Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Tebbet (Mesed) Suresi İniş Sebebi

Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبي الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
111- MESED SURESİ


Mekke'de ve Fatiha Sûresinden sonra nazil olmuştur.[1]

1. Ebu Leheb'in eli kurusun.

2. Ne malı, ne de kazandığı onu müstağni kılmadı.

3. O alevli ateşe yaslanacak. Karısı da, odun hammalı olarak.

4. Boynunda ateşten bir ip olduğu halde (ateşe yaslanacak).

İbn Abbâs'tan rivayette o şöyle anlatıyor: "Sen en yakın hısımlarını inzâr et." (Şuarâ, 26/214) âyet-i kerimesi nazil olunca Hz. Peygamber (sa), Safa tepesine çıktı ve "Ey Fihr oğulları, ey Adiyy oğulları!" diye Kureyş batınlarına seslenmeye başladı. Gelip etrafında toplandılar. Hattâ bizzat gelemeyenler de ne oluyor diye bakması için bir elçisini gönderdi. Böylece Ebu Leheb ve Kureyş hep gelip toplandılar. Hz. Peygamber (sa): "Ne dersiniz; şimdi ben size şu vadinin arkasında atlılar size baskın yapmak istiyorlar diye haber versem beni tasdik eder misiniz?" diye sordu. "Biz, senden doğruluktan başka bir şey görmedik. (Biz, ancak senin doğruluğunu tecrübe ettik)." dediler. "Ben, sizi çok şiddetli bir azabın önünden uyarıcıyım." buyurdular. Ebu Leheb: "Diğer günlerde (gelecekte) kökü kuruyasıca! bizi bunun için mi topladın?" dedi de bunun üzerine "Ebu Leheb'in eli kurusun. Onun malı da, kazandığı da ona bir fayda vermedi..." Sûresi nazil oldu.[2]

Bu olayı Müslim de Ebu Hüreyre'den rivayetle tahric etmiş olup ayrıntılarda küçük bir takım farklar vardır. Bu rivayet şöyledir:

"Ve yakın akrabalarını uyar." (Şuarâ, 26/214) âyet-i kerimesi nazil olduğunda Rasûlullah (sa) Kureyş'i çağırdı. Onların avamı, havâssı gelip toplandılar. Onlara seslendi: "Ey Ka'b ibn Luay oğulları nefislerinizi ateşten kurtarın. Ey Mürre ibn Ka'b oğulları nefislerinizi ateşten kurtarın. Ey Abdişems oğulları kendilerinizi ateşten kurtarın, ey Abdi Menâf oğulları kendilerinizi ateşten kurtarın. Ey Hâşim oğulları nefislerinizi ateşten kurtarın, ey Abdü'l-Muttalib oğulları kendinizi ateşten kurtarın. Ey Fâtıma (bint Muhammed) kendini ateşten kurtar. Allan katında ben sizin için hiçbir şeye malik değilim. Şu kadar var ki sizinle aramda bir akrabalık var ve ben bu akrabalığın hakkını veririm."[3]

Hadisin Neseî'deki rivayetlerinde de küçük farklar bulunmakta. Şöyle ki: Ebu Hüreyre'den rivayette o şöyle anlatıyor: "Ve yakın akrabalarını uyar." âyet-i kerimesi nazil olduğunda Rasûlullah (sa) kalktı ve: "Ey Kureyş topluluğu, nefislerinizi Allah'tan satın alın; ben, Allah katında size bir fayda sağlayamam. Ey Abdi Menâf oğulları, nefislerinizi Allah'tan satın alın. Ben, Allah katında size hiçbir fayda veremem. Ey Abbâs ibn AbdülMuttalib, benim Allah katında sana hiçbir faydam dokunmaz. Ey Allah'ın elçisinin halası Safıyye, benim Allah katında sana hiçbir faydam dokunmaz. Ey Fâtıma, benden ne istersen iste ama Allah katında sana hiçbir faydam dokunmaz." Buyurdu.[4]

Hadisin bu rivayetlerinde Mesed Sûresi'nin nüzulüne sebep olan Ebu Leheb'in: "Soyu kesilesice bizi bunun için mi topladın." dediği zikredilmemekle birlikte aynı hadisin İbn Abbâs'tan gelen rivayetinde Mesed Sûresinin de bu hadise üzerine nüzulü tasrih olunmuştur.[5] Hz. Peygamber (sa)'in amcalarından birisi olan Ebu Leheb'in esas adı Abdü'l-Uzzâ ibn Abdü'l-Muttalib, künyesi de Ebu Utbe'dir.[6] Bu hadise, İbn Abbâs'tan rivayete göre bi’setten üç sene sonra meydana gelmiştir ve Sûrenin inişi de o zaman olmuştur.[7]

b) Bir rivayete göre de Hz. Peygamber (sa) amcalarını toplayıp onlara bir tabakta yemek ikram etmiş. "Bu kadarcık yemek kime yetecek? Yalnız başına birimiz bir koyunu yer" diye sunulan yemeği hakir görmüşler. Ama hepsi yeyip karnını doyurmasına rağmen yemekten az bir şey eksilmiş. Yemekten sonra: "Bizi niçin topladın?" demişler de Hz. Peygamber (sa) onları İslâm'a davet etmiş ve Ebu Leheb de söylediği o sözü işte o zaman söylemiş ve bu Sûre nazil olmuş.[8]

c) İbn Zeyd der ki: Ebu Leheb, Hz. Peygamber (sa)'e: "Ey Muhammed, müslüman olduğum takdirde bana ne verilecek?" diye sormuştu. Hz. Peygamber (sa): "Müslümanlara ne verilmişse sana da o verilecek." buyurdu. Ebu Leheb: "Benim onlara bir üstünlüğüm olmayacak mı?" diye sordu. Hz. Peygamber: "Ne istiyorsun?" dedi. de Ebu Leheb: "Bu dine yazıklar olsun ki ben ve şunlar (o dinde) eşit oluyoruz." dedi ve işte bunun üzerine Allah Tealâ bu Sûreyi inzal buyurdu.[9]



[1] Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/978.
[2] Buhârî, Tefsîru'l-Kur'ân, 26/2; 34/2; 111/1, 2; Cenâiz, 98; Müslim, İman, 355; Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'ân, 111/1, hadis no; 3363; Ahmed ibn Hanbel, Müsned, 1,281, 307.
[3] Müslim, iman, 348; Ahmed ibn Hanbel, Müsned, 11,333, 360,519.
[4] Neseî, Vasâyâ, 6, hadis no: 3645; benzer rivayetler için bak: Neseî, Vasâyâ, 6, hadis no: 3642-3644, 3646.
[5] Müslim, iman, 355.
[6] İbn Kesîr, age. vm,534.
[7] Nîsâbûrî, Rağâibu'l-Kur'ân, XXX,193-194.
[8] Nîsâbûrî, age. XXX,194.
[9] Taberî, age. XXX,217.
Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/978-979.

 
Üst Ana Sayfa Alt