Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Şeytan Tek midir? Nasıl Çoğaldı?

Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
"(Ey Muhammed, sen insanlara, Âdemle İblisin kıssasını hatırlat) Hani bir zaman Meleklere: "Âdem'e secde edin" demiştik de İblis'in dışında bütün Melekler secde etmişlerdi. Cinlerden olan İblis ise Rabb'inin emrinden çıkmıştı. Beni bırakıp İblis'i ve soyunu dostlar mı ediniyorsunuz? Halbuki onlar sizin düşmanimzdır. Zalimler için bu, ne kötü bir değiştirmedir." (Kehf 50)

Ey Muhammed, hani biz bir zaman, Meleklere: "Âdem'e saygı secdesinde bulunun" demiştik. Onlar da secde etmişlerdi. Fakat bu muşriklerin dost edindikleri İblis Allah'a karşı böbürlenerek ve Âdem'i kıskanarak secde etmemişti. O cinlerdendi. İblis, Rabb'inin emrinden çıktı. Ey insanlar, artık siz, atanız Âdem'i kıskanan ve benim kendisine verdiğim nimetlere karşı nankörlük eden bu İblis'i ve onun soyundan gelenleri benim dışımda dostlar mı ediniyorsunuz? Halbuki o, sizin için düşmandır. O, daha önce atanız Âdem'i aldatarak, nimetleri bol olan cennetten çakarmış, sıkıntı ve çilelerle dolu olan yeryüzüne inmesine sebeb olmuştur. Allah'ı bırakıp da İblis'i ve onun soyundan gelenleri dost edinmek zalimler için ne kötü bir değiş tokuştur.
Âyet-i Kerimede, İblis'in, cinlerden biri olduğu zikredilmektedir. Bakara sûresinin otuz dördüncü âyetinin izahında da ifade edildiği gibi, tercih edilen görüşe göre İblis Meleklerden değil Cinlerden biridir. Ancak Taberi İblis'in, Meleklerden biri olduğu görüşünü tercih ettiği için bu âyetteki "İblis cinlerdendir" ifadesini şu şekilde izah etmiştir". "İblis, Melek kabilelerinden "Cin" diye adlandırılan bir kabilededendir". Bazılarına göre ise İblis, cennette görevlendirilen Meleklerden biriydi. Bu sebeble "Cin" adını aldı. (Ebu Cafer Muhammed b. Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri)


İblis'in, kendi sulbunden zurriyeti olup olmadığı hususunda görüş ayrılığı vardır.
eş-Şâbî dedi ki: Bir adam bana, 'İblis'in karısı var mıdır?' diye sordu.
Ben: Bu, benim hazır bulunmadığım bir düğündür, dedim.
Daha sonra yüce Allah'ın: "Onu ve onun soyunu veliler mi ediniyorsunuz" buyruğunu hatırladım, burada karısı olmaksızın onun zurriyetinin olmayacağını anladım, bunun üzerine ona: Evet dedim.

Mucahid dedi ki: İblis, kendi fercini yine kendisinin fercine soktu ve beş tane yumurta çıkardı. İşte zurriyetinin aslı budur.

Bir diğer görüşe göre, yüce Allah onun sağ baldırında bir erkeklik organı, solunda da ona bir ferc yaratmıştır. O da bunu ötekine birleştirmekte ve her gün onun on tane yumurtası çıkmaktadır. Her bir yumurtadan, erkek ve dişi olmak üzere yetmiş şeytan çıkmaktadır. Her şeytan, çıkmakla birlikte uçuverir. Babaları nezdinde mevkileri en yüksek olanları, Ademoğulları arasında en büyük fitne çıkaranlarıdır.

Kimileri de şöyle demiştir: İblis'in ne çocukları, ne de zurriyeti vardır. Onun zurriyeti, şeytan arasındaki yardımcılarıdır,

el-Kuşeyrî Ebu Nasr da der ki: Özetle, yüce Allah, İblis'in bir zurriyetinin ve ona tabi olan kimselerin bulunduğunu haber vermiştir. Bunlar, Ademoğullarına vesveselerde bulunurlar ve onların düşmanıdırlar. Bizim için onların doğum keyfiyetleri ile İblis'ten zurriyetin meydana gelmesine dair sabit herhangi bir rivayet yoktur. Bu bakımdan bu konuda söz söylemek sahih nakle bağlıdır.

