Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Tebliğ içeren toplu WhatsApp mesajları

ruhisukut Çevrimdışı

ruhisukut

Önce tanı sonra bağlan!
İslam-TR Üyesi
Tebliğ amaçlı haftada en az üç-dört kere ailem ve akrabalarım için atmış olduğum toplu mesajları burada paylaşacağım inşallah. Umuyorum ki yazdıklarımdan faydalananlar olur, yazan kardeşlerden de ben faydalanırım inşallah. Allah azze ve celle ayaklarımızı dini üzere sabit kılsın, yazdıklarımızla ailemize hidayet nasip etsin. Bizleri kabir azabından ve cehennem ateşinden korusun.

Aşağıda paylaşacağım mesajları bir düzen içerisinde paylaşmaya özen gösterin. Ben düzen içerisinde paylaştım. Her konuyu aklıma geldikçe paylaşmadım. Yalnız mesajlarım silindiği için kenara aldığım bir kaç taneyi şimdilik paylaşabileceğim. Her ne kadar sıfırdan biri gibi düşünüp paylaştıysam da siz yine de düzene özen gösterin inşallah.
 
Son düzenleme:
ruhisukut Çevrimdışı

ruhisukut

Önce tanı sonra bağlan!
İslam-TR Üyesi
Bir kelime ile hayatlar değişiyor, bir kelime ile yaşam amacına ulaşıyor. Bu kelime La İlahe İllallah'tır. Bu kelime ile amel eden, bu kelimeyi kendisine dava bilen, bu uğurda çalışan herkes Rasulullah'ın çizgisinde ve izinde yoluna devam ediyordur. Zira Rasulullah sallallahu aleyhi vessellem'in davası budur! Yani Allah'tan başka ilah yoktur anlamına gelen La İlahe İllallah kelimesini insanlara ulaştırmak, insanları putların kıtlığından alemlerin Rabbi olan Allah azze ve celle'nin engin rahmetine ve merhametine çağırmaktır.

Bu uğurda taviz vermeden; ırkçılık, milliyetçilik, dünya sevgisi, eş, dost, makam, mevki gibi hastalıklara bulaşmadan yoluna devam eden kullarından olmak en büyük arzumuz olmalıdır. Allah azze ve celle bize bunu nasip etsin inşallah.


NOT: Bununla beraber Fehmeddin Dindar hocanın "Taviz" başlıklı videosunu paylaştım.

 
ruhisukut Çevrimdışı

ruhisukut

Önce tanı sonra bağlan!
İslam-TR Üyesi
İhsan Nedir?

Düşünün ki iş yerindesiniz. Harıl harıl çalışıyorsunuz. Her saniye, her dakika patronunuzun sizi gözetlediğini ve izlediğini bilirseniz nasıl çalışırsınız? En güzel şekilde, kaytarmayarak, işin hakkını vererek çalışırsınız değil mi?

İşte ihsan sahibi olmakta buna benzer. Allah azze ve celleyi görüyormuşçasına ibadet etmemiz ihsandır. Her anımızı, her ibadetimizi gören ve işiten; sinemizden, kalbimizden, aklımızdan geçenleri dahi bilen Allah azze ve celleye O'nu görüyormuşçasına ibadet etmemizdir. Ve şüphe yoktur ki, o kullarını gözetleyendir.

Nitekim kitabı Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur:

"O hiçbir söz söylemez ki onun yanında söylediği sözleri yazan, kaydeden hazır bir melek bulunmuş olmasın." Kâf Suresi, 18.ayet

Düşünün! Yaptığınız her şeyin kayıt altına alındığını, Allah azze ve celle tarafından izlenip dinlendiğini düşünün ve bunu bilerek yaşayın. Bunları bilerek ibadetlerin ve kulluğun hakkını verin.

Allah azze ve celle şaşmayacak bir hidayet versin ve ayaklarımızı dini üzere sabit kılsın.


NOT: Bununla beraber Fehmeddin Dindar hocanın "İhsan Nedir?" başlıklı videosunu paylaştım.

 
Son düzenleme:
ruhisukut Çevrimdışı

ruhisukut

Önce tanı sonra bağlan!
İslam-TR Üyesi
İslam uğruna taşlanan bir Peygamberin, okumaktan ve yaşamaktan aciz ümmetiyiz.

Çoğumuz imanın altı şartını adımız gibi biliriz. Allah’ın varlığına ve birliğine İman, Meleklere İman, Allah'ın Kitaplarına İman, Peygamberlere İman, Ahiret Gününe İman ve Kaza ve Kadere İman diye de sayarız. Peki bunları bilip, saymak yeterli midir?

