Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Müslüman Kadının Kimliği

A Çevrimdışı

Askalani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
...
Kadını,” haklarının elinden alındığı “ …. ve …. “ tarih boyunca geri plana itildiği “ yaklaşımıyla kandırmışlar ve “ kendisini hürriyete kavuşturma ve layık olduğu mevkiye getirme “ sıloganıyla da onu rezil ve rüsvay etmişlerdir…. İşte kadına en büyük ihanet bu yolla yapıl-mıştır.

Maalesef bu gün kadın, bu siloganik aslı astarı olmayan sözlere aldanmış ve kendisine sunulan bir çok değerleri , - bilmeden anlamadan - elinin tersiyle kenara itmiştir…. Halbuki o tanımadığı İslam kendisine çok değer vermiş ve yine kendisine çok güzel haklar tanımıştır.

İslam, kadın erkek arasında adalet anlamında eşitlikle gelmiş, adını saygın bir yere oturtmuş ve onun şanını yüceltmiştir. Onu, hakkı olan herşeye eksiksiz ulaştırmıştır…. Gücü,yetenekleri ve yapısına uyan alanlarda ona yetkiler vermiştir.

Mesela, o da erkekler gibi mal-mülk sahibi olabilir. Şeriatın koyduğu kurallara uymak şartıyla ticaret yapıp, alıp satabilir. Okuması ve hayatında kendisine gerekli olan şeyleri öğrenmek te onu hakkıdır.

Düşman baskısı olursa, o da dinini korumak için hicret edebilir…. 0 da rızası ve tercihine göre evlenebilir. 0 da erkekten nafaka ve diğer hakkı olan şeyleri taleb edebilir. Gerektiği zaman boşanma talebinde bulunabilir…… Yani hakları çiğnendiği takdirde onun da; kocasın dan, babasından, kardeş ve evladından miras alma hakkı vardır. Onun, karı olarak, kız olarak bacı veya anne olarak nafaka isteme hakkı vardır.
Alım-satım, ihtiyaç halinde çalışma, sadaka verme, hibe etme, vasiyet ve icare yetkisi de vardır.

Kadının İslam dinindeki yeri ve değeri, ancak Kur’an’ın ve Sünnet’in bilinmesiyle anlaşılabilir…. Kur’an ve Sünnet hakkıyla bilinmez ise bunları bir insan nereden bilip tanıyacaktır.

İşte İslam, kadına vermiş olduğu bu değerden dolayı onu, saklanması gereken çok değerli bir mücevher olarak kabul etmiştir… Ve onun yabancı ellere geçmemesi için de bir çok tedbirler almıştır… Bu tedbir-lerin en önemlisi de bilindiği ve defalarca anlatıldığı gibi onun tepeden tırnağa örtünmesidir….
 
A Çevrimdışı

Askalani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
MÜSLÜMAN KADININ ÖRTÜSÜ

Rabbimiz kerim kitabında şöyle buyurmak-tadır

يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ قُل لِّأَزْوَاجِكَ وَبَنَاتِكَ وَنِسَاء الْمُؤْمِنِينَ يُدْنِينَ عَلَيْهِنَّ مِن جَلَابِيبِهِنَّ ذَلِكَ أَدْنَى أَن يُعْرَفْنَ فَلَا يُؤْذَيْنَ وَكَانَ اللَّهُ غَفُوراً رَّحِيماً

“ Ey Nebi ! Hanımlarına, kızlarına ve tüm mü’minlerin kadılarına söyle ; cilbablarını üzerlerine bürünsünler. Bu, onların tanınmaları ve eza edilmemeleri bakımından en uygun olanıdır.”
Ahzab : 59

Hicabın Farz olduğunu anlatan en açık Ayet-i kerimelerden bir tanesi de budur. Ayeti celileye dikkat edilirse buradaki hicab emri, - bazılarının iddia ettiği gibi - sadece peygamberin hanımlarına veya kızlarına yönelik bir emir değildir. Bu emir, bütün müslümanların kadınlarına ve kızlarına da yönelik bir emirdir.…… Resulullah s.a.v’in hanımları ve kızlarının özellikle anılmasının sebesi ise, üstün mevkilerinden ve aynı zamanda diğer kadınlar için örnek teşkil ettiklerinden dolayıdır.

