Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Siyah Çarşaf Hakkında Düşünceleriniz Nelerdir?

musali Çevrimdışı

musali

Üye
İslam-TR Üyesi
HİCAB AYETLERİNDEN BİRİNCİSİ

“ Mü‘min kadınlara söyle gözlerini haramdan sakınsınlar ve ırzlarını da korusunlar. Ziynetlerini açmasınlar, kendiliğinden görünen kısımlar müstesna... Baş örtülerini yakalarına indirsinler. Ziynet-lerini kocalarından, kendi babalarından, kocalarının babalarından, kendi oğulları, kocalarının oğulları, kendi kardeşleri, kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğullarına, yahut müslüman kadınlarla cariyelerinden,, yahut kadına ihtiyacı kalmamış erkeklerden, yada henüz kadının avreti hakkında fikri olmayan çocuklardan başkasına açmasınlar. Ziynetlerinden gizlediklerini ilan için ayaklarını vurma-sınlar. Ey mü’minler topluluğu,topluca Allah’a tevbe edin ki felaha eresiniz ”
Nur : 31
Bu Ayet’i kerime, kadına hicabı – yani örtünmeyi - farz kılan en açık ve kesin Ayet’lerden bir tanesidir. Bu Ayet’i kerime bir çok şeyi içeriyor ki, bunların hepsi de hicabla ilgilidir.

Birincisi : “ gözlerin haramdan korunması “ ikincisi : “ ziynetin açılmaması ” üçüncüsü : “ kendiliğinden görülenler müstesna diğer ziynetin kapatılması “ dördüncüsü : “ başörtünün yakaya kadar indirilmesi “ beşincisi : “ ziynetin kimlere açabileceği “ Altıncısı ise : “ ayakları yere vurarak fitne ve fesada sebeb olunmaması “

İşte bunların tümü de kadının ziynetini saklama ve fitneye sebep olmaması için kendisine uyacağı önemli kurallardır.


Mesela Aişe r.anha dan gelen bir rivayet de o der ki : “ İlk muhacir hanımlarına Allah rahmet etsin. Allah “ Başörtülerini yakaları üstüne atsınlar ” diye Ayet’ini inzal buyurunca ; onlar eteklerini ikiye ayırıp onlarla başörtüsü yaptılar ”

Başka bir rivayet şeklinde ise : “ İzarlarını alıp eklerinden itibaren ikiye ayırdı ve başlarını örttüler.”
Buhari :

HİCAB AYETLERİNDEN İKİNCİSİ

“ Ey Nebi ! Hanımlarına, kızlarına ve tüm mü’minlerin kadılarına söyle; cilbablarını üzerlerine bürünsünler. Bu, onların tanınmaları ve eza edilmemeleri bakımından en uygun olanıdır.”
Ahzab : 59

Hicabın Farz olduğunu anlatan en açık Ayet-i kerimelerden bir tanesi de budur. Ayeti celileye dikkat edilirse buradaki hicab emri, - bazılarının iddia ettiği gibi - sadece peygamberin hanımlarına veya kızlarına yönelik bir emir değildir. Bu emir, bütün müslümanların kadınlarına ve kızlarına da yönelik bir emirdir.…… Resulullah s.a.v’in hanımları ve kızlarının özellikle anılmasının sebesi ise, üstün mevkilerinden ve aynı zamanda diğer kadınlar için örnek teşkil ettiklerinden dolayıdır.

HİCAB AYETLERİNDEN ÜÇÜNCÜSÜ

“ Ey inananlar ! Peygamberin evine vakitli vakitsiz yada yemeğe çağrılmadıkça girmeyin. Çağrıldığınızda girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet etmek için de girmeyin. Çünkü bu tutumu-nuz, peygambere eziyet vermekte, o ise sizden utanmaktadır. Ama Allah gerçeği söylemekten utanmaz. Ayrıca onun hanımlarından bir şey soracağınızda da, perde arkasından sorun. Böyle davranmanız, sizin ve onların gönülleri için daha emindir. Allah Rasulüne eziyet etmeye hakkınız yoktur. Ondan sonra zevcelerini de ebediyyen nikah edemezsiniz. Bunu yapmanız Allah katında çok büyük bir günah olur.”
Ahzab : 53

kuranı kerim böyle anlatıyor birçok ayette örtüyü.

ALLah'u TeaLa'nın KadınLara Emridir..!
" Kadının Evi Kadının Cennetidir..!
Kaynak: Tirmizi İbn-i Hibban "
1. Kadının iLk tesettürü Evinde oturmasıdır..!

" Ümmü Seleme Validemiz şöyle demiştir: "Cilbab ayeti nazil olduğu zaman, Ensar kadınları siyah çarşaflara büründüklerinden ötürü, başlarında siyah kargalar var mış gibi çıktılar."
Kaynak: Cesas, Ahkamü'l-Kur'an, c.1, s.372; Sabuni, c.2, s.382 "
2. Kadının Namahrem'in yanında yada Dışarda ki Tesettürü Çarşaftır..!

haydin hanımlar kese kese kuşa çevrilen örtülerimize tekrardan hakkını verelim ve asrın sahabe hanımları olmaya söz verelimalıntı
 
tawh1d Çevrimdışı

tawh1d

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
بسم الله الرحمن الرحيم
السلام عليكم ورحمة الله وبركاته


Allah SubHanehu ve Ta'ala Ahzab Suresinin 59. ayetinde söyle buyuruyor:

بسم الله الرحمن الرحيم

يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ قُلْ لِأَزْوَاجِكَ وَبَنَاتِكَ وَنِسَاءِ الْمُؤْمِنِينَ يُدْنِينَ عَلَيْهِنَّ مِنْ جَلَابِيبِهِنَّ ۚ ذَٰلِكَ أَدْنَىٰ أَنْ يُعْرَفْنَ فَلَا يُؤْذَيْنَ ۗ وَكَانَ اللَّهُ غَفُورًا رَحِيمًا

Ey Peygamber, eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına dış elbiselerinden (cilbablarından) üstlerine giymelerini söyle; onların (özgür ve iffetli) tanınması ve eziyet görmemeleri için en uygun olan budur. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.

ELMALILI HAMDI YAZIRIN TEFSIRI:

Ahzab - 59. :

59- Ey Peygamber! Hanımlarına da, kızlarına da, bütün müminlerin kadınlarına da söyle. Görülüyor ki, burada yalnız Peygamberin hanımlarına ve kızlarına değil, Nur Sûresi'ndeki "Baş örtülerini yakalarının üstüne koysunlar, zinet yerlerini göstermesinler." (Nûr, 24/31) âyeti gibi müminlerin kadınları dahi bu hükmün kapsamına dahil edilmiştir. Bununla birlikte müminlerin kadınlarında aslolan hürriyet olduğu için, bundan kastolunanın hür kadınlar olduğu beyan edilmiştir. Araplarda tesettür adet değildi. Cahiliyet devrinde kadına hürmet yoktu. Eski cahiliye kadınlarında erkeklerin dikkatlerini çekecek şekilde göz alıcı biçimde açık saçık çıkan, açılıp saçılan orta malı olanlar bulunurdu. Bundan dolayı kız çocuklarını diri diri gömenler olmuştu. İslam ise kadının şanını iffet ve ısmetle, vakar ve haysiyetle yükseltiyordu.

Nur Sûresi âyetleri "Mümin erkeklere söyle, gözlerini sakınsınlar" (Nur, 24/30) ve "Mümin kadınlara da söyle, gözlerini sakınsınlar." (Nur, 24/31), mümin erkeklerin ve mümin kadınların, yani bir cinsin karşı cinse göz dikmeyip, bakışlarını kısarak edeblerini ve iffetlerini korumayı öğreterek terbiyelerini yükseltmiş olduğu gibi, burada da imanlı hür kadınların hiçbir şekilde eziyete uğramamalarını pekiştirmek için buyuruluyor ki: Cilbablarından üzerlerini sıkı örtsünler.

CİLBAB: Baştan aşağı örten çarşaf, ferace, câr gibi dış elbisenin adıdır. "Kadınların elbiselerinin üstüne giydikleri her çeşit giysidir." " Tepeden tırnağa örten giysidir", "Kadınların tesettür ettikleri her türlü elbise ve başka şeylerdir." "Çarşaf ve peçedir".

