"Ey O Peygamber'in hanımları, sizler, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer sakınıyorsanız edalı (işveli) olmayın. Yoksa kalbinde bir hastalık bulunanlar (sizden) kötü şeyler umarlar. Ve hep ma'rûf söz söyleyin. - Evlerinizde oturun. İlk cahiliye devrinde olduğu gibi açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a ve Rasûlü'ne itaat edin. Ey O Peygamber'in ehl-i beyti, Allah muhakkak ki sizden eksikliği, pisliği gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister. - Evinizde okunan Allah 'in âyetlerini ve hikmeti anın, zikredin. Muhakkak ki Allah Latîf, Habîr olandır." (Ahzab 32 - 34)
Ahzab suresinin bu üç ayetinin kimler hakkında nâzil olduğu meselesi hakkında şunlar denmiştir:
a) İbn Cerîr'in İbn Abbâs ve İkrime'den rivayetlerine göre bu âyet-i kerimeler özellikle Peygamber (s.a.v.)'in hanımları hakkında nazil olmuştur. (Taberî, Câmiu'l- Beyân, XXII, 7; İbn Kesir, Tefsîru'1-Kur'âni'l-Azîm, VI, 407)
b) Vahidî'nin Ebu Bekr el-Hârisî kanalıyla Ebu Saîd'den rivayetine göre o "Ey O Peygamber'in ehl-i beyti, Allah muhakkak ki sizden eksikliği, pisliği gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister." âyet-i kerimesinin 5 kişi hakkında; Peygamber (s.a.v.), Ali, Fâtıma, Hasan ve Huseyin hakkında nazil olduğunu söylemiştir. (Vahidî, Esbâbu'n- Nuzûl, s. 251) Taberî de bu hadisi Ebu Saîd el-Hudrî'den merfu olarak rivayet etmiştir. (Taberî, Câmiu'l- Beyân, XXII, 5)
Ebu Saîd el-Hudrî'nin Ummu'l-Mu'minîn Ummu Seleme'den rivayetinde o şöyle demiştir:
Bu âyet-i kerime Rasûlullah benim odamda iken nazil oldu. Ben, odanın kapısı yanında oturuyordum. Bu âyet nazil olduğunda Peygamber (s.a.v.)'in yanında Ali, Fâtıma, Hasen ve Huseyin vardı.
Ben: "Ben, ey Allah'ın elçisi, ben senin ehl-i beytinden değil miyim?" diye sordum,
"Elbette sen de hayırdasın ve sen Allah'ın Rasûlu'nun hanımlarındansın." (Tirmizî, K. Tefsir el-Kur'an, Sure: 33, bab: 7, Hadis no: 3205) buyurdu. (Taberî, Câmiu'l- Beyân, XXII, 7)
Enes b. Mâlik diyor ki:
"Rasulullah (s.a.v.) altı ay sabah namzina Fatıma'nın kapısından geçerek gitti. Rasulullah oradan geçerken: "Ey ehl-i beyt; namaz." der ve: "Ey Ehl-i Beyt, şubhesiz Allah sizi kötülüklerden arındırıb tertemiz yapmak ister..." âyetini okurdu.(Tirmizi, K. Tefsir el-Kur'an Sure, 33, bab: 7, Hadis no: 3206)
Ancak bu zikredilenlerin Ehl-i Beyt'ten olmaları, bunların dışında bulunan kimselerin Ehl-i Beyt'ten sayılmayacakları manasına gelmez. Nitekim âyet-i kerimeler, Rasulullah'ın hanımlarını zikretmektedir. Dolayısıyla "Ehl-i Beyt" ifadesine onun hanımlarının öncelikle girmesi gerekir. Aynca, Ehl-i Beyt'ten bahseden âyetteki zamirlerin erkek sıgasının kullanılması, ehl-i beyt'in içine, Rasululahın hanımları ve kızının yanında Ali (r.anh) gibi erkeklerin de girmesindendir. Yoksa Rasulullahın hanımlarını ehl-i Beyt'in dışında kabul etmek için değildir. Nitekim Fatıma da kadındır fakat ehl-i beyt'ten olduğuna itiraz edilmemiştir. (Tirmizi, K.Tefsir el-Kur'an, Sure: 33, bab: 9, Hadis no: 3207-3208)
Bu hususta Elmalılı Muhammed Hamdı Yazır, "Hak Dini Kur'an Dili" adlı eserinde şöyle diyor:
"Fakat ne tuhaftır ki Şia, âyetin mevzuunu teşkil eden ezvac-i Tahiratı dâhi hesaba katmayarak ehl-i beyt'in, Peygamberin kendisiyle, Ali, Hasan, Huseyin, Fatıma, radiyallahu anhuma'dan ibaret olduğunda ısrar etmek istemişler ve bu yüzden Tarih-i İslam'da çok büyük gürültüler koparmışlardır.
