Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Video Tevessül Meselesinde Deliller !

Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Kardeşim madde madde cevap vermeye çalışacağım inşaAllah:

1.O hadis Gunye-tüt-Talibin ve Mektubat-ı Rabbani'de geçmektedir.

2.Hoparlörle ezan konusunda merhum Hamdi Efendi'den yaptığımız nakli okuyunuz.

3.Namaz Allahu Teala'nın emridir. Namazı kasten ve bilerek (tembellikle değil) terk edip üzülmeyen Hak Teala'nın emrini hafife aldığından kafirdir.

4.Bu konuda Ebubekir Hocaefendi'ye katılmaktayım. Bir yanlış anlaşılma olmuştur fakat bu eseri küçültmez.Zira Mecmua'tul Ahzab'da Cevşen'in bulunması Ne Ömer Ziyauddin Efendi'yi ne de eserini küçültmez.

5.“Ashabım gökteki yıldızlar gibidir; hangisine uyarsanız hidayet bulursunuz” hadisi göstermektedir ki eğer ashab doğru yolu gösteriyorsa müctehiddir.

6.Bir alimin mevzu' dediği hadise başka bir alim Sahih diyebilir zira bu takva, vera' ve zühd ile de ilgilidir.Bir alimin sahih demesi amel ve kaynak için yeterlidir. Iraki hazretleri İhyau Ulumiddin'i incelediğinde hiçbir hadise uydurma dememiştir.

7.Şamil İslam Ansiklopedisi ve Diyanet İslam İlmihali'nde de garib hadis tanımı budur.

Ayrıyeten Ebubekir Sifil Hocaefendi yeri geldiğinde bu ilmihali övmüştür. Yazının tamamını okumanızı tavsiye ederim.

3- Bir kişi namazı kıldığı (kılsa bile) halde, namazı kaçırırsam üzülmem dese kafir olur. Bu tüm farz olan ibadetler için böyledir. Buna sözde şark kurnazlığı yaparak "üzülmezsen kafir olursun" hinliğine ne gerek?

Bak bu ifadelerin hemen altında namaz kılmayana kafir demeyen diğer alimlerin açıklamasını aktarmış ve "üzülmezse kafir olur" dememiş! Zaten namaz kılmayanın hükmü konusunda hiç bir mezheb alimi "üzülme" diye bir şart koymamışlardır!

"Namâz kılmayan kimse, Şâfi’î mezhebinde, mürted olmaz ise de, cezâsı katldir. Namâz kılmıyan için Mâlikî mezhebinin hükmleri, Şâfi’î hükmlerinin aynıdır.Namâz kılmayan, Hanefî mezhebinde, namâza başlayıncaya kadar habs olunur veyâ kan akıncaya kadar dövülür."

Altnc Blm

Hadis imamları söz birliği ile bildiriyor ki, bir namazı vaktinde, amden kılmayan, yani namaz vakti geçerken namaz
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Kardeşim madde madde cevap vermeye çalışacağım inşaAllah:

1.O hadis Gunye-tüt-Talibin ve Mektubat-ı Rabbani'de geçmektedir.

2.Hoparlörle ezan konusunda merhum Hamdi Efendi'den yaptığımız nakli okuyunuz.

3.Namaz Allahu Teala'nın emridir. Namazı kasten ve bilerek (tembellikle değil) terk edip üzülmeyen Hak Teala'nın emrini hafife aldığından kafirdir.

4.Bu konuda Ebubekir Hocaefendi'ye katılmaktayım. Bir yanlış anlaşılma olmuştur fakat bu eseri küçültmez.Zira Mecmua'tul Ahzab'da Cevşen'in bulunması Ne Ömer Ziyauddin Efendi'yi ne de eserini küçültmez.

5.“Ashabım gökteki yıldızlar gibidir; hangisine uyarsanız hidayet bulursunuz” hadisi göstermektedir ki eğer ashab doğru yolu gösteriyorsa müctehiddir.

6.Bir alimin mevzu' dediği hadise başka bir alim Sahih diyebilir zira bu takva, vera' ve zühd ile de ilgilidir.Bir alimin sahih demesi amel ve kaynak için yeterlidir. Iraki hazretleri İhyau Ulumiddin'i incelediğinde hiçbir hadise uydurma dememiştir.

7.Şamil İslam Ansiklopedisi ve Diyanet İslam İlmihali'nde de garib hadis tanımı budur.

Ayrıyeten Ebubekir Sifil Hocaefendi yeri geldiğinde bu ilmihali övmüştür. Yazının tamamını okumanızı tavsiye ederim.

6- Hele şu İhya-u Ulumiddin'de geçen şu rivayetlere sahih diyen Iraki Hazretin(!), tahriclerini eklermisin!

Üç şey kimde bulunursa onun imanı kemâle ermiştir: Allah rızası uğrunda kötüleyenlere aldırmamak, ameliyle riyâkârlık etmemek, biri dünya diğeri âhiretle alâkalı iki şey arz edildiğinde, âhiretle alâkalı olanı seçmek. (İhya C.4 S. 644)


Kendisinde şu üç haslet bulunmayan kişinin imanı kemâl bulmaz. Kızdığında haktan ayrılmamak, memnun olduğu zaman bâtıla dalmamak, gücü yeterken hakkı ol-mayanı almamak. (İhya C.4 S. 644)

Mü'min medh edildiğinde kalbindeki îmanı artar. (İhya C.1 S. 638)

İman 333 yoldur. Bu yollardan birine girip şehâdetle Allah'a ulaşan, cennete girer. (İhya C.1 S. 1013)

Kalbinde zerre kadar îmanı olan cehennemden çıkar. (İhya C.1 S. 304)

İkrar ettiği şeyleri diliyle inkâr etmeden kimse kâfir olmaz. (İhya C.1 S. 305)


Gazali'nin İhya'u Ulum'id-Din hakkında görüşleriniz
https://www.islam-tr.org/konu/imam-...-ulumid-din-hakkinda-neler-denilmistir.19918/
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
İmam-ı Gazali hazretlerinin en kıymetli eseri İhyâ’sıdır. Osmanlı âlimlerinden Saffet Efendi Tasavvufun Zaferi isimli eserinde, İmam-ı Gazali’nin İhyâu Ulumiddin kitabı öyle kıymetli bir eserdir ki, Kur’an-ı kerimin ve Peygamber efendimizin hadislerinin manalarını Müslümanlara anlatmak ve Allahü teâlânın kullarına, doğru yolu göstermek, huzur ve saadete kavuşturan İslam ahlakını öğretmek için, din âlimleri olarak elimizde bundan başka hiçbir kitap bulunmasaydı, yalnız bu kitap kifayet ederdi.

Büyük âlim İbni Hacer-i Mekki hazretleri buyuruyor ki:
İmam-ı Gazali’nin eserlerinde kusur bulan, ya hasetçi veya zındıktır.(El- i’lam bi-kavâti’il-islam)

İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki:
İmam-ı Gazali, hüccet-ül-İslâm ve zamanındaki âlimlerin en üstünü idi. Ona dil uzatan kimse, cahillerin en cahili, fâsıkların en kötüsüdür.(El-Ukud-üd-dürriyye)

Kâtip Çelebi diyor ki:
Bütün din kitapları yok olsa, İmam-ı Gazali’nin kitapları, bu boşluğu doldurabilir, hatta onun İhyâ kitabı bile kâfi gelir. (Keşf-üz-zünun)

Seyyid Abdülhakim efendi hazretleri buyuruyor ki:
İhyâ kitabı, bütün âlimlerce doğru ve yüksektir. Bir gayrı müslim, severek yapraklarını çevirirse, Müslüman olmakla şereflenir. Derin bir âlimin kitabında mevdu hadis var demek, dinde derin bir uçurum açmaktır. Böyle sözleri söyleyenin dili, tutuşsa yeridir. Büyük âlim, mevdu hadisleri bilemeyecek kadar cahil mi idi? Yoksa, hadis uyduranlar için, Resulullahın bildirdiği ağır cezalara aldırış etmeyecek kadar Allah korkusu yok mu idi?
images


imam Gazali'nin İhya-u Ulum'ud'Din kitabında faydalanılacak bölümler olduğu gibi, zararlı (uydurma, zayıf hadisler, tasavvufu anlayışlar) bölümler de oldukça bulunmaktadır. Bu kitap bilhassa Türkiye'd e oldukça revaçtadır. Bu kitabı avamın okuması tehlikeli sonuçlara sebeb olabilir.
Tevhidi, akaidie ve hadis usulune sahip olan bir kişinin bu kitabı okurken bu hataları görecektir ve zaten bu sebeble fazla da kullanma gereği görmeyecektir. Bilhassa günümüzde pek çok sahih bilgilerin muhtevasında olduğu eserlere ulaşmak oldukça basittir.