İDNÂ: Yaklaştırmak demek ise de, âyette ile kullanılması, kapsamak suretiyle sarkıtmak mânâsını da ifade ettiğinden üzerinden sıkı örtmek demek olur. Cilbabdan örtmek tabirinde de iki şekil vardır. Birisi cilbablarından birisiyle bütün bedenini sıkıca örtmek, birisi de bir cilbabın bir tarafıyla başından yüzünü örtmek demek olur. Bu beyanda da iki suret vardır. Birisi kaşlarına kadar başını örttükten sonra büküp yüzünü de örtmek ve yalnız tek bir gözünü açık bırakmak. ikincisi de alnının üzerinden sıkıca sardıktan sonra, burnunun üzerinden dolayıp gözlerini ikisi de açık kalsa bile, yüzün büyük bir kısmını ve göğsü tamamen örtmüş bulunmaktır. Rivayet olunduğu üzere Ümmü Seleme (r.a.) demiştir ki: "Cilbablarından üzerlerini sıkı örtsünler' âyeti nazil olduğu zaman Ensar kadınları üzerlerine siyah elbiseler giyerek öyle bir ağırbaşlılık ile çıkmışlardı ki, başları üstünde kuşlar varmış gibi idi."

Hz. Aişe'den rivayet edilmiştir ki; "Ensar kadınlarına Allah rahmet etsin. Bu "Ey Peygamber, hanımlarına, kızlarına bütün müminlerin kadınlarına da söyle" âyeti indiği zaman mırtlarını yardılar, onunla başlarını sardılar da Resulullah'ın arkasında öyle namaz kıldılar ki, sanki başlarında kargalar varmış gibi..." demiştir. Bu tesettür onların tanınmalarına, dağınık cariyelerden, adi kadınlardan vakar ve heybetle seçilerek hürmet edilmelerine ve dolayısıyla incitilmemelerine elverişli olan biçimdir. Gerçi eziyeti kendilerine davet edecek olan içi bozukları örtü tutacak değildir. Fakat imanlı, temiz kadınların, kirli bakışlardan yuvalarında gizli inciler gibi korunmuş kalmalarına en uygun olan biçim de budur. Asıl o zamandır ki onlara eziyet edecek olanların açık bir vebal ve iftira yüklenmiş oldukları ortaya çıkar. Ve dolayısıyla bundan önceki ve sonraki âyetlerin hükümlerine dahil olacakları anlaşılır. Bununla birlikte Allah bağışlayıcı ve çok merhamet edici bulunuyor. Burada yukardaki âyetlerin eki gibi getirilen bu son cümle çok anlamlıdır. Bu bize şu mânâları ilham eder:
1- Allah'ın bağışlaması çoktur. Bugüne kadar geçmiş açıklıkları bağışlar. O kusurları örter. Rahmeti de çoktur; bundan böyle emrini tutanları rahmetiyle arzusuna çok ulaştırır.

2- Allah bağışlayıcı ve merhametli olduğu içindir ki, kadınlara eziyet edilmesine razı olmaz ve onun için örtülmelerini emreder.

3- Tesettür emrolunduğundan dolayı da kadınlar bir baskıya uğratılmasın, aşırıya gidilmesin; çünkü Allah bağışlayıcı ve çok merhametlidir. Bu emri onların aleyhine değil, lehine olarak vermiştir demek de olabilir.

_______________________________________

1- İbni Cevzi; Ahzab suresi 59. ayetinin tefsirinde İbnu Kuteybe'den naklen şöyle der;

"Başlarını ve yüzlerini örtmelerini söyle ki; onların hür oldukları bilinsin. Ayetteki "celabib" kelimesinden maksat, normal elbiselerin üzerini kapatacak ve vücut hatlarını göstermeyecek bir örtüdür" [İbni Cevzi, Zadül Mesir(6/422); Sabuni, Revai(2/328); Alusi, Ruhul Meani(12/88)]

2- Ebu's Suud Efendi; "Cilbabdan maksat, çok geniş ve uzun bir örtüdür. Kadın bununla başını örttüğü gibi yüzünü ve göğsünü de örterek ayaklarına kadar salar. Buna göre ayetin manası; "Kadınlar dışarıya veya yabancı erkek karşısına çıkacağı zaman bu örtüyle yüzlerini ve bütün vücutlarını örtsünler" olur.

Es Süddî de ayetin tefsirinde "Kadın alnını ve yüzünü yalnız bir gözü açık kalacak şekilde örter" demiştir." [Ebus Suud, İrşadu Aklı Selim(6/801); Sabuni, Revai(2/328); Mesaid Bin Kasım, Ahkamul Avret(48)]

3- Ebu Hayyan; "Endülüs’teki adet de Süddi'nin tarif ettiği gibiydi. Kadın bütün vücudunu örter, yalnız tek gözü açık kalırdı."

Ayet tepeden tırnağa bütün vücudun örtülmesini emreder ve ayetteki "üstleri" kelimesinden maksat yalnız yüzleridir. Yani ayet yüzlerin örtülmesini emretmektedir. Çünkü Cahiliye devrinde hür kadınlar zaten saçları ve yüzleri hariç bütün vücutlarını örtmekteydiler." [Ebu Hayyan, Bahrı Muhit(7/250)]

İbni Abbas radıyu anh derki; "Kadın cilbabını alnının üzerine indirir ve oradan sıkar. Alttan da burnunun üzerine kadar kapatır. Yalnız gözleri açık kalmalıdır. Yüzünün kalan kısmı ile göğsünü tamamen kapatmalıdır" [İbni Kesir Muhtasarı(4/1998); Taberi(10/118 no:21861); Ebu Hayyan, Bahrı Muhit(7/250); Sabuni, Revai(2/327)]

4- Cessas; "Ayet genç kadınların yabancı erkeklere karşı yüzlerini örtmeleri gerektiğine delalet ediyor. Kadınlar dış örtülerine bürünmelidir ki, kötü niyetli kimseler onlardan bir şey umarak eziyet etmesinler. [Cessas, Ahkamul Kur'an(3/3729 )]

"Ümmü Seleme radıyu anha dedi ki; "Ahzab suresi 59. ayetinin nüzulünden sonra Ensar kadınları siyah çarşaflarına büründüler. Sanki hepsinin başlarında birer karga vardı." [Ebu Davud(4101-4); Beyhaki(2/234); Cessas(3/372); İbnu Katan, Kitabun Nazar(s175); Cemül Fevaid(5730); Mecmaut Tefasir(5/138); Tac(4/315); Hakim(2/397); Suyuti, Dürü Mensur(5/221); Ahkamul Avret(48); Razi, Tefsiri Kebir(17/48); Nihaye(3/352); Taberi(22/29); İbni Kesir(3/1610); Kayrevani, Cami(210); Beyhaki(7/88); Hamidullah, İslam Peygamberi(1857); Ahmed(6/30);Belazuri(1/574)]

Aişe radıyu anha’dan gelen rivayette; “ALLAH ilk muhacir hanımlara rahmet eylesin. Hicab emri gelince elbiselerinin bir parçası ile yüzlerini örttüler.” [İbnu Katan, Kitabun Nazar(s173); Buhari(6/13); Fethul Bari(8/489); Ebu Davud(4102); Taberi(18/94); İbni Habib, Gaye ve Nihaye(s213)]

5- Suyuti ve Taberi; "Cilbab; kadının bütün vücudunu örten örtüdür." [Celaleyn(s515); Taberi(22/29)]

İbni Sirin, cilbabın manasını sorunca Abide es Selmani, büyük bir çarşaf alarak onunla bütün vücudunu örttü. Başını da kaşlarına kadar kapattı, yüzünü de tamamen kapattı. Yalnız sol gözü açık kaldı. Böylece ayeti fiili olarak tefsir etti. [Taberi(no:21862); Cessas(3/458); Suyuti, Dürrü Mensur(5/221); Ahkamul Avret(48); Sabuni, Revai(2/327); İbni Kesir(4/1998) sahihtir]

6- Fahreddin Razi, Nisaburi, Nevevi ve Şerkavi; "Bu ayette kadınlara yüzlerini örtmeleri emrediliyor" derler. [Tefsiri Kebir(17/48); Nisaburi, Tefsiru Garibul Kur'an(22/32); Nevevi, Fetava(210); Şerkavi, Tahrir(1/37); Mesaid Bin Kasım, Ahkamul Avret(49)]

7- Beydavi; "Hür kadınlar ihtiyacları için dışarı çıktıkları vakit çarşaflarını giyer, başlarını, yüzlerini ve vücutlarını bununla örterler" [Beydavi(4/168)]

8- İbni Kesir; cilbabın elleri ve yüzü de örtecek mahiyette olması gerektiğini belirtir. [İbni Kesir(2/283)]

