Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Onların Sözleri

M Çevrimdışı

Muvahhid Mücahid

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Rahmân ve Rahim Allah'ın adı ile.
1. “Elif, Lâm, Mim, Sâd.
2. (Bu) kendisiyle (kâfirleri) uyarman, müminlere de öğüt almaları için sana indirilen bir Kitaptır. Sakın ondan dolayı göğsünde bir sıkıntı olmasın.”
Tefsiri:
Allah gönderdiği kitap sayesinde kalplerdeki sıkıntıları gidermiştir. Kitap gönderilmeden önce darlık ve sıkıntı vardı. Kitabı indirince, kalplerdeki bu hâl giderildi. Darlık ve sıkıntı sadece iman etmeyenlerin kalplerinde kaldı. Allah Teala şöyle buyurmaktadır:

“Allah kimi hidayete erdirmeyi dilerse, göğsünü İslâm'a açar. Kimi de saptırmayı dilerse onun da göğsünü -gökyüzüne tırmanıyormuş gibi- daraltır, sıkışırır. Allah iman etmeyenlerin üstüne işte böyle murdarlık çökertir” (el-En'âm, 6/125).


Kur'ân'ın bir yönüne iman eden kişinin iman ettiği yön itibariyle kalbinden sıkıntı ve darlık uzaklaşır. İman etmediği diğer yönler sebebiyle kalbinde sıkıntı kalır. Kur'an'ın Allah katından peygambere indirilmiş bir kitap olduğuna iman eden ancak Allah'ın kelamı olduğunu kabul etmeyerek yarattığı bir mahlukattan biri olduğunu söyleyen kimsenin kalbinde durumuna uygun olarak darlık ve sıkıntı olur. Kur'ân'ın, diğer yarısı mânâsı olmayacak şekilde, harflerden meydana gelen yarısının ilâhi kelam olduğunu söyleyen kişi de durumuna uygun olarak sıkıntı içindedir.


Hakkı bilmek için Kur'ân'ın yeterli olmadığını, insanların akıl,
rey ve kıyasa, akli kaidelere ve mantıki araştırmalara ihtiyacı olduğunu iddia eden kimsenin kalbinde çok daha büyük bir sıkıntı vardır. Bu kimseden de daha büyük bir sıkıntı içinde olanlar ise, Kur'ân'da sarih akılla çelişen, akla aykiri hususların olduğunu iddia edenlerdir. Kur'ân âyetlerinden ilim ve kesin bilgi elde edilemeyeceğini ileri sürenin kalbinde meydana gelecek darlık ve sıkıntıyı Allah bilir. En büyük sıkıntı, Kur'ân'ın avama hitap ettiğini, avamın Kur'ân'dan gerçeklik payı olmayan bilgiler elde ettiğini iddia edenlerin kalbinde vardır. Kur'an'da yer alan en şerefli ve üstün bilgi olan isim ve sıfat tevhidinin hakikat olmayıp mecaz, istiare ve teşbihlerden ibaret olduğunu zanneden kimse çok daha büyük bir sıkıntı içindedir. Tüm bu grupların kalplerinde sıkıntı ve şüphe vardır. Onlar doğru yolda değillerdir. Onlar için şifa ve rahmet yoktur. Onlar kendileri aleyhine şahitlik yapacaklardır. Allah, melekler ve kullar da onlar aleyhine şahitlik yapacaklardır.”

Kur'an'dan dolayı kalpte meydana gelen sıkıntı, bazen, Kur'ân'ın hak olması ve Allah katından indirilmesi ile ilgili olur. Bazen Allah'ın kelamı olması veya yarattığı mahlüklardan biri olup bir başkasına kelamı ilham etmiş olması ile ilgilidir.
Bazen yeterli olup olmadığı, kulların ayrıca akıl, kıyas ve reye ihtiyaçları olması hususudur. Bazen delaleti bakımından bir takım sıkıntılar yaşanmaktadır. Hitaptaki ibarelerle gerçek anlamın mı kastedildiği te'vile ihtiyaç olup olmayacağı, hitabın hakiki anlamından çıkarılıp te'vile başvurulmasının kerih olup olmayacağı gibi meseleler birer sıkıntı sebebidir. Aslında bizzat sabit olan gerçek anlamın mi kastedildiği yoksa asıl amacın misal getirmek mi olduğu ve benzeri meseleler Kur'an'la ilgili insanların kalbinde oluşan sıkıntılardır. Her zalim ve facirin kalbinde kendisi ile iradesi arasına sıkışıp kalan âyetlerden dolayı bir sıkıntı vardır. Bu
mânâları düşün ve kendin için bunlardan dilediğini seç.**

Allah, peygamberine indirdiklerine tabi olunmasını emretmiş, bir başkasına uyulmasını yasaklamıştır. Vahye uygun olan da budur. Vahye tâbi olmayan bâtıla ve Allah'tan başka velilere tâbi olmuştur. Allah'a şükür bu husus gizli değil
açıktır.”

