Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Oyun Ve Çocuk

N Çevrimdışı

nur_yuce

Üye
İslam-TR Üyesi
OYUN VE ÇOCUK


Ergenlik çağına erişenler için oyun boşuna geçirilen bir zaman olmasına rağmen, çocuklar için çok önemli ve yerinde bir hareket sayılmalıdır. Oyuna dalan bir çocuk, fiziksel yapısıyla birlikte düşünme ve muhakeme yeteneğini geliştirir, problemlerin çözümünde, ferdî ve içtimai görevlerde belli bir olgunluk ve pratiklik kazandırır. Ailenin ve sosyal çevrenin büyük rol oynadığı okul öncesi dönem, çocuğun ruh ve zeka gelişimi için gerçekten çok önemlidir. Bu dönemde çocuğun içinde bulunduğu oyun ortamı, onun ideal olgunluk derecesine ulaşmasına zemin hazırlar. Tecrübe ve birikimini arttırarak gelecek için olgun ve şahsiyetli bir yapı kazanmasını sağlar. Bu yüzden oyun bir zaman kaybı/israfı şeklinde değil, çocuğun gelişimi için kaçınılmaz bir esas olarak değerlendirilmelidir. Çocuklarını evde veya komşu çocuklarıyla beraber oyun oynamaktan mahrum eden ana babalar, onları, sadece gelişebilmeleri için şart olan temel ihtiyaçlarından mahrum etmiş olmaktadırlar!

Netice itibariyle oyunun faydalarını maddeler halinde şu şekilde sıralamak mümkündür.

1- Fiziksel boyut: Canlı ve hareketli bir oyun, kasların gelişimi için zarurettir.

2- Pedagojik boyut: Oyun, çocuğun birçok araç ve gereci öğrenmesine yol açar.
Oyun esnasında çocuk çeşitli şekiller, renkler, hacimler ve giysiler tanır. Diğer kaynaklardan elde edemediği birçok bilgiyi çok defa o sırada görerek öğrenir.

3- Sosyal boyut: Oyun esnasında çocuk, diğer çocuklarla nasıl sosyal ilişkiler kuracağını, yardımlaşma ve dayanışma esaslarını ve yetişkinlerle nasıl hareket edeceğini öğrenir.

4- Ahlâki boyut: Oyun esnasında çocuk, ilk aşamada doğru ve yanlış kavramlarını, adalet, doğruluk, dürüstlük, emanet ve centilmenlik gibi temel değerleri öğrenir.

5- Üretici boyut: Oyun vasıtasıyla çocuk, üretici gücünü ortaya koyabilir ve aldığı fikirleri deneyebilir.

6- Kişisel boyut: Oyun esnasında çocuk kendisiyle ilgili birçok şeyi keşfedebilir. Arkadaşlarıyla olan münasebetlerinde kendisinin güç ve yeteneğini tanır, kendisini onlarla karşılaştırır. Ayrıca problemlerini ve bunların üstesinden nasıl gelebileceğini öğrenir.

7- Tedavi boyutu: Oyun vasıtasıyla çocuk, çeşitli baskılar sonucu doğan stres ve gerilimi üzerinden atar. Bu yüzden birtakım baskı ve yaptırımların fazlasıyla uygulandığı evlerden gelen çocuklar, diğer çocuklara nispetle daha çok oynarlar. Ayrıca oyun, kin ve düşmanlığı bertaraf etmek için en güzel yoldur.

SPOR ALIŞKANLIĞI KAZANDIRMAK

Spor yarışmaları düzenlemek, çocuğun bedensel yapısının oluşturulmasında ve geliştirilmesinde oldukça etkili bir yoldur. Bu yol, çocuğun kendi fizik yapısına, oyun ve spora gereken ihtimamı göstermesine destek verir. Peygamber (s.a.v.) amcası Abbas oğullarının çocukları arasında koşu yarışı düzenlemiş ve yarışı kazanan çocuğa kucağını açmıştı.

Abdullah b. Hârîs (r.a.) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v.) Abbas'ın çocuklara Abdullah b, Ubeydullah'ı ve Kesîr'i yan yana getirir ve şöyle derdi: Kim önce koşup bana gelirse ona şu kadar ödül var!" Çocuklar da koşarak gelirler; kimi Rasûlullah'ın (s.a.v.) sırtına, kimi göğsüne çıkmaya çalışırdı. O da onları öper ve kucaklardı." (620)

Görüldüğü üzere Rasûlullah (s.a.v.), aralarında bir kıskançlık olmasın diye yarışmaya katılan çocukların hepsine sevgi ve alâka gösteriyor, onları mükâfatlandırıyordu.

İslam ümmetinin önderi olan Rasûlullah'ın (s.a.v.), çocuklarla birlikte oyun oynadığını gösteren birkaç hadis sunmak istiyoruz. Tabii Hz. Peygamber'in (s.a.v.), ana babaları ve yetişkinleri eğitmek, onların da kendisine uyarak çocuklarıyla beraber oynamalarını sağlamak için bunu yaptığını biliyoruz.

Konuyla ilgili rivayetler şunlardır:

a) Ebu Eyyûb Ensârî anlatıyor: Rasûlullah'ın (s.a.v.) yanına girmiştim. Hasan ile Hüseyin Hz. Peygamber'in (s.a.v.) önünde ya da kucağında oynuyorlardı. Ben:
- “Onları seviyor musun ya Rasûlullah?” dedim. Bunun üzerine O:
-“ Nasıl sevmem onları? Onlar benim dünya fesleğenlerimdir; onları koklarım” buyurdu. (621)

b) Ömer b. Hattab diyor ki: Hasan ile Hüseyin'i Peygamber'in (s.a.v.) iki omuzunda gördüm. Ben:
- “Altınızdaki at ne güzel!” dedim. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.):
- “Ne güzel atlıdır onlar!” buyurdu. (622)

c) Berâ b. Âzib anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v.) namaz kılarken Hasan ile Hüseyin veya onlardan birisi gelir sırtına binerdi. Peygamber (s.a.v.) başını (secdeden) kaldırdığında eliyle onu tutardı. (Namazı tamamladıktan sonra):
- “Ne güzel binittir sizin binitiniz!” buyururdu. (623)

d) Câbir (r.a.) anlatıyor: Rasûlullah'ın (s.a.v.) yanına girmiştim. Hasan ile Hüseyin sırtına binmiş elleri ve dizleri üzerinde yürüyor ve şöyle diyordu: "Ne güzel devedir sizin deveniz. Ne güzel yüklersiniz siz!" (624)

e) Hz. Aişe diyor ki: Habeşliler mescidde oynuyorlardı. Rasûlullah (s.a.v.) bana perde oldu da onların oyunlarına bakıp seyrediyordum. Böylece seyretmeye devam ettim. Nihayet bakmaktan ayrılan ben oldum. Oyun ve eğlenceye düşkün genç yaştaki bir kızın bunu ne ölçüde arzu edeceğini artık siz takdir edin! (625)
Çeşitli işler sebebiyle çoğu zaman ana baba meşguldür. Böyle bir durumda onlar, çocuğun, kardeşleriyle veya komşu, mahalle ve yakınlarının çocuklarıyla oynamasına izin verir. Ana baba, kaba sözlü ve kötü ahlâklı olmamaları için çocuğunun terbiyeli ve güzel ahlâk sahibi çocuklarla oyun oynamasını tercih eder.
Rasûlullah (s.a.v.) muhtelif yerlerde çocukların oyun oynadığını görmüş ve onları yadırgamamıştır.

Câbir (r.a.) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v.) ile beraberdik. Derken bir yemeğe davet edildik. Giderken Hüseyin'in çocuklarla birlikte yolda oynadığını gördük. Peygamber (s.a.v.) hemen insanların önüne geçti. Sonra (Hüseyin'i kucaklamak için) kollarını açtı. Çocuk ise yakalanmamak için şuraya buraya kaçmaya başladı. O esnada Rasûlullah (s.a.v.) çocukla gülüşüyordu. Nihayet onu yakaladı ve bir elini çocuğun çenesinin altına diğer elini de ensesine koydu. Çocuğa sarılarak öptü ve şöyle dedi:"Hüseyin bendendir, ben de ondanım. Kim onu severse Allah da onu sevsin. Hasan ile Hüseyin torunlardan iki torundur” (626)

Bizzat Peygamber de (s.a.v.) çocukluk yıllarında çocuklarla oyun oynamıştı. O esnada Cebrail gelmiş, O'nu tutarak göğsünü açmıştı. (*) Uhud savaşından az önce Peygamber (s.a.v.) iki çocuğun güreşine şahit olmuştu. Peygamber (s.a.v.) onlardan birini savaşa kabul etmiş diğerini kabul etmemişti. Kabul edilmeyen çocuk bu karara itiraz ederek "Yâ Rasûlullah! Onu nasıl kabul ediyorsun? Şayet ben onunla güreşecek olsam onu yıkarım!" Derken Peygamber'in (s.a.v.) önünde güreş tuttular ve dediği gibi onu yendi. Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.) ikisini birlikte savaşa kabul etti.

