S
Çevrimdışı
Böyle bir başlık bulamadım açayım dedim ...
DEMOKRATİK AKP "İSLAMI" VE TERÖRİST USAME
Herhangi bir konuyu kişiler üzerinden tartışmanın esasın gözden kaçmasına neden olduğunu düşünüyorum. Bu yazı da Usame bin Ladin'in şahsıyla ve işleriyle ilgili değil, İslam'ın demokratik yorumu (!) ve bu demokatik yorum takipçilerinin hor gördüğü cihad ibadetiyle ilgilidir. Usame, bir figür haline geldiği için başlıktadır. (Bununla beraber, şahsının lince uğraması nedeniyle şahsî bi empati çağrısı da içerir)
* * *
Batının, yani düşmanlarının amansız propagandasıyla, gayet tabii olarak, ortalama insanın gözündeki algısı "terörist, vahşi, canavar" olan bir insan Usame bin Ladin. Peki amacı neydi, niye bu "canavarlıkları" yaptı Usame bin Ladin?
Usame bin Ladin, stratejisini, demokrat Türk Müslümanının bugün bile dilinden düşürmediği Filistin'i işgalden kurtarmak için, İsrail'i ve bölgedeki tüm işbirlikçi rejimleri ayakta tutan ABD'ye/"sorunun kaynağına" saldırmaküzere kurmuştur. Doğrudur, yanlıştır tartışılabilir.Ama siz (demokrat müslüman) bunu tartışma konusu bile yapmıyorsunuz. Siz savaşmayı kerih görüp, mazluma yardımı, yetime sahip çıkmayı yücelttikçe yüceltiyorsunuz. Halbuki İslamî olarak "savaş atları hazırlayıp" savaşmak ve savunmak; mantıken de önce ölümleri, zulmü engellemeye çalışmak, onun engellenemediği oranda zulmün yaralarını sarmak esas değil midir?
Siz Enfal/60'ı unutup teslim bayrağını çekmişsiniz. Sorunun kaynağıyla, bataklıkla ilgili zerre projeniz, derdiniz yok. Zilletin göbeğinde, "öldürdüğünüz sivrisineklerin" sayısıyla övünüp, bu sayıyı bataklığı kurutmaya çalışanların kafasına kakıyorsunuz utanmadan! Kem gözle baktığınız o adam, hepinizin birleşip ömrü boyunca vereceği zekattan, sadakadan daha fazla servete sahipti. O servetle belki ümmetin bütün yetimlerini doyurup giydirirdi. Hepinizden çok "sivrisinek öldürürdü". Öyle yapsa yere göğe sığdıramazdınız değil mi? İşte öyle bir serveti bırakıp, "yetimleri beslemek" ve kendini avutmak yerine onların yetim kalmaması için eksiğiyle-hatasıyla amel edip, ömrünü bu yolda sarf eden adamdır o canavar, terörist gördüğünüz Usame bin Ladin. Fikirlerinizi ABD'nin telkinleriyle oluşturmak, hayatınızı onun nasihatleriyle yaşamak yerine aranızda "bir savaş" fark olan, savaşmayıp "yetim doyursa" sizin de şeyh göreceğiniz bu insanı anlamaya çalışın.
