Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Orucluyken Rüyalanmak Orucu Bozar mı?

KavaFiL Çevrimdışı

KavaFiL

Bir kişiyi kurtarmak için çabalayınız..
İslam-TR Üyesi
esselamu aleykum hocam.bir soru geldi bana.

oruclu iken uyuyan biri ihtilam olmuş yani rüyasında istek dışı birşey olmuş bu isteyerek olmayan bir durum olduğu için orucu bozar mı ? ve böyle durumda ne yapmalı kişi ?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Aleykum selam we rahmetullah;

Peygamber (s.a.v.)'in ashabından birisi, "Rasûlullah şöyle buyurdu' 'demiştir:
"(Kasıtlı olmadan) kusanın, ihtilâm olanın ve kan aldıranın orucu bozulmaz."
(Ebu Dâvud, Sıyam, Bab 30, Hadis no: 2376; Tirmîzî, savm, Bab 24, Hadis no: 719; Beyhâkî, es-Sunenu'l-kubrâ, IV, 264; Dârakutnî, Sunen, II, 183)

İzâhat:

Hadîsin senedinde sahâbînin ve hadîsi ondan işiten tâbiînin isimleri zikredilmemiştir. Adı anılmayan sahâbînin Ebû Saîd el-Hudrî, tabiînin de Atâ b. Yesâr olduğu Tirmizî'deki rivayetten anlaşılmaktadır.
Munzîri, bu hadîsin hem bu hem de başka senedle yapılan rivayetinin sabit olmadığını söyler.
Tirmizî de bu konudaki hadîsi, Ebû Saîd el-Hudrî'den şu manâya gelecek şekilde rivayet ettikten sonra, bunun mahfuz olmadığını söyler.
Rasûlullah (s.a.v.); "Üç şey oruçlunun orucunu bozmaz: Kusmak, kan aldırmak ve ihtilâm olmak."
Dârakutnî'nin rivayeti de Tirmizî'ninki gibidir.
Tirmizî şunları da kaydeder:
"Abdullah b. Zeyd, Abdülaziz b. Muhammed ve daha başkaları, bu hadîsi Zeyd b. Eslem'den mursel olarak rivayet etmişler. Ebû Saîd el-Hudrî'yi anmamışlardır. Abdurrahman b. Zeyd b. Eşlem hadîs rivayetinde zayıf sayılır."

Beyhâkî de Abdurrahman b. Zeyd'in kuvvetli olmadığını söyledikten sonra, doğrusunun Sufyân es-Sevrî ve başkalarının Zeyd b. Eslem'den onun bir arkadaşından, onun da ashabdan birisinden yaptığı rivayet olduğunu söyler. Bu rivayet, Ebû Davud'un rivayetidir.

Hadîste kusma, kan aldırma, ve ihtilâm olmanın orucu bozmadığı ifâde edilmektedir. Hattâbî; "Eğer bu hadîs sabit ise, kusmadan maksad, kasdi olmayan kusmadır. Fakat hadîsin isnadında bilinmeyen bir adam var. Bu hadîsi Abdurrahman b. Zeyd b. Eşlem babası kanalıyla Atâ b. Yesâr'dan o da Ebû Saîd el-Hudrî vasıtasıyla Rasûlullah'dan rivayet etmiştir. Fakat, hadîsciler Abdurrahman'ın zayıf olduğunu söylerler" der.

Bu bab başlığı, ihtilâm olmanın orucu bozmayacağına tahsis edilmiştir, thtilâm uykuda ve şahsın kendi arzusu ile vuku' bulmadığı için, orucu bozmaz. Ancak guslû gerektirir.

Ebû Saîd el Hudrî (r.anh)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

Üç şey oruçlunun orucunu bozmaz; Kan aldırmak, elde olmayarak kusmak ve ihtilam olmak.”
(Tirmîzî, savm, Bab 24, Hadis no: 719; Ebu Dâvud, Sıyam, Bab 30, Hadis no: 2376; İbn Mâce, sıyâm)


žTirmîzî: Ebû Saîd’in hadisi pek meşhur sayılmaz.

Abdullah b. Zeyd b. Eslem, Abdulaziz b. Muhammed ve pek çok kimseler bu hadisi Zeyd b. Eslem’den, mursel olarak rivâyet etmişler ve “Ebû Saîd’den” dememişlerdir. Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem’in hadis konusunda zayıf olduğu söylenmiştir.

Tirmîzî: Ebû Dâvûd es Sicezî’den işittim diyor ki: Ahmed b. Hanbel’e, Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem’i sordum. Dedi ki: Kardeşi Abdullah b. Zeyd zararsızdır.

Tirmîzî: Muhammed’den işittim Ali b. Abdullah el Medinî’nin şöyle dediğini bize aktarmıştır. “Abdullah b. Zeyd b. Eslem güvenilen bir kişidir. Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem ise zayıftır.” Muhammed: “Ben ondan bir şey rivâyet etmem” dedi.

Peygamber (s.a.v.)'in hanımları, Aişe ve Ummu Seleme (r.anhumâ)'dan; demişlerdir ki:
Rasûlullah (s.a.v.) -Abdullah el-Ezremî'nin hadîsine göre- "Ramadanda ihtilâmdan değil, cinsî temâsdan dolayı cunub olarak sabahlar, sonra oruç tutardı."
(Ebû Dâvûd, Sıyam, Bab 36, Hadis no: 2388; Buhârî, savm 25; Müslim, sıyâm 78, 80; Nesâî, tahâre 122; İbn Mâce, sıyâm 27; Muvatta, sıyâm 10, 12)

Ebû Dâvud dedi ki: "Bunu yâni "Ramadanda cunub olarak sabahlardı" sözünü söyleyen ne kadar da azdır. Hadîs aslında; "Rasûlullah (s.a.v.) oruçlu olduğu halde cunub olarak sabahlardı" şeklindedir.

Peygamber'in kendisine gusûl gerekli olduğu halde sabahlamasından maksat, fecrin doğduğu vakte, kadar guslunu geciktirmesidir. Güneşin doğmasına kadar değil, çünkü onun sabah namazını geçirmesi düşünülemez.
Haberde, Rasûlullah'ın cunub olarak sabahlamasının, ihtilâmdan dolayı değil, hanımı ile temâsdan dolayı olduğu açıkça ifâde edilmiştir.

a. İhtilâm, şeytandan dolayı olur. Peygamber'e ise, şeytan yaklaşamaz. Ancak, uykuda görülen herhangi bir rüyadan dolayı men'înin gelmesi, Peygamberler için de mümkündür. Mamafih uykuda birşey görmeden meninin gelmesine de ihtilâm denilir. Ki bu nevî ihtilâm, Peygamberler hakkında caizdir.

b. Cinsî temas kasdî bir davranışdır. İhtilâm ise, insanın elinde olan bir şey değildir. Hadîste . Peygamber'in, kendi kasdı ile cunub olduğu halde sabahlayıp, oruca devam ettiği bildiriliyor. Öyleyse kasde dayanmayarak ihtilâm olmaktan dolayı cunub olan kişi de tereddütsüz orucuna devam edebilir. Ancak şunu unutmamalıdır; Rasûlullah'ın bu teması, orucun vakti girmeden (imsakten) önce vuku' bulmuştur.

Hadîs-i şerîf hüküm yönünden; geceyi cunub olarak geçirmenin orucun sıhhatine manî olmadığını ortaya koymaktadır. Bu hüküm cunublüğün cinsî temâsdan veya ihtilâmdan olması, orucun farz veya nafile olması hallerini kapsar. Guslün fecirden önce veya sonra olması da hükmü değiştirmez. Çünkü Peygamber'in ummetine cevazı belirtmek için yaptığı bu hareket bütün bu ihtimâlleri içine almaktadır.