"Selman bizden ve ehl-i beyttendir." hadisiyle, intisab-ı mahsus ile Selman bile ehl-i beytten sayıldığı halde peygamberle beraber gece gündüz beraber olan ezvac-ı tâhiratın (Peygamberin temiz hanımlarının) ehl-i beytten hariç sayılması ne gârib bir taassubdur! (Hak Dini Kur'an Dili, C. 6, Sf : 3892)
Alkame diyor ki: "fecrime: "Ey Peygamber ailesi, şüphesiz Allah sizi, günah ve kötülüklerden arındırıp tertemiz yapmak ister." âyetini çarşılarda yüksek sesle okur ve "Bu âyet özellikle Resulullahın hanımları hakkında nazil olmuştur." derdi. İkrime'nin bu sözü, âyetin nüzul sebebini bildirmektedir. Dolayısıyla bu söze dayanarak ehl-i beyt'e, Resulullahın kızları ve diğer hanımlarının girmediği söylenemez.
Ustad Mevdudi ise ilgili âyetin izahatında şöyle demiştir:
"Bazı kimseler, bu ayetlerin sadece Peygamber'in (s.a.v.) hanımlarına hitap ettiğini görüp bu emirlerin sadece onları kastettiğini iddia ederler. Fakat bu ayetlerin devamını okuyan bir kimse, müslüman kadınları değil de sadece mu'minlerin annelerini kasteden bir emir olmadığını hisseder. Allah'ın (c.c) sadece Peygamber'in (s.a.v.) hanımlarının pislikten temizlenmesini, sadece onların Allah'a ve Rasûlune itaat etmesi ve namazı kılıp zekatı vermesi gerektiğini kastetmiş olması mümkün müdür? Eğer kasıt bu olamazsa, onların evlerinde vakarla oturmaları, cahiliye yürüyüşünden kaçınmaları, namahrem erkeklerle yumuşak sözlerle konuşmamaları konusundaki emirler nasıl sadece onlar için geçerli olabilir? Aynı konu içinde bazı emirlerin genel (âm), bazılarınınsa özel (has) olduğuna delalet eden bir hüccet var mıdır?
"Siz diğer kadınlar gibi değilsiniz" cümlesi, diğer kadınların süslü bir şekilde sokağa çıkıp, erkeklerle rahatça konuşabilecekleri ve flört edebilecekleri, "siz ise böyle davranamazsınız" anlamına gelmez. Bunun aksine kullanılan uslûb bir adamın sadece kendi çocuğuna şöyle demesi gibidir: "Sen sokak çocukları gibi değilsin, küfürlü konuşmamalısın." Bu cümleden hiç kimse, bu adamın sadece kendi çocuğunun küfretmesini kötü gördüğü, diğerlerinin böyle bir dil kullanmasına ise aldırmadığı sonucunu çıkarmaz.
İnsanlardan bir grub da, ayetin anlamını saptırarak, Ehl'ul-Beyt'in sadece Ali, Fâtıma ve iki oğullarını kapsadığını, Peygamberin (s.a.v.) hanımlarının buna dahil olmadığını söylemişlerdir. Hatta daha da ileri giderek "Allah sizden pisliği gidermek ve sizi tertemiz kılmak istiyor" cümlesinden, Ali, Fatıma ve iki oğullarının aynen peygamberler gibi ismet sahibi (günahsız) olduğu sonucunu çıkarmışlardır. Ayetteki "pislik" ile günah ve hatanın kastedildiğini ve Allah'ında belirttiği gibi Ehl'ul-Beyt'in günah ve hatadan temizlendiğini söylerler. Oysa ayetteki ifade onların pislikten uzaklaştırıldıklarını ve temizlendiklerini bildirmemekde, bilakis şöyle demektedir:
"Allah sizden pisliği gidermek ve sizi tertemiz kılmak istiyor."
Konunun bütünlüğü de, burada Peygamber'in (s.a.v.) ev halkının övülmesinin kastedildiğine dair bir ipucu vermemektedir. Tam aksine onlara ne yapıp ne yapmamaları gerektiği bildirilmektedir; çünkü, Allah onları tertemiz kılmak istiyor. Başka bir deyişle, onlara şu davranış tarzını benimserlerse, Allah'ın onları tertemiz kılacağı, aksi taktirde onları temizlemeyeceği söylenmektedir. Bununla birlikte, eğer: "Allah sizden pisliği uzaklaştırmak ve sizi tertemiz kılmak istiyor" sözünden Allah'ın onları günahsız ve hatasız kıldığı sonucu çıkarılırsa, Allah'ın namazdan önce abdest alan bütün Müslümanları da günahsız ve hatasız kılmaması için hiçbir sebep yoktur. Çünkü abdest alanlar hakkında da Allah şöyle buyurur: "Allah sizi tertemiz kılmak ve size olan nimetini tamamlamak istiyor." (Maide: 6) (Mevdudi, Tefhimu'l Kur'an)