Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Adem (a.s.)'ın Cennetin Kapısında Peygamberin (s.a.v.) İsmini Okuduğu Hadisin Sıhhati Nedir?

Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Sen olmasaydın Ya Muhammed! evreni yaratmazdım
لما اقترف آدم الخطيئة؛ قال: يا رب! أسألك بحق محمد لما غفرت لي. فقال الله: يا آدم! وكيف عرفت محمدا، ولم أخلقه؟ قال يا رب! لما خلقتني بيدك، ونفخت في من روحك؛ رفعت رأسي، فرأيت على قوائم العرش مكتوبا: لا إله إلا الله محمد رسول الله، فعلمت أنك لم تضف إلى اسمك إلا أحب الخلق إليك. فقال الله: صدقت يا آدم! إنه لأحب الخلق إلي، ادعني بحقه، فقد غفرت لك، ولولا محمد ما خلقتك
''Adem (a.s.), günah işlediğinde şöyle dua etti:
Ya Rabb! Muhammed'in hakkı için benim günahımı bağışlamanı diliyorum.
Allahu Teala dedi ki: Ey Adem! Sen Muhammed'i nereden biliyorsun, ben onu daha yaratmadım.
Adem: Ey Rabbim, Sen beni yarattığında ve ruhundan bana üflediğinde başımı kaldırdım ve arşın sütunları üzerinde 'La ilahe İllAllah Muhammedun Rasulullah' yazılı olduğunu gördüm. Ve bildim ki, Sen kendi adının yanına ancak en çok sevdiğin kişinin ismini ilave edersin.
Allahu Teala dedi ki: Doğru söylüyorsun ey Adem, o (Muhammed s.a.v.) benim en sevdiğim kulumdur. Sen Benden onun (Muhammed s.a.v.) hakkı için istedin, Ben seni bağışladım. Muhammed olmasaydı Ben seni yaratmazdım''
(Hakim, Mustedrak, 2/615; Ömer (r.anh)'dan merfu olarak ; İbn Asâkir (2/323), el-Beyhâki, Delâil’un-Nubuvve (5/488); Tabarânî, el-Mûcemu’s-Sağir, 2/82-83; Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, 8/253; S
uyûtî, ed-Durru'l-Mensûr, 1, 116. Yusuf Nebhanî, Huccetullahi ale’l-âlemin, sf: 210)

Uydurmadır !

Râvilerinden olan Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem hakkında İbn Hibbân şöyle der: «Hadis uydurmakla itham olunmuş, Leys, Malik ve İbn Lehi’a üzerine hadisler uydurmuştur. Dolayısıyla imâm ez-Zehebî rivâyet hakkında uydurma ve batıl derken, İbn Hacer el-Askalânî de ona katılır.
Zehebi, bu hadis hakkında: ''Hadis uydurmadır. Abdurrahman yalancıdır. Ve Abdullah İbni Meslem el-Fahri'nin kim olduğunu bilmiyorum'' demektedir.


İmam Zehebî "Mizanu'l-İ'tidal" isimli eserinde bunun "batıl ve uydurma bir haber" olduğunu söyledi, İbnu Hacer el-Askalânî de "Lisanu'l-Mizan" isimli eserinde ona muvafakat etti.
Elbânî, Abdurrahman bin Zeyd bin Eslem’in zayıf olduğu konusunda ittifak vardır. Ahmed bin Hanbel, Ebû Zur’a, Ebû Hatemi, En-Nesâî, ed-Dârâkutnî ve başkaları onu zayıf görmüştür.
Elbânî: ...“Bana göre ...Zehebî el-Mîzân’da “el-Fiherî”ye yer vererek ona hadis isnad ettikten sonra bunun batıl bir haber olduğunu söyler.” dedi.
İbn Hacer de, el-İsabe’de 3/360’ta aynısını söylüyor ve ilaveten el-Fiherî hakkında şöyle diyor: “Emsali olduğundan muhtemelen bu ondan önceki kişi olabilir. Bu kişi Abdullah bin Muslim bin Ruseyid’dir. İbn Hacer diyor ki: “İbn Hibban onu hadis uydurmakla itham” etti.