İbni Mes'ud radıyu anh; "Nur suresi 31. ayetinde geçen "kendiliğinden görünen kısım müstesna ziynetlerini açmasınlar" ibaresi hakkında der ki; “Ziynet iki türlüdür; görünen ziynet ve gizli ziynet. Görünen ziynet; Arap kadınlarının giymeyi adet edindikleri elbiseleri üzerine giydikleri örtüler ile elbiselerinin altlarından görünen kısmıdır. Gizli ziynet ise kocasından başkasına göstermesi caiz olmayan; sürme, yüzük, bilezik gibi şeylerdir." [İbni Ebi Şeybe(3/384); İbni Kesir(2/283); Beydavi(2/138); Taberi(18/92,119); Kurtubi(12/229); İbnül Arabi(3/1356); İbni Cevzi, Zadül Mesir(6/31); İbnu Katan, Kitabun Nazar(s136); Dürrü Mensur(5/41); İbni Habib, Gaye ve Nihaye(s215)]

İbni Mesud, Mahan, Ebul Ahvas, Ebu Salih, İkrime, Şa’bi ve İbrahim en Nehai(r.anhum) “görünen kısım; elbisedir” demişler, İbni Ömer, İbni Abbas, Said Bin Cübeyr, Abdulvaris ve Mekhul ra yüz ve ellerin örtülmesi emredilen ziynete dahil olduğunu söylemişlerdir. [İbni Ebi Şeybe(3/383-384)]

9- Elmalılı Hamdi Yazır; "Cilbab; baştan aşağı örten çarşaf, ferace, car gibi dış örtüsünün adıdır. Cilbabdan örtmek tabirinde iki durum vardır; birisi cilbablardan birisiyle, bütün bedenini sıkıca örtmek, diğeri de; bir cilbabın bir tarafıyla başından yüzünü örtmek demektir." [Hak Dini Kur'an Dili(6/338); Envarut Tenzil(2/252)]

10- Muhammed Mahmud Hicazi; Ahzab 59. ayetini şu şekilde manalandırmıştır; "Ey peygamber! Zevcelerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına deki; örtülerini üzerlerine salsınlar, bedenlerinin tümünü örtsünler, yolu görebilecekleri kadar müstesna olmak üzere yüzlerini de örtsünler" [Hicazi, Tefsirül Vadıh(5/112)]

11- Ömer Nasuhi Bilmen; "Cilbab, kadınların örtündükleri çarşaf, ferace, elbiselerinin üzerinden giydikleri elbiseler demektir." [Ömer Nasuhi Bilmen Tefsiri(6/2832)]

12- Savi ve Nesefi; "Cilbab çarşaftır" derler. [Nesefi, Medarik(3/455)]

13- Alusi; "Kadınlar cilbablarını bütün bedenlerini örtecek şekilde giyerler, bir parçasını da başörtüsü yapıp yüzlerini de örterler" [Alusi, Ruhul Maani(22/89)]

14- Zemahşeri, Mahalli, Kasani ve İbni Abidin; "Cilbab; bir parçası ile başın ve yüzün, diğer parçasıyla bedenin üzerine bırakılmak suretiyle bütün vücudun örtüldüğü örtüdür" [Zemahşeri, Keşşaf(1/221); Mahalli, Şerhu Minhac(3/206); Kasani, Bedayius Sanayi(5/118); İbni Abidin(5/320)]

15- İsmail Hakkı Bursevi; "Cilbab; dış örtünün bir göz müstesna yüzü bile kapatması demektir." [Ruhul Beyan(7/240); Tenvirül Ezhan(6/484)]

16- İbni Kudame; "Cilbab; giyilmeyerek, entari üzerine kuşanılır ve yüz örtülür" [İbni Kudame, El Muğni(1/602); Belazuri, Ensab(1/574)]

17- Ebu Şukka; Ahzab suresi 53. ayetini tefsir ederken; "Kadınlar ev içinde perde arkasından konuşmalı, ev dışında peçeli olmalıdır" der. [Ebu Şukka, Tahrirul Mer'e(3/67); Said Şimşek, GTefsir Problemleri(236)]

18- Kasani; "yabancı kadının yüzüne bakmak caiz değildir" derken, İbni Abidin, Haskefi, Mevkufati, Merginani, Halebi, İbni Nüceym, Iraki, Kevseri, Aliyyül Kari gibi Hanefi ulemasının kahir ekseriyeti; "genç kadın erkekler arasında yüzünü açmaktan men edilir" demişlerdir. [Bedayius Sanayi(5/123); Reddül Muhtar(3/261 Terc:2/113); Dürrül Münteka(2/542); Mülteka ve Mevkufat(4/88); Hidaye(4/139); Iraki, Tarhut Tesrib(5/46); İbn Nüceym, Bahrur Raik(1/284); Makalatı Kevseri(187-190); Mecmaul Enhur(2/541); Hediyyetül Alaiyye(310); El Muğni(1/601); İrşadus Sari(78)]

19- Muhammed Said Bin Ramazan El Buti; "Bugünkü Müslümanların durumu fısk-u fücurun kötü ahlak ve terbiyenin yaygınlaştığı göz önünde bulundurulursa bu durumda kadının yüzünü açmasının caiz olduğunu söylemeye imkan bulunmadığı anlaşılmış olur" [Fıkhus Siyre(243); Bkz:Mevahibül Celil(1/499); El Muğni Ve Şerhul Kebir(1/637); Fetavayı Şeyhul İslam İbn Teymiyye(4/409); Zuhayli, Fıkhul İslami(1/459); Sabuni, Safvetut Tefasir(2/335); Mehmed Talu, İslama Göre Kadının Kıyafeti(350); Tecridi Sarih Şerhi(7/171)]

20- Şeyhul İslam İbni Teymiyye'ye göre eller ve yüz avrettir. [Fetava (4/409)]

21- Hanefi mezhebinin meşhur fıkıh kitabı Fetavayı Hindiyye'de; "Bir kadının facire bir kadın yanında dahi cilbabını ve başörtüsünü çıkarması caiz değildir" kaydı vardır. [Fetavayı Hindiyye(5/289)]

22- Muhammed Hamidullah “İslam Peygamberi” adlı eserinde, kadınların yüzünü örtmelerinin vacip oluşunu delilleri ile anlatmıştır. [İslam Peygamberi(1856-71)]

23- Mevdudi Nur suresi 31. ayetinin tefsirinde der ki; "Zinet; çekici elbiseler ve kadınların genellikle kullandığı diğer baş, yüz, el, ayak vs. süslerini içine alır ve modern manada makyaj kelimesi ile ifade edilir. Yani kadınlar bilerek ve kasten süslerini açığa vuramazlar" [Mevdudi, Tefhimul Kur'an(3/470)]

24- Kurtubi; "Gerçek şu ki; cilbab; bütün bedeni örten ve kabarık kısmını göstermeyen örtüdür" [Camiu Lil Ahkamil Kur'an(14/244); Kayravani, Cami(210)]
Nitekim bir kadın ; "Olur ki birimiz tüm bedenini örten örtüyü bulamaz, bu takdirde ne olur?" diye Rasulullah aleyhi ve sellem'e sordu bunun üzerine;

"Ona din kardeşi kendi cilbabından giydirsin" buyurmuştur.

[Buhari(hayz23); Müslim(İydeyn10); Ebu Davud(1136); Nesai(3/180); İbni Mace(1308); Humeydi(361); Elbani, Sahiha(2/152); Fethul Bari(1/459); Ahmed(4/84); Darimi(salat 223); Tirmizi(Cuma 36)]

Bu hadisin şerhinde birçok ulema dedi ki; "Zaruret icabı kadın dışarı çıkarsa din kardeşinin çarşafını ödünç alır ve onunla örtünür. İmkan bulduğu müddetçe evinde giymiş olduğu elbisesiyle dışarı çıkması caiz değildir."

Sahih bir rivayete göre Temim kabilesinden üzerlerinde ten gösteren ince elbise bulunan bir kadın cemaati Aişe radıyu anha’nın yanına gelmişler, Hazreti Aişe onlara demiş ki; "Eğer siz ALLAH'a iman edenlerden iseniz ince elbise mümin hanımlara asla yakışmaz" [Kurtubi(14/244)]

Başka bir haberde çok süslü ve renkli bir başörtüsü giyen kadına; "Herhalde sen hicab ayetlerine iman etmeyenlerdensin. Zira iman eden asla böyle giyinmez" buyurur. [Kurtubi(14/244)]

Görüldüğü gibi ulema tesettür ayetlerinden kadının dışarı çıkarken yüzünü ve ellerini çarşaf ile örtmesinin vacip olmasında ittifak etmişlerdir.

