Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Sabah, Akşam ve Yatsı Namazın Vakti Hakkında Bazı Sorular

S Çevrimdışı

SaYFuLLaH

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Es selamu aleykum,

1. Bazıları sabah namazın vakti güneşin doğmasından 1.30 saat önce girer diyorlar, bu doğru mu?
2. Bazıları akşam namazın vakti tez geçer, 1.30 saat sonra şafak (ufuktaki kızartı) kesin olarak yok olur ve yatsı namazın vakti girmiş olur diyor, bu doğru mu? Hatta 40-50 dakika sonra şafağın yok olacağını yazan bir yazı bile okudum. Hangisi doğru?
3. Yatsı namazının vakti gece yarısına kadardır diyen alimler olduğu gibi, yatsı namazın vakti sabah namazın vaktine kadardır ancak gece yarısından sonrası mekruhtur diyen alimler var, hangi görüş daha isabetli?

Abdulmuizz agabey, bu sorularima cevap verecek zamanin var mi acaba, bu namaz vakitleri hususunda cok vesveselerim oluyor. Vaktin girip girmediginde süphe ettigim icin yatsi namazini cok gec ancak gece yarisindan önce kiliyorum. Sabah namazini da günes dogmadan 1.20-1.30 saat önce kiliyorum, halbuki bazi tavimlere göre sabah namazin vakti coktan girdi bile. Birde aksam namazinin vakti ne zamana kadardir, tez gecer deniyor, 40-50 dakkkika icinde kilinmazsa vaktin disina cikmis olur muyuz. Bu safak (ufuktaki kizarti) ne zaman kaybolur?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Salafimedia;302321' Alıntı:
Es selamu aleykum,

1. Bazıları sabah namazın vakti güneşin doğmasından 1.30 saat önce girer diyorlar, bu doğru mu?
2. Bazıları akşam namazın vakti tez geçer, 1.30 saat sonra şafak (ufuktaki kızartı) kesin olarak yok olur ve yatsı namazın vakti girmiş olur diyor, bu doğru mu? Hatta 40-50 dakika sonra şafağın yok olacağını yazan bir yazı bile okudum. Hangisi doğru?
3. Yatsı namazının vakti gece yarısına kadardır diyen alimler olduğu gibi, yatsı namazın vakti sabah namazın vaktine kadardır ancak gece yarısından sonrası mekruhtur diyen alimler var, hangi görüş daha isabetli?

Aleykum selam we rahmetullah kardeşim;

Sünnette Namaz Vakitleri :

Sünnet-i nebeviyye, vakitlerin başlamasını ve sonunu ince bir şekilde tayin etmiştir.
"Cabir b. Abdullah'tan rivayet edildiğine göre, Cebrail (a.s.) , Peygamber (a.s.)'e gelerek: "Kalk namaz kıl" demiştir.
Peygamber (a.s.) de güneş zevalde iken öğle namazım kılmıştır. Sonra Cebrail (a.s.) yine ikindi vaktinde gelerek: "Kalk namaz kıl" demiştir.
Peygamber (a.s.) de kalkıp ikindi namazını kılmıştır. Sonra akşam vaktinde gelerek: "Kalk namaz kıl" demiş, o da güneş batınca akşam namazını kılmıştır. Sonra yatsı vaktinde gelip: "Kalk namaz kıl" demiş ve Peygamber (a.s.) de aydınlık kaybolunca yatsı namazını kılmıştır. Sonra Cebrail (a.s.) sabah vaktinde gelerek: "Kalk namaz kıl" demiştir.
Peygamber (a.s.) de sabah vakti ortalık aydınlandığında sabah namazını kılmıştır. Sonra ertesi gün öğle vaktinde gelerek: "Kalk namaz kıl" dedi. Peygamber (a.s.) de kalkıp öğle namazını her şeyin gölgesi bir misli uzadığı zaman kıldı. Sonra ikindi vaktinde gelib: "Kalk namaz kıl" dedi. O da ikindi namazını her şeyin gölgesi iki misli uzadığı zaman kıldı. Sonra akşamleyin aynı vakitte geldi ve bir önceki günün vaktinde kıldırdı. Sonra yatsı vaktinde gecenin yarısı geçtikten sonra, yahut gecenin üçte biri geçtikten sonra geldi ve Peygamber (a.s.) yatsı namazını kıldı.
Sonra sabah ortalık iyice aydınlandığı zaman geldi ve: "Kalk namaz kıl" dedi, o da sabah namazını kıldı.
Sonra Cebrail (a.s.) şöyle dedi: Bu iki vaktin arası sabah vaktidir."
(Buharî şöyle demiştir: Bu hadis vakitler konusunda en sahih hadistir. Neylu'l-Evtâr, 1,300)

Bu hadis-i şerif akşam namazı dışındaki namazların iki vakti olduğuna delâlet etmektedir.