[İbn Kayyım-Bedaidüt Tefsir]
 
A Çevrimdışı

Ademoqlu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Vallahi! Bir gün yanıma devamlı gidip gelen ve beni seven Ürdün'lü bir genç geldi. Bu genç Mustafa Şükrü'yü önder edinmiş, onun görüşlerine hayran olmuştu. Vakıa ben bu genç kadar imanı hakkında gayretli olan ve dinine bağlı olan birini görmedim. Bu genç eczacılık fakültesinde okuyordu. Kahire'de gelip bazı günler benim yanımda orucunu açıyordu. Yine günlerden bir gün Mustafa Şükrü ile görüştükten sonra beni ziyarete geldi. Benimle konuşmaya başladı. Ben onunla tartışıyordum. Nihayet namaz vakti geldi. Baktım ki o arkamda namaz kılmaya yanaşmıyor. Dedim ki:

- "Buyur sen namaz kıldır." O bana namaz kıldırdı. Ben namaz için öne geçtiğim zamanlarda ise;
"Ben namazları cem ettim" diyordu. Ben onu açmak istiyordum. Bir gün dedim ki:
- "Benim hakkında görüşün nedir?" Dedi ki:
- "Açık mı konuşayım." Dedim ki:
- "Evet açık konuş." Dedi ki:
- "Ben senin kâfir olduğunu söylüyorum." Dedim ki:
- "Peki arkadaşım neden? Mesele ne?" Dedi ki:
- "Sen Müslüman Kardeşler'densin." Dedim ki:
- "Güzel, ben onlardanım." Dedi ki:
- "Müslüman Kardeşler'den olan herkes kâfirdir."

Kuru odunların tutuşmasında ateşin yayılması gibi gençlerin arasında süratle yayıldılar. İşte bütün bunlardan dolayı insanları tekfir etme meselesi beni çok uğraştırdı. Bu konu beni çok meşgul etmiştir.


/Abdullah Azzam
 
İ Çevrimdışı

İki Hicretyolu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Sahabelerden biri,
Hz. Ebu Bekir’in (r.a) yanına gelerek:
Çok günahkârım.
Benim için dua eder misin? diye ricada bulunur.
Hz. Ebu Bekir (r.a)
Yârabbi, der.
Bir günahkâr, bir diğerinden dua istiyor.
İkisini de affeyle..
 
İ Çevrimdışı

İki Hicretyolu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Dört kimse ALLAH'ın sâlih kullarındandır:

1-Tevbe eden kişiyi gördüğü zaman sevinen,
2-Günahkârların affı için RABBİ'ne yalvaran,
3-Din kardeşine gıyâbında duâ eden,
4-Kendinden muhtaç kişiye yardım ve hizmette bulunan.

Hz.Ebubekir(r.a)
 
Muddessir Çevrimdışı

Muddessir

الحمد الله
Frm. Yöneticisi
EN BÜYÜK MASLAHAT; TEVHİDDİR !

"Bir kimse maslahat ve mefsedet meselesine girer de tevhidi en büyük maslahat ve şirki en büyük mefsedet olarak görmezse, güzel görerek ve doğru sanarak bir takım işleri en yüce maslahatın yani, tevhidi ve gerektirdiklerini koruma maslahatının önüne geçirebilir."

