Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Makale RF Jenerator ve Teknoloji Savaşları

طالب بن عايد Çevrimdışı

طالب بن عايد

انا لله وانا اليه راجعون
Süper Moderatör
Bu defa Akıncı’dan kalkmayacaklar!

Latin Amerika’nın çok zengin yeraltı kaynaklarına sahip ülkesi Bolivya›da geçen yıl sosyalist Devlet Başkanı Evo Morales’i deviren ABD destekli askeri darbe ile Tesla, Space X gibi teknoloji şirketlerinin CEO’su Elon Musk arasında bağlantı olduğu iddiası bir kez daha gündeme geldi. Ve Elon Musk ağzındaki baklayı çıkardı: “İstediğimiz zaman, istediğimiz ülkeye darbe yaparız.” Bu defa Akıncı’dan kalkacak uçaklara ihtiyaçları olmayacak. Kışladan çıkacak tanklara da. İncirlik’ten tanker uçağına da gerek kalmayacak. Stratfor’un, Erdoğan’ın uçağının vurulması için internet üzerinden adres göstermesine de gerek kalmayacak.
Biz, Uzay Ajansının, alçak irtifa uydularına, yani uzayın işgaline itiraz etmedik, onayladık.
Biz, aynı zamanda Siber ordunun Humanoid askerlerinin her yerde serbestçe dolaşması için 5G’yi de onayladık.
Biz, DSÖ’nün Global Sağlık Pass’ı projesini de destekliyoruz. Chip’e de hazırız. DSÖ’yü bu süreci yönetmesi için ülkemize davet ettik. Lanzorate’yi, İstanbul Sözleşmesini imzalar gibi imzaladık. Yani okumadan, düşünmeden, araştırmadan.. Bu sözleşmelerin aile ocaklarında tutuşturduğu ateş, öyle Ayasofya ile sönmeyecek kadar büyük. Şimdi daha beterini söyleyeyim, bu yüzyılın projesi kapsamındaki Humanoid projesi, aşı, 5G, Chip, Neurolink, Starlink, Lanzorate’den, İstanbul Sözleşmesinden daha vahşi.
Daha önce RF silahından söz ettiğimde, malum media dalga geçmişti. Bir mizah dergisi kapak yapmıştı. Bunları yönetenler biliyor, ama yapanlar bilmiyorlar, bilmediklerini de bilmiyorlar. Laser silahları da kullanılacak yeni bir savaşta.
Elon Musk diklenir böyle tabii. 40.000 alçak irtifa uydusunu yerleştirdi uzaya.. İstanbul’dan da geçtiler, Urfa’dan da ve biz sadece baktık.

Bu alçak irtifa uyduları, mesela yer’in toprak yapısına göre 40-50 m derinliğine kadar scan edebiliyor. Yeni MİT binanız hayırlı olsun.
Ben Kenevirden sadece sağlık için söz etmiyorum. Bizimkiler hâlâ bu konuyu anlamış değiller.
Bakın bu uydulardan çekirge sürülerini ve ormanlık alandaki vahşi hayatı yönlendirebilirler.
Dahası var, askeri maksatla kullanacak olurlarsa, uzaydan bütün noktalar fiilen izlenebilecek ve dinlenebilecek. RF Jeneratörü ile yerdeki ve havadaki sabit, hareketli elektronik sistemler ve metal yapıları kilitleyebilecekler ve vurabilecekler. Hem de ışık hızıyla. Bunu ne Patriot’la durdurabilirsiniz ne de S500 ile.. Laser silahlarla, istedikleri ekinleri, ormanları yakabilirler. Hedeflere saldırabilirler. 5G ile siber orduların hareket alanlarına siber otoyollar yapıyoruz adeta.
Bu siber lobi, arsız ve cür’etkar, kimseyi dinlemiyorlar. Her zaman olduğu gibi ıslah edici roldeler.. Bala kattıkları zehiri gizliyorlar. Balı anlatıyorlar sürekli.
Adamlar beynimize chip takıp düşüncemizi okumaya çalışıyorlar, resmi makamlardan tık yok. Ya hu, bu olursa, hepimiz biyonik bir robot olacağız. Tek tuşla resedleyebilecekler bizi. Bu sistemle Androjen-Ostrojen dengesini bozarak insanların cinsiyeti ile oynayabilecekler. Digital uyuşturucu ile mutluluk, adrenalin ve ağrı kesici hormon salgısını kontrol ederek insanları sarhoş edebilecekler.
Artık maddenin yapısı çözüldü. GENOM projesi ile hücrenin içine girildi ve yapıya müdahale edilebiliyor artık. Portakal ağacında karanfil kokulu sarımsak üretmek hayal değil. CERN atom altı parçacık ile frekans üzerinde önemli bilgilere ulaştılar. Şimdi paralel zaman ve zamanın bükülmesi üzerinde çalışıyorlar. Onun için batıda birtakım sivil tüketiciye nihai ürünler dışında çok önemli buluşlardan söz etmiyorlar. Çünkü 2025’e varmadan birçok şey değişmiş olacak. Dikkat ederseniz biz konvansiyonel sistemleri digitalleştirmeye çalışıyoruz.
Sahi bizim ilahiyatçılarımız, felsefecilerimiz, bilişimcilerimiz, gen mühendislerimiz, uzay ve nükleer uzmanlarımızın fütüristik bir bakış açısı ile bize söyleyecekleri hiçbir şey yok mu?
Ezberledik artık, maske takacağız, elimizi yıkayacacağız, kolonya kullanacağınız, sosyal mesafeye dikkat edeceğiz, evden çıkmayacağız. Bu kadar mı? Harikasınız! Yarı yıl toplam sağlık istatistikleri ne zaman yayınlanacak?.
Evet bu defa Akıncı’dan kalkmayacaklar.

Evet her şeyi Ankara’dan beklemeyelim, Ankara da her şeyi kendi yapmak iddiasından vazgeçmeli.
Sivil/siyasal dengesi yeniden kurulmalı. Yargı ve akademi siyasetin gölgesinden kurtulmalı. Sermaye/siyaset ilişkisi ahlaki bir zemine oturtulmalı. Bürokrasi/ehliyet dengesi yeniden sağlanmalı. Selâm ve dua ile.