Derim ki: Bu konuda sahih olarak sabit olan el-Humeydî'nin "el-Cem' beyne's-Sahiheyn" adlı eserinde İmam Ebu Bekir el-Berkanî'den naklettiği rivayettir. O, kendi kitabında musned olarak Ebu Muhnmmed Abdulğani b. Said el Hafız'dan, o Âsım'dan, o Ebu Osman'dan, o, Selman'dan şöyle dediğini rivayet etmektedir;

Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Pazara ilk giren kişi de sen olma, son çıkan kişi de sen olma. Çünkü şeytan orada yumurtlamış ve orada yavrulanmıştır."
(Muslim, Fedailu's-Sahâbe 100)

İşte bu, şeytanın kendi sulbunden zurriyeti bulunduğunun delilidir. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.

İbn Atiyye der ki: Yüce Allah'ın: "Onun soyunu" buyruğu, munker işleyip kişiyi batıla sürükleyen kimselerin vesvese veren şeytanlardan olmalarını gerektirmektedir.

Taberî ve başkalarının da naklettiğine göre Mucahid şöyle demektedir: İblis'in soyu şeytanlardır. O bunları şöyle sayardı:
Zelenbûr, pazarlarla görevlidir, O, sema ile arz arasındaki bütün pazarlara sancağını diker. Bu sancağı ilk atılan dükkân ile son kapanan dükkân üzerine koyar.
Sebeb ise, musibetlerle görevlidir. Bu kimse (musibetler vukuunda) yüzlere vurmayı, yakaları yırtmayı, vaveyla ile dua etmeyi ve savaşa çağırmayı emreder.
el-A'ver ise, zina yapılan kapılar üzerinde görevlidir.
Mesûd, haberler ile görevlidir. O, haberleri alır insanların ağzına bırakır. İnsanlar ise (tetkik edecek olurlarsa) bu haberlerin aslı olmadığını görürler.
Tasim bir kimse evine girip de selam vermeyip , Allah'ın adını da anmayacak olursa, ev eşyasından kaldırılmayan şeyleri ve güzelce yerine yerleştirilmeyen şeyleri ona gösterir. Yemek yeyib de Allah'ın adını anmayacak olursa, onunla beraber yer.
el-Ebyad ise, Peygamberlere vesvese verendir.
Sahr, Suleyman (a.s)'ın yüzüğünü çalandır.
Velhân, taharet ile görevlidir ve bu hususta o, vesvese telkin eder. (Timizi, Tahâre 43; İbn Mâce, Tatıâre 48; Musned, V, 136)

el-Akyes, namazla görevlidir, namazda vesvese verir.
Namaz ile görevli Hinzib adında bir şeytan vardır. (Muslim, Selâm 68)

Murre, çalgılar ile görevlidir. Kunyesi de budur. (Ebu'l-Mezâmîr)
el-Hufâf, çöllerde bulunur, insanların yönlerini kaybetmelerini ve nereye gideceklerini bilmemelerini sağlar. el-Gaylân da onlardan birisidir.
el-Hufâf, içki ile görevlidir.
Lekus ise, insanları birbirine karşı kışkırtmakla görevlidir.
el-A'ver, sultanın kapılarında görevlidir.
el-Mutekadî" diye bilinen bir şeytanı da vardır. Bu kimse Ademoğlunun yirmi sene öncesinden gizlice işlemiş olduğu (hayırlı) bir ameli çıkartır ve Ademoğlu da bundan açık olarak söz eder (ihlâsla yaptığı ameline riya bulaştırır).



İblis’in melek mi, cin mi yoksa başka bir cinsten miydi?

"İblis" kelimesi "İblas" kelimesinden türetilliş bir kelimedir. "Hayırdan, pişmanlıktan ve üzüntüden kesilmiş, hayrı olmayan" anlamına gelir. İblisin meleklerden olup olmadığı hususunda ihtilaf edilmiştir.

Âlimlerin cumhuru, İblisin Meleklerden olduğunu ifade etmiştir.
Delil ise şu ayettir:

وَاِذْ قُلْنَا لِلْمَلٰٓئِكَةِ اسْجُدُوا لِاٰدَمَ فَسَجَدُٓوا اِلَّٓا اِبْلٖيسَؕ اَبٰى وَاسْتَكْبَرَ وَكَانَ مِنَ الْكَافِرٖينَ
Meleklere, “Âdem’e secde edin” dediğimizde İblîs dışındakiler derhal secde ettiler; o direndi, büyüklendi ve kâfirlerden oldu. (Bakara 34)

Cumhuru ulema diyor ki;
Ayette istisna ve mustesna minhu vardır.
Mustesna minhu (Kendisinden istisna yapılan) meleklerdir. İstisna ise İblistir. Ve istisna bir cinsin aynısından yapılır. Şayet böyle olursa buna muttasıl istisna denilir. Ve bir şey kendi cinsinden olmayan bir şeye dahil olup sonrada istisna yapılamaz.
O halde iblis meleklerdendir.

İblisin Meleklerden değil de Cinlerden olduğunu savunanlar şöyle İtiraz ederler:
Şayet iblis Meleklerden olsaydı, verilen emre itiraz etme yada akıl yürütme gibi bir durumu olamazdı ve o da diğer melekler gibi derhal secde ederdi. Zira melekler sadece itaat etmek üzere yaratılmışlardır.
Nahiv cihetinden itiraz edenler ise dediler ki: İstisnanın muttasıl olması gerekmiyor. Munkatı' da olabilir. Ancak bu zaruret hali dışında câiz değildir diyerek bu düşünceye itiraz edilmiştir.
(Nidal Bin İbrahim Ale Raşi ,
el Bedru'l Enver Şerhu'l Fıkhil Ekber, Sf: 74)


İblisin Meleklerden mi Cinlerden mi Olduğunun Detaylı İzahatı
a- Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Mes'ud, diğer bazı sahabiler, Said b. el-Museyyeb, Katade ve Muhammed b. İshak, İblisin, meleklerden birisi olduğunu söylemişlerdir.
Bu hususta Dehhak, Abdullah b. Abbasın şunları söylediğini rivayet etmiştir:
İblis, meleklerin kabilelerinden biri olan "Cin" kabilesindendir. Meleklerin bu kabilesi, vucudun gözeneklerinden nüfuz edebilecek bir ateşten yaratılmıştır. Bu kabileden olan İblis'in adı "Haris" idi. O, cennetin bekçilerinden birisi idi. Bu kabilenin haricindeki melekler ise nur'dan yaratılmışlardır. Kuran-ı kerimde zikredilen cin'ler ise, dumansız alevden yaratılmışlardır.

Tavus da Abdullah b. Abbastan şunları rivayet etmiştir:
"İblis, isyan etmesinden önce meleklerdendi. İsmi "Azazil" idi. O, yeryüzü sakinlerindendi. Meleklerin en çalışkan ve en bilgili idi. Onu, kibirlenmeye bu durumu sürüklemişti. Ve o, "Cin" diye adlandırılan bir kabiledendi.
Ebu Mâlik ve Ebu Salih'in, Abdullah b. Abbas'tan, Murre'nin de Abdullah b. Mes'ud ve diğer bazı sahabilerden naklettiklerine göre, onlar, İblis hakkında şunları söylemişlerdir:
İblise dünya semasının mülkü verilmişti. O, meleklerin, "Cin" diye adlandırılan bir kabilesindendi. Çin'lere bu adın verilmesinin sebebi de onların, cennetin bekçileri olmalarındandı. İblis, hem dünya semasının idarecisi hem de cennetin bekçilerindendi. Muhammed b. İshak da cinlere bu adın verilmesinin sebebinin, insanların gözüne görünmemeleri olduğunu söylemiştir. Bir âyet-i kerimede"... İblis hariç, O, cinlerdendi. (Kehf suresi, 18/50) buyurulmaktadır. Bunun mânâsı, "O meleklerdendi." demektir. Zira melekler, görülmedikleri için onlara "Cin" denmiştir.