Hâkim’in bu hadisle ilgili rivâyeti, onu red nedenlerinden biridir. Zira kendisi "el Medhulu İlla Ma’rifeti’s-Sahih-i Mine’s-Sakîm” adlı kitabında (uydurma) hadisler rivâyet ettiğini söyler.
Bu işin erbabından olan ve düşünebilen bir insan, bu yaptığının onun aleyhinde olduğu konusunda zorluk çekmez.
Elbânî der ki: Hâkim, el-Mustedrak’te kendi kendine çelişkiye düşmüştür. Zira (cilt 3 Sf: 332)’de adı geçen Abdurrahman’dan rivâyetten başka bir hadis sahih görmediği halde bunu rivâyet etmiştir. Ayrıca Buhârî ve Muslim’in, Abdurrahman bin Zeyd’i Huccet olarak kabul etmediklerini de söyler.
Değişik yollarında merfu mu? Yoksa mevkûf mu? olduğunda çelişkilik derecesinde farklılık vardır.
Bu hadisi Kur’ân-ı Kerîm’e ters düşmesinden hadisin batıl ve uydurma olduğunu söyleyen âlimlerin tesbitini güçlendirmektedir.


Şeyhulislam İbn Teymiyye dedi ki:
"el-Hâkim'in, bu hadisle ilgili rivayeti, onun rededilme nedenlerinden biridir. Çünkü bizzat kendisi "el-Medhal ile Ma'rifeti's-Sahihi mine's-Sakim" isimli eserinde -hadisin ravilerinden- Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem'in babasından mevdu -yani uydurma- hadisler rivayet etiğini söyler, bu işin erbabından düşünebilen bir kimse için böyle bir rivayetin kabul edilemez olduğu aşikardır. Ben derim ki, Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem, hadiscilerin ittifakınca zayıf bir adamdır ve söylediği şeyleri çokça karıştırır. Ahmed b. Hanbel, Ebû Zur'a, Ebû Hatim, Nesâî ve Darakutnî ve daha başkaları onun zayıf olduğunu söylediler. Ebû Hatim İbn Hıbban dedi ki: Farkında olmadan haberleri öyle ters yüz ediyordu ki rivayetlerinin çoğunda murselleri merfu, mevkufları musned haline getiriyordu. Bu sebeble onun rivayetleri terkedilmeyi hak etmişlerdir. (Şeyhu'l İslam İbn Teymiyye, Kaidetun Celiletu'n fi,t-Tevessuli ve-l-Vesile, Sf: 168-169)

Beyhaki, Delail Nubuvve'de ''Abdurrahman İbni Zeyd İbni Eslem , zayıf ravilerdendir'' der.

Muhammed Nasıruddin el-Elbânî dedi ki: "Sözün özü, bu hadisin aslı yoktur. Çünkü iki büyük hadis alimi Zehebî ve Askalânî bunun geçersizliğine kesinlikle hükmetmişlerdir. Nitekim yukarıda onlardan bu husus nakledildi (Silsiletu'l Ehadisi'z-Zaifeti ve,l-Mevdua, Hadis no : 25; et-Tevessul Envauhu ve Ahkamuhu s.115)

El-Sagani; Uydurulmuş” dedi. (El-Sagani El-Hadis El-Mevzuat sf: 7)
El Acluni; Uydurma olduğunu söylemiştir( el-Aclûnî, Keşfu'l-Hafâ, II, 214)
Şeyh Molla Aliyyul Kari; ’Zayıftır ama anlamı doğrudur…” (Aliyyul Kari El-Esrar El-Merfuat; sf: 67-68) der ve şu iki hadisi bu görüşüne delil getirir:

a. İbn Esakir tarafından nakledilen hadis ”sen olmasaydın dünya yaratılmazdı.” İbni Cevzi bunu nakletti ve şöyle dedi ”uydurulmuştur” (İbni Cevzi, El-Mevzuat, 1/288) ve Suyuti’de aynı şeyi söylemiştir. (Suyuti El-Laai 1/272)

b. Deylemi’den nakledilen bir hadis ”Ya Muhammed! Sen olmasaydın Bahce (cennet) yaratılmış olmazdı ve Sen olmasaydın ateş (cehennem) yaratılmış olmazdı
ElBani derki ”Deylemi’den hadisin sahih olduğunu ortaya koymadan gerçekliğini onaylamak doğru olmaz ki Hiç bir alimin bu konu üzerinde durmuş olmasına rastlamış değilim… Deylemi’nin bunu aktaran tek kişi olması benim için bu hadisin zayıf olduğuna inanmak için yeterlidir, dahası Musned’inde (Deylemi Musned 1/41/2) rastladığımda zayıf olduğuna inandım.
(El Elbani; Silsile El-Zayıf, 1/451 no. 282)

Yukarıdaki sözün uydurma olduğuna bir delil de yine başka bir rivayetten! Akıl sahiblerini çelişkiyi görmeye davet ediyorum :
Adem (a.s.)’ın Nebî (s.a.v.)’i, kendi yaratılışından sonra cennette iken yer yüzüne inmesinden bilmesidir. Halbuki zayıf, ancak daha iyi bir senedle gelen başka rivayette:
Adem (a.s.) Hindistana iner ve yanlızlık hisseder, bunun üzerine Cebrâil inerek; Allâhu Ekber, Allâhu Ekber, Eşhedu En Lâ İlâhe İllallâh(iki defa), Eşhedu Enne Muhammeden Rasûlullâh (iki defa) deyib ezan okur. Adem şöyle der: «Muhammed de kim»? Cebrâil: «Peygamberlerden son oğlundur» der.
İbn Asâkir (1/323/2).

