Çevrimdışı
بَلَى مَنْ أَسْلَمَ وَجْهَهُ لِلّهِ وَهُوَ مُحْسِنٌ فَلَهُ أَجْرُهُ عِندَ رَبِّهِ وَلاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ
‘Bilakis, kim muhsin olarak yüzünü Allah'a döndürürse onun ecri Rabbi katındadır. Öyleleri için ne bir korku vardır, ne de üzüntü çekerler.’ (Bakara/112)
‘Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur.’ (Taberani, Beyhaki)
Muhsin; yaptığı işi Allah için yapan, sadece O’ndan korkan, o sebeple işini noksansız bitiren, her işin hakkını veren ve işini en güzel bir şekilde yapan kimse demektir.
Müslüman, kendisine emredilen işin en alasını yapar. İşlerini kötü ve çürük yapmak Müslümanların özelliklerinden değildir.
Ey Müslümanlar! İslam ciddiyet ister. İslam davasına müntesip olanlar işlerini ciddiye almak zorundadırlar. Bundan dolayıdır ki, Müslümanlar İslam’ın emirlerini ciddiye almadıklarından dolayı İslami bir devletten mahrum kalmışlardır. Günümüzde özellikle İslami hassasiyetleri olan Müslümanlar bir araya gelip, devlet kurup devlet yıkıyorlar. Ancak devletin kurulması için emredilen işleri güzel bir şekilde yapmayı beceremiyorlar.
Ey kardeşler! İşin küçük veya büyük olması değil, başarıyı getiren işi en güzel şekilde yapmak gerekir. Küçük bir işi en güzel bir şekilde yapan, büyük olan bir işi eksik yapandan iyidir. Çünkü Allah işlerini en güzel şekilde yapanları sever. Allah s.w.t şöyle buyurur:
وَأَحْسِنُوَاْ إِنَّ اللّهَ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ
‘…Her türlü işinizde güzel davranın. Muhakkak Allah, işini en güzel şekilde yapanlar sever.’ (Bakara/195)
Yine birçok kardeşe şahit olmaktayız ki, birden fazla işi birden yürütmek istiyor. Ancak yorgunluk ve bıkkınlık nedeniyle yapacağı bütün işlerden mahrum kalıyor. Çünkü birçok işi birden yürütmek, yorgunluk ve bıkkınlığa neden olur. Günümüzde insanlar birden fazla kitap alıyor ve ‘Hangisinden başlasam, bundan mı, şundan mı?’ diyerek, vakit kaybından dolayı kitapları okumaktan mahrum kalıyor. İşlerini güzel bir şekilde yapmak isteyen bir kimse bunlara dikkat etmek zorundadır. Aksi taktirde hepsinden mahrum olabilir. Allah s.w.t bu tür zararları önlemenin yolunu şöyle bildirir;
فَإِذَا فَرَغْتَ فَانصَبْ
‘Öyleyse bir işi bitirince diğerine giriş.’ (İnşirah/7)
Allah s.w.t işlerini güzel yapanları ‘akıl sahipleri’ olarak nitelemiştir;
الَّذِينَ يَسْتَمِعُونَ الْقَوْلَ فَيَتَّبِعُونَ أَحْسَنَهُ أُوْلَئِكَ الَّذِينَ هَدَاهُمُ اللَّهُ وَأُوْلَئِكَ هُمْ أُوْلُوا الْأَلْبَابِ
‘O kullarım ki, onlar sözü dinlerler, sonra da en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah'ın doğru yola ilettiği kimselerdir. Gerçek akıl sahipleri de onlardır.’ (Zümer/18)
‘Onlara bir söz söylendi mi en güzelini yaparlar’ ayeti hakkında düşünmek gerekir. Yani onlara ‘namaz kıl’ denilince, namazlarını en güzel bir şekilde kılarlar. Onlar davet ettiklerinde, davetin en güzelini yaparlar… Tabi ki güzel işler gelişi güzel yapılamaz. Üzerinde düşünülür, elekten geçirilir daha sonra iş yapılır.
وَشَاوِرْهُمْ فِي الأَمْرِ فَإِذَا عَزَمْتَ فَتَوَكَّلْ عَلَى اللّهِ
‘…İş hakkında onlara danış. Bir işe azmettiğinde de, Allah’a tevekkül et…’ (Ali-İmran/159)
Azmetmek, üzerinde durarak düşünülmüş, elekten geçirilmiş iş demek¬tir.
Araplar şöyle derler; Azmedecek olursam, hazm ederim. (Ya¬ni azmetmeden önce onu iyice ölçer biçer, düşünürüm). (Kurtubi Tefsirinden)
‘Şüphesiz ki Allah güzeldir, ancak güzel olanı kabul eder…’ (Müslim)
Ne yazık ki, bırakın güzel bir şekilde iş yapmayı, normal bir şekilde bile işlerimizi yapamıyor, işlerimizi birbirimizin üzerine yığıyoruz! Allah Resulü s.a.v şöyle buyuruyor:
‘İşleri birbirinin üzerine atan bir kavim, iflah olmaz!’
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ إِنَّا لَا نُضِيعُ أَجْرَ مَنْ أَحْسَنَ عَمَلاً
‘İman edip de güzel davranışlarda bulunanlar (bilmelidirler ki) biz, güzel işler yapanların ecrini zayi etmeyiz.’
