28 Şubat sürecinin ve 4+4+4 eRitim sisteminin tartışıldığı son zamanlarda, kendimizi ilginç bir vakıayla karşı karşıya buluyoruz. 28 Şubat’ın zulmü, türban direnişçileri, örtü yasağı vb. konular gündemde. Tek problem örtüymüş gibi davranan, tağutu red etmeyen, hatta örtü hürriyetini demokrasi denen habis tağutta arayan bir kitle var. Tağuta iman edip Allah’a şirk koşan bu insanlar, amellerinden bir hayır mı bekliyorlar(!) ’’Şüphesiz sana da, senden öncekilere de şöyle vahyolunmuştur.'Andolsun ki, eğer ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşarsan, bütün amellerin boşa gider. Kesinlikle hüsrana uğrayanlardan olursun.' ’’(zümer-65) -Tabi ki tağutu hakkıyla red edip Allah’a hakkıyla iman eden kardeşlerimiz müstesnadır.- Bunlar sistemin İslam karşıtı yasaklarını eleştirir, meydanlarda çığırtkanlık yapar, kınamalarda bulunurlar; fakat her nedense bu sistemin devamlılığını sağlayan oy(a)lama işinden de geri durmazlar. Allah için(!) örtü yasağına karşı çıkarlar, ama Allah’ın red etmemizi emrettiği tağutlara dost olurlar. ‘’. . . Yoksa siz, kitabın bir kısmına inanıp, bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Sizden böyle yapanların cezası, dünya hayatında rezillik ve kepazelik, ahirette de acıklı azaptan başkası değildir. Allah yaptıklarınızı bilmez değil ki.’’(bakara-85) Örtü serbestiyetini, A tağutunun başa gelmesine bağlarlar. A tağutuna tevekkül edip ona dayanırlar. Onun beşeri kanunlarına güvenip Allah’ın kanunları yerine onun kanunlarına muhakeme olurlar. “Ey Muhammed! Sana indirilen Kuran'a ve sen¬den önce indirilenlere inandıklarını iddia edenleri görmü¬yor musun? Putların önünde muhakeme olunmalarını is¬terler. Oysa, onları tanımamakla emrolunmuşlardı. Şeytan onları derin bir sapıklığa saptırmak ister.”(nisa-60) Onların kendi kanunlarıyla çeliştiklerini ortaya serip rezilliklerini ifşa etmek yerine, onların kanunlarının yürürlüğe girmesi için oy(a)larlar. Tabi canım, B tağutu başa gelse daha mı iyi(!) Düşünün 5 tane put var toplumunuzda. Ve insanlar bu putlardan herhangi birine tapıyor, o putun kanunlarına uyuyorlar. Sizin, kanunları islama en yakın olan puta tapmanız gerekir(!) Çünkü bu ehveni(!) şer’dir. ‘’Ey insanlar, hiç şüphesiz Allah'ın va'di haktır, öyleyse dünya hayatı sizi aldatmasın ve aldatıcı(lar) da, sizi Allah ile (Allah'ın adını kullanarak) aldatmasın.’’(fatır-5) Sübhanallah. İşte mantık budur. Wallahi bugün kanun koyma yetkisini farklı mercilere verenlerle bu putlara tapanlar arasında hiçbir fark yoktur. Sorunun kökü, kanun çıkarılırken beşeri değerlerin referans alınmasıdır. Beşerin referansıyla çıkarılan kanun, İslam’a uygun olsa ne yazar, olmasa ne yazar. Birinci öncelik kanun çıkarılırken alınan referanstır. Referans Kur’an ve Sünnet olduktan sonra, ikinci öncelik de çıkarılan kanunların bu referanslara uygun olmasıdır. Ama her şeyde olduğu gibi bu meselede de işler karışmış. Pek şaşırmadım doğrusu.