"Rasulullah aleyhissalatu vesselam ihramlı iken şunları yasakladı; iki eldiven, peçe, vers yada zaferan ile boyanmış giysi" [Malik(730); Buhari(3/146); Ebu Davud(1827); Tirmizi(763); Müslim(2012); Nesai(2616); İbni Mace(2920); Ahmed(4252); Darimi(1730)]

Bu yasak hacca mahsus olup, sahabe hanımlarının hac dışında eldiven ve peçe kullandığına delalet eder. Günümüzde bazı cahiller "madem ki kadın ihramda yüzünü örtmüyor, öyleyse diğer zamanlarda da açabilir" diyorlar. Bu iddia İslam fıkhını bilmeyenlerin sözüdür. Selef-i Salihin’in, sahabenin ve tabiinin kadınlarının yaşayışını inceleyen, araştıran herkes yüzün açılmasının mubah olduğunu söyleyenlerin hata ettiğini kesin olarak anlar.

Nur suresi 31. ayetinde kadının ziynetini yabancılara göstermesinin haram olduğu belirtilmiştir. Zira yüz ziynetin ve güzelliğin aslı, fitnenin kaynağı olduğu için onun da yabancılara karşı örtülmesi zaruridir. Kaldı ki sahabe hanımları ihramlı iken de yüzlerini örterdi;

Aişe radıyu anha der ki; "Binekli hacılar biz Rasulullah aleyhi ve sellemin yanında ihramlı iken yanımızdan geçerlerken her birimiz başörtüsünü başından yüzüne indirirdi. Binekliler geçtiğinde yine açardık" [Ebu Davud(1833); İbni Rüşd, Bidaye(2/166); İbni Sa'd(8/71); İbni Mace(2935); İbnu Katan, Kitabun Nazar(s149); Ezraki(2/14)]

Fatıma Binti Münzir radıyu anha derki; "Esma ile birlikte ihramlı iken yüzümüzü de örtüyorduk. Rasulullah aleyhi ve sellem bizim bu halimizi yadırgamıyordu" [Malik(740); İbni Rüşd, Bidaye(2/166); Ahkamul Avret(60); Terhut Tesrib(5/46)]

Yüzün açılabileceğine dair hiçbir delil yoktur. Bazıları daha sonra kaydedeceğimiz Esma radıyu anha’ya Efendimiz aleyhisselam’ın el ve yüzü istisna eden haberini delil getirmeye çalışıyorlar. Ancak bu asla delil olamaz zira; bu haber hem çok zayıftır hem de hicab emrinden önce vuku bulmuş bir hadisedir. Sahih rivayette;

"Müslüman bir kadın Beni Kaynuka pazarında örtülü bir halde zaruri alışverişini yaparken Yahudilerden biri kadının örtüsü ile alay ederek yüzünü açmaya çalıştı. Kadın yüzünü açmayınca elbisesinin eteğini bir yere tutturdular ve avretini açtılar.

"yüzünü örtüyor, avretini açıyor" diye alay ettiler. Duruma şahit olan bir Müslüman o yahudiyi öldürdü. Yahudiler de toplanıp bu müslüman'ı öldürdüler. Bu olay üzerine Beni Kaynuka savaşı çıkmıştır"

[Belazuri, Ensab(309); Süheyli, Ravdul Ünf(5/392); El Buti, Fıkhus Siyra(240); İbni Hişam(2/47); Taberi Tarih(2/480); Mahmud Şakir, Siyer(264); Muinüddin Nedvi, Asrı Seadet(1/87); İbni İshak(295); Kastalani, Mevahibu Ledüniye(1/102); İbni Esir, Kamil(2/65); Cevad Ali, Tarihu Kablel İslam(6/144); İbni Kesir, Bidaye(4/11); İbni Sa'd(8/321); Kettani, Teratibul İdariyye(2/4); Üsdül Gabe(7/245); Vakıdi(3/67)]

Aişe radıyu anha der ki; "Peygamber aleyhis selam’ın hanımları sabah namazını mescidde kılarlar, sonra da karanlık sebebiyle tanınmadan önce çarşaflarına bürünmüş olarak evlerine dönerlerdi" [Buhari(6/13); Müslim(mesacid 230); Malik(1/5); Beyhaki(7/88); Şafii, El-Ümm(7/170); Humeydi(174); Nesei(1/271); İbni Huzeyme(350); Tahavi(1/176); İbni Hibban(1496); Ebu Davud(423); Tirmizi(153); İbni Mace(669); Darimi(1219); Ahmed(6/33); Cemül Fevaid(1014)]

İfk hadisesi de yüzü örtmenin vacip oluşuna delildir; "Aişe ra dedi ki; "Safvan'ın istirca'ı ile uyandım. Hemen çarşafım ile yüzümü örttüm. Safvan, hicab emredilmezden önce beni gördüğü için tanıdı…" [Buhari(megazi 34); Müslim(tevbe 58); Tirmizi(3180); İbni Kesir(3/1584); Cemül Fevaid(7104); Taberi(2/111); İbni Hişam(4/10); Vakıdi(2/426); Dürrü Mensur(190); İbni Seyyidin Nas, Uyunül Eser(2/128); Zadul Mead(3/1223); İbni Mace(1970); Beyhaki, Delail(4/64); İbni Sad(2/65)]

Bu rivayet, hicab emriyle kadınlara yüzlerini örtmelerinin vacip kılındığını açıkça göstermektedir.

Yüzü açmak sonradan çıkmış çirkin bir bid'attir ve haramdır. Selef döneminde yüzü açmak vuku bulmamış, Hüseyin radıyu anh'ın kızı Sükeyne dışarıda yüzü açık dolaştığı için o günün Müslümanları bu fiilini çirkin bulmuşlardır. [Hamidullah İslam Peygamberi(1860)]

"Memure ve öğrenci kadınlar peruk takabilirler" şeklinde bir fetva kulağımıza gelmektedir. Bu asla itibar edilecek birşey değildir. Zira peruk takanlara hadislerde lanet varid olduğu gibi, peruğun tesettürle de uzaktan yakından alakası yoktur. Bu Yahudi zihniyeti ile tesettüre bir darbedir. Peruk kadının güzelliğinden ve cazibesinden neyi gizleyecek? Sahte de olsa gerçek de olsa ortada bir saç görüntüsü yok mudur?

Kadının çalışması haram olmamakla beraber tesettüre riayet etmesi, yabancı erkeklerle nazik konuşmaması, süslenip kokulanmaması farzdır. Erkeklerle karışık çalışmasında bu şartları yerine getirmesi mümkün olmadığından çalışması sakıncalı görülmüştür. Ayrıca kadının çalışma sahası olarak ev tayin edilmiştir; Kur’an’da kadınlara hitaben; “Evlerinizde oturun”(Ahzab 33) buyrulmuştur.

Ashab kadınları siyah çarşaf giyerdi. Şiirlerde gecenin karanlığı cilbaba benzetilmiş, [lisanul Arab, Cilbab maddesi(1/273)], daha önce nakletmiş olduğumuz gibi Ümmü Seleme ve Aişe radıyu anhuma çarşafa bürünen ashab kadınlarını “başlarında karga varmış gibi” diye tavsif etmişler; ayrıca İbni Sa’d Habibe binti Abbad’dan şunu rivayet etmiştir;

“Aişe’nin üzerinde siyah bir başörtü gördüm” [İbni Sa’d(8/71,73); Sükeyne de aynısını söylemiştir Bkz: İbni Ebi Şeybe(6/18)]

İbni Hallikan’ın rivayetine göre; İsa Bin Ömer, Ebu Amr Bin A’la’ya; şöyle bir beyit okumuştur;

“O kadınlar tesettür için yüzlerini örtüp gizlerlerdi,
Bugün ise bakanlara kendi yüzlerini gösterip açığa vururlar”

[İbni Kesir, el Bidaye(10/179)]

İşte bu, Ahzab Suresi 59. ayetinde geçen “la yübdiyne” kelimesinin izahıdır. Yani ayette yüzü açmak yasaklanıyor. Bu beyit, sahabe hanımların yüzü örtmeyi tesettür emri dahilinde gördüklerinin de delilidir.

