O
Çevrimdışı
odabaşoğlu
Guest
Alim ve şeyh tapıcılığı nedir?
Kuran bize melek bir peygamber gönderilmediğini, İnsanlığa örnek olması için insani duyguların bütününü taşıyan insan resuller gönderdiğini anlatırken, onların insani yönlerini de ortaya koyar. Mesela, hemen hemen bütün peygamberlerin hataya meyil ettiğinden bahseder. Bazen de bu hataların işlendiğini söyler. Hatta Peygamberlerin en mahrem duygularındaki kaymayı bile anlatır. Ardından da bahsedilen kaymaların doğrultulduğunu ve düzelttiğini ifade eder. Bu anlatımlar onları karalamak, itibarsızlaştırmak için yapıldığı sanılmasın. Zira bunlarla birlikte onların, diğer insanların karşı koyamadıkları bir çok zaaflara düşmediğini, onlara karşı sabır gösterdiklerini, çok güzel bir ahlak üzere olduklarını, ümmetleri için çektikleri sıkıntıları, fedakarlıklarını daha nice güzel yönlerini de anlatmayı ihmal etmez.
Pekiyi bizim bu anlatılardan çıkarımlarımız ne olmalı? Sorusuna araştırmalar neticesinde edindiğim acizane kanaatim Kuran'ın verdiği mesajın kabaca şöyle olduğunu düşünüyorum;
Kötülüğe meyil her insan fıtratında mevcuttur.. İçinizden seçtiğim ve resul yaptığım en değerlileriniz en ahlaklınız bile zaman zaman zaaflarına yenik düşebiliyor. Ancak onlardan insanlığa kötü bir örneklik kalmasın diye ben onların küçük zaaflarına düzelttim. Dolayısıyla insan peygamberde olsa onlara Rab’ınızın sıfatlarını yakıştırarak şirke düşmeyin. İnsan bir kere Allah’ın sıfatlarını insana yakıştırmaya başladığında kendisi değersizleşir ve saldırıya acık hale gelir.
Hac suresi 31 ayet bu hususu ne güzel açıklar. ”Batıldan yüz çevirip yalnız Allah'a yöneldiğinizi ve O'ndan başkasına ilahlık yakıştırmadığınızı (isbat edin): zira Allah'tan başkasına ilahlık yakıştıran kimse, gökten düşerek un ufak olan ve saçılan parçalarını kuşların didikleyip kaptığı, ya da rüzgarın ıssız bir köşeye savurduğu nesneye benzer.”
İlahlık yakıştırma hususu toplum tarafından net anlaşılan bir konu değildir. Buradaki ilahlık Allah’ın sıfatlarından her hangi birini Allahtan gayri birisine yakıştırmak anlamındadır. Genelde insanlar Allah’tan başkasını ilah görmediğini düşünürken, âlimlerinin yanılmayacaklarına, onlara çağrıldığı zaman imdadına yetişebileceklerine de inanmayı ihmal etmezler. Bunun şirk olduğunu da akıllarına getirmezler!
Doğru ve yanlışı yapmak her insan fıtratında var olması Kuran’i bir kavramdır. Resuller de devamlı Allah’ın gözetiminde olmuşlardır. Onların küçükte olsa hatalarını sürdürme ihtimali bulunmamaktadır. Onların dışında herkes doğru yanlış yapabilir, öğrenir ve unutabilirler. İnsandır bazen zaaflarına uyabilirler. Onların Allah tarafından düzeltilme ihtimali yoktur. O halde sakın ola ki Allahtan isteyeceğiniz bir şeyi onlardan istemeyin. Onları yanılmaz görmeyin. Onları kutlu kişi bilmeyin. Onların karşısında ezilip büzülmeyin. Onları kendiniz ile Allah arasında aracı koymayın. Zira Allah herkesten her şeyden kuluna daha yakındır. Şah damarından bile. Ola ki haram helal, günah sevap algılarınızı alimleriniz yönetiyorsa onlar belirliyorsa bilinsin ki; nesne olan yani belirlenen durumdan olan kişi şirk içindedir.
Bu duruma düşen kişinin durumu şeyh veya üstat tapıcılığıdır. Bu kardeşinizden söylemesi. Bu hususları Kuran’dan araştırın çıkaracağınız farklı kanaatlerinizi dinlemeye okumaya hazırım. Selam ve Dua ile.
