Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Abdullah Yolcu, Ebu Katade'yi "cahil Tekfirci"likle Suçladı !

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Addas Çevrimdışı

Addas

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi


***************



Dakika 21:39: Şeyh Ebu Katade; laikliğin;sert -İslam’a düşman- laiklik” ve “yumuşak -bütün dinlere ve yaşayış tarzlarına eşit mesafede olan- laiklikdiye iki tarafı olduğunu söyledikten sonra yumuşak laikliği şirk, küfür, riddet, dinden çıkma olarak vasıflıyor ve Erdoğan’ın da bu tür bir laik olduğunu, bunu kendisinin de ikrar ettiğini söylüyor.

Dakika 25:34-28:30: Ebu Katade; Fetullah Gülen’in Erdoğan’la dini olarak savaştığını zannetmediğini, çünkü Gülen’in de yumuşak laiklik anlamında bir dine inandığını, sadece siyasi olarak Erdoğan’ın hasımlarıyla beraber olup O’na düşmanlık ettiğini söylüyor.

Dakika 52:42: (Erdoğan’ın hükmü bağlamında): “İlim talebesine ‘dini amelleri var’ diye küfre soktuğu kesin olan bir şey işleyen birinin tekfirinde duraksaması doğru olmaz. Zira Allah’ın kafir olduklarına hükmettiği o: “sadece dalmış şakalaşıyorduk” (Tevbe 65) diyenler cihadda idiler, namaz kılıyor, zekat veriyorlardı. Ama bunlar Allah’ın şöyle demesine engel olmadı: “İmanınızdan sonra kafir oldunuz.

Dakika 54:39: (Erdoğan’ın hükmü bağlamında): Kişi küfre sokan tek bir amel işler ve böylece küfre girer, velev ki salih amellerin hepsini işlese bile.”

Dakika 55:35-1:07:29: Ebu Katade; Erdoğan’ın söylediklerinden ve yaptıklarından örnekler vererek O’nun yumuşak laikliğe iman etmiş biri olduğunu ispatlamaya çalışıyor ve bunu Erdoğan’ın kendisinin de diliyle izhar ettiğini, bazılarının dediği gibi O’nun şeriatı getirmek istediğinin delil olmaya elverişli hiçbir delili olmadığını ve netice olarak Allah’ın hükmünde Erdoğan’ın İslam’la hiçbir alakasının olmadığı(kafir olduğunu), mustadaflara yardım etmesinin v.s. bir faydası olmadığını söylüyor.

Mursi ile Erdoğan’ın arasını gök ile yer arası kadar ayırdığını, şu an Mursi’nin: Ben şeriatı hakim kılmak için geldim” dediğini, Erdoğan’ın ise devletin bütün dinlere eşit mesafede olduğunu söylediğini, şeriatı istemediğini, insanlara din özgürlüğü vermek istediğini, bunun Mursi ile Erdoğan arasında müessir bir fark olduğunu söylüyor.

Dakika 1:05:53: Gülen ile Erdoğan arasındaki fark sadece ümmetin meseleleri karşısında siyasi duruştadır.

Dakika 1:09:50: (Erdoğan ve benzerlerinin tekfiri noktasında): Kim bunun dışında bir şey söylemek isterse ilmi, sağlam bir şekilde konuşsun.”

Tercüme: İbrahim Fırat

Ümmeti İslam
 
::IM4M`UL-HAREMEYN:: Çevrimdışı

::IM4M`UL-HAREMEYN::

Tevhid ve Cihad
İslam-TR Üyesi
Ebu Katade el-Filistini kimdir? Muteber midir? Bilgisi olan var mı?
 
y0lcu34 HARİCİSİ Çevrimdışı

y0lcu34 HARİCİSİ

Üyeliği İptal Edildi
Banned
İlim dedi delil dedi martaval okudu. Hissi konuşmuyorum diyor nefsinde nasıl görüyor ise onu aktarıyor. Millet imtina ediyor laf söz etmeye, vallahi ben çekinmiyorum. Bu adam bu konuştuklarıyla saptırıcı hıyarın biridir. Kıraathane muhafazakarı gibi "başkanlıkta geliyor inşaAllah" deyip sırıtması yok mu birde. Sen dünya kadar ilim bilsen ne olur hıyar ağası, insanları cehenneme davet ettikten sonra. Çok muhabbet beslediğin bop başkanı ile haşretsin Allah seni.


Çok sevilmek kişinin müminliğine delil ise Nelson Mandela ve Mamatha Gandhi'nin hükmünü de bir sorun bakalım ne diyor bu ihtiyar. Rachel Aliene Corrie vakıaya daha uygun bir örnek olacaktır. Filistinli müslümanları savunurken İsrail tankının ezdiği bu hristiyan kadının hükmü nedir açıkla. Müridlerin yoğurt sen hıyar cemaatçe anca bir cacık olmuşlar.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
ruhisukut Çevrimdışı

ruhisukut

Önce tanı sonra bağlan!
İslam-TR Üyesi
İlim dedi delil dedi martaval okudu. Hissi konuşmuyorum diyor nefsinde nasıl görüyor ise onu aktarıyor. Millet imtina ediyor laf söz etmeye, vallahi ben çekinmiyorum. Bu adam bu konuştuklarıyla saptırıcı hıyarın biridir. Kıraathane muhafazakarı gibi "başkanlıkta geliyor inşaAllah" deyip sırıtması yok mu birde. Sen dünya kadar ilim bilsen ne olur hıyar ağası, insanları cehenneme davet ettikten sonra. Çok muhabbet beslediğin bop başkanı ile haşretsin Allah seni.

Düzeltme yapayım: Şahsen imtina değil, tenezzül etmiyorum. Ne olduğu çok açık, AKP gençlik kolları başkanı misali konuşuyor.
 
Ebu Hayseme Çevrimdışı

Ebu Hayseme

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Allah aşkına Tayyip ne yaptı ümmetede Ebu Katade ile kıyaslıyorsun ya şeyh. Subhanellah. İncirliğ'i açtı, Suriye'yi katletti. Afganistan'a asker gönderdi Afgan'ı katletti. Somali'de batıyı ve batının köpeğini destekledi. Bu mu Ebu Katade ile kıyasladığın adam. Rakı fabrikaları açtı, yurtların yanında bile kerhaneler var! Milli piyango hala oynatılıyor. Bu mu Ebu Katade ile kıyasladığın adam ya şeyh. Merdiven altı diye aşağıladıklarının kimi ömrünü hapiste, kimi de cihad meydanında geçirdi. Kimi de kabirdedir. İşte Ebu Firas. Şehid oldu. İşte Ebu Yahya. Şehid oldu. İşte Makdisi, işte senin çok sevdiğin Alvan, işte Nasır bin Fahd, işte Halid Raşid. Hepsi zindanda. İşte Muhaysini, cihad meydanında. Örnekler çoğalır. Allah sana hakkı göstersin...Subhanellah.

Ebu Katade el-Filistini kimdir? Muteber midir? Bilgisi olan var mı?

Ebu Katade asrımızın cihadi ve rabbani ulemasındandır.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
S Çevrimdışı

Shekau'nun Misvağı

Üye
İslam-TR Üyesi
zırva tevil götürmez

****

Birkaç saat önce Twitter’de Abdullah Yolcu’nun Şeyh Ebu Katade’ye dair kendisine sorulan bir soruya verdiği cevabın videosunu gördüm. Öncelikle şunun bilinmesini isterim ki Abdullah Yolcu’yu önemsemiyorum. Onun derslerini dinleyip de bize sataşan adamları önemsemiyorum, onu ciddiye alıp da alttan alta Mücahid âlimleri iğneleyen Mücahid görünümlü boş gezenin boş kalfalarını önemsemiyorum. Evet, Vallahi bu tipler önemsenmeye değer adamlar değiller.