Ayrica, yüzü örtmenin hükmüne dair bilgileri burda bulabilirsiniz:

https://www.islam-tr.org/tesettur/22413-yuzu-ortmenin-hukmune-dair-detayli-deliller.html
 
cascade Çevrimdışı

cascade

Üye
İslam-TR Üyesi
Biliyorum bu yazıyı,teşekkür ederim!Lakin bazı konularda saçma dedliller öne sürebiliyorlar!Yada şunu diyorlar:Ayet Yorumlaması kişiden kişiye değişir yada Hadis ben Peçeyi Hayatında Uygulayanlardanım Hamdolsun ama apaçık delillerim olması lazım ki susturayım!Ve Farz Olduğunu zaten biliyorum Hamdolsun!Vesselam
 
E Çevrimdışı

Ehlitakwa

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Deliliniz nedir acaba?Bende Farz Olduğunu Kabul Ediyorum lakin kafa karıştırıcılar sahnede...Evet bana güzel bir delil sunabilir misiniz acaba Vesselam



İslamda hicab ve kadının evinde karar kılması hakkında



بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَـنِ الرَّحِيمِ

الحمد لله نحمده ونستعينه ونستغفره، ونعوذ به من شرور أنفسنا وسيئات أعمالنا، من يهده الله فلا مضل له ومن يضلل فلا هادي له. ونشهد أن لا إله إلا الله وحده لا شريك له، وأن محمداً عبده ورسوله صلى الله عليه وعلى آله وأصحابه ومن تبعهم بإحسان وسلم تسليماً كثيراً .

أما بعد،


Ne acıdır ki bugün islam alemi dedigimiz 10 larca ülkede islami hicab hiç kimsenin zorlaması olmadan kaldırılmıştır. Kadınlar sözde müslüman kadınlar allahın emrettiği kuranı kerim ve hadisi şeriflerde geçen annelerinin veya ninelerinin bildiği örtünmeyi beğenmemektedirler. Onlar müslümanların birliğini bozan günahlar içinde yaşayan avrupalı kadınlarını örnek almaktadırlar

Müslüman alimler allahın emrini yüceltmek ve müslümanları hidayete davet etmek için hicabın vucubiyetine dair kitaplar risaleler yazmışlardır. Bunlardan biride çok istifade ettigimiz faziletli şeyh muhammed ahmed islamil el mukaddem dir. bu konuyu ele alirken onun kitabından faydalandım. Gene büyük alim muhammed bin salih el useymininde risaletul hicab adı altında bir risalesi vardır.

Ne gariptir ki hanımların kapanması için erkekler risale yazmaktadır. Kadınların ise kapanmaya hiç gonlu yoktur. Allah bir konuda kuranı kerimde hüküm verdikten sonra hadisi şeriflerde hazreti muhammed sallahu aleyhi ve sellem de kuranı açıklar mahiyette kelam ettikten sonra hiçbir müslümana bu hükümden başkasına uymak caiz olmaz

müslümanım diyen bir hanımın islamın emrettigi şekilde kuran hadis sahabe kavlleri ve mezheb kitapları çerçevesinde örtünmesi farzdır. Eger bunu yapmazsa gunahkar bir insan olur. Hattı zatında örtünmemek hırsızlıktan ve yalandan da büyük bir günahtır. Çünki insan yalanı günde 1-2 kez söyler veya hırsızlığı haftada ayda bir yapar. Tabiki bunlarda günahtır. Ancak yapildigi anda haramdırlar. açıklık saçıklık , o kadın dışarı çıktıgı andan itibaren başlar. Yani okuyan veya çalışan açık bir bayan gunde 10 saat durmadan günah işlemekte allaha isyan etmektedir. Bu çeşmeden akan suya yani devamlı durmadan akan suya benzemektedir

işte bizde bacilarimizi allahın emirlerine davet etmek için allahın emirlerini onlara hatırlatmak için bu konumuzu ele aldık. Gücümüz yettigince kuran ve sünnetteki gerçek hicabı aciklamaya calisicaz inshaAllah. Ben inanıyorumki pekçok hanım allahın emirlerini yapmak istemekte ancak onları çevreleri veya cemaatleri tarikatleri yuzunu elini açsanda olur peçeye luzum yok diyerek yoldan çıkarmaktalar. İşte bu kardeşlerimizede inşallah bu sohbetimiz bir rehber olacaktır

işleyecegimiz meseleleri madde madde işlemeye allahdan yardım isteyerek başlıyoruz

1 – seddi zerai

islamiyet bir takım günahları haram kıldığı gibi o günahlara giden yollarıda haram kılmıştır. Yani şu haramdır demiştir ancak onun işlenmesi için yapilacak yaklaşımlarıda yasalamıştır. İşte buna seddi zerai diyoruz. Mesela, içki içmek haramdır. Ancak onu satmak, almak, taşımak, servisini yapmakta haram kılınmıştır.

Ve gene faiz yemek haramdır ancak resulullah sallahu aleyhi ve sellem faizin katipligini yapana şahidligini yapanada lanet etmek sureti ile, hiçbir şekilde ona ortak olmayı hoş karşılamamıştır.işte bunun gibi zinada büyük haramlardan biridir. İsra suresinde şöyle buyurulmaktadır : وَلاَ تَقْرَبُواْ الزِّنَى إِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةً وَسَاء سَبِيلاً '' zinayada yaklaşmayın çünki çok kötü bir yoldur.

evet zina kötüdür ancak ona yaklaşmayında deniliyor. Bu minvalden olarak efendimiz sallahu aleyhi ve sellem namahrem kadınlarla baş başa kalmayı aynı oda ev içinde kalmayı nehyetmiştir. İki kadının arasına oturmayı ve aralarında yürümeyi nehy etmiştir. Bunun gibi yabancı hanımlara gayri ihtiyari bakmak müstesna bakmayıda nehy etmiştir.

İşte bunun gibi takdir edersiniz ki zinaya giden yollardan biriside karşı cinsten birisine bakmaktır. Kadında güzel bir canlıdır. Yüzü elleri vucudu olsun erkekleri kendisine çekmektedir. Ve bir bakma iki bakma sonucu akla ona yaklaşmak gelir. Sonra adam gidip ona yaklaşır konuşur. Samimi olurlar belki bir yerlere giderler ve çok büyük günahlar işleyebilirler.

İşte islamiyet bunun önünü kesmek için toplumda nikah harici ilişki olmaması için tecavüzler ırza geçmeler olmaması için kadının güzelligi olan yüzü elleri dahil tüm vücudunu kapatmayı ve örtmeyi farz kılmıştır.

Çünki islamın esas emrettigi örtünme olan hicab yani peçey veya çarşaf giyen bir hanım cinsel olarak kimseyi çekmez. Ve böylece o cemiyette kötülük olmaz.

2 – kadının evinde oturması esastır

allah teala kuranı kerimde söyle buyurmaktadır :

وَقَرْنَ فِي بُيُوتِكُنَّ وَلَا تَبَرَّجْنَ تَبَرُّجَ الْجَاهِلِيَّةِ الْأُولَى evlerinizde oturun/karar kılın/ cahiliye kadınları gibi sokaklarda dolaşmayın – ahzab 33 -

çünki kadının evinde oturması esastır. Onun rabbine en yakın olduğu yer evidir. O evinde her türlü kötülüklerden korunmuştur. Evinde kıldığı namaz dışarda mescidde kıldığı namazdan daha hayırlıdır. Osmanlı kültürünü muhafaza eden memleketimizin bazı kazalarında hağlen hanımlar evlerinde oturmakta zaruret harici evin haricine çıkmamaktalar.

Hazreti peygamber sallahu aleyhi ve sellem hazreti fatımaya evin içinde olan işleri yani yemek temizlik gibi işleri, hazreti aliyede kazanç gibi dış işleri yapmalarını tavsiye ederek hayatı ikisi arasında taksim etmiştir – metalibu aliye -

müslüman hanımın esas yeri evidir. Dışarı pek çıkmamalıdır. Ancak çıktığındada islami örtü ile örtünmelidir. Daha detaylı bilgi için ihtilat hakkındaki risalemize bakılabilir

evet tüm bunlardan sonr yazımızda devamlı geçen HİCAB kelimesine gelebiliriz hicab nedir?

3 – hicabın lugattaki manası :

birşeyi örtmek kapatmak birşeyden gizlenmek iki şey arasında perde rolü görmek dış tehlikelere karşı birşeyi kapatmak bir şeyi örtmek manasına gelir kısaca – bkz : lisanul arab tacul arus el mufredat el mesabih el munir -

4 – şer'en hicabın manası :

kadınların örtmeleri farz olan yerlerini örtmelerine hicab denilmektedir. İmam ahmedin şu sözü meşhurdur : kadının tırnağı dahi avrettir yani kadın tüm vücudunu kapatmalıdır. Dışarı çıktıgında veya yabancı erkekler onu gördügünde.