İlmi düzeyi düşük olan avam arasında, kitabın içindeki islam'daki akaide ve rivayet sahihliğine uygun olamayan bölümleri fark edemediğinden bu kitaba sarılması , hatta daha da ileri giderek ona kutsiyet verecek şekilde benimsemesi oldukça tehlikelidir.

İhya-u Ulum'ud'Din hakkında (alıntı) bazı alimler şunları söylemiştir:


Hafız İbni Kesir :
(Hicretin beşyüzbeşinci senesinde vefat eden meşhur şahsiyetleri anlatırken bu senede vefat etmiş olan Gazali'nin biyografisini verirken şöyle demiştir)
"Bu süre zarfında İhyaı Ulumuddin adlı kitabını yazdı. Bu, cidden hayret verici, takdire şayan bir kitaptır. Şeri ilimlerin birçoğunu kapsamına alır. Tasavvufa ve kalbi amellere dair latif olan meseleler ise adeta bir karışım halindedir. Lakin bu kitapta garip, munker ve mevzu olan birçok hadis vardır. Nitekim helal ve harama delil olarak dayanak edinilen furuatla ilgili diğer kitaplarda da bu tür hadislere rastlanmaktadır. el-Mevdu lir-Rekaik et-Tergib evt-Terhib adlı kitaplardaki bu tür hadisler diğerlerine göre daha azdırlar. Ebul Ferec İbnul Cevzi, sonra da İbn Salah bu hususta İmam Gazali'yi çok eleştirmişler ve ona çatmışlardır. Maziri, İmam Gazali'nin İhyai Ulumuddin adlı kitabını yakmak istemiş, diğer Mağriplilerde böyle yapmışlar ve şöyle demişlerdir:
Bu kitap bizim dinimizin değil, Gazali'nin dininin ihyasıdır. Dinimizin ilimlerinin ihyası Allah'ın kitabı ve Rasulullah'ın sünnetiyle olur!
Nitekim ben bu hususları TabakatuşŞafiye adlı eserde Gazali'nin biyografisini verirken nakletmişimdir. İbni Şukur de İhyaı Ulumuddin adlı eserin bazı yerlerinin gerçekleri yansıtmadığını ve buralardaki çürüklükleri faydalı bir eserde açıklamıştır."


Gazali şöyle derdi:
"Ben, hadisteki ticareti revaçlandırıcıyım."
Anlatıldığına göre ömrünün son zamanlarında, hadis dinlemeye, Buhari ve Muslim'in Sahih'lerini ezberlemeye yönelmiştir. İbnul Cevzi; İhyaı Ulumuddin üzerine bir eser yazmış ve bu eserine ''Diri kimseler ihyadaki yanlışlıkları bilmeli'' adını vermişti.

El-Bidaye ve'n-Nihaye 13/333

Kadı İyaz
Şeyh ebu Hamid el-Gazali; kendisi hakkında çok kötü haberler olan ve korkunç kötü kitapları olan biridir. Sufilikde çok ileri gitmiş, sufiliğin savunucusu ve davetçisi olmuş ve bu hususta meşhur kitaplar kaleme almıştır.
Kitaplarındaki bazı bölümler, kendi aleyhinde değerlendirilmiş ve ümmet onun kötü biri olduğuna hükmetmiştir. Allah onun gerçek durumunu bilendir.
Sultanın emri ve batıdaki ulemanın fetvası onun kitaplarının yakılması ve bu kitaplardan uzak durulmasıdır. Bu emir ve fetvaların gereği yapılmıştır.

Siyer en-nubela 19/327


Nevevi
Nevevi, Receb ayının ilk cuma günü kılınan Regaib namazı hakkında sünnetten midir, yapılması hoş olan bir amel midir yoksa bidat midir diye sorulduğunda şu şekilde cevap vermiştir:
"Bu şeytani bir ameldir ve çok şiddetli biçimde eleştirilmiş bir bidattir."
Sonra şöyle devam etmiştir:
"Birçok ülkede çok sayıda kişi tarafından bu namazın kılınıyor olması yahut Kutul Kulub veya İhyaı Ulumuddin gibi kitaplarda bahsi geçiyor olması seni aldatmasın. Bu hiçbir temeli olmayan bir bidattir."

el-Miyarul Magrib 1/300


Ibnu'l Cevzi

el-Muntazam isimli eserinde şunları söylemektedir:
''Gazali İhyayı yazmaya Kudusde başlamış ve Şam'da tamamlamıştır ancak, eserini sufilerin metodu ile yazarak fıkıh kurallarına riayet etmemiştir.''
Sonrasında Gazali'nin İhya'da yer verdiği ve fıkhi kuralları ihlal eden garip hikayelerine bir kaç örnek vermekte ve bu hikayeleri şu sözleriyle noktalamaktadır:
''Ben kitabındaki yanlışları 'Yaşayanlar İhyadaki yanlışlıkları bilmeli' isimli kitabımda bir araya topladım ve Telbis'u İblis (Şeytanın Hileleri) isimli eserimde bu kitabdaki bazı yanlışlıklara işaret ettim.''
Bu sözlerinin ardından İhyada geçen garip ifade ve uydurma hadislere örnekler vermeye devam etmiş ve İhya hakkındaki sözlerine şu şekilde son vermiştir:
''Gazali İhya'da çok sayıda uydurma ve zayıf hadise yer vermiştir, bunun sebebi de rivayet ilmi konusundaki yetersiz ilmidir. Ona düşen bu rivayetleri bir bilene danışmakken, o karanlıkta odun toplayanın topladığı gibi bu rivayetleri kitabında nakletmiştir.
Bazıları İhya deli divanesi olmuş, ben de bu kimseleri uyararak kısaca İhya'daki hatalı yerleri, düzeltimesi gereken yerleri ve uygunsuz durumları ortaya koydum.

al-Muntazim (9/169-170)

İbnul-Cevzi; Saydul-Khaatir isimli eserinde (s. 374) Gazali'nin tarihi yanlışlıklarına yer vermiştir:
''Ben Gazali'nin İhya isimli eserinde, hadislerle tarihi olayların şaşırtıcı biçimde birbirine karıştırılmış olduğunu gördüm ve bu hataları bir kitap da topladım.''
Yine sayfa 399'da, İhya'yı; içerisinde gizli tehlikeler, sıhhatsiz rivayetler ve şeriate aykırı şeyler barındıran kitaplar arasında zikretmiştir.

(Saydul-Khaatir)

İbnu'l-Cevzi; 'Şeytanın Hileleri' isimli eserinde 'Şeytanın Sofilere Oyunu' başlıklı bölümünde sufilerin tarihi gelişimini kronolojik olarak verip sufi literatürünü aktarırken sıra Gazaliye gelmiş ve şöyle demiştir:
''Sonra Ebu Hamid el-Gazali geldi ve onların (sufilerin) uslubuyla İhyaı Ulumuddin isimli eserini neşretti. Gazali birçok hadisin uydurma olduğunu bilmeden kitabına aldı. Kitabında mukaşefe ilmine dair hususlara yer verie ve yine fıkhi kuralları bir kenara bırkamıştır. Ve o kitabında İbrahim (a.s.)'ın gördüğü yıldız, güneş ve ayın bilinen güneş, ay ve yıldız olmadığını aksine onların Allah'ı gizleyen nurlar olduğunu söyledi ki bu söz Batınılerin sözlerine ne kadar da benzemektedir!''

Sonrrasında Mufasah Bil Ahval isimli eserinde (s. 162 -253) Gazalinin sarfettiği birtakım sözlere değinen İbnu'l-Cevzi daha sonra sözlerini şu şekilde bitirmektedir:
''Bu kimselerin böyle eserler tasnif etmeleri sünnet bilgilerinin az oluşu, İslam'ı ve hadisleri bilmemeleri ve bu yoldakilerin hoş gördüklerine yönelmeleri sebebiyledir.''

İbnu'l-Cevzi daha sonra kitabın çeşitli yerlerinde (S. 217-316) İhya'daki yanlışlıklara değinmiştir. Yine Gazali hakkında kullanmış olduğu şu ifadeler de ilginçtir:
''İmam Gazali'nin o yüce fakihliğine rağmen nasıl bu kimselerle berbaer olduğuna şaşıyorum. Fıkhi mertebedeyken onların mertebesine inmesi çok gariptir!'' (Telbis'u İblis)

İbnul-Cevzi Minhacul-Qasidin'de ise şöyle demektedir:
''Bil ki, İhya'da öyle büyük tehlikeler vardır ki bunları ancak alimler anlar, kitapdaki en küçük hatalar hiçbir temeli olmayan ve uydurma olan hadisler ile, bir sahabeye kadar uzayan rivayet zinciri ile sanki peygamber (s.a.v.)'den naklediliyormuş gibi getirilen rivayetlerdir. O bu rivayetleri bulduğu üzere nakletmiştir, kendisi uydurmamıştır. Ve uydurma hadise dayanarak ibadet etmek caiz olmadığı gibi, uydurma kelimelerle bir araya getirilmiş sözleri almak da caiz değildir.

Nasıl olurda Allah rasulunun (s.a.v.) hakkında tek kelime dahi etmediği gece ve gündüz ibadetleri dayatırsın?
Nasıl olur da, sufilerin sözlerinin seni esir almasına izin verirsin, ki o kitabında sayılmayacak kadar çok bu sözlere yer vermiştir. Onun nefs tezkiyesi, insanları açlığa çağırması ve hiç bir gereği yokken insanları seyahetlere davet etmesi, harabe yerlere erzaksız gidilmeye teşvik etmesi, ve buna benzer şeylere Telbis'u İblis'de yer verdim ve ben bir başka kitap daha yazarak, ondaki faydaları bir yana bırakmaksızın bütün saptırmalarına değineceğim.
İlerleyen sayfalarda yine aynı şekilde ifadelere yer veren İbnu'l-Cevzi, Telbis'u İblis'de (s. 16-17) değinmiş olduğu İhyada'ki yanlışlıkları liste olarak veriyor ve yukarıda yazmış olduklarına ek olarak 'Fena' ve 'Beka' inancını da sayıyor:
''Onun sufilerin sözlerinden 'Fena' ve 'Beka' inancına dair naklettiği ve tavsiyede bulunduğu sözleri duymanı nasıl isterim''

(Muhtasar Minhacul-Qasidin)


İbni Arabi

İmam Ebu Bekir İbni Arabi'nin ; Gazali hakkındaki şu sözleri deyimleşmiştir:
''Şeyhimiz Ebu Hamid felsefecileri yutmuş, onları kusmak istediğinde ise kusamamıştır.''
Sonrasında İhya'daki Tevekkul bölümünde kaderle, Allah'ın yaratmasıyla ve Allah'ın kudretiyle alakalı bölümleri eleştirerek, Gazali'nin felsefecilerin görüşlerine sarıldığını belirtmektedir.

(Zehebi, Siyer : 119/3371)

İmam Abdullah ibni Musa el-Faştali

Raşid ibni Ebi Raşid el-Velidi el-Maliki ''helallar ve haramlar'' isimli kitabında İmam Abdullah ibni Musa el-Faştali'nin şunları söylediğini nakletmektedir:
''Eğer Kuşeyri'nin derlediklerini toplama imkanım olsaydı hepsini toplar ve denize fırlatırdım, Gazali'nin kitaplarını da...'' ve yine ondan şunları işittiğini nakletmiştir:
''Ben Rabbimden kıyamet günü beni Ebu Muhammed İbni Zeyd (Kayravani) ile haşretmesini isterim, Gazali ile değil''

(Nail el-İbtihaj bi-Tetriz el-Daibaj: 117)


Sultan Ali ibni Yusuf ibni Taşfin

Dönemin sultanıdır ve İhya'nın yakılmasını emretmiş ve yaktırmıştır. Zehebi onun hakkında şöyle der:
''Cesur, mucadeleci, adil, dinine düşkün, takvalı, erdemli, alimlere saygılı ve alimlerle iştişare eden biriydi.''

(Siyer Alemun Nubela, 20/124).

Hafız Zehebi 537 yılında ölenlerden bahsettiğinde sultan hakkında şunları kaydeder:
''Ali İbni Yusuf İbni Taşfin müslümanların komutanı ve Fas çevresinin sultanıydı. Adaletiyle, dine düşkünlüğüyle, Allah'a ibadetiyle, iyi bir vicdan sahibi oluşuyla, alimlere karşı düşkünlüğüyle ve kelama ve kelamcılara karşı şiddetli düşmanlığıyla bilinirdi. Ebu Hamid'in kitapları kendisine ulaştığında, yakılmasını emretti ve bu konuda çok kararlı davrandı.''

Gazali'nin kitaplarını yakma emrini döneminin fakihlerinin icmasıyla almıştır.

''Ali İbni Yusuf İhya'yı yaktırdı ve bu kararı döneminin alimlerinin icmasına dayanmaktaydı'' (El-Miyar El-Mureb (12/185)
 
yusuf Çevrimdışı

yusuf

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
hüseyin hilmi ışık'ın yazdığı saadeti ebediyye

Tam İlmihal, Saadet-i Ebediye
ilmihal.gif


Osman Ünlü’nün her fırsatta reklamını yaptığı KİTAPTAN ALINTILAR
(Hakîkat Kitâbevi / 98. Baskı)


KURAN’I BİR TEK HZ. PEYGAMBER ANLAR. HATTA CEBRAİL’E DE O ÖĞRETMİŞTİR. (s.45)

Kur’ân-ı kerîmin ma’nâsını, yalnız Muhammed “aleyhisselâm” anlar. Başka kimse, tâm anlıyamaz. (s.44)


(…) hattâ Cebrâîl “aleyhisselâm” dahî, Kur’ân-ı kerîmin ma’nâsını, esrârını, Resûlullaha sorardı.

KURAN’IN MEALİNİ OKUMAK, ANLAMAK CAİZ DEĞİLDİR. YALNIZ ARABCASI OKUNMALIDIR.(s.48)

Kur’ân-ı kerîmi başka harflerle veyâ tercemesini yazmak, okumak, öğrenmesini kolaylaşdırır demek doğru değildir. Kolay olsa bile, câiz olmasına sebeb olamaz.

DİŞİ DOLGULU HANEFİLER CENABETTİR. (s.133)

Hanefî mezhebinde dişlerin arası ve diş çukuru ıslanmazsa gusl temâm olmaz. Bunun için, diş kaplatınca ve doldurunca, gusl abdesti sahîh olmaz. insan cenâbetlikden kurtulmaz.

KURAN’I ALİMLERDEN BİRİNİN OKUDUĞUNUN DIŞINDA OKUYAN KAFİRDİR. ONU DÖĞMEK GEREKİR (s.47)

Eshâb-ı kirâmdan birinin okuduğu bildirilmiyen bir okumaya (Kırâet-i şâzze) denmez. Böyle okuyanı habs etmek, döğmek lâzımdır. Din âlimlerinden hiçbirinin okumadığı şeklde okumak, ma’nâyı ve kelimeleri bozmasa bile, küfrdür.

İMAM-I AZAM BU DİNİN ASIL PEYGAMBERİDİR. (s.467)

Ebû Hanîfenin kıyâsı doğru değildir diyen kâfir olur.

HZ. İSA DA HANEFİ MEZHEBİNDENDİR.(s.106)

Îsâ “alâ nebiyyinâ ve aleyhissalâtü vesselâm” gökden inip, imâm-ı a’zam Ebû Hanîfe mezhebine uygun ictihâd edecek, onun halâl dediğine halâl diyecek, harâm dediğine harâm diyecekdir.

RAMAZAN ORUCU 32 GÜNE ÇIKTI. (s.316)
Ramezânın takvîmlere veyâ mezhebsiz memleketlere uyarak başlatıldığı yerlerde, bayramdan sonra, iki gün kazâ orucu tutmak lâzımdır.

MEZHEBE GİRMEYEN KAFİR GİBİ BİŞEYDİR MUTLAKA CEHENNEME GİRECEKTİR. (s.445)

Dört mezhebden birinde olmıyan kimsenin îmânı bozulur. Yâ, (bid’at sâhibi), ya’nî sapık müslimândır. Yâhud, mürted olur. Bunun her ikisi de, tevbe etmeden ölürse, muhakkak Cehenneme girecek, ateşde yanacakdır.

