Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Peygamberlerin tevbe ve istiğfar etmeleri

I Çevrimdışı

islami bilgiler

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
بســـم الله الرحمن الرحيم


Peygamber lerin tevbe ve istiğfar etmeleri


Şanı yüce olan Allah, Kur'ân'da peygamber lerden söz ettiğinde daima "tevbe" ve "istiğfar" kavramlarını da birlikte zikretmek tedir. Hz. Âdem ve eşinin şu duasında olduğu gibi:

"Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik; eğer bizi mağfiret etmez ve bize merhamet etmezsen elbette biz zarara uğrayanlardan oluruz." (A'raf, 7/23)

Nuh'un duası;

"Rabbim! Hakkında bilgim olmayan bir şeyi senden dilemekte n yine Sana sığınırım; eğer beni mağfiret etmez ve bana merhamet etmezsen ziyana uğrayanlardan olurum." (Hûd, 11/47)

Hz. Halil (İbrahim)'in duası:

"Rabbimiz! Beni anamı babamı ve bütün mü'minleri hesab gününde mağfiret eyle." (İbrahim, 14/41)

"Din günü benim bütün hatalarımın bağışlanmasını isterim." (Şuârâ, 26/87)

Mûsâ (a.s.)'nın duası:

"Sen bizim velimizsi n; bizi mağfiret eyle ve bize merhamet eyle; çünkü sen mağfiret edenlerin en hayırlısısın."

"Bize bu dünyada da iyilik yaz, âhirette de; biz sana yöneldik." (Â'r af, 7/155-156)

"Rabbim! Ben kendime zulmettim; beni mağfiret et" (Kasâs, 26/16)

"Ayılınca: "Sen yücesin, Sana tevbe ettim; ben inananların ilkiyim." dedi. (Â'raf, 7/143)

Cenâb-ı Hak Hz. Dâvud'dan da şöyle söz etmektedi r:

"Rabb'inden mağfiret diledi, eğilerek secdeye kapandı ve tevbe edip bize döndü."

"Biz de ondan bunu affettik; yanımızda onun bir yakınlığı ve güzel bir geleceği vardır." (Sâd, 38/24-25)

Süleyman (a.s.) hakkında da şöyle buyuruyor . Cenâb-ı Hak:

"Rabbim, beni mağfiret et, bana benden sonra hiç kimseye nasib olmayan bir mülk (hükümdarlık) ver. Çünkü yalnız çokça lütfeden Sensin Sen." (Sâd, 38/35)

Ama Yusuf-u Sıddık'a gelince;

Cenâb-ı Hak onun hakkında herhangi bir günahtan söz etmemiştir. Bu nedenle ondan, o günaha uygun düşecek bir istiğfar şekli de zikretmem iştir. Sadece şöyle buyurmakl a yetinmiştir:

"Böylece biz kötülüğü ve fuhşu ondan çevirmek istedik; çünkü o, ihlâsa erdirilmiş temiz kullarımızdandır." (Yusuf, 12/24)

Cenâb-ı Hak bu âyette kötülüğü ve fuhşu ondan çevirdiğini bildirmek tedir. Bu ifade Hz. Yusuf tan ne kötülüğün ne de fuhşun sâdır olduğuna işaret etmektedi r.

Şu âyete gelince:

"Andolsun kadın onu arzu etmişti; eğer Rabb'inin doğru delilini görmeseydi o da onu arzu etmişti." (Yusuf, 12/24)

Burada kullanılan "hemm" kelimesi bünyesinde iki tür bulundura n cins isimlerde n birisidir .

Nitekim kavramla ilgili olarak şöyle diyor İmam Ahmed:

"Hemm iki türlüdür:

1 - Hatıraların arzusu;

2 - Sırların arzusu."

Kavram bir hadiste şu kelimeler le dile getirilmiştir:

"Kul bir kötülüğü yapmayı arzuladığında bunu uygulamay a geçirmedikçe, bundan ona bir günah yazılmaz; ancak bu arzuyu Allah için terkettiği zaman onun amel defterine bir iyilik yazar; ancak bu niyetlend iği kötülüğü yaparsa yalnızca bir kötülük yazar amel defterine ."

(Buhârî, K. Rekâik, c. VII, s. 187; Müslim, K. İmân, c. 1, s. 118; H. No 131; İbn Abbas'tan Beyhâkî, Şu'ab'ul-İman, H. No 328)

Burada dikkat edilmesi gereken bir nüans vardır:

Şayet söz konusu edilen kul bu arzusunu Allah adına değil başka bir amaçla terkeders e onun amel defterine bir iyilik yazılmaz; ancak bir kötülük de yazılmaz.

Hz. Yusuf -salat ve selâm üzerine-, âyette sözü edilen kadına karşı içinde duyduğu arzuyu, Allah için terketmiştir. Bu nedenle Cenâb-ı Hak da onun bu ihlâsı için, kötülüğü ve fuhşu ondan çevirmiştir. Bu ancak, günahı gerektire n öğe bulunduğu zaman olur ki burada günahı gerekli kılan öğe "arzu duyma" duygusudu r. Onun karşıtı ise kalbin Allah adına günahtan yüz çevirmesini gerekli kılan "ihlâs" tır.

Hz. Yusuf (a.s.)'tan, karşılığında sevap verilen iyilikten başka bir şey sadır olmamıştır.

Cenâb-ı Hak şöyle buyuruyor:

"Muttaki olanlar, kendileri ne şeytandan gelen bir vesvese dokunduğu zaman (Allah'ın sevap ve cezasını) hatırlarlar, hemen gerçeği görürler." (A'raf, 7/201)

Nakledili r ki:

Hz. Yusuf şalvarını giyip, kadınların da içinde bulunduğu bir mecliste otururken Hz. Yakub'un suretini ellerinin üzerinde görmüş. Bu ve buna benzer bilgilerd en hiçbirisi Allah ve Resûlü'nce verilen bilgiler değildir. Böyle olmadığına göre demek ki bu tür saçma sapan bilgiler, Peygamber leri yalanlama ve onları kınama hususunda insanların en azılısı olan yahudiler den alınmıştır.

Bu konularda yahudiler den aldıkları bilgileri aktarmayı adet haline getirmiş müslümanlar nedense bizim peygamber imizden tek bir harf bile nakletmem işlerdir.
 
Üst Ana Sayfa Alt