Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Münafiklarin Hasletleri

Juleybib Çevrimdışı

Juleybib

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
MÜNAFIKLARIN HASLETLERİ

Bazı Arap dilcilerinin tespitine göre; nifak, nafika kelimesinden türemiştir. Nafika, köstebek deliğine verilen addır. Köstebeğin yuvasının iki kapısı vardır. Kapıların birinden girerken, öbüründen çıkar. Köstebek, çıkacağı bu kapıyı, başıyla vurup dışarı çıkmasına imkan verecek şekilde ince tutar ve bunu da başkası sezemez. Kendisini tehdit eden tehlike, aşikar ve belli olan giriş kapısı istikametinden gelince, hemen saklı tuttuğu bu dayanıksız kapıdan dışarı çıkar. Kaçmak için yaptığı bu ikinci kapıya nafika denir.

1. Müslümanları aldatmaya çalışırlar:

‘Onlar (kendi akıllarınca) güya Allah’ı ve müminleri aldatırlar. Halbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değillerdir.’ (Bakara/9)

‘Bizi aldatan bizden değildir.’ (Müslim)

2. Müslümanları küçümserler:

‘’Onlara: insanların iman ettiği gibi sizde iman edin, denildiği vakit ‘Biz hiç, sefihlerin (akılsız ve ahmak kişilerin) iman ettikleri gibi iman eder miyiz’ derler. Biliniz ki sefihler ancak kendileridir, fakat bunu bilmezler.’ (Bakara/13)

3. Müslümanlarla alay ederler:

‘(Bu münafıklar) müminlerle karşılaştıkları vakit "(Biz de) iman ettik" derler. (Kendilerini saptıran) şeytanları ile baş başa kaldıklarında ise: Biz sizinle beraberiz, biz onlarla (müminlerle) sadece alay ediyoruz, derler.’ (Bakara/14)

4. Müslümanlara karşı kin beslerler:

‘Onlar sizinle buluştukları zaman 'inandık' derler; Sizden ayrıldıklarında size olan kinlerinden dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar. De ki: Kininizden (kahrolup) geberin! Şüphesiz Allah kalplerin içindekini hakkıyla bilmektedir.’ (Ali-İmran/119)

5. Müslümanlar iyiliğe uğradıklarında üzülürler, başlarına bela geldiğinde de sevinirler:

‘Eğer size bir iyilik dokunursa onları tasaya düşürür; başınıza bir musibet gelse, buna sevinirler. Eğer sabreder ve korunursanız, onların hilesi size hiçbir zarar vermez.’ (Ali-İmran/120)

6. Kafirleri dost edinirler:

‘Onlar, mü'minleri bırakıp da kâfirleri dost edinenlerdir. İzzeti (güç ve şerefi) onların yanında mı arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah'a aittir.’ (Nisa/139)

7. İman ile küfür arasında gidip gelirler:

Onlar, iman ile küfür arasında bocalayan bir sürü kararsızlardır. Ne onlara (bağlanıyorlar), ne bunlara.’ (Nisa/143)

8. Dinin yalnız bir tarafından tutup, bir yönüyle kulluk ederler:

‘İnsanlardan kimi, Allah'a (dinin yalnız bir tarafından tutup) yalnız bir yönden kulluk eder…’ (Hacc/11)

9. Bazı konularda İslam hükümlerine bazı konularda ise kafirlere itaat ederler:

‘Şüphesiz ki, kendilerine doğru yol belli olduktan sonra, arkalarına dönenleri, şeytan sürüklemiş ve kendilerine ümit vermiştir.’

‘Bunun sebebi; onların, Allah'ın indirdiğinden hoşlanmayanlara: Bazı hususlarda size itaat edeceğiz, demeleridir. Oysa Allah, onların gizlediklerini biliyor.’ (Muhammed/25-26)

10. İslam’ın hükümlerinden hoşlanmazlar:

‘Ya melekler onların yüzlerine ve sırtlarına vurarak canlarını alırken durumları nasıl olacak!’

