" İbn Kayyım'dan " Bir Söz Bin Nasihat [ Grafik ]

İNSANLARIN KALPLERİ EVLERE BENZER

Evler üç çeşittir.
Birincisi kralın evidir ki burada kralın hazinesi, stok yaptığı malzemeleri ve mücevherleri vardır.

İkincisi normal bir kişinin evidir.
Bu evde de kralın hazineleri ve eşyaları gibi olmasa da o kişinin değerli eşyaları vesaire vardır.

Üçüncü ev ise tamamen boş olup hiçbir eşya bulunmaz.
Şimdi bir hırsız gelmiş olsa hangi evi soymak ister?
Eğer boş Eve girmek ister dersen bu imkânsızdır.
Çünkü boş evde çalınacak bir eşya yok ki! Bu nedenle İbni Abbas'a: "Yahudiler ibadet ederken kendilerine vesvesenin gelmediğini söylüyorlar" diye sorulduğunda O:
"Şeytan harap olmuş bir kalbi ne yapsın ki?" cevabını vermiştir.
.
İbn-i Kayyım El Cevziyye

Seleften bazıları "Sana hak yolunu tavsiye ederim.Hak yolunun yolcularının azlığından endişeye kapılma.Aman,batıl yolundan da sakın! Helak olanların çokluğu seni
aldatmasın" demişlerdir.

Ne zaman yalnız kaldığını hissedersen geçmiş refiklerini hatırla ve onlara katılmaya
çalış. Onların dışındakilerden yüzünü çevir. Çünkü onlar Allah katında sana hiç bir şey sağlayamazlar.

Yolunda sana bağıracak olurlarsa onlara iltifat etme. Onlara dönüp de bakacak olursan şüphesiz seni yakalayıp yolundan alıkoyarlar.

İbn Kayyım

Kalbine dünyanın tasalarını ve ağırlıklarını yüklendiğinde ve dünyanın kuvvetini ve diriliğini gösteren meşgalesini ve boş şeylerini omuzladığında tıpkı atını sırtlayan bir yolcuya benzersin. Senden ağır olduğu için onu ne taşıyabilirsin, ne de ona yem verebilirsin. Hatta hemen yerinde duruverirsin!


İbn Kayyim El Cevziyye

Şeyhin bir sözü vardı ama tam metnini hatırlayamadım.

Mealen şöyleydi, kulun derdini insanlara anlatması Allah'ı kula şikayet etmesi gibidir dolaylarında bir cümleydi ama yanlış olmasın )
Neydi tam olarak bilen, hatırlayan var mı?

Kim bilir belki sen uyurken, yardım ettiğin bir fakirin, karnını doyurduğun bir insanın, mutlu ettiğin üzgün bir kalbin ya da sıkıntısını giderdiğin bir düşmüşün onlarca duası senin için semaya yükseliyordur…

İbn Kayyım rh

Oyy altın madeniymiş burası nasıl görmedik ya, süper konu

Sıkıntılar İçinde Olanlara!!

İbn Kayyım rahimehullah der ki:

"İmtihan ne kadar uzun sürerse sürsün, sonunda bitecektir. Allah azze ve celle bu dünyada imtihanları, belaları ve zorlukları sonu kesik kılmıştır, devamlı olmayacaktır."

(Es-Sevâiku'l Mursele)

Cimri ile Cömert Arasındaki Fark!

"İnsanlara iyilik yapan cömert kişi, insanlar arasında gönlü en rahat olan, nefsi en temiz olan ve kalbi en çok nimetler içinde olan kimsedir. İnsanlara iyilik yapmayan cimri kişi ise, insanlar arasında göğsü en dar olan, yaşamı en kötü olan ve dertleri en çok olan kimsedir.”

(Zadu’l Meâd)

Bizler; korkumuz artınca, kötü düşüncelere düşünce ve yeryüzü bize dar gelmeye başlayınca Şeyhu'l İslam'ın yanına giderdik.
‎Onu görüp sözlerini işitince, tüm kötü hislerimiz gider ve yerini kalp rahatlığına, kuvvete, yakîne ve mutmainliğe bırakırdı…

‎İbn Kayyım

Hangi hayat Allah’ı razı etmekten başka derdi düşüncesi olmayan bir kimsenin hayatından hoş olabilir ki?

İbn Kayyım

"...O hâlde kalp batıla imân ederse, Hakka yer kalmaz. Buna göre, dil boş söze karışırsa, batıl terk edilmedikçe, kişi faydalı konuşma yapamaz. Dolayısıyla beden yanlış işler yapmakla meşgulse, bu aykırı davranışlar terk edilmedikçe ibâdetler uygulanmaz. Kalp, boş sözlere kulak verirse, ALLAH'ın sözlerini dinlemeye ve anlamaya yer kalmaz. Kalbin başkalarını sevmeye meyilli olması halinde, ALLAH'ı sevmeye yer kalmaz, kalb ALLAH'tan başkasını zikrederse, O'nu zikredecek yer bulunmaz, dil için de aynı şey geçerlidir. Buhâri, Peygamber'in (sallallahu aleyhi we sellem) şöyle buyurduğunu nakletmiştir; "Herhangi birinizin vücudunun içinin, vücudunuzu yiyip bitiren irinle dolması, şiirle doldurmasından daha iyidir." Bu Nebevî hadis, insanın vücudunun içinin şiirle dolmasının mümkün olduğunu, yani onun şüpheye, yanılsamalara, belirsizliklere, nafile bilgilere ve boş sözlere maruz kalabileceğini açıklamıştır. Öyle ise, kalp böyle şeylerle dolsa, insanlara saadet ve kemal veren Kur'ân hakikatleri ve kıymetli ilimler, o kalpte yer bulamaz. Bir kalp nasihat alır da ona aykırı şeylerle doluysa, kalpte bu nasihati kabul edecek yer kalmaz. Nasihat basitçe bu kalbi geçip gidecek ve ona yerleşemeyecektir." -İbn Kayyım(rh)