Abdurrahman Dilipak

yeniakit
 
Ömer2 Çevrimdışı

Ömer2

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Cok buyuk iddaalar bunlar.
Amac kaos lakin unutulan birşey var hıcbır yazılım mukemmel degildirve hacklenebılır
 
Son düzenleme:
Bin Yusuf Çevrimdışı

Bin Yusuf

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Açıkçası çok saçma iddialar. Yani iddia bile değil; çocukça, hayali ve boş söz yığınlarından başka bir şey değiller.
"Selam ve dua ile" cümlesiyle sözüne nokta koyanlardan hayır gelmeyeceğini düşündüğümden onlardan uzak duruyorum. Biri bu cümleyi kullanıyorsa ve her şeyin altına yazıyorsa biliniz ki dindar görüntüsü ile bu devirde haksız zenginleşmiş üç kağıtçı biridir.
 
Ömer2 Çevrimdışı

Ömer2

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Açıkçası çok saçma iddialar. Yani iddia bile değil; çocukça, hayali ve boş söz yığınlarından başka bir şey değiller.
"Selam ve dua ile" cümlesiyle sözüne nokta koyanlardan hayır gelmeyeceğini düşündüğümden onlardan uzak duruyorum. Biri bu cümleyi kullanıyorsa ve her şeyin altına yazıyorsa biliniz ki dindar görüntüsü ile bu devirde haksız zenginleşmiş üç kağıtçı biridir.

Aslında olmaz degıl yapılabılabır cunku kullandıgımız araclardan cep telefonlarına kadar manyetık cıplerle yasıyoruz buna kalp pili tasıyanlarda dahıl yuklu mıktarda manyetık alana maruz kalınırsa kullanılan cıhazlar etkısız hale gelebılır ama ama dıyorum cunku hersey programlanabılır ag mekanızması ıle hareket etmekte ve bu mekanızmaya dısarıdan mudahele herdaim mumkundur

Velhasıl bu tarz senoryolar hep var etkısı ne kadar buyuk gorunsede acıkları bır o kadarda fazladır.

Bırseyler uretmek yerıne onları bozacak kısıler yetıstırmek gereklı bunun ıcın zaten turkıyenın en akıllı hamlesı ılk okuldan robotık kodlamayı ogretmeye baslamasıdır. Yapacak ımkan olmayabılır ama bozacak ımkan herdaım vardır.
 
طالب بن عايد Çevrimdışı

طالب بن عايد

انا لله وانا اليه راجعون
Süper Moderatör
Kardeşler yanlış anlaşılmasın, bu veya filanca şahısları tasdiklediğimden, takib ettiğimden değil, konuya denk geldim ve komplo teorisi bile olsa gündemde neler olduğunu paylaşayım dedim.
Yoksa özellikle yatıp kalkıp şizofreni hastası gibi komplo teorileri araştırmıyorum :)
Elbette gerçeklik payı da vardır, abartı payı da vardır..
 
E Çevrimdışı

Ebu Müsenna

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bu tarz makalelerden hoşlanmıyorum. Çünkü; Bu tarz yazılarla algı operasyonu yapıldığına inanıyorum, nitekim burada bizleri bakın kâfirler şöyle şöyle yapıyor diyerek uyardığını ya zan ediyorlar ya da kasıtlı bir şekilde kâfirleri haşa herşeyi kuşattıklarını söyleyerek korkutuyorlar. Haşa kardeşim bunlar ilâh değil herşeyi kuşatamazlar. Yok uydudan herşeyi görüyor dinliyorlar, çip takacaklar robot olacaz falan hikaye anlatmasınlar. Bunlar ilâh değil, Allah insanların düşüncelerini yönetmiyor o alanda serbest bırakıyorken bu keferelere de müsaade etmez,insanların düşüncelerini yönetemezler, herşeyi görüp duyamazlar. Ancak her dönemde olduğu gibi ilizyon yapabilirler, geçmişte farklıydı bugün ki teknoloji ile daha farklı ilizyon yapıyorlar bu dilipak gibi toplum mühendisleri sayesinde. O yüzden kardeşlerim onların planı varsa Allah ın da planı var ve Allah plan kuranların en hayırlısıdır, bizler Allah'ın yanında olalım, Rasulullah sav ve ashabının metoduna uyalım Allah da bizim yanımızda olur, onların hilelerini dilerse karınca ordusuyla yok eder sıkıntı yok.
 
Ömer2 Çevrimdışı

Ömer2

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bu tarz makalelerden hoşlanmıyorum. Çünkü; Bu tarz yazılarla algı operasyonu yapıldığına inanıyorum, nitekim burada bizleri bakın kâfirler şöyle şöyle yapıyor diyerek uyardığını ya zan ediyorlar ya da kasıtlı bir şekilde kâfirleri haşa herşeyi kuşattıklarını söyleyerek korkutuyorlar. Haşa kardeşim bunlar ilâh değil herşeyi kuşatamazlar. Yok uydudan herşeyi görüyor dinliyorlar, çip takacaklar robot olacaz falan hikaye anlatmasınlar. Bunlar ilâh değil, Allah insanların düşüncelerini yönetmiyor o alanda serbest bırakıyorken bu keferelere de müsaade etmez,insanların düşüncelerini yönetemezler, herşeyi görüp duyamazlar. Ancak her dönemde olduğu gibi ilizyon yapabilirler, geçmişte farklıydı bugün ki teknoloji ile daha farklı ilizyon yapıyorlar bu dilipak gibi toplum mühendisleri sayesinde. O yüzden kardeşlerim onların planı varsa Allah ın da planı var ve Allah plan kuranların en hayırlısıdır, bizler Allah'ın yanında olalım, Rasulullah sav ve ashabının metoduna uyalım Allah da bizim yanımızda olur, onların hilelerini dilerse karınca ordusuyla yok eder sıkıntı yok.

Amacları o zaten ahi nabız yoklayıp pskolojık olarak somurmek

Dedıgın gıbı HERSEY ALLAH ın elinde o dilerse hersey olur dilemezse olmaz.
 
Ömer2 Çevrimdışı

Ömer2

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeşler yanlış anlaşılmasın, bu veya filanca şahısları tasdiklediğimden, takib ettiğimden değil, konuya denk geldim ve komplo teorisi bile olsa gündemde neler olduğunu paylaşayım dedim.
Yoksa özellikle yatıp kalkıp şizofreni hastası gibi komplo teorileri araştırmıyorum :)
Elbette gerçeklik payı da vardır, abartı payı da vardır..