5 – ehli kitab indinde hicab :

peçenin sadece müslümanlar tarafından bilindiği ilk olarak onu islamın ve hazreti muhammedin vaaz ettiğini düşünmek tarihi hakikatlere aykırıdır. O ne bazı arapların sandığı gibi osmanlı icadıdır nede zamanla ortaya çıkmıştır. Dua etmek gibi oda bütün temelde allah tarafından gönderilen kitaplara bağlı olan dinlerin ortak düsturlarındandır

bugün bile hristiyan rahibeler bizim peçeye benzeyen bir örtü kullanmaktadırlar. Ancak onlarda zamanla şeytana uymuş ve yüzlerini açmışlardır. Ancak onların bol giyinmeleri dikkat çekicidir. Ayrıca bugün yunanistanda romanyada eski katoliklik ve ortadoksluguna baglı olan kavimlerde aynı bizim nenelerimizin kullandıgı ve islamında emrettigi peçe kullanımı görülmektedir.

Bu bize şunu göstermektedir ki peçe kullanımını ilk kuranı kerim getirmemiş o yahudi ve hristiyanlar tarafındanda bilinmekte idi.

6 – hicab kullanmak allah ve resulune itaattir

birazdan nakledecegimiz ayet ve hadislerde görecegiz ki cenabı allah ve onun resulü – sallahu aleyhi ve sellem – hanımların hicab kullanmalarını emretmişler. O ayet ve hadislere uymak allah ve resulune itaattir. Müslüman hanıma düşen cemaatinin çevresinin ne dedigine bakmadan kuranda hadiste ne yazıyorsa ona bakmasıdır. Ayrıca memleketimizde yaşanan inkilab hareketleri ve memleketi dinden çıkartma hamlesinden önce tüm osmanlı memleketinde kadınlar peçe giyerdi bu yeni çıkmış bir icad değil ki

hicab giyen hanımlar temizliği iffeti ve imanı simgelemektedirler. Ancak iffet sahibi bir hanım bu şekilde örtünebilir. İffetsizlik ve hayasızlık ise açılıp saçılmaktan ibarettir.

Ayrıca şunuda belirtmek gerekir ki namus duygusu kıskanma duygusu gayret duygusu islamın temellerindedir. Hanımını kızını akrabalarını kıskanmayan bir erkek islama göre büyük gunah işlemektedir. Buna deyyusluk deniliyor. Yani bir kimse namusunu kıskanmıyorsa o deyyustur

ayrıca islamiyetten ziyade kıskanma duygusu insanın yaratılışltan gelen bir duygusudur. Bugün dunyanın neresinde olursa olsun küçük bir erkek çocugu yabancı bir erkegin ablasına veya annesine bakmasından rahatsız olur. Ve o bakana karşı düşmanca hareketler sergiler.

Peki ben soruyorum müslüman oldugunu söyledigi halde hanımını açık saçık sokaklara yollayan erkeklerde bu kıskanma duygusu yokmudur namus tamamenmi yok olmuştur? Evet bunun cevabını onlar vermelidir

hanımlara düşende kendi ahlak ve namuslarını koruyabilecek erkeklerle evlenmeleridir

bundan 80 sene kadar evvel türkiyede bir tane bile açık saçık dolaşan kadın yoktu. Saçı yüzü açık bir kadın sokağa çıkamazdı. Bu hem devletin hemde toplumun hoş görmediği birşeydi. Namussuzluk olarak addedilirdi. Ancak ne olduysa toplum şartları birileri tarafından degiştirildi. Ve osmanlı devletini yıkan avrupanın hayasız kadınlarının kıyafeti olan açık saçıklık türkiyede ve islam aleminde yayılmaya başladı

avrupalı kadınları taklid etmek gerçekten bir müslüman kadına yakışmaz. Bize düşen kuran ve sünnette gördügümüz gibi osmanlı ve selcuklu atalarımız gibi giyinmektir. Avrupada bir güzellik yarışması yapiliyor 1934 senesinde. Ve türkiyeden ilk defa o yarışmaya bir türk kızı mayolarla bikinilerle açık saçık kıyafetlerle katılıyor

ve avrupalılar bu kızı birinci seçiyorlar. Ve alkışlar ve gülüşmeler arasında jüriden bazıları şu sözleri söylüyor : osmanlı kızlarından birinide sonunda bu halde görebildik. Bu bizim için en büyük bir başarıdır diyorlar

işte sanmayın ki açık saçıklık çağdaşlıktır. Avrupalılar bizim onlara benzememizden dolayı gülmekte ve bizi aşağalamaktadır. Her milletin kendisine has bir kıyafeti milliyesi vardır. Müslüman kadının milli kıyafeti ise peçesidir feracesidir. Mini etekler o dar ve kısa ahlaksız kıyafetler her türlü dinden çıkmış avrupa kadınının kıyafetidir

günümüz türkiyesinde insanlar tesettürün farz olduğunu sanmaktadırlar. Onların farz oldugunu inandıgı tesettür de ise yüz ve eller açıktır. Halbuki gerçekler çok farklı. Kuran ve hadiste yüzü ve elleri kapatmanında farz oldugunu görüyoruz. Simdi delillerini nakledecegiz :

1- kuranı kerimden deliller

a - يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ قُل لِّأَزْوَاجِكَ وَبَنَاتِكَ وَنِسَاء الْمُؤْمِنِينَ يُدْنِينَ عَلَيْهِنَّ مِن جَلَابِيبِهِنَّ ذَلِكَ أَدْنَى أَن يُعْرَفْنَ فَلَا يُؤْذَيْنَ وَكَانَ اللَّهُ غَفُوراً رَّحِيماً

Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına hep söyle de cilbablarından (dış elbiselerinden) üzerlerini sımsıkı örtsünler. Bu onların tanınmalarına, tanınıp da eziyet edilmemelerine en elverişli olandır. Bununla beraber Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. - ahzab 59 -

elmalılı hamdi yazır meşhur tefsiri hak dini kuran dilinde bu ayetin tefsirinde sunları yazmaktadır :

CİLBAB: Baştan aşağı örten çarşaf, ferace, câr gibi dış elbisenin adıdır. (كل ثوب لمرأة تلبسه فوق ثيابها) , "Kadınların elbiselerinin üstüne giydikleri her çeşit giysidir." " الذي يستر من فوق ا لى اسفل " Tepeden tırnağa örten giysidir . " ا لملحفة"كل ما تستربه من كساء او غيره "Kadınların tesettür ettikleri her türlü elbise ve başka şeylerdir." "Çarşaf ve peçedir".

İDNÂ: Yaklaştırmak demek ise de, âyette ( على ) ile kullanılması, kapsamak suretiyle sarkıtmak mânâsını da ifade ettiğinden üzerinden sıkı örtmek demek olur. Cilbabdan örtmek tabirinde de iki şekil vardır. Birisi cilbablarından birisiyle bütün bedenini sıkıca örtmek, birisi de bir cilbabın bir tarafıyla başından yüzünü örtmek demek olur. Bu beyanda da iki suret vardır. Birisi kaşlarına kadar başını örttükten sonra büküp yüzünü de örtmek ve yalnız tek bir gözünü açık bırakmak. ikincisi de alnının üzerinden sıkıca sardıktan sonra, burnunun üzerinden dolayıp gözlerini ikisi de açık kalsa bile, yüzün büyük bir kısmını ve göğsü tamamen örtmüş bulunmaktır. Rivayet olunduğu üzere Ümmü Seleme ( r.a.) demiştir ki: (يُدْنِينَ عَلَيْهِنَّ مِن جَلابِيبِهِنََّ) "Cilbablarından üzerlerini sıkı örtsünler' âyeti nazil olduğu zaman Ensar kadınları üzerlerine siyah elbiseler giyerek öyle bir ağırbaşlılık ile çıkmışlardı ki, başları üstünde kuşlar varmış gibi idi."

allah kendisinden razı olsun ve rahmet eylesin. O memleketin zor şartlarına rağmen islamdaki örtünmeyi tüm gerçekliği ile nakletti.

