Âleykum selam we rahmetullah ;
Vaktin kısalması manasında rivayet ve izâhı şöyledir;
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Zaman yaklaştığında, mu'minin rüyası neredeyse hiç yanlış çıkmaz. En doğru sözlü olan kimsenin rüyası da en doğrudur. Ruya, nubuvvetin kırk parçasından bir parçadır."
(İbn Mace, Ruya, Bab 9, Hadis no: 3917)
Âlimler burada geçen "zaman yaklaştığında" sözünden, zamanın kıyamete yaklaşmasını, ona doğru yakınlığını, kıyamete yakın olması hasebiyle, zamanın bitmeye yaklaştığını/bitmeye yüz tuttuğunu anlamışlardır.
Tuhfe yazarının beyânına göre el-Fâik sahibi bu ifâdenin üç şekilde yorumlandığını şöyle nakletmiştir:
Birincisi kıyametin yaklaşmasıdır, ikincisi gece ile gündüzün eşit olduğu mevsimdir. Üçüncüsü yılın ay gibi, ayın hafta gibi haftanın gün gibi ve günün bir saat gibi kısıldığı zaman ki Mehdi'nin zamanıdır. Çünkü o dönemde adalet yaygınlaşır, hayat tathlaşır ve dolayısıyla zamanın nasıl geçtiğinin farkına varılmaz.
Konuyla ilgili bir başka rivayette; Ebu Hurayra (r.anh) Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Zaman tekarub eder, ameller (bir rivayette ilim) noksanlaşır, insanlar hırsa bürünür, fitneler ortaya çıkar, herc-u merc olur / öldürmeler çoğalır."
(Buharî, Edeb, Bab 39, Hadis no: 66 ; Fiten, 25; Muslim, İlim, Bab 5, Hadis no: 11-12)
Âlimler, hadiste geçen "zamanın tekarubunu" (zamanın yaklaşmasını) farklı anlamışlardır. Bazıları bunu "gece-gündüzün sürekli eşit olacağı zamanı" anlamışlardır. İbn Hacer (rahimehullah) ise daha farklı yorumlamıştır :
Bundan maksat: Kıyametin yaklaşmasıdır. Kıyamete yakın ahir zaman fitnesinde, öyle bir zaman gelecek ki; her şeyden bereket kalktığı gibi, zaman da bereketsiz olur. Gece-gündüz büyük bir hızla gelip geçer. Bu husus, şu anda herkesin bizzat görüp şikâyette bulunduğu bir realitedir.
Bir hadiste bu anlam açıkça görülmektedir:
"Zaman yaklaşır. Öyle ki yıl bir ay gibi, ay bir cumua/bir hafta gibi, hafta bir gün gibi, gün bir saat gibi, saat ise, bir anda yanıp kül olan hurma ağacının dalı gibi suratle gelib geçer. Ayrıca o zamanda bulunan insanların seviyesi –genellikle- birbirine yaklaşmış olur. Hayırlı işler yapmamakta, kötülük yapmakta insanlar aynı düzeyi paylaşmış olur."
(İbn Hacer, 13/16)