Ey Müslüman ! şurası çok iyi bilinmelidir ki hicab Ayet’leri, kadını tepeden tırnağa örtmek için gelmiştir… Ve en önemlisi, onun güzelliğinin ve çirkinliğinin kendisinden belli olacağı yüzünü örtmek için gelmiştir. Çünkü hicab Ayet’lerinden önce zaten Müslüman kadınlar örtülü idiler. Yani onlar çıplak olarak dolaşmıyorlardı…. Hatırlarsınız Allah Resulü s.a.v Mekke de işkence edilirken kızı Zeyneb’in yanına geliş şeklini ve Resulullah’ın da ona söylediği ifadeleri.

{ … Gamid kabilesinden Haris 'in oğlu Haris'den, diyor ki : Biz Mina’da iken babama “ bu cemaat nedir “ diye sordum, babam dedi ki, onlar bir müneccim için toplanmışlardır. Haris diyor ki : Biz indik " başka bir rivayette de geldik " baktık ki, Rasulullah s.a.v insanları tevhide ve imana davet ediyordu. Oradaki kalabalık ise Rasulullah'ın sözünü reddedip ona eziyet ediyorlardı. Gün yarıya varıp yanındaki kalabalık çekilince gerdanlığı görünen bir kadın ağlıyarak Rasulullah'ın yanına geldi. Kadının elindeki kadehte su bulunuyordu, bir elinde de mendil vardı. Onu Rasulullah'a sundu, Rasulullah sudan içti, abdest aldı. Sonra başını kadına doğru kaldırarak buyurdu ki :
" Ey kızım gerdanını ört. Babanın mağlup ve zelil olacağından korkma " “ Kimdir bu kadın ? ” dediğinde, “ O kızı Zeyneb’tir ” dediler. }

Tabarani Mu’cemül kebir : 1.C. 245.S - İbni Asakir Şam tarihi : 4.C.46.S



İşte bu ve emsali deliller, Müslüman kadınların Mekke de iken yüz-lerinin açık ama örtülü olduklarını isbat etmektedir…. Hicab Ayet’i ise Medeni’dir ve yüzün örtülmesi için gelmiştir.

Bunun en açık ve en güzel delillerinden birisi, Aişe annemizin ıfk hadisesinde kullanmış olduğu şu ifadelerdir :

“ ……. Ben Zekvan’ın “ inna lillahi ve inna ileyhi raciun “ sözlerini işitince, hemen fereceme bürünüp yüzümü örttüm, halbu ki bu zat beni hicabtan önce tanırdı. “
Buhari : 10.c.4598.s - Müslim : 8.c.2770.n

İşte bu açık ve net ifadeler, hicaptan önce kadının yüzünün açık olduğunu ve hicap emrinin ise kadının yüzünü örtmesi hususunda indiğini bildirmektedir.

{ … Allah resulü s.a.v şöyle buyurdular : " İhramlı olan kadın yüzüne peçe takmasın eline de eldiven giymesin "

Buhari : 4.c.1730.s – Ebu Davud : 5.c.1826.n

Şeyhül islam İbni Teymiye r.h " Nur suresinin tefsiri " adlı eserinin 56. sayfasında şöyle diyor :

" Bu da gösteriyor ki peçe ve eldiven o gün ihramlı olmayan kadın-ların giyimleri arasındaydı. Ve herkesçe maruftur. Böylece kadın-ların yüzlerini ve ellerini örtmeleri gerekir. "

gerek Peygamberimizin kadınlarının ve gerekse diğer Müslümanların kadınlarının hicaba bürünerek yüzlerine değin örttüklerini belirten hadisler pek çoktur…. Gelin onlardan bazılarını beraberce okuyalım.