Akşam namazının vaktini belirleme konusunda Ukbe b. Âmir'den rivayet edilmiş başka bir hadis daha vardır:
"Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Akşam vaktini yıldızlar birbirine karışıp çoğalıncaya kadar tehir etmedikçe ummetim hayır yahud fıtrat üzerindedir."
(Bu hadisi Ahmed, Ebu Dâvud ve Hakim Mustedrak'inde rivayet etmişlerdir. Neylu'l-Evtâr, II, 3)
Bu hadis-i şerif akşam namazını acele kılmanın mustehab ve yıldızlar birbirine karışıncaya kadar tehir etmenin mekruh olduğuna delâlet etmektedir.

Fakihler buna binaen, her namazın vaktinin aşağıdaki şekilde olduğunda ittifak etmişlerdir.
(Fethu'l Kadîr, 1,151-160; ed-Durru'l-Muhtâr, 1,331-343; el-Lubâb. I, 59-62; el-Kavânînu'l-Fıkhıyye, 43 vd.; eş-Şerhu's-Sağîr; I, 219-238; eş-Şerhu'l-Kebir, 1, 176-181; Muğni'l-Mubtâc, I, 121-127; el-Muhezzeb, I, 51-54; Buceyremî el-Hatib, I, 345; el-Muğnî, 1, 370-395; Keşşafu'l Kına', I, 289-298)

Yine Müslümanlar beş vakit namazın belirli vakitlerle sınırlandırılmış bulunduğunun sahih ve sağlam hadislerle sabit olduğu hususunda ittifak etmişlerdir. Namazın edasının vucubiyeti (farziyeti) vaktin evvelinde başlayarak namaz kılacak bir vakit kalıncaya kadar bir süre içerisinde devam eder. Namazı eda edecek kadar bir vakit kalıp daralıncaya kadar bir süre içinde eda edilir. Kutub bölgeleri ile benzer yerlerde yaşayan Müslümanlar ise namaz vakitlerini kendilerine en yakın normal vakitlerin bulunduğu bölgelere göre takdir etmelidirler.

Sabah Vakti :
C 1 - Sabah namazının vaktinin, güneşin doğmasından yaklaşık olarak bir buçuk saat önce (fecr-i sâdık) girdiği doğrudur. Bu süre, yaz ve kış aylarında , Kuzey ve güney yarımküreye ülkelere / bölgelere artıb eksilebilir.

Fecr-i sadık: Ufuktaki genişliğine yayılan bir beyazlıktır. Bunun karşıtı fecr-i kâzibdir;
Fecr-i kâzib: Gökyüzünün ortasında yükseklere doğru uzunlamasına yayılan kurt kuyruğuna benzer bir beyazlıktır. (Metinde geçen şerhan, kurt ile arslan arasında muşterek bir tabirdir. Bundan kast edilen gökteki o beyazlığın kurdun siyah kuyruğuna benzemesidir. Çünkü fecr-i kâzib siyah ile karışık bir beyazlıktır. Kuyruğun üstü siyah, iç kısmı ise beyazdır.)

Bu beyazlıktan sonra yine karanlık gelir. Birinci fecre bütün şer'i hükümler bağlanır. Bu hükümler de orucun başlaması, sabah vaktinin girmesi, yatsı vaktinin sona ermesidir. İkinci fecir yani fecr-i kâzibe şer'i hükümlerden hiç biri taalluk etmez. Buna hiç bir hüküm bağlı değildir. Çünkü Peygamber (a.s.) şöyle buyuruyor:
"Sabah, vakti iki tanedir: Biri yemek yemeyi haram kılan ve namaz kılmayı helâl kılan sabah vaktidir. İkincisinde ise sabah namazını kılmak haramdır. Yemek yemek ise helâldir."

(Bu hadisi Ibn Huzeyme, Hakim sahih olarak rivayet etmişlerdir. Subulu's-Selâm 1, 115)
Muslim'de rivayet edilen Abdullah b. Amr hadisinde şöyle denilmektedir:
"Sabah namazının vakti, fecrin doğmasından, güneşin doğmasına kadar geçen zamandır. "
Güneş doğduktan sonra, öğle vaktine kadar geçen zaman, farz namazların kılınamayacağı muhmel bir vakit olarak kabul edilir.