* * *
Fetullah Gülen'in başımıza sardığı ve hiçbir İslamî delili bulunmayan; "bin Ladin'i (ve yoldaşlarını) tekfir edip", "terörist müslüman ol(a)maz" gibi içi boş sloganik cümlelerle konuyu ve cihadı direk kestirip atmak da oldukça yaygınlaştı, buna da kısaca değineyim:
Allah katında asla affedilmeyecek tek günah şirktir. ("Muhakkak ki Allah, kendisine şirkkoşulmasını bağışlamaz. Bunun dışındaki şeyleri ise dilediği kimse için bağışlar." Nisa/48). Lafa geldi mi de bunu herkes bilir. Ama iş uygulamaya gelince "O, müslüman olamaz"la başlayıp, "O, Müslümansa ben değilim. Onun inandığı İslam'sa benimki İslam değil" gibi başlı başına küfür ihtiva eden sözler havada uçuşur. Başta hoşgörü abidesi Fetullah efendi olmak üzere, Allah'ın dininin apaçık düşmanı laiklerin ve kafirlerin dahi akıbetlerine "Allah bilir" diyen, hatta iyice azıtıp "imkan olursa şefaat ederim" diyen; "bu insanlar kafirdir" diyene de "sen Allah'ın yerine hüküm mü veriyorsun bakayım, tekfirci harici seni" diyen adamlar, Usame'yi tekfirde yarışır. Aynı şey son zamanlarda IŞİD mevzusunda da yapılıyor. Yahu Usame'nin (veya bir başkasının) öldürdüğü bütün insanlar iddia ettiğiniz gibi masum olsa dahi adam öldürmek büyük günahtır. Bunu yapan Müslümansa, (ve Allah affetmezse) cezasını çektikten sonra cennete girer. Bu insanları haricilikle itham eden ahmaklar, aynı insanları haricilerin yaptığı gibi büyük günah yüzünden tekfir ediyor. Lafta da "asla tekfir etmiyorlar, kafir demiyorlar" tabii ki. Diliyle "Müslüman olamaz" diyorlar sadece. Ve buna içten inanıyor, kalbi Müslüman olmadığına iman ediyor. Ama tekfir de etmemiş oluyor aklınca. Çünkü bu ahmak tayfası dinden yalnızca, (lafzî olarak) "Müslümana kafir dersen çıkılır" sanıyor.
(Buyrun mevzuyla ilgili sahih hadisler: 100 kişi öldürüp tevbe eden adam:http://www.mumsema.org/hadislerde-k...ren-birinin-tevbesi-kabul-olurmu-hadis.htmlyi huylu" ama bir puta "ufacık" sinek kurban eden adam: http://gundemanset.net/haber/islam/1830/sinek-deyip-gecmeyin-.html)
* * *
"İkiz kulelere saldırı masumları öldürdü, yanlıştı, böyle cihad olmaz." Doğrudur-yanlıştır tartışılır. Hatta size kıyak yapalım, hiç tartışmayıp görüşlerinizi doğru kabul edelim. Peki siz ne öneriyorsunuz kardeşim? Hani size yönelik en ufak eleştiriyi "sen hayatında ne hizmet yaptın da sanki bana laf ediyorsun" diye aşağılayarak def ediyorsunuz ya aklınızca, siz hayatınızda ne cihad ettiniz de Usame'ye kara çalıyorsunuz peki? Yaşadıkları acılardan anca edebiyat kastığınız, siyasetinize meze yaptığınız Filistin'deki insanları kurtarmak için ne öneriyorsunuz? İsimlerini ağzınıza bile almadığınız ama lafta kardeşiniz olan diğer coğrafyalardaki insanların üzerindeki zulmü kaldırmak için ne öneriyorsunuz?
Önceleri "biz de sizinle aynı şeyleri istiyoruz, savunuyoruz ama her şey bir anda olmaz, zamanla" diyip susturmak için geçiştiriyordunuz böyle "çatlak sesleri". Veya ciddi ciddi böyle avutuyordunuz kendinizi, Allah bilir. Ama artık Allah içinizdekini açıkça dışarı vurduruyor, elhamdülillah. Veya inandığınız gibi yaşamadığınız için, yaşadığınız/söylediğiniz gibi inanmaya başladınız. Her iki açıdan da ibretliksiniz vallahi...
Neyse; söyleyeyim ne önerdiğinizi:İŞGALCİLERE VE KAFİRE TESLİMİYET VE İTAAT.
Bunu bu şekilde ifade etmiyorsunuz tabii ki, bir sürü süslü kelime ve kavramlarınız var batılılardan öğrendiğiniz... Siz asla zulüm götürmüyorsunuz. Çatışma bölgelerine "istikrar ve barışÇatışmasızlığın garantörü demokrasiyi" götürüyorsunuz(garantör, çünkü teslim bayrağını peşinen çekiyorsun). "Herkese eşit mesafedeki laikliği"götürüyorsunuz. "Dünyanın gelişmiş ülkeleri ile öteki ülkeler arasında köprü görevi" üstleniyorsunuz...
