Bayramla İlgili Son Mesaj
"Bir zaman İbrâhim, babasına ve kavmine demişti ki: 'Ben sizin taptıklarınızdan uzağım. Ben yalnız beni yaratana kulluk yaparım. Çünkü O, beni doğru yola iletecektir. Bu sözü, ardından geleceklere devamlı kalacak bir miras olarak bıraktı ki, insanlar (onun dinine) dönsünler." (43/Zuhruf, 26-28)
Başta Muhammed (a.s.) ve İbrâhim (a.s.) olmak üzere peygamberlerin tevhid mücâdeleleri, yozlaşmış bir toplum içinde, Müslüman bir kimsenin nasıl güzel bir hayat süreceği, onurlu bir direniş ve muhâlefeti nasıl ortaya koyacağı sorusuna verilen cevabın etrafını örmektedir.
Kurban, İbrâhim’den (a.s.) kalma bir uygulama. Gelin İbrâhim (a.s.) nerede, biz neredeyiz, bir karşılaştırma yapalım. "İbrâhim'de, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır.” (60/Mümtehıne, 4). O, öyle bir örnektir ki, baba sevgi ve saygısı, onu dâvâsından tâvize mecbur edemediği gibi, evlât sevgisi de ilâhî emrin önüne geçirememiştir. En inatçı müşrik bile olsa, babaya dâvâ anlatılırken nasıl bir üslûp kullanılması gerektiğini öğreten bir evlâttır o. Ne saygı ve sevgiden dolayı tâviz; ne de hakkı anlatırken haksız duruma düşüren kabalık, küstahlık, saygısızlık ve ukalâlık... Babasının, putperestlerin önde geleni olmasına rağmen, onun eylemlerine Allah için buğzederken, “yâ ebetî, yâ ebetî” hitabıyla babasını fıtratının sesine çağırmıştır. “Babacığım, ey babacığım” gibi hem hürmet, hem şefkat yüklü bir hitapla babasını putlara tapmaktan alıkoymaya çalışan bir peygamberdir o. Her yanı küfür ateşinin sardığı bir ortamda yakıcı ateşler içinde kalmış, ama yanmamıştır. Hiçbir ânını ve hiçbir duygusunu küfür ateşine atmamış; o yüzden, yıllar sonra Nemrut’un dağ gibi ateşleri bile, Allah’ın izniyle onu yakmamıştır.
İbrâhim (a.s.), çok sevdiği oğlunu Allah yoluna fedâ etme sınavını başarıyla kazandı. Biz Allah yolunda internetten, cep telefonundan vazgeçme imtihanı konusunda ne durumdayız? Yani Allah için gerektiğinde cep telefonunu çöpe atabilir miyiz? Gerekiyorsa işimizi değiştirebilir, yaşadığımız yeri terk edebilir, sevdiklerimizden Allah için ayrılabilir miyiz? İbrâhim (a.s.) neleri kurban edebiliyor, nelerden vazgeçebiliyordu? Peki, soralım kendimize; telefonunu kurban edemeyenin, kurbanı ne kadar kabul görür? Kendisini fâizin hiçbir çeşidine bulaşmamak için kredi kartlarını, banka kartlarını, pos makinesini çöpe atamayan ve faizci düzenle mücadele edemeyen kimse, tek başına zâlim düzene baş kaldıran İbrâhim’in tavrını, yolunu, sünnetini nasıl bu çağa taşıyacak?
İbrâhim (a.s.) putlara, putlaştırmaya ve putçulara karşı tek başına mücâdele etti; bu konudaki imtihanını kazandı. Biz, putların gölgesinde yaşamayı içimize sindirip heykellerden putlara, fikir yönüyle putlara, ideoloji olarak putlara, tâğutî yönetim ve yönetici olarak putlara tavır almadan İbrâhim’in çizgisine nasıl ulaşırız?
İbrâhim (a.s.) âhiret ateşine atılmamak için dünya ateşlerinden korkmadığını göstermiş ve ateşle imtihanı göze alabilmişti. Biz, İslâm’ı yaşamak için ne kadar ve hangi zorluklara göğüs gerdik? Hapse girmekten korkumuz cehenneme girmekten daha mı fazla yoksa? miBir maaşa, bir makama âhiretini satanlar var. Peki, biz kaç paraya, kaç yaraya kadar dâvâmızı değişmeyeceğiz; bunun imtihanını verebildik mi? Ticaretim bozulmasın diye fâiz ve haram uygulamalardan, görevden atılmayayım diye hakkı söylemekten, başkaları beni dışlamasın diye tevhidi dillendirmekten kaçınan kimseler, ateşle imtihanı nasıl kazanır?
İbrâhim’i örnek almak demek; babamız ya da zâlim devlet reisi de olsa muhâtaplarımıza hakkı haykırabilmektir. Evden kovacak bile olsa babamıza tevhidi, İbrâhim gibi saygılı bir üslûpla anlatabiliyor; ateşe atacak bile olsa, zâlim yönetime tavır alabiliyorsak İbrâhim’i örnek alıyoruz demektir. Her durumda hakkı yaşayıp tavsiye etmek yerine, biz de bâtıla dalanlarla dalıp gidiyorsak, gündelik işler arasında kaybolup gidiyor ve İslâm dâvâsının tek başımıza bile her durumda savunmak yerine; “Müslüman” kimliğimizi, “dâvâ adamı dâvetçi” özelliğimizi unutuyorsak İbrâhim’i (a.s.) örnek almıyor, kendimizi kandırıyoruz demektir.
Çağdaş putçulara, putlaştırılan ölülerin önünde eğilenlere ve gençleri put heykellerin önünde saygıya zorlayanlara karşı İbrâhim'in (a.s.) putperestlerin yüzüne haykırdığı şu sözü biz de tekrar edebiliyor muyuz: "Yuh olsun size ve Allah'tan başka taptıklarınıza! Siz, aklınızı kullanmaz mısınız?" (21/Enbiyâ, 67)
Bu küçük sınavı geçtiyseniz, kurbanınız kabul olmuş, İbrahim’i (a.s.) örnek almış, topluma önderlik yapma hakkını kazanmışsınız demektir. Bayram bitse de her gün bayram yapabilirsiniz. Bayramınız ve günleriniz mübarek olsun!
Ahmed KALKAN