Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Yüce Allâh’ın Küfür Üzere Ölen Kimseleri Af Etmeyeceğine Dair

A Çevrimdışı

aliii

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Yüce Allâh’ın, küfür üzere ölen kimseleri af etmeyeceği ve rahmet etmeyeceği Kur’an ve Nebevi nassı ile sabittir. Bunun aksini iddia eden Allâh’ın Dini yalanlamış olur. Hanefi alimlerin ileriye gelmişlerinden olan imam Nesefi: “Nassları (Kur’an ayetlerini veya sabit olan Hadisler’deki hükümleri) red etmek küfürdür” demiştir.
{إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا وَصَدُّوا عَن سَبِيلِ اللَّهِ ثُمَّ مَاتُوا وَهُمْ كُفَّارٌ فَلَن يَغْفِرَ اللَّهُ لَهُمْ}
Muhammed suresi/30.ayet
Bu ayette net bir şekilde Allâh’ın, küfür üzere ölen kimseleri af etmeyeceği bildirimektedir.
{وَرَحْمَتِي وَسِعَتْ كُلَّ شَيْءٍ فَسَأَكْتُبُهَا لِلَّذِينَ يَتَّقُونَ}
El-E’râf suresi/156. ayet
Bu ayette Allâh’ın rahmeti her şeyi kapsamıştır yönünde geçen anlam, henüz ölmeyip de yaşamakta olan kafirin dünyadaki halini de kapsamaktadır. Yani dünya hayatını yaşayan mümine de kafire de Allâh rahmet eder. Bu şu anlama gelir Allâh onlara da sıhhat verir, bol rızık verir ve saire. Ayetin devamında ise rahmetin ahirette şirkten sakınlanlara yani müminlere has olduğu bildirilmektedir. Yani küfür üzere ölen kimselere ahirette rahmet yoktur.
{وَلاَ يَرْضَى لِعِبَادِه ِالْكُفْرَ}
Ez-Zumer suresi/7. ayet
Bu ayette net bir şekilde Allâh’ın, kulları için küfre razı olmadığı bildirilmektedir.

Dolayısıyla işlenen küfürlere kesinlikle razı olunamaz, saygı da duyulamaz. İslâm alimleri bir kaide olarak demişlerdir ki: “Küfre rıza göstermek küfürdür”
Allâh’ın küfre razı olmaması, İslâm Dininin diğer dinlere saygılı olmadığına delalet eder. Bunun aksini iddia ederek İslâm Dininin diğer dinlere saygılı olduğunu söyleyen bir kimse İslâm Dinini yalanlamış olur.
Bazı insanlar bu bozuk anlayışları için bir de alakasız olan bir hadis-i şerifi delil göstermeye çalışırlar. Bu durum ise onların hadis-i şerifi yanlış anlamalarından kaynaklanmaktadır. Böylece de böylelerinin Dini bilgilerde güvenilir olmadıkları ve Dini bilgilerde, hadisler hususunda yetersiz oldukları ortaya çıkmış olur.
Sözkonusu olan insanların yanlış anladıkları nokta şu ki Peygamber Efendimiz Aleyhisselam güya yahudi olan bir insanın cenazesi götürülürken ona saygı duyarak ayağa kalkmış. Oysaki bu söz, doğru anlayıştan yoksun olan yanlış bir yorumdan başka bir şey değildir.
Bir yahudinin cenazesi (ölüsü) götürülürken Peygamber Efendimizin Aleyhisselam ayağa kalkması ve bunun üzerine kendisine bir şeylerin söylenmesi ve Peygamber Efendimizin Aleyhisselam mealen: “O bir can değil midir?!” diye cevap vermesi yönünde Buharide geçen sahih hadisteki bu bilgiler, Peygamber Efendimizin Aleyhisselam, o insanı yüceltmek için ayağa kalktı anlamına gelmez. Bu olay, Peygamber Efendimizin Aleyhisselam ölüm durumunun korkulu olduğunu belirtmesi ve o cenaze ile birlikte olan melekleri yüceltmesi anlamına gelir. Buna İbni Hibbân’ın, Peygamber Efendimizin Aleyhisselam mealen: “Ancak onunla (küfür üzere olan kimsenin cenazesiyle) birlikte olan için (melek için) kalkarsınız” buyurduğuna dair rivayet ettiği hadis-i şerif işaret etmektedir.
İbni Hibbân’ın Abdullâh ibnu Ömer hadisinden rivayet ettiği nass ise şöyledir: “Adamın birisi Allâh’ın resûlüne: “Yâ Resûlellâh, yanımızdan kafirin cenazesi geçer, onun için ayağa kalkalım mı? diye sorarken, Peygamber Efendimiz Aleyhisselam mealen: “Evet onun için ayağa kalkın, sizler (aslında) onun için (kafir olan o insan için) ayağa kalkacak değilsiniz, siz ancak ruhları kabzedeni (alanı) yüceltmek için kalkarsınız.” buyurmuştur. Şu halde bu olay böyle yorumlanmalıdır, zamanın muhaddisi allame Abdullâh el-Hararî Hocaefendi (Allâh onun ömrünü uzun eylesin) “Buğyetuttalib li ma’rifeti ilmiddin el-vacib” kitabında bu önemli tespitlerde bulunarak açıkladığı gibi. [1]
[1] Buğyetuttalibi li ma’rifeti'l-ilmiddîniyyi'l-vacib, Dâru’l-Meşârî’, c.1, s. 353, 7. baskı
 
Üst Ana Sayfa Alt