tevhid mücadelesinden ayırıp küfre dokunmayan yeni bir din icat etmeye çalışılmaktadır. Bu yeni din, bireysel ibadetlerle sınırlandırılmış ve aslından uzaklaştırılarak kendini savunamaz hale sokulmaktadır. Bu yeni dine göre Müslümanlar da, küfür aleminin her türlü zulüm, çirkinlik ve pisliklerine karşı ses çıkarmayan, çıkaranları fitneci ve terörist gören, dünyevi çıkar ve rahatını öncelikli düşünen bir hale getirilmektedir. Dolayısıyla bu yeni dinde ve bu yeni tip Müslümanlarda (!) İslam için mücadele, hakkı hakim kılma ve direniş gibi kavramlar olmadığından, ALLAH yolunda ölme, öldürme, hapis, mahkumiyet, mahrumiyet, muhacerat, silah gibi şeylere de yer yoktur ve bunlar şiddetle reddedilmelidir. Bunlara yönelenler ise neredeyse İslam dairesinin dışında görülmektedir. Maalesef bir kısım insanlar buna kanmış ve alet olmuşlardır. Böyle düşünmeye ve böyle hareket etmeye kendini zorlamaktadır.

ALLAH’a (cc) hakkıyla inanan ve kulluk görevini yerine getirmeye çalışan ihlaslı Müslümanlar ise bunları reddetmekte, bu şekilde zillet içinde yaşamaktansa izzetli bir şekilde mücadele verip gerekirse can dahil her şeyini bu uğurda feda etmeyi göze almaktadırlar. Bu yüzden de sürekli eleştirilmekte, kötülenmekte, iftiralara maruz kalmakta, karalanmakta ve toplumdan tecrit edilmeye çalışılmaktadırlar.

ALLAH’a (cc) ve Rasulüne (sav) hakkıyla iman eden ve ben Müslümanım deyip İslam’ı din edinen her ihlaslı birey, bütün bunlara karşı son derece uyanık ve dikkatli olmalıdır. İslami mücadeleye zarar veren, önünü tıkayan ve nihayet İslam düşmanlarının işine yarayan her türlü icraat ve faaliyetleri çıplak gözle görmeye ve doğru okuyup doğru teşhis etmeye gayret sarf etmelidir. İçinde bulunduğu ortamda bu istikamette güzel bir duruş sergilemeli, İslam ve Müslümanların lehinde olan gelişmelerin tercümanı olabilmeli, küfre hizmet edecek olan gelişmelerin ise karşısında dimdik durabilmelidir.

Mü’minlerin safı bellidir. Onlar ALLAH’a ve Resulüne itaat ederler. ALLAH yolunda mücadele verir, bu konuda hiçbir kınayıcının kınamasından da çekinmezler. Canları pahasına da olsa, izzeti zillete tercih ederler. Mü’minleri bırakıp İslam’a ve Müslümanlara düşmanlık yapanlara yanaşmazlar.

Selam ve dua ile. M. ALİ NUR
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt