Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Şehidlerin Hayati

hamza01 Çevrimdışı

hamza01

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Şehidler gönüllerini (dünyevî) her tür uğraştan arındırarak sadece Allah yolunda öldürülen kimselerdir. İşte sadece bu uğurda öldürülen bu şehidlerdir diriler olan. Dirilerin her tür hususiyetine sahip olanlardır bunlar. Çünkü Allah onlara rızık veriyor. Onlarda Allah'ın kendi lutfundan verdiğiyle seviniyorlar. Kendilerinden sonra gelecek mümin kardeşlerinin (varacakları yeri görmekle) seviniyorlar. Bunlar ise hiç kuşkusuz diri kimselerin özelliğidir. Çünkü meta var, müjdeleme (sevinç) var, ilgi duyma var ve etki-tepki var.

Öyleyse onların şehadetine üzülmek niye?

Onlar, hiç kuşkusuz dirilerdir. Üstelik kendilerine Allah'ın lutfu da vardır. Allah katında kendilerine verilen rızık ve makam vardır.

İşlerin değerlendirilmesinde bu büyük hakikatin gün ışığına çıkması, hiç kuşkusuz bu dinin davetçileri ve mü'minler açısından büyük bir önem arzetmektedir. Çünkü bu hakikat müslümanın, hayatın çeşitli biçim ve vaziyetlerini kapsayan kainat hareketine ilişkin düşüncesini yönlendirmekte, hatta bu konuda yepyeni bir düşünce doğurmaktadır. Bu hayat biçimleri kopmaz bir şekilde birbirine bağlıdır, ölüm, hiç kuşkusuz bir son değildir. Çünkü (bu hakikatin gerçekleşmesiyle) mü'minin duygularında, hayat ve ölüm olaylarını karşılamasında, şu veya bu konudaki düşüncesinde yeni ve engin bir görüş ufku açılmaktadır.

"Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanma. Aksine onlar Rableri katında diri olup rızıklandırılıyorlar" (Ali İmran: 169)

Kur'an-ı Kerim'in bu ayeti, Allah yolunda öldürülüp bu hayattan ayrılan ve İnsanların gözünden uzaklaşan kimseleri "ölüler" sanmayı yasaklamaktadır. Çünkü onların Rableri katındaki diriliklerini ispatlamaktadır bu ayet-i kerime. Gerçi biz bu fani dünyanın insanları olarak şehidlerin yaşadığı hayatın türünü - sahih hadislerle bildirilen vasıfların ötesinde - bilemeyiz. Yalnız Alim ve Habir olan Allah'tan gelen buyruk, ölüm ve hayat kavramlarımızı tamamen değiştirmeye yetmektedir, ölüm ve hayat arasındaki ayrılık ve uyuma ilişkin anlayışı değiştirmenin teminatıdır bu buyruk. İşin, gözler önündeki dış görünümlerden ibaret olmadığını öğrenmemizin teminatıdır. Biricik teminatı..

İşte bizden birileri olan bu kimseler, öldürüldükten sonra dış görüntülerinden ötesini bilemediğimiz bu hayattan ayrılıyorlar. Ama onlar "Allah yolunda öldürülmüşlerdir." Çünkü kanlarını Rablerine adamışlardır. Ruhlarını, az ve önemsiz bir tür dünyevî hedef ve gayelerden vazgeçip Rablerinin yolunda feda etmişlerdir. Çünkü onlar bu yolda öldürülmüşlerdir.

Bundan dolayı Yüce Allah sadık buyruğu olan Kur'an-ı Kerim'de bu kimselerin kendi katında diriler olduğunu, orada rızıklandırıldıklarını ve diriler nasıl rızıklarından yararlanıyorlarsa kendilerinin öylece davrandıklarını bize bildirmektedir. Hayatta olmanın diğer özelliklerine sahip olduklarını da bize bildirmekledir.

"Allah'ın kendi lulfundan verdiğiyle seviniyorlar."

Onlar dirilerdir, öyleyse bu intikale hasretlik, kayıp ve yalnızlık gözüyle bakmak niye?

Bu intikal, olsa olsa gıbta, rıza ve hoşnutluk konusu olabilir. Allah'ın huzuruna varışın sevgisi..

Doğrusu, işte budur. Ölüm kavramının tamamen değişmesidir; hem mücahidlerin, hem de geride kalanların ölüme ilişkin duygularının değişmesidir söz konusu olan..

Tabi bu ölüm, eğer Allah yolundaysa.. Sonra bu ölüm, hayat alanını da genişletmekledir. Hayata ilişkin duyguların ve hayat biçimlerinin genişlemesi..

Yeryüzü sınırlarını aşacak, bu fani hayatın tezahürlerini geride bırakacak, çok daha geniş bir alanı dolduracak ve hiç bir engelle sınırlanmayacak kadar geniş..

Kur'anı Kerim'deki bu ve benzeri ayetlerin mü'min gönüllerde ikame ettiği keyfiyettir; - Allah yolundaki - mücahidlerin adımlarını yönlendiren. Ve her zaman her yerdeki - Allah yolundaki - mücahidlerin adımlarını hep böyle yönlendirmeye devam da edecektir.

Hak savaşında şehid düşen ölüler, elbetteki bulunacaktır. Allah yolundaki şehidlerdir bunlar..

Sevgili ve aziz ölülerdir bunlar..

Saygın ve tertemiz ölüler..

Allah yolunda savaşa çıkıp hak yolunda kanlarını feda eden kimseler, tabiatiyle en pak kalblere, en temiz ruhlara ve en an nefislere sahip olan insanlardır. Şu halde Allah yolunda şehid düşenlere "ölüler" denilemez. Onlar dirilerdir.

Öyleyse bu kimselere ölüler demek caiz değildir. Bu kimseleri his ve şuur aleminde ölüler diye değerlendiremeyiz.

Bu kimselere dil ve dudaklarla bile ölüler denilemez. Çünkü onlar, şanı yüce Allah'ın şahidliğiyle diri olan kimselerdir. Öyleyse bunların "diriler" olması mutlaktır. Belki zahiren gözün gördüğü kadar öldürülmüşlerdir; ama bu yüzeysel ve dış görünüşte kalan bakış, ölüm ve hayat gerçeklerini belirlemek için yeterli değildir. Çünkü diriliğin ana belirtisi, eylem, gelişme ve büyümedir, ölümün ana belirtisi ise durağanlık gevşeme ve kopukluktur. Allah yolunda öldürülen şehidlerin uğrunda öldürüldükleri hakkın zaferine yönelik eylemleri etkileyici bir eylemdir. Uğrunda öldürüldükleri düşünce, şehidlerin kanıyla yaşayıp gider. Geride kalanların bu şehadetten etkilenişleri güçlenerek devam eder. Hayatın şekillenme ve yönlendirilmesinde faal, itici ve etkileyici bir unsur olan kimselerdir şehitler. İşte hayatın (diriliğin) ana belirtisi de budur, öyleyse şehitler, insanlık dünyasının bu ölçüsüne göre dirilerdir.

Ayrıca onlar Allah katında da diridirler. Ama başka bir açıdan ..

Mahiyetini kavramayamadığımız bir açıdan..

Yüce Allah'ın bu konudaki buyruğu bize yetmektedir.

"Onlar dirilerdir; fakat siz bunu bilemezsiniz."

Çünkü bu hayatın mahiyyeti, bizim kısır ve sınırlı beşeri kavrayışımızın üstünde bir şeydir.

Ama onlar dirilerdir. Bundan dolayı ölülerin yıkandığı gibi yıkanmazlar. Şehid oldukları elbiseleriyle kefenlenirler. Gusül ölü bir cesedin temizlenmesi içindir. Oysaki şehidler içinde bulundukları hayatla tertemiz olan kimselerdir. Onların kabirdeki elbiseleri, hayattayken giydikleri elbiseleridir. Çünkü onlar (kabirde bile) dirilerdir.

Dirilerdir onlar..

Onların öldürülmesi, ailelerine, dost ve sevgililerine zor gelmez..

Onlar dirilerdir..

Ailelerinin, dost ve sevgililerinin hayatını paylaşan diriler..

Dirilerdir...

Onların ayrılığı geride kalanları sıkıntılara boğmaz. Onların ayrılığından dehşet ve korkuya düşülmez. Fedekarlığın büyüklüğü yüzünden dehşet duyulmaz.

Sonra onlar diriliklerinin yanında Allah katında kerim olan kimselerdir. En üstün ve en mükemmel mükafatla taltif edilen kimselerdir.

Sahih-i Müslim'de Resul-i Ekrem (s.a.v.)'dan şu hadis rivayet edilmektedir:

"Şehitlerin ruhu, cennette uçuşan yeşil kuşların kursaklarındadır. Cennette diledikleri yere girdikten sonra Arş'ın altına bağlı kandillere sığınan kuşların..

Rabb'ın kendilerine bakıp;

"Ne istersiniz?" diye sorar.

Kendileri;

"Ey Rabbimiz! Yaratıklarından hiç kimseye vermediğini bize verdikten sonra biz daha ne isteyebiliriz ki?" derler.

Rabbin aynı soruyu gene sorar. Bu soruya cevap vermeden bırakılmayacaklarını anlayınca;

"Ey Rabbimiz! bizi tekrar dünyaya döndürmeni istiyoruz. Ta ki bir daha senin yolunda öldürülünceye kadar savaşalım" derler.

Bunu demelerinin sebebi, şehitliğin büyük mükafatını görmeleridir. Ama Yüce Allah;

"Ben, onların bir daha dünyaya döndürelemeyeceğini yazdım" der." (Müslim: 3/1502; Tirmizi: 4/176; Ahmed: 6/286)

Hz. Enes'ten (r.a.) Allah'ın Resulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Yeryüzünde bir şeyi olup da cennete giren hiç bir kimse bir daha dünyaya dönmek istemez. Ama şehid bunu ister ve Allah yolunda on kere öldürülmek üzere bir daha dünyaya geri dönmeyi temenni eder." (Buhari: 3/202; Müslim: 3/1498; Tirmizi: 4/ 187; Ahmed: 3/113)

Yüce Allah diyor ki:

"Allah onları, kendilerine tanıttığı cennete koyacaktır." (Kıtal: 6)

Yüce Allah'ın şehidlere cenneti tanıtmasına ilişkin olarak Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inde şu hadis-i şerif bulunmaktadır.

Allah'ın Resulü (s.a.v.) buyurmuştur:

"Şehid" in kanının ilk damlası dökülür dökülmez kendisine altı şey verilir:

1 - Tüm günahları affolunur.

2 - Cennetteki yeri gösterilir.

3 - Hur'ül iyn'le evlendirilir.

4 - Büyük korkudan emin kılınır.

5 - Kabir azabından emin kılınır.

6 - İman giysisiyle süslenir.- (Ahmed: 2/320; Tirmizi: 4/188; İbn-i Mace: 2/936)


Kaynak:davet yolu (Seyyid Kutup)
 
Üst Ana Sayfa Alt