Köyden gelen öğrencisini mescidde namaz kılarken görmüş eşim. Tebrik etmiş. Sırtını sıvazlamış. “Hocam ben 7 yaşımdan beri hiç namazı bırakmadım. Namazı babam öğretti bana” demiş. Eşim bunu bana anlatırken, sevincini gözlerinden fark ediyorum. Bütün öğretmenler, bütün kocalar, bütün babalar O’nun gibi olsa kötülük kalır mıydı bu toplumda diyorum…
Geçen gün öğrencisinin biri: “Yaz geliyor, denize gideriz artık” demiş. Eşim sormuş:
-İnsanların kadın erkek karışık ve çıplak olarak girdiği denize mi gireceksin?
-Evet hocam
-Peki hiç utanmıyor musun?
-Neden utanayım ki hocam, gayet normal.
-Oğlum sen müslüman değil misin?
-Müslümanım hocam.
-Sen domuz eti yer misin?
-Yemem Hocam.
-Peki neden?
-Haram Hocam.
-Domuz eti haram da, kadın ve erkeklerin çıplak olarak denize girmeleri, aynı ortamda bulunmaları haram değil mi?
-…..
Lisedeki öğrencilerin çoğu içki içiyor diyor eşim. Zina yapmayanı, içki içmeyeni neredeyse ayıplıyorlar.
“Gerçekten hiç mi denize gitmediniz, bir yudum bile mi içki içmediniz?” Hocam diye soruyorlarmış. “Hayır diyormuş eşim, Ben müslümanım. Allah haram diyorsa bitmiştir benim için…”
Allah korkusu ve muhabbeti alınmış gençlerin yüreklerinden. Son hızla ateşe doğru sürükleniyorlar. Çoğu aile cennete gül değil, cehenneme odun yetiştiriyor…
Şimdi herkes hayretle okuyor haberleri. Tecavüz, aldatma, cinayet haberlerinin ardı arkası kesilmiyor. Baba kızına, abi kardeşine, öğretmen öğrencisine… Eşini komşusuyla, kaynıyla, iş yerindeki kadınla veya erkekle aldatanlar… Kötülükler saymakla bitmiyor.
Şaşırıyoruz nasıl bu hale geldi bu toplum diye. Nasıl bu hale geldiğimizi anlamak için, on yıllar önce şu topraklara atılan ahlaksızlık tohumlarına bakın.
Arşivlerde yer alan, bira reklamlarına ve küçücük çocuklara bile nasıl bira içirildiğine, necisin nasıl süslü gösterildiğine bakın. Güzel bacak yarışmalarına bakın mesela. İlk yarışmaya sadece 4 kız katılmış. Bugün olsa salonlar dolup taşardı. Şimdi sokaklarda çoğu baldırlar çıplak!
Kanuni Sultan Süleyman’ın bir fermanla Fransa’daki dansı yasaklattığı izzetli günlerden, topraklarında dans yarışması yapılan zillet dolu günlere düçar olmuş toplum.
Artık izdivaç deyince aklımıza alenen kadın pazarlanan programlar geliyor. İffet deyince, tecavüz sahnesiyle meşhur iffetsiz bir film, sevgili deyince ulu orta yapılan ahlaksızlık ve zina geliyor… Şaban deyince ağzı bozuk, Gaffar deyince ayyaş bir tipleme geliyor.
Bedenlerini korumayı bilmiyor kadınlar. Tesettür ayetlerini bilmiyor.
Gözlerini korumayı bilmiyor erkekler. Yusuf’un hayasını bilmiyor.