İSKAT VE DEVİRİ KABUL ETMEYEN KAFİRDİR. (s.1019)

Ehl-i sünnet âlimlerinin üstünlüklerini anlıyamayan ve mezheb imâmlarımızı da, kendileri gibi hayâl ile konuşuyor sanan ba’zı kimselerin, (islâmiyyetde iskât ve devr yokdur. iskât, hıristiyanların günâh çıkartmasına benziyor) gibi şeyler söylediklerini işitiyoruz. Bu gibi sözleri, kendilerini tehlükeli duruma düşürmekdedir. Çünki, Peygamber efendimiz, (Ümmetim dalâlet üzerinde birleşmez) ve (Mü’minlerin güzel gördüğü şey, Allah indinde de güzeldir) buyurdu. Bu hadîs-i şerîfler, (Berîka)nın 94. cü sahîfesinde yazılıdır ve devr yapmanın elbette doğru olduğunu gösteriyor demekdedir. Devr yapmağa inanmıyan, bu hadîs-i şerîflere inanmamış olur. İbni Âbidîn, vitr nemâzını anlatırken, (Dinde zarûrî olan, ya’nî câhillerin de bildikleri icmâ’ bilgilerine inanmıyan kimse, kâfir olur) buyuruyor.


EVLİYAYA ADAK ADAMAK CAİZDİR. (s.479)

Şarta bağlı olarak Evliyâya adak yapmak da, kendini, günâhı çok, düâ etmeğe yüzü yok bilerek, mubârek birini vesîle edip, Allahü teâlâya yalvarmak demekdir. Meselâ (Hastam iyi olursa veyâ şu işim hâsıl olursa, sevâbı (Seyyidet Nefîse) hazretlerine olmak üzere, Allah için, üç Yasîn okumak veyâ bir koyun kesmek nezrim olsun) deyince, bu dileğin kabûl olduğu çok tecribe edilmişdir. Burada, Allahü teâlâ için Kur’ân-ı Kerîm okunup veyâ koyun kesip, sevâbı seyyidet Nefîse hazretlerine bağışlanmakda, onun şefâ’ati ile, Allahü teâlâ, hastaya şifâ vermekde, kazâyı, belâyı gidermekdedir.

Mektubattan bir çok alıntı yaptıkları ilmihallerinde nedense 453. Mektubun bir kısmını alıp aşağıdaki kısmını yazmamışlar:

Kadınların, meşayih niyeti ile oruç tutmaları da böyledir. Bunların isimlerini ekseriyetle kendiliklerinden uydururlar; onların niyeti ile de oruç tutarlar. Her gününün iftarı için, hususi bir vaziyet tayin ederler. Oruç için de, günler tayin ederler. Taleplerini ve maksatlarını da bu oruçlara bağlı kılarlar. Bu oruçlar sebebi ile, o meşayihten hacetlerinin yerine gelmesine talep ederler. Sanırlar ki, işlerinin yerine gelmesi onlardandır. Böyle bir fiil, Allah'ın ibadetinde başkasını ortak etmektir. Ona ibadet yolu ile hacetlerin talebini başkasından yapmaktır. Üstte anlatılan fiilin şenaatini bilmek gerek. Bir hadis-i kusdisede şöyle geldi: "Oruç benim içindir; onun mükâfatını ben veririm."

(…) Bu şeni (alçakça) fiili izhar ettikleri zaman, bazı kadınlar der ki: -Biz, bu oruçları Allah için tutarız. Ancak, onun sevabını meşayihin ruhlarına hediye ederiz.

Böyle bir söz, onlardan gelen hile yoludur. Eğer bu sözlerinde doğru iseler; oruç için günlerin tayinine ne hacet? Hususi taam vermek, iftarda çeşitli şeni vaziyetlerin tayinine neden gerek duyulur?
Onlar, çok kere, iftar vaktinde haram işler irtikâb ederler. Haram olan bir şeyle de oruç açarlar. Hiç de muhtaç olmadıkları halde, dilenirler ve o dilenerek aldıkları ile oruç açarlar. Sanırlar ki, hacetlerinin yerine gelmesi, bu haramı irtikâbına bağlıdır.
(Mektubat-ı Rabbani/453. Mektup)
Üstte anlatılan manada yapılan işler aynen dalâlet olup, şeytanın aldatmacalarıdır. Allah korusun.

ÖLÜLERİN RUHLARI ANDIĞIN YERDE BİTER ve YARDIM İSTEYENE YARDIM EDER (s.743)

Melekler ve Peygamberlerin “aleyhimüsselâm” ve Evliyânın rûhları ve Sâlih mü’minlerin rûhları, herkim nerede ve ne zemânda ve her ne hâlde çağırırsa, orada bulunur, yardım ederler. Hızır aleyhisselâmın, sıkıntıda olanların imdâdına yetişmesi böyledir. Fahr-i âlemin “sallallahü aleyhi ve sellem”, ümmetinin her birine, hele ölüm zemânında, imdâda yetişmesi de böyledir. Azrâîl aleyhisselâm, rûh [cân] almak için her ânda, her yere gelmesi de, böyledir. Her Mürşid-i kâmilin, talebesine yetişmesi de böyledir ki, bunlar zemânı ve mekânlıdır.

Ayrıca kitaplarının sonunda Muhammed aleyhisselam’ın hakkı için diye başlayıp kendi hocalarının isimlerinin bir bir sayıldığı uzunca bir dua var. Üstelik bu duanın ismi de “tevhid duası” (Bak. s.1248)


subhanallah .. tuylerim diken diken oldu tam sirk davetcileri .. adamlarda her sey var,

DIN ADAMLARINI RAB EDINME,

ALLAH SWT ILE ARALARINA ARACI KILMA,

KULLARA ALLAH SWT NIN ISIM SIFATLARINI VERME,

ALLAH SWT VE RESULUNE ASV MA IFTIRA ..

ne arar isen var ..

peygamberin asv ben sizinle savasmakla emir oldum dedigi mekkeli musrikler bunlardan daha kotu degillerdi ..


Ey iman edenler, müşrikler ancak bir pisliktirler
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Abdul Muizz Fida!
إن لله ملائكة في الأرض- سوى الحفظة - يكتبون ما يسقط من ورق الشجر فإذا أصاب أحدَكم عُرْجة بأرضٍ فلاةٍ فلينادِ : أعِينوا عباد الله


“Allahın yer Yüzünde hafaza meleklerinden başka melekleri vardır ki, onlar ağactan düşen her yaprağı qeyd ederler. Sizden birinin kimsesiz bir çölde sıkıntısı olursa şöyle desin: Yardım edin ey Allahın kulları!”


Hadisi Bezzar “El Müsned” adlı kitabında tahric etmiş, Heysemi “Mecmuuz Zevaid” eserinde ravileri güvenilirdir demiştir.

Gördüyün gibi İmam Heysemi ravilerinin güvenilir olduğunu söylemiştir.
Hayırdır? Kulları şimdi melekler mi yaptın?

Geriye dön ve bak, hangi hadisi eklemişsin ve ben sana ne sormuşum.

Ey Allahın Kulları Tutun hadisi hakkında ehli ilmin görüşü:

İbn Teymiyyenin talebelerinden olan Şemsuddin İbn Muflih (708-763 h/1308-1362) “El Edeb Eş Şeriyya” adlı kitabında şöyle der:فصل فيما يقول من انفلتتْ دابته أو ضلّ الطريق

وروى ابن السني في كتابه عن عبد الله بن مسعود رضي الله عنه عن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : { إذَا انْفَلَتَتْ دَابَّةُ أَحَدِكُمْ بِأَرْضٍ فَلَاةٍ فَلْيَقُلْ يَا عِبَادَ اللَّهِ احْبِسُوا فَإِنَّ لِلَّهِ فِي الْأَرْضِ حَاضِرًا سَيَحْبِسُهُ } قال عبد الله بن إمامنا أحمد سمعت أبي يقول : حججتُ خمسَ حججٍ منها اثنتين راكبا وثلاثا ماشيا او ثلاثا راكبا واثنتين ماشيا، فضللتُ الطريقَ في حجة وكنت ماشيا، فجعلت أقول : يا عبادَ الله دُلُّونا على الطريق، فلم أزل أقولُ ذلك حتى وقعتُ على الطريق


“Fasl: Hayvanı ürküb kaçan ve ya yolda kaybolan kişi nesöylemelidir?

İbnus Sunnikendi kitabında Abdullah bin Mesuddan – Allah ondan razı olsun – Rasulullahın – sallallahu aleyhi vesellem – şöyle dediyini rivayetetmiştir:
“Sizden birinin hayvanıkimsesiz bir çölde ürküb kaçarsa şöyle desin: “Ey Allahın kulları! Onu benim için tutun! Çünki, Allahın yer yüzünde (bu iş için) hazır olan kulu vardır ve onu tutar.”
İmamımız Ahmedin oğlu Abdullah dedi: Babamışöylesöylerkenduydum: “Beş defeHaccagitdim. İki defebinikle, üç defe ise piyada. Ve ya üç defebinikle, iki defe piyada. Piyada gitdiyim bir Haccyolculuğunda yolumu kaybettim. “Ey Allahın kulları! Bize yolu gösterin” demeye başladım ve yolu bulana kadar bunu söylemeyedevamettim.”
Kaynak: İbn Muflih: El EdebEş Şeriyya: 1/457
Beyrut: 1419/1999
İmam Ahmedden bu hadise sabittirmi?
Evet! Çünki, bunu onun doğma oğlu Abdullah rivayet etmiştir.
Ayrıca ilim ehlinden bir çoğu bunu kendi kitablarında zikr etmişler. Mesela İbn Asakir “Tarihu Dimeşk” (Senedi Sahihdir deyerek), İmam Beyhaki “Şuabul İman”, İmam İbn Kesir “El Bidaye ven Nihaye”, İmam CelaluddinEs Suyuti “El Habiik fi Aberil Meleik” adlı kitablarda ve sitat getirdiyimiz Allame İbn Muflih.

Sana söyle demiştim :

Muslih ; şu soruma cevap ver inşeallah,

Bu rivayetin senedinin ravileri arasında Maruf b. Hassan es-Semerkandi isimli ravi var mıdır?
Eğer cevabın "evet vardır" ise muhaddisler bu kişinin güvenilirliği hakkında ne demişlerdir?
Yok cevabın "hayır yoktur" ise, ravileri Abdullah ibn Mesud'a kadar sırasıyla yazar mısın?
Ayrıca ravi zincirinde kopukluk var mıdır? Var ise hangi raviler arası senedde kopukluk vardır?

***

Şimdi attığın iftiraya cevap ver!

Hadisi Bezzar “El Müsned” adlı kitabında tahric etmiş, Heysemi “Mecmuuz Zevaid” eserinde ravileri güvenilirdir demiştir.
Gördüyün gibi İmam Heysemi ravilerinin güvenilir olduğunu söylemiştir.

1- Heysemi, Mecmau’z-Zevaid, X/132'de rivayetin ravisi olan Mâruf bin Hassan es Semerkandi hakkında (güvenilirliği, sika vs) ne demiştir?

2- Ebu Hatim er-Razi, rivayetin ravisi olan Mâruf bin Hassan es Semerkandi hakkında (güvenilirliği, sika vs) ne demiştir?


3- Ayrıca ravi zincirinde İbni Burayde ile İbni Mes’ud arasındaki ravilerde kopukluk yok ise isimlerini bekliyorum!

4- (Konuyla pek ilgisi olmasa da) Aktardığın şu rivayetin Bab ve Hadis numarasını istiyorum.
Ölünün kabrinde dua ede bileceğine dair.
Delil:
Hadisi Şerif
“Şüphesiz ki, amelleriniz sizin yakınlarınız ve aşiretinizden olan ölülerinize arz olunur, eğer hayır olursa seviniyorlar, başka tür oldukda ise şöyle derler: Allahım! Bize hidayet ettiğin gibi onlara da hidayet etmeden onları öldürme!” (Ebu Davud)




5- Aşağıdaki hadislerden bir şey anlıyor musun?

İbni Abbas (r.anh) şöyle buyurmuştur:
"İstediğin zaman Allah'tan iste. İstimdad ve yardım istersen Allah'tan iste. Kalemin mürekkebi kurumuştur, sen karşılaştığın şey ilesin. Bütün yaratıklar uğraşsa, sana Allah'ın yazdığı faydalı şeyden başkasını veremezler ve gene bütün yaratıklar çalışsa, sana Allah'ın yazdığından başka hiçbir zarar veremezler"
(İbn Mace, Keffaret: 2; Darimi, Nuzur: 6)

Enes dedi ki: Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki:
"Sizden herbir kimse Rabbinden ne ihtiyacı varsa hepsini O'ndan istesin. Hatta ayakkabının bağı koptuğu takdirde dahi onu O'ndan istesin"
(İbn Hibban, Sahih, III, 148, 176, 177; el-Makdisi, el-Ehadisu'l-Muhtara, V, 9, 10;
"İbn Hibban tarafından güvenilir ravilerin rivayeti olarak kaydedilmekle beraber, doğrusunun mursel olduğunu" kaydetmekledir.)

Not : sakın demogojiye kaçma, konuyu saptırma. Net , kısa sorduğum soruya cevap yaz![/quote]
 
yusuf Çevrimdışı

yusuf

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Not : sakın demogojiye kaçma, konuyu saptırma. Net , kısa sorduğum soruya cevap yaz !



BECEREMEZ .. ( ne muslih, ne ahmed nede lafons once kendime sonra bu arkadaslara Allah swt'dan hidayet ilim ve basiret diliyorum ) bunlar sanki bir kaliptan cikmis gibiler, daldan dala atlar sadece forumda gereksiz ve kendileri gibi cahilleri saptiracak bilgiler eklerler forumda kirlilikten ve kalblerinde egrilik olanlar icin seytanliktan baska bir ise yaramazlar .. DENENMISTIR biz buna sahidiz ..

bana kalsa sapik yazilarini bir sayfada toplar ve bu yazilara cevab verir keserdim cunki foruma bakinca sanki verilen deliller yetersiz imis ortada hala tartisilacak mesele varmis gibi bir gorunum olusuyor .. oysa adamlar tek sermayesi aptala yatmak ( aptala yatmak diyorum cunki bizim yazdiklarimizi okumuyorlar hic okuduk yazinin surasi hatali diyen varmi yada dogrusun diyen aninda baska bir copy paste yapiyorlar senin acikladigin konu sulaniyor) ..

ADMINLERDEN ISTEGIM BU SAHISLARIN BANLANMASI YADA sorulan yada aciklanan mesele hakinda yazmadikca yeni ekledigi konuyu, soruyu silin .. YOKSA BUNLARIN daldan dala atlamasini demogoji yapmalarini engeleyemezsiniz ..

sira ile konu bitmeden digerine gecerlerse silin .. ne dusunurlerse dusunsunler .. ADAM olan adam gibi muamele gorur ..


rahman cumlemizi islah etsin AMIN
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Abdul Muizz! Ya sen beni anlamıyorsun ya da anlamak istemiyorsun işine gelmediği için.
Sana söyledim ki, hadisin zayıf olduğunu kabul etsek bile benim için böyle konularda bir şey ifade etmez. Bunu kaç kere yukarıda zikr ettim.

Hadisin zayıf olduğunu kabul etsek bile değil! Rivayetin ZAYIF OLDUĞUNU KABUL EDİYORUM! diyeceksin! Aksi taktirde sorularıma cevab vereceksin!
Bekliyorum ...
 
A Çevrimdışı

Ahmed1

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Bu rivayetin senedinin ravileri arasında Maruf b. Hassan es-Semerkandi isimli ravi var mıdır?
Eğer cevabın "evet vardır" ise muhaddisler bu kişinin güvenilirliği hakkında ne demişlerdir?
Yok cevabın "hayır yoktur" ise, ravileri Abdullah ibn Mesud'a kadar sırasıyla yazar mısın?
Ayrıca ravi zincirinde kopukluk var mıdır? Var ise hangi raviler arası senedde kopukluk vardır?

عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ ، قَالَ : " إِنَّ لِلَّهِ عَزَّ وَجَلَّ مَلائِكَةً فِي الأَرْضِ سِوَى الْحَفَظَةِ يَكْتُبُونَ مَا يَسْقُطُ مِنْ وَرَقِ الشَّجَرِ ، فَإِذَا أَصَابَ أَحَدَكُمْ عَرْجَةٌ فِي الأَرْضِ لا يَقْدِرُ فِيهَا عَلَى الأَعْوَانِ فَلْيَصِحْ ، فَلْيَقُلْ : عِبَادَ اللَّهِ أَغِيثُونَا أَوْ أَعِينُونَا رَحِمَكُمُ اللَّهُ ، فَإِنَّهُ سَيُعَانُ

İbn Abbastan: “Allahın yer Yüzünde hafaza meleklerinden başka melekleri vardır ki, onlar ağactan düşen her yaprağı kayıt ederler. Sizden birinin kimsesiz bir çölde sıkıntısı olursa şöyle desin: Yardım edin ey Allahın kulları!”

(Beyhâki,Şuabul İman,7182 -Senedi verilmemiştir.)

(Câmiul Ehâdis,Suyutî,8311 - Sened hakkında bilgi yok)

قال البزار: "حدثنا موسى بن إسحاق ثنا منجاب بن الحارث حدثنا حاتم بن إسماعيل عن أسامة بن زيد عن أبان بن صالح عن مجاهد عن ابن عباس أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: فذكره.

(Keşfu Estâr,2940 - Bezzar dedi ki : Bu lafızla başka isnadla Nebiden rivayet edildiğini bilmiyoruz.)

[Heysemî,Mecmauz Zevâid,no:17104 - Bezzar rivayet etti.Ricâli sikadır.(Ravileri güvenilirdir.) ]

Tâberâni de rivayet etti.Ricali sikadır.

(Nevevî,El Ezkâr,634,Dipnot ; Hafız şöyle dedi: Hadisin isnâdı hasen,çok gariptir.)

وعن عبد الله بن مسعود أنه قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:
" إذا انفلتت دابة أحدكم بأرض فلاة فليناد: يا عباد الله احبسوا، يا عباد الله احبسوا، فإن لله حاصراً في الأرض سيحبسه ".
رواه أبو يعلى والطبراني، وزاد: " سيحبسه عليكم ". وفيه معروف بن حسان وهو ضعيف.

Farklı lafızlarla İbn Mes'ud da rivayet etmiştir.Görüldüğü gibi burada Ma'ruf b. Hassan zayıftır. Aynı konuda farklı lafızlarla iki hadis vardır. İbn Mes'ud'dan olan rivayet zayıf olarak bildirilmişse de en yukarıdaki İbn Abbas hadisi zayıf değildir.Ravileri güvenilirdir.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Abdul Muizz Fida!
Sen bu konuda itikadını net olarak ortaya koysan yani böyle bir dua şeklini nasıl değerlendiğini açık ortaya koysan o zaman tartışmamız belki “faydalı” olur. Biz böyle bir dua şeklinin şirkolmadığına itikat ediyoruz. Ve baştan beri savunduğumuz da budur.! Getirdiyim rivayet ve ya hadis zayıf ola bilir sıhhat bakımından ama tekrar tekrar söylüyorum ki bu benim için bir şeyi ifade etmez. Allah rızası için artık anla ve ya anlamağa çalış.!

Son uyarıma rağmen hala demogoji yapmaktan çekinmedin, bu sebeble 5 gün yazma cezası aldın.
Geldiğinde cevab yazacaksan, kesin olarak soruma kısa öz cevab yaz. Aksi taktirde bu konu sana kapalı.



****************

Abdul Muizz! Ya sen beni anlamıyorsun ya da anlamak istemiyorsun işine gelmediği için.
Sana söyledim ki, hadisin zayıf olduğunu kabul etsek bile benim için böyle konularda bir şey ifade etmez. Bunu kaç kere yukarıda zikr ettim.

Hadisin zayıf olduğunu kabul etsek bile değil! Rivayetin ZAYIF OLDUĞUNU KABUL EDİYORUM! diyeceksin!Aksi taktirde sorularıma cevab vereceksin!
Bekliyorum ...
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Ey Allahın kulları onu tutun!"
Çünki, Aziz ve Celil olan Allahın yer yüzünde (bu iş için) hazır olan kulu vardır ve onu tutar ...
hazir olan kuldan istemek, MEDDET YA ABDULKADIR GEYLANI DEMEK degildir .. ikisi arasinda fark vardir .. insanlar neyin neden sirk oldugunu bilmedikleri icin boyle hadisleri alip bak felanca alimde bu sekilde amel etmistir diye ortaya cikiyorlar ..
Yusuf!
Şimdi ben sana soruyorum Allah için yazdıklarım yazıların hepsini incele ve benim böyle bir şeyi savunduğumu ortaya koy. (Medet Ya Abdul Kadir Geylani) Bu safsataları da nereden çıkardın? Attığın iftiraya cevap ver.

Rasulullah (s.a.v.)'in devesi Kasva kaçıb kaybolduğunu anlatan rivayette, Rasulullah (s.a.v.) deveyi kimden istiyor? Nasıl buluyor?

"Medet ya Abdulkadir Ceylani" diyen (ölü yaratılmışları yardıma çağıran) itikad edinen Sofilerin hükmü nedir?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ ، قَالَ : " إِنَّ لِلَّهِ عَزَّ وَجَلَّ مَلائِكَةً فِي الأَرْضِ سِوَى الْحَفَظَةِ يَكْتُبُونَ مَا يَسْقُطُ مِنْ وَرَقِ الشَّجَرِ ، فَإِذَا أَصَابَ أَحَدَكُمْ عَرْجَةٌ فِي الأَرْضِ لا يَقْدِرُ فِيهَا عَلَى الأَعْوَانِ فَلْيَصِحْ ، فَلْيَقُلْ : عِبَادَ اللَّهِ أَغِيثُونَا أَوْ أَعِينُونَا رَحِمَكُمُ اللَّهُ ، فَإِنَّهُ سَيُعَانُ

İbn Abbastan: “Allahın yer Yüzünde hafaza meleklerinden başka melekleri vardır ki, onlar ağactan düşen her yaprağı kayıt ederler. Sizden birinin kimsesiz bir çölde sıkıntısı olursa şöyle desin: Yardım edin ey Allahın kulları!”

(Beyhâki,Şuabul İman,7182 -Senedi verilmemiştir.)

(Câmiul Ehâdis,Suyutî,8311 - Sened hakkında bilgi yok)

قال البزار: "حدثنا موسى بن إسحاق ثنا منجاب بن الحارث حدثنا حاتم بن إسماعيل عن أسامة بن زيد عن أبان بن صالح عن مجاهد عن ابن عباس أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: فذكره.

(Keşfu Estâr,2940 - Bezzar dedi ki : Bu lafızla başka isnadla Nebiden rivayet edildiğini bilmiyoruz.)

[Heysemî,Mecmauz Zevâid,no:17104 - Bezzar rivayet etti.Ricâli sikadır.(Ravileri güvenilirdir.) ]


Tâberâni de rivayet etti.Ricali sikadır.

(Nevevî,El Ezkâr,634,Dipnot ; Hafız şöyle dedi: Hadisin isnâdı hasen,çok gariptir.)

وعن عبد الله بن مسعود أنه قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم:
" إذا انفلتت دابة أحدكم بأرض فلاة فليناد: يا عباد الله احبسوا، يا عباد الله احبسوا، فإن لله حاصراً في الأرض سيحبسه ".
رواه أبو يعلى والطبراني، وزاد: " سيحبسه عليكم ". وفيه معروف بن حسان وهو ضعيف.

Farklı lafızlarla İbn Mes'ud da rivayet etmiştir.Görüldüğü gibi burada Ma'ruf b. Hassan zayıftır. Aynı konuda farklı lafızlarla iki hadis vardır. İbn Mes'ud'dan olan rivayet zayıf olarak bildirilmişse de en yukarıdaki İbn Abbas hadisi zayıf değildir.Ravileri güvenilirdir.

cezakallahu hayran kardeşim ; rivayeti ve sıhatini biliyorum, bu sebeble bunu iddia eden şahıstan itiraf etmesini bekledim ama nerde, kibrin gözü çıksın.
 
A Çevrimdışı

Ahmed1

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Abdulmuizz Fida

Şöyle demiştin : (Konuyla pek ilgisi olmasa da) Aktardığın şu rivayetin Bab ve Hadis numarasını istiyorum.

“Şüphesiz ki, amelleriniz sizin yakınlarınız ve aşiretinizden olan ölülerinize arz olunur, eğer hayır olursa seviniyorlar, başka tür oldukda ise şöyle derler: Allahım! Bize hidayet ettiğin gibi onlara da hidayet etmeden onları öldürme!

Hadisin Tahlili

إن أعمالكم تعرض على أقاربكم وعشائركم من الأموات فإن كان خيرا استبشروا ، وإن كان غير ذلك قالوا : اللهم لا تمتهم حتى تهديهم كما هديتنا

Ebu Dâvud Tayâlisi (1794) Merfû olarak Câbir radiyallahu anh'tan -zayıf senedle- nakletmiştir.

İmam Ahmed'de Müsned'de (12683) nakletmiştir.Sened zayıf olarak verilmiş.Rivayette tek kalmıştır.

Taberâni de iki ravinin tek kaldığını söylemiştir.

İbn Ebid-Dünya da nakletmiş-İsnadı zayıftır.

-----------------------------------------------------------------

Hadisin çok farklı lafızları ve rivayetleri var.O kadar çok hadisi uzun uzun tahlil etmek çok uzun sürebilir.Benim naklettiğim yukarıdaki hadis bu lafızla zayıftır.

 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Abdulmuizz Fida

Şöyle demiştin : (Konuyla pek ilgisi olmasa da) Aktardığın şu rivayetin Bab ve Hadis numarasını istiyorum.