Hayır! Bunları bir bütün olarak öğrenip anlamak, yaşantımıza aktarmak ve insanları buna çağırmak da vazifemizdir. Samimi iman bunu gerektiriyor. Bu kutlu dava (yani İslam) bunu gerektiriyor. Rasulullah aleyhisalatu ve sellem bu dava uğrunda akrabalarından, yakınlarından ve hatta ufacık çocuklardan haşâ deli yaftası yedi, taşlandı, kınandı.

Bizler ise “şu sakallı, şu çarşaflı, şu başörtülü, şu mescide gidiyor, şu çok Müslüman” yaftasını yemekten korkuyoruz. Bırakın ne derseler desinler. Bu dava uğrunda taşlanan bir peygamberin ümmetiyiz. Bu dava uğruna ölmeyi bile hak ediyoruz! Müslümanlığımızda samimiysek, dilimiz değil bedenimiz ibadetleri yerine getirerek bunu dile getirecektir.

Rabbim İslam üzere yaşayıp, canımızı İslam üzere vermeyi bizlere nasip etsin.


NOT: Bununla beraber Fehmeddin Dindar hocanın "Allah'a Karşı Samimi Olmak" başlıklı videosunu paylaştım.

 
H Çevrimdışı

Hira

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
İhsan Nedir?

Düşünün ki iş yerindesiniz. Harıl harıl çalışıyorsunuz. Her saniye, her dakika patronunuzun sizi gözetlediğini ve izlediğini bilirseniz nasıl çalışırsınız? En güzel şekilde, kaytarmayarak, işin hakkını vererek çalışırsınız değil mi?

İşte ihsan sahibi olmakta buna benzer. Allah azze ve celleyi görüyormuşçasına ibadet etmemiz ihsandır. Her anımızı, her ibadetimizi gören ve işiten; sinemizden, kalbimizden, aklımızdan geçenleri dahi bilen Allah azze ve celleye O'nu görüyormuşçasına ibadet etmemizdir. Ve şüphe yoktur ki, o kullarını gözetleyendir.

Nitekim kitabı Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurmuştur:

"O hiçbir söz söylemez ki onun yanında söylediği sözleri yazan, kaydeden hazır bir melek bulunmuş olmasın." Kâf Suresi, 18.ayet

Düşünün! Yaptığınız her şeyin kayıt altına alındığını, Allah azze ve celle tarafından izlenip dinlendiğini düşünün ve bunu bilerek yaşayın. Bunları bilerek ibadetlerin ve kulluğun hakkını verin.

Allah azze ve celle şaşmayacak bir hidayet versin ve ayaklarımızı dini üzere sabit kılsın.


NOT: Bununla beraber Fehmeddin Dindar hocanın "İhsan Nedir?" başlıklı videosunu paylaştım.

Bu videoyu bir sofi bu haliyle izlemesin, bozulmuş itikadlarıyla komple yanlış anlarlar. Biz burda verilen örneklerin sadece ihsanı anlamak için birer örnek olduğunu anlıyoruz, onlar bunu 'yapılması gereken' olarak biliyor ve yapıyor. Tvde izlediğim bir sofi programında Rabıta için bu tarz bir delil getiriliyordu. Bizler Allah bizi görüyormuş gibi her zaman tetikte ve uyanık olamazmışız, bu zormuş. Bu yüzden daha kolay olarak şeyhi düşünmeliymişiz, o bizi görüyor gibi yaşamalıymışız, bu yapılabilir bir şeymiş. Aynı bu hadisin izahı gibi bir izah, ancak Rasulullah sav. bu hadis ile sadece ihsanın tarifini yapmıştır, çünkü zaten en başta falanca beni görüyormüş gibi düşünerek yapılan tüm ameller, Allah için değil, o kişi için yapılmıştır. Bir müslüman Allahın kendisini gördüğünü bildiği halde kendine çekidüzen veremiyorsa, başkası görüyormuş gibi düşünerek hiç amel işlemeye zahmet etmesin çünkü ameller sadece Allah için olduğunda kabul edilir. Başkası için yapılan amel riyadır.


"Peygamber, “Ümmetim için gizli şirk ve şehvetten kaygı duyuyorum” demiş, “Sizden sonra da hâlâ şirk olacak mı?” sorusuna, “Evet, fakat güneşe, aya, taşa ve puta tapmak şeklinde olmayacak, insanlar ibadetlerini riya için yapacaklar” cevabını vermiştir (Müsned, IV, 124).