Bütün bunlarda ne kötülük var, değil mi? Biliyorum biliyorum, niyetiniz çok iyi, kalbiniz çok temiz. İyilikten başka hiçbir maksadınız yok.Ama siz "iyilik yapanlardan"; Allah'ın övdüğü şekilde "emr-i bil maruf, nehy-i anil münker" yapan, yani Allah'ın emrettiklerini emreden, uygulayan ve yasakladıklarından men edenlere değil de şu ayettekilere benziyorsunuz:
"Onlara: "Yeryüzünde fesat çıkarmayın.(nifak çıkararak, kâfirlerle işbirliği yaparak, mü'minleri bölerek bozgunculuk yapmayın)" denildiği zaman; “Biz düzen sağlayıcılarız, ıslah edicileriz (din ve dünya işlerini, sosyal ilişkileri düzgün yaşayanlarız)" derler. İyi bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat farkında değiller." Bakara Suresi/11-12
* * *
Zenginliğin sömürülmesi için araç olarak kullanılması da bir kenara demokrasi başlı başına da zulümdür. Ama demokrasiyi zulüm görmeniz için Allah'ın yarattığı kula, Allah'tan başkasının koyduğu kanuna/kurala uymaya zorlamayı zulüm görmelisiniz. Allah'ın kulları üzerinde böyle bir hakimiyet iddia etmenin haddi aşmak, isyan yani tuğyan olduğunun bilincinde olmalısınız. Böyle bir hakimiyet kuranın tağut olduğunun farkında olmalısınız.
Peki bizzat içinde yaşadığınız ülkede on yıllardır hakim olan tağut düzenle bir derdiniz var mı? Daha doğrusu, AKP iktidar olduktan sonra bu düzenle bir derdiniz kaldı mı? ABD'nin İslam ülkelerine sunduğu "model ülke" rolünü büyük bir heves ve imanla oynayan AKP siyasetine laf ettiğiniz var mı? Ne laf etmesi, desteklemiyor musunuz kardeşim AKP politikalarını? Kafirler Kulübü Avrupa Birliği'ne uyum sağlayıp üye olmayı desteklemiyor musunuz? ABD ile müttefik olmayı, "stratejik ortak" olmayı desteklemiyor musunuz? Bunları lafta savun(a)mayan utangacınız bile "ama AKP'yi desteklemezsek istikrarımız, ekonomimiz bozulur
" diye gerekçe sunuyor, marifetmiş gibi... Ekonomimiz, kardeş kanına girmemize bağlı öyle mi? Rızkı veren Allah'tır Allah!
"Oy vermezsek CHP gelir, zulmeder, bu rahatlığımız gider" de belki en popüler bahane. Amacı "rahatlık" olan bir hayat için de gayet rasyonel, mantıklı, gerçekçi bir bakış açısı. Peki biz dünyada rahat etmek için mi yaşıyoruz, Rabbimizi razı ederek cennete girmek için mi? Biliyorum, iyi niyetli ve tertemiz kalpli olduğunuz için asıl amacınız konforlu yaşamak filan değil daha rahat ve daha fazla ibadet ve hizmet edebilmek. Ama "ibadet ve hizmet etmek için" (!) aslen Allah'a isyan olan işe girilmez. Girip, sarılıp, benimseyip güzel ve adil bulmayı geçiyorum, kıyısından dahi bulaşılmaz. Çünkü şirkin zerresi de, tanker dolusu da aynıdır.
"Demokrasi, oy vermek Allah'a isyan mı oluyor yani, neden öyle oluyormuş?" sorunuza uzun cevabı başka yazıya saklayıp şunu söyleyeyim; "Aralarında, Allah'ın sana indirdiği ahkâm ile hükmet! Sakın onların keyiflerine uyma ve Allah'ın indirdiği hükümlerin bir kısmından seni caydırmalarından sakın!(...) Yoksa Cahiliye devrinin hükmünü mü istiyorlar? Fakat kesin olarak iman eden insanlar için, Allah'tan daha güzel, daha doğru bir hâkim bulunabilir mi?" (Maide Suresi / 49-50) Gördüğünüz gibi Allah, şeriatından zerre kadar taviz verilmesinden dahi bizi caydırıyor. Siz ise %100 "onların keyfine" uyulmasını telkin eden demokrasiye "ne var ki" diyorsunuz.