“Şüphesiz ki, amelleriniz sizin yakınlarınız ve aşiretinizden olan ölülerinize arz olunur, eğer hayır olursa seviniyorlar, başka tür oldukda ise şöyle derler: Allahım! Bize hidayet ettiğin gibi onlara da hidayet etmeden onları öldürme!

Hadisin Tahlili

إن أعمالكم تعرض على أقاربكم وعشائركم من الأموات فإن كان خيرا استبشروا ، وإن كان غير ذلك قالوا : اللهم لا تمتهم حتى تهديهم كما هديتنا

Ebu Dâvud Tayâlisi (1794) Merfû olarak Câbir radiyallahu anh'tan -zayıf senedle- nakletmiştir.

İmam Ahmed'de Müsned'de (12683) nakletmiştir.Sened zayıf olarak verilmiş.Rivayette tek kalmıştır.

Taberâni de iki ravinin tek kaldığını söylemiştir.

İbn Ebid-Dünya da nakletmiş-İsnadı zayıftır.

-----------------------------------------------------------------

Hadisin çok farklı lafızları ve rivayetleri var.O kadar çok hadisi uzun uzun tahlil etmek çok uzun sürebilir.Benim naklettiğim yukarıdaki hadis bu lafızla zayıftır.

Cezaklallahu hayran, İnşeallah uydurma ve zayıf hadis mubtelası Muslih (rahat durmadığı için 5 gün yasak, süresiz olarak değiştirilmiştir) bunu görüp utanmıştır. Ama nerde?
 
Zuhri Çevrimdışı

Zuhri

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
cezakallahu hayran kardeşim ; rivayeti ve sıhatini biliyorum, bu sebeble bunu iddia eden şahıstan itiraf etmesini bekledim ama nerde, kibrin gözü çıksın.

Bence sende nefis yapmayıp muhatabın; "bu dua şekli hakkındaki itikadın nedir" sorusuna cevap verebilirdin.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Bence sende nefis yapmayıp muhatabın; "bu dua şekli hakkındaki itikadın nedir" sorusuna cevap verebilirdin.
Önce ben sordum, soruma soruyla cevab verilmeyecek. Konular bitirile bitirile gidilecek ki, netleşsin. İstiyorsan ona sorduğum sorulara sen muhatab olub cevab verebilirsin. Sonra karşılıklı devam ederiz.
 
M Çevrimdışı

Muvahhid Faruk

* لا أمثل إلا نفسي *
İslam-TR Üyesi
Abdul Muizz Kardeş!Bu rivayetle Ehli Sünnetin imamı Ahmed bin Hanbel (rahimehullah) ve İmam Allame Muhyiddin En Nevevi (rahimehullah) amel etmiştir ve bir çok ulema da böyle bir dua şeklini caiz görmüştür. Bu da onların katında bu rivayetin makbulluğunu gösteriyor. Çünki bir alim makbul olarak görmediği bir rivayetle amel etmez. Ve edilmesini de caiz görmez. Hatta Selefilerin bir çok konuda nakil yaptığı Şeyhul İslam İbn Teymiyye ve talebesi İbn Kayyim El Cevziyye (Allah her ikisine de rahmet etsin) bile böyle dua şeklini caiz görmüştür. Bu bile Allahın akıl nimeti ile nimetlendirdiği insanlara yeter.İmam Ahmed (rahimehullah) ve diğer alimler bazı “Selefilerin” «şirk» diye iddia ettiği bu duanın mahiyetini anlayamayacak kadar cahil olmamışlar. Cahil olan varsa o da malum ve maruf olan fırkadır.Günümüzde malum ve maruf olan bu fırkanın söylediği meşhur bir söz var:«Biz Kurana Ve Sünnete bakarız.» Allah Allah sanki İmam Ahmed ve diğer alimler Kurandan ve Sünnetden değil Karl Marksın kitabına bakarak istinbat etmişler.Kurana ve Sünnete bakmak için buna ehil olmak lazım. Bu ehliyet ise iki tane Türkce kitab okumak ile elde edilemez. Yıllarca kendini ciddi şekilde ilme vermen lazım. Ehil olmayanın ise böyle derin ve ince meselelerde bu ayetden veya bu hadisden falan hüküm çıkıyor demesi de söyleyene günah olarak yeter.Diyorsun ki: Zayıf ve uydurma hadis mubtelası olan Muslih.....Eğer sana göre Muslih rumuzlu üye zayıf ve uydurma hadis mübtelasıdırsa o zaman sana göre bu rivayetle amel eden o iki büyük imam (Ehli Sünnetin İmamı Ahmed ve Şafii mezhebinin büyüklerinden İmam Nevevi) ve bu rivayeti kitablarına alarak yapılması lazım olan zikir olarak tavsiye eden o kadar fukaha Uydurma ve Zayıf hadis mubtelasıdır. Muslih rumuzlu üyeni böle itham ediyorsansa bu kadar alimi de aynı şekilde itham etmen gerekir. Eğer bu kadar alimi de böle bir şeyde itham ediyorsansa....O zaman Muslih rumuzlu üyeni de itham etmen gayet normaldır.Ayrıca Muslihin sana yölelttiği soru da cevapsız.Senin bu tür dua hakkında itikadın nedir?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Abdul Muizz Kardeş!
Bu rivayetle Ehli Sünnetin imamı Ahmed bin Hanbel (rahimehullah) ve İmam Allame Muhyiddin En Nevevi (rahimehullah) amel etmiştir ve bir çok ulema da böyle bir dua şeklini caiz görmüştür. Bu da onların katında bu rivayetin makbulluğunu gösteriyor. Çünki bir alim makbul olarak görmediği bir rivayetle amel etmez. Ve edilmesini de caiz görmez. Hatta Selefilerin bir çok konuda nakil yaptığı Şeyhul İslam İbn Teymiyye ve talebesi İbn Kayyim El Cevziyye (Allah her ikisine de rahmet etsin) bile böyle dua şeklini caiz görmüştür. Bu bile Allahın akıl nimeti ile nimetlendirdiği insanlara yeter.
İmam Ahmed (rahimehullah) ve diğer alimler bazı “Selefilerin”«şirk»diye iddia ettiği bu duanın mahiyetini anlayamayacak kadar cahil olmamışlar. Cahil olan varsa o da malum ve maruf olan fırkadır.
Günümüzde malum ve maruf olan bu fırkanın söylediği meşhur bir söz var:
«Biz Kurana Ve Sünnete bakarız.»
Allah Allah sanki İmam Ahmed ve diğer alimler Kurandan ve Sünnetden değil Karl Marksın kitabına bakarak istinbat etmişler.
Kurana ve Sünnete bakmak için buna ehil olmak lazım. Bu ehliyet ise iki tane Türkce kitab okumak ile elde edilemez. Yıllarca kendini ciddi şekilde ilme vermen lazım. Ehil olmayanın ise böyle derin ve ince meselelerde bu ayetden veya bu hadisden falan hüküm çıkıyor demesi de söyleyene günah olarak yeter.
Diyorsun ki: Zayıf ve uydurma hadis mubtelası olan Muslih.....Eğer sana göre Muslih rumuzlu üye zayıf ve uydurma hadis mübtelasıdırsao zaman sana göre bu rivayetle amel eden o iki büyük imam (Ehli Sünnetin İmamı Ahmed ve Şafii mezhebinin büyüklerinden İmam Nevevi) ve bu rivayeti kitablarına alarak yapılması lazım olan zikir olarak tavsiye eden o kadar fukahaUydurma ve Zayıf hadis mubtelasıdır.Muslih rumuzlu üyeni böle itham ediyorsansa bu kadar alimi de aynı şekilde itham etmen gerekir. Eğer bu kadar alimi de böle bir şeyde itham ediyorsansa....O zaman Muslih rumuzlu üyeni de itham etmen gayet normaldır.
Ayrıca Muslihin sana yölelttiği soru da cevapsız.
Senin bu tür dua hakkında itikadın nedir?
Konudan 1,5 ay sonra yazıyorsan, Hangi hadisten bahsediyorsan alıntı yap ve söylediğin kişilerin amel ettiğini isbatla. Ayrıca ilim ehli, Ahmed bin Hanbel'in eserinde sahih olmayan rivayetlerin de bulunduğunu kabul etmektedir. Çünkü Ahmed bin Hanbel, bilhassa Musned'i tamamlanamadan vefat etmiş, oğlu Abdullah tamamlamıştır.
Diğer bahsettiğin kişilerle ilgili de delilli yazasın.
Bir kişinin sadece Allahtan yardım isteme konusunda yüzlerce sahih rivayeti bırakıb bir tana uydurma veya zayıf diye ihtilaflı rivayete ısrarla sarılması onun zayıf hadis mubtelası olduğunun göstergesidir. İmam Ahmed ve Nevevi'nin kitabında böyle zayıf bir rivayeti alması, ve amel etmesi, en fazla âlimin zellesi olarak açıklanabilir. Tâ bi o da bu dediklerinin isbatlanması sonucunda. Çünkü Ne Rasulullah (s.a.v.) devesi Kasva kaybolunca böyle bir duada bulunmuş, ne ashabın uygulaması vardır! Akıl ne büyük nimettir.

