Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Namaz Kılarken Sureleri Sırayla mı Okumak Gerekir?

benistanbulum Çevrimdışı

benistanbulum

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun aleyküm

Namaz kılarken namaz suerlerini sırasıyla mı okumak gerekiyor?

Dua ile...
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Âleykum selam we rahmetullah;

Sadece Hanefi Mezheb Muctehidlerine Göre; Fatiha'dan Sonra Zamm-ı Sure Tertibine Uymak Sunnettir :

Namazda, Fatiha'dan sonraki zamm-ı surelerin kıraatinde Kur'an-ı kerimdeki tertibe göre uyarak okumak sünnettir. Bunun mustehab olduğunu söyleyenler de vardır.

Misal olarak, birinci rekatta okuduğu sureden önce geleni ikinci rekatta okumak mekruhtur. Ayetler arasındaki tertibe böylece riayet gerekir. Bir rekatta birkaç ayet okurken, sıra ve tertibi atlamak, yani bir ayet okuduktan sonra bir ya da birkaç ayet atlayarak başka bir ayet okursa, bunda kerahet var diyenler olduğu gibi, bir sakınca yoktur, diyenler de var. Hüküm, tamamen sureler hakkındaki gibidir. (El-Muhit / Serahsi - Fetâvâ-yi Hindiyye.)

Bir kimse, birinci rekatta bir sure okursa, ikinci rekatte de ondan önce bulunan bir sure okusa, bu kimsenin sehiv secdesi yapması gerekmez. Muhyit'te de böyledir. (El Fetavayı Hindiyye, C.1, Sf: 425)


Bütün bu söylenenler farz namazlarla ilgilidir. Sünnet ve nafile namazlarda ise belirtilen tertibe riayete gerek yoktur. Nasıl kolayına gelirse öyle okur. Ancak farz namazdan belirtilen tertibe riâyet unutulur veya dil öylece kayıp takdim ve te'hir şeklinde kıraate başlarsa, bunu değiştirmesine gerek yoktur, başladığı gibi devam edip bitirir ve bundan dolayı yanılma secdesi de gerekmez. Çünkü böyle yapmakla sadece bir müstehab ya da sünnet terkedilmiş sayılır. (Ez-Zahîre / Taceddin.)

Namazın bir rekatında bir sure, diğer rekatında da arada iki veya daha ziyade bulunmak üzere aşağıya doğru başka bir sûre okunması mekruh değildir. Fakat arada bir surenin bulunması mekruhtur. Ancak terk edilen bu sure, önce okunan sureden en az üç ayet miktarı uzun bulunuyorsa mekruh olmaz.

Yine Hanefi mezheb muctehidlerince bir rekatta iki sureyi toplayarak okumakta kerahet yoktur. Ancak arada bir veya birkaç sure bırakılmış olursa mekruh olur. Bununla beraber farz namazlarda böyle iki surenin bir rekatta toplanmaması daha iyidir.

Al-i İmran sûresini okumak isterken dili Bakara suresine kayıp bir ya da iki âyet okuduktan sonra bunu değiştirmek isterse kerahet işlemiş olur. Hatta bir iki kelime okuduktan sonra bile değiştirmenin mekruh olduğu görüşü ağırlık kazanmıştır. Fetva buna göredir. Kıraati bitirdikten sonra ruku'a gitmek isterken, henüz eğilmeden birkaç âyet daha okumak isterse, bunda bir sakınca yoktur. Ama eğildikten sonra dönüp ilave okuması mekruhtur. (Fetâvâ-yi Hindiyye - EI-Hulasa.)