Senden yana benım suphem yok ahi dıger kardesler gıbı 🙂
Sıkıntılı kımseler bu sıtede barınamaz zaten
 
E Çevrimdışı

Ebu Müsenna

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Amacları o zaten ahi nabız yoklayıp pskolojık olarak somurmek

Dedıgın gıbı HERSEY ALLAH ın elinde o dilerse hersey olur dilemezse olmaz.

Öyle kardeşim, bu tarz kişileri görünce aklıma şu ayet geliyor.

Âl-i İmrân, 173. Ayet: Bir kısım insanlar, müminlere: "Düşmanlarınız olan insanlar, size karşı asker topladılar; aman sakının onlardan!" dediklerinde bu, onların imanlarını bir kat daha arttırdı ve "Allah bize yeter. O ne güzel vekîldir!" dediler.

O yüzden sıkıntı yok biiznillah, biz nerede durduğumuza ne yaptığımıza bakalım varsın onlar planlar yapsınlar, mutlaka zamanı gelince onlara yürek acısı olacaktır.
 
E Çevrimdışı

Ebu Müsenna

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeşler yanlış anlaşılmasın, bu veya filanca şahısları tasdiklediğimden, takib ettiğimden değil, konuya denk geldim ve komplo teorisi bile olsa gündemde neler olduğunu paylaşayım dedim.
Yoksa özellikle yatıp kalkıp şizofreni hastası gibi komplo teorileri araştırmıyorum :)
Elbette gerçeklik payı da vardır, abartı payı da vardır..

Kardeşim benim sözüm sana değil yanlış anlama inşaallah, elbette ki gündeme dair ne varsa aramızda istişare yapmalıyız, ben bu dilipak gibi yanar döner adamların ne yapmak istediğine karşı düşüncemi paylaştım hakkını helal et inşallah.
 
Bin Yusuf Çevrimdışı

Bin Yusuf

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeşler yanlış anlaşılmasın, bu veya filanca şahısları tasdiklediğimden, takib ettiğimden değil, konuya denk geldim ve komplo teorisi bile olsa gündemde neler olduğunu paylaşayım dedim.
Yoksa özellikle yatıp kalkıp şizofreni hastası gibi komplo teorileri araştırmıyorum :)
Elbette gerçeklik payı da vardır, abartı payı da vardır..

Kardeşim,
Allah seni hayırla mükafatlandırsın. Seni üzecek, kalbini kıracak bir söylemde bulunduysam hakkını helal et. Sana ve buradaki hiç bir kardeşe kötü zan beslemem.

Enfal 29.Ayet: Ey iman edenler! Eğer Allah´tan korkarsanız O, size iyi ile kötüyü ayırdedecek bir anlayış verir, suçlarınızı örter ve sizi bağışlar. Çünkü Allah büyük lütuf sahibidir.
Enfal 30.Ayet: Hatırla ki, kâfirler seni tutup bağlamaları veya öldürmeleri yahut seni (yurdundan) çıkarmaları için sana tuzak kuruyorlardı. Onlar (sana) tuzak kurarlarken Allah da (onlara) tuzak kuruyordu. Çünkü Allah tuzak kuranların en iyisidir.
 
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
Tevekkül kendi başına değil, hareket ile birlikte emrolunmuştur. Bir şey olmaz demek tam da kafirlerin kader eleştirisindeki "fatalizm" (Cebriyye) iddiasını besler. Allah indinde her şey mukadderdir ama biz o ilme vakıf olmadığımız için bize sadece amel etmek düşer. Bir şeyin mümkün olup olmadığı ancak teknolojik açıdan değerlendirilmeli bence. Ahir zamanda her şey olabilir. Deccâl da bir ilah değildir ama insanları diriltecektir. Kişinin kendisi üzerindeki hakimiyetini kaybetmesi imkansız veya sünnetullah'a muhalifmidir? Bazı ilaçların yaptığı bundan farksızdır. Bilincini kaybeden üzerinden teklif kalkar sadece. Dilipak'ın burada değindiği meselelerle ilgili bilgim çok kısıtlı, ancak buradaki yorumlar bana Bülend Tokgöz'ün kitabındaki termal gece görüş kamerası tartışmasını hatırlattı. Anlattığına göre onun emîri de rahimehullah böyle bir şeyin varlığına inanmayarak önlem almaktan kaçınmış.
 
E Çevrimdışı

Ebu Müsenna

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Peki kardeş sen dilediğine inan, bizim birşey olmaz deyişimizi de cebriyye ye benzet sıkıntı yok. Lakin kafirleri gözünde çok büyütme onlar ilah değil herşeyi kuşatıp istedikleri herşeyi yapamazlar. Kişinin kendi üzerindeki hakimiyetini kaybetmesi evet sünnetullaha ters kardeşim. Burada narkoz verilip bayıltmaktan bahsedilmiyor, düşüncelere yön vermekten bahsediliyor evet bu sünnetullaha ters. Eğer böyle birşey olabilecekse imtihan ortadan kalkar. Bunlara karşılık verdiğin Deccal örneği ise konuyla tamamen farksız, çünkü Deccal nass ile belli ve yapacağı şeyler Allah ın izniyle mucize göstermek olacak, insanların düşüncelerini yönetmeyecek, tercihi yine insanlara bırakacak, maazallah imanı zayıf olanlar ona tabi olacak. Neyse kardeş tartışmak için yazmadım, hani emiri önlem almamış diyorsun ya, ben kâfirlerin bu teknolojik silahlarına önlem alabilecek düzeyde bilgi sahibi değilim, bu yüzden kuru kuruya Allah'a tevekkül ediyorum ve korkmuyorum. Selametle kardeşim.
 
طالب بن عايد Çevrimdışı

طالب بن عايد

انا لله وانا اليه راجعون
Süper Moderatör
Senden yana benım suphem yok ahi dıger kardesler gıbı 🙂
Sıkıntılı kımseler bu sıtede barınamaz zaten
Kardeşim benim sözüm sana değil yanlış anlama inşaallah, elbette ki gündeme dair ne varsa aramızda istişare yapmalıyız, ben bu dilipak gibi yanar döner adamların ne yapmak istediğine karşı düşüncemi paylaştım hakkını helal et inşallah.
Kardeşim,
Allah seni hayırla mükafatlandırsın. Seni üzecek, kalbini kıracak bir söylemde bulunduysam hakkını helal et. Sana ve buradaki hiç bir kardeşe kötü zan beslemem.