Muslih'in sorusundan önce kendisine sorduğum fakat cevab vermek yerine demogojiye kaçarak başka soruyla konuyu saptırmaya çalıştığı sorularıma sen cevab ver onun yerine (nasılsa bir e bir siniz!) .



Abdul Muizz Fida!
إن لله ملائكة في الأرض- سوى الحفظة - يكتبون ما يسقط من ورق الشجر فإذا أصاب أحدَكم عُرْجة بأرضٍ فلاةٍ فلينادِ : أعِينوا عباد الله


“Allahın yer Yüzünde hafaza meleklerinden başka melekleri vardır ki, onlar ağactan düşen her yaprağı qeyd ederler. Sizden birinin kimsesiz bir çölde sıkıntısı olursa şöyle desin: Yardım edin ey Allahın kulları!”


Hadisi Bezzar “El Müsned” adlı kitabında tahric etmiş, Heysemi “Mecmuuz Zevaid” eserinde ravileri güvenilirdir demiştir.

Gördüyün gibi İmam Heysemi ravilerinin güvenilir olduğunu söylemiştir.
Hayırdır? Kulları şimdi melekler mi yaptın?

Geriye dön ve bak, hangi hadisi eklemişsin ve ben sana ne sormuşum.


Ey Allahın Kulları Tutun hadisi hakkında ehli ilmin görüşü:

İbn Teymiyyenin talebelerinden olan Şemsuddin İbn Muflih (708-763 h/1308-1362) “El Edeb Eş Şeriyya” adlı kitabında şöyle der:فصل فيما يقول من انفلتتْ دابته أو ضلّ الطريق

وروى ابن السني في كتابه عن عبد الله بن مسعود رضي الله عنه عن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال : { إذَا انْفَلَتَتْ دَابَّةُ أَحَدِكُمْ بِأَرْضٍ فَلَاةٍ فَلْيَقُلْ يَا عِبَادَ اللَّهِ احْبِسُوا فَإِنَّ لِلَّهِ فِي الْأَرْضِ حَاضِرًا سَيَحْبِسُهُ } قال عبد الله بن إمامنا أحمد سمعت أبي يقول : حججتُ خمسَ حججٍ منها اثنتين راكبا وثلاثا ماشيا او ثلاثا راكبا واثنتين ماشيا، فضللتُ الطريقَ في حجة وكنت ماشيا، فجعلت أقول : يا عبادَ الله دُلُّونا على الطريق، فلم أزل أقولُ ذلك حتى وقعتُ على الطريق

“Fasl: Hayvanı ürküb kaçan veya yolda kaybolan kişi ne söylemelidir?

İbnus Sunnikendi kitabında Abdullah bin Mesuddan – Allah ondan razı olsun – Rasulullahın – sallallahu aleyhi vesellem – şöyle dediyini rivayet etmiştir:

“Sizden birinin hayvanı kimsesiz bir çölde ürküp kaçarsa şöyle desin: “Ey Allah’ın kulları! Onu benim için tutun! Çünkü, Allah’ın yer yüzünde (bu iş için) hazır olan kulu vardır ve onu tutar.”

İmamımız Ahmed’in oğlu Abdullah dedi: Babamı şöyle söylerken duydum: “Beş defa Hacca gitdim. İki defe binikle, üç defe ise piyade. Ve ya üç defa binekle, iki defe piyade. Piyade gitdiğim bir Hacc yolculuğunda yolumu kaybettim. “Ey Allah'ın kulları! Bize yolu gösterin” demeye başladım ve yolu bulana kadar bunu söylemeye devam ettim.”


Kaynak: İbn Muflih: El EdebEş Şeriyya: http://www.islamweb.net/newlibrary/display_book.php?idfrom=166&idto=166&bk_no=43&ID=123

http://www.waqfeya.com/book.php?bid=1584 Beyrut: 1419/1999
[

İmam Ahmedden bu hadise sabittir mi?



Evet! Çünkü, bunu onun doğma oğlu Abdullah rivayet etmiştir.
Ayrıca ilim ehlinden bir çoğu bunu kendi kitablarında zikr etmişler. Mesela İbn Asakir “Tarihu Dimeşk” (Senedi Sahihdir deyerek), İmam Beyhaki “Şuabul İman”, İmam İbn Kesir “El Bidaye ven Nihaye”, İmam CelaluddinEs Suyuti “El Habiik fi Aberil Meleik” adlı kitablarda ve sitat getirdiyimiz Allame İbn Muflih.

Sana söyle demiştim :

Muslih ; şu soruma cevab ver inşeAllah,

Bu rivayetin senedinin ravileri arasında Maruf b. Hassan es-Semerkandi isimli ravi var mıdır?
Eğer cevabın "evet vardır" ise muhaddisler bu kişinin güvenilirliği hakkında ne demişlerdir?
Yok cevabın "hayır yoktur" ise, ravileri Abdullah ibn Mesud'a kadar sırasıyla yazar mısın?
Ayrıca ravi zincirinde kopukluk var mıdır? Var ise hangi raviler arası senedde kopukluk vardır?


***

Şimdi attığın iftiraya cevap ver!

Hadisi Bezzar “El Müsned” adlı kitabında tahric etmiş, Heysemi “Mecmuuz Zevaid” eserinde ravileri güvenilirdir demiştir.

Gördüyün gibi İmam Heysemi ravilerinin güvenilir olduğunu söylemiştir.
[

1- Heysemi, Mecmau’z-Zevaid, X/132'de rivayetin ravisi olan Mâruf bin Hassan es Semerkandi hakkında (güvenilirliği, sika vs) ne demiştir?

2- Ebu Hatim er-Razi, rivayetin ravisi olan Mâruf bin Hassan es Semerkandi hakkında (güvenilirliği, sika vs) ne demiştir?


3- Ayrıca ravi zincirinde İbni Burayde ile İbni Mes’ud arasındaki ravilerde kopukluk yok ise isimlerini bekliyorum!

4- (Konuyla pek ilgisi olmasa da) Aktardığın şu rivayetin Bab ve Hadis numarasını istiyorum.
Ölünün kabrinde dua ede bileceğine dair.
Delil:
Hadisi Şerif
“Şüphesiz ki, amelleriniz sizin yakınlarınız ve aşiretinizden olan ölülerinize arz olunur, eğer hayır olursa seviniyorlar, başka tür oldukda ise şöyle derler: Allahım! Bize hidayet ettiğin gibi onlara da hidayet etmeden onları öldürme!” (Ebu Davud)



5- Aşağıdaki hadislerden bir şey anlıyor musun?

İbni Abbas (r.anhuma) şöyle buyurmuştur:
"İstediğin zaman Allah'tan iste. İstimdad ve yardım istersen Allah'tan iste. Kalemin mürekkebi kurumuştur, sen karşılaştığın şey ilesin. Bütün yaratıklar uğraşsa, sana Allah'ın yazdığı faydalı şeyden başkasını veremezler ve gene bütün yaratıklar çalışsa, sana Allah'ın yazdığından başka hiçbir zarar veremezler"
(İbn Mace, Keffaret: 2; Darimi, Nuzur: 6)

Enes dedi ki: Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki:
"Sizden herbir kimse Rabbinden ne ihtiyacı varsa hepsini O'ndan istesin. Hatta ayakkabının bağı koptuğu takdirde dahi onu O'ndan istesin"
(İbn Hibban, Sahih, III, 148, 176, 177; el-Makdisi, el-Ehadisu'l-Muhtara, V, 9, 10;
"İbn Hibban tarafından güvenilir ravilerin rivayeti olarak kaydedilmekle beraber, doğrusunun mursel olduğunu" kaydetmekledir.)

Not : sakın demogojiye kaçma, konuyu saptırma. Net , kısa sorduğum soruya cevab yaz!




Buna cevab verdikten sonra da, kaypakça kaçtığın şu linkteki sorularıma cevab vereceksin! Acil bekliyorum https://www.islam-tr.org/konu/zevahirinin-rafizileri-tekfir-etmedigi-dogrumu.33658/
 
Üst Ana Sayfa Alt