Kız çocuklarının oyunu ise oğlan çocuklarının oyunlarından farklıdır. İslam alimleri şu hadise dayanarak kız çocuklarının mücessem, yani üç boyutlu oyuncaklarla oynamalarını caiz görmüştür.

Hz. Aişe anlatıyor: Rasûlullah (s.a.v.) Tebuk veya Hayber gazvesinden dönmüştü. Aişe'nin sofasında bir perde vardı. Rüzgâr esince, perdenin bir tarafını oyuncak kız bebekleri görünecek şekilde açtı. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.):

- Ey Aişe! Bu nedir? dedi. Aişe:
- “Bunlar benim kızlarımdır” dedi. Peygamber (s.a.v.) onlar arasında bezden yapılmış iki kanatlı bir at gördü ve:
- “Oyuncakların ortasında gördüğüm şu nedir?” dedi. Aişe:
- “O attır” dedi. Rasûlullah (s.a.v.):
- “Onun üzerindeki nedir?” dedi. Aişe:
- “İki kanattır” dedi. Rasûlullah (s.a.v.):
- “İki kanatlı at, öyle mi?” Aişe:
- “Süleyman peygamberin kanatlı atının olduğunu işitmedin mi?” dedi.

Aişe diyor ki: "Rasûlullah (s.a.v.) öyle güldü ki, azı dişlerini bile gördüm."
Yine Hz. Aişe diyor ki: Ben Rasûlullah'ın (s.a.v.) yanında oyuncak bebeklerle oynardım. Arkadaşlarım bana gelirler fakat Rasûlullah'tan (s.a.v.) utanarak saklanırlardı. Rasûlullah (s.a.v.) onları bana gönderir, benimle beraber oynarlardı. (627)

Çocukların oyunu konusunda dikkat edilmesi gereken iki noktayı hatırlatmak istiyoruz:

Bir canlıyı hedef edinmek kesinlikle yasak bir oyundur.
Said b. Cübeyr anlatıyor: İbn Ömer Kureyş'ten birkaç gence uğramıştı. Bunlar bir kuşu (veya tavuğu) hedef dikmişler ona ok atıyorlardı. Hedefe isabet etmeyen her oku kuşun (veya tavuğun) sahibine veriyorlardı. İbn Ömer'i görünce hemen dağıldılar. Bunun üzerine İbn Ömer:

- “Bunu kim yaptı? Bunu yapana Allah lanet etsin. Rasûlullah (s.a.v.): "İçinde can olan bir şeyi hedef edinen kimseye lanet etmiştir" dedi.” (628)
İkinci nokta ise, akşamdan az önce çocuklar oyunu bitirerek eve girmelidir. O vakitte sokak ve caddelerde şeytanların dağıldığını haber veren hadisler bulunmaktadır. Emrin Rasûlullah'tan (s.a.v.) geldiğini bilmeleri için çocuklar bu hadisleri ezberlemelidir.

Cabir'den (r.a.) rivayet edildiğine göre Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Gece karanlığı bastığı zaman çocuklarınızın dışarı çıkmalarına engel olun. Çünkü şeytanlar o zaman dağılır. Gecenin bir bölümü (akşamla yatsı arası) geçtiğinde onları bırakın!" (629)

Yine Cabir'den (r.a.) rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Gecenin ilk saatleri geçinceye kadar çocuklarınızı dışarı çıkmaktan men edin çünkü o vakitte şeytanlar dağılır." (630)

(626) Hadisin kaynakları için bkz. s.
(*) Bkz. Ahmed b. Hanbel, III, 288.
(627) Buhâri, Edeb, 81; Müslim, Fedailu's-Sahabe, 81; Ibn Mâce, Nikah, 50.
(628) Buhârî, Zebâih, 25; Müslim, Sayd, 59; Ebû Dâvûd, Edâhî, 11; Nesâî, Dahâyâ, 79; Dârimî, Edâhî, 13; Ahmed b. Hanbel, I, 333.
(629) Buhâri, Eşribe, 22; Müslim, Eşribe, 97. Ayrıca bkz. Silsiletü'I-Ehâdis es-Sahîha, Hadis No: 40.
(630) Ahmed b. Hanbel ve Hâkim'in rivayet ettiği bu hadis sahihtir. Bkz. Silsiletü'lEhadis es-Sahîha, Hadis No: 905.Çocuklar İçin Sporun Faydaları
 
awesome Çevrimdışı

awesome

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
OYUN VE ÇOCUK

Hayatta, çocukluk dönemi ve çocukluk döneminde oynadığımız oyunlardan daha zevkli ne var? Birçoğumuz o dönemde oynadığımız oyunları ve oyun arkadaşlarımızı hatırlarız. Bize oyuncaklarını vermeyenleri de hiç unutmayız.

Oyunun ve oyuncağın çocuğun gelişimi üzerindeki etkisi oldukça büyüktür. Oyuncak seçiminden, oyun ortamına hatta arkadaşlarına kadar birçok etken çocuğun gelişiminde etkili olur.

Eğer dikkat ediyorsanız artık oyun kültürü neredeyse tamamen değişmiş durumda. Ne eski tahta oyuncaklar var nede eski yakan toplar. Oyun ve oyuncak geçmiş zamanlarda birlikte anılırken artık oyun denildiğinde oyuncak akla gelmez oldu. Oyuncağın yerini şiddet içeren bilgisayar oyunları almış durumda. Bilgisayarda oyun oynamak çocuklarımız için her ne kadar eğlenceli geçse de onların yaratıcılığını engellediği bir gerçek. Çünkü oyun aynı zamanda çocuğun kendini ifade ediş biçimidir. Annesinin ve babasının yani büyüklerinin koyduğu kuralların geçerli olmadığı, tamamen kendisinin koyduğu kurallarla sergilediği davranışlardır. Oyun çocuğun çevresini tanımasına olanak verir. Çünkü oyun sırasında hem oyuncaklarla hem de çevresiyle etkileşim içerisinde olur. Bebekler bile ilk 6-7 ayda ayakları üstünde zıplamaya başlar. Ama bunu siz onunla ilgilendiğinizde yapar. Çünkü bu hareketler bizim tarafımızdan oyun olarak algılanmasına rağmen aslında onların kendini ifade ediş biçimidir. Bu bakımdan oyun çocuğun hem bilişsel hem de psikomotor olarak kendini geliştirmesine fırsat yaratır.

Erkek çocuklarının kendilerini tabancayla, kız çocuklarının ise bebekle özdeşleştiriyor olmasının sebebi de çevredir. Silah çocuklar için bir güç olarak algılanmakta ve çocuğun düşünce yapısını kazan ya da kaybet şeklinde etkilemektedir. Çocuk ileriki yaşamında da sahip olması gereken gücü sürekli dışarıda aramaktadır. Bu nedenle erkek çocuklarının tabancayla oynamasında bilişsel yapılandırma oldukça önemlidir. Aksi takdirde oyun diye önemsemediğimiz bu etkinlik çocuğun ileriki yaşamında kalıcı izler bırakabilir. Kız çocukları içinde durum bundan farklı değildir. Küçük bir kız çocuğu bile annesini model aldığı için sahip olduğu oyuncağı büyütmeye, onu beslemeye çalışır. Bu kendisini oyuncak bebeğin annesi yerine koyduğu içindir. Bu özdeşleşme ileriki yaşlarda da kendisini gösterir. Çocuk bakımında her kadın kendini durumdan daha fazla sorumlu hisseder.

Oyun çocuğun gelişimini desteklediği gibi aynı zamanda da çocuğun gelişimine uygun olarak ilerler. Çocuğun zekâ durumu, bilişsel ve psikomotor gelişim düzeyi, hayal gücü ve yaratıcılığı seçeceği oyuncakları ve ne oynayacağını etkiler. Oyuncak seçiminde çocuğun tercihlerine saygı duymak önemlidir. Ama bu saygı duyma çocuğun her şeyi alıp oynayabileceği anlamına gelmez. Anne babaların çocuklarına karşı koruyucu bir tutum içinde olmalarını haksız bulmak anlamsız olur. Elbette ki seçtiği oyuncalar önemli. Ama oyuncağını mutlaka çocuk kendisi seçmelidir. Bu sizin ona hiç oyuncak almayacağınız anlamına da gelmiyor tabiki.