Bir âyet-i kerimede: "Onlar, Allah ile cinler arasında bir soy bağı kurdular. Şubhesiz ki cinler de o muşriklerin, Allah'ın huzuruna çıkarılacaklarını bilirler.. (Saffal suresi, 37/158) buyurulmaktadır. Burada "Cinler" ifadesinden de meleklerin kastedildiği muhakkaktır. Zira Kurayşliler, meleklerin, Allah'ın kızları olduklarını iddia ediyorlardı.


b- Hasan-i Basri, Şehr b. Havşeb ve İbn-i Zeyd, İblisin, meleklerden olmadığını söylemişlerdir.
Bu hususta Hasan-ı Basri'nin şöyle söylediği rivayet edilmektedir:
" İblis, hiçbir an meleklerden olmamıştır. Âdem insanların atası olduğu gibi O da cinlerin atasıdır. Onlar da Âdemoğulları gibi doğum yoluyla çoğalırlar.
Şehr b. Havşeb ise şöyle demiştir: "İblis, meleklerin kovaladığı cinlerdendir. Bazı melekler İblisi esir edip onu göğe götürmüşlerdir.
Bu hususta Abdullah b. Mes'udun şöyle dediği rivayet edilmiştir:
Melekler cinlerle savaşıyorlardı. İblis, küçükken' esir alındı. O, meleklerle beraber bulunuyor ve onlarla birlikte Allah'a ibadet ediyordu. Meleklere, Âdeme secde etmeleri emredilince hepsi secde etti. İblis ise diretti. Bu nedenle Allah, "İblis hariç. Çünkü o, cinlerdendi (Kehf suresi, 18/50) buyurdu.

İblisin meleklerden olmayıp Cinlerden olduğunu söyleyenler de delil olarak şunları zikretmişlerdir:

a- İblis, meleklerden olsaydı Allah tealaya isyan etmezdi.
Çünkü Allah teâla melekler hakkında "Allah'ın emrine karşı gelmeyen, verilen emirleri olduğu gibi yerine getiren melekler vardır." (Tahrim suresi, 66/6) buyurmaktadır.

b- Melekler evlenmezler ve çocuk sahibi olmazlar.
İblisin ise soyu vardı. Bu hususta Allah teâla şöyle buyurmaktadır: "Beni bırakıp ta İblisi ve soyunu mu ortaklar ediniyorsunuz?" (Kehf suresi, 18/50)

c- Meleklerle cinlerin yaratılış özellikleri farklıdır.
Melekler nurdan yaratılmışlardır. Cinler ise ateşten yaratılmışlardır.
Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmaktadır:
"Melekler nurdan yaratılmış, cinler de saf ateşten yaratılmışlardır. Âdem is size vasfedildiği şekilde yaratılmıştır."
(Muslim, K. ez-Zuhd, hah: 60, Hadis No: 2996; Ahmed b. Hanbel, Musned, c. 6, Sf: 153)

Âyet-i kerimede de: "Allah, cinleri de dumansız saf ateşten yarattı. (Rahman suresi, 5.V15) buyurulmaktadır. İblisin kendisi de Kur'an-ı kerimin beyanına göre, Âdem'e secde etme emrine itiraz ederek" şöyle demiştir:
"Ben Ondan hayırlıyım. Çünkü beni ateşten onu ise çamurdan yarattın." (A'raf suresi, 7/12)
İblis kendisini bizden daha iyi bilmektedir. Kur'an da bunun böyle olduğunu şöyle açıklamaktadır. "Cinleri de daha önce, insan vücudunun gözeneklerinden geçebilen bir ateşten yarattık. (Hicr suresi, 15/27)

d- Kur'an-ı Kerim, Kehf suresinde, İblisin, Cinlerden biri olduğunu açıkça beyan etmektedir. "Hani bir zaman biz meleklere: "Âdeme secde edin." demiştik de İblisin dışında bütün melekler secde etmişlerdi. Cinlerden olan İblis ise rabbinin emrinden çıkmıştı." (Kehf suresi, 18/50) Bu ifade, İblisin meleklerden olmadığını açıkça göstermektedir.

Taberi, Allah tealanın, meleklerin bir kısmını nurdan, diğer bir kısmını ateşten yarattığının söylenemeyeceğini, ayrıca meleklerin nurdan yaratıldığına dair açık bir nass bulunmadığını beyan etmiş, meleklerin bir kısmının evlenip çoğalacaklarını söylemenin de onları melek olmaktan çıkarmayacağını, bu nedenle birinci görüşü tercih etmenin daha uygun olacağını söylemiştir.
 
Üst Ana Sayfa Alt