Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Şeyh Makdisi'den bayram mesajı

A Çevrimdışı

antitağut1979

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Şeyh Makdisi'den bayram mesajı

ALLAHu Ekber, ALLAHu Ekber, Lailahe İllALLAHu ALLAHu Ekber, ALLAHu Ekber Velillahil Hamd....
Hayatımızda bu tekbiri pratiğe aktarmadığımız sürece sözlerimiz dervişlerin mırıltılarından ileri gitmez. Sadece dilde kalan bu kelimeler Müslümanı ALLAH’ın sevdiği ve sadece kendisinden razı olduğu İbrahim’in (aleyhisselam) ümmetinden yapmaz... Kişi ne zaman “ALLAHu Ekber” lafzının manasını hayatına aktarır ve onu yaşarsa işte o zaman ALLAH (Subhanehu ve Tealâ) onun nazarında her şeyden daha büyük olur. Babadan, anneden, eşten, aileden, aşiretten ve bütün dünyadan daha değerli... İşte bu; insanlara imam olan, kavminin dininden, milletinden teberri ederek ALLAHu Teala’yı tercih eden, O’nu babasından ve aşiretinden üstün tutan İbrahim’in (aleyhisselam) milletidir. Hatırlayın O şöyle demişti:

"Ben, sizden ve ALLAH'tan başka taptığınız şeylerden çekilip ayrılırım da Rabbime dua (ibadet) ederim. Rabbime yalvarışımda mahrum kalmayacağımı umarım." (19, Meryem/48)

Yine İbrahim (aleyhisselam) yanında bulunan mü’minlerle beraber kavimlerine şöyle demişlerdir:

“Biz sizden ve sizin ALLAH'tan başka taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek ALLAH'a inanıncaya kadar sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve nefret belirmiştir.” (60, Mümtehine/4)

Gerçekten İbrahim (aleyhisselam), kendisine “İbrahim! Ey İbrahim” diye seslenen eşini ve küçücük yavrusunu ekinsiz/kurak bir arazide bırakarak arkasına dahi bakmadan gittiğinde O’nun nazarında ALLAH her şeyden daha büyüktü.

“ALLAHu Ekber” diyerek ALLAHu Tealâ’nın en büyük olduğuna kalbiyle iman etmişti. Çünkü bu O’na ALLAH’ın emri idi. ALLAH’ın emri ise İbrahim’in (aleyhisselam) nazarında, duygularından, hislerinden ve her şeyden daha üstündü. Eşi İbrahim’in gideceğinden emin olup onun tekrar geriye döneceğinden ümidinin kestiğin de O’na “bizi ne bir suyun ne de bir yiyecek ve içeceğin olmadığı bu kurak yerde bırakmanı sana kim emretti?” diye sormuş İbrahim’de “Rabbim” demişti. O zaman eşi “Öyleyse O bizi helak etmez” dedi.

Düşünün bir… Eşi de bunun ALLAH’ın emri olduğunu öğrendiği zaman, bir yandan çocuğu ağlarken, ne suyun ne de bir insanın bulunmadığı bu çölün ortasında yapayalnız kalmayı önemsemeyerek “ALLAHu Ekber” sözünü nasıl pratiğe aktardığını bir düşünün. Çünkü o ALLAH’ın her şeyden büyük olduğuna emindi. Bunu hayatına uyguladığı sürece ne onu ne de çocuğunu ALLAH’ın helak etmeyeceğinden emindi...

Ve yine… İbrahim “ALLAHu Ekber” diyerek ALLAH’ın en büyük olduğuna kalbiyle iman etmişti. Oğluna şöyle dediği zamanda İbrahim’in nazarında ALLAH en büyüktü:

“Oğlu, yanında koşacak çağa gelince: "Ey oğlum! Ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum. Artık bak, ne düşünürsün?" dedi. Çocuk da: "Babacığım sana ne emrediliyorsa yap, inşaALLAH beni sabredenlerden bulacaksın" dedi.” (37, Saffat/102)

Hangisi daha ilginç bilemiyorum. İbrahim’in Rabbine itaati mi? Yoksa babasına, onu kurban edeceği zaman yüzüstü yatırmasını, çünkü kendi yüzüne baktığı zaman duyacağı merhametin ALLAH’ın emrini uygulamasına engel olmasından çekindiğini söyleyecek kadar ALLAH’ın emrine boyun eğen İsmail’in sabrı mı?

Ve yine düşünün… Hacer’in imanını… İblis’in ona gelip de “İbrahim, ALLAH’ın emri olduğunu iddia ederek oğlunu boğazlayacak” dediği zaman; “Eğer Rabbi bunu emrettiyse teslim olmaktan başka yapacak birşey yok” diyerek “ALLAHu Ekber” lafzını hayatına nasıl tatbik ettiğini bir düşünün…
Ne kadar hayran olunacak mübarek bir aile. Karı-koca ve oğul.... Gerçekten ALLAH onların nazarında her şeyden daha büyüktü. Bu yüzden de ALLAH onların zikrini sonsuz kıldı. Çünkü Müslümanlar her zaman hacda, kurban bayramında onları anıyorlar ve -ALLAH’ın (oğluna fidye olarak) koç gönderdiği zaman imamlarının yaptığı gibi- kurban kesiyorlar. Hayatımızın her alanında “ALLAHu Ekber” lafzını uygulamamız gerektiğini bize hatırlatan bu günün ne denli önemli olduğu ve bu yolda başımıza gelen musibetlere karşı sabırlı olmamız konusunda sözü uzatmak istemiyorum... Eğer İbrahim (aleyhisselam) ALLAH’a itaat etmek uğruna oğlunu kurban etmeyi göze aldıysa bizim cihad yahut hapsedilmekten dolayı çocuklarımızdan ayrı kalmayı rahatlıkla kabullenmemiz gerekir. Bu ayrılık ALLAH için ve onun yolunda olduğu sürece... Ve siz de biliyorsunuz ki ben buraya dinim, İbrahim Ümmetine davetim, bu konuda yazdıklarım yüzünden girdim. Eğer bayramı burada geçirirsem, bundan dolayı size sabırlı olmanız gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Çünkü ALLAH’ın takdir ettiği her şeyde Müslüman için hayır vardır...

Sözlerimden bu değerli ve yüce tekbirin sadece kurban bayramına has olduğu anlamını çıkarmayın. Aksine bir Müslümanın onu her an her yerde uygulaması gerekir. Müezzinler her gün defalarca bize bu tekbiri duyurmuyor mu? Ve namazımızı onunla açmıyor muyuz? Her rükünde onu tekrar edip, namazın ardından selam verdiğimiz zaman da tekbir getirip, tesbih ediyor ve ALLAH’a şükretmiyor muyuz? Namazın tekbirle açılması daima Müslümana bu yüce manaları hatırlatır. İbni Kayyim’in (rahimehullah) dediği gibi namaz esnasında kişinin hem bedeni hem de kalbi ile ALLAH’ın huzuruna duranlardan olabilmesi için bu tekbirin manasını namazı esnasında sürekli hatırlaması gerekir. Kul, ALLAHu Teala’nın huzuruna durduğu zaman bilir ki, O’ndan ve O’nun emirlerinden büyük hiç bir şey yoktur. Bütün işler onun elindedir. Kalp böyle bir bilince sahip olunca ALLAH’tan, O’nun azametinden ve ihtişamından çekinerek başkasından yardım istemez, O’ndan başkasına sığınmaz ve O’ndan başkası ile meşgul olmaz.

“ALLAH hakkı yerine getirir. Onların O'ndan başka yalvardıkları ise hiçbir şeyi yerine getiremezler. Çünkü hakkıyla işiten ve gören ancak ALLAH'tır.” (40, Mü’min/20)

Eğer kişi tekbir’in hakkını bu şekilde yerine getirmezse Rabbinin huzurunda sadece bedeni ile duruyor, ruhu ise, ALLAH’tan başka kişiler, işler ve vesveseler arasında dolaşıyor demektir. Eğer ALLAH gerçekten kişinin nazarında her şeyden büyük ise, O’ndan başkası ile meşgul olmaz, kalbi ondan başkasına meyletmez.

Belki de namazın her rekâtında tekbir getirmek, tekbirin bu önemli anlamını namaz kılan kişi her rükünde hatırlasın ve unutmasın diyedir. Bir rükünden diğerine geçerken tekbir ile yapılan bir hatırlatma… Bu hayatının diğer yönlerinde de aynı şekildedir... Umarım hayatımızın her alanında ve her zaman tekbiri bu şekilde uygulayana kadar kalplerimizi bu şekilde terbiye edebiliriz... ALLAHu Ekber Ve Lillahil Hamd…

Son olarak değerli anneciğim, babacığım ve ailem! Size ALLAHu Teala’nın şu sözünü hatırlatmak istiyorum:

“Olabilir ki siz, bir şeyden hoşlanmazsınız; oysaki o sizin için bir hayırdır. Yine olabilir ki, siz bir şeyi seversiniz, oysaki o sizin için bir kötülüktür. ALLAH bilir, siz bilmezsiniz.” (2, Bakara/216)

ALLAH’a yemin olsun ki, ben büyük bir nimet içindeyim. Bu halvet halinde ALLAH’ın kitabı ile beraberim. Dualarınızda beni unutmayın. Kardeşlerime, dostlarıma selam söyleyin. Sakın ola ki, ALLAHu Tealâ’nın şu ayetini bir an bile olsa aklınızdan çıkarmayın:

“ALLAH sana bir zarar dokundurursa, onu yine kendisinden başka açacak yoktur. Ve eğer sana bir hayır dokundursa, kuşkusuz O, herşeyi yapabilendir.” (6, En’am/17)

ALLAH’tan fazlını diliyorum... O bizim mevlamızdır.. Ne güzel mevla ve ne güzel bir yardımcıdır… Selam peygamberimiz MUHAMMED (sallALLAHu aleyhi ve sellem)’in ailesinin ve ashabının üzerine olsun...

ALLAH’ın selamı rahmeti ve bereketi üzerinize olsun

lŞeyh Ebu Muhammed El-Makdisi
 
Üst Ana Sayfa Alt