Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İlmi Konu Şeyhulislam Ebu's Suud Efendi'nin, Yunus Emre'nin Şiirine Küfür Fetvası

ibnikayyim Çevrimdışı

ibnikayyim

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
yanlız o vakaanın akabinde ebu ssud efendi divanda sorgulanıyor. böyle bir cezamı var kanunları bilmiyormusun diye adamın cevab; eğer şu kara kaplı kitabı (anayasayı-kanunnameyi) okuyup hıfz eden (ezberleyen) herkes kadı olurdu :D bu yeterince açıklayıcı bir cevap
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Bu dizide Ebus Suud Efendi ticarette hile yapan bir adama ta'zir cezası olarak kulaklarını kapıya çiviletmiş. 1. İslam'da böyle bir tazir cezası var mıdır? (benim bildiğim tazir cezasının belirli sınırları, çeşitleri var), 2. Böyle bir olay vukuu bulmuş mudur? (Diziye tarihte olmamış olan şeyleri ekliyorlar).
1- Kardeşim tabi ki böyle bir tazir cezası olmaz.
2- Böyle bir vukuu olmuş mudur, Osmanlı Tarihinde Şeyhulİslam Ebu's Suud döneminde bilmiyorum, tarihi incelemek gerekir.

Bu arada şunu da açıklayalım ki, Tv ekranında bahsedilen filmi izlemediğimiz gibi, iyi niyetle ve asla sadık kalarak yapılmadığından dolayı tasvib de etmeyiz. İçerisinde pek çok yanlışlıklar olduğu bilinen bir gerçektir. Burada değindiğimiz, filmde geçen Şeyhulİslam Ebu's Suud'un şair Yunus Emre ve şiirleri hakkında verdiği kufur fetvası üzerine izleyicilerin google aracılığıyla forumumuzdaki konuyla ilgili fetvayı ziyaret etmeleri üzerine gündeme gelmiştir.
 
S Çevrimdışı

Selim Bey

Üyeliği İptal Edildi
Banned
s.a.


"Abdulmuizz Fida". Umuma açık konu açmışsın, açılan konu istediğin şekilde kabul edilmesini beklememen gerek. "Bunlar konu edildiğinde hemen bitiyorsun" gibisine ithamlar da bulunmak doğru bir yaklaşım olmasa gerek. Konunun aydınlanması bazen kişiye göre değişebilir. Ona hazır olmalısın.
Yukarda Hallacı Mansuru savunan kişi, (mana olarak) "aklı başında iken, ben Allahım demek normal" demiyor. O başka anlamda, belki cezbe gibi bir durumda söylemiş olabileceğini söylüyor.
Konular:
1-Kaza, zahire göre işlediği için doğru olarak Hallacı Mansurun irtidadına hükmedilmiş. Fakat dinen hükmü başka olabilir. Hallacı Mansura verilen cezayı yermek müslümanın haddine değil. Yererse Şeriata balta vurmuş olur. Fakat biri dinen dinden çıkmadığını savunursa onu da hor görmemek gerek. Hallacı mansur kazaen mürteddir.
2-Bir sitede İbni Arabinin o küfürleri işlemediği iddia edilmekte ve el yazmalarından deliller verilmekte. Onu bulunca unutmazsam eklerim inşaAllah.
Bence İbn-i Arabinin başına gelen ibn-i Teymiyye'nin başına gelenler gibi. İkisi de irtidadla suçlanıyor, ikisinin de kitablarında küfür geçmediği iddia ediliyor ve karşılıklı deliller sunuluyor.
Bu olay yeni bir mesele değil, eski Alimler ikisinin de küfrünün subutunda ihtilaf etmişler. İkisinin de hek tekfir edeni, hem savunanı çıkmış. Fakat iki görüş de, sapıklık içeren kitabların okunmamasında birleşmişler. Hiç bir müslüman, müslüman kalarak velinin peygamberden üstün olduğunu, Allahın gökte oturduğunu iddia edemez. Biri kalkıp, ibn-i Arabi ile İbni Taymiyeye, "o küfürleri işlemedi"ğini söyliyerek "müslüman" diyene çıkışırsa usulsüzlük etmiş olacağı ortadadır.
Bu durumda yapılsa-yapılsa, belki tekfir eden Alimlerin ağzından fetva nakli yapılabilir. Fakat bu tebliğ konularına en az iki konu daha ekleteceği için kaçınmak yeğdir. Fakat "arkasından takip edenler var" diyerek illa tekfirde dümdüz gidilecekse ibni Teymiye ile ibni Kayyımı ayırmamak gerek. Çünkü birini tekfir eden Alim öbüründen aşağı değil, o da Muhterem Alimlerden!
Hem sapık tasavvufcular, hem sapık Yeni Selefiler kendi yaptıkları ile yargılanmalı. Yoksa mesele hal olmaz, aradaki ihtilaf körüklenir.
3-Yunus Emre kitabı kendi mi yazmış, başkası mı onun şiirlerini yazıya geçirmiş?.. Kendi yazmış ise, rivayet, şahitlik şartlarına uygun mu gelmiş? Bu soruların cevabı bilinmiyorsa Yunus Emre şahsen tekfir edilemez, şiirler tekfir edilir. Bunlar bilinmeden sahsı tekfir edilirse zulüm olur.
Bugün heryerde Nasreddin Hocaya atfedilen saçma sapan, küfür dolu fıkralar var. Küfür ve haram içermeyen düzgün nükteleri de var. Fakat bu düzgün nüktelerin bile hepsinin ondan geldiği kat'i değil.
Yunus Emrenin şiirlerini İslanbul türkçesine göre (Osmanlıcası da olsa) anlamaya kalkılırsa yanlış olur. Onun İstanbula uğramadığını biliyorum. Bugün İstanbullu biri Konyanın, Karadenizin köylüsünün konuşmasının bazı yerlerini anlayamayabilir. Yöreden yöreye değişen, dile yüklenen mana var, dil örfü var, maneviyat var. Bu meselede müşahhas tekfir yerine "anladığım kadarıyla şiirde küfür var" desem ağzım eğrilmez, imanıma da halel gelmez. Hatta dilbilgisi yetmezliğinden dolayı "ben bu sözün küfür manasında olup olmadığına karar veremem" dese gene bir şey lazım gelmez. Önemli olan, bir kulun, "ben Allahım" demesinin küfür olduğuna itikad etmektir. "Ben Allahım" sözünü ancak Allah söyleyebilir.
Ayrıca, tarihte birbirlerine yakın yaşamış "iki tane" Yunus var. Şiirler karışabilmiş. Bir kitabda ayırt edilsin diye "Aşık Yunus", "Yunus Emre" (Emre=Aşık) denmiş.
4-Ben hep dikkat ediyorum, zamane İslamcı gençlik tarihte takılmışlar, bir çok zamanlarını orada harcıyorlar. Bir biri ardından bir çok şahsı tekfir edip, tekfir etmeyenleri de tekfir ediyorlar. Sonra günümüze geldiklerinde "mevdudi, seyyid Kutup... kafir, sana söylemiş olayım" gibi yersiz sözlerle geliyorlar. Tekfir etmeyince "islamın hükmünü kabul etmedin" diye tekfir etmeyeni tekfir ediyorlar.
Kitabına bakarak bir kişinin küfrüne hüküm verilebilir. Fakat onlar Salman Rüştü gibi ortalıkta değillerki. Salman Rüştünün sapık kitabı batıda basıldı, Salma Rüştünün kitabı olduğuna herkes, ve kendisi de dahil şahitlik ediyordu. Bozulma, zorla yazdırılma, yanlış basılma gibi bir durum yoktu. Lafızların küfre delaletinde hemfikir olundu. Bunun üzerine o dönemde müslümanım diyen herhes (sapıklar hariç) onu tekfir etti, fetvalar neşredildi. Bugün, aynı özelliğe sahib bazı kimseleri tekfir ediyoruz. Bu özelliklere sahib olmayan yad, ölmüş bir kimse, başka bir yerdeki kişinin imanına ya da küfrüne sebeb olamaz!
Zaten bir çok küfür ehli var ki, insan adamın küfür işlediğini unutabiliyor, İslami ameline bakarak müslüman sayabiliyor. Bazen birinin adını duyduğunda "bunda bir şey vardı" diye takılıyor, ne olduğunu hatırlayamıyor. Böyle birinin unuttuğu kimsenin özgeçmişini araştırması üzerine vacib değil. Adamın küfürnü unutarak müslüman demiş ise, hatırladığın da gene tekfir edebilir.
Bir küfür hükmü öyle değildir! Unutarak gerçeğe aykırı bir iddiada bulunmuş olsa, gerçeği hatırladığında imana gelmeli, takıldıysa, "Allah katında hüküm neyse öylece inandım" deyip hemen araştırmaya koyulmalı.
Muhyiddin Arabi-ibni Teymiye gündem edilmeden önce de müslümanlar hulul ve huruc inancının küfür olduğuna inanıyordu, bunu gerektiği yerde tebliğ ettik, ediyoruz.
"Yunus Emre kafir mi" dense banane demeye hakkım var. Benim şahsı tanımak mecburiyetim yok, çünkü alış-veriş imkanım yok. Kitabını okuma mecburiyetim yok. Söyleyenin rivayetini kabul mecburiyetim de yok. İddiasını tashih ettirmek isteyen Kadı'ya gider.
Fakat, "muhatabın anlayacağı" bir cümle sunar da, "şöyle bir sözün hükmü ne", derse o zaman bakılır.
Selamlar.
 