Çocuğu oyun oynarken gözlemek, ona bazı zamanlar geri dönütler vermek, bazen oyununa katılmak ona yararlı olacaktır. Çünkü oyun çocuğu yansıtır. Çocuğun resim çizerken kullandığı renklerden kağıda kadar bir çok faktör çocuk hakkında bize bilgi verir. Siyaha aşırı duyarlı çocuklarda ruhsal bir takım sıkıntılar olabilir. Bazı araştırmalar çocuğun seçtiği renklerin onların ruhsal dünyasını yansıttığını göstermiştir. Resim çizerken çocuğun büyük bir kâğıdın ortasına küçücük bir resim yapması kendine olan güvenin zayıf olduğunun işaretidir. Çocuk kendisine ait alanın, yaşamın tamamını kullanmak konusunda yeteri kadar cesur değildir.

Oyuncak kadar çocukların oynadığı oyun etkinliği de önemlidir. Oyun çevresi, oynadığı arkadaşlar çocuğun gelişimini etkiler. Bu nedenle genellikle çocukların yuvalarda bu tarz etkinliklere katılmasında fayda vardır. Çünkü anaokulu ve yuvalarda oyun hem çocuğa bir şeyler öğretir hem de çocuk oyun sayesinde çevresindeki nesnelerle ve arkadaşlarıyla etkileşime girer. Oysa evler hangimiz çocuğun serbest bir şekilde oynamasına izin veririz. “Yok, vazo kırılacak, aman dikkat duvarı çiziyor, yerlere hamurları atma” tüm bunlar anne ve babaların çocuk oynarken en sık kullandığı cümleler. Böyle bir oyun hiçbir çocuk için cazip gelmez. O nedenle evde imkânınız ölçüsünde çocuğunuza bir oyun alanı yaratmaya özen gösteriniz.

Unutmayın; çocuğunuz sizin için anlamsız gelen etkinlikleri ileride onun kişiliğinin oluşmasında çok büyük etki yaratacaktır. Çünkü oyunda bizzat çocukların içinde olduğu bir eğitim-öğretim aracıdır.

Çocuğun Gelişimine Göre Oyun ve Oyuncaklar

Yaşama merhaba diyen bir bebek için hayatın ilk yıllarında ilk oyuncağı yine kendi bedenidir. Çünkü bedeninden değerli bir şey yoktur. Bebek elini, kolunu sallayarak, ayağını ağzına götürmeye çalışarak ve parmaklarını emerek kendi kendine eğlenir. Ayrıca yine bu dönemde bebekler çevresindeki seslere, renklere ve şekillere karşı da çok hassastır. Bu nedenle bu aylarda bebeklerin oyuncaklarını görsel ve işitsel duyulara hitap eden oyuncaklar oluşturmalıdır. Bebeğin yatağının üzerine asılabilen, dönen, hareket eden, yavana ışık yansıtabilen tarzda oyuncaklar onun kendisiyle olan be eğlencesini artıracağı gibi aynı zamanda çevreyi keşfetmeye olan merakını giderir.

İlk 6 aydan itibaren bebek artık oturmaya yani vücudunu dik tutmaya başlar. Etkileşim içerisinde olduğu çevre böylece genişler. Çevresiyle bu etkileşimi sırasında eline her geçirdiğini ağzına götürmeye çalışır. Çünkü bu dönemde bebekler nesneleri bu şekilde keşfetmeye çalışır. Bu nedenle çocuğun vücudunu dik tutmayı öğrendiği bu dönemde elleriyle tutabileceği, ağzına götürdüğünde damağını ya da dudaklarını parçalamayacak, yumuşak plastikten yapılmış oyuncaklar veya yutamayacağı şekilde biraz büyük olan bez bebekler tercih edilebilir.