Ankebut suresi 10. ayette Allah; "Kimi insanlar vardır ki 'Allah'a iman ettim' der, fakat Allah yolunda olduğu için işkence edilince halkın bu baskısını, Allah'ın azabı gibi sayar. Şayet senin Rabbinden zafer ve galebe gelirse 'Biz sizinle beraberdik' diyeceklerdir. Oysa Allah, insanların kalplerinin neleri sakladığını pek iyibilmektedir.buyuruyor. "Vahşi teröristler" bir şekilde şeriatı getirse "Biz sizinle beraberdik" diyeceğinizden şüphem yok. Şimdi bile gizli, özel sohbetlerde öyle diyorsunuz zaten değil mi (..."biz de sizle aynı düşünüyoruz, istiyoruz ama şimdi olmaz, zamanla")? Fakat zulüm gördüğünüz zaman da "Bunu yapmazsak CHP gelir, zulmeder" diye Allah'a isyan barındıran bir işe sarılıyorsunuz. Bu, CHP'nin/kamalistin zulmünü Allah'ın azabı gibi saymak değilse nedir? İman ederseniz, "şeriat" derseniz CHP işkence eder, çok haklısınız. Ama imanınıza zerre kadar şirk bulaştırırsanız da cehenneme gidersiniz. Biraz da cehennemden korkun, çekinin.
İbadet ve hizmetlerinizin (ve aynı zamanda Allah'ın ahkamıyla hükmedilmesinin) engellenmesiyle ve Müslümanlara eziyet edilmesiyle mücadelenin yegane İslamî ve Allah'ın razı olduğu yöntemi: KERİH GÖRDÜĞÜNÜZ CİHADDIR. Asıl kerih olan ise "onların keyfini" ilah yapan demokrasidir.
* * *
Velhasıl-ı kelam; bırakın İslam dünyasını kurtarma rüyasını, "mazlumların hamisi" hülyasını, reisci demokrat AKP taraftarları... Aşın şu CHP'nin zulmünü Allah'ın azabı gibi sayan bakış açısını... Zihinlerinizi kurtarın kafirin ve şeytanın elinden, kendinizi kurtarın, imanınızı kurtarın...
"Kendilerine doğru yol belli olduktan sonra arkalarına (yine eski küfürlerine) dönenleri şeytan kışkırtmış, hatalarını süslemiş ve onları uzun emellere düşürmüştür. Bu böyledir; Çünkü onlar ALLAH'IN İNDİRDİĞİNDEN HOŞLANMAYANLARA: 'BİZ, BAZI HUSUSLARDA SİZE İTAAT EDECEĞİZ' demişlerdi." Muhammed Suresi/25-26
Uzun emelleri (2053, 2071), büyük hedefleri, süslü projeleri bırakın. Şeytan sizi avucunda oyuncak etmiş be kardeşim, uyanın!
Bunları söyleyince, böyle hitap edince çok kızıyorsunuz, biliyorum. "Biz Müslüman değil miyiz ulan???"... İşinize gelmediğinde hiç aklınıza gelmiyor ama bu "Müslümanlığınız". Allah'ın dinine sırt çevirip dönüp bakmayan, nasihatlere, hatta ayet ve hadislere burun kıvıran sizler, işinize geldiğinde "Biz Müslüman değil miyiz ulan???" diye efelenip O'nun dinini kendinize kalkan yapmayı çok iyi biliyorsunuz...