H Çevrimdışı

Horasani

اعيدوا إلى الحق سلطانه
İslam-TR Üyesi
İmam-ı Azam´ın da bulunduğu bir mecliste birisi şöyle bir soru sordu : - "Bir adam ki, cenneti istemez, cehennemden korkmaz, ölü eti yer, rükûsuz secdesiz namaz kılar, görmediğine şahitlik eder, fitneyi sever, hakkı istemez, bu adam kafir midir, mümin mi?" Mecliste bulunanlar ağız birliği etmişçesine ; - "Bunlar kafirin sıfatlarıdır, böyle bir adam kafirin ta kendisidir." dediler. İmam-ı Azam susuyordu : "Ya imam sen ne dersin?" dediler. İmam-ı Azam, "Bunlar müminin sıfatıdır, böyle biri müminin ta kendisidir" dedi. Itiraz ettiler: "Ya imam nasıl olur, mümin cenneti istemez mi, cehennemden korkmaz mı?.." diye. İmam tek tek açıkladı : "Gerçek (bilinçli) mümin cenneti istemez, sahibini (ALLAH´ı) ister, cehennemden korkmaz, sahibinden korkar, ölü eti dediğiniz balıktır, görmediğine şahitlik eder, çünkü ALLAH´ı görmez ama kesin inanır, rükusuz secdesiz kıldığı namaz cenaze namazıdır, fitneyi sever, çünkü fitneden maksat mal ve evladdır, (Kur´an´da mal ve evladın müminler için fitne -imtihan- olduğu belirtilmiştir); hakkı istemez, çünkü haktan kasıt ölümdür, mümin de olsa ölümü temenni etmez." -------------------------------------------------------------------------------------- ------------------------------------------------------------------------------------ şimdi ; yunus emrenin cennet dedikleri birkaç huri... şiiri ,yukarıdaki olayda İmam ı Azam Ebu Hanifenin cenneti istemeyen adamı tanımlamasına girmez mi ? Yani Ebu Hanife diyor ki gerçek mümin cenneti değil sahibini ister Allah ı ister diyor. yunus emrenin bu şiiri böyle yorumlanamaz mı ? Sadece bu şiirinden bahsediyorum .
 
H Çevrimdışı

Horasani

اعيدوا إلى الحق سلطانه
İslam-TR Üyesi
imamı azam bu sözü hangi kitapta söylüyor? kaynağı yok
kardeşim , Ebu Hanife nin bu olayının forumda bir başlıkta paylaşılması üzerine aklıma geldiği için bu soruyu sordum.daha önce de aklimdaydi ama şimdi nasib oldu . kaynağı yok derken biliyor da mı söylüyorsun yoksa başka türlü mü ?
"Oruç, namaz, gusulü hac hicaptır aşıklara,
Aşık ondan münehhez halis heves içinde.

Oruç namaz zekat hac cürm-ü cinayettür
Fakir bundan azadır hassü havas içinde

(yunus emre divanı)

oruç namaz hac etmek yunus emre'ye cinayet gibi geliyor,gusülde almıyor farz ibadetlerden kurtulduğu inancında..bakalım bu şiirlere nasıl bi kılıf bulacaklar
yunus emrenin divanında bunların olduğunu ben de biliyorum bu başlığı okuduktan sonra indirmiştim.dikkat ettiysen ilk mesajda sadece bu şiir için diye ekledim.eğer kılıf arasaydım Ebu Hanifenin olayını yazar yunusa laf etmeyin derdim eğer bana diyorsan
 
hebbit kerrih Çevrimdışı

hebbit kerrih

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Ya edebiyat yapacaklarsa Allah ile peygamber ile din ile edebiyat mi olur. Adamlar dalga gecer gibi siir yazacaklar soyle demek istedim boyle demek istedim diyecekler. Allahla islamla mi egleniyorsunuz sanat yapmaya calisiyorsunuz pis adamlar. Niyeti be olursa olsun boyle sacma sapan siirlere yazilara lanet olsun.
 