Yine bu dönemde bebek yavaş yavaş diş çıkarmaya başlar. Bu nedenle sağlığını etkilemeyecek, eczanelerden alınmış diş kayışları da verilebilir. Bebekler için her dönem ilgi çekici olan renkli çıngıraklar bu döneminde en popüler oyuncaklardır. Bebekler bu dönemde çıngırakları kendi ayaklarına vurarak ses çıkartabilir ve bu şekilde eğlenebilirler.

9 ayla birlikte emeklemeye ve küçük adımlar atarak yürümeye başlayan bebekler için bu dönemin en uygun oyuncakları düştüğünde kırılmayan ama bunun yanında ses çıkaran türde olanlardır. Yürümeye başladığı ilk aylarda bebek yerinde duramaz ve sürekli hareket etmek ister. Böylelikle kendi yaşam alanını genişletmeye çalışır. Tekerlekli oyuncaklar ile atıldığında zıplayan ya da geri gelen plastik top tarzı oyuncaklarda bu dönemde bebek için oldukça eğlenceli ve yararlıdır.

15 ayla birlikte artık bebekler mekânlarını değiştirebilecek şekilde yürümeyi öğrenirler. Bir odadan diğerine geçebilir ve odalar arasında itebilecekleri ya da kaldırabilecekler boyutlarda oyuncak taşıyabilirler. Bu dönemin en eğlenceli oyuncakları tekerlekli olan oyuncaklarla üzerlerine düştüğünde acıtmayacak ya da kırılmayacak tarzdaki peluş oyuncaklardır.

2 yaşına basan çocuklar için oyun artık çevreyi yansıtma yani taklit etme olarak kullanılır. Oyun sırasında çocuklar anne ya da babalarını taklit eder onlar gibi olurlar. Model almayla birlikte şekillenen oyunlar bu dönemde dramatize etme şeklinde ortaya çıkar. Bu nedenle bu dönemde seçilecek oyuncakların çocuğun bu dramasında kullanabileceği türden olmalıdır. Çeşitli boyda bebekler, mutfak eşyaları, tamir malzemeleri, hayvan setleri ve ulaşım malzemeleri bu dönemin en eğlenceli oyuncaklarıdır.

3 yaşından itibaren çocuğun hareketleri artık daha psikomotordur. Daha hareketli olurlar. Onları izlediğimiz zaman sanki hiç yorulmayacaklarmış gibi gelir. Bu dönemde enerjilerini etkin olarak kullanabilecekleri oyuncakların seçimine dikkat edilmelidir. Üç tekerlekli bisikletler, oyun evleri, park oyuncakları, sallanan hayvanlar ve salıncaklar bu dönemin en eğlenceli oyuncakları arasındadır.

5 yaşlarında çocuklar için artık oyun alanı hem ev hem de evin dışıdır. Bu yaşta çocuklar park oyuncaklarına yoğun ilgi gösterirler. Ayrıca renkli kağıtları kesmekten, bunları birbirlerine yapıştırmaktan çok zevk alırlar. Maket yapma ve bu maketleri boyama etkinlikleri onlara eğlenceli gelir. Bu oyunlar aynı zamanda çocuğun olaylara bakış açısı geliştirme, kendini ifade edebilme ve sorunları çözebilme becerisini destekler.
Anaokulu çağı olarak da bilinen 6 yaşıyla birlikte çocuklar artık daha sosyal oyunlara yönelirler. Evcilik oynama, doktorculuk oynama, öğretmencilik ya da poliscilik oynama bu dönemin oyun etkinliklerindendir. Bu dönemde oyuncaklar da yine bu tür etkinliklere uygun olacak şekilde seçilmelidir.

Yine bu dönemde çocukların arkadaşlarıyla top oynamak, ip atlamak, yüksek yerlere tırmanmak gibi bedensel hareketlerden yani açık hava oyunlarından çok fazla hoşlanmaları normaldir. Bu nedenle ip, top, kızak ve kayak gibi oyun malzemeleri tercih edilebilir.

Okul çağıyla birlikte oyun etkinliklerinin yavaş yavaş çocuğun ilgi ve yeteneklerine uygun olarak belirlenmesi gerekir. Dama ve satranç gibi oyunlar ile yeteneği doğrultusunda futbol, basketbol gibi oyunlar bu dönemin en çok oynanan oyunlarıdır.


Çocuk Eğitiminde Kumbara (Psk.Dan.Alaaddin DEBGİCİ) Kitabından Alıntıdır.
 
Üst Ana Sayfa Alt