{ … Enes r.a Hayber gazası ile ilgili kıssayı rivayet ederken Peygam-berimizin esirler arasında kendi nefsi için Safiye'yi ayırt edişini şöyle anlatır : " Rasulullah s.a.v Hayber'den çıkınca onu henüz kendisi için almamıştı. Deve yaklaşınca Rasulullah ayağın dik tutarak Safiye'nin deveye binmesi için ayağını baldırına koymasına yardım etti. Safiye kaçındı ayağını koymadı sadece dizini Peygamberin baldırının üstüne koydu. Rasulullah onun üstünü örttü. Terkisine bindirdi şalını Safiye'nin yüzüne ve beline sardı. Sonra ayağının altından bağlayıverdi. Ve beraberinde eve götürerek hanımları arasına onu da girdirdi." }

İbn-i Sa'd Tabakat : 8.c.87.s

{ … Aişe r.anha’dan : Sevde hicabını çıkardıkdan sonra bir ihtiyaç için dışarı çıktı. Sevde cüsse bakımından iri yapılı bir kadındı. Onu tanıyanlar hemen farkına varırlardı. Hattab oğlu Ömer onu görünce dedi ki : " Ey Sevde Allah'dan korkmaz mısın ki, bizim yanımıza örtünmeden geliyorsun ? Baksana nasıl çıkmışsın. Bunun üzerine Sevde gerisin geriye eve döndü. Rasululullah s.a.v de o an benim evimde akşam yemeğini yiyordu. Elinde de bir et parçası vardı. Sevde hemen Rasulullah'ın yanına gedi. Ve şöyle dedi : " Ey Allah'ın Rasulu, ben bazı ihtiyaçlarım için dışarı çıktım. Ömer ise böyle böyle dedi." Bunun üzerine gelen vahyi ilahide belirtilen Ayet’in hükmüne muvafık olarak Efendimiz buyurdu ki : " Öyleyse siz ihiyacınızı gidermek için dışarı çıktığınızda hicaba bürünümelisiniz. ” – Aişe der ki : Vahiy geldiği an da etin dikesi hala Rasulullah'ın elinde bulunuyordu. }

Buhari : Müslim : Ahmed : 6/56 – İbni Sa’d Tabakat : 125

{ … Aişe r.anha dan.Buyurdular ki : " Biz Rasulullah'la birlikte ihramlı olduğumuz zaman süvariler yanımızdan gelip geçiyorlardı. Tam hizamıza geldikleri vakit her birimiz abalarımızı başımıza ve yüzümüze örterek yan tarafa sarkıtıyorduk. Bizi geçtikleri vakit tekrar açıyorduk." }

Ahmed : 6/30 - Ebu Davud ve Beyhaki Hac mevzuunda zikretmişlerdir.


{ … Ebu Bekir kızı Esma'dan : Diyor ki : " Biz erkeklerden yüzümüzü örter, ihramlı iken örtmeden önce de taranırdık." }

Hakim 1/454 de zikreder ve sahih olduğunu söyler. Zehebi de bu konuda ona muva-fakat etmiştir.
{ … Şeybe kızı Safiye'den diyor ki : Ayşe'yi, Kabeyi tavaf ederken peçeli olarak görmüştüm. }

Burada şunu izah etmekte fayda vardır inşaallah : Bilindiği gibi Annelerimizin tavaf esnasında yüzlerini açmaları, Resulullah s.a.v’in şu umumi emrinden dolayıdır :

" İhramlı olan kadın yüzüne peçe takmasın eline de eldiven giy-mesin "
Buhari : 4.c.1730.s – Ebu Davud : 5.c.1826.n


Dolayısıyla bu ifadeler bize ; diğer kadınların da ihram hariç yüzlerinin kapalı olacağını anlatmaktadır.

Büyük ilim adamı İbnu’l-Kayyım, şunları söylemektedir : “ Kadının ihram esnasında – peçeyi çıkarması hariç - yüzünü açmasının gerektiği hakkında bir tek harf dahi nakledilmiş değildir…” Daha sonra şunları söyler : “ Esmâ’dan sabit olduğuna göre o ihramlı olduğu halde yüzünü örterdi. Âişe de şöyle demiştir : “ Binek sırtında olan erkekler yanlarımızdan geçer ve biz o sırada Peygamber s.a.v ile birlikte ihramlı halde bulunuyor idik. Binekliler bizimle aynı hizaya geldiklerinde bizden herhangi bir hanım cilbabını yüzünün üzerine örterdi. Bu kişi geçip gidince biz de yüzümüzü açardık ”
Tehzibu’s Sünen : 2 . 350

{ … Ömer oğlu Abdullah şöyle diyor : Peygamber s.a.v Safiye'yi yanına alınca Aişe’yi halkın ortasında örtülü olarak görmüş ve tanımıştı. }

El – Albani der ki : İbn-i Sa'd 8. cildinin 97. safyasında bu hadisi zikrettikten sonra ravilarinin sıka olup isnadın yerinde olduğunu bildirmiştir. Rivayet zinciri şu şekilde gitmektedir. Esed kabilesinde Abdullah oğlu Muhammed Süfyan bin Cüreyc’den o da Hasen bin Müslim’den o da Safiyye’den bize anlattı.