En sevdiğiniz kalkandır: "KALBİNİ Mİ YARDIN?". Evet, ben bu işleri yapanların ve hiçbirinizin kalbini yarmadım, bilmiyorum. Ama Allah'ın KALBİNİ BİLİP de tasvir ederek kitabında anlattıklarına o kadar benziyorsunuz ki... Bu benzerlik sizi korkutmuyor mu be kardeşim?
http://justpaste.it/iipd
DEMOKRATİK AKP "İSLAMI" VE TERÖRİST USAME
Herhangi bir konuyu kişiler üzerinden tartışmanın esasın gözden kaçmasına neden olduğunu düşünüyorum. Bu yazı da Usame bin Ladin'in şahsıyla ve işleriyle ilgili değil, İslam'ın demokratik yorumu (!) ve bu demokatik yorum takipçilerinin hor gördüğü cihad ibadetiyle ilgilidir. Usame, bir figür haline geldiği için başlıktadır. (Bununla beraber, şahsının lince uğraması nedeniyle şahsî bi empati çağrısı da içerir)
* * *
Batının, yani düşmanlarının amansız propagandasıyla, gayet tabii olarak, ortalama insanın gözündeki algısı "terörist, vahşi, canavar" olan bir insan Usame bin Ladin. Peki amacı neydi, niye bu "canavarlıkları" yaptı Usame bin Ladin?
Usame bin Ladin, stratejisini, demokrat Türk Müslümanının bugün bile dilinden düşürmediği Filistin'i işgalden kurtarmak için, İsrail'i ve bölgedeki tüm işbirlikçi rejimleri ayakta tutan ABD'ye/"sorunun kaynağına" saldırmaküzere kurmuştur. Doğrudur, yanlıştır tartışılabilir.Ama siz (demokrat müslüman) bunu tartışma konusu bile yapmıyorsunuz. Siz savaşmayı kerih görüp, mazluma yardımı, yetime sahip çıkmayı yücelttikçe yüceltiyorsunuz. Halbuki İslamî olarak "savaş atları hazırlayıp" savaşmak ve savunmak; mantıken de önce ölümleri, zulmü engellemeye çalışmak, onun engellenemediği oranda zulmün yaralarını sarmak esas değil midir?
Siz Enfal/60'ı unutup teslim bayrağını çekmişsiniz. Sorunun kaynağıyla, bataklıkla ilgili zerre projeniz, derdiniz yok. Zilletin göbeğinde, "öldürdüğünüz sivrisineklerin" sayısıyla övünüp, bu sayıyı bataklığı kurutmaya çalışanların kafasına kakıyorsunuz utanmadan! Kem gözle baktığınız o adam, hepinizin birleşip ömrü boyunca vereceği zekattan, sadakadan daha fazla servete sahipti. O servetle belki ümmetin bütün yetimlerini doyurup giydirirdi. Hepinizden çok "sivrisinek öldürürdü". Öyle yapsa yere göğe sığdıramazdınız değil mi? İşte öyle bir serveti bırakıp, "yetimleri beslemek" ve kendini avutmak yerine onların yetim kalmaması için eksiğiyle-hatasıyla amel edip, ömrünü bu yolda sarf eden adamdır o canavar, terörist gördüğünüz Usame bin Ladin. Fikirlerinizi ABD'nin telkinleriyle oluşturmak, hayatınızı onun nasihatleriyle yaşamak yerine aranızda "bir savaş" fark olan, savaşmayıp "yetim doyursa" sizin de şeyh göreceğiniz bu insanı anlamaya çalışın.
