Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Tevbe Namazı Diye Bir Namaz Var mıdır?

Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
SORU :
abi tevbe namazı diye bir namaz varmıdır?

Tevbe namazı diye bir namaz yoktur ama, büyük günah işleyenin, tevbe etmeden önce abdest alıb 2 rekat (nafile) namaz kılarak (bir anlayışa göre farz namazdan sonra) kendini maddi ve manen hazırladıktan sonra tevbe istiğfar etmesiyle ilgili rivayetler mevcuttur.

Esma b. el-Hakem; Ali (r.anh)'ı şöyle derken işittim demiştir:
"Ben Rasulullah (s.a.v.)'den birşey duyduğum zaman Allah (c.c.)'ın dilediği ölçüde onunla amel etmeye çalışan biriyim. Efendimizin ashabından birisi bana bir hadis haber verirse, ondan yemin etmesini ister, yemin ederse kabul ederim. Ebu Bekir (r.anh) -o doğru söyler- bana şöyle haber verdi: "Rasulullah (s.a.v.)'ı:
"Bir kimse bir günah işler de akabinde güzelce abdest alır sonra kalkıp iki rekat namaz kılar ve Allah'tan bağışlanma dilerse, Allah onu mutlaka bağışlar" derken işittim.
Rasulullah devamla: "Onlar fena bir şey yaptıklarında veya kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı anarlar..." (Âl-i İmran 135) mealindeki âyeti sonuna kadar okudu.
(Ebu Davud, Vitr, Bab 24, Hadis no: 1521)

İzâhat:
İşlenen bir günahtan sonra yapılan tevbe istiğfarın o günahın bağışlanmasına vesile olacağına işaret etmektedir. Ancak tevbeden önce güzelce abdest alınması peşinden de iki rekat namaz kılınması gereklidir. Güzelce abdest almaktan maksat, sünnet ve âdaba riâyet edilmesidir. Tevbe ve istiğfardan önce kılınan iki rekat namaz, kişiyi dünya ve dünya zevklerinden uzaklaştırıp Allah'a yaklaştırır. Yaptığı ruku ve secdeler Allah azze ve celle'nin huzurunda ihtiyaç ve zaafına, onun gücü karşısında mevkiinin düşüklüğüne işaret eder. Bu halet-i ruhiye içerisinde Rabbine el açıp dua eden, af dileyen kişinin dua ve tevbesi kabul edilmeye daha lâyıktır. Ayrıca yapılan kötülükten sonra namaz kılmakta "...iyilikler kötülükleri giderir..." (Hud 114) mealindeki âyet-i kerimenin ifade ettiği mânânın tahakkuku görülmektedir.

Ebu Bekir (r.anh)'in haber verdiğine göre Rasulullah (s.a.v.) işlenen bir günahtan sonra âdâb ve erkânına riâyet ederek abdest alıp iki rekat namaz kılan bir kişinin bağışlanacağını bildirdikten sonra, Âl-i İmrân sûresinden bir âyet okumuştur. Hadisin metninde bir bölümü verilmiş olan âyet-i kerimenin tamamının meali şöyledir:
"Onlar fena bir şey yaptıklarında veya kendilerine zulmettiklerinde, Allah'ı anarlar, günahlarının bağışlanmasını dilerler. Günahlan Allah'tan başka bağışlayan kim vardır? Onlar yaptıklarında bile bile direnmezler." (Âl-i imran 135)

Bu âyet-i kerimedeki fena bir şey" kelimesi "zina gibi çok çirkin olan fiiller, büyük günahlar, başkasını da ilgilendiren günahlar" olarak, nefse zuluüm de "küçük günah, zina kaydı olmadan herhangi bir günah veya zararı başkasına dokunmayan günâhlar" olarak tefsir edilmiştir.
Bu âyet-i kerimede bahsi geçen "onlar", daha önceki âyetlerden anlaşıldığına göre, Allah'a karşı gelmekten sakınan muttaki mu'minlerdir. Bunlar hasbel-beşer bir kötülük yaparlar bir günah işlerlerse, derhal Allah'ı hatırlarlar. Haya ve korkularından dolayı günahlarına hemen tevbe ederler. Yaptıklarına pişman olarak kalben ve Iisânen mağfiret isterler. Bununla da kalmayıp günahı örttürecek iyilik yapmaya koşarlar. Bütün bunları Allah (c.c.)'ın günahları bağışlayacağını bilerek ve umud ederek yaparlar. Çünkü günahları, Allah (c.c.)'dan başka hiç kimse affedemez. Ancak âyet-i kerimenin sonunda işledikleri bir günahtan sonra tevbe edenlerin muttakîler sınıfına girmeleri için işlemiş oldukları günahta bilerek ısrar etmemeleri şart koşulur.
Aynı mesele hakkında İbn Mâce'de geçen rivayet şöyledir:

Alî bin Ebi Tâlib (Radıyallâhu anhh)'dan; şöyle demiştir:
Ben, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den bir hadis işittiğim zaman, Allah dilediği kadar beni o hadîsten yararlandırırdı. Ve başkası ondan bana hadîs rivayet ettiği zaman râviye yemin teklif ederdim. Yemin ettiği zaman onu tasdik ederdim. Ebû Bekir (Radıyallâhu anh) da bana bir hadîs rivayet etti. Ebu Bekir (Radıyallâhu anh) doğru söyledi.
Dedi ki: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) : «Bir günah işleyen hiç bir adam yoktur ki, günah işledikten sonra abdest alır, abdestini güzelce alır, sonra iki rek'at namaz kılar (Mîs'ar demiştir ki: Sonra namaz kılar) ve günahının mağfiretini Allah'tan diler de Allah Ona mağfiret etmez.» buyurdu.