{ … Abdurrahman İbni Avf’ın oğlu İbrahim’den dedi ki : " Hattab oğlu Ömer son haccında Peygamberin hanımlarının da birlikte hacca gitmelerine izin vermiştir. Onlarla beraber Affan oğlu Osman’ı ve Avf oğlu Abdurrahman’ı da gönderdi. İbrahim diyor ki, Osman r.a Kabe’de şöyle bağırmıştı : “ Onların yanına kimse yaklaşmasın, kimse onlara bakmasın ” dedi. Onlar indikleri zaman Osman ve Abdurrahman topluluğun gerisinde idiler ve yanlarına kimse yaklaşmamıştı. }

El – Albani der ki : Bu hadisi İbni Sad Tabakatı’nın 8. cildinin 152. sayfasında, şu rivayet zinciriyle zikretmişir. Bize Ata oğlu Velid Sad oğlu İbrahim’den, o da babasından, o da dedesi Ömer İbnül Hattab’dan rivayet etti..
Bu isnad hasen olup ravileri sika dır. Zehebi mizan adlı eserinde, Hafız lisan adlı eserinde irad etmişlerdir.
Bütün bu hadislerden açıkça anlaşıldığı gibi Peygamber s.a.v’in devrinde gerek peygamber hanımlarının ve gerekse diğer mü’min kadın-ların yüzleri peçeli idi….

Ve tabiki daha sonra gelen fazilet sahibi kişiler de onların yolunu takip ederek peçe kullanmış ve yüzlerini örtmüşlerdir.

{ … Asım oğlu Ahvel anlatıyor : " Biz Sirin'in kızı Hafsa’nın yanına vardığımızda abasını hep şu şekilde yapardı : " Yüzünü ve gözünü örterdi. Biz ona derdik ki, " Ey Allah'ın rahmeti üzerine olasıca kadın. Allah'u Azze ve Celle Kur'an’ı keriminde buyurmuyor mu ki :

“ Evlenme arzusu kalmamış oturan – ihtiyar – kadınlara,süslerini açığa vurmamak şartıyla,dış esvaplarını çıkarmaktan ötürü sorum-luluk yoktur……. “ Nur : 60

Hafsa ise bunda ne var diyordu. Biz ayetin devamını okuyup " Şayet iffetlerini takınırlarsa kendileri için daha hayırlıdır " dediğimiz zaman. Ve o : " İşte hicabın şart olduğunu beliren hüküm budur." diyordu. }

Beyhaki : 7 / 83 – Albani Hicab : 48.s


yukarıda Kur’an ve Sünnet’ten derleyerek sunduğumuz bu delillerden açıkça anlaşıldığı gibi, kadının tepeden tırnağa örtünmesi onun üzerine vacip olan bir görevdir.
 
A Çevrimdışı

Askalani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
KADININ EVDEN ÇIKARKEN KOKU SÜRÜNMEMESİ



Ve bu örtünmesinin yanı sıra yine kendisinin yararına olan bir çok güzel hükümler vazetmiştir İslam … Bunlardan bir tanesi de : Evinden dışarıya çıkarken koku sürünmemesidir.

İslam, seddu’z zerai - yani kötülüklere engel olma veya set çekme - kabilinden koyduğu bu kaideyle, kadının evinin dışına çıkarken erkek-lerin nazar-ı dikkatlerini celbetmemek için güzel koku sürünmesini yasak-lamıştır.

