Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Tevbe Suresi-71'i Nasıl Anlamalıyız?

mmt1 Çevrimdışı

mmt1

Üye
İslam-TR Üyesi
Erkek kadın bütün mü'minler birbirlerinin dostu, dayanağıdırlar. Bunlar iyiliği emrederek kötülükten sakındırırlar, namazı kılarlar, zekâtı verirler, ALLAH'a ve peygamberine itaat ederler. ALLAH işte onlara rahmet edecektir. Hiç şüphesiz ALLAH, güçlü iradelidir ve her yaptığı yerindedir. TEVBE SURESİ-71

Selamunaleyküm!..

Üstteki ayeti nasıl anlamamız konusunda yardım istiyorum...Tefsirlere bakmadım (tembellik diyebilirsiniz) ama bu ayeti yorumlayanlardan duydum ki; burada kastedilen kadın ve erkek birlikte oturup sohbet ya da muhabet edebilirmiş,münazarada bulunabilirmiş!..

Böyle bir şey var mıdır,ayeti böyle mi anlamalı,Peygamberden deliller,sahabeden örnekler var mıdır?

 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
"Mu'min erkekler ile mu'min kadınlar birbirlerinin velisidirler. İyiliği emrederler, kötülükten menederler, namazı kılarlar, zekatı verirler, Allah'a ve Rasulu'ne itaat ederler. İste onlara, Allah rahmet edecektir. Allah daima üstündür, hüküm ve hikmet sahibidir.
Allah, inanan erkeklere ve inanan kadınlara, altlarından ırmaklar akan, içinde sürekli kalacakları cennetler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler vaadetmiştir. Allah'ın rızası ise hepsinden büyüktür. İşte asıl büyük kurtuluş da budur." (Tevbe 71 - 72)

Kadının İslam Toplumundaki Yeri

Mufessirler, bu ayetler hakkında herhangi özel bir rivayet zikretmemişlerdir. Kanaatimize göre bu iki ayet, munafıkların eleştirilip uyarılmalarına karşılık samimi mu'minleri müjdelemek ve onları övmek için gelmiştir. Samimi mu'minler, kadın ve erkek, içerisinde hak ve hayır bulunan herşeyde birbirine yardımcı olur ve destek verir. İyiliği emrederler, kötülüğü menederler, namazı ikame ederler, zekatı verirler, Allah'a ve Rasulu'ne itaat ederler. Bundan dolayı da güçlü ve hikmet sahibi olan Allah'ın rahmetine mazhar olacaklardır. Allah, onlardan razı olmasının yanı sıra onların içinde daimi olarak kalacakları Adn cennetlerinde güzel meskenler vaadetmiştir. Buna göre ayetler öncekilerden ayrı değildir. Daha önce de çeşitli örneklerini gördüğümüz Kur'an'ın bu tür karşılık veren üslubu sık sık kullanılan bir metoddur. Bu iki ayetin bu uslubla gelmesi, ayetler arasında bir bağın ve bütünlüğün olduğu, dolayısıyla bunun bir parçası olduğu şeklindeki görüşümüzü desteklemektedir.

Mu'min kadınların burada zikredilmesi, daha önce dediğimiz gibi Hz. Peygamber'in toplumumla Arab kadınının aktif olduğunu ve İslam davetinde birbiriyle zıt iki farklı konumlarda rol aldıklarını göstermektedir.
Mu'min kadınların, mu'min erkeklerle birlikte zikredilmesinin çeşitli vesilelerle belirttiğimiz gibi başka bir sebebi daha vardır. Bu İki ayet bunu güçlendirmek ve desteklemek için gelmiştir. O da Kur'an'ın, kadının şahsiyetini, erkeğin şahsiyeti yanında İslam toplumunda kökleşmesini sağlamasıdır. Kadının islami sorumlulukları yerine getirmede aile, siyaset ve sosyal alanlarda erkekle eşit olduğuna, özellikle de iyiliği emretme, kötülükten alıkoyma, topluma faydalı olan her alanda ve konuda erkekle bir dayanışma ve yardımlaşma içinde olduğuna işaret edilmektedir. Kur'an'ın ve İslam hukukunun evrensellik ve süreklilik açısından farklı ve seçkin oldukları büyük bir gayedir bu.

