Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Abdest Alırken Başörtüsü Üzerinden Mesh Edilebilir mi?

Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Abdestte Başörtüsünün Mesh Edilme Meselesi

Abdest alırken başın ne kadarı mesh edilmesi hakkında ihtilaf edilmiştir.
Mâlikî ve Hanbelî mezhebine göre: Başın tamamının mesh edilmesi farzdır.
Hanefî ve Şâfiî mezhebine göre: Başın bir kısmının mesh edilmesi yeterlidir.



"Başörtüsü üzerinden Mesh caizdir" diyen Cumhur'un görüşleri ;


Genel olarak mesh konusunda diğer mezheb muctehidlerine nazaran Hanefi muctehidleri oldukça katı bakış açıları vardır.


Rasulullah (s.a.v.), sarık üzerine meshettiğine dair sahih hadis-i şerifler mevcuddur. Ummu Seleme (r.anhuma)'nın başörtüsü üzerine meshettiği, İbn Hazm'ın Muhalla isimli eserinde kaydedilmiştir (İbn Hazm, Muhalla, II, 60).
İbn Hazm, başa bağlanan ve sarılan şeyler üzerine meshetme konusunda erkek ile kadın arasında bir farkın bulunmadığını söylemiştir (İbn Hazm, Muhalla, II, 58).



Kadının başörtüsünün üzerini mesh etmesini caiz gören bazı Hanbeli alimler, bunu, mest ve çorapların üzerini mesh ile aynı hükümde tutarak başörtüsünün abdest alındıktan sonra bağlanmasını şart koşmuşlar ve başörtüsünün üzerini meshin süresi ile mest ve çorapların üzerini meshin süresinin aynı olduğunu belirtmişlerdir


İmam Şafiî (rahimehullah) bu konuda gelen haberin (hadisin) sahih olduğuna itibar ederek imâmenin üzerini mesh etmenin câiz olduğunu belirtmiştir.
Sahih-i Muslim'in, Bilal (r.anh) hadisi şöyledir :

أَنَّ رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَسَحَ عَلَى الْخُفَّيْنِ وَالْخِمَارِ
"Rasulullah (s.a.v.) çarıkların (mestlerin) ve imâmenin üzerini mesh etti." (Muslim; hadis no: 275)

Hanbeli alimleri, imamları Ahmed b. Hanbel'den naklederek imâme ve başörtüsünün üzerini mesh etmenin câiz olacağı ve abdestin geçerli olacağını benimsemişlerdir. Bu görüş aynı zamanda İbn-i Hazm'ın da görüşüdür.
İbn-i Hazm bu konuda şöyle demiştir:
"İmâme, başörtüsü, takke, külah, kask, miğfer veya bunun dışında başa giyilen her şeyin üzerini mesh etmek câizdir. Bu konuda, ister sebep olsun veya olmasın, erkek ve kadın aynı hükümdedir." (İbn'i Hazm el-Muhallâ; c: 1, s: 303).


Mesh konusunda Şeyhu'l islâm İbn-i Teymiyye (rahimehullah) şöyle demiştir:
"Kadının, çenesinin altından doladığı başörtüsünün üzerini mesh etmesi konusunda iki rivâyet vardır:

1- Kadının, abdest alırken (başı yerine) başörtüsünün üzerini mesh etmesi câiz değildir. Çünkü başın meshi konusunda gelen ruhsat delilleri, kesin bir şekilde erkeğe has kılınmıştır. Kadının durumu ise şubhelidir. Çünkü başörtüsü, zaten kadının başına bağlıdır (Yani zaruret durumu yoktur). Başörtüsü kadın için, başı koruyucu gibidir.

2- Kadının, abdest alırken (başı yerine) başörtüsünün üzerini mesh etmesi câizdir. Bu rivâyet, Rasulullah (s.a.v.)'in şu emri gereği daha açıktır:

اِمْسَحُوا عَلَى الْخُفَّيْنِ وَالْخِمَارِ.
"(Abdest alırken) çarıkların (mestlerin) ve imâmenin üzerini mesh edin." (Ahmed b. Hanbel; 39 / 325)