Televizyonlarda, radyolarda, gazete ve dergilerde; adeta demokrasiyi özümseyen bireyler gibi, bu yasakların demokrasiye aykırı olduğunu, bu gidişle ileri demokrasiye geçilemeyeceğini söylerler. Onların kanunlarını kabul etmediklerini belirttikten sonra, demokrasi havarilerinin kendi kanunlarıyla çeliştiklerini ve rezil bir durumda olduklarını belirtmek daha hayırlı olmaz mıydı?
Ve bir yanda da 4+4+4 eRitim sistemi. Bir tarafa göre imamhatip liseleri için yapılan ve meslek liselerini bahane eden, taraflı, dinci bir sistem. Bir tarafa göre ise; pedagoglarla yapılmış ve eğitim için çok daha faydalı ve modern bir sistem. Bu sistemin neden getirilmeye çalıştığını veya bunu yapanların asıl niyetlerini bil(e)miyoruz. Fakat bir taraf hararetle savunuyor, öteki taraf ise hakaretle saldırıyor. Ülkede Kur’an kurslarının dolması, İhl.’lerin kariyer yapmaları, kızların küçük(!) yaşta evlendirilmesi de bu insanları korkutuyor olmalı. Savunanlar ise, herhalde İslami(!) bir sistem olduğunu sanıyorlar. Zaten ülkemizde tüm bu işleri yapanlar, ‘’kaleyi içten fethedip İslam’ı(!) yavaş yavaş hakim(!) kılmak için’’ yaptıklarını iddia ediyorlar. Şimdi bu yeni eRitim sistemini İhl.’lere, Kuran kurslarına ve İslamlaştırma(!) çabalarına bağlayanlara sormak lazım: Sizin ilke ve inançlarınıza göre, devletin gözetimi altında olup da devlete sadık dindarlar(hangi dinin dindarları oldukları bilinmiyor) yetiştirilmesi mi size faydalıdır; yoksa bazı cemaatlerin devlet aleyhine birer terörist(!) yetiştirmeleri mi? Acaba bilmiyorlar mı ki; diyanet, İhl, devlet Kur’an kursları gibi kurumlar, sistem yandaşı bel’am ve dindarlar(!) yetiştirerek mevcut sistemin devamlılığını sağlarlar. Tıpkı Kenan Evren’in dediği gibi… Acaba İslami bazı şiar ve amellere olan kinleri mi onları bu saçma ve çelişki dolu tutuma itiyor yoksa iktidar putunu her ne ile olursa olsun eleştirme istekleri mi? Yoksa gerçekten de bu kadar aptallaşmış mı bizim siyaset şarlatanları…
Bir imamhatip lisesinin öğrencilerini sosyal bir paylaşım sitesinden ekledim ve kendilerine bazı sorular sormak istediğimi belirttim. Büyük çoğunluğu kabul etti. Kendilerine; tağut nedir, kanun koyma yetkisini tekelinde bulundurduğunu iddia eden kurumlar tağut mudur, oy(a)lamanın hükmü nedir gibi bazı sorular sordum. Durum içler acısıydı. 1-2 tanesi hariç, kimse tağutun tanımını bilmiyordu. İlk defa duyduklarını söylüyorlardı. ‘’Kişinin Allah’a karşı haddi aştığı her şey’’ tanımını yapan o 1-2 kişi de oy(a)lamanın caiz olduğunu, ehveni(!) şer olduğunu, kanun koyma yetkisini tekelinde bulundurduğunu iddia eden kurumların tağut olmadığını söylediler. Bir kısmı da (bayanlardan), fotoğraflarını atmış ve başka erkekler de ‘’çok güzel, aşkım’’ vb. yorumlar yapmışlar. Kendilerini uyardım fakat biçare… İhl.’lerin durumu böyleyken, nedendir bu savunma ve nedendir bu saldırma. Gerçekten anlamakta oldukça güçlük çekiyorum. Kenan Evren demiyor muydu, bu ülkede açılan her cami, her imamhatip lisesi, her Kur’an kursu; bu sistemin ömrünü arttırmaktadır diye?