Enfal 29.Ayet: Ey iman edenler! Eğer Allah´tan korkarsanız O, size iyi ile kötüyü ayırdedecek bir anlayış verir, suçlarınızı örter ve sizi bağışlar. Çünkü Allah büyük lütuf sahibidir.
Enfal 30.Ayet: Hatırla ki, kâfirler seni tutup bağlamaları veya öldürmeleri yahut seni (yurdundan) çıkarmaları için sana tuzak kuruyorlardı. Onlar (sana) tuzak kurarlarken Allah da (onlara) tuzak kuruyordu. Çünkü Allah tuzak kuranların en iyisidir.

Estağfirullah akhiler husn u zannınızdan dolayı Allah swt sizden razı olsun, sizi hayırla mukâfatlandırsın 😊
Ayrıca konu hakkında sizin de dedikleriniz doğrudur ve elhamdulillah ben de öyle itikâd ediyorum, hatta bir şahsın bana sürekli bu konuları atması üzerine kendisine şöyle cevab vermiştim (birbirinden kopuk ve alâkasız ve uzatılmış gibi gelebilir lâkin o an öyle yazmışım);

Gönderdiğin Abdullah Çiftçi videosunu izledim, daha önce de bazı videolarını ve bazı kişilerin benzer konular hakkındaki argümanlarını çokça okudum izledim.
Fikrim şudur;
Tabiri câiz ise şöyle örnek vereyim; İnsanlar yeryüzünde yaşıyor ve birbirlerini 2 boyutlu olarak görüyor diyelim, fakat bazıları edindiği bilgi ve tecrubeler ile 3 boyutlu, bazıları da daha çok boyutlu görebiliyor. Mesela bilgi sahibi olmuş bir kişi daha geniş açıdan troposferden izliyor ortamı, daha bilgili kişi ozonosferden izliyor vs. Ve bu Abdullah Çiftçi dunyaya edindiği bilgi ve tecrubelerden ötürü stratosferden bakabiliyorsa, Kur'an'a ve sunnete sarılmış akıllı bir musluman ekzosferden bakar! Katmanları inceleyen farkı görür..
Şu örneği hep veririm ve Enfâl 29 (Ey iman edenler! Allah’tan korkarsanız, O, size furkân(hakla batılı ayırma gücü) verir. Kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük lutûf sahibidir.) ayetinin sevinciyle Allah'ın verdiği nimete şukrederim; Hani insanlar(dunya genelinde) bir araya geldiğinde hep dunyevî tartışmalar yaparlar, parti çekişmesi yaparlar ya, veya mecliste o insanları temsil edenler(?) tartışır kavga ederler ya, işte ben olaya şu şekilde bakıyorum; bu insanlar bir balonun içinde birbirlerine üfürüyorlar dolayısıyla balonun içine üflüyorlar ve balonu şişiriyorlar.. Şişen balon ise onları yükselttikçe yükseltiyor ve içindeki alan genişliyor! O insanlar birbirlerine üfürdükçe/saldırdıkça yükseldiklerini ve refahlarının arttığını hissediyorlar, lâkin huzursuzluk hiç bitmiyor. Eninde sonunda balon çok yüksek bir yerde patlıyor/patlayacak ve o insanlar bir anda o sesle, sarsıntıyla, ve şiddetli düşüş ile ne olduğunu anlayamadan helâk oluyorlar/olacaklar.. Bunları neye dayanarak söylüyorum açıklayayım inşaAllah;
“Ölü iken, kendisini (imanla) dirilttiğimiz ve ona insanlar arasında kendisiyle yürüyecek bir nur verdiğimiz kimse, karanlıklar (kufur) içinde kalıp, ondan çıkmayan kimse gibi midir? İşte kâfirlere, yapmış oldukları, böylece süslü gösterildi. Böylece her ülkenin suçlularını, oranın ileri gelenleri kıldık ki orada tuzaklar kursunlar. Hâlbuki onlar, sadece kendi aleyhlerine tuzak kurarlar. Fakat bunun farkında değillerdir. Onlara bir âyet geldiği zaman: “Allah’ın peygamberlerine verilenin aynısı bize de verilmedikçe asla iman etmeyiz” derler. Allah peygamberliği nereye vereceğini çok iyi bilir. Suç işleyenlere, yaptıkları hilelerinden dolayı, Allah katından aşağılık ve şiddetli bir azâb erişecektir. Allah kimi hidâyete erdirmek isterse, onun göğsünü İslâm’a açar. Kimi de saptırmak isterse, sanki göğe çıkıyormuşçasına göğsünü daraltıp sıkıntılı kılar. İşte böylece Allah, iman etmeyenlerin üzerine murdarlık (dunyada la'net, âhirette de azâb) verir.”
En'am 122-125
“Biz, bir ülkeyi yok etmeyi dilediğimizde, oranın refah içinde zevkle yaşayanlarına, (itaat etmelerini) emrederiz. Fakat onlar orada yoldan çıkarlar, artık aleyhlerine söz (azâb etme hukmü) hak olur. Biz de orayı yıkıp harab ederiz.”
İsra 16
“O halde Allah’a yönelenler ve ona ortak koşmayanlar olarak pislik olan putlardan kaçının; yalan sözden sakının. Kim de Allah’a ortak koşarsa, sanki o, gökten düşmüş de kuş onu kapmış veya rüzgâr onu uzak bir yere atmış gibidir.”
Hacc 31
“Sakın kâfir olanlar, onlara muhlet vermemizi kendileri için hayırlı bir şey olduğunu zannetmesinler. Biz onlara muhleti ancak günahlarını artırsınlar diye veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azâb vardır.”
Al-i İmrân 178