Kuran bize melek bir peygamber gönderilmediğini, İnsanlığa örnek olması için insani duyguların bütününü taşıyan insan resuller gönderdiğini anlatırken, onların insani yönlerini de ortaya koyar. Mesela, hemen hemen bütün peygamberlerin hataya meyil ettiğinden bahseder. Bazen de bu hataların işlendiğini söyler. Hatta Peygamberlerin en mahrem duygularındaki kaymayı bile anlatır. Ardından da bahsedilen kaymaların doğrultulduğunu ve düzelttiğini ifade eder. Bu anlatımlar onları karalamak, itibarsızlaştırmak için yapıldığı sanılmasın. Zira bunlarla birlikte onların, diğer insanların karşı koyamadıkları bir çok zaaflara düşmediğini, onlara karşı sabır gösterdiklerini, çok güzel bir ahlak üzere olduklarını, ümmetleri için çektikleri sıkıntıları, fedakarlıklarını daha nice güzel yönlerini de anlatmayı ihmal etmez.
Pekiyi bizim bu anlatılardan çıkarımlarımız ne olmalı? Sorusuna araştırmalar neticesinde edindiğim acizane kanaatim Kuran'ın verdiği mesajın kabaca şöyle olduğunu düşünüyorum;
Kötülüğe meyil her insan fıtratında mevcuttur.. İçinizden seçtiğim ve resul yaptığım en değerlileriniz en ahlaklınız bile zaman zaman zaaflarına yenik düşebiliyor. Ancak onlardan insanlığa kötü bir örneklik kalmasın diye ben onların küçük zaaflarına düzelttim. Dolayısıyla insan peygamberde olsa onlara Rab’ınızın sıfatlarını yakıştırarak şirke düşmeyin. İnsan bir kere Allah’ın sıfatlarını insana yakıştırmaya başladığında kendisi değersizleşir ve saldırıya acık hale gelir.
Hac suresi 31 ayet bu hususu ne güzel açıklar. ”Batıldan yüz çevirip yalnız Allah'a yöneldiğinizi ve O'ndan başkasına ilahlık yakıştırmadığınızı (isbat edin): zira Allah'tan başkasına ilahlık yakıştıran kimse, gökten düşerek un ufak olan ve saçılan parçalarını kuşların didikleyip kaptığı, ya da rüzgarın ıssız bir köşeye savurduğu nesneye benzer.”
İlahlık yakıştırma hususu toplum tarafından net anlaşılan bir konu değildir. Buradaki ilahlık Allah’ın sıfatlarından her hangi birini Allahtan gayri birisine yakıştırmak anlamındadır. Genelde insanlar Allah’tan başkasını ilah görmediğini düşünürken, âlimlerinin yanılmayacaklarına, onlara çağrıldığı zaman imdadına yetişebileceklerine de inanmayı ihmal etmezler. Bunun şirk olduğunu da akıllarına getirmezler!
Doğru ve yanlışı yapmak her insan fıtratında var olması Kuran’i bir kavramdır. Resuller de devamlı Allah’ın gözetiminde olmuşlardır. Onların küçükte olsa hatalarını sürdürme ihtimali bulunmamaktadır. Onların dışında herkes doğru yanlış yapabilir, öğrenir ve unutabilirler. İnsandır bazen zaaflarına uyabilirler. Onların Allah tarafından düzeltilme ihtimali yoktur. O halde sakın ola ki Allahtan isteyeceğiniz bir şeyi onlardan istemeyin. Onları yanılmaz görmeyin. Onları kutlu kişi bilmeyin. Onların karşısında ezilip büzülmeyin. Onları kendiniz ile Allah arasında aracı koymayın. Zira Allah herkesten her şeyden kuluna daha yakındır. Şah damarından bile. Ola ki haram helal, günah sevap algılarınızı alimleriniz yönetiyorsa onlar belirliyorsa bilinsin ki; nesne olan yani belirlenen durumdan olan kişi şirk içindedir.
Bu duruma düşen kişinin durumu şeyh veya üstat tapıcılığıdır. Bu kardeşinizden söylemesi. Bu hususları Kuran’dan araştırın çıkaracağınız farklı kanaatlerinizi dinlemeye okumaya hazırım. Selam ve Dua ile.