Tahkikciler şöyle demişlerdir: "Bu, Rasulullah (s.a.v.)'in sözünden değil de fiilinden olan sahih bir hadistir. Başı örten imâmenin üzerini mesh etme konusundaki bu emre, erkeklerle birlikte kadınlar da dahildirler. Tıpkı çarıkların (mestlerin) üzerini mesh etme konusunda erkeklerle birlikte kadınların da dahil olduğu gibi...
Çünkü başına giydiği şeyin üzerini mesh etmek erkeğe câiz olduğuna göre, erkeğin başına giydiği imâme hükmünde olduğu için kadına da câizdir. Yine başörtüsü, genellikle çıkarılması zor olan bir giysi gibi olduğu için erkeğin imâmesine benzer, hatta (başörtüsünü çıkarmamak) imâmeden daha önce gelir. Ayrıca kadının başörtüsü, erkeğin imâmesinden daha çok örter, çıkarılması ise, imâmeden daha zordur. Kadının başörtüsüne ihtiyacı ise, çarıklardan daha fazladır." (Şerhu'l-Umde; c: 1, s: 265-266)


Muhammed b. Salih el-Useymin ise bu konuda şöyle demiştir:
...Her hâlukârda şöyle diyebiliriz: Hava soğuk olursa veya çıkarılıp tekrar bağlanması zor olursa, bu gibi durumda başörtüsünün üzerini mesh etmekte bir sakınca yoktur. Böyle bir durum yoksa, kadının başörtüsünün üzerini mesh etmemesi daha evlâdır. Çünkü bu konuda hiçbir sahih delil gelmemiştir." (eş-Şerhu'l-Mumti'; c: 1, sf: 239)


İbn i Kudame (r.ha.) imamenin üzerine meshin hükmü konusunda şöyle demiştir:
"İmamenin üzerini meshin süresi, imâmenin abdestli olarak giyilmesi şartı ve imamenin çıkarılması ile abdestin bozulacağı hükmü, ayağa giyilen mestlerin hükmü gibidir. Çünkü imamenin üzerini mesh etmek, başı çıplak olarak mesh etmenin yerine geçmiştir." (ibn i Kudame, el-Kâfî; c: 1, sf: 39).



İbn-i Hazm ise, bu mesele hakında şöyle demiştir: "Bu görüş, bana doğru bir görüş olarak görünmüyor. Çünkü başörtüsü ve imame, mestler gibi değildir. Bu sebeble mestlerin üzerini mesh etmede aranan şartlar, başörtüsü ve imamede aranmaz. Başörtüsü ile imamenin, ayağa giyilen mestlere kıyas edilmesi, çok uzak ihtimalli bir kıyastır. Dolayısıyla ayakların hükmü, esasında onların yıkanmasıdır. Fakat baş öyle değildir. Başın hükmü, mesh edilmesidir. Ayaklara giyilen mestin sadece dışı mesh edilir. Başörtüsünün üzerini mesh etmede ise, böyle bir benzerlik yoktur. Aksine bu konuda daha tercihli olan görüş; ister açık olsun, isterse örtülü olsun veya bir kısmı açık, bir kısmı ise örtülü olsun, başın tamamının mesh edilmesi gerekir."
İbn-i Hazm, devamla şöyle der: "Burada imame ve başörtüsünün üzerini mesh ile mestlerin üzerini mesh arasında hiçbir sebeb/bağ yoktur. Çünkü Rasulullah (s.a.v.) giyilen şeylerde, sadece mestlerin abdestli olarak giyilmesini belirtmiştir. İmame ve başörtüsüne ise, hiç değinmemiştir.
Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:"

وَأَنزَلْنَا إِلَيْكَ الذِّكْرَ لِتُبَيِّنَ لِلنَّاسِ مَا نُزِّلَ إِلَيْهِمْ وَلَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ
"(Ey Rasul!) Sana da, insanlara indirileni, onlara (bilemedikleri anlam ve hükümleri) açıklayasın diye bu Zikr'i (Kur'an'ı) indirdik. Umulur ki düşünüp anlarlar (ve hidâyeti bulurlar)." (Nahl Suresi: 44)
Yine şöyle buyurmuştur:
وَمَا نَتَنَزَّلُ إِلَّا بِأَمْرِ رَبِّكَ لَهُ مَا بَيْنَ أَيْدِينَا وَمَا خَلْفَنَا وَمَا بَيْنَ ذَلِكَ وَمَا كَانَ رَبُّكَ نَسِيّاً
"(Ey Cebrâil! Muhammed'e de ki: Biz melekler) Rabbinin emri olmadıkça (gökten yere) inmeyiz. Önümüzde ve arkamızdaki bütün geçmiş ve gelecek şeyler ve bunların arasındakilerin hepsi, O’na âittir. Senin Rabbin unutkan değildir (hiçbir şeyi unutmaz)." (Meryem 64)

Eğer bu imâme ve başörtüsünde gerekli olsaydı, Rasulullah(s.a.v.)mestlerde bunu beyan ettiği gibi, imâme ve başörtüsünde de bunu beyan ederdi. İmâme ve başörtüsü ile mestler arasında bir benzerlik ve denklik olduğunu iddiâ edenin iddiâsı, delilsiz bir iddiâdır ve bu konudaki iddiâsının geçerli olması için kendisinden kesin bir delil getirmesi istenir ve kendisine şöyle denilir:
- Mestlerin üzerini mesh etme konusunda Rasulullah (s.a.v.)in mestleri abdestli olarak giydiğine dâir bu hükmün, imâme ve başörtüsü için de gerektiğine dâir delil nereden gelmektedir?
Bunu iddiâ edenin, birkaç meselenin dışında buna hiçbir yol ve imkân bulamaz. Bunun da hiçbir anlamı yoktur.
Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
قُلْ هَاتُواْ بُرْهَانَكُمْ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ
"De ki: Eğer iddiânızda doğruysanız, haydi (iddiâ ettiğiniz şeyin doğru olduğuna dâir) delilinizi getirin (ortaya koyun)!" (Bakara 111)
(İbn-i Hazm, el-Muhallâ; c: 1, s: 310).


"Başörtüsü üzerinden Mesh olmaz" diyen Hanefi'lerin görüşleri ;
لاختيار لتعليل المختار - (1 / 2)
ولا يجوز المسح على العمامة والقلنسوة والبرقع والقفازي
ن
"Sarık üzerine, takke, baş-yüz örtüsü ve eldivenler üzerine mesh caiz olmaz.” (El İhtiyar 1 / 2)
Bu ibareler hanefi mezhebinin en makbul eserlerinin ibaresinin aynısıdır. Bunlarda ihtilaf olmamıştır.

البحر الرائق - (1 / 193)
عن جَابِرِ بن عبد اللَّهِ أَنَّهُ سُئِلَ عن الْمَسْحِ على الْعِمَامَةِ فقال لاَ حَتَّى يَمَسَّ الشَّعْرَ الْمَا
ءُ
Cabir ibni Abdillah’tan (r.a.) sarık üzerine mesh hakkında soruldu, şöyle dedi: Hayır, tâ ki su saçlara dokunana kadar. (Bahrur-Raik 1/193)

Başın meshinde asıl önemli husus, suyun başa dokunmasıdır, buna mani bir şey olursa mesh olmamıştır.

الجوهرة النيرة - (1 / 108)
وَلَا يَجُوزُ الْمَسْحُ عَلَى الْعِمَامَةِ وَالْقَلَنْسُوَةِ وَالْبُرْقُعِ وَالْقُفَّازَيْنِ ) لِأَنَّهُ لَا حَرَجَ فِي نَزْعِ هَذِهِ الْأَشْيَاءِ وَالرُّخْصَةُ إنَّمَا هِيَ لِرَفْعِ الْحَرَجِ
Sarık üzerine, takke, baş-yüz örtüsü ve eldivenler üzerine mesh caiz olmaz.”
Zira şu şeyleri çıkartmada bir zorluk yoktur. Meshe verilen ruhsat/musaade, ancak zorluğu kaldırmak içindir. (Cevheretun- Niyre: 1/108; Hidaye şerhi İnaye: 1/251)


Zorluk olan yerlerde dinimiz bir takım ruhsatlar vermiştir. Bunların musaade edildiği yerleri iyi incelemişler ve ıslanacağı yerleri de beyan etmişlerdir. Bir sonraki rivayeti zikredersek, bu sınırlamayı anlarız.

فقه العبادات - حنفي - (1 / 45)
ملاحظة : لا يجوز المسح على العمامة والقلنسوة والقفازين قياسا على الخفين لأن المسح على الخفين ثبت على خلاف القياس وما ثبت على خلاف القياس فغيره عليه لا يقاس
Mulahaza: Mestler üzerine meshe kıyaslayarak sarık, takke ve eldivenler üzerine mesh etmek caiz değildir, zira mestler üzerine mesh etmek, kıyasın hilafına olarak (sünnetle) sabit oldu. “Kıyasın hilafına sabit olan şey (olursa), başkası onun üzerine kıyas edilmez.” (İbadetler fıkhı-Hanefi:1 / 45)


Burada zikredildiği gibi ruhsat verilen ayaklardaki mestler üzerine mesh etme hükmü, hadisi şerifle (sünnetle) sabit olmuştur. O hali başka bir yere kıyas edemiyoruz, zira diğer yerleri incelersek, mutlaka bir kolaylık buluruz. Mesela ayaklardan başka bir azaya mest yapılsa ve onların üzerine mesh edilmek istense bu caiz olmaz, zira diğer azalarda yıkama işi kolaydır. Azaların hasta olması veya kırık olması durumunda ise, sargı veya alçı kullanılır ve onun üzerinden ıslak elle mesh edilir. Bu gibi yerlerde sargının kullanılması da şer’i izinledir.

العناية شرح الهداية - (1 / 253)
قَالَ مُحَمَّدٌ : أَخْبَرَنَا مَالِكٌ ، قَالَ حَدَّثَنَا نَافِعٌ ، قَالَ رَأَيْت صَفِيَّةَ بِنْتَ أَبِي عُبَيْدٍ تَتَوَضَّأُ وَتَنْزِعُ خِمَارَهَا ثُمَّ تَمْسَحُ بِرَأْسِهَا ، قَالَ نَافِعٌ : وَأَنَا يَوْمَئِذٍ صَغِيرٌ ، قَالَ مُحَمَّدٌ : بِهَذَا
َأْخُذُ لَا نَمْسَحُ عَلَى خِمَارٍ وَلَا عَلَى عِمَامَةٍ
،
İmamı Muhammed der ki: Malik bize haber verdi, Nafi’ bize söyledi ve dedi: Ebu Ubeyd kızı Safiyye’yi gördüm abdest alıyordu, baş örtüsünü çıkarttı, sonra başına mesh etti.
Nafi’ dedi ki: Ben o gün küçüktüm. İmamı Muhammed der ki: Başörtüsü ve sarık üzerine mesh edilmemesi hükmünü alırız. (İnaye: 1/253)


Bu rivayette de açıkca Safiyye (r.anhuma)'nın fiili görülmüş ve nakledilmiştir. Bir sonraki rivayeti de incelersek artık mesele tamamen anlaşılmış olur.

بدائع الصنائع - (1 / 5)
وَلَا يَجُوزُ الْمَسْحُ على الْعِمَامَةِ وَالْقَلَنْسُوَةِ لِأَنَّهُمَا يَمْنَعَانِ إصَابَةَ الْمَاءِ الشَّعْرَ وَلَا يَجُوزُ مَسْحُ الْمَرْأَةِ على خِمَارِهَا لِمَا رُوِيَ عن عَائِشَةَ رضي اللَّهُ عنها أنها أَدْخَلَتْ يَدَهَا تَحْتَ الْخِمَارِ وَمَسَحَتْ بِرَأْسِهَا وَقَالَتْ بهذا أَمَرَنِي رسول اللَّهِ إلَّا إذَا كان الْخِمَارُ رَقِيقًا يُنْفِذُ الْمَاءَ إلَى شَعْرِهَا فَيَجُوزُ لِوُجُودِ الْإِصَابَةِ
Sarık ve takke üzerine mesh etmek caiz değildir, zira bu ikisi suyun saça ulaşmasına manidirler. Kadının başörtüsü üzerine mesh etmesi de caiz değildir, zira Aişe (r.anha)’dan şöyle rivayet edildi: “kendisi elini başörtüsünün altına soktu ve başını mesh etti ve şöyle dedi: Rasulullah (s.a.v) bana, bununla emretti.”

Ancak, baş örtüsü ince olup suyu saçına ulaştırırsa bu durumda mesh caiz olur, zira suyun isabeti mevcud olmuştur. (Alâuddîn Ebû Bekr b. Mes‘ûd b. Ahmed el-Kâsânî, Bedâiu’s- Sanâi' fî tertîbi’ş-şerâi, 1 / 5)
 
Üst Ana Sayfa Alt