Sabah namazının vakti, fecr-i sâdık ile güneş doğuncaya / yükselinceye kadar geçen süre içerisindedir. Bu iki vakit arasında muctehidlere göre sabah namazı için en efdal olan vaktin Hanefilerce güneşin doğmasına / yükselmesine yakın olan zamandır derken; Cumhur'a göre ise fecr-i sâdık'a yakın, yani güneşin ilk doğmaya başladığı zamandır demektedirler.
Bu iki vaktin dışında, yâni güneşin doğup yükseldiği, etrafın aydınlandığı zaman namaz kılmak câiz değildir. Tâ ki yaklaşık 40 - 45 dakika güneş bir/ iki mızrak boyu yükselinceye kadar namaz kılınamaz.



Tirmîzî (ö. 279/893); Peygamber (s.a.v.)’in ashabından ve tabiînden pek çok ilim adamının “Sabah namazının günün ağarmasıyla” kılınması gerektiği görüşünde olduklarını, Sûfyân es-Sevrî’nin de bu görüşte olduğunu; Şâfi‘î (ö.204/819), Ahmed b. Hanbel (ö.241/855) ve İshâk b. Râhûyeh’in (ö.238/852) “günün ağarması/isfâr, aydınlığın apaçık ortaya çıkması olduğunu, namazın geciktirilmesi olmadığını”, dediklerini nakleder. (Tirmizî, “Mevâkît”, 3, Hadis no:154 (1/311-312)

Sabah namazının son vakti konusunda ihtilaf edilmiştir:
İbn Abbas’ın naklettiği isfarla ilgili hadisin zahirine bakarak Şafi‘î sabah namazının isfar vaktinde kılınması refah içinde yaşayanlar ve özrü bulunmayanlar içindir; Kim güneş doğmadan önce sabah namazının bir rekâtını kılarsa sabah namazını kaçırmamış olur; ancak bu özür sahibi olanlar ve zarûrî durumlar için söz konusudur, der.
İmâm Mâlik ve Ahmed b. Hanbel de “kim sabah namazının bir rekâtını kılar ve o esnada güneş doğarsa diğerini ona ilâve eder ve sabah namazını idrak etmiş olur, demekte; Ebû Hurayra’nın hadisinin zahirine istinaden onu namaza yetişmiş kabul etmektedirler.
Ashabu’r-rey ise sabah namazının bir rekâtını kılıp da üzerine güneş doğan kimsenin namazı fasit olur, demektedirler. (el-Hattâbî, Me’âlimu’s-sunen, 1/126)
Sonuç olarak sabah namazının son vakti güneş doğmadan öncesine kadardır.



Akşam Vakti :

C 2 -Akşam namazının ilk vakti konusunda muctehidlerin (icma ile) ittifakı olsa da, son vakti konusunda ihtilaf bulunmaktadır.
Akşam namazının (ilk) vakti güneşin yuvarlağının tam olarak batmasıyla başlar.
Hanefî, Hanbelî ve Şafiî'nin eski mezhebine göre akşam vakti şafağın kaybolma zamanına kadar uzanır. Dayandığı delil:
"Akşam vakti şafak kayboluncaya kadardır." hadisidir.
(Bu hadisi Muslim Abdullah b. Amr'dan rivayet etmiştir. es-San'ânî, Subulu's-Selâm: 1, 106)

İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed ile Hanbelî ve Şafiîlere göre, şafak kırmızı olan şafaktır. Çünkü İbni Ömer şöyle demiştir:
"Şafak, ufuktaki kırmızılıktır."
(Bu hadisi Darâkutnî rivayet etmiş olub, İbni Huzeyme sahih demiştir. İbni Huzeyme'den onu ibni Ömer'e mevkuf kılmışlardır. Hadisin tamamı şöyledir.
"
Şafak kaybolunca yatsı namazının vakti girer."
İbni Huzcyme sahihinde, ibni Ömer hadisini merfu olarak şöyle tahric etmiştir.
"Akşam namazının vakti şafağın kırmızılığı gidinceye kadardır." Subulus-Selâm, 1, 114.
Nevevi, sahih olan bu hadisin ibni Ömer'e (r.anhuma) mevkuf olduğudur, demiştir.)


