Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Okul Forması Neyi Örtüyor?

_katre_ Çevrimdışı

_katre_

الحمدلله
Site Emektarı
OKUL FORMASI NEYİ ÖRTÜYOR?

Okullar açıldığından beri “Forma mı, serbest kıyafet mi” tartışması hız kesmeden devam ediyor. Geçen gün Facebook’ta kendi düşüncelerimi yazınca ortalık birbirine girdi. Şikayetler hep aynı:

-Çocuklar her gün değişik kıyafet giymek istiyor, nasıl para yetireceğiz?

-Bazıları marka giyecek, diğerleri imrenecek, çocuklara nasıl söz geçireceğiz?

Bahaneler çok ama ben özellikle bu iki konuya değinmek istiyorum. Çocuk çevreyle tanışana kadar ebeveyninin alışkanlıklarına, hal ve hareketlerine göre şekil alıyor. Bu da çocuktaki kişiliğin temelini oluşturuyor. Yaygın bir söylemle çocuk anne ve babasının aynasıdır.

Bana göre serbest kıyafet çocuklara ve aileye verilmiş bir haktı ama, siyah önlük giyerek büyüyen nesil, bunun kıymetini bilemedi. Neden mi; çünkü kendi kendimize gereksiz sınırlar çizmeyi, belli kalıplara girmeyi, başkalarının senaryolarını oynamayı seviyoruz. Bilerek veya bilmeyerek çocuklarımızın da bu kalıplar içinde kalması yönünde uğraş veriyoruz.

Hedonist çocuklar yetiştiriyoruz. Her istediği yapılan, hevesi kursağında kalmasın diye, arzularına asla gem vurulmayan, sınır tanımayan, idareyi bilmeyen, yokluğu hissetmesin diye ailelerin dişini tırnağına taktığı, egoları yüksek, empati kuramayan, halden anlamayan çocuklar büyütüyoruz.

Bu çocuklar neden markalı ve her gün değişik kıyafet giymek istiyor? Bunun en büyük sebeplerinden biri de aileler değil mi?

  • Çocuk daha küçücükken, kıyafetinde ufacık bir leke olsa hemen değiştirip yenisini giydiriyor vesveseli pimpirikli çocuklar yetiştiriyoruz.
  • Ayakkabısından tokasına kadar giydikleri uyumlu olsun diye uğraşıyor, mükemmeliyetçi çocuklar yetiştiriyoruz.
  • Maddi durumumuz iyiyse, her istediğini alıp tatminsiz çocuklar yetiştiriyoruz.
  • Elin söylediklerini hayatımızın merkezine koyup, çocuklarımıza da “El ne der?” düşüncesini benimsetiyor, kompleksli çocuklar yetiştiriyoruz.
  • Küçük yaşta kıyamayıp, belli bir disiplin veremediğimiz, hayır diyemediğimiz çocukların bir gün geliyor kölesi oluyoruz.
  • Çocuklarımızın yanlışlarını konuşarak düzeltmek, farkettirmek yerine, her dediğini yapma kolaycılığını tercih ediyoruz.
  • İşte bu yüzden baş edemediğimiz sorunları lokâl bir çözüm olan veya çözümmüş gibi görünen formayla kapatmaya çalışıyoruz.
Kominist düzenlerden kalan kötü bir mirasdır forma. Tek tip insan oluşturma hastalığı… Aynı kafa yapısında, aynı kıyafetle, aynı hizada, mümkünse aynı boyda…

Rengarenk bir okulun nesi kötü? Neden herkes aynı renk kıyafetler giymek zorunda bırakılsın? Neden kıyafetlere takıldığımız kadar; Fikirler, kanunlar, çocuklara verilen eğitim üzerine de kafa yormuyoruz?

Serbest kıyafete karşı gösterdiğimiz mukavemet kadar, neden sınıfların hatta okulların karma oluşuna da tepki gösteremiyoruz?

Kıyafet yönetmeliğinde etek boyu mini olmayacak diye belirtilmesine rağmen pek çok kız öğrenci mini etekle okula geliyor da, “neden ben kızımı başörtülü okula gönderemiyorum?” diye sorgulamıyor, sesimizi çıkaramıyoruz?

Yırtık pırtık paçavraların üzerinde ünlü markaların ismi olunca, adı “markalı kıyafet” oluyor da, neden pazardan alınan düzgün bir kıyafet küçümseniyor, “Pazar malı” diye burun kıvrılıyor? Ve biz neden bunun bir saçmalık olduğunu çocuklarımıza anlatamıyoruz?

Markalı olan sadece kıyafetler değildir! Çanta, ayakkabı ve saatin de markası vardır. Tek tip forma isteyenler, ayakkabıyı, çantayı da tek tip istemeliler. Hatta kalemler, silgiler, ciltler bile aynı olmalı.