‘Bunun sebebi, onların Allah'ı gazaplandıran şeylerin ardınca gitmeleri ve O'nu razı edecek şeylerden hoşlanmamalarıdır. Bu yüzden Allah onların işlerini boşa çıkarmıştır.’ (Muhammed/27-28)

11. Allah ve Resulünün hükmünü istemezler ve ondan uzaklaşırlar:

‘Onlara: Allah'ın indirdiğine (Kitab'a) ve Resûl'e gelin (onlara başvuralım), denildiği zaman, münafıkların senden iyice uzaklaştıklarını görürsün.’ (Nisa/61)

12. Yeminleriyle insanları hak yoldan saptırırlar:

‘Onlar, yeminlerini bir kalkan edindiler de (bununla insanları) Allah yolundan çevirdiler. İşte onların hakkı, horlatıcı bir azaptır.’ (Mücadele/16)

13. Allah yolunda cihad etmeyi çirkin görürler:

‘Allah'ın peygamberine muhalefet için (savaştan) geri kalan (münafık)lar, oturmalarıyla sevindiler, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad etmeyi çirkin gördüler ve 'bu sıcakta harbe çıkmayın' dediler. De ki: 'Cehennem ateşi daha sıcaktır' keşke bilmiş olsalardı.’ (Tevbe/81)

‘Bir kimse, gaza etmeyerek ve cihada gitmeyi gönlünden geçirmeyerek ölürse, bir nevi nifak üzere ölür.’ (Riyazu’s-Salihin)

14. Korkaktırlar:

Sizden olduklarına dair Allah'a yemin ederler. Halbuki onlar sizden değillerdir, fakat onlar korkak bir topluluktur.’ (Tevbe/56)

‘…Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar...’ (Münafikun/4)

15. Fitne çıkarmak için, kelimelerin zahirlerine tutunup yayarlar:

Onlara güven veya korkuya dair bir haber gelse onu yayarlar. Halbuki onu Peygamber'e ve aralarında yetkili kişilere götürselerdi, içlerinde işin iç yüzünü araştırıp çıkaranlar onun ne olduğunu bilirlerdi.’ (Nisa/83)

16. Namaza üşene üşene kalkarlar, istemeye istemeye infak ederler, Allah’ı çok az hatırlarlar ve gösterişçidirler:

Namaza kalktıkları zaman üşene üşene gelirler, istemeye istemeye infak ederler.’ (Tevbe/54)

‘Onlar, namaza kalktıkları zaman üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar. Allah'ı da çok az hatıra getirip anarlar.’ (Nisa/142)

17. Kelimeleri değiştirirler, casusluk yaparlar:

‘Onlar durmadan yalana kulak verirler ve senin huzuruna gelmeyen diğer bir kavim hesabına casusluk eden kimselerdir. Kelimeleri yerlerinden kaydırıp değiştirirler.’ (Maide/41)

18. Nasihatler, günah işleme konusunda inatçılığını artırır:

Ona 'Allah'tan kork' dendiği zaman izzet(-i nefsi, cahilane kibri), kendisini (daha çok) günah işlemeye götürür. İşte öylesine, cehennem yetişir. O, gerçekten ne kötü yataktır.’ (Bakara/206)

19. Müslümanları küfre sokmaya çalışırlar:

Onlar, kendilerinin küfrettikleri gibi sizin de küfredip inkâr ederek onlarla beraber olmanızı arzu ederler.’ (Nisa/89)

20. Kötülüğü emredip, iyilikten men ederler:

Münafık erkekler de, münafık kadınlar da birbirinin (tamamlayıcı) parçasıdırlar (hepsi birbirine benzer). Onlar kötülüğü emrederler. İyilikten vazgeçirmeye uğraşırlar…’ (Tevbe/67)

21. Güzel konuşup, güzel görünürler (görünüşleri güzeldir):

‘İnsanlardan öyleleri vardır ki, dünya hayatı hakkında söyledikleri senin hoşuna gider. Hatta böylesi kalbinde olana (samimi olduğuna) Allah'ı şahit tutar. Halbuki o, hasımların en yamanıdır.’ (Bakara/204)

‘Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin…’ (Münafikun/4)

‘Ümmetim hakkında en çok korktuğum, güzel konuşmasını bilen ve kalbi cahil olan her münafıktır.’ (Ramuz el-Ehadis)

22. Söz söylerken yalan söyler, sözünde durmaz ve emanete ihanet eder:

Yalan, nifak kapılarından bir kapıdır.’ (Ramuz el-Ehadis)

Söz söylerken yalan söyler. Söz verdiği zaman sözünde durmaz. Kendisine bir şey emanet edildiği zaman ihanet eder.’ (Buhari, Tirmizi)

23. Tartışmada aşırı giderek haktan ayrılır:

‘Dört şey kimde bulunursa hâlis münafık olur. Kimde bunlardan bir kısmı bulunursa, onu bırakıncaya kadar kendisinde münafıklıktan bir haslet kalmış olur. Bunlar: Kendisine bir şey emanet edildiği zaman hiyanet etmek, söz söylerken yalan söylemek, ahdettiğinde, söz verdiğinde sözünü tutmamak, (tartışırken aşırı davranarak) husumet zamanında haktan ayrılmaktır.’ (Buhari)