* * *
Fetullah Gülen'in başımıza sardığı ve hiçbir İslamî delili bulunmayan; "bin Ladin'i (ve yoldaşlarını) tekfir edip", "terörist müslüman ol(a)maz" gibi içi boş sloganik cümlelerle konuyu ve cihadı direk kestirip atmak da oldukça yaygınlaştı, buna da kısaca değineyim:
Allah katında asla affedilmeyecek tek günah şirktir. ("Muhakkak ki Allah, kendisine şirkkoşulmasını bağışlamaz. Bunun dışındaki şeyleri ise dilediği kimse için bağışlar." Nisa/48). Lafa geldi mi de bunu herkes bilir. Ama iş uygulamaya gelince "O, müslüman olamaz"la başlayıp, "O, Müslümansa ben değilim. Onun inandığı İslam'sa benimki İslam değil" gibi başlı başına küfür ihtiva eden sözler havada uçuşur. Başta hoşgörü abidesi Fetullah efendi olmak üzere, Allah'ın dininin apaçık düşmanı laiklerin ve kafirlerin dahi akıbetlerine "Allah bilir" diyen, hatta iyice azıtıp "imkan olursa şefaat ederim" diyen; "bu insanlar kafirdir" diyene de "sen Allah'ın yerine hüküm mü veriyorsun bakayım, tekfirci harici seni" diyen adamlar, Usame'yi tekfirde yarışır. Aynı şey son zamanlarda IŞİD mevzusunda da yapılıyor. Yahu Usame'nin (veya bir başkasının) öldürdüğü bütün insanlar iddia ettiğiniz gibi masum olsa dahi adam öldürmek büyük günahtır. Bunu yapan Müslümansa, (ve Allah affetmezse) cezasını çektikten sonra cennete girer. Bu insanları haricilikle itham eden ahmaklar, aynı insanları haricilerin yaptığı gibi büyük günah yüzünden tekfir ediyor. Lafta da "asla tekfir etmiyorlar, kafir demiyorlar" tabii ki. Diliyle "Müslüman olamaz" diyorlar sadece. Ve buna içten inanıyor, kalbi Müslüman olmadığına iman ediyor. Ama tekfir de etmemiş oluyor aklınca. Çünkü bu ahmak tayfası dinden yalnızca, (lafzî olarak) "Müslümana kafir dersen çıkılır" sanıyor.
(Buyrun mevzuyla ilgili sahih hadisler: 100 kişi öldürüp tevbe eden adam:http://www.mumsema.org/hadislerde-k...ren-birinin-tevbesi-kabul-olurmu-hadis.htmlyi huylu" ama bir puta "ufacık" sinek kurban eden adam: http://gundemanset.net/haber/islam/1830/sinek-deyip-gecmeyin-.html)
* * *
"İkiz kulelere saldırı masumları öldürdü, yanlıştı, böyle cihad olmaz." Doğrudur-yanlıştır tartışılır. Hatta size kıyak yapalım, hiç tartışmayıp görüşlerinizi doğru kabul edelim. Peki siz ne öneriyorsunuz kardeşim? Hani size yönelik en ufak eleştiriyi "sen hayatında ne hizmet yaptın da sanki bana laf ediyorsun" diye aşağılayarak def ediyorsunuz ya aklınızca, siz hayatınızda ne cihad ettiniz de Usame'ye kara çalıyorsunuz peki? Yaşadıkları acılardan anca edebiyat kastığınız, siyasetinize meze yaptığınız Filistin'deki insanları kurtarmak için ne öneriyorsunuz? İsimlerini ağzınıza bile almadığınız ama lafta kardeşiniz olan diğer coğrafyalardaki insanların üzerindeki zulmü kaldırmak için ne öneriyorsunuz?
Önceleri "biz de sizinle aynı şeyleri istiyoruz, savunuyoruz ama her şey bir anda olmaz, zamanla" diyip susturmak için geçiştiriyordunuz böyle "çatlak sesleri". Veya ciddi ciddi böyle avutuyordunuz kendinizi, Allah bilir. Ama artık Allah içinizdekini açıkça dışarı vurduruyor, elhamdülillah. Veya inandığınız gibi yaşamadığınız için, yaşadığınız/söylediğiniz gibi inanmaya başladınız. Her iki açıdan da ibretliksiniz vallahi...
Neyse; söyleyeyim ne önerdiğinizi:İŞGALCİLERE VE KAFİRE TESLİMİYET VE İTAAT.
Bunu bu şekilde ifade etmiyorsunuz tabii ki, bir sürü süslü kelime ve kavramlarınız var batılılardan öğrendiğiniz... Siz asla zulüm götürmüyorsunuz. Çatışma bölgelerine "istikrar ve barışÇatışmasızlığın garantörü demokrasiyi" götürüyorsunuz(garantör, çünkü teslim bayrağını peşinen çekiyorsun). "Herkese eşit mesafedeki laikliği"götürüyorsunuz. "Dünyanın gelişmiş ülkeleri ile öteki ülkeler arasında köprü görevi" üstleniyorsunuz...