"İyi niyetin alâmeti, ALLAH'ın rızasını aramak, O'nun huzuruna hazırlanmak, O'na uymaktan veya O'na yakın olmaktan başka bir şeyde geçen her an için üzülmek ve O'ndan hoşnut olmak, yani O'na yakınlaşmak demektir. Başka bir deyişle tüm gün boyunca hayattaki ALLAH'tan başka(bir şeyle)alakadar olmamak." -İbn Kayyım(rh)

"İki neden dışında hiçkimse kanunsuzluğa(harama)bulaşamaz; Bunlardan ilki ALLAH'a güvenmemektir. Buna rağmen, kim O'na itaat ederse, kendisine helâl kazançların en güzeli verilecektir. İkinci sebep, kim ALLAH için bir şeyden vazgeçerse, şüphesiz ALLAH'ın ona terk ettiğinden daha hayırlısını vereceğini bilmektir. Ne yazık ki, boş arzuları sabrını aşıyor ve eğilimi zihnine baskın çıkıyor. İlki zayıf bilgiye sahip, ikincisi ise zayıf içgörüye sahip. Yahyâ bin Muâz dedi ki;"ALLAH kimin kalbini duaya açarsa, şüphesiz ALLAH ona icabet eder." Ben(de)ekledim;"Ama ALLAH kimin kalbini açar, ALLAH'a muhtaç hisseder ve ümidi kuvvetli olursa, ALLAH ona icabet eder." -İbn Kayyım(rh)

İbn Kayyım (rh) dedi ki:

İbn-i Teymiyye fakir olarak yaşadı, hapis ve işgence gördü, ama ben onun kadar mutlu birini görmedim.

( El-Vâbilu's Sayyib )

"O'nu(ALLAH)tanımak ne harika bir şey! Ama biri nasıl O'nu tanıyıp sevmeyebilir? Çağıranı nasıl duyabilir ama cevap veremez? O'nunla ticaret/alışverişten elde edilecek kârı bilip ancak yine de başkalarını tercih edebilir? O'na isyan etmenin acısını tatmışken yine de O'na itaat etmenin zevkini aramaktan nasıl kaçabilir? Nasıl olur da boş sözlere dalmanın haşinliğini hissedip de O'nun zikriyle kalbini açmayı başaramaz? Nasıl başkalarına bağlanarak eziyet çekilir de, tevbe ile O'na yönelmenin saadetine acele edilmez? Belki de en şaşırtıcı olanı, O'na muhtaçken, başkalarını aradığınız için O'na yönelmekte isteksiz olman(ız)dır." -İbn Kayyım(rh)

"Peygamber (sallallahu aleyhi we sellem) bir hadis-i şerifinde;"ALLAH'tan korkun, O'nun emirlerine uyun ve yasaklarından sakının" buyurmuştur. Bu hadiste, dünya hayatının ve mükâfatı ALLAH'a itaat etmek, kalb ve bedeni rahatlatmakla elde edilecek olan Âhiret hayatının menfaatlerini ve zevklerini bulmaktayız. Ayrıca bu dünya hayatının zevklerini aramakta acı ve zahmeti terk etmek, ALLAH'ın emirlerine uymak ve yasaklarından kaçınmakla kazanılır. ALLAH'tan korkan ahiret zevkini kazanır, O'nun emirlerine uyar ve yasaklarından sakınan ise dünya hayatının acı ve sıkıntılarından kurtulur."-İbn Kayyım(rh)

"Bir zâhidden biri şöyle demiştir: "Cennet ve Cehennem hakkında bir şeyler duyup da yine de bir saatini namazsız, duasız, kıraatsiz, sadakasız harcayan bir kimseyi hayal edemiyorum." Biri ona: "Çok ağlıyorum" deyince, "Günahını itiraf ederken gülmek, ilminle büyüklük taslayıp hıçkıra hıçkıra ağlamaktan çok daha hayırlıdır. Gerçekten kibirlilerin amelleri(ALLAH tarafından)kabul edilmez." Dedi. Bunun üzerine ona, "Bana nasihat et" dedi. Zâhid cevap verdi: "Bu dünya hayatını Âhireti onu arayanlara bıraktıkları gibi onu arayanlarına bırak. Bu dünya hayatında arıyı taklit et, iyi yiyecekleri yer, diğerleri için iyi yemek sağlar. Herhangi bir şeye sürçerse, ona asla zarar vermez." -İbn Kayyım(rh)

İbn Kayyım rh der ki;

‎Rasulullah'ın (sav) cismi her ne kadar vefat ettiyse de sünneti, getirdiği hak din ve hidayeti ölmemiştir.

Her ne kadar onun şerefli şahsiyeti ümmetin arasından kaybolmuşsa da sünneti, daveti ve hidayeti aramızdadır ve kaybolmamıştır.

"İnsanlar şunu tecrübe etmiştir:
Tuzak kurarak yaşayanlar, fakir olarak ölürler."

(İbn Kayyım, İğâsetu'l-lehfan)

Müminin belalarla imtihanı, onu içinde kaldığı takdirde helak olacağı ve ecrinin azalacağı hastalıklardan kurtaracak bir ilaçtır.

İbn Kayyim