Ulemânın cumhurunun görüşü böyledir. Nevevî bu konuda icma' olduğunu naklederken, İbn Dakîk el-îd, bunun icmâ' veya icmâ' gibi olduğunu söyler. Tavus, Urve b. ez-Zubeyr ve İbrahim en-Nehâî, cunub olarak sabahlandığı takdirde orucun sahîh olması için, fecirden önce yıkanmayı şart koşarlar. Bunlara göre kasden guslun geciktirilmesi halinde oruç sahîh olmaz. Yine İbrahim en-Nehâî ve Hasen el-Basrî'den cunub olarak sabahlamanın nafile oruçlara zarar vermemekle beraber, farz oruçların sıhhatine manî olduğu görüşü nakledilmiştir. Zahirîlerden İbn Hazm da, cunub olarak sabahlayan kişi güneş doğmadan gusledib namazım kılarsa orucu sahîh, bunu yapmazsa sahîh değildir, der.
Salim b. Abdillah ve Atâ b. Ebî Rebah'tan da cunub olarak sabahlanması durumunda, oruca devam edileceği ancak sonra da kazasının gerektiği fikrinde oldukları rivayet edilmiştir.

Cumhura muhalif olarak serdedilen bu görüşlerin sağlam bir dayanağı mevcut değildir. Gerçi bunlar, Ebû Hurayra'dan gelen şu rivayete dayanırlar:
Rasûlullah (s.a.v.), "Her kim cunub olarak sabahlarsa, artık onun için oruç yoktur." buyurmuştur.
Hadîsin Ahmed ve Hâkim'deki rivayeti de şu şekildedir:
"Sabah namazı için ezan okunduğu anda, biriniz cunubse artık onun için oruç tutamaz."
Ancak cumhur, Ebû Hurayra'nin bu rivayetinin Aişe hadîsiyle neshedildiğini söyler.

"Oruç (ramadan) gecesi hanımlarınıza yaklaşmanız size helâl kılınmıştır." (Bakara 187) âyeti de nesh görüşünü takviye etmektedir. Çünkü bu âyet gecenin hepsinde, temasın caiz olduğunu gösteriyor. Fecrin doğumuna çok yakın olan bölüm de gecedir, dolayısıyla oruçlu için cinsî temasın caîz olduğu zamandır. Bu esnada cinsî temâsda bulunan kişi zarurî olarak, cunub olarak sabah vaktine girmiş olacaktır.

Ayrıca Muslim ve Beyhâkî de de İbn Cureyc kanalıyla gelen bir rivayette, Ebû Hurayra'nin, eski görüşten döndüğü ve o rivayeti bizzat Peygamber'den değil, Fazl b. el-Abbas'dan duyduğunu söylediği rivayet edilmiştir.
Ebû Hurayra hadîsinin mensûh olmadığı düşünülse bile, Aişe ve Ummu Seleme (r.anhumâ)'den gelen üzerinde durduğumuz hadîs daha tercîhe şayandır. Çünkü ailevî bir konuda, Rasûlullah'ın iki hanımının haberi, bir sahâbînin haberinden daha çok kabule şayandır. Onlar onun ahvâlini herkesten daha iyi bilirler. Sonra onların rivayeti, yu karıdaki âyete muvafıktır. Mâkul olanı da budur. Çünkü oruçlu gündüz ihtilâm olur. Ve orucun bozulmadığı hakkında icmâ' vardır. İki rivayetin eşit olduğu farzedilse, Ebû Hurayra (radıyallâhu anh)'ın hadîsi efdal olana işarettir diye yorum yapılır. Çünkü efdal olan, cunubun fecirden önce gusletmesidir. Âişe (radıyallâhu anhâ) ile Ummu Seleme (radıyallâhu anhâ)'nın hadîsi, guslun fecirden sonraya bırakılmasının câizliğini bildirir, diye yorum yapılır.
Aklen de cunub olarak sabahlamanın oruca manî' olmadığı ortaya çıkar çünkü gusle sebeb menînin gelmesidir. Gusletmekte boğaza su kaçmadıktan sonra orucu bozmaz. Nitekim, oruçlu iken gündüz ihtîlâm olan kişiye gusûl gerektiği halde, orucu ittifakla bozulmaz.

Ezcumle; Ramadan ayında oruçluyken uykuda ve-ya irâdesiz şekilde cunub / ihtilâm olan kimsenin orucu bozulmaz fakat ilk fırsatta gusul abdesti alır ve orucunu tamamlar.

İlgili Konu:

Cunub Olarak İmsak Vaktine Ulaşan Kimse

https://www.islam-tr.org/konu/cunup-olarak-imsak-vaktine-ulasan-kimse.20876/
 
Üst Ana Sayfa Alt