Ebu Hanife'ye göre, şafak âdette kırmızılıktan sonra ufukta devam eden beyazlıktır. Bu beyazlıktan sonra devam eden siyahlık ortaya çıkar. İki şafak arasında üç derecelik bir fark vardır. Bir derece ise dört dakikadır.

İmam Ebu Hanife'nin dayandığı delil , Peygamber (a.s.)'in şu sözüdür:

"Akşam vaktinin sonu ufuk karardığı zamandır."
(Hadisin metni Tirmizî'nin Ebu Hurayra'dan tahriç ettiği şu şekildedir:
"Akşam namazının vaktinin sonu, beyazlığın ufukta kaybolduğu zamandır."
Akşam vaktinin kaybolması kırmızılıktan sonraki beyazlığın kaybolması iledir. Fakat bu hadis bu metin ile senet bakımından sahih değildir. (Nasbu'r- Râye: I, 230)
Ibn-i Mes'ud'un da şöyle dediği rivayet edilmiştir:
"Rasulullah (a.s.)'ın bu namazı ufuk karardığı zaman kıldığını gördüm.")

Bu hadis Ebu Bekir, Aişe. Muaz ve İbni Abbas (r.anhuma)'tan rivayet edilen hadistir.

Malikî'lerle, Şafiî'nin azhar olmayan ve amel edilen yeni mezhebine göre:
Akşam vakti, abdest alıp avrat yerini örtecek elbiseyi giyinip ezan ve kamet okuyup beş rekât namaz kılıncaya kadar devam eder. Yani, akşam vakti dar bir vakit olup, akşam namazını yukarıda anlatılan şekilde kılıncaya kadar devanı eder. Çünkü Cebrail (a.s.), Peygamber (a.s.)'e namaz vakitlerini öğrettiği iki günde akşam namazını tek bir vakitte kıldırmıştır. Nitekim bu hususu daha önce geçen Cabir hadisinde açıklamıştık. Eğer akşam namazının başka bir vakti olsaydı Peygamber (a.s.) diğer namazları açıkladığı gibi, onu da açıklardı.
Bu görüş şu şekilde reddedilmiştir:
Cebrail (a.s.) sadece tercih edilen vakti açıklamıştır. Buna da fazilet vakti denilmektedir. Caiz olan vakit ise, munakaşa konusudur. Hadiste bu munakaşa konusu olan vakte değinilmemiştir.



Yatsı Namazı Vakti :
C 3 - Hanefi'lerde fetva verilen görüş ile diğer mezheblere göre.yatsı vakti, kırmızı şafağın kaybolduğu andan itibaren başlar, fecr-i sadık'ın doğmasından hemen önceki zamana kadar devam eder. Bu görüşün dayandığı delil, daha önce geçen İbni Ömer'den rivayet edilmiş olan şu hadis-i şeriftir:
"Şafak kırmızılıktır. Şafak kaybolunca namaz kılmak farz olur."

(es-Sanânî, Subûtus-Selâm, I,114)

İkinci delil de Muslim'de rivayet edilen Ebu Katade ve İbn Ömer (r.anhuma) hadisidir:
"Uyku hâlinde kusur yoktur. Kusur ancak, diğer namazın vakti girinceye kadar namazı kılmayandadır,"

(Muslim, Mesâcid, 311)

Bu hadis-i şerif, (aynı zamanda yatsı namazının kılınmasının son vatinin tesbitine işaret etmeltedir) sabah namazı dışında her namazın vaktinin diğer namaz vakti girinceye kadar devam ettiği konusunda açıktır. Sabah namazı ise, bu umumi hükümden icma ile tahsis edilmiş, istisna edilmiştir.
Fakat yatsı namazı için tercih edilen vakit, gecenin üçte biri yahud yarısı geçinceye kadar devam eder. Bunun dayandığı delil Ebu Hurayra hadisidir:
"Ummetime zorluk vermesem, yatsı namazını gecenin üçte birine, yahud yarısına kadar tehir etmelerini emrederdim."
(Sahih: Musned, 11/245, H. no: 7335;

