Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

"Nifâk - Münâfık" Gençler İçin Kavramlar Serisi "6" !

TekDinİslam Çevrimdışı

TekDinİslam

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Nifak-Münafık

Her ortamda farklı bir tavır takınan, farklı bir fikri savunan ya da farklı davranış sergileyen kimse ikiyüzlüdür. Münafığın türediği nifak kelimesi bölücü fikirler aşılayan,fitne fesad çıkaran,laf taşıyan, bukalemun gibi bulunduğu ortamın rengini alan anlamlarına gelmektedir.

İçinden gerçek anlamda iman etmemiş olup, dışından Müslümanlara iman etmiş gibi görünen, içerisinde nifak bulunduran kimse ise münafık olarak adlandırılır.

Münafık İslâm toplumu içinde -çeşitli sebeblerden dolayı ve menfaati icabı kendini müslüman göstererek Allah’a, Rasûlüne ve mü’minlere düşmanlığını gizleyen kimselerdir.

İnsanlardan, inanmadıkları hâlde, “Allah’a ve ahiret gününe inandık” diyenler de vardır.(Bakara 8)

Münafıklardaki nifak hâli îtikâdî ve amelî olarak iki grupta toplanır:

1. İtikâdî Nifak:

Kur’an-ı Kerim’de karakterize edilen, dünyada iken müslüman muamelesi görüp, âhirette inançsızlığı ortaya çıkınca kâfirlerden daha kötü muâmeleye tâbî tutulmasına sebeb olacak olan nifak hali.

“Şüphesiz ki münafıklar, cehennem ateşinin en aşağı tabakasındadırlar. Onlara hiçbir yardımcı da bulamazsın.”(Nisa 145)
Kur’an-ı Kerim insanları mü’min, kâfir, münâfık olmak üzere üç grupta toplar (Bakara 1-20) ve insanların en kötüsü ve iki yüzlü olanı şeklinde tarif edilen münafıkların şu özelliklerinden söz eder:

“Müslümanların inandıkları gibi inanın, diye örnek verilince; “biz de o beyinsizlerin inandığı gibi mi inanacağız?” diye itiraz ederler. İnananlarla yanyana gelince de; “sizinle beraberiz” derler. Fakat reisleri ve şeytanlarıyla başbaşa kalınca; “biz onları aldattık” diye alay ederler” (Bakara 13-15)

İman ile küfür arasında bocalayan münafıklar, bazan Allah’ı hatırlar gibi davranırlar. Fakat, Allah’a oyun etmeye çalışırlar ve gösterişte bulunurlar.

“Münafıklar, Allah’ı aldatmaya çalışırlar. Allah da onların bu çabalarını başlarına geçirir. Onlar, namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar ve Allah’ı pek az anarlar.”(Nisa 142)

Münafıklar bir belâya uğrayıp sıkışınca hemen fitneye düşerler :

“İnsanlardan öyleleri vardır ki, “Allah’a inandık” derler. Ama Allah uğrunda bir ezaya uğratılınca, insanlardan gördükleri baskı ve işkenceyi Allah’ın azabı gibi tutar. Andolsun, Rabbinden bir yardım gelecek olsa mutlaka, “Biz de sizinle beraberdik” derler. Allah, herkesin kalbinde olanı en iyi bilen değil midir?” (Ankebût 10)
Cihada katılmayıp cihad sonucuna göre ileri geri konuşmalarını Allah(cc) Araf suresinde bize aktarmaktadır:

“Savaşta çok şehid düşen olursa; “Allah lutfetti de iyi ki savaşta bulunmadım” diyen münafıklar, eğer ganîmet bölüşülecekse, “ah keşke ben de şu ganîmete erseydim” derler” (A’râf 72, 73)

Kur’an-ı Kerim’de özelliklerini tanıtıp haber verdiği münafıklar için Yüce Allah, peygamberini şöyle uyarmaktadır:

“ O münafıkların dış görünüşlerine aldanma. Onların liderlerini gördüğün zaman, yakışıklıdır, gövdeleri hoşuna gider. Konuşurlarsa güzel konuşurlar, dinlersin. İşte onlar sıra sıra dizili kereste gibidirler. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar” (Münafıkûn 1-4).