Mufessirler, bu iki ayet hakkında içinde cennetin, güzel evlerin, Allah'ın rızasının vasfedildiği ve bazılarında da salih amelin teşvik edildiği birçok hadis zikretmişlerdir.
Bunlardan biri İbn Mace'nin Usame b. Zeyd'den rivayet ettiği şu hadistir:
"Hz. Peygamber şöyle buyurdu: Cennete koşan yok mu? Şubhesiz cennetin bir benzeri yoktur. Kabe'nin Rabbi'ne andolsun ki, o parlayan bir nur, sallanan bîr reyhan, çok değerli bir köşk, devamlı akan bir nehir, olgun bir meyve, güzel bir eş, pekçok süsler, selamet yurdunda ebedi kalış, meyveler, yeşillikler, bol geçim, yüce ve güzel bir yerde nimettir,
Onlar "evet, ya Rasulullah biz oraya koşanlarız" deyince,
Hz. Peygamber "inşallah (Allah dilerse) deyiniz" dedi.
Bunun üzerine onlar da "Allah dilerse" dediler." (İbn Kesir tefsiri)

Tirmizi, Hz. Ali'den şunu rivayet etmiştir:
"Hz. Peygamber şöyle buyurdu: Cennette öyle odalar var ki dışları içlerinden, içleri de dışlarından görülür.
Bir bedevi kalkıp "Ey Allah'ın elçisi bunlar kimin içindir?" diye sordu.
Bunun üzerine Allah Rasulu "Hoş sözlü, yemek yediren, oruca devam eden ve insanlar uykudayken geceleyin namaz kılanlar içindir" dedi. (İbn Kesir tefsiri)

Buhari, Muslim ve Tirmizi, Ebu Said'ten şu hadisi rivayet etmişlerdir.
"Hz. Peygamber şöyle buyurdu: Allah cennet halkına, "ey cennet halkı" diye seslenir.
Onlar: "Buyur Rabbimiz, mutluluk ve hayır senin elindedir" derler.
Allah "hoşnud oldunuz mu?" diye sorar.
Onlar, "Ey Rabbimiz, niçin razı olmayacağız ki, yarattıklarından hiçbirine vermediğini bize verdin' derler.
"Bundan daha fazlasını size vereyim mi?" diye sorar.
Onlar da: "Ey Rabbimiz bundan daha üstün olan hangi şeydir" derler.
Allah, "hoşnutluğum size helal olsun, bundan sonra size asla gazab etmeyeceğim" buyurur.

Buhari, Muslim ve Tirmizi'nin Abdullah bin Kays'tan rivayet ettikleri hadis de şöyledir:
"Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Kaplan ve içindekileri altından olan iki cennet vardır. Adn cennetinde bulunan topluluk ile Rablerine bakmaları arasında sadece Kibriya örtüsü vardır." (İbn Kesir; Tac, I, 383)

İmam Ahmed, Ebu Hurayra'dan şu hadisi rivayet etmiştir:
"Ey Allah'ın elçisi bize cennetten bahset. Onun binaları nasıldır?" dedik.
Hz. Peygamber "kerpiçleri allın ve gümüş, sıvası misk, çakılları inci ve yakut, toprağı za'ferandir. Kim oraya girerse ihtiyaçh ve kötü dununda olmaz, nimete kavuşur. Ebedi olur ve ölmez. Elbiseleri eskimez ve gençliği sona ermez" buyurdu."
(İbn Kesir; daha başka hadisler de vardır. Taberi Tefsiri; Tac, IV, 364 vd)

 
mmt1 Çevrimdışı

mmt1

Üye
İslam-TR Üyesi
ALLAH (azze ve celle) razı olsun hocam...Demek ki ya yanlış anlattılar ya da ben yanlış anladım ya da yanlış biliyorlar.Çok saolunuz...
 
Üst Ana Sayfa Alt