{ … Ebu Musa el-Eş’ari r.a Rasulullah s.a.v’den şöyle naklediyor : “ Her göz zinacıdır. Kadın güzel koku sürünüp bir topluluğun yanından geçerse işte o da böyle böyledir ” yani zina etmiş gibidir. }

Ahmed : 4/398


{ … Zeyneb es-Sakafi r.a da, Rasulullah s.a.v’in : “ Siz kadınlardan kim camiye çıkarsa sakın güzel koku sürmesin ” buyurduğunu nakletti. }
Müslim : 4/163 – Nesai : 8/133.


{ … Ebu Hureyre r.a.da, Rasulullah s.a.v’in : “ Hangi kadın üstüne buhur sürerse ; bizimle birlikte yatsı namazına gelmesin ” buyur-duğunu rivayet etmiştir. }
Müslim : 4/163 - Ebu Davud : 4175.N


{ … Ebû Raham’ın azatlı kölesi Ubeyd şöyle rivâyet etmiştir : Ebû Hureyre r.a koku sürünmüş olarak mescide doğru giden bir kadınla karşılaşır. Ona şöyle der : Ey el-Cebbâr’ın câriye kulu, böyle nereye gidiyorsun ?. O da : “ Mescide ! ” der. Ebû Hureyre : “ Bunun için mi koku süründün ? ” Kadın : “ Evet ! ” der. O da der ki : “ Ben Peygamber s.a.v’in : “ Eğer herhangi bir kadın koku sürünür de mescide böyle giderse, Allah Teâlâ, gusül abdesti alana kadar o kadının namazını kabul etmeyecektir ” dediğini duydum. }

Ebû Dâvûd :Teraccul : 7 - İbn Mâce : Fiten : 19

{ … İbn Huzeyme’nin rivâyeti ise şöyledir : Ebû Hureyre’nin yanından, kendisinden parfüm kokusu yayılan bir kadın geçti. Dedi ki : el-Cebbâr’ın câriyesi, nereye ? ” Kadın dedi ki : “ Mescide.” “ Parfüm mü süründün ? ” “ Evet.” Dedi. - Bunun üzerine Ebû Hureyre şöyle dedi - : “ Dön ve guslet. Zira ben, Resulullah s.a.v’in şöyle dediğini işittim : Allah, kendisinden koku - parfüm - yayılır bir hâlde mescide giden hiçbir kadının namazını, geri dönüp gusledinceye kadar kabul etmez.” }

İbn Huzeyme, Sahîh, hadîs nr.1682

İşte bu hadisler, kadının koku sürünerek dışarı çıkmasını yasaklar. Zira bu fiiliyle ondan güzel koku yayılacaktır. Bu ise, erkeklerin ona yönelip bakmasına, ondan hazlanmasına ve ona meyletmesine sebep olacaktır.

Değerli Müslüman ! unutmaki hoş koku, şehevi duyguları kamçılayan çok etkili bir vesiledir. Bu yasak şu ilahi kelamın şumulü dahilindedir ;

“ …. Kapalı olan süs güzelliğinizi bilsinler diye ayaklarınızı yere vurmayın …. “

Çünkü bu Ayet, kadın için erkeği uyaracak ve kendisiyle meşgul edecek olan her türlü davranış, eylem ve görüntüyü yasaklamaktadır.
 
A Çevrimdışı

Askalani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
KADININ ŞEFFAF, PARLAK VE DAR ELBİSE GİYMEMESİ


İslam’ın kadını koruyup kollama amacına yönelik olarak koyduğu engellerden ve yasaklardan bir tanesi de ; ince, şeffaf ve bedenini gös-terecek, sezdirecek elbise giymekten onu menetmesidir.

İşte bu türden kadının vücudunu sıkan, uzuvlarını belli eden dar elbiseler giymek, çıplak olmakla aynı anlamda zikredilmiştir. Yani, örtünmenin mantığını bu şekilde bozan bütün giysileri İslam haram kılmıştır….

Unutmayalım ki kadının bu tür dar ve şeffaf elbiseyle dışarıya çıkması, fitnenin en önde gelen temel sebeblerindendir. Bu şekilde giyinip kuşanan kadınlar, lanetlenmiş ve cehennem namzeti olan kimseler olarak vasıflandırılmışlardır.

{ … Ebu Hureyre r.a’dan gelen bir hadislerinde Allah Rasulü s.a.v şöyle buyurmaktadır : “ Cehennem ehli iki sınıf insan var ki öylesini hiç görmemiştim : Bir sınıf, elindeki sığır kuyruğuna benzer kırbaçlarla insanları döver. Birisi de, giyinmiş ama çıplak kadın. Yürüyüşlerinde sağa sola yaylanır ve çalkalanırlar. Başları ise zayıf deve hörgücü gibi yapılmış vaziyette... Bunlar Cennete asla giremezler. Kokusunu da alamazlar. Halbuki onun kokusu şunun şunun yolundan alınır.” }

Ahmed : 2/355-356 - Müslim, Beyhaki, Malik


Hadisin metninde geçen “ mailat ” sözü , yürürken kırıtarak ve omuzlarını gererek yürümeyi ifade eder. “ Mailat ” başa tarak veya taç şeklinde takılana da denir. “ Mümilat ” ise bu durumda ; deve hörgücü gibi taç takma, saçı topuz yapıp tepede toplama anlamına da gelir ki ; bu da kadını güzel gösteren ve kibir alameti olan bir şeydir.

{ … Abdullah bin Ömer r.a dan gelen başka bir rivayette ise Allah Resulü s.a.v şöyle buyurmaktadır : “ Ümmetimin sonrakileri arasında bazı adamlar olur ki ; binek hayvanının semerine benzer şeye binerler ve mescidlerin kapısında inerler. Kadınları ise, giyinmiş çıplaktırlar. Başlarında zayıf deve hörgücü gibi bir şey vardır. Onlar lanetliktir. Sizden sonra bir ümmet gelse, kadınlarınız onlara hizmetçi olurdu, tıpkı sizden öncekilerin size hizmetçi olduğu gibi.” }

Ahmed : 2/323 – İbni Mace :


herhalde zikredilen bu iki hadisteki : “ Giyin-miş çıplak kadın ” tanımlamasından kastın ne olduğu gayet açık ve nettir…
Bu, tıpkı günümüzdeki daracık ve incecik biblo elbiseler gibi süslü püslü giyinen kadın demektir…. Ya da daracık sıkma kot pantolonu giyinerek vücudunun en mahrem yerlerini dahi teşhir eden kadın ve kız demektir……Ve hatta - güya örtünüyorum diye - daracık pardüsüler giyinerek vücut hatlarını ortaya koyan bazı zavallılar demektir.

Rabbim bütün Müslümanların kadın ve kızlarından bu durumu uzak eylesin … Hatta bu çirkin hal öyle ilerledi ki, inanın bu gün kadın ve kızların vücutlarının ortası kapalı, altı, üstü, başı, göğsü, boynu, saçları, gerdanı, bacakları, açık bir şekilde sokaklarda dolaşmaktadırlar…..

Bunun anlamı nedir dersiniz ?... Bu, fıtrattan ayrılıp çıplak vahşete geçiş değil midir…. Halbuki Cenab-ı Hakk Ademoğluna seslenerek şöyle buyurmaktadır :

“ Ey Ademoğulları, size çirkin yerlerinizi örtecek bir elbise ve size süs kazandıracak bir giyim indirdik. Takva ile kuşanıp - donanmak ise, daha hayırlıdır. İşte bunlar, Allah'ın Ayet’lerindendir. Umulur ki öğüt alıp düşünürler. “

“ Ey Ademoğulları, şeytan, anne ve babanızın çirkin yerlerini kendilerine göstermek için, elbiselerini soyarak, onları cennetten çıkardığı gibi sakın sizi de bir belaya uğratmasın. Çünkü o ve taraf-tarları, sizleri görmektedirler…… “
A’raf : 26 – 27

Öyleyse ey Ademin kızları Rabbinizin bu çağrısına icabet edin ve örtünün …cehenneme girmek için hazırlık yapmayın.

İslam sizi değerli mücevher kabul etmiş ve saklı olmanızı istemiştir.. Öyleyse neden bu değere nankörlük ediyorsunuz… ? Bu halinizle nereye gidiyorsunuz ey kadınlar topluluğu ? …. Nedir bu dar ve şeffaf elbiseler ? …. Bu haliniz sizi yaratan rabbinize karşı gelmek değil midir ?

Düşünmüyor musunuz hiç ? … Bu şeffaf elbiselerle veya daracık giysilerle örtünmek neye yarar ? … Bunun adı giyinik çıplaklık değil midir ? … Bu durumdaki bir kadın örtülü sayılır mı hiç… ?

Değerli Müslüman ! unutmaki biraz önceki zikredilen ikinci hadiste müthiş bir mucize tecellisi vardır…. Ne yazık ki bu gün, hadisi şerifte sözü edilen adamlar, lüks arabalarına binerler ve cami önlerinde inerler. Karıları ve kızları ise sözde giyinikler, ama daracık ve şeffaf elbiseleri ile giyinik çıplaklara benzerler. Bunları alarak camilerin kapılarına kadar getirirler. Ama ne yazık ki kendileri camiye namaz için girerken onlar kapı önünde bu halleriyle beklerler.
{ … Usame bin Zeyd r.a dedi ki : Rasulullah s.a.v bana, Dihyetü’l-Kelbi’nin hediye ettiği kalınca bir kıptiye giydirdi. Ben de bunu hanımıma verdim, o giyindi. Rasulullah s.a.v bana : “ ne oldu, niçin kıptiyeyi giymiyorsun “ dedi. Hanımıma verdim deyince : “ Öyleyse söyle ona altına bir iç gömlek giysin. Çünkü, vücudunun yapısını belirteceği endişesindeyim ” buyurdu. }
Ahmed : 5/205 – Beyhaki : 2/234

Bu hadiste de anlatıldığı gibi, kadının kıptiyesi altına “ gilale ” giymesi Resulullah s.a.v tarafından emredilmiştir. Öyleyse bu, elbisenin beden özelliğini yansıtmasını önlemek için bir prensiptir……….. Ve bu emrin de “ farziyet ” ifade ettiğinde şüphe yoktur.

Bunun içindir ki Şevkani r.h şöyle der : “ Bu hadis, kadının vücudunun şeklini şemalini vasfetmeyecek bir elbiseyle örtünmesinin farz olduğuna delildir.
Neylül Evtar : 2/115


İmam Malik, Muvatta’sın da Mercane’den naklederek der ki : Hafsa binti Abdurrahman Rasulullah’ın hanımı Aişe’nin yanına girdi. Hafsa’nın ince bir başörtüsü vardı. Aişe onu ikiye katladı ve kalın bir başörtüsü yaptı.
Muvatta : 1718 – İbni Sa’d : 8/71

{ … Hişam bin Urve r.a’dan rivayet ediliyor. Münzir bin Zübeyr Irak’tan dönmüş ve Ebu bekr r.a nun kızı Esma’ya marukuh diye anılan ince ve değerli bir kumaş elbise göndermişti. 0 da gözleri görmediği için eliyle elbiseye dokunarak :
- Of..götürün elbisesini geriye, bu Munzir’e ağır gelir, dedi. 0na denildi ki : Anacığım bu şeffaf değil. Tekrar dedi ki : Değil ama vücudu tam sarar. Sonra ona ayni tip ama ince olmayan bir elbise satın aldı. Ve onu kabul edip, bak böylesi giyilir, dedi. }
İbni Sa’d : 8/252


İşte butün bu deliller, kadının vücudunu sıkan, uzuvlarını belli eden dar ve şeffaf elbiseler giymesini ona yasaklamıştır.
 
A Çevrimdışı

Askalani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
MÜSLÜMAN KADININ TAKILAR HUSUSUNDA KİMLİĞİ


Unutmayalım ki, islamın takılar hususunda da hanımlara özel ve güzel nasihatleri vardır….. Ve bu da ; altın takınma hususunda onları tiksindirmesidir….

{ … Ebu Hureyre r.a şöyle dedi : Rasulullah s.a.v : Kim sevgilisine ateşten bir yüzük takmak hoşuna giderse ona altından bir yüzük taksın. Kim sevgilisine ateşten bir gerdanlık takmak hoşuna giderse ona altından bir gerdanlık taksın. Kim sevgilisine ateşten bir bilezik takmak hoşuna giderse ona altından bir bilezik taksın. Ancak size lazım olan gümüştür onu takınız,buyurdu. }


Ahmed : 8919 - Ebu Davud : 4236, Hatib tarih : 8/459 – İbni Munzir : 1/273


{ … Sevban r.a şöyle dedi : Hubeyre’nin kızı Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve SeIIem in yanına elinde büyük yüzükler olduğu halde girdi. Rasulullah Sallaitahu Aleyhi ve Sellem elindeki çubukla onun eline vurmaya başladı ve : Allah ‘ın eline ateşten yüzük takması seni sevindirir mi ? , buyurdu. Hubeyre’nin kızı durumu şikayet için Fatıma Radiyallahu Anha’nın yanına girdi. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem de Fatıma’nın yanına girdi. Sevban dedi ki : Ben de Rasulullah s.a.v ile beraberdim. Fatıma boynundaki zinciri çıkararak : Bunu bana - kocasını kasdederek - Hasanın babası hediye etti. dedi. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve SelIem : Ya Fatıma ! İnsanların Mu hammed‘in kızı Fatıma‘nın elinde ateşten bir zincir var, demeleri seni sevindirir mi ? , buyurdu. Sonra kızını şiddetle kınadı ve oturmadan çıktı. Fatıma r.anha o zinciri sattı, yerine bir köle aldı ve onu azad etti. Bu haber Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve SeIleme ulaştığın da : Fatıma‘yı ateşten kurtaran Allah‘a hamd olsun, buyurdu. }

Nesei : 5107 – Ahmed : 5/278 – Hakim : 3/1 521 53 - Taberani M. Kebir : 1448, Tayalisi : 990 - İshak bin Rahavey Müsned : 4/237

{ … Aişe Radiyallahu Anha dan şöyle rivayet edilmiştir : Nebi s.a.v Aişe’nin elinde altından iki bilezik gördü ve ona : Onları at, onun yerine gümüş iki bilezik edin, sonra onları zaferanla sarart , buyurdu. }

Nesei : 5110 – Kasım es-Sarkasti Garibul Hadis : 2/76 – Hatib Tarih : 8/459 - Bezzar : 3007 – Taberani : 23/641

{ … Ummü Seleme Radiyallahu Anha şöyle dedi : Boynumda arpa taneleri şeklinde altın bir kolye vardı. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem içeri girdi. Onu istemediğini göstererek ondan yüzünü çevirdi. Şunun süsüne bakmayacakmısın ?, dedim. Rasulullah Sallaliahu Aİeyhi ve selem : Onun süsünden yüzümü çeviriyorum, buyurdu. Onu kopardım, Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Selem bana yüzünü çevirdi ve şöyle buyurdu :
Biriniz gümüşten bir takı edinse onu zaferanla sarartsa ve o şekilde kullansa ne zararı olur ! . }

Ahmed : 26744 – Heysemi M.Zevaid : 5/148 - Taberani M.Kebir : 23/968, Abdurrezzak : 11/71 - Harbi Garibul Hadis : 5/30

{ … Muhammed bin Sirin r.h dan : Ben, Ebu Hureyre Radiyallahu Anhu yu kızına şöyle derken işittim : Altın takma ! Senin aleyhine alevli ateşten korkarım. }

Abdurrezzak : 19938


Şeyh el- Albani r.h şöyle dedimştir : İbni Asakir şu haberi tahric etmiş-tir :

{ … Ebu Hureyre r.a ya kızı şöyle dedi : Genç kızlar beni ayıplıyorlar ve bana : Baban seni altınla süslemiyor, diyorlar. Ebu Hureyre r.a : Sen onlara ; Babam benim aleyhime alevli ateşten korktuğu için beni altınla süslemiyor,diye cevap ver, dedi. }


İbni Asakir Tarihi Dımeşki : 19/1,24/2 – Abdurrezzak : 19935 - Albani Zifaf : 244


{ … İbni Abdil hakem r.h şöyle zikretti : Ömer bin Abdülaziz r.h ın kızı ona bir inci tanesi gönderdi ve : Eğer onun eşini bana gönderirsen kulağıma takacağım, dedi. Ömer bin Abdülaziz r.h ona iki tane kor ateş gönderdi,sonra : Bu iki koru kulağına takmaya dayanabilirsen sana onun eşini gönderiyorum,dedi. }


Albani Zifaf : 245 - Siyretu Ömer bin Abdulaziz : 163
 
Üst Ana Sayfa Alt