Abdullah Yolcu’nun kendisine sorulan soruya verdiği cevap dedik. Öncelikle bilinsin ki Abdullah Yolcu’ya sorulduğu sanılan soruların çoğunu, uzun zaman kendisiyle hareket eden Ebu Zerka’nın da dediği gibi kendisi kendisine sordurtup, başkası sormuş gibi cevap veriyor. Yanında maaşla çalışan elemanı soruyor o da engin ilmiyle(!) her meseleye cevap veriyor. Öyle ya kendisi âlimler birliğinin Türkiye temsilcisi, videolarının girişinde “bilmiyorsanız zikir ehline(âlimlere) sorun” ayetindeki zikir ehli kişi…

Kendisi Şeyh Ebu Katade’nin âlim olmadığını, hangi âlimin onun âlimliğini onayladığını söylüyor. Bu sözü bana -Allah şehadetini kabul etsin- Şeyhimiz Halid El Huseynan’ın şu sözünü hatırlattı: Tağutlar, âlimleri zindanlarda çürütüyor, bazı adamları âlim diye meşhur edip, ilmi onların tekeline sokmaya çalışıyorlar.

Ebu Katade kimden icazet aldı? Doğru, Suud’un göbekleri kendilerinden birkaç adım önde giden hiçbir âlimi(!) Şeyh Ebu Katade’nin âlimliğini onaylamadı. Nasıl onaylasınlar ki? O Ebu Katade ki 30 yıldan fazla bir zamandır, kendilerine kapı kulluğu yaptıkları tağutların küfrünü ortaya seriyor. O delalet âlimleri Ebu Katade’nin âlimliğini onaylamadı. Nasıl onaylasınlar ki? O Ebu Katade ki Dünya’nın dört bir yanında, efendileri olan mürtedler de dâhil Arap, Acem bütün tağutlara savaş açan yiğitler onun fetvalarıyla yollarını aydınlattılar. O hayız ve nifas âlimleri Ebu Katade’nin âlimliğini onaylamadılar. Nasıl onaylasınlar ki? Ebu Katade’nin âlimliğini onaylamaları kendilerinin Bel’amlar olduklarını itiraf manasına gelirdi. Ebu Katade’nin âlimliğini onaylamaları, kendilerinin delalet âlimleri olduklarını tasdik manasına gelirdi.

Kimi kime onaylatıyoruz kardeşler? Doğru, eski zamanlarda bir kişinin âlimliğini ders aldığı âlimlerin icazeti belirlerdi. Bugün tağutlar bize böyle bir imkân bırakmış mıdır? Emanet ve ehliyet ehli âlimleri zindanlarda çürütüp, Allah’ın kendilerinden “ilmi gizlemeyeceksiniz” diyerek söz aldığı fakat Allah’a verdikleri sözü bozup Allah düşmanı tağutların hizmetine giren, emaneti de ehliyeti de ziyan eden âlimleri(!) onay makamı haline getirdiler. Bu delalet âlimlerinden icazet almayan, onların meclislerinden yüz çeviren yiğit âlimleri de cehaletle, âlimlere karşı görüş belirtmekle itham ettiler. Hasbunallah ve ni’mel vekil.

Sonra Yolcu Efendi, Şeyh Ebu Katade’nin geçmişini diline doluyor ve Şeyh Ebu Katade’nin kesin bir dille reddettiği Cezayir olaylarıyla Şeyh Ebu Katade ’ye Harici damgası vurmaya çalışıyor. Cezayir olaylarının özeti şuydu kardeşler: Cezayir’de Cihad eden el-Cemaatü’l İslamiyyeti’l Musallaha/ Silahlı İslami Cemaat (GİA) hak üzere cihad ederken Şeyh Ebu Katade ve Ebu Mus’ab Es Suri Avrupa’dan yazdıkları yazılarla bu cihadi harekete sahip çıkmışlardı. Bu cihad cemaati çizgilerini bozup bugün IŞİD’in geldiği çizgiye geldiklerinde ise iki Şeyh de bu cemaati önce desteklemeyi bırakmış sonra da onların harici olduklarını söylemişlerdi[1]. Abdullah Yolcu denen zat ise Şeyh’in o cihad cemaatine hak üzere oldukları dönemlerde verdiği desteği saptırarak, bu konuda bilgi sahibi olmayan insanları yanlış yönlendiriyor, şeyhin Müslümanların kanlarını döken o cemaate destek verdiğini iddia ediyor. Doğrusu ben böyle yapmasına şaşırmıyorum. Şeyh Ebu Katade’nin mezkur konuşmasında da zikrettiği üzere bunlar haklı çıkmak için gerçekleri ters yüz etmekten çekinmeyen adamlar.

Sonra konuşmasında Ebu Katade’yi Afgan’dan tanıdığını söylüyor. Bu konuşmayı dinleyen de vay be Şeyh Abdullah Yolcu Afgan’a da gitmiş diyecek. Sen O’nu Afgan’dan nasıl tanırsın be adam sen Afgan’a mı gittin? Bir adam Ebu Katade’nin cihad geçmişine laf atar da aynanın karşısına geçip kendisine bakmaya utanmaz mı? Bu adam derslerinde bağıra çağıra Türkiye işgal edilse ilk biz savaşacağız tekfirciler değil diyerek kükrüyordu. İyi de hoca Amerika Irak’ı işgal ettiğinde ilk niye sen savaşmadın? Bırak savaşmayı, Amerika’ya kendi üslerini açan, Amerikan askerlerinin sağ salim evlerine dönmesi için dua eden adamları temize çıkarmak için Ebu Katade gibi âlimlere dil uzattın? Aklı başında bir adam çıkıp da bunları sormaz mı? Zaten aklı başında adamın bunların meclislerinde ne işi olur ki!

Sonra kendisi Ebu Katade’nin konuşmasını dinlediğini ve Ebu Katade’nin delilsiz konuştuğunu söylüyor. Öncelikle Ebu Katade'nin konuşmasını dinlediğini hiç sanmıyorum. Kibri ve şeytanı Ebu Katade'yi 2 saat dinlemesine müsade etmez. Vallahi kardeşler Ebu Katade’nin konuşmasını dinleyen hiç kimse Ebu Katade’nin delilsiz konuştuğunu iddia edemez. 2 saat boyunca tarihten, usülden, şer’i delillerle birlikte söylediklerini ispat etmeye çalıştı.

Şeyh Ebu Katade’nin konuşmasını dinleyen onun delilsiz konuştuğunu söyleyemez ama Abdullah Yolcu’nun konuşmasını dinleyen tek bir kişi bile Abdullah Yolcu’nun tek bir delil zikrettiğini söyleyebilir mi?

Sürekli diline doladığı ve başka laf bilmediği; âlimlerimiz, âlimlerimiz teranesinden başka dişe dokunur bir şey söyledi mi?

Şeyh Ebu Katade Tayyip Erdoğan konusunda getirilen bütün şüphelere ilmi cevaplar verdi. Abdullah Yolcu tek kelimeyle de olsa o mesele öyle değil aslen böyle diyebildi mi?

Şeyh Ebu Katade en ciddiyetsiz, en basit şüphelere bile tam bir ciddiyetle, önemseyerek cevap verdi. Abdullah Yolcu tek bir kez olsun bizim dillendirdiğimiz hakikatlere cevap sadedinde bir şey söyleyebildi mi?

Âlimlerin görüşleri delil değildir kardeşler bizatihi delile muhtaçtır. Yani siz hiçbir âlimin sözünü delil diye sunamazsınız. Birçok selef âlimi “hiç kimseye delilini bilmeden görüşlerimizi almaları helal olmaz.” Demişlerdir. Abdullah Yolcu bu konuda tek bir delil zikretti mi? Biz Erdoğan’ın sürekli yaptığı ve arkalarına saklandıkları Necid Ekolü’nün de İslam’dan çıkaran amellerden saydığı birçok amellerini riddetine delil sayıyoruz. Kendisi bizim bu şüphelerimize(!) yönelik tek bir delil zikretti mi?

Bu adamlar dilleriyle imanın; kalbin itikad etmesi, dilin sözü ve azaların ameli olduğunu söylerler ama iş pratiğe geldiğinde küfrü Ğulat-ı Mürcie’nin ve Cehmiyye’nin yaptığı gibi sadece kalbin ameline indirgerler. Dilleriyle ikrar etmeseler de Erdoğan ne yaparsa yapsın, ne derse desin kalbiyle itikad etmedikten sonra irtidad etmez görüşündeler. Bu nedenle bu adamlara vay Erdoğan şunu dedi, vay Haçlılarla bir olup Müslümanları vurdu falan demeyin. Verecekleri cevap ama öyle itikad etmiyor ki olacak. Anlayacağınız bu adamlar Ehl-i Sünnet kisvesine bürünmüş, hakikatte Cehmiyye inancında olan kimseler.

