Neden Rabbimiz, insan için bu kadar masraf etmiştir? Niçin her şeyi onun emrine vermiştir?
Şöyle bir bakın: Bütün varlıkların bir görevi var. İnekler süt veriyor, arı bal yapıyor, tavuk yumurtluyor, vs..Hatta lüzumsuz sandığımız bazı varlıklar bile hizmet ediyor. Yılanın zehirinden ilâç yapılıyor, solucanlar fosforla toprağı besliyor. Gereksiz, hikmetsiz, boş ve zararlı hiçbir varlık yok.
Bunların hepsi insan için çalışıyorlar. İnsan da bütün varlıklardan yararlanıyor, kullanıyor, hatta sevdiği canlıyı yatırıp kesiyor ve etini yiyor. Ama, hiçbir varlığa insanın etini yeme, sütünü içme veya sırtına binip gezme yetkisi verilmemiş. İnsanın kullandığı bazı haklar hiçbir varlıkta yok..
Peki bunca emek çekilen, masraf yapılan, özenilen, yetkilerle donatılan insan niçin yaratılmış? Eti yenmez, sütü içilmez, derisi işe yaramaz, ölüsü bir an evvel toprağa gömülür. Acaba Rabbimiz bir solucana bile bir yaratılış hikmeti taksın, insanı başıboş bıraksın ve 60-70 yıl yeyip içip yatması ve sonunda ölmesi için yaratsın..
Bu, mümkün mü?
Kesinlikle mümkün değil. Şu âyet meallerine bakın, aklımıza gelen sorulara ne güzel de cevap veriyorlar:
“Göğü, yeri ve bunların arasında bulunan şeyleri boş yere yaratmadık.” (Sâd: 27)
“Bizim sizi, boş yere, bir oyun ve eğlence olarak yarattığımızı ve sizin gerçekten bize döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?” (Mü’minûn: 115)
“İnsan kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanıyor?” (Kıyamet: 36)
Bir de namaz nasıl kılınmalı, tavuğun yem gagalaması gibi, yatıp kalkmakmıdır amacımız?
Her insan namaz kılar ama çoğu insan kıldığı namazın hakkını vermez, hakkını vermeyince de gaflet zuhur eder..
Hakkını vermek nasıl olur ?
Manalarını bilerek,tadil-i erkanlara riayet ederek, huşu için de kılınan namazdır. Düşünerek kılınan namaz da, mevla ile konuşma fırsatı buluyorsun, istiğfar diliyorsun, dua da bulunuyorsun böyle olunca da kılınan namaz insana huşu veriyor, namaz aşkı doğuyor kalbe..
Namazımızın, yaratıcımıza olması dileğiyle...
ves'selam..