Kozsoy Çevrimdışı

Kozsoy

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
"
yanlız o vakaanın akabinde ebu ssud efendi divanda sorgulanıyor. böyle bir cezamı var kanunları bilmiyormusun diye adamın cevab; eğer şu kara kaplı kitabı (anayasayı-kanunnameyi) okuyup hıfz eden (ezberleyen) herkes kadı olurdu :D bu yeterince açıklayıcı bir cevap

vaka doğrumu değil mi bilmem ama cevappta hiç bir açıklayıcıık olmadığı ortada .
 
Z Çevrimdışı

ziyad el türki

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Akhiler biliyorsunuz şehidlerin naaşı çürümez. İşte bazılarına göre yunus emre evliyadır vs. onun kemikleri alınıp başka yere defnedildi. kemikler kalmış etten eser yok. herifler bunu göre göre kendileriyle çelişme pahasına bu sapkını halen şehit, evliya vs. sayabiliyorlar.
 
H Çevrimdışı

Horasani

اعيدوا إلى الحق سلطانه
İslam-TR Üyesi
Akhiler biliyorsunuz şehidlerin naaşı çürümez. İşte bazılarına göre yunus emre evliyadır vs. onun kemikleri alınıp başka yere defnedildi. kemikler kalmış etten eser yok. herifler bunu göre göre kendileriyle çelişme pahasına bu sapkını halen şehit, evliya vs. sayabiliyorlar.
kardeşim on yerde de mezarı var .
 
E Çevrimdışı

ENSARİ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
iman bir lütuftur..ille mucize .keramet v.s.görsede lütuf olmayınca gene iman ettiremezsiniz..eğer mezarda cesedinin çürümediği görülünce Yunus emre hakkında zannınızmı değişecek..zira Attatürkün cesedide çürümemiş..zira ceset mumyalanmış..nolcak şimdi..:)
 
Kozsoy Çevrimdışı

Kozsoy

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
iman bir lütuftur..ille mucize .keramet v.s.görsede lütuf olmayınca gene iman ettiremezsiniz..eğer mezarda cesedinin çürümediği görülünce Yunus emre hakkında zannınızmı değişecek..zira Attatürkün cesedide çürümemiş..zira ceset mumyalanmış..nolcak şimdi..:)

özalın cesedininde aşırı yağdan dolayı doğal mumyalamaya uğradığı söyleniyor .
 
İ Çevrimdışı

İbn Muhammed

الله اكبر و العزة الله
İslam-TR Üyesi
Ebu Suud tasavvuf ehli miydi? Bilgisi olan kaynağıyla birlikte paylaşabilir mi rica etsem. Babasının halveti tarikatının şeyhi olduğu söyleniyor mutalif yerlerde.
 
E Çevrimdışı

ENSARİ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Yunus Emre ve Celalettin Rumi gibi müşriklerin aslında Rafizi olduğu, bu zatların ölümlerinden sonra insânlara Sünnilermiş gibi sunulduğu, sonradan Sünnileştirildikleri gibi bazı şeyler duymuştum. Sonuçta bu iki zatın davetlerine bakarsanız Allâh'ı Tevhîd etmekten başka her şeye davet ettiklerini görürsünüz. Gerçekten de derin bir sapıkılk içindeydiler. Allâh swt İslâma zarar vermek isteyen, insânları cehheneme davet eden böyle kâfirlerin ateşlerini bol etsin. Bu sapıklardan ve bunların günümüzdeki temsilcilerinden sakınıp sakındıran Allâh Azze ve Celle'nin izni ile felah bulur.
niye böyle bir kimlik değişimine gitmişler..sizlerin sahip olduğu bu bilgilere rafiziler sahip değilmide bu kimliğe sahip çıkmamışlarda, üstelik sunni ehli tasavvuf sahip çıkmış...
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
İ Çevrimdışı

İbn Muhammed

الله اكبر و العزة الله
İslam-TR Üyesi
Üst Ana Sayfa Alt