Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Şeyhulislam Muhammed b. Abdilvehhâb el-USÜLU’S-SİTTE

E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
الأصول الستة

للإمام المجدد شيخ الإسلام محمد بن عبد الوهاب

( رحمه الله تعالى )



Müceddid İmam Şeyhulislam

Muhammed b. Abdilvehhâb

et-Temimi en-Necdi



الأصول الستة لشيخ الإسلام

محمد بن عبد الوهاب - رحمه الله -



el-USÜLU’S-SİTTE

ALTI TEMEL ESAS



بسم الله الرحمن الرحيم

قال الشيخ - رحمه الله - : من أعجب العجاب وأكبر الآيات الدالة على قدرة الملك الغلاب ؛ ستة أصول بيَّنَها الله تعالى بياناً واضحاً للعوام فوق ما يظن الظانون ، ثم بعد هذا غلط فيها كثير من أذكياء العالم وعقلاء بني آدم إلا أقل القليل .



Hayretler içinde bırakan ve o Meliku’l-Ğallab’ın kudretine dalalet eden hususlardan biri de şu Altı Temel Esastır: Şöyle ki Yüce Allah bu esasları pek çok kimsenin zannettiğinin aksine avam için bile apaçık bir şekilde beyan etmiştir Sonra bu apaçık beyanın ardından oldukça az bir topluluk dışında dünyanın en zekilerinden ve Ademoğullarının en akıllılarından çok sayıda kimse onlar hakkında hataya düşmüştür.

الأصل الأول

إخلاص الدين لله وحده لا شريك له ، وبيان ضده الذي هو الشرك بالله ، وكون أكثر القرآن في بيان هذا الأصل من وجوه شتى ، بكلام يفهمه أبلد العامة ، ثم لما صار على أكثر الأمة ما صار ، أظهر لهم الشيطان الإخلاص في صورة تنقص الصالحين ، والتقصير في حقهم ، وأظهر لهم الشرك بالله في صورة محبة الصالحين واتِّباعهم .

Birinci Temel Esas:



Dini bir-tek olarak ve ortağı bulunmaksızın Allah’a halis kılmanın ve bunun zıddı olan Allah’a şirk koşmanın beyanıdır. Kur’an’ın çoğu bu temel esasın beyanı hakkındadır. Bu esas halkın en kalın kafalısının bile anlayabileceği sözlerle birçok değişik surette beyan edilmiştir. Sonra ümmetin çoğunluğuna olanlar olunca; şeytan onlara ihlası, Salihleri küçümsemek ve haklarını eda etmekte kusurlu davranmak olarak Allah’a şirk koşmayı ise Salihleri sevmek ve onlara tabi olmak suretinde gösterdi.
الأصل الثاني

أمر الله بالاجتماع في الدين ونهى عن التفرق فيه ، فبين الله هذا بياناً شافيا تفهمه العوام ، ونهانا أن نكون كالذين تفرقوا واختلفوا قبلنا فهلكوا ، وذكر أنه أمر المرسلين بالاجتماع في الدين ونهاهم عن التفرق فيه . ويزيده وضوحاً ما وردت به السنة من العجب العجاب في ذلك ، ثم صار الأمر إلى أن الافتراق في أصول الدين وفروعه هو العلم والفقه في الدين ، وصار الأمر بالاجتماع في الدين لا يقول به إلا زنديق أو مجنون !



İkinci Temel Esas:



Allah din üzere ictimayı/birleşmeyi emretmiş onda tefrikayı/ayrılığı yasaklamıştır. Yüce Allah bu hususu avamın bile rahatlıkla anlayabileceği sadra şifa bir beyan ile beyan etmiş ve bizlere tefrika ve ihtilafa düşen ve böylelikle helak olan bizden öncekiler gibi olmayı yasaklamıştır Müslümanlara din üzere birleşmeyi emrettiğini ve dinde ayrılığa düşmekten onları nehyettiğini bildirmiştir Bu husus sünnette gelen ve konu hakkında hayretler içinde bırakan rivayetlerle daha da açıklığa kavuşturulmuştur Sonra iş öyle bir noktaya vardı ki dinin usülünde ve furüunda iftirak etmek ilmin ve dinde fıkhın ta kendisi sayılır oldu Dinde ictima/birlik ise zındık veya mecnundan başkasının dile getirmeyeceği bir şey sayılır oldu.

الأصل الثالث

أن من تمام الاجتماع : السمع والطاعة لمن تأمر علينا ، ولو كان عبدا حبشيا ، فبـيَّن الله هذا بياناً شافياً كافياً بوجوه من أنواع البيان شرعاً وقدراً ، ثم صار هذا الأصل لا يُعرف عند أكثر ممن يدعي العلم فكيف العمل به ؟!



Üçüncü Temel Esas:



İctimayı/birliği tamamlayıcı hususlarda biri de üzerimize yönetici olmuş kimseleri isterse Habeşli bir köle olsun dinleyip itaat etmektir. Yüce Allah bu hususu şer’i ve kaderi beyanın bütün türleri ile ve her yönden yeterli ve yaygın bir beyan ile beyan etmiştir. Derken bu temel esas ilim iddiasında bulunan kimselerin pek çoğunun yanında bile bilinmez bir hale geldi. Onunla nasıl amel edilsin ki?

الأصل الرابع

بيان العام والعلماء ، والفقه والفقهاء ، وبيان من تشبه بهم وليس منهم . وقد بين الله هذا الأصل في أول سورة البقرة من قوله : } يَا بَنِي إِسْرائيلَ اذْكُرُوا نِعْمَتِيَ الَّتِي أَنْعَمْتُ عَلَيْكُم { (البقرة: من الآية40) ، إلى قوله قبل ذكر إبراهيم - عليه السلام - : } يَا بَنِي إِسْرائيلَ اذْكُرُوا { (البقرة: من الآية122) كالآية الأولى ، ويزيده وضوحاً : ما صرَّحتْ به السنة في هذا من الكلام الكثير البيِّن الواضح للعامي البليد ، ثم صار هذا أغرب الأشياء ! وصار العلم والفقه هو البدع والضلالات ، وخيار ما عندهم :لبس الحق بالباطل ! وصار العلم الذي فرضه الله على الخلق ومدحه ، لا يتفوه به إلا زنديق أو مجنون ! ، وصار من أنكره وعاداه وجدَّ في التحذير عنه ، والنهي عنه ؛ هو الفقيه العالم !! .



Dördüncü Temel Esas:



İlmin ve ulemanın; fıkhın ve fukahanın beyanı ve onlara benzedikleri halde onlardan olmayanların beyanıdır. Yüce Allah bu temel esası Bakara süresinin başlarında: Ey İsrailoğulları Üzerinizdeki nimetimi hatırlayın (2/Bakara,47) buyruğunda İbrahim aleyhisselam’ın zikrinden önceki Ey İsrailoğulları: (2/Bakara,122) buyruğuna kadar olan ayetlerde beyan etmiştir. Bu temel esas sünnette gelen çok sayıda ve gayet açık buyruklar ile daha da açıklığa kavuşturulmuştur.Bu açıklamalar halkın en kalın kafalıları için bile oldukça açık-seçik bir beyan iken bilinip tanınmaz şeylerin en bilinmezi haline gelmiş ilim ve fıkıh bid’at ve dalalet sayılmıştır.Onların yanındaki en hayırlı şey hakkı batılla karıştırmaktır.Allah’ın yaratılmışlara farz kıldığı ve övdüğü ilim ise zındık ve mecnun olandan başkasının ağzına almayacağı bir şey olarak görülmeye başlanmıştır.Bu ilmi inkar eden ona düşmanlık gösteren ondan sakındırmak ve onu yasaklamak için eser yazanlar ise alim ve fakih sayılmıştır.
الأصل الخامس

بيان الله سبحانه للأولياء ، وتفريقه بينهم وبين المتشبهين بهم من أعدائه المنافقين والفجار . ويكفي في هذا آية ( آل عمران ) ، وهي قوله تعالى : } قُلْ إِنْ كُنْتُمْ تُحِبُّونَ اللَّهَ فَاتَّبِعُونِي يُحْبِبْكُمُ اللَّهُ {(آل عمران:31) ، والآية التي في المائدة وهي قوله تعالى : } يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا مَنْ يَرْتَدَّ مِنْكُمْ عَنْ دِينِهِ {(المائدة: من الآية54) ، وآية في سورة يونس وهي قوله : } أَلا إِنَّ أَوْلِيَاءَ اللَّهِ لا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلا هُمْ يَحْزَنُونَ * الَّذِينَ آمَنُوا وَكَانُوا يَتَّقُونَ {(يونس:62-63) ، ثم صار الأمر عند أكثر من يدعي العلم وأنه من هُداة الخلق ، وحفاظ الشرع ، إلى أن الأولياء لا بد فيهم من ترك اتباع الرسول ، ومن اتبعه فليس منهم ! ولا بد من ترك الجهاد ، فمن جاهد فليس منهم ! ولا بد من ترك الإيمان والتقوى ! فمن تقيد بالإيمان والتقوى ، فليس منهم ! يا ربنا إن نسألك العفو والعافية ، إنك سميع الدعاء .

Beşinci Temel Esas:



Yüce Allah’ın Allah’ın velilerine dair beyanı ve onlar ile Allah düşmanı münafıklardan ve facirlerden onlara benzeyenleri tefrik etmesi.Bu konuda şu ayetler yeterlidir: Al-i İmran süresinin şu ayeti: De ki Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun Ta ki Allah da sizi sevsin (3/Al’i İmran,31) Maide süresinin şu ayeti: Ey İman edenler İçinizden kim dininden dönerse Allah yakında öyle bir topluluk getirir ki Allah onları sever onlar da Allah’ı severler (5/Maide,54) Yunus süresinin şu ayeti: Haberiniz olsun ki Allah’ın velilerine hiçbir korku yoktur ve onlar kederlenecek de değillerdir.Onlar ki Allah’a iman etmişlerdir ve sürekli korunurlar (10/Yunus,62-63) Derken iş öyle bir noktaya vardı k, insanları hidayete sevk edecek ve şeriatı koruyacak olan ilim iddiacılarının bile pek çoğuna göre Evliyaullah mutlaka rasüllere ittibayı terk etmeleridir.Rasüllere tabi olan velilerden değildir.Yine mutlaka cihadı terk etmeleridir.Cihad eden onlardan değildir.Yine mutlaka imanı ve takvayı terk etmeleridir.İmanı ve takvayı gözeten onlardan değildir.Ey Rabbimiz Senden af ve afiyet isteriz.Şüphesiz ki sen duaları işitensin.
الأصل السادس

ردُّ الشبهة التي وضعها الشيطان ، في ترك القرآن والسنة ، واتباع الآراء والأهواء المتفرقة المختلفة ، وهي : أن القرآن والسنة لا يعرفهما إلا المجتهد المطلق ؛ والمجتهد هو : الموصوف بكذا و كذا ، أوصافاً لعلها لا توجد تامة في أبي بكر وعمر ! فإن لم يكن الإنسان كذلك ؛ فلْيُعرِضْ عنهما فرضاً حتماً لا شك ولا إشكال فيه ، ومن طلب الهدى منهما ؛ فهو إما زنديق ، وإما مجنون ، لأجل صعوبة فهمهما !! فسبحان الله وبحمده : كم بيَّن الله سبحانه شرعاً وقَدَرَاً ، خلقاً وأمراً في رد هذه الشبهة الملعونة من وجوه شتى ، بلغت إلى حدِّ الضروريات العامة } وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لا يَعْلَمُونَ { (الأعراف: من الآية187)، } لَقَدْ حَقَّ الْقَوْلُ عَلَى أَكْثَرِهِمْ فَهُمْ لا يُؤْمِنُونَ * إِنَّا جَعَلْنَا فِي أَعْنَاقِهِمْ أَغْلالاً فَهِيَ إِلَى الْأَذْقَانِ فَهُمْ مُقْمَحُونَ { ، إلى قوله : } فَبَشِّرْهُ بِمَغْفِرَةٍ وَأَجْرٍ كَرِيمٍ {(يّـس:7-11) .



Altıncı Temel Esas:



Kur’an ve Sünnet’in terk edilip birbirinden farklı ve değişik şahsi görüşlere ve hevaya ittiba edilmesi konusunda şeytanın ortaya attığı şüphenin reddidir. Söz konusu şüphe şudur: Kur’an’ı ve Sünnet’i ancak mutlak müctehid bilebilir.Mutlak müctehid ise şu şu özelliklere sahip olan kimsedir.-Öyle vasıflar zikredilir ki belki de onlar tamamıyla Ebu Bekir ve Ömer’de bile yoktur-Eğer bir insan bu vasıflara sahip olamaz ise Kur’an ve Sünnet’ten yüz çevirmesi hiçbir şüphe ve tereddüde yer kalmaksızın kesin bir şekilde gerekli ve farzdır.Her kim de hidayeti Kur’an’da ve Sünnet’te ararsa o ya bir zındıktır ya da bir deli.Çünkü Kur’an’ı ve Sünnet’i anlamak çok zordur.Allah’ı tenzih ederim ve O’na hamd ederim.Allah bu mel’un şüphenin reddi için ne kadar çok değişik yönlerden hem şer’i hem kaderi hem hılkaten hem de ermen beyanda bulunmuştur.Öyle ki bu açıklama zorunlu olarak bilinen umumi bilgiler seviyesine ulaşmıştır.Ancak insanlardan pek çoğu bilmezler. Andolsun ki onlardan çoğu hakkında söz hakkı oldu. Artık iman etmezler Biz onların boyunlarına çenelerine dayanan demir halkalar koyduk Başları yukarıda gözleri aşağıdadır Önlerinden bir set arkalarından da bir set çekmişizdir Gözlerine de perdeler indirdik artık görmezler.Onları uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir iman etmezler.Sen ancak Zikr’e ittiba eden ve gıyabında Rabbinden korkan kimseleri uyarırsın.Böylesini hem bir mağfiret ile hem de üstün bir ücretle müjdele (36/Ya-sin,7-11) Son olarak bütün övgüler âlemlerin rabbi olan Allah’a aittir. Allah’ın salatı ve çokça selamı kıyamete dek efendimiz Muhammed’in ailesinin ve ashabının üzerine olsun.











 
Üst Ana Sayfa Alt