Şeyh Ebu Katade’nin âlimliğine gelince; Mücahid bir âlime Şeyh Ebu Katade’nin ve Şeyh Ebu Muhammed El Makdisi’nin âlim olup olmadığını sormuştum. Şeyh Ebu Muhammed’in Akide’de âlim olduğunu, Şeyh Ebu Katade’nin ise kelimenin tam anlamıyla allame olduğunu söylemişti.

Evet kardeşler Şeyh Ebu Katade allamedir. Lakin hayız ve nifas işleriyle yeterince ilgilenmediği için âlimliği kıymete binmiyor.

Son olarak yaşadığımız sürece dair birkaç şey söyleyeceğim. Malumunuz olduğu üzere memleket olarak bir süreçten geçiyoruz. Allah hayra tebdil etsin. Lakin ben bu tasfiye ve tutuklama sürecinin çok uzak olmayan bir zamanda bizim gibi ehlileşmeyen Selefilere de uzanacağını düşünüyorum. Devlete biat eden Selefiler etti. Geriye bizim gibi yaramaz adamlar kaldı. Yakında ya sev ya terk et muamelesine maruz kalacağımızı, Abdullah Yolcu vb adamların da bu kampanyada öncü rol üstleneceklerini düşünüyorum. Darbe geçiştirildikten, cemaatler ehlileştirildikten sonra sizden de Erdoğan’ın Türkiye’nin rabbi olduğunu onaylamanızı isteyecekler. Ne mutlu sadece Allah’ı(Subhanehu ve Teala) Rab kabul eden, baskıya, zulme direnen yiğitlere….

NOT: Birçok meseleyi uzamasın diye geçiştirdim. Yazının uzamasıyla okunması ters orantılı oluyor maalesef.



Kardeşiniz Salih Seriyye

http://kureselanaliz.com/2016/07/abdullah-yolcunun-seyh-ebu-katadeye-dair-soylediklerine-reddiye/
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Allah ıslah etsin;

Kimin putuna dokunulsa kendini ortaya atıp, dokunanı sapıklıkla itham ediyor.
Sana kimse destek vermeyi vâcib gördüğün şahsı tekfir et demediği, zorlamadığı halde; kimi âlimlere göre ise delillerle tekfir ettiği şahsı savunma adına, delillere göz yumarak, delil sahiblerini delilsizce 'cahil tekfirci'likle nasıl ihtam edersin? Bu nasıl taassub, bu nasıl bir sevdadır?


El Kaide'nin âlimlerinden olan şeyh Ebu Katâde el Filistini'yi tekfircilikle itham ederken; el Kâide'nin emiri Şeyh Usame bin Laden'i kendisini desteklemeye vâcib hükmü verdiğin Erdoğan'a mu'min derken mi şahid oldun da, şehadetinden sonra kendisini övdün?

Şeyh Ebu Katâde, tekfirci (aşırı tekfir hastası) değildir. Hele ki "Hakimiyet Milletindir" itikadındaki demokrat laik bir rejimin baş sorumlusunu tekfir etti diye tekfircilikle itham ediliyorsa, ummet-i islamda saray mollaları (Bel'am) dışında âlim kalmaz. Şehid Seyyid Kutub'dan, Şehid Azzam'a, Ebu Muhammed el Makdisi'den, Şeyh Suleyman bin Nasır el Ulvan ve Şeyh Atiyyetullah'a kadar bütün muvahhid ve mucahid âlimleri tekfirci diyerek dışlayıp vasat âlim olarak da Mısır'daki cuntacı küfür rejimine milyon dolarlar hibede bulunan suud tağutunun irca ehli kralın soytarılarını bırakırsınız ki; onlarda zindandaki mucahidlerin idamı için fetva verirler! Siz de onlar hariciydi diyerek dünya ve ahirat veballerine uzanırsınız!

Allah'ın nizamıyla hükmetmeyen, aksine küfür rejimlerinin tatbik edildiği bir rejimin başında bulunan ve haramların serbest, helallerin yasaklandığı kanunları çıkarıp onaylayan bakanlar kurulu ve onaylayan vekillerin tekfiri konusunda ehl-i sunnet âlimlerin büyük çoğunluğu küfür hükmü vermişken, bunları cahillikle veya tekfirci olmakla suçlamak, aksine küfür kanunlarını çıkarıb tatbik edenleri mu'min olarak görmek kişiyi irca akidesinin pratikçisi murcie dairesine sokar.

Küfrün ilke ve inkılapları adına yasama faaliyetlerinde bulunan, Allah (c.c.)'nun el Hakem sıfatını mahlukata hemde kayıtsız şartsız vererek ülkenin tüm meydan, köprü, direk ve geçitlerini donatan;
eskiden kelime oyunlarıyla Egemenlik diye makyajladığı küfrü artık halkın topyekün şehid ilan edildiği dinin her akşam 'Hakimiyet Milletindir' sloganları altında cemaat tutarak 'Demokrasi ribatı'na çıkacak kıvama getirdiniz. Eserin ve cemaatinle ne kadar övünsen azdır ey Yolcu!

Not:
"EvelAllah başkanlık sistemi de geliyor" (dakika 7.30) derken gözünün parlamasına aldandım, dedim "Hilafet mi geliyor" dedi. Geri aldım bir daha dinledim. SubhanAllah. Allah kimseyi saptırmasın. Demek ki başkanlık sistemi gelse biat edip, etmeyeni harici ilan edecek!




Ebu Katade : Aşırı Tekfirci Cemaatlerin Özellikleri
 
Son düzenleme:
T Çevrimdışı

TevhideriMusab

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Sahsen hocam dedigim birinden böyle bir video görmek beni son derece utandirdi.

cok uzun cevap yaziyorumdaki geri sildim. kelimeler bogazima dügümlendi...
Abi bende utandım.Allah aşkına bu Tayyip erdoğan incirliği açıp incirlikten kalkan amerikan uçakları Iraklı Müslümanları vurmadı mı? Tezkere geçsin diye tüm milletvekillerini dolaşmadı mı? Hadisin ne kadar sahih olduğunu bilmiyorum ama Abdullah Yolcu gibi bir şeyh şu hadisi hiç okumadı mı? “Bir kelimenin ucu (bir kelimenin yarısı/yarım bir kelime) ile dahi olsa bir müslümanın öldürülmesine yardım edenin alnına ahirette Allah'ın rahmetinden ümitsizdir diye yazılacak..”( İbn Mace, Diyat, 1) Daha geçen gün incirlikten kalkan amerikan uçakları halep'te sivilleri vurmadı mı? Allah tüm müslümanlara hidayet versin.Doğru yoldan ayırmasın...
 
Ebu Mervan Çevrimdışı

Ebu Mervan

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Allah islah etsin bu adamı. Malesef bu kişi hep bi kılıf buluyor erdoğan için ne yaparsa yapsın. Allah ayaklarımızı sabit kılsın.
 
ramazantr Çevrimdışı

ramazantr

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Şeyh Ebu Katade'nin Sohbeti ile ilgili tercüme düzeltmeleri ve medyacı kardeşlere nasihatler

Bismillahirrahmanirrahim...

Allah'ın adıyla başlarım. Salat ve selam, Alemlere rahmet olarak gönderilen, nebilerin sonuncusu Muhammed'in (sav), O'nun ailesinin ve ashabının üzerine olsun... Bundan sonra...

Kıymetli kardeşlerim, öncelikle Türkiye'deki tüm müslüman kardeşlerime Allah'tan hayrlar diler, başlarından geçen bu sıkıntı ve musibetlerin hepimizin günahlarına kefaret olmasını yüce Allah'tan niyaz ederim.

Başımıza gelen bu büyük imtihanın ardından, konuya ilmi ve siyasi bir perspektiften bakıp, müslümanları doğru olan yollara tevcih edecek bir çalışmayı yakında Allah'ın tevfiki ile yapacağız ve kısa zamanda da yayınlayacağız. Lakin malum badirenin akabinde, özellikle Şeyh Ebu Katade'nin yaptığı açıklamalarla ilgili, kardeşlerimizden tashih ve tenbih talebleri geldi. Bir takım islami medya organlarında yayınlanan bu tercümeleri gördükten sonra, şeyhin dersini takip ettim. Öncelikle bu ve buna benzer tercümelerle ilgili, medya işi ile ilgilenmeye çalışan müslümanlara bazı nasihatlerde bulunmak istiyorum.