İşte ayetlerde mu’minlerin aydınlıkta, kâfirlerin ise karanlıkta olduğunu görüyoruz. Yine kâfirler yapmış oldukları kötülükleri üstünlük zannettiler ve Allah onlara istidrâc(azabı tam hak etmelerinden önce azdıran mulk vb) olarak idâre verir, böylece onlar tozuttukça tozutur. Onlara ayetler gösterildiğinde kibirlerinden dolayı dinlemezler ve alay ederek bizzat Allah ile muhatab olmak isterler. Hidâyetten nasibi olmayanlar hiçbir delili ve dayanağı olmaksızın helâk olmak üzere sağa sola savrulur. Hidâyetten nasibi olanlar ise yine tabiri câiz ise 3d gözlük gibi Kur’an ve Sahih Sunnet gözlüğüyle bakar ve olan biteni net bir şekilde anlar..
Abdullah Çiftçi veya başka bilgi edinmiş kişilerin yeni bir keşif yapmış edasıyla sevinç ve heyecanla paylaştıkları bilgileri, Kur'an'da Allah swt 14 asır önceden şu ayetlerle ve fazlasıyla haber vermiştir;
"Ey insanlar! Yeryüzünde bulunan helâl ve temiz şeylerden yeyin. Şeytanın adımlarına uymayın. Şubhesiz o, sizin için apaçık bir düşmandır. Size ancak kötülüğü, hayâsızlığı ve Allah’a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder."
Bakara 168-169
“Üzerine (kesilirken veya avlanırken) Allah’ın adı anılmayanlardan yemeyin. Şubhesiz ki bu fasıklıktır. Muhakkak ki şeytanlar sizinle mucâdele etmeleri için dostlarına fısıldarlar. Eğer onlara itaat ederseniz, muhakkak ki siz de muşrikler olursunuz.”
En'am 121

Helal ve TEMİZ şeylerden yemek ile şeytanın adımlarına uymak ve ardından Allah'a karşı bilmediğimiz şeyleri söylememizin telkin edilmesi bir arada çok anlamlı değil mi? Diğer ayette de Allah’ın adı anılmadan kesilenleri yemenin bizi fıska yani dine aykırı davranış ve inanca düşüreceği, şeytanların bizimle mucâdele etmeleri için dostlarına vayhetmesi/fısıldaması bir arada verilmiş!
Bu ayetlerin nuzûl sebebinden anlaşılacağı üzere helâl harâm belirleme hususu üzerinedir, bir de sanki yediğimiz içtiğimiz şeyler bile düşünce ve tepki mekanizmamızı etkileyebiliyor gibi anlamı da var gibi.. Ki bunu bugün keşfedenler yiyecek ve içeceklerde, temizlik ve tıbb malzemelerinde bizi kontrol etmeye çalışan zihniyetin her türlü kötü içerikler işlediklerini yeni görüp söylüyorlar!
Yine Resulullah sas “ashâbım hasta olmaz.” buyurur! Yani insanlar salgınlardan veya değişik ağır hastalıklardan musibete uğrayıp kırılırken ashâb bundan en hafif ve en az olasılıkla etkilenebiliyor ki bu etkilenme de imtihan dunyası olmasının gereği!
Bizlere Kur'an tabiriyle en güzel örnek olan Resulullah sas yememize içmemize, temizliğimize, tuvalete giriş çıkış adabımıza kadar herşeyi öğretti!
Hani bazıları derler ya "peygamberin başka işi yok mu ki tuvalet adabıyla uğraşsın, ashâbın başka işi yok mu ki peygamberin yatak ve banyo hallerini öğrensin!" Ama bugün aynı uyarıları salgınlardan kurtulmak için stratosferdekiler verince ileri görüşlü oluyor öyle mi?
---
“Ne zaman Allah katından kendilerinde olanı tasdik eden bir peygamber geldiyse, kendilerine kitap verilenlerden bir fırka Allah’ın kitabını hiç bilmiyorlarmış gibi sırtlarının arkasına attılar. Onlar şeytanların, Suleyman’ın iktidarı hakkında (uydurup) okuduklarına uydular. Oysa Suleyman kâfir olmamıştı. Fakat şeytanlar kâfir olmuşlardı. İnsanlara sihri ve Babil’de, Harut ve Marut denen iki meleğe indirilen(bazı tefsirlerde “indirilmeyen”) şeyi öğretiyorlardı. Hâlbuki bu iki melek: “Biz ancak bir imtihanız, sakın kâfir olma” demedikçe hiç kimseye bir şey öğretmiyorlardı. Fakat onlar bu meleklerden, kişi ile karısının arasını ayıracak şeyi öğreniyorlardı. Hâlbuki Allah’ın izni olmadıkça onlar, bununla kimseye zarar verecek değillerdi. Onlar, kendilerine zarar verecek ve onlara fayda vermeyecek şeyleri öğreniyorlardı. Hâlbuki onlar, o sihri satın alan kimsenin âhiretten bir nasibi olmadığını çok iyi biliyorlardı. Kendilerini, karşılığında sattıkları şey ne kötüdür. Keşke bilselerdi!”
Bakara 101-102
“Size, şeytanların kimin üzerine indiklerini haber vereyim mi? Onlar, her iftiracı günahkârın üzerine inerler. İftiracı günahkârlar da onlara kulak verirler (veya meleklere kulak veren şeytanlar yalan söylerler). Çoğu da yalancılardır. Şairlere azgınlar uyarlar. Görmez misin? Onlar mutlaka her vadide şaşkın şaşkın dolaşırlar ve gerçekten onlar yapmadıkları şeyleri söylerler.”
Şu'ara 221-226

Yani kâfir insanlardan bazıları kâfir olacaklarını BİLE BİLE şeytanlarla görüşüp sihir büyü veya herhangi bir zararlı şeyi öğrenip uygulamaya çalışıyorlardı ve hala çalışıyorlar! Diğer ayetlerde de şeytanlar ve onlara itaat eden kâfirlerin, sapkınların sıfatlarından bahsedilir. Dikkat ederseniz şair gibi etkileyici konuşmalarla, sözlerle ve kendi uydurdukları kahramanlıklarıyla azgınların kendilerine uymalarını sağladıkları görülüyor. Toplumu önce fitneler ile sarsıyorlar sonra başlarına kendi hayali kahramanlarını musallat ediyorlar..
---
“Onlar Allah’ı bırakıp da sadece bir takım dişilere taparlar. Böylece ancak inatçı şeytana tapmış olurlar. O şeytan ki, Allah ona lânet etti. O da şöyle dedi: “Yemin olsun ki, kullarından mutlaka belli bir pay alacağım. Onları mutlaka saptıracağım. Onları boş kuruntulara sokacağım. Ve onlara mutlaka emredeceğim de, hayvanların kulaklarını yaracaklar. Yine onlara mutlaka emredeceğim de, Allah’ın yaratmasını değiştirecekler.” Kim Allah’ı bırakıp da şeytanı dost edinirse, şubhesiz ki o, apaçık bir husrâna uğramış olur. Şeytan onlara vaadlerde bulunur ve onları kuruntulara sokar. Hâlbuki şeytan onlara aldatmaktan başka bir şey vaad etmez.”
Nisa 117-120
“İnsanların kendi elleriyle kazandıkları yüzünden, karada ve denizde fesâd ortaya çıktı ki Allah, yaptıklarının bir kısmını kendilerine tattırsın. Belki dönerler.”
Rum 41
“Şubhesiz ki onlar tuzaklarını kurdular, tuzakları Allah katındadır (cezâsı tayin edilmiştir). Onların tuzakları dağları yerinden giderecek değildir (onların tuzakları dağları yerinden giderecek güçte olsa bile Allah tuzaklarını aleyhlerine çevirecektir) .”
İbrahim 46

Ayetlerde görüldüğü gibi şeytana uyacak insanlar mutlaka olacaktır! Dişi isimler taktıkları putlara, şehvetlerine, sembollere vs taparak aslında şeytana kulluk etmektedirler. Şeytanın onlara emretmesiyle canlıların bitkilerin genetiğiyle oynamaya çalışacaklar, cinsiyetler üzerinde oynayacaklar ve ellerinden gelen bütün çabayı sarfedecekler. Lâkin anlayacağımız gibi çok büyük etkileri olabilse de en sonunda boşa kürek çektikleri ortaya çıkacak ve kendi kurdukları tuzaklara düşecekler.
---
“İnsanlardan öyle kimse vardır ki, dunya hayatı hakkındaki sözü, senin hoşuna gider. Ve Allah’ı, kalbinde olana şâhid tutar. Hâlbuki o, düşmanlığı en azılı olandır. O, iş başına geçtiği zaman (yanından ayrıldığında), yeryüzünde fesâd çıkarmak, ekini ve nesli helâk etmek için çalışır. Allah, bozgunculuğu sevmez. Ona: “Allah’tan kork” denildiğinde, gururu onu günah işlemeye sevkeder. Artık cehennem ona yeter. O, ne kötü bir döşektir.”
Bakara 204-206
“Şeytan sizi fakirlikle tehdid eder. Ve size hayâsızlığı emreder. Allah ise size katından bağışlanma ve lutûf vaad eder. Allah lutfu bol olandır. Ve her şeyi bilendir.”
Bakara 268
“Şubhesiz ki bu şeytan yalnızca dostlarını korkutur. Onlardan korkmayın. Eğer mu’minler iseniz Benden korkun!”
Al-i İmrân 175

Munâfık kimselerin aramıza girip bizden biri gibi davranarak fitne yayması sonucunda, şeytanın da dunya telaşı ile korkuttuğu kişiler artık yönünü şaşırarak bu sapkınların yörüngesine girer ve bu çarkın dişlisi olurlar. Hızını alamayan kâfirler yeryüzünün tamamını fesada boğmak çabasıyla ve şeytanın emretmesiyle ekinleri, nesli ve yaratılışı bozmak ister. Onlara yapılan uyarılar azgınlıklarını artırır ve cehenneme kadar bu kufründen dönmez.
---
“Yahudi ve Hristiyanlar kendi dinlerine uymadığın muddetçe senden asla razı olmayacaklardır. De ki: “Hidâyet, ancak Allah’ın hidâyetidir.” Yemin olsun ki, sana ilim geldikten sonra şâyet onların arzularına uyarsan Allah’tan sana ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır.”
Bakara 120
“(Ey Muhammed!) Sana harâm (mukaddes) ayda savaşmaktan soruyorlar. De ki: “O ayda savaşmak, büyük bir şeydir (günahtır.) Fakat Allah’ın yolundan alıkoymak, O’nu inkâr etmek, insanları Mescid-i Harâm’dan men’etmek ve oranın halkını yerinden çıkarmak, Allah katında daha büyük bir şeydir (büyük günahtır). Fitne çıkarmak adam öldürmekten daha büyük bir suçtur. Kâfirlerin güçleri yetse sizi dininizden döndürünceye kadar durmadan sizinle savaşırlar. Sizden kim, dininden döner ve kâfir olarak ölürse, işte onların, dunya ve âhirette amelleri boşa gitmiştir. İşte cehennemlikler onlardır. Onlar, orada ebedî olarak kalacaklardır.”
Bakara 217

Yine kâfirler kendi dinlerine girmedikçe bizden asla razı olacak değillerdir ve hatta güçleri yetse bizi dinimizden döndürünceye kadar bizimle savaşmaktan asla geri durmayacaklardır. Ve bu bilgiler bize gelmesine rağmen kâfirlere uyacak olursak tüm amellerimiz boşa gidecek ve dunyada zillet ahirette de ebedi cehennem ile cezalandırılacağız! Yani kufre girmemiz ahireti götürmekle birlikte dunyamızı da huzura kavuşturmayacak!
---
Tüm bu ayetlerden sonra kurtuluş reçetemiz olarak şunları diyebiliriz;
İmanında zayıflık olan kişiler kâfirlerin ellerindeki gücü Allah'tan değil de kendi kudretleriyle elde ettikleri şeyler zannederler, halbuki imanı sağlam olan kişiler açısından dunyada kime ne verildiyse veya kimden ne alındıysa hepsinin Allah katından olduğuna yakinen inanır ve güvenir. Bununla beraber bazı âfetleri bazen oluşturabilecekleri bir gücü Allah swt kullarına verir mi ayrı bir sualdir, lâkin şayet verirse de yine mu’minlere imtihan, kâfirlere azabdır..
Bize herşeyi açıklayan temel mantık ve inanç; herşeyin Allah swt'nın irâdesi ve idâresinde olduğunu bilip ve hakkımızda herşeyin imtihân vesilesi olabileceğini kavramamızdır. Yani ellerimizden gelen her türlü tedbirleri bir mu’mine yakışır şekilde değerlendirip uygulamaya ğayret ettikten sonra Allah'a tevekkul etmekten başka hiçbir sıkıntımız/telaşımız/kaygımız/korkumuz olmasın inşaAllah..
“Kendisine doğru yol açıklandıktan sonra kim Peygamberle ayrılığa düşer ve mu’minlerin yolundan başka bir yol takip ederse, onu, gittiği yolda bırakırız. Ve cehenneme sokarız. O, ne kötü bir yerdir! Şubhesiz ki Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışındakini dilediği kişiden bağışlar. Kim, Allah’a ortak koşarsa, muhakkak ki o, uzak bir sapıklıkla sapmış olur.”
Nisa 115-116
“(Ey iman edenler!) Ağırlıklı ve ağırlıksız olarak topluca savaşa çıkın, Allah yolunda mallarınızla, canlarınızla cihâd edin. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.”
Tevbe 41
“Ey Peygamber! Kâfirlere ve munâfıklara karşı cihâd et. Onlara karşı sert davran. Onların varıp kalacakları yer cehennemdir. Orası ne kötü varılacak bir yerdir.”
Tevbe 73
“Hiçbir fitne kalmayıncaya ve din tamamen Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse, şubhesiz ki Allah, onların yaptıklarını çok iyi görendir”
Enfal 39
“Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve bağlanıp beslenmiş savaş atları hazırlayın ki, bununla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve daha bunlardan başka sizin bilmediğiniz, fakat Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutasınız. Allah yolunda ne harcarsanız, karşılığı size eksiksiz verilir ve siz asla haksızlığa uğratılmazsınız.”
Enfal 60