24. Sabah ve yatsı namazları onlara ağır gelir:

Münafıklara sabah ile yatsı namazlarından daha ağır hiçbir namaz yoktur. Halbuki bu iki namazın cemaatinde olan sevabı bilselerdi, emekleye emekleye (sürtüne sürtüne) de olsa, onlara gelip hazır olurlardı.’ (Buhari)

25. Münafıklar bir şey bilmez cahiller değil, aksine okumuş kimselerdirler:

Ümmetimdeki münafıkların çoğunu okuyanlar teşkil eder.’ (Ramuz el-Ehadis)

26. Açık saçık ve gerektiğinden fazla konuşanlardırlar:

Haya ve tutuculuk (kendini tutan) imanın iki şubesidir. Hayasızca konuşmak, lüzumundan fazla konuşmak münafıklığın iki şubesidir.’ (Tirmizi)

27. Allah’tan daha çok başkalarından korkarlar:

Kim insanlara, Allah korkusundan daha fazla korku gösterirse, o münafıktır.’ (Ramuz el-Ehadis)

28. Günah işlediklerinde bunu küçük (basit, hafif) görürler:

‘Mümin, günahını üzerine düşüverecek bir dağ gibi görür ve günahtan böylece korkar. Münafık ise, günahını burnunun üzerine konmuş uçan bir sinek gibi görür’ (Buhari)

29. Değerli kimseleri çekiştirirler:

Tebük gazvesinde münafıklar ehli suffa ve mücahidler hakkında şöyle demişlerdi:

‘Bizim şu kurramız (hafızlarımız ve alimlerimiz) kadar, korkak, karınlarına ve şehvetlerine düşkün bir kavim görmedik! Bunlar mı Kisra ve Bizans’ı fethedecekler?’ şu ayetler indi:

‘(Ey Muhammed! O sözleri) söylemediklerine dair Allah'a yemin ediyorlar. Halbuki o küfür sözünü elbette söylediler ve müslüman olduktan sonra kafir oldular…’ (Tevbe/74)

30. Kızdığında sırları ifşa eder:

‘İki kişinin darıldıktan sonra birbirinin ayıplarını ortayaçıkarması münafıklık alametidir.’ (İmam Şafii)

31. Haksız sözleri tasdik eder:

‘Haksız sözleri tasdik eden, dalkavuk ve ikiyüzlüdür.’ (İmam Şafii)

32. Bütün bu hasletleri yapan münafıklar şu sözlerle kendilerini savunurlar:

‘...Biz sadece iyilik etmek ve arayı bulmak istedik.’ (Nisa/62)

‘Biz ancak ıslah edicileriz.’ (Bakara/11)

‘Bizim amacımız dinin hükümlerine muhalefet etmek değildir. Aynı zamanda bizler Kur’an’ın hükümlerinin yanlış olduğunu da iddia etmiyoruz. Biz kesinlikle böyle bir şey demeyiz. Biz ancak iyilik ve uzlaşı istiyoruz’ derler.

‘İyi bilin ki, onlar ortalığı bozanların ta kendileridir, fakat anlamazlar.’ (Bakara/12)

Soru: Münafıkları tanımak mümkün müdür?

Cevap: Mümkündür. Mümkün olmasaydı Allah’u Teala şöyle buyurmazdı:

Biz dileseydik onları sana gösterirdik de, sen onları yüzlerinden tanırdın. Andolsun ki sen onları konuşma tarzlarından tanırsın.’ (Muhammed/30)

Ama ne yazık ki günümüz insanları münafıkların alametlerini bilmediklerinden dolayı, onların güzel görünüşlerine ve konuşmalarına aldanıyorlar.

Münafık olmaktan korkan kimseye müjde vardır:

‘Münafık olmaktan korkan kimse münafık değildir.’ (Hz Ömer)

Hz Ömer devamlı olarak Resulullah sav in sırdaşı olan Huzeyfe’ye gider, münafıklardan olup olmadığını sorardı.

Hz. Ebu Bekir, Hanzala ile karşılaştığında: ‘Ne bu telaş?’ Hanzala: ‘Münafık oldum ey Ebu Bekir! Resulullah sav in yanındayken farklı, ailemin yanındayken farklı oluyorum. Resulullah sav in yanına gidiyorum.’ Ebu Bekir’de ‘Bu bende de oluyor, bende münafık oldum’ diyerek, birlikte Resulullah sav in yanına gidiyorlar. Resul sav de onlara; bunun münafıklık olmadığını bildirir.

Ebu Bekir, Ömer ve Hanzala gibi olmaya gayret gösterenlerden olalım. Çünkü onlar münafık olmaktan çok korkuyorlardı… Bu yüzdende nifaktan uzak olmuşlardır.
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt