Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Soru Namazda Aşırı Vesvese Halinden Nasıl Kurtulabilirim?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
S Çevrimdışı

sedabalci

Üye
İslam-TR Üyesi
1.Namaz kılarken birinci rekatta okuduğum süreyi ikinci rekatta kıldığım namazların yuzde 90 nında unutuyorum. Ve hatırlamak zorunda olduğumu hissedip surekli namaz da iken mesela ihlası okudun ihlası okudun diyerek kendime hatırlatıyorum. Haliyle namazin bi anlami da kalmiyor.
2. Son oturuşta ettehiyyatuden sonra salli barik okurke mutlaka barigi okumadığımı düşünüp çelişkiye düşüyorum ve basa alıyorum salli barik dualarını ve sinirleniyorum kendi kendime.
3. Namaza başlarken dille niyet etmezsem asla niyet etmis gibi hissedemiyorum. Bazen tamam kalben ettim desem de etmedim hissi kaplıyor içimi.
4. Namazda euzu besmele çekerken bazi heceleri yutuyorum veya atlıyorum gibi geliyor ve 2 defa tekrar ediyorum bazen.
5. Namazda bazı yerleri okurken misal salli barik icinde gecen "muhammed"kelimelerinden sonra aklıma hz. Muhammed hakkinda enteresan düşünceler geliyor.
6. Evde biri varken namaz kılamıyorum. Yani son zamanlarda oyle oldu. Utanıyorum mu desem sanki kinanirmisim gibi düşünüyorum. Oysaki annem de kılıyor namaz. Eşim varken yani namaz kılacagim yerde bana bakıyor kesin diye düşünüp kılamıyorum mesela. Kilsam da hizli hizli kılıp bitiyorum. Ve tespihat yapmadan kalkıyorum.

Bunları aşmak için ne yapabilirim? Bi de bunlar nedir tam olarak? Bi insan neden ibadet etmekten utanır? Neden bu unutur.?bazen galiba yaşlandım diye düşünüyorum. 26 yaşındayım oysaki.
 
عبيد Çevrimdışı

عبيد

إذا لم تخلص فلا تتعب
Bunların hepsi vesvese. Ben de benzer durumlar yasadım. Aklınıza yok şöyle oldu yok böyle oldu gibi düşünceler gelirse hiç takmayın namaza odaklanın hatta bundan önce namazın ne olduğunu anlatan bir kitap okursanız iyi olur . Mehmet Göktaşın namaz göz aydınlığım kitabı güzel mesela. Namazınızı huşu ile kılmaya çalışın. Namazın fikhi boyutu manevi boyutunun önüne geçmesin. Eğer tesbihat sizi daha da kötüleştiriyorsa yapmayın. Sadece farzları kılmanız yeterli. Namazı ve diğer ibadetlerinizi ezbere kılmayın, örneğin devamlı ezan okur okumaz namaz kılmayın önce namaz hakkında kısa bir düşünün sonra namaz kılın. Diğer ibadetleriniz de böyle. Bilinçli bir şekilde yerine getirin.
Salli bârikten sadece " Allahümme Salli âlâ seyyidinâ Muhammed ve alihî " demeniz yeterli.
Euzu besmele çekmek farz değil namazınızda vesveseye neden oluyorsa onu da okumayın.
Namaz için seccadeye gitmeniz bile niyettir. Dil ile getirmek bazı mezheblere göre zorunlu değil.
Anladığım kadarıyla beyin nöronlarınızın elektriklenmesinde sıkıntı var. Bu konuya dikkat edin. Hafıza için ceviz ve üzüm çekirdeği veya tozu yenebilir.
Son olarak acabaları terk edin yoksa bu Allah muhafaza daha da kötüye götürebilir. Hangi mezhebi takip ediyorsanız elinizde ilmihali bulunsun ve soru sorabileceğiniz bir alim, alimenin ulaşım bilgileri yanınızda olsun. Telefon numarası gibi. Burda insanlar paylaşılmaması gereken bilgilerini paylaşabiliyor kar.
 
S Çevrimdışı

sedabalci

Üye
İslam-TR Üyesi
Bunların hepsi vesvese. Ben de benzer durumlar yasadım. Aklınıza yok şöyle oldu yok böyle oldu gibi düşünceler gelirse hiç takmayın namaza odaklanın hatta bundan önce namazın ne olduğunu anlatan bir kitap okursanız iyi olur . Mehmet Göktaşın namaz göz aydınlığım kitabı güzel mesela. Namazınızı huşu ile kılmaya çalışın. Namazın fikhi boyutu manevi boyutunun önüne geçmesin. Eğer tesbihat sizi daha da kötüleştiriyorsa yapmayın. Sadece farzları kılmanız yeterli. Namazı ve diğer ibadetlerinizi ezbere kılmayın, örneğin devamlı ezan okur okumaz namaz kılmayın önce namaz hakkında kısa bir düşünün sonra namaz kılın. Diğer ibadetleriniz de böyle. Bilinçli bir şekilde yerine getirin.
Salli bârikten sadece " Allahümme Salli âlâ seyyidinâ Muhammed ve alihî " demeniz yeterli.
Euzu besmele çekmek farz değil namazınızda vesveseye neden oluyorsa onu da okumayın.
Namaz için seccadeye gitmeniz bile niyettir. Dil ile getirmek bazı mezheblere göre zorunlu değil.
Anladığım kadarıyla beyin nöronlarınızın elektriklenmesinde sıkıntı var. Bu konuya dikkat edin. Hafıza için ceviz ve üzüm çekirdeği veya tozu yenebilir.
Son olarak acabaları terk edin yoksa bu Allah muhafaza daha da kötüye götürebilir. Hangi mezhebi takip ediyorsanız elinizde ilmihali bulunsun ve soru sorabileceğiniz bir alim, alimenin ulaşım bilgileri yanınızda olsun. Telefon numarası gibi. Burda insanlar paylaşılmaması gereken bilgilerini paylaşabiliyor kar.

Beyinimin yorgu olduğu asikar. Zaten zeka olarak "ustun zekali" grubundayim. Yani çocukken yapilan zeka testlerinde tespit edilmişti ama babam bilim sanat merkezlerine gitmemin bana faydasi olmayacağını düşünmüş ve yollamamis.
beynimden cok fazla düşünce ayni anda geçiyor ve konsantre olmakta gercekten zorlaniyorum. Mesela ben film dizi vs seyredemem. Çünkü ayrintilara odakladigim icin (dekor, kiyafetler,donemin kulturel yapısı vs) anlamam ne anlattigini ve birakirim.
Fazlasiyla takıntılıyimdir.
Mukemmelliyetci ve kusur kabul edemem.
Tahammulsuzumdur.

Sanirim bu hallerden de oluyor.
O zaman sadece yetecek kadarini yapmakla baslamaliyim...
En azindan.bir muddet...
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Oruçlu ikende aynı sıkıntılar oluyor mu ?
 
S Çevrimdışı

sedabalci

Üye
İslam-TR Üyesi
Oruçlu ikende aynı sıkıntılar oluyor mu ?

Oruçluyken hiç vesvesem olmuyor sanırım. Yani hatırlamıyorum. Sadece halsiz olduğum zamanlarda namaz kilsam mi kilmasam mi ya da biraz sonra kilarim uyuşukluğu oluyor. Eskiden de abdest alınca sanki agzimda kalan su orucumu bozar saniyordum ve bi sure tukururdum ama onu da bir kac senedir yapmıyorum. Çünkü gerek yokmus.

Oruçken namaz kilarken ise hatirlayamadim. Yani sadece ramazanda oruç tuttugum icin bilemedim.
 
Tevhid38 Çevrimdışı

Tevhid38

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bunların hepsi vesvese. Ben de benzer durumlar yasadım. Aklınıza yok şöyle oldu yok böyle oldu gibi düşünceler gelirse hiç takmayın namaza odaklanın hatta bundan önce namazın ne olduğunu anlatan bir kitap okursanız iyi olur . Mehmet Göktaşın namaz göz aydınlığım kitabı güzel mesela. Namazınızı huşu ile kılmaya çalışın. Namazın fikhi boyutu manevi boyutunun önüne geçmesin. Eğer tesbihat sizi daha da kötüleştiriyorsa yapmayın. Sadece farzları kılmanız yeterli. Namazı ve diğer ibadetlerinizi ezbere kılmayın, örneğin devamlı ezan okur okumaz namaz kılmayın önce namaz hakkında kısa bir düşünün sonra namaz kılın. Diğer ibadetleriniz de böyle. Bilinçli bir şekilde yerine getirin.
Salli bârikten sadece " Allahümme Salli âlâ seyyidinâ Muhammed ve alihî " demeniz yeterli.
Euzu besmele çekmek farz değil namazınızda vesveseye neden oluyorsa onu da okumayın.
Namaz için seccadeye gitmeniz bile niyettir. Dil ile getirmek bazı mezheblere göre zorunlu değil.
Anladığım kadarıyla beyin nöronlarınızın elektriklenmesinde sıkıntı var. Bu konuya dikkat edin. Hafıza için ceviz ve üzüm çekirdeği veya tozu yenebilir.
Son olarak acabaları terk edin yoksa bu Allah muhafaza daha da kötüye götürebilir. Hangi mezhebi takip ediyorsanız elinizde ilmihali bulunsun ve soru sorabileceğiniz bir alim, alimenin ulaşım bilgileri yanınızda olsun. Telefon numarası gibi. Burda insanlar paylaşılmaması gereken bilgilerini paylaşabiliyor kar.

Besmele farz degil mi?
 
عبيد Çevrimdışı

عبيد

إذا لم تخلص فلا تتعب
Euzu besmele farz değil, hanefîlere göre besmele de sünnet.
 
Tevhid38 Çevrimdışı

Tevhid38

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeşler bende bir mezebe tabiyim fakat hangi mezep imami olursa olsun imamlardan görüş aktarirken delilini de söyleyin yazin insaAllah velevki imam hata eder biz doğrusunu bile bile israr edemeyiz hatada.
 
عبيد Çevrimdışı

عبيد

إذا لم تخلص فلا تتعب
Guzel kardesim böyle cevap olmaz burda yüzlerce müslüman bunlari okuyo delil nerde ?

Ebu hanifenin sözü mu delil?
Ki onun da kaynağını vermedin

Besmele fatihadan ayettir hatirlatirim sana nasil besmele farz olmaz?
Besmele Kuran-ı Kerim'de Neml suresinde geçen bir ayettir. Her surenin başında zikredilen besmelenin ayet olup olmadığı hususunda ise ihtilâf edilmiştir. El-Mushafu'l-imâm (ilk ve esas Kur'ân nüshası) yazıldığı zaman Berâeh (Tevbe) Sûresi dışında kalan sûrelerin başına besmele yazılmıştı. O ana nüshadan istinsah edilen bütün nüshalarda da sûre başlarına besmele yazılmıştır. Sahâbîler, Mushaftan olmayan bir şeyi Mushafa yazmazlardı. O zaman Kur'ân'da nokta ve öteki işaretler de yoktu. Daha sonra konan nokta ve diğer işaretler, Kur'ân'ın metninden ayrılsın diye, metin mürekkebinden ayrı mürekkeple yazılmıştı.

Ebû Davud'un ibn Abbâs'tan rivayetine göre: "Peygamber (s.a.v.), kendisine "Bismillahirrahmanirrahim" ininceye dek bir sûreyi diğerinden ayırmayı veya bir rivayete göre surenin bittiğini bilmezdi.(1)" Ümmü Seleme'nin de "Peygamber (s.a.v)'in, besmeleyi Fâtiha'dan bîr âyet olarak okuduğunu söylediği rivayet edilir."(2) Ebû Hüreyre'nin rivayetinde ise Peygamber (s.a.v):

"Fâtiha'yı okuduğunuz zaman 'bismillâhirrahmânirrahîm'i de okuyunuz. Çünkü Fatiha Kur'ân'ın anası, Kitabın anası, yedişerli iki (es~Seb'u'l-mesâni)dir. Bismillâhîrrahmânirrahîm de onun âyetlerinden biridir." demiştir.(3)"

İşte bu kanıtlara dayanan Şafiî, Besmele'yi Fâtiha'dan bir âyet saymıştır, Öteki surelerdeki besmeleler hakkında tereddüdlü bulunan Şafiî, kâh Besmele her sûrenin âyetidir, kâh yalnız Fâtiha'dan bir âyettir, demiştir.(4)"

Hz. Peygamber (s.a.v)'in, Fâtiha'dan önce Besmeleyi okuduğu hakkında hadisler varsa da bu hadisler, Besmelenin, Fâtiha'dan bir âyet olduğunu kanıtlamaz. Peygamber (s.a.v.), her işe Besmele ile başlamanın, İslâmın bîr şiarı olduğunu belirtmek için Fâtiha'ya başlarken de Besmele okumuştur. Kaldı ki Hz. Peygamber (s.a.v.)'in, Besmele çekmeden Fatiha okuduğu hakkında da hadisler vardır.

Hz., Ayşe (r.a)'nin:"Allah'ın Elçisi (s.a.v.) namaza tekbîr ile, okumaya da (elhamdu lillâhi rabbi'l-âlemîn) ile başlardı." dediği rivayet edilir.

Enes İbn Mâlik de şöyle demiştir:

"Peygamber (s.a.v.)'in, Ebubekir'in, Ömer'in ve Osman'ın arkasında namaz kıldım. Bunlar (elhamdu lillâhi rabbi'l-âlemîn) ile başlardı, namazın ne önünde, ne de sonunda (bismillâhirrahmânirrahîm) demezlerdi."(5) "Onlardan hiçbirinin, (bismillâhirrahmânirrahîm) dediğini duymadım.(6)" "Onlar okumaya (elhamdülillâhi rabbi'l-âlemîn) ile başlardı."(7)

Hz. Ebû Hüreyre, Peygamberimiz (s.a.v)'den şu hadisi nakletmiştir:

"Yüce Allah buyurdu ki: Namazı benimle kulum arasında ikiye ayırdım. Yarısı benim için, yarısı kulum içindir. Kulumun dilediği, kendisine verilecektir. Kul, elhamdu lillâhi rabbi'l âlemindediği zaman Allah: Kulum bana hamdetti, der. Kul, ar-Rahmâni'r-rahîm dediği zaman Allah: Kulum benim şerefimi andı, der. Kul, mâliki yevmi'd-din dediği zaman Allah: Kulum işini bana havale etli, der. Kul, iyyâke na'budu ve iyyâke nesta'îndediği zaman Allah: Bu, benimle kulum arasında (bir sır)dır. Kulumun istediği kendisine verilecektir, der.(8) Kul, ihdinâ's-sırâta'l-mustakîm... dediği zaman Allah: Kulumun dilediği verilecektir, der. "

Burada Hz. Peygamber (s.a.v.), Fâtiha'nın âyetlerini sayarken besmeleyi zikretmemiştir.

İşte İmam Mâlik, bu delillere dayanarak Neml suresinin 30 ncu ayeti dışındaki besmelenin, âyet olmadığı kanâatine varmıştır. Ona göre besmelenin sûre başlarına yazılması, Hz. Peygamber (s.a.v)'in böyle emretmesi ve her işe besmele ile başlanmasını buyurması yüzünden olabilir. Gerçi besmelenin, sûre başlarına yazılması mütevatir olarak nakledilmişse de besmelenin Kur'ân olduğuna dair tevatür yoktur.

Peygamberimizin (s.a.v), namazda besmeleyi okumadığına dair hadîsler de, okuduğuna dair hadîsler de vardır. Fakat okuduğuna dair hadîsler daha kuvvetlidir. Kendisinin ve sahâbîlerinîn, namazda besmeleyi gizli okuduğuna dair hadîsler de mevcuttur. Bu rivayetlerden, Hz. Peygamber (s.a.v)'in, namazlarında bazan besmeleyi açık, bazan gizli okuduğu anlaşılır.

Yüce Allah: "Allah'ın adı anılarak kesilen hayvanların etinden yeyin(9) buyurmuştur. Hz. Nuh, mü'minlere: "Bismillâhi mecrâhâ ve mursâhâ inne rabbî leğafûru'r-rahîm: Gitmesi de, durması da Allah'ın adiyledir, kuşkusuz Rabbim, bağışlayan, esirgeyendir" diyerek gemiye binmelerini emretmiş, Hz. Süleyman da mektubunun başına "Bismillâhirrahmânirrahîm"(10) yazmıştır. Allah, Peygamberine;: "Onların yoluna uy"(11) buyurduğuna göre yeme, içme, çıkma, girme gibi her mubah işe, "Bismillâhirrahmânirrahîm" diyerek başlamak kuvvetli sünnettir.

Hanefilere göre besmelenin Kur'ân'a yazılması, onun Kur'ân olduğunu gösterirse de her sureden bir âyet olduğunu göstermez. Besmelenin, namazda Fatiha ile beraber açıktan okunmadığına dair hadisler de onun, Fâtiha'dan bir âyet olmadığına delildir. O halde her sûre başında bulunan besmele, müstakil bir âyettir, sûreye dâhil değildir. Yalnız Neml Sûresinin ortasında geçen besmele, o sûrenin bir âyetidir.

En doğru görüşün, bu görüş olduğu anlaşılmaktadır. Zira sahâbiler devrinde Kur'ân'dan olmayan hiçbir şeyin Kur'ân metniyle yazılmadığı halde besmelenin yazılmış olması, onun Kur'ân olduğunu gösterir. Besmelenin, Fatiha ile beraber açıktan okunmadığını belirten hadisler de besmelenin, Fâtiha'nın bir parçası olmadığını gösterir. Ayrıca bu görüşü destekleyen başka deliller de vardır.

Hz. Peygamber (s.a.v.), Mülk Suresinin otuz âyet olduğunu söylemiştir. Kurrâ' ve âyet sayıcılar, "Mülk Sûresinin, besmele hariç otuz âyet olduğunda birleşmişlerdir. Yine Hz. Peygamber, Kevser Suresinin üç âyet olduğunu söylemiştir. Kevser Sûresi de besmele hariç, üç âyettir. Eğer besmele bu sûrelere dahil olsaydı, Mülk Sûresinin otuz bir, Kevser Süresinin de dört âyet olması lâzım gelirdi. Demek ki besmele, sürelere dahil değil, müstakil âyettir.

Kur'ân olduğu hakkında tevatür bulunmadığından besmeleyi Kur'ân'dan saymamak doğru olamaz. Zira her âyet için "Bu Kur'ân'dır" denmesi ve bu sözün tevâtüren nakledilmiş olması gerekmez. Bu hususta hal karinesi (durum delili) kâfidir. Peygamberimizin (s.a.v), vahiy kâtiplerini çağırıp bir şeyi Kur'ân'ın falan yerine yazmalarını emretmesi, onun Kur'ân olduğunu gösterir.

Besmele de böyle yazılmıştır. Hz. Peygamber (s.a.v.) "Onu her surenin başına yazın"demiştir.

Besmelenin âyet olup olmadığı, âyet ise sürenin bir parçası olup olmadığı hakkındaki bu görüş farkları yüzünden besmelenin namazda okunması meselesinde de görüş ayrılıkları doğmuştur:

İmam Mâlik, besmeleyi âyet kabul etmediği için farz namazlarda ne açıktan, ne de gizli olarak besmele okunmasını caiz görmemiştir. İmam Şafiî ve İmam Ahmed de besmeleyi, her sûreye dahil bir âyet gördükleri için açık okunan namazlarda açıktan, gizli okunan namazlarda gizliden besmele okunmasının farz olduğunu söylemişlerdir. Ebu Hanîfe ise besmeleyi müstakil âyet kabul ettiği için Fâtiha'dan önce gizli olarak besmele çekmenin sünnet olduğunu söylemiştir.

Kaynaklar:

1. Ebu Davud, Salat, 122
2. el- Fethurrabbani, 3/189
3. Darekutni, Salat, babu vucubi kıraati bismillah
4. el- Cami’li Ahkamil-Kur’an 1/93
5. Müslim, Salât 52; Nesâ'î, İftitâh 20.
6. Müslim, Salât 51.
7. Dârimî, Salât 34.
8. Ebu Dâvûd, Salât: 132; Tirmizî, Tefsir, ; Nesâ'î, İftitah 23; Ibn Mâce Edeb 52.
9. En'âm Suresi: 118.
10. Nem Sûresi: 30.
11. En'am Sûresi: 90

https://www.islam-tr.org/konu/namaz...diginin-hukmu-namazda-besmeleyi-unutma.26444/
 
عبيد Çevrimdışı

عبيد

إذا لم تخلص فلا تتعب
Guzel kardesim böyle cevap olmaz burda yüzlerce müslüman bunlari okuyo delil nerde ?

Ebu hanifenin sözü mu delil?
Ki onun da kaynağını vermedin

Besmele fatihadan ayettir hatirlatirim sana nasil besmele farz olmaz?
Besmeleden ayet olup olmadığı bile tartışmalıdır
 
Tevhid38 Çevrimdışı

Tevhid38

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Güzel kardeşim
Husus yukarda kopyala yapıştır yaptığın hadislerde geçtiği üzere (ki yazıyı yazan hanefi taassubcusu alleme de belirtmiş fatihadan once okunduguna dair deliller okunmadigindan daha kuvvetlidir diye ) besmele fatihadan bir ayettir görüşü hadislerle sabittir. Bu yuzden fatihadan once besmele vardir tartışilan kisim her surede orng fatihadan sonra ki okunan surede besmele varmi yokmu.

Yazisini opyaladigin alim kardes biraz saçmalamış zira saydığı deliller hadis ehli iki imamın görüşünü onaylıyor eger dikkat edersen. Ama kendisi en dogru görüş hanefilerin görüşü demis ne diyelim islam fikhi o kadar geniş ki rey ehli dilediği konuşuyor.

Sana nasihatim mezep imamlarının bile icinden çıkamadıgi bu gibi bir meselede besmele farz degil diye aceleci olmaman.

Soyle diyebilirsin hanefiler böyle diyor ama safii ve hanbeliller de boyle.
 
عبيد Çevrimdışı

عبيد

إذا لم تخلص فلا تتعب
Güzel kardeşim
Husus yukarda kopyala yapıştır yaptığın hadislerde geçtiği üzere (ki yazıyı yazan hanefi taassubcusu alleme de belirtmiş fatihadan once okunduguna dair deliller okunmadigindan daha kuvvetlidir diye ) besmele fatihadan bir ayettir görüşü hadislerle sabittir. Bu yuzden fatihadan once besmele vardir tartışilan kisim her surede orng fatihadan sonra ki okunan surede besmele varmi yokmu.

Yazisini opyaladigin alim kardes biraz saçmalamış zira saydığı deliller hadis ehli iki imamın görüşünü onaylıyor eger dikkat edersen. Ama kendisi en dogru görüş hanefilerin görüşü demis ne diyelim islam fikhi o kadar geniş ki rey ehli dilediği konuşuyor.

Sana nasihatim mezep imamlarının bile icinden çıkamadıgi bu gibi bir meselede besmele farz degil diye aceleci olmaman.