1-) Bir dili, başka bir dile tercüme etmek, başlı başına bir ilim ve hikmet gerektiren bir iştir. Tercüme ettiğiniz şey bir iş akdi, ya da tüm ümmeti ilgilendiren şamil bir fetva dahi olsa bu böyledir. Elbette gösterilmesi gereken ihtimam ve edinilmesi gereken ilim arasında fark vardır. Lakin insanları, hele ki islam ümmetini ilgilendiren bir meselede, tercüme yapmak için sadece arapça bilmeniz yetmez.

2-) Bu zamana kadar her zaman ilmi metinleri tercüme etmekten kaçındım. Zira hatalı bir tercümenin nelere mâl olabileceği endişesi, ahiret gününe iman etmiş bir müslüman olarak kalbimi şiddetle titretmektedir.

3-) Tercüme yapmanın, bir ilim gerektirdiğini yukarıda zikrettim. Kardeşlerim, unutmayınız ki Türkiye müslümanlarına bulaşan tekfir hastalığının baş müsebbibi, bu zamana kadar yapılmış adaletsiz, hikmetsiz, hatalı tercüme kitaplardır. Ulemanın tercüme edilmesini caiz görmediği nice kitaplar, ilimden nasibini almamış ahmaklar tarafından tercüme edilip piyasaya sürülmüştür.

*Abdulkadir bin Abdulaziz, El-Cami kitabının önsözünde, üzerine basa basa "Ben kitabımın bölüm bölüm tercüme edilmesine ya da okunmasına izin vermiyorum. Tercüme edecekseniz tamamını tercüme edin, çünkü ben kitabın başında girişini yaptığım bir meseleyi, ikinci cildin ortasında sonuçlandırıyorum" dedi. "Ülkelerin hükümleri", "Ehli sünnetin menheci ve cihadın esasları" gibi müellifin "YAPMA" demesine rağmen el-Cami'den bölüm bölüm alınıp tercüme edilen kitaplar, bugün nice tekfirci fikrin ülkemizde yayılmasına sebeb oldu.

4-) Ebu Katade tarafından yayınlanan sohbeti, altına düşülen tercüme notlarıyla birlikte takip ettim. 2 saatlik bir sohbetin içerisinden, 5-6 tane cümlenin cımbızlanıp getirilmesi, ve bir çatıştırma, ayrıştırma, ötekileştirme meydana getirecek şekilde "haber" adı altında servis edilmesi ne anlama geliyor? Böyle bir şeyi nasıl yaparsınız ve buna nasıl izin verirsiniz? Şeyh aynı dersin 28. dakikasından başlayarak "karşılıklı iki tarafın mücadelesinde Erdoğan'ın bizim için daha efdal olduğunu", "Suriyedeki ve tüm dünyadaki muhacirlerin ona sığındığını", "Bir çok mustazafın Türkiye'de güvende yaşadığını" anlatıyor. Sizler tercüme yaparken sadece insanları belirli bir hedefe kanalize eden bölümleri seçip, terazinin diğer tarafını atlarsanız, nerede kalacak sizin adaletiniz? Ebu Katade 36. dakikada, Erdoğan'ın aslında bizim menhecimizi sevdiğini, bunu kendisinin de bildiğini söylüyor. Haber metninde bunlar neden yok? Bu vesile ile, Türkiye dışında yaşayan ve 15 Temmuz hadisesini tam olarak bilmeyen, meseleyi medyadan takip eden şeyhlere fetva soran, onlara risaleler gönderen müslümanları adaletli olmaya davet ediyorum. Aldığınız cevapları kırpmadan yayınlayınız. İnsanları ayrılık ve fitneye sürükleyecek işlere girmeyiniz. Allah'tan korkun...

5-) Kaldı ki bizler kimseyi "X" şahsın övdüğü demokrasiyi savunmak için sokaklara çağırmıyoruz. "X" şahsın hükmünü tartışmakla, genel manada başımıza gelen bir Haçlı saldırısına karşı koymak arasında fark olduğunu bilmelisiniz. Bizler hepimizin başına gelen bir musibeti def etmek için, beraber yaşadığımız müslüman bir halk ile beraber koordineli hareket etme nasihatini veriyoruz. Bu toplumu yöneten kişilerin demokratlar, laikler vs olması ise onların değil, kendisini selefi-cihadi diye adlandıran (Ama selefiliğin anlamını bile doğru bilmeyen) cemaatlerin kabahatidir. Şayet bir soru sorulacaksa, öncelikle bu cemaatler o soruyu kendisine sormalıdır. Rasulullah (sav) 23 senelik peygamberliğinde veda hutbesini, sonradan müslüman olan asli müşrik bir toplumda 100 bin kişiden fazla insana okurken, sizin sayınız neden 30 seneden beri aslı müslüman olan bir toplumda olmanıza rağmen birkaç bini/yüzü geçmiyor?

6-) Her amel niyet ile başlar, netice ile sona erer. Unutma ki bu halk ile senin aranı açacak her türlü menhec, söylem, cemaat, görüş yok olmaya mahkumdur. Bu halk Rasulullah'ın ümmetidir. O ümmet cahil bırakılmış, kandırılmıştır. Bu işin düzelmemesinin sebebi ise, Allah'ın dinini bildiğini ve bu uğurda yaşadığını söyleyenlerin, ümmeti cehalet üzere terk etmesidir. Evet kardeşim, bu ümmetin cahil olmasının sebebi sensin, biziz... Artık dönüp kendimize bu halk için ne yaptığımızı sormamızın zamanı geldi... Attığınız her adımın, onlara yaklaşmak, onları sevmek, yaralarını sarmak, onları bilinçlendirmek üzere olmasını sağlayın.

Nihayette ;

Edilecek nasihatte, söylenecek söz de çok fazla. Haberin bu bağlamda değiştirilmesi, ve bir daha da böylesi ayrıştırıcılığı tetikleyen işlere girilmemesi için herkesi Allah'tan korkmaya, şeytanın aldatmalarına kanmamak için takva elbisesini kuşanmaya davet ediyorum. Ehli olmadığınız işlere girmeyin. Ehli olmayanları, ihtiyaç duyulan işlere vermeyiniz.

Allah'a Hamd Ederim..

Murad Gündoğan / @mur_gundogan
 
A Çevrimdışı

akıncıbir

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Erdoğanı Siyaseten destekleyebilirsin bunu anlarımda aşırı sevgi falan Erdoğanın yaptıklarına da ortak olmadır ki bu imanı tehlikeye atar.Görünen o ki Türkiye de çok az bir İslami azınlık Erdoğan'a muhalefet ediyor.Burada muhalefetimiz Erdoğanın şahsına değil.Yaptığı fiil ve ülke yönetimindeki anlayışa muhalif olma durumu var.Elbet doğru bir hareket yapsa incirliği kapatsa Nato dan çıksa bu hareket desteklenir.İyiden kötüye gidenle kötüden iyiye gidenin durumuna göre davranılır.Desteklenme itikadi olarak anlaşılmamalı.Siyaseten desteklenebilir bizimde hedefimizde olan yapılması gereken yaptırımları yaptığı zaman.Abdullah Yolcu Erdoğan ne yaparsa yapsın desteklenmeli derken, muhalif olanlarda Erdoğan ne yaparsa yapsın kötülenmeli derken iki görüşünde aslında kendi zaviyesinde hatalı olduğunu düşünüyorum.Bu dünyada yaşıyorsak iki tarafta Allahın nizamını kabul etmeyip demokrasi uğruna savaşıyorsa elbet bizler Allahın dinini yaşama ve tebliğ etme zemininde ortaya çıkan kazanımları kendi lehimize çevirmeli ve halkı bu yönde bilinçlendirmeliyiz.
 
ramazantr Çevrimdışı

ramazantr

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Ebu Katade el-Filistini kimdir? Muteber midir? Bilgisi olan var mı?