Ayetlere asıl mecrasından uzak manalar vermekten Allah'a sığınırım ve tüm günahlarımdan dolayı Allah'a tevbe ederim. Bu yazdıklarım sadece aklıma gelen fikirlerdir, mutlak mana değildir hâşâ.
En doğrusunu Allah swt bilir.
 
Son düzenleme:
D Çevrimdışı

Deniz

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Tevekkül kendi başına değil, hareket ile birlikte emrolunmuştur. Bir şey olmaz demek tam da kafirlerin kader eleştirisindeki "fatalizm" (Cebriyye) iddiasını besler. Allah indinde her şey mukadderdir ama biz o ilme vakıf olmadığımız için bize sadece amel etmek düşer. Bir şeyin mümkün olup olmadığı ancak teknolojik açıdan değerlendirilmeli bence. Ahir zamanda her şey olabilir. Deccâl da bir ilah değildir ama insanları diriltecektir. Kişinin kendisi üzerindeki hakimiyetini kaybetmesi imkansız veya sünnetullah'a muhalifmidir? Bazı ilaçların yaptığı bundan farksızdır. Bilincini kaybeden üzerinden teklif kalkar sadece. Dilipak'ın burada değindiği meselelerle ilgili bilgim çok kısıtlı, ancak buradaki yorumlar bana Bülend Tokgöz'ün kitabındaki termal gece görüş kamerası tartışmasını hatırlattı. Anlattığına göre onun emîri de rahimehullah böyle bir şeyin varlığına inanmayarak önlem almaktan kaçınmış.
Aynen katılıyorum.

“Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve bağlanıp beslenmiş savaş atları hazırlayın ki, bununla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve daha bunlardan başka sizin bilmediğiniz, fakat Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutasınız. Allah yolunda ne harcarsanız, karşılığı size eksiksiz verilir ve siz asla haksızlığa uğratılmazsınız.”
Enfal 60

Bu ayet bu tür konulara karşı alınması gereken tavrın özetidir. Allah tevekkülden önce hazırlanmayı emrediyor. Ve bugün kafirin kuvveti teknoloji ise bizim de ona göre tedbir almamız gerekir.

Aslında olmaz degıl yapılabılabır cunku kullandıgımız araclardan cep telefonlarına kadar manyetık cıplerle yasıyoruz buna kalp pili tasıyanlarda dahıl yuklu mıktarda manyetık alana maruz kalınırsa kullanılan cıhazlar etkısız hale gelebılır ama ama dıyorum cunku hersey programlanabılır ag mekanızması ıle hareket etmekte ve bu mekanızmaya dısarıdan mudahele herdaim mumkundur

Velhasıl bu tarz senoryolar hep var etkısı ne kadar buyuk gorunsede acıkları bır o kadarda fazladır.

Bırseyler uretmek yerıne onları bozacak kısıler yetıstırmek gereklı bunun ıcın zaten turkıyenın en akıllı hamlesı ılk okuldan robotık kodlamayı ogretmeye baslamasıdır. Yapacak ımkan olmayabılır ama bozacak ımkan herdaım vardır.


Ve konuyla ilgili bir video

 
Son düzenleme:
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
@Ebu Müsenna akhi ben inanıyor değilim, sadece meselenin işin ehlince teknolojik açıdan tahlil edilmesinden yanayım. Komplo teorisi diyerek kesip atmak bence isabetsizdir, çünkü modern teknolojinin zararlı boyutları malum bir mesele, bu Avrupa'da liselerde de işleniyor, tek münakaşa mevzu bunun ne dereceye vardığıdır. Bu yazıda sizin eleştirdiğiniz şu kısım olsa gerek:

Adamlar beynimize chip takıp düşüncemizi okumaya çalışıyorlar, resmi makamlardan tık yok. Ya hu, bu olursa, hepimiz biyonik bir robot olacağız. Tek tuşla resedleyebilecekler bizi. Bu sistemle Androjen-Ostrojen dengesini bozarak insanların cinsiyeti ile oynayabilecekler. Digital uyuşturucu ile mutluluk, adrenalin ve ağrı kesici hormon salgısını kontrol ederek insanları sarhoş edebilecekler.

İnsan beynine türlü yollarla tesirin mümkün olduğunu ve zamanımızda nöroloji biliminin gelişme katetmekte olduğunu kabul edersek, bu misilli şeylerin gerçekleşmesi muhal değildir. Yazarın eyleme teşvik etmekte olması hasebiyle daha kesin ve vurgulu bir dil kullanmış olması meseleyi değiştirmez kanımca. Evet, her oyun kurucunun (mâkir) üzerinde Allah vardır ve kafirleri ihâta eder, Müslümanlar iman ettikleri sürece üstündürler ve Allah mücahitlerin elleriyle kafirlere azap edecektir, dolayısıyla müstekbirlerden değil, Allah'tan korkmamız icap eder, ancak Dilipak'ın bu yazısının hezimet ve alçaklık duygusunu körüklediğini düşünmüyorum, çünkü burada bir çözüm yolu gösteriyor, o da Müslümanların teyakkuzda bulunup tehlikeli yabancı teknolojinin yayılmasına müsaade etmemeleridir. Eğer bu teknoloji kesinlikle tehlikeli değil ise, bu beyan edilmelidir ki, adamlar boşuna bu meseleyi mütalaa etmekle vakit harcamasınlar.