Solye diyebilirsin hanefiler böyle diyor ama safii ve hanbeliller de boyle.
Kardeş sen benim yazdıklarımı yanlış anlamışsın galiba .tekrar okursan değildir demediğimi tartışmalıdır dediğimi görürsün. Bir de yukarsa linki sana sitede bu konuyla ilgili yazdığım link vardı. Ona da bakarsan iyi olur. Tavsiyem için teşekkür ederim.
Linki aşağı ekliyorum,
https://www.islam-tr.org/konu/namaz...diginin-hukmu-namazda-besmeleyi-unutma.26444/
 
عبيد Çevrimdışı

عبيد

إذا لم تخلص فلا تتعب
Yanlış söyledim. O başka konu.
Şafiî Mezhebi:
Niyet, bir şeyi yapmaya yakın olarak kastetmektir. Niyetin yeri kalbdir.Tekbirden önce niyeti dille söylemek mendubtur. Bir kimse niyetin peşinden kalbi ile yahut dili ile "inşallah" derse bundan teberruk etmeyi yahut her şeyin Allah'ın dilemesi ile vuku bulduğunu kastederse, bunun namaza bir zararı olmaz. Eğer bununla niyeti bir şeye bağlamayı yahut şubheyi kastederse, namazı sahih olmaz. Eğer namaz farz, cenaze namazı gibi farz-ı kifaye, kaza namazı yahut iade edilen bir namaz yahut adak namazı gibi vâcib bir namaz olursa üç şeyi yapması gerekir.
Kılınan namazın farz bir namaz olduğunu kastetmek, namaz fiilini yerine getirmeyi kast etmek, sabah öğle ve benzeri farzın türünü belirlemek. Meselâ, öğle namazının farzını kılmaya niyet etmek gibi.