‘Bilakis, kim muhsin olarak yüzünü Allah'a döndürürse onun ecri Rabbi katındadır. Öyleleri için ne bir korku vardır, ne de üzüntü çekerler.’ (Bakara/112)
‘Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur.’ (Taberani, Beyhaki)
Muhsin; yaptığı işi Allah için yapan, sadece O’ndan korkan, o sebeple işini noksansız bitiren, her işin hakkını veren ve işini en güzel bir şekilde yapan kimse demektir.
Müslüman, kendisine emredilen işin en alasını yapar. İşlerini kötü ve çürük yapmak Müslümanların özelliklerinden değildir.
Ey Müslümanlar! İslam ciddiyet ister. İslam davasına müntesip olanlar işlerini ciddiye almak zorundadırlar. Bundan dolayıdır ki, Müslümanlar İslam’ın emirlerini ciddiye almadıklarından dolayı İslami bir devletten mahrum kalmışlardır. Günümüzde özellikle İslami hassasiyetleri olan Müslümanlar bir araya gelip, devlet kurup devlet yıkıyorlar. Ancak devletin kurulması için emredilen işleri güzel bir şekilde yapmayı beceremiyorlar.
Ey kardeşler! İşin küçük veya büyük olması değil, başarıyı getiren işi en güzel şekilde yapmak gerekir. Küçük bir işi en güzel bir şekilde yapan, büyük olan bir işi eksik yapandan iyidir. Çünkü Allah işlerini en güzel şekilde yapanları sever. Allah s.w.t şöyle buyurur:
وَأَحْسِنُوَاْ إِنَّ اللّهَ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ
‘…Her türlü işinizde güzel davranın. Muhakkak Allah, işini en güzel şekilde yapanlar sever.’ (Bakara/195)
Yine birçok kardeşe şahit olmaktayız ki, birden fazla işi birden yürütmek istiyor. Ancak yorgunluk ve bıkkınlık nedeniyle yapacağı bütün işlerden mahrum kalıyor. Çünkü birçok işi birden yürütmek, yorgunluk ve bıkkınlığa neden olur. Günümüzde insanlar birden fazla kitap alıyor ve ‘Hangisinden başlasam, bundan mı, şundan mı?’ diyerek, vakit kaybından dolayı kitapları okumaktan mahrum kalıyor. İşlerini güzel bir şekilde yapmak isteyen bir kimse bunlara dikkat etmek zorundadır. Aksi taktirde hepsinden mahrum olabilir. Allah s.w.t bu tür zararları önlemenin yolunu şöyle bildirir;
فَإِذَا فَرَغْتَ فَانصَبْ
‘Öyleyse bir işi bitirince diğerine giriş.’ (İnşirah/7)
Allah s.w.t işlerini güzel yapanları ‘akıl sahipleri’ olarak nitelemiştir;
الَّذِينَ يَسْتَمِعُونَ الْقَوْلَ فَيَتَّبِعُونَ أَحْسَنَهُ أُوْلَئِكَ الَّذِينَ هَدَاهُمُ اللَّهُ وَأُوْلَئِكَ هُمْ أُوْلُوا الْأَلْبَابِ
‘O kullarım ki, onlar sözü dinlerler, sonra da en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah'ın doğru yola ilettiği kimselerdir. Gerçek akıl sahipleri de onlardır.’ (Zümer/18)
‘Onlara bir söz söylendi mi en güzelini yaparlar’ ayeti hakkında düşünmek gerekir. Yani onlara ‘namaz kıl’ denilince, namazlarını en güzel bir şekilde kılarlar. Onlar davet ettiklerinde, davetin en güzelini yaparlar… Tabi ki güzel işler gelişi güzel yapılamaz. Üzerinde düşünülür, elekten geçirilir daha sonra iş yapılır.
وَشَاوِرْهُمْ فِي الأَمْرِ فَإِذَا عَزَمْتَ فَتَوَكَّلْ عَلَى اللّهِ
‘…İş hakkında onlara danış. Bir işe azmettiğinde de, Allah’a tevekkül et…’ (Ali-İmran/159)
Azmetmek, üzerinde durarak düşünülmüş, elekten geçirilmiş iş demek¬tir.
Araplar şöyle derler; Azmedecek olursam, hazm ederim. (Ya¬ni azmetmeden önce onu iyice ölçer biçer, düşünürüm). (Kurtubi Tefsirinden)
‘Şüphesiz ki Allah güzeldir, ancak güzel olanı kabul eder…’ (Müslim)
Ne yazık ki, bırakın güzel bir şekilde iş yapmayı, normal bir şekilde bile işlerimizi yapamıyor, işlerimizi birbirimizin üzerine yığıyoruz! Allah Resulü s.a.v şöyle buyuruyor:
‘İşleri birbirinin üzerine atan bir kavim, iflah olmaz!’
إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ إِنَّا لَا نُضِيعُ أَجْرَ مَنْ أَحْسَنَ عَمَلاً
‘İman edip de güzel davranışlarda bulunanlar (bilmelidirler ki) biz, güzel işler yapanların ecrini zayi etmeyiz.’