Teklifin kalkması imtihanı külliyen sona erdirmez. Kimden kalkarsa, onun için sona erer. Nasıl Allahu teâla bazılarını doğuştan deli (gayr-ı mükellef) yaratıyor, aynı şekilde dilediği insanlardan da sonradan aklını alabilir. Yıllar önce yanlış hatırlamıyorsam Cezayir'de Fransızların sorguda doğruyu söyletmek için bir ilaç (Truth serum - Wikipedia, burada etkisinin tartışmalı olduğu yazıyor yalnız) kullandığını okumuştum. Buradaki yazılanlar ile kıyaslandığında küçük kalır yine, ama esasında teklifin (muvakkaten de olsa) ortadan kalkması açısından Allahu a'lem eşitler.
 
Ömer2 Çevrimdışı

Ömer2

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Sonuc olarak tek bır yere cıkıyor.
Onlar tum guclerını bırlestırıp batıl olan davalarını savunmak ıcın kendılerını parcalıyorlar.
Bız ıse haklı oldugumuz davamızda sadece ızlemekle ve tedbir almakla yada kendımızce almaya calısmakla yetınıyoruz.ama asla karsı koymuyor veya koyamıyoruz.
Kımseye kızacak bır durum degil.
ALLAH pas tutan kalplerimizi islamın nuruyla imanın gucuyle yıkasın.
ALLAH ım bizi dinin izzetiyle kuşat bize güç ver kafirlere karsı bize yardım et.
 
طالب بن عايد Çevrimdışı

طالب بن عايد

انا لله وانا اليه راجعون
Süper Moderatör
Sonuc olarak tek bır yere cıkıyor.
Onlar tum guclerını bırlestırıp batıl olan davalarını savunmak ıcın kendılerını parcalıyorlar.
Bız ıse haklı oldugumuz davamızda sadece ızlemekle ve tedbir almakla yada kendımızce almaya calısmakla yetınıyoruz.ama asla karsı koymuyor veya koyamıyoruz.
Kımseye kızacak bır durum degil.
ALLAH pas tutan kalplerimizi islamın nuruyla imanın gucuyle yıkasın.
ALLAH ım bizi dinin izzetiyle kuşat bize güç ver kafirlere karsı bize yardım et.
Allahumme amin Ya Rabb
 
E Çevrimdışı

Ebu Müsenna

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
@Ebu Müsenna akhi ben inanıyor değilim, sadece meselenin işin ehlince teknolojik açıdan tahlil edilmesinden yanayım. Komplo teorisi diyerek kesip atmak bence isabetsizdir, çünkü modern teknolojinin zararlı boyutları malum bir mesele, bu Avrupa'da liselerde de işleniyor, tek münakaşa mevzu bunun ne dereceye vardığıdır. Bu yazıda sizin eleştirdiğiniz şu kısım olsa gerek:



İnsan beynine türlü yollarla tesirin mümkün olduğunu ve zamanımızda nöroloji biliminin gelişme katetmekte olduğunu kabul edersek, bu misilli şeylerin gerçekleşmesi muhal değildir. Yazarın eyleme teşvik etmekte olması hasebiyle daha kesin ve vurgulu bir dil kullanmış olması meseleyi değiştirmez kanımca. Evet, her oyun kurucunun (mâkir) üzerinde Allah vardır ve kafirleri ihâta eder, Müslümanlar iman ettikleri sürece üstündürler ve Allah mücahitlerin elleriyle kafirlere azap edecektir, dolayısıyla müstekbirlerden değil, Allah'tan korkmamız icap eder, ancak Dilipak'ın bu yazısının hezimet ve alçaklık duygusunu körüklediğini düşünmüyorum, çünkü burada bir çözüm yolu gösteriyor, o da Müslümanların teyakkuzda bulunup tehlikeli yabancı teknolojinin yayılmasına müsaade etmemeleridir. Eğer bu teknoloji kesinlikle tehlikeli değil ise, bu beyan edilmelidir ki, adamlar boşuna bu meseleyi mütalaa etmekle vakit harcamasınlar.

Teklifin kalkması imtihanı külliyen sona erdirmez. Kimden kalkarsa, onun için sona erer. Nasıl Allahu teâla bazılarını doğuştan deli (gayr-ı mükellef) yaratıyor, aynı şekilde dilediği insanlardan da sonradan aklını alabilir. Yıllar önce yanlış hatırlamıyorsam Cezayir'de Fransızların sorguda doğruyu söyletmek için bir ilaç (Truth serum - Wikipedia, burada etkisinin tartışmalı olduğu yazıyor yalnız) kullandığını okumuştum. Buradaki yazılanlar ile kıyaslandığında küçük kalır yine, ama esasında teklifin (muvakkaten de olsa) ortadan kalkması açısından Allahu a'lem eşitler.

Kardeşim bu insanlar bu makaleleri topluma yayarak insanları kafirlere karşı korkutacaklarına ilgili mecralara gidip anlatabilir. Benim onların teknolojilerine karşı çıkacak bir ilmim yok, dolayısıyla ben sadece Allah'a tevekkül ediyorum,şuan başka birşey yapacak gücüm yok, umulur ki anlaşılmışımdır.

Diğer mesele ise tekrar söylüyorum ki bunlar ilah değil, herşeyi kuşatamazlar, herşeyi görüp duyamazlar. Evet ayette onlara karşı silahlanın diyor ancak bunu İslam Devletine cihada çıkması için söylüyor. Bugün İslam Devleti mi var halife mi var? Rasulullah sav e düşen Mekke de apaçık tebliğ di davetti, bize düşen de davet olmalı, biz bu yolda olursak Allah bizim yanımızda olur ve onların ne kadar teknolojisi, silahı olursa olsun değeri kalmaz. Söyleyeceklerim bu kadar, Es Selamu Aleykum.
 
Üst Ana Sayfa Alt