Allah aşkına Tayyip ne yaptı ümmetede Ebu Katade ile kıyaslıyorsun ya şeyh. Subhanellah. İncirliğ'i açtı, Suriye'yi katletti. Afganistan'a asker gönderdi Afgan'ı katletti. Somali'de batıyı ve batının köpeğini destekledi. Bu mu Ebu Katade ile kıyasladığın adam. Rakı fabrikaları açtı, yurtların yanında bile kerhaneler var! Milli piyango hala oynatılıyor. Bu mu Ebu Katade ile kıyasladığın adam ya şeyh. Merdiven altı diye aşağıladıklarının kimi ömrünü hapiste, kimi de cihad meydanında geçirdi. Kimi de kabirdedir. İşte Ebu Firas. Şehid oldu. İşte Ebu Yahya. Şehid oldu. İşte Makdisi, işte senin çok sevdiğin Alvan, işte Nasır bin Fahd, işte Halid Raşid. Hepsi zindanda. İşte Muhaysini, cihad meydanında. Örnekler çoğalır. Allah sana hakkı göstersin...Subhanellah.

Ebu Firas,Muheysini, Halid Raşid in Alimlik noktasında yerlerini bilmememle birlikte bu Şeyhlerin erdoğanı Tekfir ettikleri hakkında bir kaynak varmı , Kardeşçe soruyorum...



Ebu Katade asrımızın cihadi ve rabbani ulemasındandır.

Tayyip Erdoğan i tekfir eden alim yok diyor akhiler.doğru mu söylüyor yoksa sallıyor mu ?




Abdullah Yolcu
Hodri meydan diyerek
1 Şeyh ebu Katade Hakkında tezkiye istiyor. Rabbani ve muteber alimliği noktasında.
2 Erdoğanı tekfir eden Muassır herhangi beş tane alim ismi istiyor.
Bazı kardeşler Şeyh Makdisi ve benzeri gibi kişleri Erdoğanı tekfir noktasında delil olarak sunuyorlar ama Türkiyede ve dış ülkelerde ilmi olarak Şeyh Makdisi ayarında Erdoğan tekfir etmeyen niceleri var. Bu noktada baz alırsak mesele ihtilaflı hale gelir.
Bu iki soruya cevap verebilecek kardeş varmı bizleride aydınlatsın.
Ayrıca bahsetiği Cezayir Fetvası hakkında bilgisi olan bir kardeş varmı
Ebu Katadenin verdiği fetva nedir ne zaman vermiştir kaynak göstere bilir misiniz.

NOT.
lütfen bir birimizi linç etmeden yazarsak daha faydalı olur.
Allah hepinizden Razı olsun

Abdullah Yolcunun Ebu Katade hakkında Tekfirci demesi ve bazı zanlarda bulunarak ona haksızlık ettiği kanaatindeyim.
Bir sorum daha olacak kardeşlerime
Ebu Firas,Muheysini, Halid Raşid in Alimlik noktasında yerlerini bilmememle birlikte bu Şeyhlerin erdoğanı Tekfir ettikleri hakkında bir kaynak varmı elinizde. Yoksa kulaktan dolma sözlerle mi amel ediyoruz bu noktada.
Allah razı olsun

Ben Şeyh Zevahiri olsun Yemen El kaidesi şeyhleri olsun Nusret Cephesi olsun dünyanın dört bir yanında bulunan cihad meydanlarındaki MALİ SOMALİ AFGANİSTAN CEZAYİR TÜRKİSTAN ÖZBEKİSTAN YEMEN ŞAM tüm bu beldelerde cihad eden muteber alimlerin ve ilim talebelerinin bugüne kadar Erdoğan hakkında susmalarını manidar buluyorum.
Övgüleride yok belki ama bu usulu ben cihad şeyhlerine tabiyim diyen kardeşlerinde takınması gerekli diye düşünüyorum..
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Şeyh Ebu Katade'nin Sohbeti ile ilgili tercüme düzeltmeleri ve medyacı kardeşlere nasihatler

Bismillahirrahmanirrahim...

Allah'ın adıyla başlarım. Salat ve selam, Alemlere rahmet olarak gönderilen, nebilerin sonuncusu Muhammed'in (sav), O'nun ailesinin ve ashabının üzerine olsun... Bundan sonra...

Kıymetli kardeşlerim, öncelikle Türkiye'deki tüm müslüman kardeşlerime Allah'tan hayrlar diler, başlarından geçen bu sıkıntı ve musibetlerin hepimizin günahlarına kefaret olmasını yüce Allah'tan niyaz ederim.

Başımıza gelen bu büyük imtihanın ardından, konuya ilmi ve siyasi bir perspektiften bakıp, müslümanları doğru olan yollara tevcih edecek bir çalışmayı yakında Allah'ın tevfiki ile yapacağız ve kısa zamanda da yayınlayacağız. Lakin malum badirenin akabinde, özellikle Şeyh Ebu Katade'nin yaptığı açıklamalarla ilgili, kardeşlerimizden tashih ve tenbih talebleri geldi. Bir takım islami medya organlarında yayınlanan bu tercümeleri gördükten sonra, şeyhin dersini takip ettim. Öncelikle bu ve buna benzer tercümelerle ilgili, medya işi ile ilgilenmeye çalışan müslümanlara bazı nasihatlerde bulunmak istiyorum.

1-) Bir dili, başka bir dile tercüme etmek, başlı başına bir ilim ve hikmet gerektiren bir iştir. Tercüme ettiğiniz şey bir iş akdi, ya da tüm ümmeti ilgilendiren şamil bir fetva dahi olsa bu böyledir. Elbette gösterilmesi gereken ihtimam ve edinilmesi gereken ilim arasında fark vardır. Lakin insanları, hele ki islam ümmetini ilgilendiren bir meselede, tercüme yapmak için sadece arapça bilmeniz yetmez.

2-) Bu zamana kadar her zaman ilmi metinleri tercüme etmekten kaçındım. Zira hatalı bir tercümenin nelere mâl olabileceği endişesi, ahiret gününe iman etmiş bir müslüman olarak kalbimi şiddetle titretmektedir.

3-) Tercüme yapmanın, bir ilim gerektirdiğini yukarıda zikrettim. Kardeşlerim, unutmayınız ki Türkiye müslümanlarına bulaşan tekfir hastalığının baş müsebbibi, bu zamana kadar yapılmış adaletsiz, hikmetsiz, hatalı tercüme kitaplardır. Ulemanın tercüme edilmesini caiz görmediği nice kitaplar, ilimden nasibini almamış ahmaklar tarafından tercüme edilip piyasaya sürülmüştür.

*Abdulkadir bin Abdulaziz, El-Cami kitabının önsözünde, üzerine basa basa "Ben kitabımın bölüm bölüm tercüme edilmesine ya da okunmasına izin vermiyorum. Tercüme edecekseniz tamamını tercüme edin, çünkü ben kitabın başında girişini yaptığım bir meseleyi, ikinci cildin ortasında sonuçlandırıyorum" dedi. "Ülkelerin hükümleri", "Ehli sünnetin menheci ve cihadın esasları" gibi müellifin "YAPMA" demesine rağmen el-Cami'den bölüm bölüm alınıp tercüme edilen kitaplar, bugün nice tekfirci fikrin ülkemizde yayılmasına sebeb oldu.

4-) Ebu Katade tarafından yayınlanan sohbeti, altına düşülen tercüme notlarıyla birlikte takip ettim. 2 saatlik bir sohbetin içerisinden, 5-6 tane cümlenin cımbızlanıp getirilmesi, ve bir çatıştırma, ayrıştırma, ötekileştirme meydana getirecek şekilde "haber" adı altında servis edilmesi ne anlama geliyor? Böyle bir şeyi nasıl yaparsınız ve buna nasıl izin verirsiniz? Şeyh aynı dersin 28. dakikasından başlayarak "karşılıklı iki tarafın mücadelesinde Erdoğan'ın bizim için daha efdal olduğunu", "Suriyedeki ve tüm dünyadaki muhacirlerin ona sığındığını", "Bir çok mustazafın Türkiye'de güvende yaşadığını" anlatıyor. Sizler tercüme yaparken sadece insanları belirli bir hedefe kanalize eden bölümleri seçip, terazinin diğer tarafını atlarsanız, nerede kalacak sizin adaletiniz? Ebu Katade 36. dakikada, Erdoğan'ın aslında bizim menhecimizi sevdiğini, bunu kendisinin de bildiğini söylüyor. Haber metninde bunlar neden yok? Bu vesile ile, Türkiye dışında yaşayan ve 15 Temmuz hadisesini tam olarak bilmeyen, meseleyi medyadan takip eden şeyhlere fetva soran, onlara risaleler gönderen müslümanları adaletli olmaya davet ediyorum. Aldığınız cevapları kırpmadan yayınlayınız. İnsanları ayrılık ve fitneye sürükleyecek işlere girmeyiniz. Allah'tan korkun...