Bir kutsî hadiste Cenâb-ı Hak, “İşlediği bir amelde benden başkasını bana ortak koşan kişiyi de onun şirkini de reddederim” buyurmuştur (Müsned, II, 301, 435; Müslim, “Zühd”, 46; İbn Mâce, “Zühd”, 21).

Resûl-i Ekrem riyayı “küçük şirk” diye nitelemiş, Allah’ın kıyamet gününde insanlara amellerinin karşılığını verirken gösteriş için ibadet ve hayır yapanlara, “Ey riyakârlar! Dünyada amellerinizi gösteriş olsun diye kimin için yaptıysanız gidin onu arayın, bakalım bulabilecek misiniz?” şeklinde hitap ederek onları huzurundan kovacağını bildirmiştir (Müsned, V, 428, 429)"
 
ruhisukut Çevrimdışı

ruhisukut

Önce tanı sonra bağlan!
İslam-TR Üyesi
26308


"Evlilik; eşinin yükünü paylaşmaktır; iş yükünü, dert yükünü, hayat yükünü... Eşinin pili bitmeden şarj etmek, o düşmeden tutmak, düştüğünde onu incitmeden kaldırmaktır... Eşinin diğer yarısı olmaktır."

Evlilikler bu bilinçle yapıldığında yükler ve dertler paylaşılmış olur. Sıkıntılara ortak çözüm üreten ebeveynler ailenin huzurunu kaçıracak riskleri ortadan kaldırmış ve huzurlu bir ailenin temelini atmış olurlar.

Allah azze ve celle bekarlarımıza bu bilinçle evlenmeyi ve amel etmeyi nasip etsin. Evli büyüklerimize de bu bilinçle sıkıntılara çözüm bulmayı ve amel etmeyi nasip etsin.
 
ruhisukut Çevrimdışı

ruhisukut

Önce tanı sonra bağlan!
İslam-TR Üyesi
Dünya hayatımız bir imtihan. Başından sonuna kadar imtihanlarla donatılmışız. Mühim olan önemli konulardan biride bu imtihanlarda düşmüş olduğumuz günahlarımızın hemen akabinde samimi bir nidayla Allah azze ve celle’ye sıkıca sarılmak ve O'ndan bağışlanma dilenmektir.

Günümüzde bir çoğumuz imtihanlarla başa çıkamayabilir, günah çukurlarına düşebiliriz. Bu durumdayken Allah azze ve celle’den ümidimizi kesmeden O’nun rahmetine sığınmalıyız. Samimi bir tövbeyle, kesin bir kararla, harama dönüşü olmayacak bir yolla Allah azze ve celle’den bağışlanma dilemeliyiz.

İşte bu kıssada sahabe-i kiramın bu konudaki en belirgin örneklerinden biri olan Maiz bin Malik el-Eslemi’nin işlemiş olduğu günahtan hemen sonra Allah azze ve celle’den nasıl bağışlanma dilediğini anlatan bir kıssa.

Allah azze ve celle dinleyip dersler çıkarmayı ve bizleri Maiz bin Malik gibi günahından sonra samimi bir tövbeyle kendisine dönen, bağışlama dileyen kullarından eylesin!

Ey iman edenler! İçtenlikle ve kararlılık içinde Allah’a tövbe edin. Umulur ki rabbiniz kötülüklerinizi örter ve sizi altından ırmaklar akan cennetlerine koyar. O gün Allah, peygamberi ve onunla aynı imanı paylaşanları utandırmaz. Onların nuru önlerinde ve sağ yanlarında ilerleyerek yollarını aydınlatırken şöyle derler: "Rabbimiz! Nurumuzu arttır eksiltme ve bizi bağışla. Şüphesiz senin her şeye gücün yeter."


Tahrim suresi, 8. ayet


NOT: Bununla beraber Fehmeddin Dindar hocanın "Yoldaki İşaretler - 4 - 14. Ders" başlıklı videosunun 18.20-22.23 dakika aralığını yolladım.

 
ruhisukut Çevrimdışı

ruhisukut

Önce tanı sonra bağlan!
İslam-TR Üyesi
Arif insan yaşına bakmaksızın nasihat eden ve nasihat alandır.

Ufacık bir çocuk, henüz ergenliğine bile erişmemiş, öldüğünde belki sorgusuz sualsiz Cennete gidecek bir çocuk cehennem ateşinden ne derece korkuyor. İşte onun hikayesi…

Annesini ekmek yapmak için ateş yakarken görmüş. Ateşi tutuşturmak için önce küçük odunları daha sonra büyük odunları yaktığını görmüş. Bundan etkilenmiş ve korkmuş. O minik yüreğiyle Allah azze ve celle’nin cehennem ateşini küçükler ile tutuşturacağını zannetmiş. Bundan korkmuş. Düşünmüş. Gördüğü olayı buna yormuş.