Ebu Hadid / takvahaber
Televizyonlarda, radyolarda, gazete ve dergilerde; adeta demokrasiyi özümseyen bireyler gibi, bu yasakların demokrasiye aykırı olduğunu, bu gidişle ileri demokrasiye geçilemeyeceğini söylerler. Onların kanunlarını kabul etmediklerini belirttikten sonra, demokrasi havarilerinin kendi kanunlarıyla çeliştiklerini ve rezil bir durumda olduklarını belirtmek daha hayırlı olmaz mıydı?
Ve bir yanda da 4+4+4 eRitim sistemi. Bir tarafa göre imamhatip liseleri için yapılan ve meslek liselerini bahane eden, taraflı, dinci bir sistem. Bir tarafa göre ise; pedagoglarla yapılmış ve eğitim için çok daha faydalı ve modern bir sistem. Bu sistemin neden getirilmeye çalıştığını veya bunu yapanların asıl niyetlerini bil(e)miyoruz. Fakat bir taraf hararetle savunuyor, öteki taraf ise hakaretle saldırıyor. Ülkede Kur’an kurslarının dolması, İhl.’lerin kariyer yapmaları, kızların küçük(!) yaşta evlendirilmesi de bu insanları korkutuyor olmalı. Savunanlar ise, herhalde İslami(!) bir sistem olduğunu sanıyorlar. Zaten ülkemizde tüm bu işleri yapanlar, ‘’kaleyi içten fethedip İslam’ı(!) yavaş yavaş hakim(!) kılmak için’’ yaptıklarını iddia ediyorlar. Şimdi bu yeni eRitim sistemini İhl.’lere, Kuran kurslarına ve İslamlaştırma(!) çabalarına bağlayanlara sormak lazım: Sizin ilke ve inançlarınıza göre, devletin gözetimi altında olup da devlete sadık dindarlar(hangi dinin dindarları oldukları bilinmiyor) yetiştirilmesi mi size faydalıdır; yoksa bazı cemaatlerin devlet aleyhine birer terörist(!) yetiştirmeleri mi? Acaba bilmiyorlar mı ki; diyanet, İhl, devlet Kur’an kursları gibi kurumlar, sistem yandaşı bel’am ve dindarlar(!) yetiştirerek mevcut sistemin devamlılığını sağlarlar. Tıpkı Kenan Evren’in dediği gibi… Acaba İslami bazı şiar ve amellere olan kinleri mi onları bu saçma ve çelişki dolu tutuma itiyor yoksa iktidar putunu her ne ile olursa olsun eleştirme istekleri mi? Yoksa gerçekten de bu kadar aptallaşmış mı bizim siyaset şarlatanları…
Bir imamhatip lisesinin öğrencilerini sosyal bir paylaşım sitesinden ekledim ve kendilerine bazı sorular sormak istediğimi belirttim. Büyük çoğunluğu kabul etti. Kendilerine; tağut nedir, kanun koyma yetkisini tekelinde bulundurduğunu iddia eden kurumlar tağut mudur, oy(a)lamanın hükmü nedir gibi bazı sorular sordum. Durum içler acısıydı. 1-2 tanesi hariç, kimse tağutun tanımını bilmiyordu. İlk defa duyduklarını söylüyorlardı. ‘’Kişinin Allah’a karşı haddi aştığı her şey’’ tanımını yapan o 1-2 kişi de oy(a)lamanın caiz olduğunu, ehveni(!) şer olduğunu, kanun koyma yetkisini tekelinde bulundurduğunu iddia eden kurumların tağut olmadığını söylediler. Bir kısmı da (bayanlardan), fotoğraflarını atmış ve başka erkekler de ‘’çok güzel, aşkım’’ vb. yorumlar yapmışlar. Kendilerini uyardım fakat biçare… İhl.’lerin durumu böyleyken, nedendir bu savunma ve nedendir bu saldırma. Gerçekten anlamakta oldukça güçlük çekiyorum. Kenan Evren demiyor muydu, bu ülkede açılan her cami, her imamhatip lisesi, her Kur’an kursu; bu sistemin ömrünü arttırmaktadır diye?
Ebu Hadid / takvahaber