Rü'yeti Hilal (Abdulaziz Bayındır ile yaptığım görüşme)
https://www.islam-tr.org/yonetim-du...du-kurban-bayrami-26-ekim-2012-cuma-gunu.html
https://www.islam-tr.org/guncel-haberler/39891-fetullah-gulenden-bayram-hakkinda-sok-aciklama.html
Yukarıdaki konularda bilindiği üzere Diyanetin takvimi (hesabı) mi? yoksa hilali görmeyi mi esas aldıkları hakkında konuşuyorduk. Bende diyanetin açıklamalarına göre baktığımda takvimi değil, hilali görmeyi esas aldıklarını düşündüğümü yazıyordum. Bu esnada Diyanetin haklı olduğunu savunan Abdulaziz bayındır'ın sitesinde konuyla ilgili yazışmalar yapma imkanı buldum. Bu yazışmaların kaynağını ve yazıları aşağıya aktarıyorum.
Sonuç itibariyle Abdulaziz Bayındır takvimi/hesabı esas aldığından daha fazla konuşmanın anlamı olmadığını, zira hesabı esas alınmaması gerektiğini bir çok alimin zikrettiğini, Rasulullah'ın uygulamasınında böyle olmadığını bildiğimden konuşmayı sonlandırdım.
Bu mesele aklımdadır. Diyanet yetkililerinden birileri ile de görüşme imkanı bulursam onlara da sorularımı yöneltip, cevaplarını almaya çalışacağım. yine buraya yazarım İnşallah. Eğerki onlarda Abdulaziz Bayındır gibi düşünüyorsa (ki bu diyanetin yapmış olduğu 1978 kararlarına terstir) diyanetin de yanlış yaptığına şahsi olarak karar vereceğim.
=============================================================================
murat keskin diyor ki:
30 Ekim 2012, 11:15
sorumu silmeyin lütfen 2. defa yazıyorum.
Hilal güney amerika da gördüğünü beyan eden kimdir? Bu kişi islam dinine göre adil şahit sıfatları taşıyor mudur? Tanımadığımız bir kişi adil mi? fasık mı? bilmeden şahitliğini kabul edebilir miyiz?
Cevapla
abayindir diyor ki:
30 Ekim 2012, 11:23
Murat Bey,
Yazıyı dikkatle oku, eğer bildiğin bir şey varsa o yazıya göre yaz. Orada rüyetten değil, hesaptan bahsediliyor. Hesap da uzmanlık işidir, onun yanlışılığını iddia eden tek kişi yok. Senin yorumun, konuyu anlamamış birinin yorumu olduğu için neşretmedim.
Cevapla
murat keskin diyor ki:
30 Ekim 2012, 23:00
“HOCA –Hayır! Geceyi ve gündüzü Mekke’ye göre belirlemek ve Mekke’de gece iken Dünya’nın herhangi bir yerinde görülen ilk hilali esas almak gerekir.” diyorsunuz. ve buna göre ertesi günü ayın 1. günü ilan edilir. Bende merak ediyorum işte. Dünyanın herhangi bir yerinde görülen ilk hilali kim görmüş, velev ki teleskop gibi cihazla da olsa bunu gören kurum veya kişiler kimdir? Yoksa kimsenin gördüğü yok, biz hesap üzere bunun görüldüğünü kabul ediyoruz mu diyorsunuz?
Cevapla
abayindir diyor ki:
31 Ekim 2012, 05:52
Murat Bey,
Ayetler hesabı emrettiği için burada yapılan hesapla berilemedir. Başka şekilde evrensel bir takvim yapamazsınız. İlgili uzmanlar, kendilerine verilen Kur’an ve Sünnet ölçülerine göre hesaplarını yapıyorlar. Sonra bu hesaplar başka uzmanlar tarafından kontrol ediliyor. Hata varsa düzeltiliyor ve ilan ediliyor. Hesap yapılamadığı zaman mecburen rüyet esas alınacaktır. Gören kişinin güvenilirliği o zaman önem kazanır. Burada da hesabı yapanların güvenilirliği önem kazanmaktadır. O hususta şimdiye kadar azami hassasiyet gösterilmiştir. Zaten Suudiarabistan da bu hesapların yanlışlığını iddia etmemektedir.
Cevapla
murat keskin diyor ki:
31 Ekim 2012, 08:32
“Hesap yapılamadığı zaman mecburen rüyet esas alınacaktır.” diyorsunuz. Yani ilk önce hesap yapılıyor eğer hesaplama sorunu varsa rü’yet esas alınacak, hesaplamaya engel bir doğa koşulu vb. yoksa hesap esas alınıyor. Benim anladığım bu. Eğer mesele böyleyse linkte de göreceğiniz üzere (TC Diyanet Isleri Baskanlik) 1978 konferasında bu kararlar alındı. Bu kararlarda sizin belirtiğiniz hesaplama kararı alınmış değildir. Bilakis “1. İster çıplak gözle, isterse modern ilmin rasat metotlarıyla olsun, asıl olan Hilal’in Ru’yeti’dir.(hilalin görülmesidir) ” ve bunun üzerine Mekke de bir rasathane kurulup burdan gözlem yapılması kararı yine bu maddeler içindedir.
O zaman siz sadece hesabı ayet emrediyor. Biz 1978 kararlarına itibar etmiyoruz. “Ayet hesabı emrettiği için hesap ile buluyoruz” mu diyorsunuz? Bu minvalde 1978 kararları “hesaplamaya engel bir şey bulunmadığı müddetçe hesap esas alınmalı” kaidesi olmadığından bu kararlara itibar etmiyorsunuz? Doğru mu?
Cevapla
abayindir diyor ki:
31 Ekim 2012, 11:10
Murat Bey,
Tespitleriniz doğrudur.
KAYNAK : 25 Ekim 2012 Kurban Bayramıdır - Süleymaniye Vakfı
=======================================================================
https://www.islam-tr.org/yonetim-du...du-kurban-bayrami-26-ekim-2012-cuma-gunu.html
https://www.islam-tr.org/guncel-haberler/39891-fetullah-gulenden-bayram-hakkinda-sok-aciklama.html
Yukarıdaki konularda bilindiği üzere Diyanetin takvimi (hesabı) mi? yoksa hilali görmeyi mi esas aldıkları hakkında konuşuyorduk. Bende diyanetin açıklamalarına göre baktığımda takvimi değil, hilali görmeyi esas aldıklarını düşündüğümü yazıyordum. Bu esnada Diyanetin haklı olduğunu savunan Abdulaziz bayındır'ın sitesinde konuyla ilgili yazışmalar yapma imkanı buldum. Bu yazışmaların kaynağını ve yazıları aşağıya aktarıyorum.
Sonuç itibariyle Abdulaziz Bayındır takvimi/hesabı esas aldığından daha fazla konuşmanın anlamı olmadığını, zira hesabı esas alınmaması gerektiğini bir çok alimin zikrettiğini, Rasulullah'ın uygulamasınında böyle olmadığını bildiğimden konuşmayı sonlandırdım.
Bu mesele aklımdadır. Diyanet yetkililerinden birileri ile de görüşme imkanı bulursam onlara da sorularımı yöneltip, cevaplarını almaya çalışacağım. yine buraya yazarım İnşallah. Eğerki onlarda Abdulaziz Bayındır gibi düşünüyorsa (ki bu diyanetin yapmış olduğu 1978 kararlarına terstir) diyanetin de yanlış yaptığına şahsi olarak karar vereceğim.
=============================================================================
murat keskin diyor ki:
30 Ekim 2012, 11:15
sorumu silmeyin lütfen 2. defa yazıyorum.