Niyetin, iftitah tekbirinin cuzlerinden birine yakın olması şart koşulur. Şafîî'lere göre, örfte namaz işlerine başlamadan önce namaza hazırlık yapmak ve namaz ile niyetin birbirine yakın olmasından kastettikleri mana budur. Mutemet olan görüşe göre icmalen de olsa iftitah tekbirinden önce başından sonuna kadar namazdaki söz ve fiilleri zihninde toparlaması, tekbir esnasında bunu aklından geçirmesi lâzımdır.
Eğer kılınmakta olan namaz, namaz vakitlerine bağlı sünnetlerde olduğu gibi, vakte bağlı bir nafile namaz ise yahut istiska namazı gibi bir sebebe bağlı namaz ise, iki şey vâcib olur:
Bu işi yapmayı kastetmek ve öğle namazının sünneti, bayram namazları yahut kuşluk namazı gibi bir namaz olduğunu tayin etmek. Sahih olan görüşe göre, böyle bir namazın nafile namaz olduğuna niyet etmek şart koşul*maz.
Mutlak nafile namazlarda, namaz fiiline niyet etmek yeterlidir. Mutlak nafile, tahiyyetu'l mescid, abdestin sünneti olan namazda olduğu gibi, vakit veya sebebe bağlı olmayan namazdır.
Niyetin Allah'a nisbet edilmesi vacib değildir. Çünkü ibadet Allah'tan başkası'na yapılamaz. Fakat ihlâs manasının gerçekleşmesi için, niyetin Allah'a nisbet edilmesi mustehabtır.
İhtilâftan kurtulmak için kıbleye yönelmeye ve kılınacak namazın rekâtlarının sayısına niyet etmek de mustehabtır. Bir kimse kılmakta olduğu farz bir namazın rekât sayılarında hataya düşerse meselâ, öğle namazını üç yahut beş rekât olarak niyet ederse namazı geçerli olmaz. Nitekim bunun edaya yahut kazaya niyetlenmesi mustehab olur.
En sahih görüşe göre, kaza niyeti ile eda namazı, özür var ise eda niyeti ile kaza namazı kılmak sahihtir. Bu özür, bulut yahut başka sebeblerle vakti bilmemek gibi durumlardır. Bir kimse vaktin çıktığını zannederek buna kaza olarak niyetlenip kılsa, sonradan vaktin çıkmamış olduğu ortaya çıksa yahut vaktin devam ettiğini zannederek eda niyeti ile kılsa ve sonradan vaktin çıkmış olduğu ortaya çıksa, namazı sahih olur.
Bunun gibi, özür bulunmaması hâlinde lugat manasını kastedince namazı sahih olur. Çünkü bunların her biri diğerinin yerinde kullanılmaktadır. Sen şöyle dersin: Borcumu ödedim veya eda ettim. Bu iki ifade de bir manaya gelir. Borcun kazası yahut edası, birdir. Yani ödenmesi demektir.
Fakat bir kimse bunu bir özrü olmaksızın yapar da lugat manasına niyet etmezse namazı oyuncak hâline getirdiği için sahih olmaz. Vakte değinmek şartı yoktur. Bir kimse bir namazı kaza ederken gününü belirlese fakat hataya düşse zarar vermez. Üzerinde kaza borcu bulunan kimse için falan günün öğle namazını kaza etmesi şart değildir. Belki sadece öğle namazının kazasına niyet etmek yeterlidir. Gün veya ay veya yılı, mutemet olan görüşe göre zikretmek mendub değildir.
Bütün namazlarda niyet şarttır. Bir kimse kılmakta olduğu namazın niyetinde şubheye düşse namazı batıl olur.
İmam olan kimsenin imam olmaya niyet etmesi şart değildir. Bilakis mustehabtır. Bunun sebebi, cemaat faziletini elde etmektir. Eğer imam imamlığa niyet etmezse cemaat fazileti onun için hasıl olmaz. Çünkü bir kimse için ancak niyet ettiği amelin sevabı söz konusudur.
Dört durumda imamlığa niyet etmek şart koşulur:
Cumua namazı için, yağmur sebebiyle cem-i takdim tarzında birleştirilen iki namaz için, vakit içinde cemaatle iade edilen namazlarda günahtan kurtulmak için, cemaatle kılınması adanan namazlar için.
İmama uyan kimsenin ona uymaya niyet etmesi şarttır. Öyle ki, cemaat iftitah tekbiri ile birlikte imama uymaya yahut cemaat olmaya yahut imamla birlikte cemaat olmaya yahut mihrabta bulunan kimse ile birlikte namaz kılmaya niyet etmelidir. Çünkü başkasına uymak da bir ameldir. Dolayısıyla bunun da bir niyete ihtiyacı vardır. Çünkü kişiler için niyet edilenden başka bir amel söz konusu değildir. İmama izafe etmeksizin, mutlak olarak uymaya niyet etmek yeterli değildir. Eğer bir kimse, niyetsiz olarak uyarsa yahut niyetinde şubhe ettiği hâlde uyarsa, bekleme süresi uzun ise, namazı batıl olur.
(Hâşiyetu'l-Bâcurî, 1,149 vd.; Muğni'l Muhtâc, 1,148-150,252-253; el-Muhezzeb, 1,70; el-Mecmu, III, 243-252)
Örneğin burda böyle geçiyor. Ben başka bir yerde dille niyetin de söylenmesi gerektiğini okumuştum. İmam Nevevi'nin Minhacu' t Talibin' ine baktım. Orda da farz değil diye geçiyor. Soner dumanın Şafiî fıkhı olması lazım farz diye geçen kaynak.
 
S Çevrimdışı

Salim Suheyb

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Yanlış söyledim. O başka konu.
Şafiî Mezhebi:
Niyet, bir şeyi yapmaya yakın olarak kastetmektir. Niyetin yeri kalbdir.Tekbirden önce niyeti dille söylemek mendubtur.

Örneğin burda böyle geçiyor. Ben başka bir yerde dille niyetin de söylenmesi gerektiğini okumuştum. İmam Nevevi'nin Minhacu' t Talibin' ine baktım. Orda da farz değil diye geçiyor. Soner dumanın Şafiî fıkhı olmadı lazım farz diye geçen yer.


Şafii alimleri mendup olup olmadığıyla alakalı ittifak etmemişken

Sen şafii de vacip ( olmazsa olmaz ) diyorsun sonrada delillendiremeyip soner dumanın şafii fıkhı olması lazım diyorsun.

Allah için biraz daha hassas davran.

İslam bize kafamıza göre konuşma hususunda izin vermemiş.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Ana Sayfa Alt