(İbn Mâce, Namaz, Bab 193, Hadis no: 1395)
Sindi Tirmizi'nin de bunu rivayet ederek hasen olduğunu söylediğini nakletmiştir

İzâhat:
Bundaki: «...abdestini güzelce alır...» ifâdesi, abdestin adâb ve sünnetlerine riâyet etmek suretiyle alınmasına teşvik mahiyetindedir. Hadis, beşer olarak günah işleyen bir kimsenin hemen pişmanlık duyarak güzelce abdest alıb iki rek'at namaz kılması ve içtenlikle Allah'tan mağfiret dilemesi hâlinde günahının bağışlanacağını müjdeliyor. Bununla küçük günahların kastedildiği gelecek hadislerin izahından anlaşılıyor.
Hadisi râvi Osman' dan Sufyan ve Mis'ar rivayet etmiştir. Sufyan (r.anh) rivayetinde : «... sonra iki rek'at namaz kılar.» ifâdesi bulunur. Mis'ar'in rivayetinde «... iki rek'at...» kaydı yok, sadece: «sonra namaz kılar...» ifâdesi vardır.«... iki rek'at...» kaydı bulunan rivayette iki rekat nafile namazın, kastedildiği ihtimâli kuvvetlidir. Yâni bununla farz namazın kastedilmemesi ihtimâli kuvvetlidir.
Fakat diğer rivayete göre namazla farz namaz veya nafile namaz kastedilmiş olabilir. Bu bâbtaki diğer hadislerde geçen namaz ifâdesi ile farz namaz kastedildiğine göre buradaki namazla farz namazın kastedilmesi muhtemeldir.

Asım bin Sufyân es-Sakafî (Radıyullâhu anh) rivayet edildiğine göre :
Selâsil savaşına katılmak istemişler ise de savaşı kaçırmışlar da nöbet tutmuşlar (veya savaşın faziletini elde etmek için çokça zuhd ve tâatla meşgul olmuşlar.) Sonra Muâviye (Radıyallâhu anh)'ın yanına dönmüşler. Bu esnada Muâviye (Radıyallâhu anh)'in yanında Ebû Eyyûb ve-Ukbe bin Âmir (el-Cuheni) (Radıyallâhu anhumâ) bulunuyorlarmış.
Âsim (Radıyallâhu anh) : Ey Ebâ Eyyûb! Bu yıl savaşı kaçırdık. Bize haber verildiğine göre dört mescidde namaz kılanın günahı bağışlanır, demiş.
Ebû Eyyûb (Radıyallâhu anh): Ey kardeşimin oğlu! Bundan daha kolayını sana göstereyim mi? Şubhesiz ben, Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken işittim :
-"Kim emrolunduğu gibi abdest alır ve emrolunduğu gibi (farz) namazları kılarsa, onun geçmişteki günah ameli bağışlanır."
Böyle midir yâ Ukbe? diye karşılık vermiştir.
Ukbe (Radıyallâhu anh) da : Evet diyerek Ebû Eyyûb (Radıyallâhu anh)'ı doğrulamıştır.»
(İbn Mâce, Namaz, Bab 193, Hadis no: 1395)
Ahmed, Nesâi ve İbn-i Hibbân da bunu rivayet etmişlerdir.

İzâhat:
Hadisteki dört mescidden maksad, herhangi mescidler olabilir. Sindi' nin dediği gibi bununla Mekke'deki Mescid-i Haram'ın, Medine' deki Mescid-i Nebevi'nin, Kudus'teki Mescid-i Aksa'nin ve Kûba Mescidinin kastedilmiş olması kuvvetle muhtemeldir.

Âsim (Radıyallâhu anh), Muâviye (Radıyallâhu anh)'in yanında gördüğü Ebû Eyyûb (Radıyallâhü anh) ve Ukbe (Radıyallâhu anh)'ye savaşı kaçırmadan dolayı duyduğu üzüntüyü ve kusuru ifâde ederek, bu kusurun bağışlanmasına bir çâre olarak dört mescidde namaz kılmayı düşündüğünü belirtmek istemiş, Ebû Eyyûb (Radıyallâhu anh) daha kolayını bildirerek Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den bizzat işittiği hadisi rivayet etmiş ve Ukbe (Radıyallâhu anh)'in tasdikini istemiş, Ukbe (Radıyallâhu anh) de onu doğrulamıştır.

Hadisteki namaz ile farz namazın kastedilmesi muhtemeldir. Bâzı âlimler, bununla farz namazın kastedildiğini bildirmişlerdir.
Hadisin «...emrolunduğu gibi...» tabiriyle, vücub için olan emir kastedilmiş olabilir. Böyle yorumlanınca abdest ve namazın farzlarıyla yetinen kimse, hadîsteki mukâfatı almış olur. Bu tâbirle mendubluk için olan emir kastedilmiş olabilir. Bu takdirde hadisteki mukâfat, alınacak abdest ve kılınacak namazın farzları yanında sünnet ve âdabına riâyet etmeye bağlanmış olur. Bağışlandığı haber verilen geçmiş günahla, küçük günahlar kastedilmiştir.
 
Üst Ana Sayfa Alt