Mâlik, Taharet, 114-115 (Yatsı namazının geciktirilmesi ile ilgili kısmını nakletmez); Abdurrazzâk, 1/555-556, H. no: 2106-2107; Buhârî, Cum'a, 8; Savm, 27; Temennî, 9; Muslim, Taharet, 42; Ebû Dâvud, Taharet, 25, H. no: 46; Tirmizi, Taharet, 18, H. no: 22; Darimî, Salât, 168, H. no: 1492-1493; Vudû', 18, H. no: 689; Nesâî, Taharet, 6, H. no: 7; es-Sunenu'l-kubrâ, 1/64, H. no: 6; 11/196, H. no: 3035; fi/197, H. no: 3039; İbn Ebî Şeybe, Musannef, 1/155, H. no: l787; Îbnu'l-Cârûd, s.27, H. no: 63; İbn Huzeyme, 1/73, H. no: l40; Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/43-44; İbn Hıbbân, III/351, H. no: 1068; IV/399, H. no: l531; IV/406, H. no: 1540; Ebû Avâne, 1/163, H. no: 474; Taberânî, el-Mu'cemu'l-evsat, 11/57, H. no: 1238; VII/253, H. no: 7424; Ebû Ya'lâ, XI/229, H. no: 6343; Bezzâr, 11/121, H. no: 478; Beyhakî, es-Sunenu'l-kubrâ, 1/35, 37, H. no: 144, 153-154)

Enes hadisinde de şöyle denilmekledir:
"Peygamber (a.s.) yatsı namazını gecenin yarısına kadar tehir etti, sonra yatsı namazını kıldı."
(Bu hadisi Ahmed, İbni Mace ve Tirmizî rivayet etmiş olup sahih demişlerdir. Neylu'l-Evtâr, II, 11)

İbni Amr hadisi de şöyledir:
"Yatsı namazının vakti gecenin yarısına kadardır."

(Buharî ile Muslim, Ebu Dâvud, Ahmed, Muslim ve Neseî, Neylu'l-Envâr, I, 306)

Aişe (r.anha) hadisinde de şöyle denilmektedir:
"Peygamber (a.s.) bir gece, yatsı namazını geciktirdi. Mescid ehli uyumuştu. Sonra çıkıp namaz kıldı ve şöyle buyurdu:
"Eğer ummetime zorluk vermesem, bu vakit yatsı namazının vaktidir."
(el-Lubâb, I, 61 vd.; Fethu'l-Kadîr ve İnaye, I, 56 vd)

Bu hadis-i şerif yatsının namazının muhtar olan vaktinin gece yarısından sonraya kadar uzadığına işaret ediyorsa da, gecenin ekserisi değil büyük bir kısmı murad edilmiştir şeklinde tevil olunmaktadır. (Vehbe Zuhayli, İslam fıkhı Ans. C. 1, Sf: 391 - 396)


Yatsı Namazının Efdal Vakti

Ebû Hurayra'dan (Radiyallahu anh), Rasulullah (sallahu aleyhi ve sellem) şöyle dedi:
Namazın ilk ve son vakti vardır;
Öğlenin ilk vakti güneş (zevalden batıya) meylettiğinde (başlar) ve ikindi vakti girdiğinde sona erer.
İkindinin ilk vakti kendi vaktinin girmesiyle başlar ve güneş sararıncaya kadar devam eder.
Akşamın ilk vakti güneş battıktan sonra başlar ve ufuk (şafak) kayboluncaya kadar devam eder.
Yatsı namazının ilk vakti şafağın kaybolmasıyla başlar ve gece yarısına kadar devam eder.
Sabahın ilk vakti fecrin çıkmasıyla başlar ve güneşin doğmasıyla sona erer."

(Sahih: Musned, 11/232, H. no: 7172; Tirmizî, Salât, 2, H. no: 151.
Tirmizî, hocası Buhâri'den şu görüşü nakleder: "Namaz vakitleri konusunda A'meş'in Mucâhid'den naklettiği hadis, Muhammed b. Fudayl'in A'meş kanalı ile naklettiği rivayetten daha sahihtir. Muhammed b. Fudayl hata etmiştir." İbn Ebî Hatim, 1 / 101, Trc. no: 273);
Bennâ hadisi Hâkim'e de nisbet eder ve isnadının sahih olduğunu söylediğini nakleder. Ayrıca İbnu's-Seken'in de Sahih'ine aldığını ifade eder. (Bulûğu'l-emânî, H / 243)
Nesâî'nin rivayeti de şöyledir:
Nesai, Mevâkît, 6, H. no: 502; Tahâvî, «Şerhu meâni'l-âsâr, 1/89; Beyhakî, es-Sunenu'l-kubrâ, 1/375-376; İbn Hazm, Muhatta, 111/168 (Hadisi tenkid edenleri sert bir dille eleştirir.) Zeylâî, Nasbu'r-râye, 1/231;
(İbnu'l-Cevzî Tahkîk isimli eserinde (1/279) eleştirilere cevab verir. Ahmed Muhammed Şâkir ise hem Musned Tahricinde, hem de Tirmizî Şerhinde zedeleyici derecede olmayan bu ta'lilleri değerlendirir ve tercihini şu şekilde ifade eder:
Musned veya mevkuf rivayetler muttasıl merfu rivayeti teyid eder. Hadiste hiçbir ta’lil söz konusu olamaz”)