5-) Kaldı ki bizler kimseyi "X" şahsın övdüğü demokrasiyi savunmak için sokaklara çağırmıyoruz. "X" şahsın hükmünü tartışmakla, genel manada başımıza gelen bir Haçlı saldırısına karşı koymak arasında fark olduğunu bilmelisiniz. Bizler hepimizin başına gelen bir musibeti def etmek için, beraber yaşadığımız müslüman bir halk ile beraber koordineli hareket etme nasihatini veriyoruz. Bu toplumu yöneten kişilerin demokratlar, laikler vs olması ise onların değil, kendisini selefi-cihadi diye adlandıran (Ama selefiliğin anlamını bile doğru bilmeyen) cemaatlerin kabahatidir. Şayet bir soru sorulacaksa, öncelikle bu cemaatler o soruyu kendisine sormalıdır. Rasulullah (sav) 23 senelik peygamberliğinde veda hutbesini, sonradan müslüman olan asli müşrik bir toplumda 100 bin kişiden fazla insana okurken, sizin sayınız neden 30 seneden beri aslı müslüman olan bir toplumda olmanıza rağmen birkaç bini/yüzü geçmiyor?

6-) Her amel niyet ile başlar, netice ile sona erer. Unutma ki bu halk ile senin aranı açacak her türlü menhec, söylem, cemaat, görüş yok olmaya mahkumdur. Bu halk Rasulullah'ın ümmetidir. O ümmet cahil bırakılmış, kandırılmıştır. Bu işin düzelmemesinin sebebi ise, Allah'ın dinini bildiğini ve bu uğurda yaşadığını söyleyenlerin, ümmeti cehalet üzere terk etmesidir. Evet kardeşim, bu ümmetin cahil olmasının sebebi sensin, biziz... Artık dönüp kendimize bu halk için ne yaptığımızı sormamızın zamanı geldi... Attığınız her adımın, onlara yaklaşmak, onları sevmek, yaralarını sarmak, onları bilinçlendirmek üzere olmasını sağlayın.

Nihayette ;

Edilecek nasihatte, söylenecek söz de çok fazla. Haberin bu bağlamda değiştirilmesi, ve bir daha da böylesi ayrıştırıcılığı tetikleyen işlere girilmemesi için herkesi Allah'tan korkmaya, şeytanın aldatmalarına kanmamak için takva elbisesini kuşanmaya davet ediyorum. Ehli olmadığınız işlere girmeyin. Ehli olmayanları, ihtiyaç duyulan işlere vermeyiniz.

Allah'a Hamd Ederim..

Murad Gündoğan / @mur_gundogan
Tercume ile dediğiniz hassasiyetinize aynen katılmakla birlikte, nihayet olarak Erdoğanın hükmü konusunda Ebu Katâde'nin görüşü değişmeyecektir. Evet Erdoğan'ın (AKP) idaresinde bulunan mevcud Türkiye yönetiminin, gerek aynı ülkedeki muhalefetler içerisinde gerek diğer ülkelerdeki mevcud otorite ve siyasilerin arasında müsluman ve mazlum mustadaflara yardımcı olma ilişkisi kıyaslandığında , Erdoğan diğerlerine nazaran oldukça yardımcı, olumlu ve hoşgörülüdür. Bu yadsınamaz bir vakıadır. Bunu inkar eden de yok. Zaten gündemdeki Fetö darbesinin başarıya ulaşamamasının en büyük sebebi de her türlü halkın büyük oranda kendisine olan teveccühüdür. Bu Erdoğan ve yönetici için ayrı bir değerlendirme açısıdır.
İşin birde akidevi yönü vardır ki insanlara ne kadar faydalı olursan ol, ne kadar sevgisini ve yardımını kazanır ve esirgemesen de İnsanların cenneti veya cehennemi yoktur ki ahirat boyutunda sana faydası olsun. Bu sadece Allah'a mahsus bir haktır ve O'da hangi şartlarda iman dairesine girilib veya çıkılacağını nas ile bildirmiştir.
Bir alim de bu naslardan yola çıkarak hüküm vermiş ise, O'nu sırf sevdiğim kişiyi tekfir etti diye duygusallıkla cahil ve tekfirci ilan etmek; ilim ehl-i arasında kişinin ancak kendisini bitirir, saygı ve seviyesini yitirmeye sebeb olur.
İşin bir diğer boyutu ise madalyonun diğer yönü; yâni tercüme tam edilseydi Ebu katâde tarafından Erdoğanın hükmü neticesi değişmediğini yine de görecektik doğru, belki olumlu yönleri de zikredilecekti, bunları da herkes zaten biliyor kabul da ediyor. Fakat Abdullah Yolcu'ya neden kendisine okunan ve nefsine ağır gelen bir satır sual ile bir âlime "câhil, tekfirci" hükmünü vermesinin batıllığını ve tutarsızlığını söyleyemiyorsunuz?
Neden Şeyh Ebu Katâde'nin ilmini, cihadını amelini ve olumlu vasıflarını zikredib 2 saatlik videoyu dinleyib özetlemeden mu'minler indinde bir âlimin hayatını karartacak açıklamalarda bulunuyorsun? Üstelik Şeyh'e hakaret ve küçümsemelerde bulunuyorsun, demezler mi adama ey Yolcu, Katâde'yi dünya üzerinde tüm muvahhid mucahid alimler tanır, itibar ederken seni kim tanır?
Senin yaptıklarınla Şeyh'in yaptıkları mukayese ve muslumanlar indinde değerlendirilecek olsa:
Görüyorsun farklı ülkede hiç tanımadıkları bir âlimi sahiblenenler ile; demokrat rejimde mûkim olanların seni tanıyıb dinleyib anladıkları halde karalayıb dışlaman karşısında itibarını görebilirsin.


...

Ebu Katâde , tekfir etmesi delilsizce midir ki tekfirci diyorsun? Neden bu delillere ilmi cevab vermiyorsun?
Katılmayabilirsin, ben farklı delillere bakarak hatalı görüyorum diyebilir, veya bu konuda şöyle diyen alimlerin ictihadına katılıyorum diyebilirsin. Fakat ehl-i sunnet dairesi içerisindeki konuyla ilgili görüşlerden birine ve âlime nasıl böyle ithamda bulunursun?

Kişi Erdoğan'ı çeşitli endişelerden veya ilmi kifayetsizliğinden dolayı tekfirden çekinebilmesini anlarım ama; laik rejimin başındaki bir adamın bazı güzel hasletlerinden dolayı delilsizce 'mu'mindir' demen karşısında sana 'murcie' denmesini celbetmiyor musun?


 
S Çevrimdışı

Shekau'nun Misvağı

Üye
İslam-TR Üyesi
Şeyh Ebu Katade'nin Sohbeti ile ilgili tercüme düzeltmeleri ve medyacı kardeşlere nasihatler

Bismillahirrahmanirrahim...

Allah'ın adıyla başlarım. Salat ve selam, Alemlere rahmet olarak gönderilen, nebilerin sonuncusu Muhammed'in (sav), O'nun ailesinin ve ashabının üzerine olsun... Bundan sonra...

Kıymetli kardeşlerim, öncelikle Türkiye'deki tüm müslüman kardeşlerime Allah'tan hayrlar diler, başlarından geçen bu sıkıntı ve musibetlerin hepimizin günahlarına kefaret olmasını yüce Allah'tan niyaz ederim.

Başımıza gelen bu büyük imtihanın ardından, konuya ilmi ve siyasi bir perspektiften bakıp, müslümanları doğru olan yollara tevcih edecek bir çalışmayı yakında Allah'ın tevfiki ile yapacağız ve kısa zamanda da yayınlayacağız. Lakin malum badirenin akabinde, özellikle Şeyh Ebu Katade'nin yaptığı açıklamalarla ilgili, kardeşlerimizden tashih ve tenbih talebleri geldi. Bir takım islami medya organlarında yayınlanan bu tercümeleri gördükten sonra, şeyhin dersini takip ettim. Öncelikle bu ve buna benzer tercümelerle ilgili, medya işi ile ilgilenmeye çalışan müslümanlara bazı nasihatlerde bulunmak istiyorum.

