Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Sahabe Peygamber (sav)’e itaat etmiyor muydu ? - Ayakta Su İçme Hadisleri

mehmed cihad Çevrimdışı

mehmed cihad

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
1. Ebû Hüreyre (r.a.) anlatıyor: "Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdular:
"Sizden kimse sakın ayakta içmesin. Kim unutarak içerse hemen kussun." (Müslim, Eşribe 116, (2026))

2. İmam Mâlik'e ulaştığına göre Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali (radıyallâhu anhüm) ayakta oldukları halde (su) içiyorlardı." (Muvatta, Sıfâtu'n-Nebî 13, (2, 925))

Hadis inkarcısı sapıklar bu iki rivayete göre “sahabelerin peygambere itaat etmedikleri” gerekçesiyle bu rivayetleri uydurma saymışlardır. Elbetteki bu fikir pek yeni bir şey değil şii (sahabe düşmanı) atalarından aldılar bu fikirleri.. Sahabe-tabiin ve onlardan sonra gelen müslümanlar, alimler hakkında şüphe uyandırmak istemektedirler. Asıl amaçsa başkadır. Bu şüphe ilerde daha büyük şüphelere yol açacaktır. Şiilerin “Velayet Suresi”nin Kur’an’dan sahabelerin çıkardığı iddiası gibi..


Diyelim ki elimizde zahiren çelişkili gibi görünen iki hadis var:

a.) Sıhhat derecesi aynı olan iki hadis; 1.) mana yönüyle aynı olup rivayet farklı olabilir, bu durumda mana üzere amel edilir 2.) hadisler arasında nasih-mensuh ilişkisi mevcut olabilir. (Daha farklı durumlar da mevcuttur.)
b.) Sıhhat derecesi farklı iki hadis; 1.) sıhhat derecesi düşük olan rivayet tevil edilir 2.) daha zayıf olan hadis uydurmadır. (Daha farklı durumlar mevcuttur.)

Hadis inkarcıları bu rivayetlerde çelişki olduğunu iddia etmektedir. (Nasıl çelişkiyse artık.)

Acaba bu rivayetlerde sahabeye hakaret var mı ? İnceleyelim..

Her hadis, hadislerdeki her emir “farzlık, vaciplik vs.” içermez. Sünnetin de kendi içinde farklı durumları vardır: “Hırsıza uygulanan had cezasıyla ilgili hadislere uymak farzlık” bildirirken, “deve eti yedikten sonra abdest almak ile ilgili hadisler müstehablık” bildirmektedir.


Mendubun Dereceleri:

1. Sünnet-i Müekkede:
Bunlar, Peygamber efendimizin (sav) devamlı yaptığı ve farz olmadıklarını bildirdiği sünnet çeşitleridir. Sabah namazının sünneti gibi. Bu türden olan sünnetin yapılması sevaptır. Terk eden kişi cezayı hak etmese de kınanmaya layıktır. Çünkü Rasulullah'ın (sav) devam ettiği bir sünnete karşı inatçılık yapmıştır.

2. Sünnet-i Gayr-i Müekkede:
Bunlar ise, Peygamber efendimizin (sav) devamlı bir surette yapmadığı, bazan yapıp bazan da terk ettiği sünnetlerdir. İkindi ve yatsı farz namazla¬rından önce kılınan dört rek'at sünnetler gibi. Bunların yapılmaları güzeldir. Terk eden de kınanmaz.

3. Sünnet-i Zevaid:
Peygamber efendimizin (sav) yaşadığı toplumun örf ve adeti olarak yap¬tığı fiilleridir. Yemek yeme ve su içme şekli, kıyafet biçimi gibi. Peygamber efendimizin (sav) yaptığı bu şeylerin aslında sevilen hususlar oldukları şüphesizdir.
Fakat, bunları terk etmek ne cezayı ne de kınanmayı gerektirir.
(Hasan Karakaya, Fıkh Usulü; M. Ebu Zehra, Fıkıh Usulü)


Her ne kadar peygamberin su içmekle ilgili emirleri sünnetin parçası olsa da kuşkusuz namazı kılmakla ilgili emirleri mesabesinde değildir. Bu emirler genelde hadis kitablarının “Tıbb” bölümünde bulunur. Hatta bu türden hadislerle ilgili “Tıbbu’n-Nebevi” başlığı altında mustakil eserler de ortaya konulmuştur.

Sahih-i Muslim'deki hadis her ne kadar "içecekler" bölümünde bulunsa da bu hadisin tıbbla ilgili olduğu gerçeğini değiştirmez. (Zaten Sahih-i Muslim'de Tıbb diye bir bölüm mevcut değildir. Abdurrezzak'ın Musannef'indeki rivayet bu hadisin tıbbla ilgili olduğu konusundaki görüşümüzü desteklemektedir: “Eğer ayakta su içen kimse midesine verdiği zararı bilseydi içtiği suyu şüphesiz ki geri kusardı” (Abdürrezzak 10/427, 19588)

Birkaç Örnek:

1. Hacamat yaptırmak sünnetir. Ancak hiç kimse hacamat yaptırmadığı için kınanamaz, sünneti terketmekle itham edilemez.
2. Rasulullah (sav) mide hastalığından şikayet eden kişiyi deve sidiğiyle tedavi etmiştir. Mesela ikinci dünya savaşında da bedeviler vebayı deve dışkısıyla tedavi etmişlerdir. Yine yakın zamana kadar bazı hastalıklar kabir toprağı yiyerek tedavi edilmiştir. Örnekler çoğaltılabilir. Günümüzde ise bu türden hastalıklar için çeşitli ilaçlar icad edilmiştir. Şimdi biri çıkıp bu hastalıklar çıktığında “deve sidiği” içmek sünnettir diyemez.

Yukarıdaki iki hadis de verdiğimiz iki örnekle alakalıdır. Tıbb ve benzeri ile ilgili tavsiyeler her ne kadar sünnet olsa da terkedildiğinde kişiyi günahkar yapacak, kişileri sünneti terketmekle itham edilecek duruma düşürecek emirler değildir. Allahu a'lem..


http://www.facebook.com/IslamDusuncesi
 
Üst Ana Sayfa Alt