Memleketimizde tanınan ve sevilen bir alim olduğu için merhumun tefsirini buraya aldık. Simdide tefsir ilminde en muteber tefsir olan taberi tefsirinde ibni cerir et taberinin bu ayetin tefsiri hakkında ki yazılarını nakledeceğiz :

bu ayetlerden kasıt hanımlar dışarı çıktıklarında yüzlerini açmamaları vücudlarını örtmeleri ve böylece kendilerine fasıkların takıntılık etmemesidir. Ancak ehli ilim bu ayette geçen idna hakkında ihtilafa düşmüşlerdir. Onlardan bir kısmı şöyle demiştir : hanımlar dışarı çıktıklarında tüm vücudlarını örtecekler ve yüzlerinide örtecekler ancak bir gözleri açık kalacak

ve ibni abbas radiyallahu anhın senediyle şöyle dedigini nakleder : allah mümin hanımlara ihtiyacları için dışarı çıktıklarında başlarının üzerinden cilbabları ile yüzlerini örtmelerini ve bir gözlerini açık bırakmalarını emretti

ve senedi ile ubeydeden bu ayetin tefsiri hakkında şunu nakletti : hanımlar ağızlarını ve yüzlerini kapatacaklar ancak sol gözlerini açık bırakacaklar

ve ibni sirinden senedi ile onun bu ayet hakkındaki tefsirini nakleder : başın yüzün örtülmesi ve bir gözün açık bırakılmasıdır

diğerleri ise şöyle dediler : belki emir yüzün tamamının örtülmesidir

ibni abbas radiyallahu anh den senedi ile bu ayetin tefsirinde şunu nakletti : yani yüzün örtülmesinde şiddetli olmak

ve gene ibni cerir mucahid ve katadeden de yüzün tamamını örtmenin farz olduguna dair tefsirler nakletti – tefsiri taberi –

bilinmelidir ki bu yüzün örtülmesi hususunda ihtilaf yoktur. Ancak tek gözmü açık kalsın yoksa tamamımı örtülsün ihtilaf buradadır. Bizim osmanlı memleketinde ise halk daha çok yüzün tamamını örtme kavli ile amel etmiştir. Gözü kapalı nasıl görebilir deeyenlere ise ince siyah tül olursa eger yuzde hem dışardan birisi göremez hemde o gözden dışarısı rahat gorulebilir.

Afganistan pakistan gibi yerlerde ise tek göz açıktır genelde

tefsiri begavi sahibi imam begavi ise bu ayetin tefsirinde şu yazıyı yazmaktadır : idna hususunda ibni abbas ve ubeydenin tefsirleri kafidir. Baskalarının sözlerine iltifata luzum yoktur. Ben hazin tefsirinde bu yazdıklarımdan başka bişey gormedim ( ibni abbas ve katade kavilleri taberi kısmında nakledilmişti. Hazin tefsiri ise osmanlıda meşhur guzel bir tefsirdir )

sözü fazla uzatmak istemeidiğimizden ve akıl sahibine her ayet hakkında 1-2 tefsirden nakil yeteceği için diğer mufessirlerin bu ayet hakkındaki yorumlarını nakletmedik. Ancak onların hepside yüzü kapatmak farzdır demektedir. Kitabından istifade ettiğimiz el mukaddem o ulemanın hepsinden kaynaklı olarak bu konudaki yazılarını eserinde nakletmiştir. İsteyen oraya bakabilir. İşte eserinde yuzu kapatmak farzdır diyen müfessirlerden bazıları : er razi , zemahşeri , kadı ebu bekir , ibnul cevzi , beyzavi , nesefi , ibni teymiyye , ibni kayyım , ibni hayyan , ve yaklaşık 40 kadar müfessirler

b- وَقَرْنَ فِي بُيُوتِكُنَّ وَلَا تَبَرَّجْنَ تَبَرُّجَ الْجَاهِلِيَّةِ الْأُولَى وَأَقِمْنَ الصَّلَاةَ وَآتِينَ الزَّكَاةَ وَأَطِعْنَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ إِنَّمَا يُرِيدُ اللَّهُ لِيُذْهِبَ عَنكُمُ الرِّجْسَ أَهْلَ الْبَيْتِ وَيُطَهِّرَكُمْ تَطْهِيراً

Hem vakarınızla evlerinizde durun da önceki cahiliyet devrinde olduğu gibi süslenip çıkmayın. Namazı kılın, zekatı verin. Allah ve Resulü'ne itaat edin. Ey ehli beyt! Allah sizden kiri gidermek ve sizi tertemiz, pampak yapmak istiyor. - ahzab 33 -

ayette ehli beyt dese de hitab hususi isede hüküm umumidir. Yani deminden beri aktardıgımıza gore bu hitap evinde otur emri sadece ezvacı tahirata has degil tum musluman hanımlara emirdir

imam ebu bekir el cessas rahimehullah tefsirinde şöyle yazmakta: evlerinizde oturun kavli : sevda binti zimaa ya şöyle denildi : kadınların evden çıkması hakkında ne dersin? vallahi haccetseydim umre yapsaydım sonra allah bana evimde oturmayı emretseydi vallahi oradan sadece cenazem çıkardı

evinizde oturun kavli hanımların zaruret haricinde evlerinde oturmalarına dalalet etmektedir

mucahidden şu rivayet edilmiştir ilk cahiliye kadınları gibi dolaşmayın sokaklarda kavli hakkında : cahiliye kadınları sokaklarda kırıtarak cilveli olarak yürüyorlardı.

bütün bu emirler ezvacı tahirata hitab gibi gorunsede esasta tüm mümin hanımlara yoneliktir - ahkamul kur'an 3/359 -

mevdudi rahimehullah hicab isimli eserinde soyle yazmaktadır : musluman kadının makeanı ve oturacagı yer evidir. zarurat haricinde dışarı çıkmamalıdır. bu zaruret halinde çıktıgında ise erkeklerle mecburiyet haricinde konuşmamalı sesini yukseltmemeli ve guzelleştirmemeli ve islami ortunmeye riayet etmelidir. guzelliklerini zinetlerini gizlemelidir

eski mısır müftüsü muhammed mahluf merhum ise bu ayet hakkında söyle demektedir. yani kadının akraba ziyareti ilaç alımı ana baba ziyareti dışında dışarı çıkmamasıdır - safvetul beyan -

demekki islamda asl olan kadınların evlerinde oturmaları zaruret harici dışarı çıkmamaları çıktıklarında ise islami ortunme ile örtünmeleridir

2 - hadisi şeriflerden deliller

ثبت في السنة من حديث عبد الله بن مسعود رضي الله عنه عن النبي صلى الله عليه وسلم قال : " المرأة عورة فإذا خرجت استشرفها الشيطان..."رواه الترمذي(117) وابن خزيمة(1685) وابن حبان (5598،5599 ) وغيرهم.

efendimiz şöyle buyuruyor : kadın avrettir - ibni hibban , tirmizi

bu hadis bize kadının bütün vücudunun avret oldugunu yani yabancılara karşı açılmasının haram oldugunu gösterir. kadının saçı yüzü her yeri avrettir.

Mü'minlerin annesi Âişe radıyallahu anha'dan dedi ki: "Bizler Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem ile birlikte ihramda bulunuyor iken kafileler yanımızdan geçip giderdi. Bizim hizamıza geldiklerinde bizden herhangi bir kadın cilbâbını başından yüzü üzerine sarkıtırdı, yanımızdan geçip gittiler mi onu açardık."

Bu hadisi Ahmed, Ebu Davud, İbn Mace, Darakutnî ve Beyhakî rivayet etmiştir.

Ebu Bekr'in kızı Esmâ radıyallahu anha'dan dedi ki: "Bizler erkeklere karşı yüzlerimizi örterdik. Bundan önce de ihramlı iken saçlarımızı tarardık."

Hadisi İbn Huzeyme ve Hakim rivayet etmiş olup, Hakim: Bu Buhari ve Müslim'in şartına göre sahih bir hadistir demiş, Zehebi de bu hususta ona muvafakat etmiştir.

Mü'minlerin annesi Âişe radıyallahu anha'dan dedi ki: "Allah ilk muhacir hanımlarına rahmetini ihsan etsin! "Başörtülerini yakalarının üstüne salsınlar" buyruğu nâzil olunca onlar çarşaflarını yardılar ve onunla örtündüler."

Bu hadisi Buhari, Ebu Davud, Tirmizi, Tefsir'inde İbn Cerir, Hakim, Beyhakî ve başkaları rivayet etmiştir.

Hafız İbn Hacer -Allah'ın rahmeti üzerine olsun- Fethu'l-Bâri, (VIII,490) da şunları söylemektedir: "onunla örtündüler" lafzı yüzlerini örttüler anlamındadır.

Aişe radıyallahu anha'nın İfk hadisesi ile ilgili hadisinde şu ifadeler yer almaktadır: "Safvan hicab emrinden önce beni görüyordu, ben onun beni teşhis etmesi üzerine, istircâı (innâ lillah ve innâ ileyhi râciûn demesi) üzerine uyandım. Hemen ona karşı cilbâbımla yüzümü örttüm."