Çocukların kantinden aldıklarına ne demeli? Biri her gün bol miktarda para harcarken, diğeri günlük 50 krş. la okula gidiyorsa, biri hep muz, sucuklu tost getiriyor, diğeri ekmek arası reçel getiriyorsa buna da bir çözüm bulunmalı! Yiyecekler bile tek tip olmalı!

Bazı çocukların babaları okula arabayla getirirken, evi uzakta olsa okula yürüyerek gelen çocuklar onlara heveslenmez mi? Bazıları için doğum günü kutlamaları yapılıp, partiler düzenlenirken, doğum günleri kutlanmayan çocuklar onlara imrenmez mi?

Say sayabildiğin kadar! Her çocuk başka karakterde, her aile başka yapıda, her birey farklı bir fıtrattayken, tek tip kıyafet ısrarının anlamı nedir?
Mini etek giyen, formayla da aynısını yapabiliyorsa, formayla da yakasını bağrını açabiliyorsa, sevgilisiyle buluşmak için, okuldan çıkarken sivil kıyafetini giyip çıkıyorsa, bu forma neyi örtecek?

Hergün farklı bir kıyafet giyilmesi gerektiği düşüncesini çocukların kafasına kim yerleştirdi?

Çocuklarımızın kıyafet sorunu yok, eğitim sorunu var. Biliyoruz ki, alimden zalim, zalimden alim doğabilir. Her insan aldığı eğitimin tersine doğru evrilebilir. Kaderi değiştiremeyiz elbette lâkin, önemli olan bizim evlatlarımıza ne verebildiğimiz, eğitimleri, terbiyeleri için ne kadar çaba gösterdiğimiz, anne babalar olarak bize düşen görevleri ne kadar yerine getirdiğimizdir.

Maalesef çoğumuz, çocuklarımızla konuşmayı, ailede sıcak bir sohbet ortamı oluşturmayı bilmiyoruz. Çocuklarımızı bizden çok; televizyon, internet ve çevre eğitiyor. Böyle olunca da çocuklara söz geçirmek, doğrunun aslında ne olduğunu anlatmak zorlaşıyor…

Neden çocukları ilmek ilmek işlemek dururken, onları TV dizilerine, internetteki sanal bataklığa ve çevre kıskacına mahkum ediyoruz? Bataklığı kurutmak için çabalamak dururken, neden sinekleri öldürmek için uğraş veriyoruz?

Çocuklarımıza Musab Bin Umeyr’in şehrin en zengin ve yakışıklı delikanlısıyken, şehit olduğunda üzerini kapatacak kadar bir kıyafetinin bile olmadığını,

Rasulumüze, dünyalık en yüksek makamlar teklif edildiği halde, Allah için tüm bunları nasıl elinin tersiyle ittiğini anlatalım. Cennetlik sahabeleri, Çanakkale yiğitlerini, Sarıkamış şehitlerini anlatalım.

Üstünlüğün markalı, pahalı kıyafetlerde değil düzgün karakterde, takva da olduğunu… İnsanların kalitesinin, giydiği kıyafetin kalitesiyle doğru orantılı olmadığını anlatalım onlara. Her istediğinin yerine gelemeyeceğini, bazı isteklere gem vurulması gerektiğini, ihtiyaçların ve isteklerin farklı olduğunu öğretelim. Tıpkı Lokman Aleyhisselam’ın oğluna verdiği öğütler gibi ve aynı uslupta öğütler verelim onlara:

Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla:

“Yavrucuğum! Haberin olsun ki, yaptığın bir hardal tanesi ağırlığınca olsa da, bir kaya içinde veya göklerde, yahut yerin dibinde gizlense, Allah onu getirir, mizanına kor. Çünkü Allah en ince şeyleri bilir, her şeyden haberdardır.”

“Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten sakındır. Başına gelenlere sabret, çünkü bunlar, azmi gerektiren işlerdendir.”

“Hem insanlara karşı avurdunu şişirme (kibirlenme) ve yeryüzünde çalımla yürüme. Çünkü Allah övünen ve kuruntu edenlerin hiçbirini sevmez.

Yürüyüşünde tabii ol, sesini alçalt, çünkü seslerin en çirkini elbette eşeklerin sesidir. (Lokman suresi:16-17-18-19.ayetler)

Ve en önce biz bu öğütlere kulak vermeli, kıyafete, eşyaya, markaya, modaya ve daha nice illetlere kul olmamayı öğrenmeli, dünyanın geçiciliğini fark etmeliyiz.

Sonuç olarak:

Fıtrat boşluk kabul etmiyor. İnsan yaratılışı gereği aidiyet ihtiyacı hissediyor. Çocuklarımıza ait olduğu asıl merkezi tanıtamaz, doğru istikamette yol almayı öğretemezsek, hayat boyu yıpratıcı bir mücadelenin aktörleri olmaktan kurtulamayacağız…

CAHİDE SULTAN
 
Üst Ana Sayfa Alt