Münafıkların İslâm toplumu içinde bulunmalarından dolayı elde ettikleri menfaatların, âhiret hayatında da devamını isteyeceklerini, fakat bunun mümkün olmayacağını Kur’an-ı Kerim şöyle haber verir:

“Âhirette münafık erkek ve kadınlar îman etmiş olanlara; “bizi bekleyin, nûrunuzdan bir parça ışık alalım” diyecekler. O gün onlara; alayla “dönün arkanızda bir nur arayın” denilecek de, neticede îman edenlerle aralarında bir duvar olduğunu görecekler. O zaman münâfıklar, mü’minlere şöyle seslenirler: “Biz sizinle beraber değil miydik? “. “Evet”, diyecekler; fakat kendinizi siz kendiniz yaktınız, kuruntunuz sizi aldattı”(Hadid 13-15).

“Böylece münafıklar ve kâfirler Cehennemde bir araya gelmiş olacaklardır” (Nisâ 140).

Medine döneminde, Yahudilerle dostluk kuran münafıklarla mü’minlerin dost olmamaları hatırlatılmaktadır:

“Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğruya iletmez.”(Maide 51)

Ve Hz. Peygamber’e; asıl düşmanın münafıklar olduğu, onlarla savaş yapması, hattâ sert davranması vahiy yoluyla bildirilmektedir. Hz. Peygamber’in de münafıklara karşı gayet ihtiyatlı, temkinli bir siyaset uyguladığı, gayr-i müslimlere yapılan muameleye tâbi tutmadığı; bilakis onları İslâm toplumu içerisinden ayırmayıp, üzerlerinde kurduğu kuvvetti bir otorite ile tesirsiz hale getirdiği müşahede edilmektedir.

2. Amelî Nifak:

Bazı tutum ve davranışlarıyla itikadî nifaka kısmî bir benzeyiş içinde bulunmakla beraber, inançlarında açık bir nifakın söz konusu olmadığı müslüman kişilerin durumu. Hadislerde geçen münafık türü amelî (ahlâkî) yönden olan nifakı vurgulamaktadır. Meselâ:

“Münafığın alâmeti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, vadettiğinde vaadinden döner, kendisine birşey emanet edildiğinde emanete hıyanet eder” (Tirmîzî, Îman, 14)

Hadisi benzerî hadisler îtikâdî nifaka yaklaşılmaması için alınan tedbirler ve tenbihler mahiyetindeki emirlerdir. Zîra, amelî nifak çoğalınca ileride müslümanın îtikâdî nifaka yaklaşma tehlikesi doğabilir.

Bir başka hadiste;

“Kur’an okuyan münafık fesleğen çiceği gibidir. Kokusu güzel, fakat tadı acıdır.
Kur’an okumayan münafığın hali de Ebû Cehil karpuzu gibidir. Tadı acıdır, kokusu da yoktur.” (İbni Mace, Mukaddime: 16)


Münafığın Kuran okuyanı da okumayanı da, namaz kılanı da kılmayanı da, oruç tutanı da tutmayanı da … İslam nazarında bir şey ifade etmez. Bir kimsenin Müslüman, Mümin sayılabilmesi için üzerine düşen birçok farz ve yükümlülüklerle beraber nifak alametlerini üzerinde bulundurmaması gerekir.

Selam Hidayete Tabi Olanların Üzerine Olsun…
Kaynak:1.Kavramlar Ansiklopedisi
2.Sahihi Buhari, Sahihi Müslim, Ebu Davud Sünne
3.Ahmed Sezikli

Mehmed Emin Ceval
Yazılar Kendi Çalışmalarımdır, Kaynak Belirterek Alıntı Yapılabilir
 
Üst Ana Sayfa Alt