Bu hadisin sahih olduğu üzerinde ittifak vardır (Buhari ve Müslim tarafından rivayet edilmiştir.)

İbn Ömer radıyallahu anhuma'dan; dedi ki: Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:

"Her kim büyüklenerek elbisesini sürükleyecek olursa kıyamet gününde Allah ona bakmayacaktır." Umm Seleme bunun üzerine şöyle sordu:

"Peki, ya kadınlar elbiselerinin alt taraflarını ne yapacaklar?" Peygamber sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:



"Bir karış gevşek tutarlar." Umm Seleme:

"O vakit ayakları görünür", deyince Peygamber şöyle buyurdu:

"Bu sefer bir zîra kadar gevşek tutarlar ve bundan fazla gevşetmezler"

Hadisi Ahmed, Sünen sahipleri ve başkaları rivayet etmiş olup Tirmizi: Hasen sahih bir hadistir, demiştir.

Bu hadis iki bakımdan delil olarak gösterilebilir:

a- Kadın kendisine yabancı olan kimseye karşı bütünüyle avrettir. Buna delil Peygamber Efendimizin ayakların örtülmesini emretmesi ve bu önemli maksat dolayısıyla elbiselerini ve cilbâblarını sürüklemelerinin haram oluşundan, kadınların istisna edilmesidir.

b- Bedenin tamamının örtülmesinin vacib oluşunun delâleti ise kıyasa göre öncelikle (kıyas-ı evlâ) sözkonusudur. Mesela, yüzün çekiciliği ayaklardan daha ileridir. O halde yüzün örtülmesi ayakların örtülmesine göre daha bir vaciptir. Daha önemsiz olanın örtülmesi emredilirken daha çekici ve fitneye düşürücü olan bölümün açık bırakılmasını istemek, herşeyi bilen herşeyden haberdar olan Allah'ın hikmetine uygun değildir.

bunca hadisten anlaşılan şey sahabiye hanımların yüzlerini örttükleridir

islamiyet kemale ermiş bir dindir. Mükemmeldir. Hakkında ayet hadis bulunan ulemanın sözleri belli olan mezheblerin görüşleri belli olan meseleler hakkında artık kadının tüm vucudunu ve yuzunu kapatmasının farz oldugu belli olmuştur. Bu saatten sonra buna itiraz eden insanların müslüman oldugu düşünülemez. Yüzü açmak vücudu açmak helaldir diyen insan bukadar ayet ve hadisi inkar ettiginden kafir olmuştur.



Mecellede bir kaide var mevaridi nasda içtihada mesağ yoktur – madde 14 – yani bize kadar gelen ve hükmü bariz olan ayet ve hadisler hakkında artık içithada luzum yoktur. Oyuzden lutfen bu yazımızı okuyanlarda artık ellerini vicdanlarına koysunlar ve allah ve resulunun hukmettigi şeyde semi'na ve ata'na işittik itaat ettik desinler

şimdi gelelim hicab ile alakalı bazı meselelere :

bukadar ayet ve hadise rağmen her yerini açıp ta okula gidenler mutlak surette haram işliyor ve sathı arzda fuhuş işliyorlar. Bu insanların kadın erkek karışık ögretim kurumlarında yarı çıplak okumalarına 114 kitapta cevaz yok. Siz açılın okula girin bu caizdir diyen bazı hocalar ise islam hakkında delilsiz konuşan cahillerdir. Onlara uyanlar dahada cahildir. Cunku islamın kaynakları ne diyor naklettik. Bunları okumayan arastırmayan insan gerçekten cahildir

gene kadın erkek karısık okumak ve bir kadının sacını yuzunu açarak islami tesettüre aykırı okumasıda haramdır.

beni suana kadar dinlemis olan bayanlardan (bacilarimdan) rica ediyorum lütfen islamın emrettiği şekilde örtünün. Dünyanın üç günlük menfaatleri için allahın emirlerine isyan etmeyin.

Ve ahirud daveana en elhamdulillahi rabbil alemin
 
cascade Çevrimdışı

cascade

Üye
İslam-TR Üyesi
Çok teşekkür ederim!Gerçekten muhteşem bir açıklama Akledebilenler İçin Herşey Çok Açık!Vesselam
 
M Çevrimdışı

-mevta-

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Öncelikle es'selamün aleyküm ve rahmetullah ve berekâtuhu,

Foruma yeni katıldım, hayırlısı olsun inşaallah. şimdi, rahmetli Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan (Radiyallahü Anh) "en güzel teseddür erkeğin gözüne hiç görünmemektir" demiş, ne de güzel demiş Hak Tealâ rahmet eyleye. Ben çarşaf giyiyorum, Rabbim can-ı gönülden arzu eden mü'mine kardeşlerime de nasb eylesin. Amma, iş hayatında mesele ederler, zorlukları olabilir, sabr ve sebât edin. Mümkünse benim gibi evden çalışabileceğiniz bir iş edinin bacılarım, ben web programcısıyım linux/unix tabanlı sunucular için php, perl vesair kod yazıyorum, bu tarz işlerden anlayan kardeşlerim varsa rahatlıkla evden çalışabilirler. Allah diğer meslek erbâbı kardeşlerime yardım etsin, çalışmadan da bu zamanda çok zor ama Cenâb-ı Hak rızkını verir.
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Ziynetlerini açmasınlar, Ziynetlerinden gizlediklerini ilan için ayaklarını vurmasınlar. Ey mü’minler topluluğu,topluca Allah’a tevbe edin ki felaha eresiniz ”
(Nur : 31)

bu aciz kardeşiniz kendi yorumu olarak şunu belirtmek istiyorum inşaALLAH

zinet sözcüğü anlamı (süs demek) sübhanALLAH,RABBİM,kadınları erkeğe nazaran daha sevimli,güzel,zinet olarak yaratmıştır.
Buna mukabil kadın,saç telinden tut,ayak tırnağına kadar zinettir.
Ve NUR süresi 31 ayetin gereği olarak ''zinetlerini açmasınlar ''hükmüne tabidirler.

İlgiyi çeken şeyler zinet (süslerdir) örtündükleri şeyler zinet olmadığı müddetçe herşeyle kapanabilirler.


not:hatalı isem düzeltin inşaALLAH
 
E Çevrimdışı

emirha_K

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
öncelikle tesettür kavramını doğru bir şekilde irdelemek lazım tesettür iki kısımdır manevi tesettür ve maddi tesettür ilk önce manevi tesettüre bürünmek yani nefsi dizginlemek erkek ise gözünü haramdan sakındırıp fikriyatını haramlardan uzak tutması gerekir kendini bilmeye başladığı andan itibaren Allah yolunda mücadele etmesi için bir an önce her tarafıyla Allahın dinin alemetleri ile boyanmış bir yuva kurup Allahın dinin yardımcılarını yetiştirmesi gerektiğini kavraması gerekir.evinden çıkarken aynaya baktığı vakit türlü fesatlıklar hayal ediyor ise o tesettürlü bir erkek olamaz her anı fitne ve fesad ile geçer.bir hanımefendi ise manevi tesettüre kendini Allahın dinine adayıp en bütük vazifesi olan müslüman evlat yetiştirme gayesini yüreğinde taşıyıp bundan ğayrısını düşünmediği zaman bürünmüştür maddi tesettürü ise Allahın emri ile baştan aşağıya kendini muhafaza etmesiyle olur bundada şart ise baştan aşağı vücüdün hiçbir tarafını teşhir etmeyecek dercede bir örtü ile örtünmek oturuşunda yürüyüşünde ise müslüman bir hanımefendi gibi davranması iledir.bu şartları sağlayan her türlü örtü adı ister çarşaf olsun ister başka bir şey olsun (fakat içinde yaşadığımız ülkede çarşaf dışında pek alternatifini bilmiyorum)islamidir.kısacası tesettür hem erkek hem hanımefendiler içindir tesettür manevi olarak ruhta maddi olarak fani bedende olmalıdır.günümüzde malesef manen tesettürü olmadığı için islami olan tesettürüne nasıl işse topuklu ayakkabılar sürmeler cezb edici kokular ekliyerek kendilerini mest ettirenler acaba ne kadar tesettürlü. dışarıda gördüğü özellikle müslüman hanımfendilere yaşı küçük ise kız kardeşi yaşı büyük ise annesi gözüyle bakmayan erkekler ne kadar tesetürlü Allah bizi madden ve manen tesettüre bürünenlerden eylesin.
 
Üst Ana Sayfa Alt