Her birimiz o çocuktan yaşça büyüğüz ama onun kadar Allah’tan ve cehennem azabından korkmuyoruz. Çünkü dünyanın süslü aldanmalarına kapılmışız ve cehennemi hiç düşünmüyoruz bile.

Değerli küçüğüm ve değerli büyüğüm; vallahi cehennem var. Tövbelerinizi arttırın Allah’tan af dileyin, haramlardan yüz çevirin. O’na sığının. O cehennem azabından Allah’ın rahmetine sığının.

Ey iman edenler! İçtenlikle ve kararlılık içinde Allah’a tövbe edin. Umulur ki rabbiniz kötülüklerinizi örter ve sizi altından ırmaklar akan cennetlerine koyar. O gün Allah, peygamberi ve onunla aynı imanı paylaşanları utandırmaz. Onların nuru önlerinde ve sağ yanlarında ilerleyerek yollarını aydınlatırken şöyle derler: "Rabbimiz! Nurumuzu arttır eksiltme ve bizi bağışla. Şüphesiz senin her şeye gücün yeter."

Tahrim suresi, 8. ayet

NOT: Bununla beraber Yusuf Yılmaz hocanın "Dinle emin ol böyle bir çocuk istersin" başlıklı videosunu yolladım.

 
ruhisukut Çevrimdışı

ruhisukut

Önce tanı sonra bağlan!
İslam-TR Üyesi
Müslüman bazen düştüğü imtihan çukurundan kalpteki hastalıklarını keşfederek çıkabilir. Bu ona Allah azze ve cellenin verdiği büyük bir lütuftur. Bu lütuf o kadar büyüktür ki ruhu tefekküre ve iç muhasebeye sürükler. Kişi bunun sonucunda istiğfara yönelir ve Allah'tan af diler.

Bu yüzden istiğfara sarılalım. Pişmanlık duyduğumuz günahlarımızdan dolayı Allah azze ve celle’ye sığınalım, O’ndan mağfiret dileyelim. Şüphe yok, O çokça affedendir.

Yüce Allah celle celaluhu şöyle buyuruyor:

“Eğer size yasaklanan büyük günahlardan kaçınırsanız sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi değerli bir yere koyarız.”
Nisâ Suresi - 31 . Ayet

26702
 
ruhisukut Çevrimdışı

ruhisukut

Önce tanı sonra bağlan!
İslam-TR Üyesi
اَلَّذ۪ينَ اِذَٓا اَصَابَتْهُمْ مُص۪يبَةٌۙ قَالُٓوا اِنَّا لِلّٰهِ وَاِنَّٓا اِلَيْهِ رَاجِعُونَ

“Onlar; başlarına bir musibet gelince, “Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz” derler.”
(Bakara; 156. ayet)

Ey değer verdiğim yakınım/abilerim/ablalarım ve küçüklerim;

İnsanoğlunun en zor anında sığınacağı tek kalesi Rabbi’dir. Çünkü kişiyi tüm belalardan koruyabilecek yegâne güç Allah’tır. Rasulullah sallallahu aleyhi vessellem’in o pak ashabının ahlakı buydu. Onlar ki başlarına gelecek her musibete sabırla yaklaşırlardı. Sebat ederlerdi. Allah’ı tesbih eder, O’ndan bağışlanma dilerlerdi ve bol bol namaz kılarlardı.

O pak ashabın örnekliğinde, Rasulullah sallallahu aleyhi vessellem’in izinde olmak en büyük şereftir. O halde dünyayı kuşatan bu musibete karşı sebatkar olalım, istiğfarlarımızı çoğaltalım, günahlarımız için pişmanlık duyalım ve âlemlerin Rabbi Allah azze ve celle’ye sığınalım. O pak ashabın dilinden düşürmediği bu ayet ile bizlerde amel edelim. Başımıza gelebilecek her musibete “Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve şüphesiz O’na döneceğiz” diyerek amel edelim ve sabredelim.

“Sabır ve namaz ile Allah'tan yardım isteyin. Şüphesiz o (sabır ve namaz), Allah'a saygıdan kalbi ürperenler dışında herkese zor ve ağır gelen bir görevdir.”
(Bakara; 45. ayet)

“Eğer Allah seni bir zarara uğratırsa, onu kendisinden başka giderecek yoktur. Ve eğer sana bir hayır verirse, (bunu da geri alacak yoktur). Şüphesiz O herşeye kadirdir.”
(En'âm ; 17. ayet)
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt