Çözüldü Tecavüze Uğrayıp Öldürülmek Kader mi?

Arkadaslar Bu soru bir süredir aklımı meşgul ediyor . Aslında haberlerde yada cevrede bu tarz haberlerle karsılastıgımda, islamin kurallarının uygulanmadığından , emir yasaklarına erkek ve bayanların riayet etmediğinden kaynaklandığını düşünür geçerdim .

Aşagıdaki haber benim kafamı karıştırdı . Gönlümü kalbimi teskin edemedim

http://www.gazetevatan.com/her-sey-61-dakika-icinde-olmus--487290-yasam/




Kapalı ,Dini vecibelerini yerine getirdiğini düşündüğümüz bir kardeşimizin bu sekilde zülüm üzere öldürlmesini nasıl anlamamız lazım ? Buda bir kadermidir ? Bazılarımız evde tek basınayken internet bağlayıcısını içeri almamlıydı diyebilir. Fakat 20 yasındaki birinin , böyle bir hata yapma payı yokmudur ? Kaçımız anlık gafletlerle ne hatalar yapmadıkmı ? Yaptığımız yanlış olduğunu sonra farkına varmadık mı ?

Allah (c.c.)'nin buyurduğu gibi her şey bir kader ile yaratılmıştır.

Allah'ın şeriatına riayet edilmeyen toplumlarda, bu gibi durumlar sıkça görülür. Çünkü İslami eğitimden geçmemiş nesiller, Kitablara inanmayı imanın şartlarından kabul eden Kurân-ı Mecîd'de, zinaya yaklaşmanın bile haram olduğu bildirilmesine rağmen iman iddiasındaki nesiller zinaya yaklaşır, hatta davet, tahrik ve teşvik edilir.

Nikahsız bir arada kalmaları haram olanların sudan bahanelerle kendilerine nikah düşen yabancı erkekleri, başbaşa kalabilecekleri evlerine alabilmekte, bunu da kendilerince zarurat (!) görebilmektedir. İşin fıkhi boyutuna girmeden vakıanın perspektifi budur.

Tâbi ki mûmin ve muttaki erkek, her ne kadar ataerkil bir toplumda ikamet etse de, aynı o kız gibi, kendi göz ve ırzının selâmeti için başbaşa kalabileceği bu tür ortamlarda bulunmaktan aslandan kaçar gibi sakınmalıdır.
Kızını ve oğlunu bu tür durumlara karşı İslami eğitimden mahrum eden (Çocuğun babası üzerindeki üç hakkıyle ilgili hadis gereği) velinin hadiselerde sorumlulukları olmakla beraber, başrol oyuncularının da asli veballeri kaçınılmazdır.
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Hepiniz bir sürünün çobanı gibisiniz. Çoban sürüsünü koruduğu gibi siz de evlerinizde ve emriniz altındakileri cehennemden korumalısınız! Onlara Müslümanlığı öğretmelisiniz. Öğretmezseniz mesul olacaksınız."
(Buhârî, Vesâyâ 9; Muslim, İmâre 20)

Tüm bunlara rağmen ölmek, yaralanmak, sakat kalmak tâbi ki belirlenmiş kâderdir. İnsanlar tâbi ki hata yapar ama, bu hata tek taraflı olmayabilir. Nitekim sualinizdeki hadisede durum tek taraflı bir hata olmamıştır, karşı tarafta hatada bulunmuş ve sonuç ağır olmuştur. Bunun neticesinde ölmüş veya yaralı kalmışsa da, bu kaza sebebiyle takdir edilen kâderin tecelli etmesidir.
Her hatanın sonucu ölümle veya ağır bir hasarla nihayetlenecek diye bir hüküm de yoktur. Başa bir şey gelmemesi de Allah'ın takdiridir.

Gündemdeki Özgecanlar kızın durumunu değerlendirecek olursak, bu konuda hem devlet, hem velisi hem de katil zulum işlemiştir kıza. Tâbi ki hepsinin yetki ve sorumluluklarına göre işledikleri bu zulûmun boyutunda pay sahibidirler.
Kızın öleceği an kaderidir, uzamaz, kısalmaz tayin edildiği vakitte bu olacaktı. Fakat katil, zaten (o vakitte) ölecek olan bu kızın ölüm sebebinde kendi cûz-i iradesiyle fiiliyatta bulunarak ölümüne sebeb olmuştur. Bundan dolayı ölümünden sorumludur ve (kızın velisince) kısas uygulanmasına hak kazanır. Kısaca ve özetle kâder yönünden hadise budur.

"…Her milletin bir eceli vardır. Onların eceli geldi mi, ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler." (Yunus 49)

"Allah, eceli geldiğinde hiçbir kimseyi asla ertelemez. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır." (Munâfikûn 11)

"Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana gelen herhangi bir musibet yoktur ki, Biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (yazılı) olmasın. Şubhesiz bu, Allah'a göre pek kolaydır.
(Allah bunu) elinizden çıkana üzülmeyesiniz ve Allah'ın size verdiği nimetlerle şımarmayasınız diye açıklamaktadır. Çünkü Allah, kendini beğenib böbürlenen kimseleri sevmez." (Hadid Suresi, 22-23)

"Allah'ın izni olmaksızın hiçbir nefis için ölmek yoktur. O, süresi belirtilmiş bir yazıdır. Kim dünyanın yararını (sevabını) isterse ona ondan veririz, kim ahirat sevabını isterse ona da ondan veririz. Biz şükredenleri pek yakında ödüllendireceğiz." (Ali İmran Suresi, 145)

"De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiçbir şey isabet etmez. O bizim Mevlamızdır. Ve mûminler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler." (Tevbe Suresi, 51)


İlgili Konu:

İş Gereği Mahrami Olmayan Kadınların Evine Girmenin Hükmü Nedir?
https://www.islam-tr.org/konu/is-geregi-mahremi-olmayan-kadinlarin-evine-girmenin-hukmu-nedir.35500/

Yukarda yazılı olan ayetleri ve benzer ayetlerin tefsirlerini inceledim .Ayrıca Taftazaninin şerhul akaid kitabinada baktim ve anladığım ;

1- Her ölen Eceliyle ölür . Ömrü Bitmiştir . Zaten bir şekilde ölecektir Allahın takdiri budur . Nasıl ne Şekilde ölürse ölsün , yani haksızca katledilerek zulum üzerede de ölse . Yanlisim varsa düzeltiniz ...

Peki ;

-Tecavüz bir imtihanmıdır yoksa imtihanın sonucumudur ?
-Bu tarz karşılıklı hatalarla zulum üzere ölen Müslüman olduğunu hüsnü zan ettiğimiz kişilerin Allah katında ki durumlari nedir . Kalplerinde iman varsa Allah katına günahkar mümin olarak mı gitmişlerdir ?

Şimdiden Allah razı olsun ...