Râvilerinden Ali b. Behrâm bilinmemekte, diğer bir râvi olan Muhammed b. Abdullâh b. Süleyman aynı şekilde bilinmemektedir.
Bir önceki rivâyette Âdem (a.s.) daha cennette iken Peygamber (s.a.v.)’i tanıyordu, bu ikinci rivayette ise, Âdem (a.s.) yer yüzüne indiği halde Muhammed (s.a.v.)’i tanımamıştır.
Menfaatları için birbirinden habersizce Panik halinde hadis peydahlayanların düştüğü bu trajikomik durum tam ibretlik !



لما اقترف آدم الخطيئة؛ قال: يا رب! أسألك بحق محمد لما غفرت لي. فقال الله: يا آدم! وآيف عرفت
محمدا، ولم أخلقه؟ قال يا رب! لما خلقتني بيدك، ونفخت في من روحك؛ رفعت رأسي، فرأيت على
قوائم العرش مكتوبا: لا إله إلا الله محمد رسول الله، فعلمت أنك لم تضف إلى اسمك إلا أحب الخلق
إليك. فقال الله: صدقت يا آدم! إنه لأحب الخلق إلي، ادعني بحقه، فقد غفرت لك، ولولا محمد ما خلقتك
Adem (a.s.) günahı işlediğinde şöyle der:
« Ya Rabbi, Muhammedin hakkı için beni afvetmeni istiyorum ».
Allah, « Ey Adem onu yaratmadığım halde Muhammedi nasıl tanıdın » deyince,
« Ey Rabb'im! beni elinle yaratıp, ruhundan bana üflediğinde başımı kaldırdım ve arşın sütunlarında Lâ ilâhe illallâh Muhammedun Rasulullâh yazılı olduğunu gördüm. Bildim ki, Sen Kendi ismine en sevgili yaratığını izâfe ettin ».
Bunun üzerine Allah;
« Doğru söyledin ey Adem! Çünkü o beşer içerisinde bana en sevgili olanıdır. Bana onun hakkı ile dua ettiğinde seni bağışlarım, eğer Muhammed olmasaydı seni yaratmazdım » der.

(el-Hâkim, Mustedrak, 2/615; İbn Asâkir, 2/323; el-Beyhâki, Delâil’un-Nubuvve, 5/488)
Uydurmadır.
Râvilerinden olan Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem hakkında İbn Hibbân şöyle der: «Hadis uydurmakla itham olunmuş, Leys, Malik ve İbn Lehi’a üzerine hadisler uydurmuştur.
Dolayısıyla imâm ez-Zehebî rivâyet hakkında uydurma ve batıl derken, İbn Hacer el- Askalânî de ona katılır.
Rivâyetin batıllığına delil olan bir yönüde, Adem (a.s.)’ın Nebî (s.a.s.)’i, kendi yaratılışından sonra cennette iken yer yüzüne inmeden bilmesidir.
Halbuki zayıf, ancak daha iyi bir senedle gelen başka rivayette:
(Adem (a.s.) Hindistana iner ve yanlızlık hisseder, bunun üzerine Cebrâil inerek; Allâhu Ekber, Allâhu Ekber, Eşhedu En Lâ İlâhe İllallâh (iki defa), Eşhedu Enne Muhammeden Rasûlullâh (iki defa) deyip ezan okur. Adem şöyle der: «Muhammed de kim»? Cebrâil: «Peygamberlerden son oğlundur» der.)
[İbn Asâkir (1/323/2).]

Râvilerinden Ali b. Behrâm bilinmemekte, diğer bir râvi olan Muhammed b. Abdullâh b. Suleyman aynı şekilde bilinmemektedir.

Bir önceki rivâyette Âdem (a.s.) daha cennette iken Peygamber (s.a.s.)’i tanıyordu, bu ikinci rivayette ise, Âdem (a.s.) yer yüzüne indiği halde Muhammed (s.a.v.)’i tanımamıştır.




*********************
Bir üstteki sözün benzeri olan ;
"
Ben gizli bir hazineydim ve ben bilinmeyi diliyordum bundan dolayı ben yaratılmış olanı (insanoğlunu) yarattım sonra kendimi onlara bildirdim ve onlar beni tanıdı”. sözü

Sehavi (905 , İbni Hacer El-Askalani’nin öğrencisi) dedi ki “İbni Teymiyye der ki: Bu Peygamberin (s.a.v.) hadislerinden değildir ve sahih yada zayıf oluşuna dair bilinen hiç bir isnad yoktur.’ Zerkaşi ve Şeyhimiz (İbni Hacer) onu (bu kararında) desteklemiştir.” (Sehavi, el-Makasıdu’l-hasene, no. 838)

Suyuti (911) dediki “bunun aslı yoktur (Suyuti, Durur al Muntasar, no. 330)
El Acluni (1162) dediki “bu söylem genellikle ona itimat eden ve bazı temellerini onun üzerine kuran sufilerde vuku bulur.” (El-Acluni, Keşfu’l-hafa, no. 2016)
el- Elbani derki “bu hadisin aslı yoktur (Muhammed Nasiruddin El-Elbani, Silsile El-Zayıf, 1/166)

"kuntu kenzen mahfiyye" diye başlayan bu gizli hazine uyduruk hadisi de bir benzeri gibi "men arafe nefsehu fe kad arafe rabbehu" yani "kim kendini bilirse rabbini de bilir" rivayeti gibi "gizli kardeşlik" tarafından uydurulmuş bir sözdür. Bu tarz sözleri uydurmanın amacı vahdeti vücüd akidesine sözde islami dayanak hazırlamaktır.
Buna göre güya Allahu teala gizli bir hazineyken kendisinden bir parçayı yani kainatı yaratıp kendisini açığa vurmuştur. Buna göre kainat allahtan sudur etmiştir, doğmuştur.(sudur teorisi)
Alemlerin rabbini sofilerin bu tarz iftiralarından tenzih ederiz.
zariyat 56- Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.


*********************

إِذا تَحَيَّرْ تُم فِي اْلأمُورِ فاَسْتَعِينُوا بِأَهْلِ اْلقُبُورِ
İşlerinizde ne yapacağınızı şaşırdığınızda kabir ehlinden yardım isteyiniz (İsmail b. Muhammed el-Aclûnî, Keşf’ul-hafâ, Beyrut 1988/1408, c. I, s. 8)

إِذا أَعْيَتْكُمْ الأمُورُ فَعَلَيْكُمْ بِأهْلِ الْقُبُورِ ، أوْ فاَسْتَعِينُوا بِأَهْلِ اْلقُبُورِ
İşlerinizde ne yapacağınızı şaşırdığınızda kabirlerdeki ölülerden yardım isteyiniz
(İsmail b. Muhammed el-Aclûnî, Keşf’ul-hafâ, Beyrut 1988/1408, c. I, sf: 8. ; Mahmut USTAOSMANOĞLU -Mahmud Efendi- başkanlığında bir heyet, Ruhu’l-Furkan Tefsiri, İstanbul 1992, c. II, s.82)

Halbuki İbn Teymiye’nin de belirttiği gibi “Peygamberimizin hadislerini iyi bilen ulemanın ittifakıyla bu söz yalandır, Peygamberimize yapılmış bir iftiradır. Hadis ulemasından hiçbiri bunu hadis diye rivayet etmemiştir. Güvenilir hadis kitaplarının hiçbirinde bulunmamaktadır. (İbn Teymiye, Mecmu-u Fetâvâ, c: 1, s: 356) Şirk kapısını açan biri tarafından yapılmış bir uydurmadır.” (Mecmu-u Fetâvâ, c: 11, s: 293)

İbn-i Kemal Paşa, el-Erbeûn, v. 360.
Süleymaniye Kütüphanesi, Esad Efendi, 1694. İbn-i Kemal, Yavuz Sultan Selim’in meşhur Şeyhulislamı’dır. 1469′da Tokat’ta doğmuş, 1534′te İstanbul’da ölmüştür. Peygamberimizle arasında 900 seneden fazla bir zaman varken hiçbir kaynak göstermeden ve anlamı da Kur’an’a taban tabana zıt olan bir sözü hadis olarak önümüze sürmesi kabul edilemez. İbn-i Kemal bu eserinde, kaynak gösterme yerine, bu sözün hadis olduğunu ispat için hiçbir dini dayanağı olmayan felsefi izahlara girmiştir.

İlgili Konu :


RASULULLAH'I KURUTAN SÖZLER

- UYDURMA HADİSLER -



İlmi Konu - Rasulullah'ı Kurutan Sözler : Uydurma Hadisler (kitap)
 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
hala böyle şaçma hadislere inanan kişiler nasıl ALLAh celle celaluhu ya iman edebilirki ...

ALLAHIM BİZLERE OKUMAYI VE ANLAMAYI SEVDİR YARABBİM ...
 
Üst Ana Sayfa Alt