Hilal güney amerika da gördüğünü beyan eden kimdir? Bu kişi islam dinine göre adil şahit sıfatları taşıyor mudur? Tanımadığımız bir kişi adil mi? fasık mı? bilmeden şahitliğini kabul edebilir miyiz?
Cevapla
abayindir diyor ki:
30 Ekim 2012, 11:23
Murat Bey,
Yazıyı dikkatle oku, eğer bildiğin bir şey varsa o yazıya göre yaz. Orada rüyetten değil, hesaptan bahsediliyor. Hesap da uzmanlık işidir, onun yanlışılığını iddia eden tek kişi yok. Senin yorumun, konuyu anlamamış birinin yorumu olduğu için neşretmedim.
Cevapla
murat keskin diyor ki:
30 Ekim 2012, 23:00
“HOCA –Hayır! Geceyi ve gündüzü Mekke’ye göre belirlemek ve Mekke’de gece iken Dünya’nın herhangi bir yerinde görülen ilk hilali esas almak gerekir.” diyorsunuz. ve buna göre ertesi günü ayın 1. günü ilan edilir. Bende merak ediyorum işte. Dünyanın herhangi bir yerinde görülen ilk hilali kim görmüş, velev ki teleskop gibi cihazla da olsa bunu gören kurum veya kişiler kimdir? Yoksa kimsenin gördüğü yok, biz hesap üzere bunun görüldüğünü kabul ediyoruz mu diyorsunuz?
Cevapla
abayindir diyor ki:
31 Ekim 2012, 05:52
Murat Bey,
Ayetler hesabı emrettiği için burada yapılan hesapla berilemedir. Başka şekilde evrensel bir takvim yapamazsınız. İlgili uzmanlar, kendilerine verilen Kur’an ve Sünnet ölçülerine göre hesaplarını yapıyorlar. Sonra bu hesaplar başka uzmanlar tarafından kontrol ediliyor. Hata varsa düzeltiliyor ve ilan ediliyor. Hesap yapılamadığı zaman mecburen rüyet esas alınacaktır. Gören kişinin güvenilirliği o zaman önem kazanır. Burada da hesabı yapanların güvenilirliği önem kazanmaktadır. O hususta şimdiye kadar azami hassasiyet gösterilmiştir. Zaten Suudiarabistan da bu hesapların yanlışlığını iddia etmemektedir.
Cevapla
murat keskin diyor ki:
31 Ekim 2012, 08:32
“Hesap yapılamadığı zaman mecburen rüyet esas alınacaktır.” diyorsunuz. Yani ilk önce hesap yapılıyor eğer hesaplama sorunu varsa rü’yet esas alınacak, hesaplamaya engel bir doğa koşulu vb. yoksa hesap esas alınıyor. Benim anladığım bu. Eğer mesele böyleyse linkte de göreceğiniz üzere (TC Diyanet Isleri Baskanlik) 1978 konferasında bu kararlar alındı. Bu kararlarda sizin belirtiğiniz hesaplama kararı alınmış değildir. Bilakis “1. İster çıplak gözle, isterse modern ilmin rasat metotlarıyla olsun, asıl olan Hilal’in Ru’yeti’dir.(hilalin görülmesidir) ” ve bunun üzerine Mekke de bir rasathane kurulup burdan gözlem yapılması kararı yine bu maddeler içindedir.
O zaman siz sadece hesabı ayet emrediyor. Biz 1978 kararlarına itibar etmiyoruz. “Ayet hesabı emrettiği için hesap ile buluyoruz” mu diyorsunuz? Bu minvalde 1978 kararları “hesaplamaya engel bir şey bulunmadığı müddetçe hesap esas alınmalı” kaidesi olmadığından bu kararlara itibar etmiyorsunuz? Doğru mu?
Cevapla
abayindir diyor ki:
31 Ekim 2012, 11:10
Murat Bey,
Tespitleriniz doğrudur.
KAYNAK : 25 Ekim 2012 Kurban Bayramıdır - Süleymaniye Vakfı
=======================================================================