Not : (Rivayetteki “son vakti” lafzı anlaşılması için “...sona erer” şeklinde terceme edildi. Tirmizi’deki akşam namazı vaktiyle ilgili rivayette ufuk yerine şafak lafzı bulunmaktadır. Tirmizi , Salat , 114)


Bu rivayetlerden Rasulullah’ın eğitim yönünün mükemmelliği ve her kişiye anlayacağı şekilde açıklaması göze çarpmaktadır:
1- Namaz vakitlerini tesbit etmek, herhangi bir teknik alet ve donanıma gerek kalmaksızın normal araştırmayla bulunabilir; tabiat olayları ile tesbit edilen vakitler İslamın ne kadar tabii bir din olduğunu göstermektedir.

2- Namazı ilk vakitte kılmak efdaldir, ancak geciktiren kişi son vaktini de bilmelidir.

3- Bazı namaz vakitlerinde farklı rivayetler bulunmaktadır; ikindi ve yatsı namazı gibi. Yatsının vakti konusunda ilk, orta ve son yarısında kılınmasına cevaz verilmiş, ancak hangi vakitte kılmak efdaldir;
a- Hanefilerde bu konuda farklı görüşler vardır: Gecenin ilk üçte birinde, son üçte birinde kılmak efdaldir.
b- Şafiilerde ve Hanbelilerde iki görüş vardır: Gecenin ilk üçte birinde veya yarısında kılmak efdaldir.
c- Malikilerde ise gecenin ilk üçte birinde kılmak efdaldir.

(İmam Muhammed, Asl, I/ 146-147; Şafii, Umm, I/89-93; Şirazi, Muhezzeb ,I/51,53; Serahsi, Mebsut, I/297;
Desuki, Haşiye, I/175-178; İbn Kudame, Muğni, I/393-394, 397-398)
(İmam Ahmed b. Hanbel, El-Musned, el-Fethu’r- Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 4/10-11)


Ehl-i sunnete göre yatsı namazının iki vakti vardır.
Birinci efdal olan vakti İhtiyari vakittir: Bu vakit akşam namaz vaktinin bitmesiyle başlar, gecenin yarısına kadar devam eder.
İkinci vakti ise Zarûret vaktidir: Bu da gece yarısından başlar, fecr-i sadıka (güneç doğuncaya) kadar sürer. Bu da yatsı namazı vaktinden önce uyuyup kalani uykudan uyanan ve hayızdan temizlenenlerin vaktidir.



Ebu Seleme (b. Abdurrahman)'dan, İbn Ömer (Radıyallahu anhumâ) Rasulullah'in (Sallallahu aleyhi ve sellem) şu sözünü nakletti:
"
Namazınızla ilgili bir kavramı kullanmada bedevîler size galib gelmesin! Dikkat edin, o yatsıdır! Bedeviler gece karanlığı vaktine kadar deve ile kalır ya da ondan gece karanlığı vaktinde ayrılırlar. Onlar deve sütü sağmakla meşgul olub gece vaktine kadar geciktikleri için yatsıya ateme (gece) derler."

Bedevîler sosyal ihtiyaçları nedeniyle vakitlerle ilgili isimleri farklı kullanıyorlardı. Meselâ, akşama ışâ (yatsı) ve yatsıya ateme (gece) diyorlardı. Rasûlullah bu kelimelerin ibadet kavramlarını değiştirmesi ve kavram kargaşasına götürmesi endişesiyle bazı uyanlarda bulunmaktadır.
(Ateme , geciktirmek anlamındadır. Bedevîler develeri ve süt sağımı ile meşgul oldukları için yatsı namazını bu vakte kadar geciktiriyorlardı. İmam Halil'e göre ateme, gecenin ilk üçte bîridir. Râzî, Muhtâru's-Sıhâh, 412)
Ancak ışâ (yatsı) kullanımı yaygınlaştıktan sonra ateme kullanımına cevaz verildiğini belirten âlimler de bulunmaktadır ki bu noktada delilleri sahabeden bazılarının kullanımıdır. Doğrusunu Allah bilir. (İbn Abdilber, Temhîd XXII/14)
Yatsı namazından sonra gece sohbetinin cevazında ihtilâf edildi; Bir kısmı mekruhtur derken, diğerleri câizdir dedi. İki farklı görüşün cem edilmesi mümkündür;
a- Yatsı namazından sonra gece sohbeti mekruhtur.
b- Ancak zaruret ya da hayırlı bir iş yapma durumu varsa caizdir, bu konuda ruhsat vardır.
(İbn Hacer, Fethu'l-Bâri 11/49; Mubârekpûrî, Tuhfetu 'l-ahvezî 1/436; Bennâ, age,, 11/273)

Yatsı Namazını Gecenin Üçte Biri ya da Yansına Kadar Geciktirmek Mustehabdır
(İmam Ahmed b. Hanbel, El-Musned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 4/68-69)



Öğle Namazının Vakti:

Öğle vakti, güneşin gökyüzünde çıktığı en yüksek noktadan batıya doğru meyletmesiyle başlar ve her şeyin gölgesinin bir misli uzamasına kadar devam eder. Cisimlerin, güneş tam tepe noktada iken yere düşen gölgesi (fey-i zeval), bunun dışındadır. Öğlenin bu vaktine "asr-ı evvel" denir. Bu, Ebû Yusuf, İmam Muhammed, Şâfiî, Mâlik ve Ahmed b. Hanbel'in görüşüdür. Ebû Hanîfe'ye göre ise, öğlenin vakti, fey-i zeval dışında, cisimlerin gölgesi, iki misli uzayıncaya kadar devam eder. Bununla öğle namazı vakti çıkmış, ikindi vakti girmiş olur. Buna "asr-ı sânî" denir.

Hac farızasını yerine getirmek için dünyanın her tarafından Mekke ye gelen müslümanlar, namazlarını Harem-i Şerifte kılmaya özen gösterirler.
Cisimlerin gölgesinin mislini hesablamada, zeval vaktinde bu cisimlerin sahib oldukları gölge, uzunluğu itibar etmede uzayan gölgeye ilâve edilir.
Çoğunluk fakihlerin delili şu hadistir:

Cebrail aleyhisselâm, Peygamber'e namaz vakitlerini öğretirken, "ikinci gün her şeyin gölgesi bir misli olduğu zaman öğle namazını kıldırmıştır"

(Ebû Dâvûd, Salât, 2; Tirmizî, Mevâkît, 1; Nesâî, Mevâkît, 6, 10, 15; İbn Hanbel, I, 383, III, 330; Mâlik, Muvatta', Salât, 9)

Ebû Hanîfe'nin delili ise şu hadisidir:

"Öğle namazını hava serinlediği zaman kılınız. Çünkü öğle vaktindeki sıcaklığın şiddeti, cehennemin sıcaklığını andırır"

(Buhârî, Mevâkît, 9, 10, Ezân, 18)

Arabistan yöresinde sıcağın en şiddetli olduğu zaman, her şeyin gölgesinin bir misli olduğu zamandır. Bu yüzden öğleyi yazın serine bırakmak (ibrâd) mustehab sayılmıştır. (el-Mevsilî, el-İhtiyâr, I, 38, 39; Vehbe Zuhaylî, İslam Fıkhı Ans. C. I, Sf: 508)


İkindi Namazının Vakti:

İkindi vakti, öğle vaktinin çıktığı andan itibaren başlar ve güneşin batması ile son bulur. İkindi vakti; çoğunluk muctehidlere göre, her şeyin gölgesinin bir misli, Ebû Hanîfe'ye göre ise, iki misli olduğu andan itibaren başlar ve ittifakla güneşin battığı zamana kadar devam eder. Zira Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Güneş batmadan önce, ikindi namazından bir rekata yetişen kimse, ikindi namazına yetişmiştir"

(Malik, Muvatta', Vukût, 5; Ebû Dâvûd, Salât, 5; İbn Mâce, Salât, 2; İbn Hanbel, II, 236, 254)
Çoğunluk muctehidlere göre, ikindi namazını güneşin sararma vaktine kadar geciktirmek mekruhtur. Çünkü Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Bu vakitte kılınan namaz munâfıkların namazıdır. Munafık oturup güneşi bekler. Güneş şeytanın iki boynuzu arasına girdiği (batmaya yüz tuttuğu) zaman, çabuk olarak ikindiyi dört rekat kılar, Allah'ı çok az anar"

(Mâlik, Muvatta', Kurân, 46)

İslâm âlimlerinin büyük çoğunluğuna göre Kur'an-ı Kerim'de sözü edilen "orta namaz", ikindi namazıdır. Delil, Âişe (r.anhâ)'nin naklettiği şu hadistir:
"Peygamber (s.a.v.); "Namazlara devam edin, orta namaza da devam edin" (Bakara, 238) ayetini okudu. "orta namaz ise ikindi namazıdır" buyurdu (Ebû Dâvûd, Salât, 5; Ibn Hanbel, V, 8; Ibn Kesîr, Muhtaşaru Tefsirî Ibn Kesîr. thk. M. Ali es-Sâbûnî, Beyrut 1981, I, 218).


İlgili Konular :

Mezheblere Göre Namazların Vakitleri Nasıldır?

Hanefi Mezhebine Göre Yatsı Ezanı Vakti Nedir?

Ezan Okunmadan Sabah Namazı Kılınır mı?

Namaz Hakkında Çok Önemli Meseleler (Sorulara Cevab)
 
S Çevrimdışı

SaYFuLLaH

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Allah senden razı olsun, seni Firdevs Cenneti ile mükafatlandırsın ağabeyim, çok yardımcı oldun.

Akşam namazının vaktini belirleme konusunda Ukbe b. Âmir'den rivayet edilmiş başka bir hadis daha vardır:
"Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Akşam vaktini yıldızlar birbirine karışıp çoğalıncaya kadar tehir etmedikçe ummetim hayır yahut fıtrat üzerindedir."
(Bu hadisi Ahmed, Ebu Dâvud ve Hakim Mustedrak'inde rivayet etmişlerdir. Neylu'l-Evtâr, II, 3)
Bu hadis-i şerif akşam namazını acele kılmanın mustehab ve yıldızlar birbirine karışıncaya kadar tehir etmenin mekruh olduğuna delâlet etmektedir.

Yani mekruh olan vakit güneşin batmasından yarım saat sonra olan vakit mi? Bazı Suud alimleri (İbni Useymin) bu ufuktaki kızıllığın mevsim ve bölgeye göre 1.15-1.30 saat sonra kaybolduğunu söylüyor, bu yüzden yatsı namazını akşam namazından 1.30 saat sonra kılınabilineceğini söylüyor. Bunun aslı var mı?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Allah senden razı olsun, seni Firdevs Cenneti ile mükafatlandırsın ağabeyim, çok yardımcı oldun.



Yani mekruh olan vakit güneşin batmasından yarım saat sonra olan vakit mi? Bazı Suud alimleri (İbni Useymin) bu ufuktaki kızıllığın mevsim ve bölgeye göre 1.15-1.30 saat sonra kaybolduğunu söylüyor, bu yüzden yatsı namazını akşam namazından 1.30 saat sonra kılınabilineceğini söylüyor. Bunun aslı var mı?
Ecmâin kardeşim ;

Evet öyle de denebilir, aslolan ilk yarım saatte kılmaktır.
İbn Useymin'in dediği zaten şu anda dünya üzerindeki çeşitli coğrafyadaki ülkelerin akşam ve yatsı namazı (giriş) ezanı farkı 1.05 ile 1.30 saat arası gibi. Günümüzdeki pratik olarak dünya üzerindeki devletlerde namaz vakit başlangıçları arasındaki fark, rasathane hesablarına göre yaklaşık bu surede. Fakat İbn Useymin bunu neye dayanarak söylüyor bilmiyorum. Onunda ülkelerdeki rasathane hesablarına bakarak söylemiş olması muhtemel. Saat (icadı) kavramı asr-ı saadete dayanmamaktadır. Fi emanillah
 
S Çevrimdışı

SaYFuLLaH

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Agabey, son olarak su gece yarisi meselesi var. Gecen Abdulaziz Bayindirin vakit tespitlerine (gözlemleme 2010'da yapilmis) baktim Youtube'da. Türkiye'deki (ufkun 18° altinda) yatsi namazi diye bilinen vakit aslinda gecenin yarisi diyor cünkü zifiri karanlik olunca gece yarisi olmus olur diyor. Benim bildigim gece yarisini tespit etmek icin kolay bir hesaplama var. Aksam vaktinden imsak vaktine kadar olan saat farkini ikiye bölüp cikan sonucu aksam namazin vaktine ekliyoruz.
 
Üst Ana Sayfa Alt