Dr. Iyad Kuneybi
 
E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
İbn Mes’ud(ra.) şunları söylüyor:
? “Kardeşinizin bir günah işlediğini gördüğünüzde
‘Rabb’imiz! Onu rezil et! Allah’ım Ona lânet et!’ gibi şeyler söyleyerek
onun aleyhinde şeytana yardımcı olmayınız.!
Aksine;
?Rabb’imiz! Onu affet ve kendisini doğru yola ilet’ deyiniz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in sahabileri olarak bizler hiç bir kimse hakkında, onun ne üzerine öldüğünü bilmedikçe bir şey söylemez; ömrü hayırla sonuçlanırsa ‘Hayra kavuştu’ der; şerle sonuçlandığında da onun için korkardık.!
[Ebu Nuaym, Hilye, II/205. ]
 
A Çevrimdışı

AbdulMuhyi

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
✔️Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: Kendisi çarşıya uğradı ve şöyle seslendi:

?"Ey çarşı ahalisi! Neden burada oturup duruyorsunuz?" "Bir şeymi var?" dediler. "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'in mirası taksim ediliyor, siz hâlâ burada oturuyorsunuz" dedi, "Nerede?" dediler. "Mescidde" dedi. Hemen gittiler. Sonra dönüp şöyle dediler: "Biz bir şey göremedik; sadece kimilerini namaz kılarken, kimilerini Kur'ân okurken, kimilerini de helal ve haram meselelerini tartışırlarken gördük." Bunun üzerine: "Yazık size! Bunlar Peygamberinizin mirası değil midir?" dedi.

?Taberânî, el-Mu'cemu'l-Evsal.
 
M.S Çevrimdışı

M.S

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
الأشياء التي تمنينا في يوم أن تحدث، هاهي تحدث اليوم ولا يُعيرها القلب أي اهتمام، الحياة تجعلك تتفاجأ من نفسك أحيانًا.

- جبران خليل جبران

"Bir zamanlar olmasını istediğiniz şeyler bugün gerçekleşiyor ve bu kalbinizin hiç umrunda olmuyor. Hayat gerçekten sizi kendiniz hakkında dahi şaşırtmaya devam ediyor."

Cibran Halil Cibran
 
Ömer2 Çevrimdışı

Ömer2

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Sonunda herşeyi bırakıp gideceğimiz bir dünyada yaşıyoruz. yaptıklarımızdan başka hiç birşey götüremeyeceğimiz bir dünyada..
Yer suriye
Ailesinin tamamını Kafirlerin saldırısında kaybetmiş bir baba.

Ölüm hak ona söz yok.
LAkin onların yanlız bırakılışındaki şu görüntü her müslümanım diyenın kalbıne hançer gibi saplanmalı..!
24405
 
Huzeyfedmr Çevrimdışı

Huzeyfedmr

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ebu-l Aliye Ra :

İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki insanların kalpleri kuran'dan uzak kalacak, ne bir lezzet ne de bir tad hissedecekler.
ALLAH'ın emirlerinde eksik olduklarında, ALLAH magfiret ve rahmet eder derler.Nehy ettiğini işlediklerinde ise bizler ALLAH'a şirk koşmadıkça bize mağfiret edecek derler.
İstekleri hep sadakatsiz tamahkarlık olacaktır.

İmam Ahmed - Zühd, 1760
 
Huzeyfedmr Çevrimdışı

Huzeyfedmr

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
İmam Ahmed der ki:
Bize Kuteybe'nin ;
Ebu Hüreyre (r.a.)den rivayetine göre :
RASULULLAH SAV şöyle buyurmuştur:
Hz. Dâvûd (a.s.)da şiddetli bir kıskançlık vardı. Evinden çıktığı zaman kapılar kapatılır ve o dönünceye kadar ailesinin, yanına hiç kimse girmezdi. Bir gün çıktı, kapılar kapatıldı.
Hanımlarından biri evin içinde dolaşırken birden bire evin ortasında bir adam gördü. Evde olan birisine: Ev
kapalı, kilitli iken şu adam nereden girdi? ALLAH'a yemîn olsun ki biz, Davud'un yanında rüsvây olacağız, dedi.
Hz. Dâvûd gelip te adamı evin ortasında durur görünce, ona;
Sen kimsin? diye sordu.
O: Krallardan korkmayan ve örtülerin kendisini engelleyemediği kimseyim, dedi.
Hz. Dâvûd: ALLAH'a yemîn olsun ki, o halde sen ölüm
meleğisin. Elbette ALLAH'ın emrinden hoşnuduz, dedi.
Hz. Dâvûd olduğu yerde elbisesine büründü de ruhu
kabzolundu.
Hz. Dâvûd vefat edip güneş doğduğunda, Hz. Süleyman kuşlara; Davud'u gölgeleyin, buyurdu.
Kuşlar onu gölgelediler. O kadar ki, yeryüzü o ikisinin üzerine karardı.
Hz. Süleyman kuşlara: Kanatlarınızı birer birer kapatın, diye emretti. Ebu Hüreyre: Ey ALLAH'ın elçisi, kuşlar nasıl yapmıştı? diye sordu da, RASULULLAH SAV elini kapattı ve şöyle buyurdu:
O gün ona bir kerkes kuşu gâlib gelmişti. Ebu'l-Ferec îbn Cevzî, hadîsin metninde geçen kelimesini; kırmızı kerkenes kuşu, akbaba olarak açıklamıştır.

Büyük Kuran Tefsiri, İbn Kesir
 
Huzeyfedmr Çevrimdışı

Huzeyfedmr

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ölüler, cinler ve şeytanların kendisine zarar vermesinden veya kendisini hasta etmesinden korkmak, ihtiyaç ve sıkıntıların giderilmesi için ALLAH'tan başkasının gücünün yetmediği şeyleri, O'ndan başkasından beklemek de şirktir.Günümüzde evliyâ ve sâlihlerin kabirlerinin üzerine yapılan türbelerin çevresinde bunların çoğu yapılmaktadır.

Tevhid, Salih el-Fevzan
 
Huzeyfedmr Çevrimdışı

Huzeyfedmr

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Enes bin Mâlik Ra:
Eğer elimde imkân olsaydı, Kur'an-ı Kerim'i kısa aklıyla, kendi görüşüne göre tefsir edenin boynunu vururdum.
 
Huzeyfedmr Çevrimdışı

Huzeyfedmr

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
İbn’ul Kayyim Ra şöyle dedi:
Bütün peygamberler “İyyake na’budu ve iyyake nestein (yalnız sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz. Fatiha-5) ayetine çağırdılar.
Onların hepsi birincisinden sonuncusuna kadar, ALLAH’ı birlemeye ve sadece O’na ibadet etmeye çağırdılar.
Nuh As dedi ki:
“ALLAH’a ibadet edin, sizin ondan başka
tanrınız yoktur.” A’raf -59

Hud, Salih, Şuayb ve İbrahim peygamberler de aynı şeyi söylediler.

Önce Tevhid, Nâsır el-Umer
 
Huzeyfedmr Çevrimdışı

Huzeyfedmr

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Enes İbn Malik :
Kişi, iyi huyu ile ibadet etmeden cennetin en yüce derecesine ulaşabilir, kötü huyu ile de, ibadet ettiği halde cehennemin dibine düşebilir.

Yahya İbn Muaz er-Razi :
İyi huylar rızkı arttırır.

Vehb İbn Münebbih :
Kötü huy, kırılmış testi parçalarına benzer. Ne yapışır, ne de tekrar çamur olur.

Fadl İbn İyaz :
İyi huylu bir facirin bana arkadaşlık etmesi, kötü huylu bir abidin arkadaşlık etmesinden iyidir.

Abdullah ibn Mübarek , bir yolculuğu esnasında kötü huylu bir kişi ile arkadaş oldu. Abdullah onun kötü huyuna tahammül ediyor ve idare ediyordu. Adam ayrılınca ağladı. Neden ağlıyorsun? denildiğinde; ona acıdığımdan, dedi. Çünkü o, benden ayrıldı ama kötü huyu ondan ayrılmadı, diye ekledi.
 
Huzeyfedmr Çevrimdışı

Huzeyfedmr

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Huzeyfe b. el Yaman ;
RASULULLAH SAV :
ALLAH bid'at sahibinin orucunu, namazını, sadakasını, haccını, umresini, cihadını, sarfını (maddi yardımını), şehadetini kabul etmez. O, kılın yağdan çıktığı gibi İslam'dan çıkar. "
İbn Mace, Mukaddime 7/49
 
A Çevrimdışı

AbdulMuhyi

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Eğer sigarayı helal olarak görüyorsan

-Neden sigara içmeye başlamadan önce Bismillah ve içtikten sonra Elhamdülillah demiyorsun?

-Eğer sigarayı nimet olarak görüyorsun içtikten sonra neden onu ayağınla söndürüyorsun?

-Eğer sigarayı normal bir şey olarak görüyorsan, neden ailenin önünde içmiyorsun?

-Eğer sigara içmenin zevk verdiğini düşünüyorsan, neden çocuklarına nasıl sigara içileceğini göstermiyorsun?

Düşün ve çok geç olmadan sigara içmeyi bırak.
 
Üst Ana Sayfa Alt