Bütün bunlarda ne kötülük var, değil mi? Biliyorum biliyorum, niyetiniz çok iyi, kalbiniz çok temiz. İyilikten başka hiçbir maksadınız yok.Ama siz "iyilik yapanlardan"; Allah'ın övdüğü şekilde "emr-i bil maruf, nehy-i anil münker" yapan, yani Allah'ın emrettiklerini emreden, uygulayan ve yasakladıklarından men edenlere değil de şu ayettekilere benziyorsunuz:
"Onlara: "Yeryüzünde fesat çıkarmayın.(nifak çıkararak, kâfirlerle işbirliği yaparak, mü'minleri bölerek bozgunculuk yapmayın)" denildiği zaman; “Biz düzen sağlayıcılarız, ıslah edicileriz (din ve dünya işlerini, sosyal ilişkileri düzgün yaşayanlarız)" derler. İyi bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat farkında değiller." Bakara Suresi/11-12
* * *
Zenginliğin sömürülmesi için araç olarak kullanılması da bir kenara demokrasi başlı başına da zulümdür. Ama demokrasiyi zulüm görmeniz için Allah'ın yarattığı kula, Allah'tan başkasının koyduğu kanuna/kurala uymaya zorlamayı zulüm görmelisiniz. Allah'ın kulları üzerinde böyle bir hakimiyet iddia etmenin haddi aşmak, isyan yani tuğyan olduğunun bilincinde olmalısınız. Böyle bir hakimiyet kuranın tağut olduğunun farkında olmalısınız.
Peki bizzat içinde yaşadığınız ülkede on yıllardır hakim olan tağut düzenle bir derdiniz var mı? Daha doğrusu, AKP iktidar olduktan sonra bu düzenle bir derdiniz kaldı mı? ABD'nin İslam ülkelerine sunduğu "model ülke" rolünü büyük bir heves ve imanla oynayan AKP siyasetine laf ettiğiniz var mı? Ne laf etmesi, desteklemiyor musunuz kardeşim AKP politikalarını? Kafirler Kulübü Avrupa Birliği'ne uyum sağlayıp üye olmayı desteklemiyor musunuz? ABD ile müttefik olmayı, "stratejik ortak" olmayı desteklemiyor musunuz? Bunları lafta savun(a)mayan utangacınız bile "ama AKP'yi desteklemezsek istikrarımız, ekonomimiz bozulur
" diye gerekçe sunuyor, marifetmiş gibi... Ekonomimiz, kardeş kanına girmemize bağlı öyle mi? Rızkı veren Allah'tır Allah!"Oy vermezsek CHP gelir, zulmeder, bu rahatlığımız gider
" de belki en popüler bahane. Amacı "rahatlık" olan bir hayat için de gayet rasyonel, mantıklı, gerçekçi bir bakış açısı. Peki biz dünyada rahat etmek için mi yaşıyoruz, Rabbimizi razı ederek cennete girmek için mi? Biliyorum, iyi niyetli ve tertemiz kalpli olduğunuz için asıl amacınız konforlu yaşamak filan değil daha rahat ve daha fazla ibadet ve hizmet edebilmek. Ama "ibadet ve hizmet etmek için" (!) aslen Allah'a isyan olan işe girilmez. Girip, sarılıp, benimseyip güzel ve adil bulmayı geçiyorum, kıyısından dahi bulaşılmaz. Çünkü şirkin zerresi de, tanker dolusu da aynıdır. "Demokrasi, oy vermek Allah'a isyan mı oluyor yani, neden öyle oluyormuş?" sorunuza uzun cevabı başka yazıya saklayıp şunu söyleyeyim; "Aralarında, Allah'ın sana indirdiği ahkâm ile hükmet! Sakın onların keyiflerine uyma ve Allah'ın indirdiği hükümlerin bir kısmından seni caydırmalarından sakın!(...) Yoksa Cahiliye devrinin hükmünü mü istiyorlar? Fakat kesin olarak iman eden insanlar için, Allah'tan daha güzel, daha doğru bir hâkim bulunabilir mi?" (Maide Suresi / 49-50) Gördüğünüz gibi Allah, şeriatından zerre kadar taviz verilmesinden dahi bizi caydırıyor. Siz ise %100 "onların keyfine" uyulmasını telkin eden demokrasiye "ne var ki" diyorsunuz.