1-) Bir dili, başka bir dile tercüme etmek, başlı başına bir ilim ve hikmet gerektiren bir iştir. Tercüme ettiğiniz şey bir iş akdi, ya da tüm ümmeti ilgilendiren şamil bir fetva dahi olsa bu böyledir. Elbette gösterilmesi gereken ihtimam ve edinilmesi gereken ilim arasında fark vardır. Lakin insanları, hele ki islam ümmetini ilgilendiren bir meselede, tercüme yapmak için sadece arapça bilmeniz yetmez.

2-) Bu zamana kadar her zaman ilmi metinleri tercüme etmekten kaçındım. Zira hatalı bir tercümenin nelere mâl olabileceği endişesi, ahiret gününe iman etmiş bir müslüman olarak kalbimi şiddetle titretmektedir.

3-) Tercüme yapmanın, bir ilim gerektirdiğini yukarıda zikrettim. Kardeşlerim, unutmayınız ki Türkiye müslümanlarına bulaşan tekfir hastalığının baş müsebbibi, bu zamana kadar yapılmış adaletsiz, hikmetsiz, hatalı tercüme kitaplardır. Ulemanın tercüme edilmesini caiz görmediği nice kitaplar, ilimden nasibini almamış ahmaklar tarafından tercüme edilip piyasaya sürülmüştür.

*Abdulkadir bin Abdulaziz, El-Cami kitabının önsözünde, üzerine basa basa "Ben kitabımın bölüm bölüm tercüme edilmesine ya da okunmasına izin vermiyorum. Tercüme edecekseniz tamamını tercüme edin, çünkü ben kitabın başında girişini yaptığım bir meseleyi, ikinci cildin ortasında sonuçlandırıyorum" dedi. "Ülkelerin hükümleri", "Ehli sünnetin menheci ve cihadın esasları" gibi müellifin "YAPMA" demesine rağmen el-Cami'den bölüm bölüm alınıp tercüme edilen kitaplar, bugün nice tekfirci fikrin ülkemizde yayılmasına sebeb oldu.

4-) Ebu Katade tarafından yayınlanan sohbeti, altına düşülen tercüme notlarıyla birlikte takip ettim. 2 saatlik bir sohbetin içerisinden, 5-6 tane cümlenin cımbızlanıp getirilmesi, ve bir çatıştırma, ayrıştırma, ötekileştirme meydana getirecek şekilde "haber" adı altında servis edilmesi ne anlama geliyor? Böyle bir şeyi nasıl yaparsınız ve buna nasıl izin verirsiniz? Şeyh aynı dersin 28. dakikasından başlayarak "karşılıklı iki tarafın mücadelesinde Erdoğan'ın bizim için daha efdal olduğunu", "Suriyedeki ve tüm dünyadaki muhacirlerin ona sığındığını", "Bir çok mustazafın Türkiye'de güvende yaşadığını" anlatıyor. Sizler tercüme yaparken sadece insanları belirli bir hedefe kanalize eden bölümleri seçip, terazinin diğer tarafını atlarsanız, nerede kalacak sizin adaletiniz? Ebu Katade 36. dakikada, Erdoğan'ın aslında bizim menhecimizi sevdiğini, bunu kendisinin de bildiğini söylüyor. Haber metninde bunlar neden yok? Bu vesile ile, Türkiye dışında yaşayan ve 15 Temmuz hadisesini tam olarak bilmeyen, meseleyi medyadan takip eden şeyhlere fetva soran, onlara risaleler gönderen müslümanları adaletli olmaya davet ediyorum. Aldığınız cevapları kırpmadan yayınlayınız. İnsanları ayrılık ve fitneye sürükleyecek işlere girmeyiniz. Allah'tan korkun...

5-) Kaldı ki bizler kimseyi "X" şahsın övdüğü demokrasiyi savunmak için sokaklara çağırmıyoruz. "X" şahsın hükmünü tartışmakla, genel manada başımıza gelen bir Haçlı saldırısına karşı koymak arasında fark olduğunu bilmelisiniz. Bizler hepimizin başına gelen bir musibeti def etmek için, beraber yaşadığımız müslüman bir halk ile beraber koordineli hareket etme nasihatini veriyoruz. Bu toplumu yöneten kişilerin demokratlar, laikler vs olması ise onların değil, kendisini selefi-cihadi diye adlandıran (Ama selefiliğin anlamını bile doğru bilmeyen) cemaatlerin kabahatidir. Şayet bir soru sorulacaksa, öncelikle bu cemaatler o soruyu kendisine sormalıdır. Rasulullah (sav) 23 senelik peygamberliğinde veda hutbesini, sonradan müslüman olan asli müşrik bir toplumda 100 bin kişiden fazla insana okurken, sizin sayınız neden 30 seneden beri aslı müslüman olan bir toplumda olmanıza rağmen birkaç bini/yüzü geçmiyor?

6-) Her amel niyet ile başlar, netice ile sona erer. Unutma ki bu halk ile senin aranı açacak her türlü menhec, söylem, cemaat, görüş yok olmaya mahkumdur. Bu halk Rasulullah'ın ümmetidir. O ümmet cahil bırakılmış, kandırılmıştır. Bu işin düzelmemesinin sebebi ise, Allah'ın dinini bildiğini ve bu uğurda yaşadığını söyleyenlerin, ümmeti cehalet üzere terk etmesidir. Evet kardeşim, bu ümmetin cahil olmasının sebebi sensin, biziz... Artık dönüp kendimize bu halk için ne yaptığımızı sormamızın zamanı geldi... Attığınız her adımın, onlara yaklaşmak, onları sevmek, yaralarını sarmak, onları bilinçlendirmek üzere olmasını sağlayın.

Nihayette ;

Edilecek nasihatte, söylenecek söz de çok fazla. Haberin bu bağlamda değiştirilmesi, ve bir daha da böylesi ayrıştırıcılığı tetikleyen işlere girilmemesi için herkesi Allah'tan korkmaya, şeytanın aldatmalarına kanmamak için takva elbisesini kuşanmaya davet ediyorum. Ehli olmadığınız işlere girmeyin. Ehli olmayanları, ihtiyaç duyulan işlere vermeyiniz.

Allah'a Hamd Ederim..

Murad Gündoğan / @mur_gundogan

MURAD GÜNDOĞAN'IN TERCÜMEM'E DAİR YAZDIĞI ASILSIZ ve YANLIŞ İTHAMLARINA CEVABIMDIR



Bismillah, elhamdulillah vessalatu vesselamu ala rasulillah:

Murad Gündoğan ismindeki şahsın beni/tercümemi itibarsızlaştırdığı eleştirisini okudum;


Öyle bi yazmış ki sanki verdiğim tercümeler yanlış, hatalı tercümeler yapmışım havası veriyor, ama tercümedeki hataların nereler olduğundan bir kelime dahi söz etmemiş, yani at çamuru izi kalsın kabilinden olmuş! Nerede manayı değiştiren, şeyhin kastını ortaya koymayan bir yer göstersin bakalım!



Bana öyle geliyor ki bu şahıs Allahu alem Erdoğan'ı cehaletle! teville! mazur gören taifeden olduğu için Erdoğanın kafir olduğu hükmünün verilmesinden rahatsız olmuş ve "ama ebu Katade Erdoğandan güzel de bahsediyor" diyerek (kelime kelime böyle demiyor ama açıkça bunu söylemek istiyor) bu rahatsızlığını ima etmiş hatalı tercümelerin nereler olduğuna hiçbir örnek vermediği halde bu şahıs, bu kesitleri tercüme eden kişinin (benim) ilimden anlamayan biri olduğumu da alttan ima etmiş.



-Aslında söylemek istemezdim, vallahi sevmem böyle şeyler yazmayı, ama söylemeye mecbur kaldım- tercüme eden şahıs tam 10 seneden beri en ufak bir ara vermeden ve yoğun bir şekilde ve dünyevi en ufak hiçbir işle uğraşmadan, bir işte çalışmadan sadece ilimle iştiğal etmiştir ve ediyor elhamdulillah ve bu 10 senede normalde (abartmıyorum) 15 sene içerisinde okunan kitaplar okumuştur.



Doğu usulü kitaplar okutan (ki arapçası en sağlam olanlar tartışmasız doğu usulü okumuş olanlardır, bilenler bunu bilirler) medreseden mezundur, bu medresede belirlenmiş bütün kitapları okumuştur. Türkiye selefi cihadi ekol mensuplarının takribenhepsinin alim olduğunda ittifak ettiği bir şahıstan ilmi icaze belgesi almıştır.