Ne anne anneliğini, ne baba babalığını, ne evlat evlatlığını bilmiyor…
Evlerinize sahip çıkın, eşinize, çocuklarınıza sımsıkı sarılın. Hiç bir mazeretin kabul edilmeyeceği kıyamet günü için, Kitabınıza sarılın. Size Allah’ı hatırlatmayan, çevreyi, arkadaşı, komşuyu, şeytani olan herşeyi bırakın. Salih amellerinize sımsıkı sarılın…
Bismillah:
Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah’ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır. (Tahrim:6)
Cahide Sultan
Geçen gün öğrencisinin biri: “Yaz geliyor, denize gideriz artık” demiş. Eşim sormuş:
-İnsanların kadın erkek karışık ve çıplak olarak girdiği denize mi gireceksin?
-Evet hocam
-Peki hiç utanmıyor musun?
-Neden utanayım ki hocam, gayet normal.
-Oğlum sen müslüman değil misin?
-Müslümanım hocam.
-Sen domuz eti yer misin?
-Yemem Hocam.
-Peki neden?
-Haram Hocam.
-Domuz eti haram da, kadın ve erkeklerin çıplak olarak denize girmeleri, aynı ortamda bulunmaları haram değil mi?
-…..
Lisedeki öğrencilerin çoğu içki içiyor diyor eşim. Zina yapmayanı, içki içmeyeni neredeyse ayıplıyorlar.
“Gerçekten hiç mi denize gitmediniz, bir yudum bile mi içki içmediniz?” Hocam diye soruyorlarmış. “Hayır diyormuş eşim, Ben müslümanım. Allah haram diyorsa bitmiştir benim için…”
Allah korkusu ve muhabbeti alınmış gençlerin yüreklerinden. Son hızla ateşe doğru sürükleniyorlar. Çoğu aile cennete gül değil, cehenneme odun yetiştiriyor…
Şimdi herkes hayretle okuyor haberleri. Tecavüz, aldatma, cinayet haberlerinin ardı arkası kesilmiyor. Baba kızına, abi kardeşine, öğretmen öğrencisine… Eşini komşusuyla, kaynıyla, iş yerindeki kadınla veya erkekle aldatanlar… Kötülükler saymakla bitmiyor.
Şaşırıyoruz nasıl bu hale geldi bu toplum diye. Nasıl bu hale geldiğimizi anlamak için, on yıllar önce şu topraklara atılan ahlaksızlık tohumlarına bakın.
Arşivlerde yer alan, bira reklamlarına ve küçücük çocuklara bile nasıl bira içirildiğine, necisin nasıl süslü gösterildiğine bakın. Güzel bacak yarışmalarına bakın mesela. İlk yarışmaya sadece 4 kız katılmış. Bugün olsa salonlar dolup taşardı. Şimdi sokaklarda çoğu baldırlar çıplak!
Kanuni Sultan Süleyman’ın bir fermanla Fransa’daki dansı yasaklattığı izzetli günlerden, topraklarında dans yarışması yapılan zillet dolu günlere düçar olmuş toplum.
Artık izdivaç deyince aklımıza alenen kadın pazarlanan programlar geliyor. İffet deyince, tecavüz sahnesiyle meşhur iffetsiz bir film, sevgili deyince ulu orta yapılan ahlaksızlık ve zina geliyor… Şaban deyince ağzı bozuk, Gaffar deyince ayyaş bir tipleme geliyor.
Bedenlerini korumayı bilmiyor kadınlar. Tesettür ayetlerini bilmiyor.
Gözlerini korumayı bilmiyor erkekler. Yusuf’un hayasını bilmiyor.
Ne anne anneliğini, ne baba babalığını, ne evlat evlatlığını bilmiyor…
Evlerinize sahip çıkın, eşinize, çocuklarınıza sımsıkı sarılın. Hiç bir mazeretin kabul edilmeyeceği kıyamet günü için, Kitabınıza sarılın. Size Allah’ı hatırlatmayan, çevreyi, arkadaşı, komşuyu, şeytani olan herşeyi bırakın. Salih amellerinize sımsıkı sarılın…
Bismillah:
Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, acımasız, güçlü, Allah’ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır. (Tahrim:6)
Cahide Sultan