***

Namazda okunan âyet ve sûrelerin, gerek bir rekât içinde gerekse ikinci rekâtla birlikte düşünüldüğünde, Mushaf’taki sıraya göre okunması sünnete uygundur. Bir sûreyi veya âyeti okuduktan sonra, ardından önceki bir sûreyi veya âyeti okumak mekruhtur. Fakat bu, namazı geçersiz kılacak bir durum değildir. Burada söz konusu olan tertib, esasında namazın değil tilavetin bir vacibidir. (İbn Âbidîn, Reddu’l-muhtâr, II, 148, 269)
Tertibe riayetin vacib olduğu görüşü, sûre ve âyetlerin sırasının insanlar tarafından değil de, Peygamber (s.a.v.) tarafından (tevkîfen) belirlendiği kabulüne dayanmaktadır. Ancak, sûrelerin içlerindeki âyetlerin tertibinin tevkîfî olduğunda İslam âlimleri arasında ittifak bulunmakla birlikte, sûreler arasındaki tertibin tevkîfî olduğu konusunda ittifak yoktur. Bu sebeble namazda, sûrelerin sıraya göre okunması hakkında farklı görüşler ortaya atılmıştır.
Hanefî mezhebinde, hem âyetler hem de sûreler arasında tertibe riayet edip sırayı takib ederek okumak gerekli görülmüştür. Peygamberin (s.a.v.) bir gece namazında sıraya riayet etmeden, önce Nisâ süresini sonra Âl-i İmrân süresini okuması gibi olayların ise, henüz sûreler arasında tertip gerçekleşmeden önceki bir zamanda meydana geldiği belirtilmektedir. (Nevevî, Şerhu Müslim, VI, 62)
Namazdaki okuma esnasında ilerideki bir yere geçerken, aradaki tek bir sûre veya âyetin atlanması da mekruh kabul edilmiştir. Fakat bu, bir öncekinden daha hafif derecede bir mekruhtur. Sonraki rekâtta ileriden okunacaksa, uygun olan, en az iki âyet veya iki sûre atlayarak okumaktır.
Âlimlerden bazıları, sıraya riayet etmemenin sadece farzlarda mekruh olduğunu, nafile namazlarda mekruh olmayacağını söylemişlerdir. (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, 148, 269) Aksi görüşte olanlar ise şunu delil getirmektedirler:
Peygamber (s.a.v.), Bilâl’in (r.anh), nafile bir namaz olan teheccüdü kılarken bir sûreden diğerine atladığını duyduğunda, ona, “Sûreleri olduğu gibi oku(İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, III, 629) buyurmuştur.
Sonuç olarak, namazda sûre ve âyetlerin tertibine riayet edilmemesi mekruhtur. Fakat bu, namazı bozacak ve tekrar kılmayı gerektirecek boyutta bir eksiklik değildir.



Namazda bir rekâtta sadece Fatiha'yı veya hem onu hem de bir ya da iki âyeti okumakla yetinirse, kerahet işlemiş olur. Ne var ki zamm-ı sûrenin kasten terk edilmesi, vacibi terk olduğundan tahrîmen mekruh işlenmiş olur. Bir vâcibin kasden terkedilmesi sebebiyle tahrîmen mekruh olan bu namaz esas itibariyle sahih yani geçerli olup kişiden namaz borcunu düşürür ise de iade edilmesi yani yeniden kılınması vâcibdir. Unutularak terk edilirse, yanılma secdesi yapılır. (El-Muhit / Radıyuddin Serahsî.)

Nitekim bu konuda yapılan sahih rivayette, Ebû Katade diyor ki: "Rasulullah (s.a.v.) Efendimiz öğle ikindi ve sabah namazlarında ilk iki rekâtta hem Fatiha'yı, hem birer sûre okurdu. Öğle, ikindi ve yatsı'da son iki rekâtta sadece Fâtiha'yı okumakla yetinirdi. Çoğu kez okuduğu sûreleri işitebiliyorduk. Birinci rekâtta kıraati ikinciye nispeti uzun tutardı." (Buharı - Muslim - Ebu Davud - Fıkhu's-Sunne; Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 1/270-273.)

 
Üst Ana Sayfa Alt