Tercüme eden şahıs5 seneden beri müderrislik yapmaktadır, sadece arapça da değil, usulül fıkıh, akide, usulül hadis, ulumul kuran v.s alanlarda ve hassaten güncel konularda birçok kitap okumuş ve okutmuştur, hala da okutmaya devam etmektedir.Bütün hamdler Allah'a mahsustur, O'ndan affını dilerim.


Bu şahıs tercüme ettiğim yerleri "5-6 tane cümle" diye tabir ederek büyük bir adaletsizlik yapmıştır.Tercüme yazının yarısından fazlası şeyhin sözlerinin harfiyyen tercümesi olmayıp uzun dakikalar içerisinde söylediklerinin büyük bir titizlik gösterilerek, defalarca geriye dönüp dinlenilerek çıkarılan özetidir. Tekrar söylüyorum tercümelerde hata varsa koysun ortaya, müslümanların kafasını karıştırmasın lütfen!


Demiş ki: "Şeyh aynı dersin 28. dakikasından başlayarak "karşılıklı iki tarafın mücadelesinde Erdoğan'ın bizim için daha efdal olduğunu", "Suriyedeki ve tüm dünyadaki muhacirlerin ona sığındığını", "Bir çok mustazafın Türkiye'de güvende yaşadığını" anlatıyor."

İyi de Ebu Katade'nin bunları söyleyip kabul ettiğini zaten herkes biliyor, zaten bunu herkes söylüyor, kabul ediyor, Allah için böyle basit sözleri tercüme edip yazıyı niye uzun bir hale sokayım?!



Zaten darbeyle ilgili önceden Ebu Katadenin bunları ifade eden iki sözünü tercüme etmiştim ve yayınlanmıştı. İşte tercüme ettiğim o sözler:



Birinci tercüme: "Sahabenin Habeşistan’a hicret ettiği zamanlarda Necaşi’ye karşı bir inkılap girişimi meydana gelmiş ve muhacirler bu duruma üzülmüştü. Sonra Allah Necaşi’ye hasımlarına karşı galibiyet nasip etti ve muhacirler sevindi. Her bir salih kimse mücrimlerin rezil oluşuna sevinmiştir."



İkinci tercüme: "Maksadımız tağutların zulmünden korunmak olduğu zaman Tayyipçilere kaçarız. Ama maksadımız dinimizi hâkim kılmak olduğunda ise bizi ancak cihad ve fedakârlık ehli temsil eder."



Şimdi bütün bunlar önceden aynı kaynaktan yayınlanmışken ne diye bi daha son derece basit, herkes tarafından bilinen yerleri bi daha tercüme edeyim!



Allahu Ekber! Bu ne büyük bir tahrif, ne büyük bir iftira, bakın bu şahıs şöyle demiş:

“Ebu Katade 36. dakikada, Erdoğan'ın aslında bizim menhecimizi sevdiğini, bunu kendisinin de bildiğini söylüyor.”

Bunu okuyunca dedim bi bakayım böyle bi şey demişmiydi şeyh, kendisini çok dikkatli dinlememe rağmen böyle bir şey hatırlamıyorum, olabilir belki kaçırmışımdır diye verdiği dakikadaki söylediklerine bi bakayım dedim, bi de ne göreyim, büyük, ama son derece büyük bir tercüme hatası yapmış!

Halbuki Şeyh orada (36:11'de) diyor ki:

“...Ve huve yehummuna filhakika, el-bahsu anhu”yani diyor ki: “aslında bizi ilgilendiren bu (yani Erdoğan hakkında hüküm vermek), o'ndan bahsetmek.”



Bu şahıs ise şeyhin sözünü:

“Ve huve yuhibbuna fil hakika” yani: “Erdoğan aslında bizi seviyor!” diye anlamış (tabi hangi ruh ve psikoloji haliyle böyle anlamış bilmiyorum!), bu cümleden sonra gelen “elbahsu anhu” ifadesini göz ardı etmiş ve bi de nereden çıkarttıysa “bizim menhecimizi” ve “bunu kendisinin de bildiğini” ifadelerini de cümlesinin arasına sokmuş!

Halbuki şeyh bundan sonra:

“ve ene akrau kesiran lima yukteb (ve ben yazılanları çokça okurum)”diyor ama herhalde burayı olsa gerek bu şahıs ise “bunu kendisinin de bildiğini” diye anlamış.


Subhanallah! Eyvah! böyle biri birçok müslümanın girip okuduğu Islah haberde mütercimlik mi yapıyor!!! Bu şahıs mademmüslüman kitleye ulaşan yazılar, videolar tercüme ediyor, o halde ilk başta iyi bi arapça öğrensin ve bi de kendisinin de belirttiği gibi arapça okumak yetmez var olan ilmini daha da ilerletmesi gerek, ta ki yanlış tercümeler yapmasın.



Aksi halde lütfen bilip bilmeden konuşup da gündemi meşgul etmesin, müslümanların kafasını karıştırmasın, bizim de vaktimizi böyle şeylerle uğraştırmakla öldürmesin. O'nu Allah'tan korkmaya, şeytanın aldatmalarına kanmamak için takva elbisesini kuşanmaya davet ediyorum. Ehli olmadığı işlere girmesin. Ehli olmayanları, ihtiyaç duyulan işlere vermemeliyiz.


Velhamdu lillahi rabbil alemin.



İBRAHİM FIRAT
 
M Çevrimdışı

musab99

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ifrat-tefrit , cop-saman , maalesef muslumanlarin denge konusunda ciddi bir zafiyetleri var.

Bu Abdullah yolcu ya kadar sirayet etmişse ,neyse ...
 
Ebu Hayseme Çevrimdışı

Ebu Hayseme

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ebu Firas,Muheysini, Halid Raşid in Alimlik noktasında yerlerini bilmememle birlikte bu Şeyhlerin erdoğanı Tekfir ettikleri hakkında bir kaynak varmı elinizde.

Ne alakası var ben tekfir ediyorlar mı dedim? Ebu Kat'ade ve Makdisi ile aynı menheci benimsemiş kişiler bunlar. O ikisi merdiven altıysa, onlar da merdiven altı. Muayyen bir kişinin hükmünde ihtilaf etmeleri bir şey değiştirmez.
 
Cundullah el-Kürdî Çevrimdışı

Cundullah el-Kürdî

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Sonra Yolcu Efendi, Şeyh Ebu Katade’nin geçmişini diline doluyor ve Şeyh Ebu Katade’nin kesin bir dille reddettiği Cezayir olaylarıyla Şeyh Ebu Katade ’ye Harici damgası vurmaya çalışıyor. Cezayir olaylarının özeti şuydu kardeşler: Cezayir’de Cihad eden el-Cemaatü’l İslamiyyeti’l Musallaha/ Silahlı İslami Cemaat (GİA) hak üzere cihad ederken Şeyh Ebu Katade ve Ebu Mus’ab Es Suri Avrupa’dan yazdıkları yazılarla bu cihadi harekete sahip çıkmışlardı. Bu cihad cemaati çizgilerini bozup bugün IŞİD’in geldiği çizgiye geldiklerinde ise iki Şeyh de bu cemaati önce desteklemeyi bırakmış sonra da onların harici olduklarını söylemişlerdi[1]. Abdullah Yolcu denen zat ise Şeyh’in o cihad cemaatine hak üzere oldukları dönemlerde verdiği desteği saptırarak, bu konuda bilgi sahibi olmayan insanları yanlış yönlendiriyor, şeyhin Müslümanların kanlarını döken o cemaate destek verdiğini iddia ediyor. Doğrusu ben böyle yapmasına şaşırmıyorum. Şeyh Ebu Katade’nin mezkur konuşmasında da zikrettiği üzere bunlar haklı çıkmak için gerçekleri ters yüz etmekten çekinmeyen adamlar.

Ayrıca bahsetiği Cezayir Fetvası hakkında bilgisi olan bir kardeş varmı
Ebu Katadenin verdiği fetva nedir ne zaman vermiştir kaynak göstere bilir misiniz.
 
S Çevrimdışı

Salim Suheyb

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ilim adaminin farki ortada kisileri tahlil etmek icin yakinda bulunmalarna gerek yok.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Ana Sayfa Alt