Ankebut suresi 10. ayette Allah; "Kimi insanlar vardır ki 'Allah'a iman ettim' der, fakat Allah yolunda olduğu için işkence edilince halkın bu baskısını, Allah'ın azabı gibi sayar. Şayet senin Rabbinden zafer ve galebe gelirse 'Biz sizinle beraberdik' diyeceklerdir. Oysa Allah, insanların kalplerinin neleri sakladığını pek iyibilmektedir.buyuruyor. "Vahşi teröristler" bir şekilde şeriatı getirse "Biz sizinle beraberdik" diyeceğinizden şüphem yok. Şimdi bile gizli, özel sohbetlerde öyle diyorsunuz zaten değil mi (..."biz de sizle aynı düşünüyoruz, istiyoruz ama şimdi olmaz, zamanla")? Fakat zulüm gördüğünüz zaman da "Bunu yapmazsak CHP gelir, zulmeder" diye Allah'a isyan barındıran bir işe sarılıyorsunuz. Bu, CHP'nin/kamalistin zulmünü Allah'ın azabı gibi saymak değilse nedir? İman ederseniz, "şeriat" derseniz CHP işkence eder, çok haklısınız. Ama imanınıza zerre kadar şirk bulaştırırsanız da cehenneme gidersiniz. Biraz da cehennemden korkun, çekinin.
İbadet ve hizmetlerinizin (ve aynı zamanda Allah'ın ahkamıyla hükmedilmesinin) engellenmesiyle ve Müslümanlara eziyet edilmesiyle mücadelenin yegane İslamî ve Allah'ın razı olduğu yöntemi: KERİH GÖRDÜĞÜNÜZ CİHADDIR. Asıl kerih olan ise "onların keyfini" ilah yapan demokrasidir.
* * *
Velhasıl-ı kelam; bırakın İslam dünyasını kurtarma rüyasını, "mazlumların hamisi" hülyasını, reisci demokrat AKP taraftarları... Aşın şu CHP'nin zulmünü Allah'ın azabı gibi sayan bakış açısını... Zihinlerinizi kurtarın kafirin ve şeytanın elinden, kendinizi kurtarın, imanınızı kurtarın...
"Kendilerine doğru yol belli olduktan sonra arkalarına (yine eski küfürlerine) dönenleri şeytan kışkırtmış, hatalarını süslemiş ve onları uzun emellere düşürmüştür. Bu böyledir; Çünkü onlar ALLAH'IN İNDİRDİĞİNDEN HOŞLANMAYANLARA: 'BİZ, BAZI HUSUSLARDA SİZE İTAAT EDECEĞİZ' demişlerdi." Muhammed Suresi/25-26
Uzun emelleri (2053, 2071), büyük hedefleri, süslü projeleri bırakın. Şeytan sizi avucunda oyuncak etmiş be kardeşim, uyanın!
Bunları söyleyince, böyle hitap edince çok kızıyorsunuz, biliyorum. "Biz Müslüman değil miyiz ulan???"... İşinize gelmediğinde hiç aklınıza gelmiyor ama bu "Müslümanlığınız". Allah'ın dinine sırt çevirip dönüp bakmayan, nasihatlere, hatta ayet ve hadislere burun kıvıran sizler, işinize geldiğinde "Biz Müslüman değil miyiz ulan???" diye efelenip O'nun dinini kendinize kalkan yapmayı çok iyi biliyorsunuz...
En sevdiğiniz kalkandır: "KALBİNİ Mİ YARDIN?". Evet, ben bu işleri yapanların ve hiçbirinizin kalbini yarmadım, bilmiyorum. Ama Allah'ın KALBİNİ BİLİP de tasvir ederek kitabında anlattıklarına o kadar benziyorsunuz ki... Bu benzerlik sizi korkutmuyor mu be kardeşim?
http://justpaste.it/iipd
